28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Yatırım harcamaları düştü, istihdam beklentisi zayıfladı u Merkez Bankası’nın açıkladığı verilere göre reel kesim güven endeksi, imalat sanayiinde kapasite kullanım oranları ve yatırım harcamaları oranlarında büyük düşüşler var. Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, reel kesim güven endeksi kasım ayında bir önceki aya göre 4.2 puan azalarak 102.7 puan düzeyine geriledi. Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi bir önceki aya göre 1.4 puan azalarak 108.4 puan düzeyine düştü. İhracat sipariş miktarında bir önceki ayda artış bildirenler lehine olan seyrin azalış bildirenler lehine döndüğü gözleniyor. Merkez Bankası açıklamasında, gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış beklentilerinin bir önceki aya göre zayıfladığı vurgulandı. İmalat sanayii kapasite kullanım oranlarında da temmuzda başlayan düşüşler sürüyor. İmalat sanayii genelinde kapasite kullanım oranı, kasımda bir önceki aya göre 0.4 puan azalarak yüzde 74.5 düzeyine geriledi. İmalat sanayii genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı da bir önceki aya göre 0.1 puan azalarak yüzde 74.0 düzeyine indi. Banka tarafından düzenlenen 2014 güz dönemi yatırım anketi sonuçlarına göre, söz konusu dönemde, 2014’te yapılan brüt yatırım harcamalarının bir önceki yıla göre cari fiyatlarla artış oranı, 2014 bahar döneminde öngörülenden daha düşük gerçekleşerek yüzde 19.6 oldu. Öte yandan TCMB Başkanı Erdem Başçı Bakanlar Kurulu’na yaptığı sunumda “Aşırı borçlanma eğiliminin uzun süre devam etmesi risk primini artırarak büyümeye, gelir dağılımına ve istihdama zarar verebilir” dedi. Köy Enstitülülerle Umudun Resmi Çıkıyor... Hafta sonu Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği’nin 4. Akdeniz buluşmasındaydım... Çocuklarımızın eğitimi, gelecekleri, eğitim dünyamız, öğretmen sorunları, ülkemiz sorunları, eğitimle doğrudan bağlantılı insani gelişmişlik düzeyimiz, yatırım, çağdaş üretim, aklın, insanın egemen olduğu topluma... ilişkin içime çöreklenmiş karabasanın, buluşmanın gerçekleştirildiği Pamukkale’deki otelin kapısının önüne varır varmaz uçup gitmesini yaşadım... Ülkemizin geleceğini karartmak isteyen iç ve dış odakların Köy Enstitülerinde yetişenlerden korkmalarının boşuna olmadığını bilmek başka... Artık ülke çapında sayılarının çok azaldığını düşündüğümüz “Köy Enstitülüler ruhunun...” yok edilemeyeceğine canlı tanıklık etmek çok başka... Yeni Kuşak Köy Enstitülüler buluşmasında, yaşayan köyden çıkmış Köy Enstitülüler, aynı ruhla kendilerini yetiştirmiş çocukları, aynı ruhu; bilgiyle çalışkanlık, üretimle yoğrulmuş sorumluluğu kapmak için gelmiş torunlarının yarattıkları sinerjiyi almamak, umudun resminin çizildiğini görememek olanaksız... Eğitime bulaşık gazetecilik yılları içinde arada birçok zorlu koşullarda gerçekleştirilmiş benzer buluşmalardan, ne kadar güçlü moral değerler kazanacağıma hazırlıklı olduğum halde, eğitimin dibe vurdurulduğu, çocuklarımızın geleceğine yönelik karabasan tablonun çizildiği bir zaman dilimi içinde, böylesine savaşkan, üretken, direngen, umudun resminin çizilebileceğini öngörememiş olmalıyım... Ülkenin her yerine yaşayarak ulaşmış, her meslek grubuna, en çok öğretmenliğe bulaşmış, bu kadar bilge, üretken, şair; müzisyenlikte, yaşamın her alanında, her tarakta bezi olan, köylülükten de hiç kopmamış; siyaseti, dünyayı, yaşama, insana ait her gelişmeyi olgunlukla yoramlayabilen bu kadar çok renkli, her yaştan insanı asla bir başka ortamda yakalayamazsınız... Selamlaşırken elinde kendi yazdığı kitabını uzatan, sözcüklerini güçlendirmek üzere anında büyük bir şiir ustasının dizelerinden alıntı yapan, türkülere eşlik eden, oyun oynamasını bilen, teknik ustalıklarını, köylülük aidiyetlerini, ürün yetiştirmeyi unutmadığıyla övünebilen öğretmenler, bilim insanları... Otelin salon panolarını, duvarlarını; yaşama, yaratıcılık, devrimcilik bakışlarını yansıtan söylemler, resimlerle donatmışlar... “Yıkamayacaklar”, “Aydınlanma ışığı sönmeyecek”, “Günaydın’la başlayan gün karartılamayacak”... Köy Enstitülerinin, en olumsuz koşullarda, köyün içinden karanlığı yırtma gücünden doğan korkunun, iç ve dış odakların “dinsizlik, komünizm geliyor” çığırtkanlığında yarattığı karanlık güç ittifaklarıyla kapatılmış olmasıyla yaşanan olumsuz gelişmeler bir bir masaya yatırıldı... Ülkemiz insanını yeniden çağlar gerisine, inanç ve emek sömürüsü bir arada teslim almaya yönelik çıkar ittifaklarının en anlamlıları, tehdit boyutlarıyla değerlendirildi. Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki çok daha olumsuz koşullarda yaratılabilen gelişmelerin, çoban çocuktan en üretken, bilge insana ulaşmanın önünü açan eğitimin reçetesi, Köy Enstitüleri deneyiminden yola çıkmanın gücünün altı çizildi... Öğretmenler Günü bağlantılı eğitim sorunlarını, öğretmen yetiştirmeyi, öğretmen yaşamını gündeme alan dünün haberleri ne kadar da iç karartıyor? Sadece İktidarları yönetimi, sorumluluğunda, 6070 binler olarak sayılan işsiz öğretmenler, son verilerle 330 binlere ulaşmış. Oysa işi olan öğretmenlerimizin geçinebilmek uğruna ek iş yapanlarının oranı da yüzde 80’leri bulmuş. Zaten öğretmenlerin aileleri desteğinde yaşamlarını sürdürmeye çalıştıkları bir başka gerçeklik. OECD ülkeleri içinde en düşük ücretle çalışan öğretmenler rekoru bizde. İşi olan öğretmenlerimiz anketleri yanıtlarken, yüzde 65’in üstünde bir oranla bir başka iş bulabilseler öğretmenliği hemen bırakacaklarını açıklamışlar. Öğretmenlerin en önemli nitelikleri arasında olması gereken mesleki yetkinlik, çocuklara ulaşabilme eğitimleri diplerde... Kitap okuyanı, moral değerlerini koruyabilenleri, öğrencileriyle iletişim kurabilenleri, mesleğiyle, yaptıkları işlerle onurlanabilenleri daha da diplerde... Umudun resmini çizebilen Köy Enstitülülerde bu olumsuzlukların hiçbiri atlanmasa da, umutsuzluğu beslemiyor... Onlar çok daha olumsuz koşulları yırtıp Cumhuriyetin kurtuluş sürecinde, devrimci birikimle, hem kendilerini hem de yetiştirdikleri kuşakları bir yerlere getirebilenlerdenler. Yorulmayı bilmeyen üretkenlikleri, savundukları değerleriyle bugünün karamsar, karabasan, gerici baskısından korkmadan, kaostan çıkış reçeteleri üzerinde kafa yoruyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı’na öğretmen yetiştirmeye odaklanmış çözüm reçetelerini sunuyorlar... Haberiniz olsun; öyle ya da böyle, öğretmenleri ne kadar moral değerlerini yıkarak sendikal örgütsüz, geriye püskürtürseniz püskürtün... Bu ülkenin aydınlanma deneyimi, birikimleriyle bir yerlerden devrimci eğitim şuralarını aratmayan bir ruhun ürünü çabalar çıkacak. Çocuklarımızın geleceğini karartamayacak, ülkenin insani gelişmişliği, tarımıyla sanayisi, çevre koruması bir arada, çağdaş üretimini geliştirecek insanların yetiştirilmesi reçeteleri yaşama geçirilecek... Türkiye’den Güney Afrika’ya teknoloji transferi yapıldığını belirten Koç’a göre potansiyel çok yüksek: Geleceği satın aldık u Arçelik’in, Güney Afrika’da 324 milyon dolara alınan ve 56 milyon dolarlık yatırım yapılan Defy fabrikalarıyla 3 yılda pazarın açık ara lideri olduğunu dile getiren Mustafa V. Koç, “Arçelik, topluluğumuzun küresel vizyonuna güç katarken ülkemizi dünyanın dört bir yanında başarıyla temsil ediyor” dedi. OLCAY BÜYÜKTAŞ DURBAN Topluluğun, küresel büyüme stratejisine en büyük ivmeyi kazandıran şirketinin Arçelik olduğunu söyleyen Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, “Şirketimiz, Avrupa’daki büyümesine paralel gelişmekte olan ülkelere yaptığı yatırımlarla gerçek bir küresel oyuncuya dönüşüyor. 2011’de Defy’ın alınmasıyla topluluğumuzun yatırım vizyonuna yeni bir kıta katılmış oldu. 3 yılda Arçelik, kıtada faaliyette bulunduğu ülke sayısını ikiye katlayarak 19’dan 39’a çıkardı. Topluluğun küresel ölçekteki her adımını, Türkiye’nin küresel konumunu güçlendirme yolunda bir yatırım olarak görüyorum” dedi. Güney Afrika’daki potansiyelin çok iyi olduğunu vurgulayan Koç, yapılan alma ve yatırımla söz konusu bölgede geleceğin satın alındığını dile getirdi. Faaliyet alanını genişletme yolunda önemli bir adım atan Arçelik, merkezi Durban’da bulunan Defy’ın kapılarını Türk basınına açtı. Durban’da düzenlenen toplantıda konuşan Koç Holding Dayanıklı Tü ketim Grubu Başkanı ve Arçelik AŞ Genel Müdürü Levent Çakıroğlu da “Son dönemde gösterdiğimiz güçlü ve istikrarlı büyüme performansı ile şirketimiz dünya beyaz eşya pazarının yarısına denk gelen EMEA (AvLevent Mustafa Hakan rupa Ortadoğu Afrika) Çakıroğlu V. Koç Kozan bölgesinde 2’nci büyük beyaz eşya şirketi konumuna Defy’ın Güney Afrika’daki tesislerinin kapıları yükseldi. Güney Afrika’nın Türk basınına açıldı. Koç Holding Yönetim lider markası Defy ise AfriKurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koç Holding ka’daki büyüme stratejimizi Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik destekleyen güçlü bir platAŞ Genel Müdürü Levent Çakıroğlu, Koç form” diye konuştu. Holding Dış İlişkiler ve Kurumsal İletişim Defy’ın, Afrika’daki straDirektörü Oya Ünlü Kızıl’ın katılımıyla yapılan tejik hedefleri için anahtar fabrika ziyaretilerinde çalışanların olduğunu dile getiren ve şiroldukça keyifli olduğu gözlendi. ketin bölgedeki yerini sağSeyahatte Ezakheni’deki So lamlaştırırken cazip fırsatğutucu ve Jacobs’taki  pişirici ve çamaşır kurutma makinesi ları da takip ettiklerini beEast London fabrikasında yapılan yeni gardırop tipi işletmesi ziyaret edildi. lirten Mustafa V. Koç, sabuzdolabı üretim hattının resmi açılışı dün yapıldı. tın alma işleminden bugüne geçen 3 yılda yüksek büyüme potansiyeline sahip kıMustafa V. Koç, ta genelinde, faaliyette buArçelik’in, Defy’ın lunulan ülke sayısının ikibaşta Güney Afrika olye katlandığını, Batı OrArçelik’in bu satın almayla, 4 Arçelik, Güney Afrika’da 3 üretim temak üzere, faaliyet gösta ve Doğu Afrika bölgepazar çeşitlendirmesi hedefi sisiyle yıllık 2 milyonu aşkın kapasite, 3 bin lerinde 20112014 arasınterdiği tüm ülkelerde en doğrultusunda çok önemli çalışanla faaliyet gösteriyor. da yaklaşık 6 kat büyüme iyi ürünleri sunması için bir potansiyeli de satın al4 Defy ürünleri Durban, Johannesburg, Blosağlandığını anlattı. Koç, ürün knowhow, üretim dığını ifade eden Levent emfontein, Cape Town, East London, Pretoşirketin Afrika operasyonteknolojileri ve uluslararası Çakıroğlu; Defy’ın ken ria, Port Elizabeth, Polokwane olmak üzere larının 2011’de tüm ihradine ait üretim, satış, da 8 noktada tüketiciye ulaşıyor. tedarik zinciri konularındacatın Avro bazında yüzde ğıtım ve servis ağıyla paki uzmanlığını Defy’a aktar4 Defy ürünleri; aralarında Nijerya, Zam3.5’i iken 2014’te bu orazardaki konumunu pekiş bia, Mozambik, Zimbabve ve Tanzanya gimaya odaklandığını anlattı. nın yüzde 14.5’e çıktığı tirmeye devam ettiğini; 6 bi ülkelerin bulunduğu Afrika pazarlarına ihOrtaklık, satın alma gibi bilgisini de verdi. ana ürün grubu toplamın raç ediliyor. Ayrıca, global marka Beko ile uluslararası ticari ilişkileda yaklaşık yüzde 40 pa de Afrika ülkelerinde büyüme devam ediyor. rin bir amacının da knowzar payıyla liderliğini güçhow paylaşımının ilerle4 Markanın geçmişten bugüne Güney lendirdiğini açıkladı. Çakı Afrika’da; soğutucu, derin dondurucu, çamesini sağlamak olduğuroğlu, bugün Güney Afrika maşır ve bulaşık makineleri, kurutucu, fırın, nu vurgulayan Koç, “Bu Cumhuriyeti’nde 15 milyo gazlı ocak, aspiratör ve mikro dalga fırın olçabanın ilk meyvesi nu aşkın Defy markalı ürün mak üzere, faaliyet gösterdiği tüm ürün grupAfrikalı tüketicilerin bulunduğunu söyledi. larında sektöründe lider. enerji ve su verimli Çakıroğlu’nun Defy fab4 2014’ten itibaren klima ve küçük ev aletekonomik ürünBüyük bir çoğunluğunu Zulu rikaları ve Güney Afrika pa lerini de Defy ürün gamına katıldı. lerle buluştukabilesi üyelerinin oluşturduğu zarına ilişkin verdiği bilgiler 4 Defy, 400 kişilik bir insan kaynağı ile rulması olçalışanlar fabrika ziyareti önceözetle şöyle: satış sonrası hizmetleri yürütüyor. du” de sinde yerel dans gösterisi yaptı. di. Üretim teknolojisi aktarıldı Pazar payı yüzde 40 PTT işçileri ücretleri için İstanbul Haber Servisi PTT Sirkeci Ek Hizmet Binası’nın inşaatında çalışan ve ücretlerini alamayan taşeron işçiler dün Sirkeci Büyük Postane önünde eylem yaparak ücretlerinin ödenmesini istedi. İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin de destek verdiği eylemde “Örgütlenerek direniyoruz. Direnen işçiler kazanacak” yazılı pankart açan işçiler, “Direne direne kazanacağız”, “Yaşasın onurlu mücadelemiz”, “İnşaat işçisi köle değildir” sloganları attı. İşçiler adına yapılan açıklamada “ Geçen hafta Çalışma Bakanlığı Müfettişleri, arkadaşlarımızın çalıştığı döneme ilişkin tespitleri yapmış ve PTT yönetimine bildirimde bulunmuştu. Yönetim ödeme yapması gerekli olduğu halde hukuku tanımamış ve işçilerin üzerine polisleri saldırtarak darp ettirmiştir. İşçi düşmanı tavrın asıl sahibi genel müdür Osman Turanlı’dır. Bakanlık tarafından tespiti yapılan alacaklarımızın derhal ödenmesini istiyoruz” denildi. Emekçiye tehdit ve zulüm u Açtıkları davaları kazandıkları halde kadroya alınmayan binlerce taşeron işçisi Ankara’da eylem yaptı. Eylem öncesinde ‘işten atarız’ denilerek tehdit edilen işçilerin anlattıkları, akıl almaz taşeron uygulamalarını da gözler önüne serdi. MUSTAFA ÇAKIR direniyor İşçilerin anlattıkları ‘pes’ dedirtti İşçilerin anlattıkları ise taşeron firmaların akıl almaz uygulamalarını gözler önüne serdi. Cumhuriyet’e bilgi veren işçilerin anlatımları şöyle: * Taşeron firma yöneticileri tarafından “eyleme katılırsanız işten atarız” denilerek tehdit edildik. * Her yıl 1 Mayıs’ta işe başlatılıyoruz. 1 Aralık’ta da işten çıkarılıyoruz. Asgari ücretle çalışıyoruz. Hiçbir zaman 12 ay çalışamıyoruz. Cumartesi, pazarımız yok. Kıdem tazminatı alamıyoruz. * 6 firma değiştirdik. Haberimiz bile olmadan bir taşeron firmadan başka bir taşerona aktarılıyoruz. * Sigortalarımız eksik yatıyor. Bir ayda 11 gün eksik var. SGK’ye durumu anlattık, şikâyet edelim dedik. Bir sonuç alamadık. * Sigortamız hiçbir zaman 120 gün yatmıyor. Hep ya 118 gün ya da 119 gün yatıyor. İşsizlik maaşı almayalım diye sigortamız bilerek eksik yatırılıyor. İşsiz kaldığımızda para alamıyoruz. ANKARA Yurdun dört bir yanından başkente gelen Karayolları’nda çalışan taşeron işçileri, açtıkları davaları 3 yıl önce kazandıkları halde kadro vermeyen hükümeti protesto etti. Karayolları Genel Müdürlüğü önünde “Kadro hakkımız söke söke alırız” sloganları atan işçiler, kadro, toplusözleşme ve geçmişe yönelik alacaklarının ödenmesi olmak üzere 3 talep dile getirdi. İşçiler bu üç talepten asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Türkİş Başkanı Ergün Atalay, dünyanın hiçbir yerinde 3 yıl önce sonuçlanmış olan yargı kararlarını uygulamayan hükümet bulunmadığına dikkat çekerek “Bunun sorumlusu AKP’dir” dedi. Atalay, işçilere kadro verilmemesi halinde işyerlerinde “yaprak kıpırdatmayacaklarını” söyledi. Yolİş Sendikası Başkanı Ramazan Ağar ise iktidara, “Hâlâ bu insanlar köle gibi taşeron emrinde mi çalışsın istiyorsunuz” diye seslendi. Yargı kararlarının 3 yıldır uygulanmamasının hükümetin “ayıbı” olduğunu dile getiren Ağar, “İlla Soma gibi, Ermenek gibi başımıza bir şey mi gelsin istiyorsunuz” dedi. Ağar, hükümete, “Madenlerde ölü toplayıcısı haline geldiniz. Ölülere sahip çıkıyorsunuz. Ölmeden önce sahip çıkın. İşçilere hayattayken kadrolarını verin. Biz ölmeden kadromuzu verin” dedi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Her 5 işverenden 1’inin açık işi var Ekonomi Servisi Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından işgücü piyasasının talep boyutunu tespit etmek amacıyla yılın ilk 6 ayına ilişkin yapılan araştırmaya göre 2 bin 94 meslekte toplam 198 bin 582 kişilik açık iş pozisyonu var. Bu, Türkiye genelinde işverenlerin yüzde 20.4’ünün açık işi olduğu anlamına geliyor. İmalat sektöründeki işyerlerinin yüzde 29’u, İnsan Sağlığı ve Sosyal Hizmetler sektöründeki işyerlerinin yüzde 28’i ve Konaklama ve Yiyecek Hizmet Faaliyetleri sektöründeki işyerlerinin ise yüzde 27’sinde açık iş bulunuyor. İşgücü piyasasında doktor (83), ebe (232), sağlık memuru (540) ve hemşire (1.345) mesleklerinde toplam 2 bin 200 açık iş tespit edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle