04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 KASIM 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Ağustos işsizliği yeniden çift haneye çıkarken, işsiz sayısı 3 milyon kişiye yaklaşarak kriz dönemini hatırlattı İşsizlikte ‘kriz’ dönemi u TÜİK verilerine göre ağustos ayı işsizliği yüzde 10.1 olurken, mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik yüzde 10.4 oldu. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 17’yi bulurken bir ayda işsizler ordusuna 77 bin kişi katıldı. Geçen yılın aynı dönemine göre işini kaybedenlerin sayısı 462 bin kişi oldu. Hedeflerin tutması hayal Algı, Gerçekten Etkin Olabilir mi? Dün güncel bir ekonomik değerlendirmenin içinde yer alan öngörüyü sizlerle paylaşmak isterim... Özetle, gelişmiş ülkeler de içinde olmak üzere piyasalar düzeninin krizinden, durgunluktan çıkmaya yönelik büyüme rakamlarıyla oynanacağının altını çiziyordu... Mantık yürütülen gerekçelendirmeye göre sistem dünya ölçeğinde yaşanan piyasalardaki durgunluğu daha fazla kaldıracak gibi değildi. Sistem tüketim üzerinden canlandığı için de, yaşananların kaygısında tüketim alışkanlıklarına gem vuran insanları yeniden harcama yapmaya yönlendirmek üzere, işlerin iyi gittiğine inandırmak gerekiyordu. İnsanları yeniden tüketim için hareket geçirebilecek algı “işlerin iyi gitmekte olduğuna inandırmaktan geçtiğine göre de...” Ekonomik göstergelerle bu algı kanıtlanmalıydı. Her ülkenin öznel koşullarına göre, ülkemiz için de olarak pek çok ülkede ekonomik gidişata ilişkin istatistikler verilerinde, pek çok gerekçeye bağlı gündeme girecek değişikliklerle olumlu, parlak tablolara ulaşmak çok da zor bir iş değildi... Bunu yaşayarak görecektik... Zaten artık nerede ise bilimsel nitelik kazanmış bir gelişme, piyasalar üzerinde olumlu ya da olumsuz önemli etkileri olan ekonomik, sosyal, siyasal gelişmelerin olasılıklarının getiri ya da götürülerinin, söz konusu gelişmenin kendisinin gerçekleşmesinden daha önce ve daha etkili olduğudur... Anlaşılır en basit örnekleme ile; x ülkede, x siyasi parti ya da liderin kazanmasının getirisi ya da götürüsü söz konusu ise kuvvetli olasılığın yaşandığı süreçlerde piyasalar bu olasılığı çok yüksek verilerle satın alıyor, sonraki süreçte olayın kendisi yaşandığında piyasalarda yaşanan etki çok daha düşük kalıyor... Beylik cümlelerle; “Kitleleri medyatik güdülemenin, silahlı güçten de etkin, caydırıcı olabildiği...” gerçeğini kabul etmiş olsak da... Yaşamın her sürecinde, her toplumda bu en güçlü silahın, başarılı kullanıldığı örneklerin kurbanı olmaktan kendimizi kurtaramıyoruz. Sonuç olarak çıkarlarımız için çok anlamlı yol gösterici olan gerçeklerden kopuk, güdüleme sanatının usta oyunlarının kurbanı, sürüler gibi istenen davranış kalıplarına zorlanıyoruz. Kendimizi, çıkarlarımızı, toplumumuzu koruyabilmede elbette medya özgürlüğü, evrensel insan hakları, domekrasi, hukuk devleti düzeni, demokrasinin olmazları; güçler ayrılığı, parlamento içi ve dışı örgütlenme, hak arayabilme koşulları, kriterleri... altın anahtarlarımız... Ne yazık ki dünya ve ülkemiz gelişmeleri, İktidarları yürüyüş, yönetim ittifakları içinde söz konusu altın anahtarlarımız elimizde değil... HHH Bu işin çivisi aslında öylesine çıkmış ki... İktidarlarına karşı görüşte seçmenler, dahası uzmanlar bile, gelir dağılımı adaletsizliği, yatırım eksenli olmayan piyasalar büyümesinin sakıncaları, çevreye verilen zararlar, emeğin çalışma, yaşam, gelir kayıplarının olumsuz gidişatına karşın... en azından piyasalar düzeni üzerinden başarılı bir ekonomik büyümenin geçerli olduğuna inandırıldılar. Son yıllarda üst üste, çok çarpıcı ortaya çıkan insani gelişmişliteki ürkütücü tablolar, yolsuzluk, yağma, vurgun düzeni örnekleri, milyonların içinde ise çok hızlı yoksullaşma, yoksunlaşma, işsizlik, umutsuzluğun yaygınlaşması... Uçurulmuş projelerle övgünün, yüksek kârların tavan yaptığı alanlarda bile, inşaat, madencilik krizlerinin hızlı gündeme girişleri, yoksula çarpan sonuçları şaşkınlık üretiyor... Gelin görün ki İktidarlarının algı yönetimi, işler sarpa sardıkça öylesine gerçeklerden, hak, hukuktan koparılarak öylesine gerçekdışı masallara kaydırılıyor ki... Masal kavramı çok olumlu, gerçeği insanların hakları uyutularak öylesine ağır boyutlarda ellerinden kaydırılıyor, iktidarları düzeni sivil diktatoryal nitelikte donatılıp kurumlaşıyor ki... Rejimin, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninin dokunulamaz, insanımız için vazgeçilemez hakları varsa... hepsiyle birden oynanırken, izin vermemeye ilişkin toplumsal araçlar, güç ve örgütlenmeler işlevlerini yapamaz, birey ve toplum kendini savunamaz oluyor... Hafta sonu Cumhurbaşkanı’nın Amerika’ya Kristof Kolomb’dan önce Müslümanların ayak bastığı açıklaması Batı dünyasında eleştiri, biraz da kara mizah konusu olsa da, moral değerleri yıkılmış biat etmiş siyasal İslamcı kesimde moral değerleri yükseltmede işe yaramamış mıdır? Dehşet içinde, yüzlerindeki korkuyu göstere göstere, IŞİD’in esirlerinin başlarını kesme, ilkelliğin dibinde vahşetini, reklam, güç pazaralaması olarak kullanmasını insanlığın anlaması olanaksız olsa da... Uyum içinde olmayan Bağdat yönetimiyle Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin, “IŞİD vahşeti güçlendikçe güçleniyor, gönüllüleri katlanıyor, yüz binleri geçtiler, Yardıma, acil askeri desteğe ihtiyacımız var...” hafta sonu haykırışlarını nasıl açıklayacağız? Başbakanımız, Obama görüşmesinde Türkiye tezine yaklaştıklarını açıklarken Obama, önceliklerinin Irak ve IŞİD ile savaş, o da ABD silahlı gücüyle değil, desteğinde bölge güçlerinin eliyle olacağını yineliyor... Ekonomi Servisi Büyüme oranlarında yaşanan düşüş işsizliği etkilemeye de devam ediyor. Bir ayda işsizler ordusuna 77 bin kişi katılırken, toplam işsiz sayısı da 3 milyon kişiye yaklaşarak işsizlik tablosunu kriz dönemine döndürdü. Yükseköğrenim mezunlarında işsizlik patlarken her dört işsizden birini yükseköğremin mezunu oluşturdu. İşsizlik ağustos ayında yüzde 10.1’e çıkarak 6 ay sonra yeniden çift haneli oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ağustos ayı işsizlik rakamlarını açıkladı. Ağustos döneminde mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik yüzde 10.4 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2014 yılı Ağustos döneminde 2 milyon 944 bin kişi oldu. Kriz döneminde işsiz sayısı 3 milTürkiye Devrimci İşçi yon 87 bindi. İşsizlik oranı erkekO n la r h em Sendikaları Konfederasen lerde yüzde 8.9 kadınlarda yüzde iş buluyor yonu Araştırma Enstitü12.7 oldu. Aynı dönemde tarım dıTürkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından yapılan sü (DİSKAR), TÜİK taşı işsizlik oranı yüzde 12.3 olarak araştırmada, işg üc ü piy as rafından açıklanan Haneasında en fazla iht tahmin edildi. 1524 yaş grubunu iyaç duyulan meslekler halkı İşgücü Anketi Ağusar içeren genç işsizlik oranı yüzde sektöründeki mak asında tekstil ine cil er tos 2014 dönem sonuçlarını ilk sır 18.9 iken, 1564 yaş grubunda bu yer aldı. İŞKUR Ge ada nel değerlendirdi. Buna göre: oran yüzde 10.3 olarak gerçekleşti. Yazıcı yaptığı yazıl Müdürü Nusret yılın ilk 6 ayına iliş ı açıklamada, 4 Bu oran ikinci çeyGeniş tanımlı işsizlik oranı yüzkin temininde en çok işgücü eleman rek dönem verileri üzerinde 17 olurken işsiz sayısı da 5 milgüçlük çekilen meslekler arasınd den bakıldığında kriz yılı a sır yon 430 bin oldu. TÜİK verilerisektöründeki mak ayla tekstil ine olan 2009 yılı hariç tutulurcil er ne göre özetle; Ağustos 2014 dö, satış danışmanı, beden sa son 12 yılın en kötü perneminde 15 ve daha yukarı yaşkaynakçı, şoför, m işçisi, garson, obily formansı. Durum mevsim etgörevlisi, temizlik acı, güvenlik taki istihdam edilenlerin sayısı, görevlisi ve m uh kilerinden arındırılmış işsizasebecinin 26 milyon 313 bin kişi, istihdam geldiğini belirtti. lik verilerinden sonra işsizlik oranı da yüzde 46.1 oldu. verilerini de iki haneye taşıdı. Maliye Bakanlığı tarafından 4 Resmi işsiz sayısı 462 derlenen verilere göre, 2014 yılı bin kişilik artışla 2 milyon 3. döneminde toplam kamu is944 bine ulaştı. Bu veri kritihdamı 2013 yılının aynı dözin en ağır şekilde yaşandığı nemine göre yüzde 3.7 oranın2009’un aynı dönemi için 3 da artarak 3 milyon 420 bin kimilyon 87 bindi. şi olarak gerçekleşti. 4 Ağustos 2014 döneminde Ekonomist ve akademisyenlere göre söz konusu verilerle hükümetin Orta Vadeli Planı tutturması iyice zor hale geldi. OVP’de 2014 yıl sonu hedefi olarak yüzde 9.6 belirlenmişti. Her ne kadar eylülde işsizliğin yatay seyredeceği öngörüleri yapılsa da yıl sonu hedefinin tutmasının zor olduğu belirtildi. Öte yandarn. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, ‘İşsizlikte yükseliş devam ediyor’ dedi. Kömürcüoğlu, mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranının yüzde 10.4 ile Ekim 2010’dan bu yana en yüksek seviyesinde bulunduğuna dikkat çekti. Eğitimli işgücü açıkta kaldı resmi işsizlere, umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar ve diğer) dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 17.1, işsiz sayısı da 5 milyon 430 bin kişi olarak gerçekleşti. İşsizler ve çaresizlerin toplam sayısı 6 milyon 450 bin kişiye ulaştı. Bunların istihdam içindeki payı da yüzde 20.3 oldu. 4 Kadınlar için işsizlik gerçeği daha ağır biçimde yaşandı. Kadınlar için geniş tanımlı işsizlik yüzde 25.46 seviyesinde gerçekleşti. 4 Kadınlar resmi işsizlerin yüzde 38’sini oluştururken, işsizlik kapsamı dışında tutulan umutsuz ve diğer işsizlerin yüzde 62’si kadınlar oldu. 4 Yükseköğretim mezunları arasında işsiz sayısı yeni veriye göre Şubat 2014 döneminden bu yana 255 bin kişi artarak 743 bine ulaştı. 4 Özellikle yükseköğretim mezunu kadınlar işsizliğin hedefi oldu. Yükseköğretim mezunu kadınlar yeni işsizlerin yüzde 60’ını oluşturdu. Yükseköğretim mezunu kadınlar için geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 30 oldu. 4 Gençler için (1524 yaş) geniş tanımlı işsizlik resmi yüzde 19.2 rakamının 9 puan üzerinde yüzde 28 seviyesinde gerçekleşti. CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, AKP’nin ekonomi politikaları nedeniyle Türkiye’de işsizliğin kronikleştiğini ve yurttaşların “kaderi” haline geldiğine dikkat çekti. Ayaydın “12 yıllık AKP hükümetlerinin işsizlik ortalaması yüzde 10.7 oldu. AKP gençleri kaderine terk etmiş görünüyor.” Kader oldu EPDK: Akaryakıt fiyatlarını indirin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK) akaryakıt dağıtım şirketlerine gönderilen yazıda, dağıtıcı ve bayi marjlarının mevzuatta belirlenen kriterlere uygun hale getirilmesi gerektiği belirtildi. Petrol Piyasası Kanunu’nun 10’uncu maddesi gereğince daha önce iki defa tavan fiyat uygulamasına gidildiği hatırlatılarak, akaryakıt fiyatlarının takibinin ve tavan fiyat uygulamalarının kamuoyunca bilinen objektif kriterlere bağlı olarak yapılması için bu ay içerisinde “Akaryakıt Fiyatlarının Takibine İlişkin Kurul Kararı” alındığı belirtildi. Yazıda, yurtiçi dağıtıcı ve bayi marjlarının “Akaryakıt Fiyatlarının Takibine İlişkin Kurul Kararı”nın 3’üncü ve 5’inci maddesindeki kriterlere kıyasla yüksek seyrettiği tespitine yer verilerek, bu durumun benzin ve motorin için geçerli olmakla birlikte, motorin fiyatlarında farkın çok daha yüksek olduğu ifade edildi. İKİ yılDır Aynı PArA! Enerji Bakanı’nın hesabına göre ayda elektriğe 73 lira ödeyen aile, EMO’ya göre 90 lira ödüyor. Bakanlık bir ailenin aylık kömür tüketimini de hesapladı. Hesaba göre, bir aile aylık ortalama 200 kg kömür tüketiyor. 1 Ocak 2014’te kömür için aylık 55 lira harcama yapan aile, 1 Ekim’de de aynı parayı ödüyor. Bakanlığın hesabına göre aynı aile 1 Ocak 2013’te de kömüre aynı parayı yani 55 lira ödüyordu. 1 Ekim 2014 itibariyle aylık kömür masrafının asgari ücret içerisindeki payı ise yüzde 6,2. Bakanlığın hesabına karşın piyasada 200 kg’lık kömürün en az 100 lira olduğuna dikkat çekiliyor. Bu hesap tüm aileyi dondurur MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Enerji tüketim maliyetinin düştüğünü savunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bunu göstermek için de ilginç bir hesaplama yaptı. Bir ailenin aylık elektrik, doğalgaz ve kömür tüketim masrafı hesaplandı. Çıkan rakamlardan hareketle de, “elektrik, doğalgaz ve kömür tüketim maliyetinin asgari ücret içindeki payının azaldığı görülmektedir” yorumu yapıldı. Ancak ailenin elektrik, doğalgaz ve kömür için yaptığı aylık harcamanın düşüklüğü, “Bu aile nerede yaşıyor?” sorusunu akla getirdi. Özellikle büyükşehirlerde yaşayan ailelerin aylık elektrik, doğalgaz ve kömür masrafları bakanlığın hesapladığından çok daha yüksek. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı “Dünya ve Ülkemiz Enerji ve Tabii Kaynaklar Görünümü” adlı kitapçık hazırladı. Kitapçık TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na da gönderildi. Bakanlığın hesabına göre bir ailenin 1 Ocak 2014’teki aylık elektrik masrafı 73 liraydı. Aynı ailenin 1 Ekim 2014’teki aylık elektrik masrafı da aylık 73,1 lira. EMO’nun hesabına göre, 4 kişilik bir ailenin asgari aylık tüketimi bakanlığın ifade ettiği gibi 200 kilovat saat değil 230 kilovat saat. Elektrik faturası da 73.1 lira değil 90.65 lira. Yine bakanlığın hesabına göre bir ailenin aylık ortalama doğalgaz tüketimi 125 metreküp. 1 Ocak 2014’te doğalgaza aylık 134.9 lira ödeyen aile 1 Ekim’de aynı doğalgaz için 135.7 lira ödeme yapıyor. Doğalgaz masrafının asgari ücret içindeki payı da yüzde 15.2. Oysa özellile kış aylarında büyük kentlerde oturan ailelerin aylık doğalgaz masrafı 135.7 liranın çok çok üzerinde. İki katından bile fazla. Ailelerin kış aylarındaki aylık doğalgaz masrafları yaklaşık 300 lira. Yani kış aylarında asgari ücretlinin aldığı maaşın yaklaşık yarısı ısınma ve elektrik masraflarına gidiyor. Bütçe açığı 3 milyar lira Merkezi yönetim bütçesi ekimde 3 milyar lira açık verirken Maliye Bakanlığı (MB) yıl sonu hedefine ulaşılması açısından herhangi bir sorun görmüyor. Bakanlık verilerine göre ekimde faiz dışı fazla (FDF) 3.99 milyar lira oldu. Geçen yıl aynı ayda bütçe 3.2 milyar lira açık vermiş, 761 milyon lira faiz dışı açık meydana gelmişti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bütçe gerçekleşmelerini değerlendiren, OVP’de yıl sonu için öngörülen bütçe açığının 8.8 milyar lira azaltarak 24.4 milyar liraya indirildiğini hatırlatarak, “(Gerçekleşmeler) yol sonu bütçe açığı hedefini rahat bir şekilde yakalayacağımızı göstermektedir” dedi. Ocakekim döneminde bütçe açığı 14.9 milyar lira, FDF ise 30.3 milyar lira olarak gerçekleşti. Geçen yıl aynı dönemde bütçe 7.7 milyar lira açık vermiş, FDF ise 38.6 milyar lira düzeyinde gerçekleşmişti. Üç santral ihalesine süre uzatımı Petkim üretim kapasitesini artırdı Petkim üretim kapasitesini yüzde 13 artırdı. Böylece yıllık brüt üretim kapasitesi 3.2 milyon tondan 3.6 milyon tona çıktı. Petkim Etilen fabrikasındaki yatırımın devreye alınması ve aynı zamanda planlı bakım kapsamındaki duruşun sona erdiğini ve tesislerde entegre üretim faaliyetlerine başlandığını, yıllık brüt üretim kapasitesinin yüzde 13 artışla 3.6 milyon tona çıktığını açıkladı. Şirketten yapılan açıklamada yıllık üretim kapasitesini yüzde 13 artıran 115 günlük duruşunu tamamladığı belirtildi. Etilen ve PTA fabrikalarında 144 milyon dolar yatırımla gerçekleştirilen kapasite artışı sonrası yıllık brüt üretim kapasitesinin 3.2 milyon tondan 3.6 milyon tona çıktığı kaydedildi. Petkim Genel Müdürü Sadettin Korkut, ana ürün olan etilenin üretildiği Etilen fabrikası kapasitesinin yıllık 520 bin tondan 588 bin tona ulaştığını, böylece enerji ve hammadde birim tüketimlerinin azaltıldığını, operasyonel verimliliklerin artırıldığını söyledi. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Orhaneli ve Tunçbilek Termik Santralları ile Soma B Termik Santralı ihalelerinin son teklif verme sürelerini uzattı. Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, ön yeterlilik ve son teklif verme tarihleri, Orhaneli ve Tunçbilek Termik Santralları için 8 Aralık saat 17.00, Soma B Termik Santrali için ise 19 Aralık saat 17.00 olarak belirlendi. Ülker’den bir satın alma daha Yıldız Holding, Godiva’nın ardından İngiliz bisküvi devi United Biscuits’i de satın alarak global pazarda büyük bir hamle daha gerçekleştirmişti, gözünü Sweet Temptations’a dikti. Para Dergisi’nin haberine göre Ülker grubu, ‘cup cake’ üreticisi Sweet Temptations’ı satın almaya hazırlanıyor. Bu satın alma operasyonunu da Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker’in ablası Ahsen Özokur’un oğlu Ömer Özokur yürütüyor. HSBC’ye suçlama Belçika’da federal savcılık, İngiliz bankacılık kuruluşu HSBC’nin İsviçre’deki bireysel bankacılık birimini vergi kaçakçılığına aracılık etmekle suçladı. Brüksel Savcılığı açıklamasında, HSBC’nin, varlıklı Belçikalıların “ciddi ve örgütlü” vergi yolsuzluğuna yardımcı olduğu iddia edildi. Ayrıca bankanın 2003’ten itibaren binin üzerinde Belçikalının vergi kaçırma amaçlı birkaç milyar Avro’luk para hareketine aracılık ettiği de ileri sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle