05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2014 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 topluyor... BirGün’ün dün çıkan haberinde, Ankara Hacıbayram’da sokaklarda güpegündüz IŞİD propagandası yapıldığı fotoğraflarıyla önümüze serildi... Tevhit bayrakları açılmış... IŞİD’cilerin Ankara’dan Dakka’ya gidip geldikleri öne sürülüyor... Daha önce de Cumhuriyet’te bu tür haberler çok çıktı... Peki, koskoca devletimizin güvenlik güçleri ne yapıyor? Irak Şam İslam Devleti’nin yandaşları büyük kentlerimizi mesken tutmuş, istediğini yapıyor, polis onlara dokunmuyor... Eylem yapan emekçileri gazlayıp gözaltına alıyor! Demek ki laik, demokratik hukuk devletimiz IŞİD’i bir tehlike olarak görmüyor... HHH İslam dünyası, Ortadoğu bir yangı yeri değil mi? Bunca insan öldü Suriye’de, Irak’ta... Libya’da aşiret savaşları bitmedi; Esad üç ay içinde gitmedi... Olan yoksul halklara oldu! Kaçan kaçtı! Parası olan Türkiye’ye başka ülkelere yerleşti, iş kurdu... Irkçı, İslamcı bir şiddet sarmalı Musul’da Irak ordusunu kaçırdı, Kobani’yi kuşattı... Biz hâlâ Amerika’nın keşfiyle gündemi değiştirmeye çalışırken “eşit yurttaşlık”ı tartışıyoruz... Eşit yurttaş olmak o denli zor mu? Biz Aleviler, Kürtleri anlayabildik mi, ne istediklerini algıladık mı? Eşit yurttaşlık, Türklerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Sünnilerin, Alevilerin ve diğer herkesin hakkı! Ne var bunda? Anadilde eğitim, eşit yurttaşlık! Üniter devlet çatısı altında, demokratik hak ve özgürlükler... Size bir şey söyleyeyim: “Düşmanlığın kölesi olan ilkelleşir!” HHH Düşmanlığın kölesi olmadan yaşamak zorundayız... Irklar ağırlıklı İslamcı şeriat yorumlarına kanmayıp, uygar bir toplum yaratacağız! Düşmanlığın kaynağını, kökenini, gerekçesini, nedenlerini araştırıp bulan; gördüklerine ve önyargılarına benliğini kaptırmayan eğitim sistemini kuracağız... Bunları yapabilir miyiz? Yapamazsak çağdaş toplum olamayız... Köle düzenine teslim oluruz... Sarraf, hakkındaki iddiaları TBMM gündemine taşıyan Tanrıkulu’na dava açtı Meclis’i susturacak CANAN COŞKUN 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında hakkında takipsizlik kararı verilen Rıza Sarraf, kendisi hakkında Meclis’e 14 önerge veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu hakkında tazminat davası açtı. Sarraf, Tanrıkulu’nun Meclis Başkanlığı’na verdiği soru önergeleriyle ilgili “gerçeğe aykırı ve kişilik haklarını ihlal ettiği” iddiasında bulunarak manevi zararın giderilmesini istedi. Her bir soru önergesi için 5 bin TL olmak üzere toplam 70 bin TL manevi tazminat talep etti. Sarraf’ın avukatı Şeyda Yıldırım dava dilekçesinde müvekkilinin siyasete alet edildiğini belirterek, itibarının zedelendiğini, onurunun ayaklar altına alındığını öne sürdü. Sarraf, avukatı Şeyda Yıldırım aracılığıyla İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde, mahkeme kararının uygun görülecek yerde ve şekilde ilan edilmesini, yargılama sürecinde ve karar kesinleşinceye kadar da Tanrıkulu’nun yazılı ve görsel medyada kişilik haklarını zedeleyecek yazılı ve sözlü açıklamalar yapmaması için ihtiyatı tedbir kararı verilmesini istedi. Sarraf yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesini talep etti. Dilekçede Tanrıkulu tarafından farklı tarihlerde Sarraf ile ilişkilendirilmiş toplam 14 adet öner ge verildiği belirtilerek, “Davalı kanunun kendisine verdiği görev ve yetkileri kötüye kullanarak önerge içeriklerinde müvekkilimin kişilik haklarını zedeleyerek defaatle siyasete müvekkilimi alet etmiştir” dendi. Tanrıkulu tarafından kullanılan ifadeler nedeniyle Sarraf’ın maddi ve manevi anlamda çok büyük zarara uğradığı, itibarının zedelendiği, onurunun ayaklar altına alındığı öne sürüldü. Sarraf’ın altın kaçakçılığında verilen tek ceza da kaldırıldı EMİNE KAPLAN ANKARA Rıza Sarraf’ın Gana’dan uçakla getirdiği 1.5 tonluk külçe altın kaçakçılığında tek ceza alan Duru Döviz’in 57 milyon TL’lik idari para cezasının Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nce kaldırıldığı ortaya çıktı. Duru Döviz’in sahibi Emin Hayyam’a ayrıca verilen 57 milyon TL’lik para cezasına yapılan itirazlar ise reddedildi. Hayyam, itirazını Yargıtay’a taşıdı. TBMM Soruşturma Komisyonu’na yansıyan belgeler, Rıza Sarraf tarafından Atatürk Havalimanı’na kargo uçağı ile 1 Ocak 2013’te Gana’dan getirilen, ancak “değersiz maden” olarak sahte evraklarla beyan edilen 65 milyon dolar değerindeki 1.5 ton altınla ilgili olayda ilginç bir gelişmenin yaşandığını ortaya koydu. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince olayla ilgili yapılan inceleme sonucunda soruşturma açılmış, ancak hakkında işlem yapılması istenen kamu görevlileriyle ilgili olarak soruşturma izni verilmemesi üzerine soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Ancak Türk Parasının Kıymetini Koruma Yasası’na muhalefet suçundan yürütülen soruşturma sonucunda Sarraf’ın 1.5 ton altını getirmek için aracı olarak kullandığı Duru Döviz ve Kıymetli Madenler Anonim Şirketi ile şirketin sahibi Emin Hayyam’a ayrı ayrı 18 Aralık 2013’te 57 milyon 789 bin TL para cezası verilmişti. Hayyam, hem kendisi hem de şirketine verilen 57 milyon 789 bin TL’lik para cezasının kaldırılması için itirazlarda bulundu. Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesi, Mart 2014’te, ardından Bakırköy 4. Asliye Ceza Mahkemesi 28 Mart 2014 tarihinde itirazları reddetti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Kabahatler Bürosu, 2 Mayıs 2014 tarihinde idari para cezasına ilişkin kararı, tahsili için 2 Mayıs 2014 tarihinde Yeditepe Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi’ne gönderdi. Hayyam’ın itirazları üzerine Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesi, 18 Nisan 2014’te aldığı kararla Duru Döviz’e verilen para cezasını kaldırdı. Mahkemenin bu kararı üzerine 8 Mayıs’ta Yeditepe Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne söz konusu idari para cezasının tahsilatının yapılmaması için müzekkere yazıldı. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Mutlu Pekman, 9 Mayıs’ta Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin cezanın kaldırılmasına ilişkin kararına itiraz etti. Hayyam, kendisine ayrıca verilen 57 milyon TL’lik para cezasının kaldırılması için kanun yararına bozma talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 9 Temmuz’da kanun yararına bozma yoluna gitmeme kararı verdi. Hayyam, dosyayı Yargıtay’a taşıdı. Köle Düzeninin Kelle Avcıları... Hayat bir ırmak gibi akıp giderken yaşananlar unutuluyor, bir zaman dilimi içinde kimi zaman hüzün, kimi zaman sevinç avuçlarımızın içinden kayıp gidiyor... Bir avuntunun dalgalarına kapılmış gibiyiz... İnsanlığın özgürlüğe açılışı, sömürüye karşı durmasıyla eşzamanlı ve anlamlıdır. Otorite düdüğü çaldığı an her şey birdenbire değişir... Türkiye işte böyle bir dönemeçten geçiyor, aydınlığı arıyor ama o karanlık tünelden nasıl çıkacağını bilmiyor... Eğilimler, düşünceler! Karamsarlığın kumsalında geçen yıllar, köktendinciliğin yoksul halklar üzerinde yarattığı o yangın... Göç yolları! Çocuklar! Kimi insan bilmeden bu işi yapar... Bir söz, bir bakış, yakarma! Bir deyim, bir tutum, bilinçdışına taşmış bir eğilim yaralı yüreği büsbütün dağlar... Halep’te, Musul’da, Kobani’de yaşanan budur işte... Dünya bu olup bitenleri seyreder, Amerika ve Avrupa ülkeleri kendi çıkarlarına bakar... Ege’nin, Akdeniz’in, Karadeniz’in sularında köhnemiş tekneler batar onlarca sığınmacı boğularak ölür! Aradan ikiüç gün geçer tüm bunlar unutulur... HHH Sadece söylenene inanan ve önyargılarıyla yaşayan toplumlarda insanlar, benliğini kaptırmış... O toplumlar, gücün ve düşmanlığın kölesi olmuşlardır... Mezhep, aşiret çatışmaları, baskıcı rejimlerin ayakta kalmasını sağlamıştır hep... İslam dünyasına baktığımız zaman bunu görebiliriz... Ortadoğu kan gölü... Mezhepleri nedeniyle aşiretler arasında, ırklar üzerinden bir iç savaş yaşanıyor... Sorunlar dağ gibi... IŞİD kafa koparıyor, kelle avcılığı yapıyor... Görüntülerini sosyal medyada paylaşıyor... Ankara, İstanbul’da IŞİD yandaşları ellerinde bayraklarıyla boy gösteriyor, militan Bağımsız yargılamayı etkilemeye teşebbüs Sarraf’ın avukatı Yıldırım dilekçesinde, Tanrıkulu’nun basın aracılığıyla da tüm kamuoyu nezdinde müvekkilini suçlu olarak gösterdiğini öne sürerek, Sarraf’ın anayasal haklarını ihlal ederek bağımsız yargılamayı da etkilemeye defaatle teşebbüs ettiği savunuldu. Talep edilen tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile uygunluk içinde olduğunun kaydedildiği dilekçede, “Kaldı ki talebimiz şeref ve haysiyete yönelik bu aleni ve ağır saldırı karşısında bu en kutsal manevi varlığın hukuki korunmasının etkili biçimde sağlanmasını amaçlamaktadır. Manevi tazminat miktarının önleyici, örnek olucu ve caydırıcı fonksiyonunun olması gerekliliği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarının da temel prensibidir” denildi. ‘Erdoğan için de fezleke düzenlenebilir’ l CHP’li Atilla Kart ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kayıp trilyon davasıyla ilgili olarak ifade verirken; TBMM Anayasa Komisyonu ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerinden, CHP Konya Milletvekili Atilla Kart “Adi nitelikteki suçlamalarla ilgili durumlarda Cumhurbaşkanı için fezleke düzenlenebilir. İlgili savcılık 17 Aralık ve 25 Aralık’la ilgili olarak sadece 4 bakanla sınırlı olmadan, dönemin başbakanı ve günümüzün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında da fezleke düzenlemelidir” görüşünü dile getirdi. Gül önceki gün kayıp trilyon davasıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda ifade verirken, CHP’li Kart 12. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için de “adi suçlarda” aynı yolun teorik olarak açık olduğunu öne sürdü. Kart, “Türkiye, seçimlerden sonra değişecek olan parlamento aritmetiğiyle kaçınılmaz olarak bunları görüşecek, tartışacaktır” dedi. Abdullah Gül’ün ifade vermesinin iki temel gerçeği ortaya çıkardığını vurgulayan Kart, şu görüşleri dile getirdi: “Birinci temel gerçek şu: Cumhurbaşkanı da olsanız, adi nitelikteki, görevle ilgisi olmayan, yüz kızartıcı nitelikteki sözgelişi ihaleye fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak, zimmet, rüşvet, irtikap gibi suçlamalarda Cumhurbaşkanının görev bitiminde yargılanması kaçınılmazdır. AKP’nin yönetim kademesi ile ilgili iddialar arasında bu tür suçlamalar var, Cumhurbaşkanlığı makamı için de çeşitli iddialar söz konusu. Bir diğer gerçek de şu: Tamam cumhurbaşkanı görevle ilgili konulardan dolayı sorumsuzdur, ancak yine adi nitelikteki suçlamalara yönelik olarak cumhurbaşkanı da olsanız fezleke düzenlenebilir, düzenlenmelidir. İlgili savcılık sözgelişi 17 Aralık ve 25 Aralık’la ilgili olarak sadece 4 bakanla sınırlı olmadan dönemin başbakanı ve günümüzün Cumhurbaşkanı hakkında da fezleke düzenler. Cumhurbaşkanı için fezleke düzenlenmesi için görev süresinin bitmesi beklenmez. Yasama dokunulmazlığı prosedürü içinde TBMM’de karma komisyon pekâlâ o soruşturma açısından dokunulmazlığın kaldırılmasına karar verebilir ve o takdirde süreç işler. Erdoğan o zaman mahkemeye gidip ifade verecek. Akademik, teorik boyutu bu. Şunu tartışabilirsiniz belki; fezleke düzenlenir ama ifade vermesi görev süresi sonuna kalabilir, denebilir ama hayır. Yasama dokunulamazlığı prosedürü uygulanır.” l Mahkemeye göre kadınların yumurtalı eylemi Gökçek’te korku yarattı l İzinli kesimi fırsat bilerek eylem yaptılar ‘Hesap vereceksin’ demek suçmuş ALİCAN ULUDAĞ Eymir’de Gökçek provokasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in çevrecileri, Eymir’de can ve mal güvenliği için izin alınarak yapılan ağaç kesimini fırsat bilerek, trajikomik bir eyleme imza attı. Kent Konseyi Başkanı ve eski başkanvekili Seyfi Saltoğlu’nun “batakhane ve (Fotoğraf: meyhane” olarak tanımladığı Necati Eymir’de, gerekirse “halk için SAVAŞ) nöbet tutacaklarını” söyledi. ODTÜ yönetimi ise 94 ağacın min ardından araçlarına binen begöl sularının yükselmesiyle su lediye çalışanları, tek yönlü olan yun içinde kalan, içerden kuru Eymir’de araçlarını ters istikametmuş, can ve mal güvenliğini teh te sürdü. Güvenlik görevlilerinin dit eden ağaçların kesildiğini be durumu fark etmesi üzerine uyalirterek, “Dipten kesilen ağaçlar rılan belediye çalışanları, araçlayeni sürgünleriyle yaşamaya de rını döndürerek doğru yola soktu. vam edecek. Çünkü Eymir doKent Konseyi’nin meydana geğal bir ekosistem” dedi. tirdiği, kargaşanın bitmesini bekEymir’de bakım çalışması sıra leyen ODTÜ yetkilileri ise ODTÜ sında izin alınarak kesilen ağaç Ormanı’nda akla gelen her işlemin ları sosyal medyada Başkan Me Orman Kanunu’na göre yapıldığılih Gökçek’in fotoğraflarla gös nı belirtti. Ağaçlandırma ve Çevre termenin ardından, dün öğle sa Düzenleme Müdürü Erhan Toruatlerinde Eymir’e gelen beledi noğlu, “Bu çalışma hiç yapılmaye çalışanları, can ve mal güven saydı, İstanbul’da yakın tarihte liği için kesilen ağaçlara “katli yaşanan ve kuru olduğu belli daam” yapıldığını, ağaçların böl hi olmayan bir ağacın insanlagedeki işletmeler için kesildiğini rın üstüne devrilip, bir insanın iddia etti. Bazı belediye çalışanla ölümüyle sonuçlanan olay tekrı ellerinde, “Eymir’de ağaçları rarlanabilirdi. Çalışma, can ve katleden ODTÜ’yü kınıyoruz”, mal emniyeti açısından tehlike “Haberim yokmuş gibi ağaçları arz eden ağaçlara yönelik bir kes” yazılı dövizler taşıdı. bakım çalışmasıdır” dedi. ToruBelediye çalışanlarının yaptığı noğlu kesilen ağaçların çevre köy eylemde tek bir kadının dahi yer okullarına yakacak amaçlı ücretalmaması dikkat çekerken, eyle siz verildiğini söyledi. ‘Yargılanması kaçınılmaz’ zası kesmişti. Mahkeme, hapis cezalarını ise ertelemişti. Yargıç Şahin Kurt, verdiği cezalara ilişkin kararının gerekçesini dün açıkladı. MahkeANKARA Anakent Belediye Başkanı Melih me, gerekçesinde cezaları Gökçek’in korumalaGökçek’e kürtajla ilgili sözleri nedeniyle yumurrının anlatımına dayandırdığını “açıkça” vurgulata atan iki kadına “tehdit” ve “hakaret” suçlarındı ve sanıkların Gökçek’e yönelik “şerefsiz, adi, dan verilen 2 yıl 7’şer aylık hapis cezasının gerekhesap verceksin, Ankara’yı sana dar edeceçesi açıklandı. Mahkeme, gerekçesinde eylem sığiz” şeklindeki sözlerle hakaret ve tehdit suçlarını rasında bir kişinin söylediği iddia edilen “Melih işlediklerini öne sürdü. Gerekçeli kararda, sanıkGökçek hesap verceksin, Ankara’yı sana dar lar lehine ifade veren tanık Elif Doğan’ın ifadeedeceğiz” sözünü suç olarak değerlendirdi. Bu si de eylemcilerin aleyhinde kullanılırken, “Tanık nedenle 2 kadına birden “tehdit” suçundan 1 yıl Elif Doğan’ın anlatımında açıkça ‘ben belediye 8’er ay ceza kesti. Bununla da yetinmeyen mahbaşkanında herhangi bir yara bere görmedim ankeme, bu sözleri “Siyasi hesaplaşma amaçcak korkmuş bir hali vardı’ şeklindeki sözler ve lı değil. Şikâyetçide korku yarattı” şeklinde yoşikâyetçinin anlatımı, dilekçesi dikkate alındırumlayarak, cezaya dayanak yaptı. Mahkeme, ğında bu sözlerin siyasi bir hesaplaşma niteMelih Gökçek’in bir korumasının kadın eylemcileliğinde protesto amacıyla söylendiğini düşünre yönelik “Melih Gökçek benim babam siz ona mek mümkün olmadığı gibi şikâyeçide bir kornasıl yumurta atarsınız, ben ku yarattığı da şikâyetçi olmaonun için gözümü kırpmadan sı ve tanık beyanı ile anlaşılöldürürüm” demesini ise duymış olup bu sözlerin her iki samazlıktan geldi. Mahkeme, mala nık tarafından birlikte söylendizarar vermeye teşebbüs suçunği dikkate alındığında TCK’nin dan verilen 500 TL cezanın ge106/2c maddesinde öngörülen rekçesini ise “Gökçek’e ceketini Mahkeme, iki kadın ey(birden fazla kişiyle tehdit) sukirletmeye teşebbüs etmemelemciye birden “şerefçunun işlendiği mahkememizlerini” gösterdi. siz adi, hesap verceksin, ce kabul edilmiştir ve bu suçYargı, Melih Gökçek’in taraf olAnkara’yı sana dar edecetan cezalandırılmaları yoluna duğu bir davada yine çifte stanğiz” sözü dolayısıyla hakagidilmiştir” görüşü savunuldu. dart uyguladı. Tartışma yararet ve tehdit suçundan cetan karar Ankara 24. Asliye Ceza verdi. Oysa bu sözleri saeketi kirletmeye za Mahkemesi’nden çıktı. Üninıkların söylediğine ilişkin versiteli Kadın Kollektifi üyesi Neçalıştılar dosyada Gökçek’in bir kobiye Merttürk ve Neslihan UyaSanıklara kamu malına zarumasının anlatımı dışında nık, kürtaj tartışmasında “Anarar vermeye teşebbüs suçundan delil yok. Üstelik Gökçek’in sı olacak kişinin kabahatinden verilen 500 TL’nin de gerekçekoruması Selçuk Sarıkaçocuğun suçu ne? Anası çeksini anlatan mahkeme, “Her ne ya, bu sözleri sanıkların ikisin, anası kendisini öldürsün” kadar yumurtalardan birkaçı sinin değil sadece Nebidiyen Melih Gökçek’e 2 Haziran atılana isabet etmişse de buye Merttürk’ün söyledi2012’de İzmir Caddesi’nde yunun elbisesinin kirlenmesine ğini savundu. Türk Ceza murta attıkları için yargılanıyoryol açıp açmadığı hususunda Yasası’nda “suçun ve cezadu. Mahkeme, 30 Ekim’de sobir kanıt bulunmadığı, dolayının şahsiliği” maddesi bunuçlanan davada, iki sanığa tehsıyla eylemin (mala zarar verlunuyor. Yani bu davada, dit suçundan 1 yıl 8’er ay, hakame suçu) teşebbüs aşamasınmahkeme bir kişinin söylediretten 11 ay 20’şer gün hapis ceda kaldığı kabul edilmiştir” ifaği iddia edilen sözler nedezası vermiş, mala zarar vermeye desini kullandı. niyle diğer kişiye ceza verdi. teşebbüsten ise 500 TL para ce Mahkemenin çelişkileri C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle