04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C 18 KASIM 2014 SALI www.cumhuriyet.com.tr yılı olabilir Son 50 Korku Filmi Değil Gerçek! Hepsi 12 yaşlarında dört öğrencinin o gün canları sıkılıyordu. “Ulan bir şeyler yapalım” diyerek birbirlerini tahrik ettiler ve can sıkıntılarını giderecek, kendilerine göre müthiş bir oyun buldular. Sınıfın en sessizi, en uysalını gözlerine kestirip karanlık bir koridorda üstüne çullandılar ve apar topar tuvalette götürdüler. Çok eğleniyorlardı, apar topar tuvalete soktukları arkadaşları “Beni bırakın” diye yalvardığında, “Yapmayın!” diye haykırdığında elleriyle ağzını kapatıyorlar ve sırayla, gülmeler ve haykırmalar arasında arkadaşlarına tek tek tecavüz ediyorlardı. Öğrencilerden biri oynadıkları bu muhteşem oyunu cep telefonuyla hiçbir ayrıntı kaçırmadan videoya çekiyordu. Sonra sakinleştiler. Ve tecavüzlerden bitap düşen arkadaşlarını tuvalette bırakıp gittiler. Giderken şöyle seslendiler; “Sesini çıkarıp müdüre filan gitmeye kalkma, elimizde seni rezil edecek kayıt var!” Tecavüze uğrayan çocuk, kendini öylesine aşağılanmış hissetmişti ki, o günden sonra okula gitmemek için sürekli hastalandı. Ancak tecavüz olayını gerçekleştiren çocuklar yaptıkları işten öylesine hoşnuttular ki, kendilerini öylesine ayrıcalıklı hissediyorlardı ki, video kaydını tüm sınıfa göstermek için yanıp tutuşuyorlardı. Öğretmen onları videoya bakıp kahkahalar atarken yakaladı ve olay öğrenildi. Size bir Amerikan filmi senaryosu anlatmıyorum, bu bir korku filmi değil, bu bir gerçek olay ve bütün bunlar Ankara’nın Altındağ bölgesinde bir ilköğretim okulunda yaşandı. Pek çok kişinin “Hayır olamaz, bizim aile düzenimiz buna izin vermez, bizim çocuklarımız terbiyelidir” dediklerini duyar gibiyim. Ama gerçek, ülkemizde her alanda değerler öylesine sarsılmış, öylesine yıpratılmış ki, bu olay gibi olaylar pek çok yerde tekrarlanıyor ve biz sadece Emniyet’e aksettiği için şimdilik bunu biliyoruz. Ülkemizin Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı yurtlarda sürekli karşımıza gelen tecavüz olaylarının nasıl kapatıldığını da. Çöküş böyle bir şeydir, çocukların bile masumiyetlerini alıp götürür. Sokaklarda dilenen çocukların, gencecik kızların elli lira karşılığında seks işçisi olarak kullanıldığını bilmiyor musunuz? Bilmek zorundayız. Diyanet’tin bütçesinin üç bakanlık bütçesinden fazla olması, ne okullardaki tecavüzleri ne de sokaklardaki fuhuşu engelliyor. 6 bin zeytin ağacını ömrü ancak yirmi yıl sürecek Japon ressam Tetsuya Ishida. ve kıytırık bir enerji üretecek termik santral yapımı için kesenler, işçileri madenlerde ve inşaat alanlarında ölüme gönderenlerin ne ülkedeki çocuklar umuru ne de ülke toprakları. Tek umurlarında olan şey, yeni tanrıları para! Neyse öfkem burnumda, yatışmak için bir film senaryosu anlatayım. Dünyayı ele geçirmeye çalışan bir grup insan, son teknolojileri kullanarak laboratuvarlarda insana çok benzeyen robotlar üretiyor. Ürettikleri bu robotlar tıpkı insanlar gibi yiyor, içiyor ve konuşuyor; ama duyguları yok. Nasıl yani; evet sevme, acıma, merhamet gibi duygular robotlara verilmiyor. Sonra bu robotlar gruplara ayrılıp dünyayı ele geçirmeye çalışan bir grup insan tarafından çeşitli ülkelere gönderiliyor. Amaç, bu ülkeleri insanlarını yozlaştırmak, parayı Tanrı gibi göstermek, topraklarını çoraklaştırmak ve sonunda o ülkeyi ölüme sürüklemek. Robotlar çok yetenekli ve para da gani. Bunlar öncelikle ülkenin bir grup aydınını para ile iktidar vaadiyle satın alıyorlar. Ardından tüm kurumları ele geçirip, yok etmeyi planlıyorlar, sonuçta o ülkeyi öylesine âciz, öylesine başkalarına muhtaç duruma getiriyorlar ki, ülke ölüyor ve bir grup insan o ülkeyi de kendi sınırları içine alıyor. İşte size başarılı bir Hollywood filmi senaryosu. Ne!.. Siz ne diyorsunuz... Bu filmi biliyor musunuz? Evet! Biliyoruz! Üstelik bu filimde figüran olarak oynuyoruz! Helal olsun size! Bu arada bu ülkede yaşayan pek çok insanın, özellikle çocukları ve torunları için endişeli olduklarını ve onları ne yapıp edip yurtdışına göndermeye çalıştıklarını da belirtmek isterim. İşte o bir grup insanın yaymak istediği en önemli duygu bu duygu. Ülkeden umudu kesip başka ülkelere göç etme isteğinin yoğunlaşması. Yani ülkede yoğun bir biçimde beyin göçünün başlaması. Yani dostlar hep birlikte bir bataklıkta usul usul batmaktayız. Üstelik şimdilik bize uzanan herhangi bir dal yok. Tek gücümüz birbirimize sımsıkı sarılmak ve birden hep birlikte fırlayarak bataklığın öbür tarafına geçmek. Ya geçeriz ya da boğulur gideriz. Karar bizim. On binlerce Masai, rahat avlansınlar diye topraklarından atılabilir ‘Emir’ büyük l Dış Haberler Servisi Tanzanya’nın kuzeyinde yaşayan Masai kabilesi ata topraklarından çıkarılma tehlikesiyle karşı karşıya. Hükümetin geçen yıl gündeme gelen yerlilere ait toprakları Dubai emirliğine avlanma, safari alanı olarak satma kararından vazgeçileceği sözünü unuttuğu, bu yılın sonuna kadar Masai halkının bölgeyi boşaltmaları istendiği belirtiliyor. yerden gösteren Masai kabilesinin önde gelen isimlerinin bugün Tanzanya Başbakanı Mizengo Pinda ile bir araya gelmesi bekleniyor. Heyetin Pinda’ya bu adımın gerçekleşmesinin kültürel miraslarının çalınması anlamına geleceği, topraklarının ellerinden alınması halinde bölgede yaşayan 40 bin kişinin yanı sıra çevredeki bir o kadarının daha olumsuz etkileneceği görüşünü iletecekleri kaydediliyor. Planın ayrıca bölgedeki doğal hayatın sonu anlamına geleceği kaygısı da vurgulanıyor. Tanzanya hükümeti geçen yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nden, Dubaili bir firmaya yerli topraklarının satışına ilişkin kararın ardından Masai bölgesine doğrudan olmayan sosyo ekonomik geliştirme projelerinde kullanılmak üzere 369 bin poundluk bir tazminat önermiş, plana halihazırda karşı çıkan yerli halk ise reddetmişti. Tüm dünyadan tepkiler üzerine hükümet satışın yaşama geçmeyeceği sözü vermişti. Bu arada satışta adı geçen lüks safari şirketi Ortelo Business Corporation’ın Dubai emirliği ailesiyle yakın olan Birleşik Arap Emirlikleri yetkilerince kurulduğu belirtiliyor. Şirketin müşterileri arasında İngiliz Prensi Andrew’un da olduğu kaydediliyor. Sydney’de omuz omuza n Haber Merkezi Ünlü oyuncu Angelina Jolie (39) ikinci yönetmenlik denemesi “Unbroken” (Boyun Eğmez) filminin dünya prömiyeri için Avustralya’nın Sydney kentindeydi. Brad Pitt’in bir an olsun yalnız bırakmadığı güzel oyuncunun filmi 26 Aralık’ta gösterime girecek. Filmde, yazar Laura Hillenbrand’ın ve ABD’li milli sporcu Louis Zamperini’nin yaşam öyküsü anlatılıyor. Prens Andrew da var Dünyada 36 milyon köle var Planın yaşama geçmesi halinde Serengeti Ulusal Parkı’yla sınırı olan 1500 kilometrekarelik “doğal yaşam koridoru” olarak bilinen bölgede yaşayan on binlerce Masai topraklarını yitirecek. Bölge Dubai emirliği ailesinin avlanma, safari alanı haline gelecek. Guardian gazetesinin haberine göre, hükümete tepki ürkiye’nin en büyük gölü olan ve bölge halkı tarafından “deniz” olarak adlandırılan Van Gölü’nün kıyı kesimlerinde yaşanan gözle görülür çekilme, özellikle sahil şeridinde yaşayan insanları tedirgin ediyor. Eski iskelelere ait kalıntıların ve birçok kayalığın ortaya çıktığı gölde, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Doğu tarafından yapılan araştırmalarda da bu yılki su kaybının 2 metreyi geçtiği belirlendi. Prof. Doğu, “20032004 yıllarında göl seviyesinde meydana gelen ve bin 648 metreye kadar inen düşüş, 1011 yıl içerisinde 12 metre olarak gözlemleniyor. Van Gölü su seviyesindeki düşüşle değil hızla kirletilmesi nedeniyle 50 yıla kadar kaybedilebilir” dedi. (Fotoğraf: SITKI YILDIZAA) T n Dış Haberler Servisi Dünyada yaklaşık 36 milyon kişi köle olarak yaşıyor. Avustralya merkezli Walk Free Vakfı’nın yayımladığı “Küresel Kölelik Endeksi”nde dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 5’inin zorla çalıştırılarak, fuhşa zorlanarak, borçlandırılarak ya da insan kaçakçılarının eline düşerek hayatlarını köle olarak sürdürdüğü belirtildi. Araştırmanın yapıldığı 167 ülkenin tamamında köleliğin var olduğu, en yüksek rakamlara ise Hindistan’da rastlandığı kaydedildi. 14 milyon kişinin köle olarak yaşadığı Hindistan’ı 3 milyon kişiyle Çin izliyor. n Eğitim Servisi Dünya Felsefe Günü, Maltepe Üniversitesi’nde düzenlenecek “Olaylara ve İnsanlara Felsefeyle Bakınca” başlıklı toplantıyla kutlanacak. Etkinlik, FenEdebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü ile Türkiye Felsefe Kurumu’nca, 20 Kasım’da ortaklaşa gerçekleştirilecek. Dünya Felsefe Günü 10 dil bilen profesör tuvalet temizliyor n Yurt Haberleri Servisi Gineli Prof. Dr. Osman Toure, Gine’de Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesiyken yaşanan iç savaş ve yoksulluk sebebiyle 8 yıl önce ülkesinden kaçarak Eskişehir’e yerleşti. İHA’nın haberine göre eşi ve 5 çocuğunu ülkesinde bırakan Toure, 5 yıldır Alem Camii’nin tuvaletini temizliyor. Çevresinde “Osman Ağa” diye tanınan Toure “9 dili biliyorum. Şimdi Türkçeyi de öğrendim. Çünkü şimdi Türkçe bana lazım” dedi. REUTERS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle