30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EKİM 2014 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Fizik ödülü mavi LED ışıklarını icat eden üç Japon profesöre verildi Haber Merkezi 2014 Nobel Fizik Ödülü, mavi LED ışıklarını icat eden üç Japon profesöre verildi. BBC Türkçe’nin haberine göre “Işık yayan diyot” (LED) ışıkları, Profesör Isamu Akasaki, Hiroşi Amano ve Şuji Nakamura tarafından icat edildi. İcat, aydınlatmada enerji tasarrufu açısından çığır açtı. İsveç Kraliyet Bilim Akademisi konuyla ilgili yaptığı açıklamada buluşun 20 yaşında olduğunu ancak günümüzde tamamen yeni bir madde olan ve herkesin istifade ettiği beyaz ışığın bulunmasına katkıda bulunduğu belirtildi. Nobel Komitesi ise ödülü kazanan bilim insanları için “herkesin başarısız olduğu bir şeyi başardılar” ifadelerine yer verdi. Söz konusu bilim adamlarının buluşu günümüzde birçok elektronik cihazda kullanılıyor ve enerji tasarrufu sağlayan aydınlatma sistemlerine imkân sağlıyor. Ödülü kazanan bilim insanlarına yaklaşık 2 milyon 450 bin Türk Lirası tutarında ödül verilecek. Haberi Japonya’da uyanır uyanmaz aldığını söyleyen Profesör Şuji Nakamura, basın toplantısında “Bu inanılmaz bir his” şeklinde konuştu. Bugün kimya, merakla beklenen barış ödülü ise cuma günü açıklanacak. Haftaya pazartesi günü ekonomi ödülünün sahibi belli olacak. Nobel Ödülleri, Alfred Nobel’in ölüm tarihi olan 10 Aralık’ta törenle sahiplerine sunulacak. Tıp ödülü Tasarrufa yön bulucuya Nobel Boşanmak isteyen eşini öldürdü Dış Politika Gemisi MayBritt Moser (solda) ve Edvard Moser Nobel Tıp Ödülü’nün sahibi ise beynin yer belirleme sistemini keşfeden araştırmacılar Profesör John O’Keefe ile MayBritt Moser ve Edvard Moser’a verildi. Nobel Komitesi, O’Keefe ve Moser çiftinin, beyinde konumlama sistemini oluşturan hücreleri keşifleriyle Tıp Ödülü’ne layık görüldüklerini, keşiflerinin, beynin “bizi çevreleyen alanın haritasını nasıl çizdiğinin ve karmaşık bir ortamda nasıl yol alabildiğimizin” izah edilmesine yardımcı olduğunu açıkladı. John O’Keefe’nin, bu konumlandırma sisteminin ilk bileşeni olan sinir hücresini 1971 yılında keşfettiği, Moser çiftinin de hassas yön bulma için koordinat sistemini meydana getiren bir tür sinir hücresini tanımladığı belirtildi. Komite, beynin konumlandırma sistemi konusundaki bilginin, Alzheimer hastası kişileri etkileyen, “yıkıcı uzamsal hafıza kaybına zemin teşkil eden mekanizmanın anlaşılmasına” yardım edebileceğini bildirdi. John O’Keefe ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde 2 yıllık evli 38 yaşındaki Gürkan Kılıçaslan, kendisinden boşanmak için dava açan ayrı yaşayan eşi 35 yaşındaki Songül Kılıçaslan’ı tabanca ile öldürdükten sonra intihar etti. İki yıl önce evlenen çiftin sürekli kavga ettikleri, eşi tarafından tehdit edilen Songül Kılıçaslan’ın koruma istemesi üzerine savcılık kararı ile 6 ay süreli tedbir kararı uygulandığı öğrenildi. Gürkan Kılıçaslan’ın daha önce de kendisinden boşanmak isteyen eşi Songül Kılıçaslan’ı öldürmeye teşebbüsten hapis cezası aldığı ve bir süre önce cezaevinden çıktığı ifade edildi. Lösemiye Maganda kurşunu can aldı SAMSUN (AA) Çarşamba ilçesine bağlı Eğridere Mahallesi’nde yapılan düğünde davetliler, silahla havaya ateş açtı. Bu sırada göğsüne kurşun isabet eden 73 yaşındaki Mehmet Çetin, olay yerinde hayatını kaybetti. Çetin’in cenazesi, otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. V.E. (40) ile C.E (36) jandarma ekiplerince gözaltına alındı. smaç NBA takımlarından Utah Jazz, 5 yaşındaki taraftarını takımla birlikte maça çıkardı Spor Servisi Amerikan Profesyonel Ligi NBA’nın köklü takımlarından Utah Jazz, önemli bir sosyal sorumluluk hareketine imza attı. Akut lösemi hastası 5 yaşındaki Jazz taraftarı J.P Gibson, takımın kendi içinde oynadığı hazırlık maçında parkeye çıktı ve yeni takım arkadaşlarının yardımıyla güzel bir smaç yaparak skora katkıda bulundu. Sporun sevgi dolu yönünü ortaya çıkaran proje için Utah Jazz kulübü Gibson ile bir günlük sözleşme imzaladığını duyurdu. Daha önce Philadelphia 76ers de otizmli bir gençle iki günlük sözleşme imzalamış ve genç taraftarını lig maçına çıkarmıştı. 13 yaşındaki taraftar maçı kenarda, hayran olduğu oyuncularla beraber takip etmiş ve koçun taktiklerini ilgiyle dinlemişti. NBA’da saha içinde bunlar olurken saha dışında da önemli bir gelişme yaşandı. Daha önce yayın gelirlerinden yılda 900 milyon dolar kazanan lig, 20152016 sezonundan itibaren geçerli olmak üzere yıllık 2.6 milyar dolardan 9 yıllık yeni bir yayın anlaşmasına imza attı. Alkollü anne dehşet saçtı KONYA (DHA) Konya’da birlikte yaşadığı erkek arkadaşı ile tartıştıktan sonra alkol alan 5 çocuk annesi Aylin B., 4’ncü kattaki evinin balkonuna çıkarak intihar girişiminde bulundu. Yanına çocuklarını da alan ve elindeki bıçakla çevreye tehditler savurarak kimseyi yanına yaklaştırmayan Aylin B. pencerenin pervazına çıkarak aşağıya atlamak istedi. Eve giren polis tarafından çocukları kurtarılan Aylin B. bir anlık dalgınlığından yararlanan polis tarafından kolundan yakalanarak pencereden eve alındı. Çocuklar Çocuk Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Dönüyorlar Haber Merkezi Kurban Bayramı’nı Ege ve Akdeniz’deki tatil bölgeleri ile çeşitli kentlerdeki akrabalarının yanında geçirenlerin dönüş çilesi başladı. Yoğun trafiğe yakalanmamak için önceki günden itibaren dönüşe geçen tatilciler nedeniyle TEM Otoyolu’nun Bolu ve Düzce kesimlerinde araç yoğunluğu yaşandı. İstanbul istikametine doğru yoğunluk yaşanırken Ankara istikametinde ise daha az yoğunluk oluştu. TEM Otoyolu ve D100 Karayolu’nun Kocaeli geçişinde de gece yarısına kadar yoğunluk sürerken trafik ancak saat 01.00’den sonra rahatladı. Ancak dün öğleden sonra yollar yeniden hareketlendi. Bandırma İskelesi’nde de araç kuyrukları oluştu. Dönüşü bayramın son gününe bırakanların dün öğle saatlerinde Çanakkale feribot iskelesine ulaşmasıyla, feribot iskelesinde de yoğunluk yaşandı. Smaç: Basketbolda topu sert vuruşla potaya yollamak Ortadoğu’da son yaşananlar karşısında bu değil başka bir iktidar olsa da çok zorluk çekecekti. İktidarın politikalarını eleştirirken dahi bunu atlamamakta fayda var. Suriye krizi, birçok özelliğinin yanı sıra Rusya ve Batı bloku arasında Gürcistan’da başlayan ve Ukrayna’da süren bilek güreşinin bir parçası olma özelliğini taşıyor. Bu bilek güreşinde Asya’da üretilen malların Batı’ya hangi demiryolu rotasıyla taşınacağından enerjinin aktarımına, NATO’nun Gürcistan ve Ukrayna’yı bünyesine almaya çalışmasından Suriye’deki Rus üssüne çok konu var. İşin içine Ortadoğu girince büyük bilek güreşi bölgenin çözümsüz görünen fay hatlarıyla da buluşuyor. Irak’ın işgali, mezhep çatışmaları, IŞİD ve onun hilafet iddiası, Kürt meselesi ve elbette petrol kaynakları ve onların Batı ile nasıl buluşacağı konusu devreye giriyor. Bölgedeki garip ittifak sistemi de işleri kolaylaştırmıyor. Taktiksel beklenmedik ittifakların sıklıkla görüldüğü bir yerdeyiz. En basit örnek Saddamcı bazı subayların IŞİD’e destek vermesinde görülebilir. Başından beri bu iktidarın Ortadoğu politikasını sadece İslamcı bir ütopyanın belirlemediğini düşünenlerdenim. Ana amaç bölgede nüfuzunu arttırmak. Rusya ve Batı’nın kavgasında da belli bir dengeyi tutturmak. Mesela bir sonuca varamasa da Brezilya ile birlikte İran’ın nükleer krizine arabuluculuk denemesi bu denge arayışının bir göstergesiydi. BakuTiflisKars demiryolu projesinin ya da füzelerin Çin’e havale edilmesi ya da ara ara Şanghay Birliği’yle flört edilmesi de aynı şekilde. Şanghay’a girilmeyeceği ya da füzelerin sonunda büyük ihtimalle Çin’den alınmayacağı önemli değil. Bunları masada kaldıraç olarak kullanmak ise önemli. Esad’la “kardeşim” dönemi ya da SuriyeTürkiye ortak bakanlar kurulu toplantıları falan şurada üç dört sene öncesinin hikâyesi. Demek ki iktidar etkinlik alanını Esad’la geliştirebilse o rejimle bir sorunu yoktu. O dönemki açıklamalar herhalde hâlâ hafızalardadır. Suriye’den gelen turistlerin Mersin, Antep, Hatay’ı nasıl canlandırdığı hikâyelerini hatırlarsınız. O hikâyelere Mersin’de kurulacak nükleer santralın ihalesinin Rus şirketlerine verilmesini de eklemek gerek. Güçler arasında denge sağlayarak belirli bir özerklikle davranma amacı Arap Baharıyla başka bir yere savruldu. Bir defa iktidar nüfuzunu artırmak için müthiş kestirme bir yol buldu. Laik ya da laiklik soslu tek adam yönetimleri devrilecek ve seçimlerle siyasal İslamcılar iktidara gelecekti. Esad’la falan uğraşılmayacak Mısır’dan Suriye’ye AKP’yi örnek alan rejimler hâkim olacaktı. Mısır’da Mursi rejiminin devrilmesinin yarattığı hayal kırıklığının bu sebeple çok büyüktü. Esad’a karşı fazla ayrım yapılmaksızın bütün muhaliflerin şu ya da bu şekilde desteklenmesi ya da bazı faaliyetlerine göz yumulması da bu siyasetin bir sonucuydu. Şimdi dengeler yine değişti. Türkiye bir daha pozisyon alıyor. Tekrar Batı’ya yanaşırken de son üç senedir yaptığı “yaramazlık”ın azarını işitiyor. Önce eski ABD büyükelçisi Ricciardone, iktidarın El Nusra ve Ahrar el Şam’a yardım ettiğini söyledi. Ardından Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye dahil koalisyon ortağı bazı devletlerin IŞİD’e zamanında verdiği destekten yakınması geldi. Gaflarıyla tanınan birine bunu söyletip sonra özür diletmek herhalde ABD yönetimindeki bir kanadın içini soğutmuştur. Velhasıl Türkiye dış politikasını revize ediyor. Ancak savaşın sadece sınır dışında değil, asıl sınır içinde önemli etkileri var. Kobani çatışmasında önceki gece insanları sokağa döken bir duyarlılık söz konusu. Öte yandan IŞİD sempatizanlarının hem sınır kentlerinde hem de büyükşehirlerde giderek aktif olmaya başladığı anlaşılıyor. Suriye’de radikalleri Esad’a karşı kullanıp sonra sandıkta ılımlıların kazanması üzerine kurulan model çöktü. Suriye’ye müdahale için Davutoğlu’nun Esad’a karşı saldırılmasını koşul olarak getirmesi elindeki kozu “son bir gayret” kullanmaya çalışmak. Esad’ın akıbetini Rusya ve ABD’nin anlaşması belirleyecek. Bu tehlikeli sularda geminin kaptanı çok defa kayalıklara çarptı. Gemi su almakta ama henüz batmadı. Ancak hem gemi yaralı hem de içeride mürettebat isyan edebilir. Acil servisteki sağlık çalışanları can güvenlikleri olmadığı için dün iş bıraktı Haber Merkezi Kurban Bayramı tatilinde yurt genelinde meydana gelen trafik kazalarında 53 kişi öldü, 296 kişi yaralandı. Bayramın son günü en üzücü haber Kayseri’den geldi. Bayram ziyaretinden dönen Erdem ailesinin içinde bulunduğu otomobilin devrilmesi sonucu 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Yurt genelinde dün meydana gelen diğer kazalarda 12 kişi yaşamını yitirdi 77 kişi yaralandı. Trafikte ağır bilanço: 53 ölü 100 kişiyle acili bastılar SİBEL BAHÇETEPE İstanbul Avrupa yakasının en yoğun hastanelerinden biri olan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi, 100’e yakın hasta yakını tarafından basıldı. Olay önceki akşam 70 yaşındaki bir kadın hastanın, göğüs ağrısı şikâyeti ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılması ile başladı. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından hasta, hastanede kardiyoloji bölümü olmaması ve yoğun bakım servisinde yer bulunmaması nedeniyle en yakında bulunan özel bir hastaneye sevk edildi. Burada yapılan anjiyoda dört damarın tıkalı olduğu belirlenen hasta tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. Bunun üzerine, hastanın yakınları “hastamızı geciktirdiniz, zaman kaybı yaşattınız” diyerek dün sabah 06.30 sıralarında Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi acilini bastı. Mardinli bir aşirete mensup olduğu söylenen ailenin üyeleri, minibüslerle geldikleri hastanede ellerinde bıçaklar ve sopalarla acil servisteki hekim, hemşire ve sekreterler olmak üzere acilde bulunan sağlık personeline saldırmaya başladı. Acil servisin kapıları, bilgisayarları kırıldı, bir uzman doktor bıçaklanmaktan son anda kurtuldu, dört doktor ile iki hemşire ve bir hastane polisi yaralandı. Olayların büyümesi üzerine hastaneye takviye çevik kuvvet ekipleri yönlendirildi. Hastane acilinde görevli sağlık çalışanları ise dün can güvenlikleri olmadığı için iş bıraktı. Durum böyle olunca bayramın son günü hastaneye gelmek isteyen acil vakalar, hastanenin kapısından çevrilmek zorunda kaldı. Acil servisin kapısına “Sağlığımızın bekçisi olan doktorlarımıza saldırıdan dolayı acil kapalıdır” yazıları asıldı. Acil servisin ne zamana kadar kapalı kalacağı ise belirsiz. Hastane yönetiminin ise en kısa zamanda acilin yeniden hizmet vermesi için hekimler ile görüştüğü kaydedildi. TABİP ODASI: KEPAZELİK İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez her iki günde bir şiddet olayının yaşandığını anımsatarak “AKP hükümeti ve Sağlık Bakanı bu olayları görmezden geliyor, önlem almıyor, asıl sorun bu. Önlem alınmadıkça ve güvence sağlanmadıkça bu olaylar devam edecektir” dedi. Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi gibi günde 3 bine yakın acil sağlık hizmetinin verildiği bir hastanenin acil servisinin kapalı olmasını “kepazelik” olarak değerlendiren Erez “Hastanelerde güvenlik diye bir şey yok, buraya yeterince polis ve güvenlik verilmiyor, saldırı sırasında hekimler kendilerini korumak zorunda kalıyor. Her kolunu sallayan hastanenin aciline girmemeli, acilen önlemler alınmalı” uyarısında bulundu. TTB Merkez Konseyi Delegesi Dr. Ali Özyurt da “480 anestezi uzmanı üzerinde Türkiye genelinde yaptığım bir araştırma, bu hekimlerin yüzde 83’ünün en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Anestezi hekimlerinde oran bu şekilde ise acillerde rakamlar daha yüksektir diye tahmin ediyoruz” dedi. Marmaray’da çığlık sesleri İstanbul Haber Servisi Marmaray seferleri dün akşam saat 18.00’de yaşanan bir olay nedeniyle gecikmeli yapıldı. Kadıköy Ayrılık Çeşmesi durağında yaşanan olayda trene binen anne üç yaşlarındaki kızını yanına almayı unuttu. Trenin hareket etmesiyle birlikte dışarıda kalan minik kız çocuğu ağlamaya başladı ve hareket eden trene doğru giderken vatandaşlar tarafından fark edilerek trenle istasyon arasına düşüp bir facia yaşanması engellendi. Bu sırada çocuğunu bulamayan anne trende imdat koluna çekti ve treni durdurdu. Tren durduktan sonra vatandaşların kucağında annesine götürülen minik kız çocuğu trene bindi ve annesine kavuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle