05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA Uyuşturucu kayboldu İZMİR (Cumhuriyet) İzmir Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şube Müdürlüğü’nün geçmiş operasyonlarda ele geçirdiği yaklaşık 3 bin uyuşturucu hap imha edilmek üzere konulan özel bölümden kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından alındı. Olayın ortaya çıkmasının ardından da polisin kendi iç incelemesi ile savcılık araştırması başladı. Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya olayı doğruladı. HABERLER 7 Yalnızlar Dış Haberler Servisi Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’nin Suriyeli mültecileri kabul etme kapasitesinin artık sınıra dayandığını, mültecilerin kendi imkânlarıyla ayakta kalmaya çalıştığını duyurdu. Örgütün dün yayımlanan “Yaşam Mücadelesi” başlıklı raporunda 220 bin mültecinin gıda ve temel ihtiyaçlarının karşılandığı 22 kampta kaldığı, geri kalan 1.38 milyon kişinin kampların dışında, daha çok sınır bölgesinde yaşadıkları, İstanbul’da ise 330 bin kişinin bulunduğu belirtildi. Eylül ayında üç gün içinde 130 bin mültecinin Türkiye’ye girdiği, bu rakamın bütün Avrupa Birliği ülkelerinin kabul ettiği mülteci sayısını geçtiğine dikkat çekilen raporda, Türkiye’nin mülteciler için 4 milyar dolar harcadığı ve bedava sağlık hizmeti sağladığı kaydedildi. Rapora göre, Aralık 2013Ağustos 2014 arasında sınırı kaçak geçmeye çalışanlara ateş açılması sonucu 17 kişi hayatını kaybetti, 31 kişi de dövüldü. Soruşturma açılmasını talep eden örgüt, “Türkiye’nin mevcut sınır politikasının yürümediği ortada” değerlendirmesini yaptı. Raporda Suriyelilerin barınma, sağlık hizmetlerine erişim, eğitim gibi temel ihtiyaçlarına ulaşmakta sıkıntı yaşadığı vurgulandı. Bu durumdan en çok etkilenenler ise tabii ki çocuklar... Daha Doğrudan Yöntemlerle Siyasetin eleştirel yorumcuları umutla umutsuzluk arasında gidip gelirler. Bunu da doğal karşılamak gerekir. Çünkü egemenlerin ellerinde bulundurdukları ve her geçen gün tahkim ettikleri silahlar umutsuzluğu, tarihin determinist yorumu ve kitlelerdeki hoşnutsuzluk da umudu besler. “Önünde sonunda yenilirler” determinizminin işe yarar, güvenilir bir umut kaynağı olmadığını bilmekte yarar var. Öyleyse umudun biricik kaynağı kitleler ve onların hoşnutsuzluklarının siyaset eleştirisindeki etkin rolü olmalı. HHH Kitleler ve onların siyasi tutumu söz konusu olduğunda egemenlerin büyük bir rahatlıkla sandığı gösterdiklerini biliyoruz. Bu demagojik savunmanın hiçbir aklı başında itirazı da dinlemediğini, “sandık ne gösteriyorsa o” demekten vazgeçmediği de malum. Temsili demokrasinin, ne kadar demokrasi olduğu bir yana, egemenlerin duruma göre seçim sistemlerinde oynayabildiklerini, “milli bakiye” gibi bir “hataya” izin vermediklerini de geçmişte gördük, yaşadık. 15 vekil ile Meclis’e giren TİP deneyimini kâbus gibi yaşadılar ve hızla vazgeçtiler o sistemden. HHH Sonrası risk taşımayan seçim sistemlerinin uygulanması ve bu sistemlerin de barajlarla iyice korumaya alınması oldu. Bu duvarı aşmak kolay değildir. Yüzde 67 gibi önemli bir toplumsal desteğe ve bu desteği güçle koruma “şansına” sahip olan Kürt partileri bile ancak bağımsız adaylarla barajı delebildiler. Bölünmüş sosyalist solun barajı bu türden yollarla aşabilmesi ise baraja eklenen bin türlü engel nedeniyle olanaksız gibidir. Peki durum buysa demokrasi açısından rüştünü ispat edememiş temsili demokrasinin antidemokratik yöntemlerine boyun eğmek mi gerekiyor? HHH Kuşkusuz hayır. Demokrasinin daha doğrudan yöntemlerine başvurmak temsili demokrasiye de güçlü, sağlam bir eleştiri olacaktır. Sistemin sahiplerinin hoşuna gitmese de kitlelerin gösteri hakkını etkin koruma ve hak almayla geliştirerek doğrudan kullanmasının birinci meşruiyet kaynağı; demokratik karakteridir. İkincisi ise; yürürlükteki seçim sisteminin antidemokratik niteliği, barajın varlığı, siyasi partiler yasasının partileri sistemi korumaya zorlayan yapısı ve seçimlerin gerçekleşme koşullarının demokrasiyle ilgisizliğidir. HHH Bugün Türkiye’de ağır bedeller ödeme pahasına kendini etkili bir şekilde gösteren toplumsal muhalefet hareketleri yeni bir aşamaya ulaşmaya çalışıyor. Tamamen demokratik nitelikteki bu hak eylemlerinin daha da yığınsallaşması, kendi aralarında amaç benzerliklerinden güç alan birlikler oluşturmaları, kazandıkları küçük ama kesinlikle önemli başarıları koruma kararlılığı göstermeleri egemenlerin temsili demokrasisini yontacak, gerçeğe daha yakın bir temsilin siyasette kendini göstermesine öyle ya da böyle yol açabilecektir. HHH Halk eylemlerine burun kıvıranların birincisi iktidar sahipleri ise ikincisi sistemin gönüllü koruyucuları neoliberaller ve ekonomiyi sistem içinde “düzeltme” yalanının sahibi “reformculardır.” Çünkü onlar mülkiyetin ve değişimin kendi içinde gerçekleşmesinin savunucularıdırlar; halk hareketlerine mülkiyetin dokunulmazlığı açısından yaklaşır; bir iki “marka yaratmakla” ekonominin gelişmişler katına çıkacağını iddia ederler. Sureti haktan görünüp “durun ne yapıyorsunuz yakında zaten iktidarız” demeleri, aralarındaki ilericilere, devrimcilere öfkelenmeleri, meşruiyeti her zaman “kanun dairesinde” aramaları bundandır. Yasaların hukuk dışılığı onları pek ilgilendirmiyor; hukukçu değil kanuncudurlar. HHH Yaygın toplumsal muhalefet hareketlerinin, seçim sistemiyle, barajlarla, manipüle edilmiş sandıktaki “çoğunluğu” etkilemesi ise en büyük kâbuslarıdır. Taksim Meydanı’ndan, Gezi’den Yırca’ya, Soma’ya, Ermenek’e sahip çıkanlardan, HES direnişlerinde taviz vermeyenlerden, nükleer santrallara itiraz edenlerden, ağacın yurt olduğunu söyleyen yurtseverlerden korkuları, bu hareketlerin, sandıktaki “çoğunluğu” da “yoldan çıkarma” kabiliyetine sahip olmasından kaynaklanıyor. Haklı bir korkudur, ne diyelim... Katil zanlıları serbest ADANA (Cumhuriyet) Diyarbakır’da eşiyle birlikte pazarda alışveriş yaparken şehit edilen Astsubay Nejdet Aydoğdu için yürütülen soruşturmada Muğla’da Yunus Emre T., kuzeni Yunus T, İstanbul ve Adana’da da 1 kişi gözaltına alınmıştı. Emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edilen 3 kişi Cumhuriyet Savcısının talimatıyla serbest bırakıldı. Suruç’taki kamptan... (Fotoğraf: REUTERS) Çocuklar yoksulluk, şiddet ve istismar döngüsünde Mali tezkeresi kabul edildi Dertleri boylarından ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB’nin, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali’de icra ettiği harekat ve misyonlar kapsamında yurtdışına gönderilmesi için 1 yıl süreyle izin verilmesini öngören Başbakanlık Tezkeresi kabul edildi. büyük Uğur ve Berkin Yargılanan çocuk arttı SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye’nin sicili kötü. İlkokulda olması gereken 70 bin çocuk, eğitim hakkını kullanamazken, yargılanan çocuk sayısı 15 yılda iki katına çıktı. Her yıl 40 bin çocuk ise aile zoruyla evlendiriliyor. Adana Çocuk ve Kadın Hakları Derneği (ÇKHD) Başkanı Çiğdem Akça, Türkiye’de çocukların, yoksulluk, şiddet ve istismar döngüsü içinde olduğunu vurgulayarak “Çok yakın bir tarihte Pozantı Cezaevi’nde yaşanan istismar ve kötü muameleleri unutmadık. Çocuğa yönelik şiddet ve istismar vakalarındaki artış, çalışan çocuklar, yaşam haklarını kullanamayan çocuklar günümüzde her gün duyduğumuz, rastladığımız olumsuzluklar” dedi. UNICEF ve OECD verilerine göre, dünyada her gün 3 bin çocuğun insan ticaretinin kur Türk garsonu idam ettiler Haber Merkezi Suudi Arabistan Haber Ajansı’nda (SPA) yer alan haberde, Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı’nın Türk uyruklu Ali Ahmet Ağırdaş’ın mahkeme tarafından hakkında verilen idam hükmünün dün uygulandığını belirtti. Garsonluk yapan Ağırdaş, 2006’da uyuşturucu deposuna yapılan baskında yakalanıp tutuklanmıştı. banı olduğunu, her dört çocuktan birinde gelişim yetersizliği bulunduğunu anlatan Akça, Türkiye’de ise yoksulluk oranının yüzde 24,6 olduğunu ve bundan en çok çocukların etkilendiğini söyledi. Türkiye’de ilkokul çağındaki 70 bin çocuğun eğitim alamadığını, yargılanan çocuk sayısının ise son 15 yılda 2 katına çıktığını belirten Akça, her yıl 40 bin çocuğun aileleri tarafından evlendirildiğini söyledi. EğitimSen Başkanı Ahmet Karagöz ise Türkiye’de çocukların yaşam hakkı bile olmadığını vurgulayarak “Geçen sene Berkin Elvan’dık, İbrahim Aras’tık ondan önce Uğur Kaymaz’dık, Ceylan Önkol’duk. Şimdi Suriye’de, Irak’ta katledilen çocuklar olduk. Pozantı, Sincan, Şakran derken cezaevlerinde çocukların maruz kaldığı kötü muamele ve işkencelere son verilmediği bilinmektedir. Çocuklarımızı elimizden alan devlet sistemi, sokakları, okulları ve parkları boşaltmakta cezaevlerini doldurmaktadır” dedi. Musevi öğrenciye l MEB’in TEOG teklifine bir okul olumlu yanıt verdi özel din sorusu Ağırlık vaat edilmiş topraklarda Konulardan bazıları: l Roş Aşana, yargı, Kipur orucu, kefaret: İbranice yılbaşı anlamına gelen Roş Aşana, dini anlam olarak ise en önemli yargı günü. Bu günde dünyada yaşayan her canlının Tanrı tarafından yargılandığına inanılıyor. Yom Kipur yani kefaret günü ise Musevilerin en kutsal günü. Bugün oruç tutularak sinagogda geçiriliyor. l Şabat, yaratılış ve emek: “Şabat” yani Musevilerin dinlenme günü. Bu konu ile ilgili sorular, “evrenin ve dünyanın yaradılışı, insanın emeği ve dinlenmesinin önemi” ile birlikte sorulacak. Çünkü, Yahudilikte evrenin başlangıcında dünyanın 6 günde yaratıldığı ve 7. gün dinlendiğine inanılıyor. TEOG sorularında, Musevi öğrencinin “Sakin mizaçlı olma, hayat gailesinden kopabilmenin önemi, kendi inancına dönme”nin Şabat ile ilişkisini ne kadar kurabileceği ölçülecek. l Yeoşua ve Vaat Edilmiş Topraklar: TEOG’da sorulacak Musevilere özel 20 sorudan en ağırlıklı olması beklenen konulardan birinin Tevrat’ta adı geçen peygamberlerden biri olan Yeoşua’nın öğretileri olması bekleniyor. Birçok Yahudi metninde Yeoşua, “vaat edilmiş topraklar”a götüren peygamber olarak anılıyor. Sorularla öğrencilerin Yeoşua’nın öğretileri ile “yeni nesillerin geleceğe hazırlanması ve görev bilinci” arasında bağlantı kurması istenecek. l Yahudiliğin dinler arasındaki yeri: Musevi öğrencilere, “Günümüzde Yaşayan Dinleri Tanıyalım” konusunda Hıristiyanlık ve Müslümanlıktan soru sorulabilecek. SİNAN TARTANOĞLU ANKARA TEOG sınavında bu yıl, Musevi öğrencilere özel din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden soru sorularak bir ilk yaşanacak. Milli Eğitim Bakanlığı, TEOG’da din sorularından muaf olmak istemeyen Özel Ulus Musevi 1. Karma Ortaokulu’nun 8. sınıf öğrencilerine, “Roş Aşana Bayramı, Kipur Orucu, Şabat ve evrenin ve dünyanın yaradılışı, hayat gailesinden kopabilmenin önemi, kendi içine dönme, Yahudiliğin yasakladığı kumar, uyuşturucu ve çarpık ilişkiler gibi kötü alışkanlıklar, evin kutsiyeti, Yahudiliğin dinler arasındaki yeri” gibi çok sayıda konu içinden soru soracak. MEB 376 okula bir yazı göndererek TEOG’da din sorusu isteyip istemediklerini sormuştu, sadece Özel Ulus Musevi 1. Karma Ortaokulu, MEB’in teklifine olumlu yanıt vermişti. Teklifine olumlu yanıt alan MEB, Talim ve Terbiye Kurulu kararı ile okula, 20142015 eğitim öğretim yılına mahsus olmak üzere “8. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Konu ve Kazanımların Çalışma Takvimine Göre Dağılım Çizelgesi” gönderdi. Böylece TEOG’un birinci ve ikinci dönemleri, merkezi ortak sınav tarihlerine kadar işlenecek konular belirlendi. MEB, okulun öğrencileri için Talim ve Terbiye Kurulu tarafından oluşturulan müfredat çerçevesinde din kültürü soru hazırlama uzmanları tarafından 169 soru hazırlandı. Soruların redaksiyonunu Ankara Üniversitesi Dinler Tarihi bölümü profesörleri tarafından yapıldı. Soruların müfredata uygunluk denetimi ise gizlilik sözleşmesi yapılan iki Musevi öğretmen tarafından da kontrol edildi. Demirkol’a 8 yıl 9 ay hapis ANTALYA (AA) Oyuncu Gamze Özçelik’e tecavüz ettiği iddiasıyla yargılanan eski milli basketbolcu Gökhan Demirkol, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada hâkim karşına çıkarıldı. Mahkeme Demirkol’u 8 yıl 9 ay hapse mahkum etti. Demirkol, 8 ay 10 gün cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış, Yargıtay kararı 9 Haziran 2008’de bozmuş ve yargılama yeniden başlamıştı. Çalıştırmak da yasal evlendirmek de FİGEN ATALAY Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaşına kadar herkes çocuk sayılır. Fakat Medeni Kanun’da evlenme yaşı özel durumlarda 16, çocuğa karşı işlenen cinsel suçlarda 15 olarak kabul ediliyor. Bu kargaşanın önlenmesi için kişinin tüm yasalarda 18 yaşına kadar çocuk kabul edilmesi öneriliyor. Aile Hukuku Derneği Başkanı Prof. Dr. Bahadır Erdem, Çocuk Hakları Günü nedeniyle düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, “Çocuğun gelişmesinde anne baba birlikte sorumludur fakat Türk hukukunda boşanma sırasında ortak velayet verilmiyor. Velayetin her iki ebeveyne de ait olması gerekmektedir. Eğitim zorunluluğu Türkiye’de ilköğretim ile sınırlı, oysa sözleşme maddesine göre eğitim zorunluluğu lise eğitimini de kapsamalıdır. Çocuğun cinsel sömürü ve suiistimale karşı daha iyi korunması için hafifletici neden göz önüne alınmamalıdır. Haziran ayında getirilen yasayla cezalar ağırlaştı fakat hâlâ yeterli değil. Ayrıca anadilde eğitim konusunda Türkiye’nin BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne koyduğu çekinceler 1994 Türkiyesi için makul sayılabilecekken bugünkü konjonktürde ve geldiğimiz noktada çekincelerin kaldırılması düşünülmelidir” dedi. Özel Tarsus SEV Ortaokulu öğrencileri “Şiddeti Övmeye Hayır!” kampanyası başlattı. Öğrenciler şiddeti meşrulaştıran atasözleri ve deyimlere hayır dedi. Çocuklar artık “Kızını dövmeyen dizini döver”, “Dayak cennetten çıkmadır” yerine; “Kızını seven kendini sever”, “Sevgi cennetten çıkmadır” denilmesini istiyor. Garipoğlu’nun intiharı Kızını seven kendini sever İstanbul Haber Servisi Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, Cem Garipoğlu’nun Silivri Cezaevi’nde intihar etmesi ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcılıktan yapılan açıklamada, “Cem Garipoğlu’nun kesin ölüm sebebinin başına poşet geçirilmesine bağlı ağız burun kapaması ve boyuna bağ tatbikine bağlı mekanik asfiksi sonucu meydana gelmiş olduğu sonucuna ulaşılmıştır” denildi. 9 BİN KİŞİYİ DAHA SOYACAKLARDI 113 çocuk işkence gördü KAYHAN AYHAN İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü” dolayısıyla hazırladığı raporda, Türkiye’de çocuklara yapılan işkence ve kötü muameleye dikkat çekildi. Raporda 1 Ocak19 Kasım 2014 tarihleri arasında 113 çocuğun işkence gördüğü, gözaltına alınan 360 çocuktan 59 çocuğun tutuklandığı, 42’sinin ise yaralandığı belirtildi. İHD’den yapılan açıklamada çocuklara şiddet uygulayan kamu görevlilerinin yargılanamadığına dikkat çekilerek “Devlet eliyle öldürülmüş çocuklara adalet yok” denildi. Raporda, işkence gören 113 çocuktan 49’unun cezaevinde, 64’ünün ise gözaltı merkezlerinde şiddete mağruz kaldığı belirtildi. İHD tarafından yapılan açıklamada Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Çocuk Cezaevi yetkililerinin yaşanan tacize, şiddet ve tecavüze karşı karşı duyarsız kaldığı kaydedilerek “55 yılda çocuklar ‘hak’lar bakımından en fazla mağdur edilen kesim” denildi. Raporda çocukların Roboski’de, Gezi’de göz göre göre öldürüldüğüne dikkat çekildi. İşgal ettiler Binlerce kişiden 2.5 milyon lira çaldılar İstanbul Haber Servisi İstanbul’da, kurdukları call center ofislerinden yurttaşları arayıp, check up, asistanlık, yol yardım, ambulans, çilingir ve İSKİ hizmetleri verdiklerini söyleyerek kart bilgilerini alıp dolandırıcılık yapan 21 kişilik çete çökertildi. Çetenin, 6400 kişinin kart bilgilerini alarak 2 milyon 460 bin 350 lira para çektiği belirlendi. Para çekilmeyi bekleyen 9 bin kişinin kart bilgilerinin yer aldığı not kâğıtları bulundu. İstanbul’da bazı yurttaşlar, bilgileri dışında hesaplarından para çekildiğini söyleyerek ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulundu. Harekete geçen Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde kurulan özel ekip bir ay önce araştırma başlattı. Geçen cuma günü polis eşzamanlı baskın düzenlendi. Bir ay önce düzenlenen call center operasyonunda serbest kalan A.A’nın da arasında bulunduğu 21 kişi gözaltına alındı. Yapılan aramada 9 bin kişiye ait kart bilgilerinin bulunduğu not kağıtları ele geçti. Çetenin, 6400 kişinin hesabından 2 milyon 460 bin 350 lira çektiği belirlendi. A.A’nın da aralarında bulunduğu 7 kişi tutuklanırken, diğerleri serbest kaldı. Bir kişiye 5.7 milyon lira 169 soru ANKARA (AA) Süper Loto’da 6 bilen 1 kişi, 5 milyon 742 bin 630 lira 20 kuruş kazandı. kazandıran numaraları 6, 19, 20, 29, 36 ve 46 olarak belirlendi. Kazandıran numaraları 6, 19, 20, 29, 36 ve 46 olarak belirlendiği çekilişte 5 bilenler 5 bin 14 lira kırk beşer kuruş, 4 bilenler 86 lira ellişer kuruş, 3 bilenler 17 kişi 7 lira kırkar kuruş ikramiye alacak. Ataşehir’deki “Çocuk Hakları Atölyesi”ne katılan 160 çocuk, 20 Kasım BM Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle ellerinde taleplerini dile getiren dövizleriyle Ataşehir Belediyesi’nde “Occupy Belediye” (Belediyeyi İşgal) eylemi yaptı. Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi çocukları belediyenin merdivenlerinde “Bilgili olacaksınız, güçlü olacaksınız, haklarınızı alacaksınız” diyerek karşıladı. Toplantıda taleplerini dile getiren çocuklar; konferans salonu, çocukların küçük yaşta çalıştırılmamasını, okula gitmeye imkânı olmayan çocuklara yardım edilmesini istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle