06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EKİM 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET [email protected] SAYFA KÜLTÜR 17 Gezi eylemlerini konu edinen oyuna bir yasak daha Dans mahremden arınırsa 20 Eylül Cumartesi. Tate Modern’in 6. katındaki “East Room”da sabah saat 11’de Mehmet Sander’in “Kareden Sonra: Mehmet Sander’le Performans Atölyesi” başlamak üzere. Üç tarafı camla çevrili bir küpün içindeyiz, yerden metrelerce yukarda. Sis perdesinin ardında St. Paul Katedrali, Globe Tiyatrosu, İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanmış ve Avrupa Birliği’nin en yüksek gökdeleni “The Shard” seçiliyor. Atölye çalışmasını belgeselleştirmek üzere kameralar test ediliyor, işin başında İngiltere’nin en ünlü fotoğraf sanatçılarından Kate Garner var. Yağmur kapıda, atölye katılımcıları art arda odaya giriyorlar. Her yaş grubundan, her kesimden 19 katılımcı; heykeltıraş, sahne tasarımcısı, performans sanatçısı, emekli, hastabakıcı, psikoterapist, koreograf, görsel sanatçı. Kadın ve erkek katılımcıların sayısı neredeyse eşit. Afyon ‘Diren’i SELDA GÜNEYSU Mehmet Sander’in Tate Modern’deki Performans Atölyesi’nden izlenimler ‘sakıncalı’ buldu çe milli eğitim müdürlüğü’nden onay çıkmadı. Eğitim Sen SanANKARA Samsun Sanat dıklı Şubesi’nin organizasyonu ile Tiyatrosu’nca (SST) sahnelenen ve 13 Ekim’de sahneye taşınmak isgazetemiz yazarı Işık Kansu’nun tenen oyun “sakıncalı” bulundu. kaleme aldığı, Gezi eylemlerini Sandıklı Kaymakamlığı’nın onay konu edinen “Diren” adlı oyuna için oyunun metnini Sandıklı İlçe bir yasak da Afyon Sandıklı’dan Milli Eğitim Müdürlüğü’ne göngeldi. Daha önce Edirne’de sah derdiği, ancak müdürlükten oyunelenmek istenen ve Edirne Milli nun uygun bir salonda sahnelenEğitim Müdürlüğü’nce Halk Eği mesi için izin çıkmadığı kaydediltim Merkezi’nin tahsis edilmesi di. Konuya ilişkin açıklama yane izin verilmeyen oyun bu kez pan SST Genel Sanat Yönetmeni Yaşar Gündem, “Bu de Afyon Sandıklı İlçe Milli Eğitim u Daha önce Edirne’de yaşadığımız ikinci engel. Sanırım bu Müdürlüğü’nce “sakıncalı” bu sahnelenmesi engellenen oyunla daha çok oyun bu kez de Afyon engelle karşı karlundu. Sandıklı Kaymakamlığı’nın Sandıklı İlçe Milli Eğitim şıya kalacağız. Ancak ben bundan önoyunun sahnelenmesi için İlçe Eği Müdürlüğü’nce ‘sakıncalı’ ce olduğu gibi yine bulundu. Sandıklı tavrımı koyacağım. tim Müdürlüğü’ne gönderdiği oyunun Kaymakamlığı’nın oyunun Oyunu gerekirse sokakta sahneleriz” metni için “sahsahnelenmesi için ilçe dedi. Gündem ayrıca nelenmesi uy eğitim müdürlüğüne oyun için Samsun’dagun değildir” yanıtının geldiği gönderdiği oyunun metni ki yetkililerin arankaydedildi. SST, için ‘sahnelenmesi uygun dığını ve yetkililere “Kimdir bu Yayazarımız Işık Kansu’nun kale değildir’ yanıtının geldiği şar Gündem? Neden böyle bir oyume aldığı, Yaşar kaydedildi. nu sahnelemek isGündem’in yötiyor?” diye sorulnettiği, Gezi Parkı eylemlerini, eylemde yaşamı duğunu öğrendiğini de kaydetti. nı yitirenleri, hükümetin eylemocuk oyununa da ler sırasında yurttaşlara uygulaizin yok dığı baskıyı konu edinen “Diren” adlı oyunu, 22 Eylül’de Öte yandan SST’nin aynı tarihEdirne’de sahnelemek istemiş lerde sahneye taşıyacağı “Acemi ti. Ancak Edirne İl Milli Eğitim Mikroplar” adlı çocuk oyununa Müdürlüğü’nce oyunun sahne da Sandıklı’dan “sansür” geldi. lenmesi için talep edilen Halk Oyunun ilçede sahnelenmesi için Eğitim Merkezi’ne izin verilme İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne miş ve oyun Edirne sokakların resmi başvuru yapan EğitimSen da yurttaşların beğenisine sunul Sandıklı Şubesi yöneticilerine, İlmuştu. Turne olarak Sandıklı’ya çe Milli Eğitim Müdürü Emin gidecek olan SST oyuncuları ve Karaosman’ın imzasıyla “uyyönetmen Yaşar Gündem’e, il gun değildir” yazısı gönderildi. u Her yaş grubundan, her kesimden 19 katılımcı; heykeltıraş, sahne tasarımcısı, performans sanatçısı, emekli, hastabakıcı, psikoterapist, koreograf, görsel sanatçı. Kadın ve erkek katılımcıların sayısı neredeyse eşit. da 5 metreye 5 metre birbirine yapboz gibi geçmeli minderli bir alan hareket alanını kısıtlandırmak üzere hazırlanmış. Mehmet Sander ilk önce kendini tanıtıyor: “Ben kendimi koreograf olarak etiketlemekten hoşlanmıyorum. Ben bir hareketmimarıyım.” Peter Maxwell Photography Müziğin dansın bir numaralı düşmanı olduğunu söylüyor. Dans manifestosunu atölye katılımcılarına dağıtıyor, herkes sessizlik içinde okuyor. Sander Maleviç, Mondrian, Newton ve Darwin’in dansa yaklaşımındaki önemini anlatıyor. Dansın aslında duygulardan arınmış, tümüyle bilime, mimariye ve modern sanata yakın, özerk bir sanat dalı olması gerektiğini belirtiyor. “Tek Alan” başlıklı çalışmasını katılımcılara izletiyor. Dansın uniseks bir etkinlik olduğunu, günü müzde kadınlar için ayrı, erkekler için ayrı koreografi tasarlayan koreografları eleştirerek aktarıyor. Performans atölyesine başlarken bazı kurallar koyuyor Sander. “Ailenizi, geçmişinizi, adınızı, soyadınızı unutun, burada hepimiz eşitiz.” Bir daire oluşturan katılımcıların arasında dururken sağından başlayarak her birini numaralandırıyor. Ardından, “Atölye süresince kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayın, kendinizi kabul etmeniz çok önemli” diyor. Bunu da “24 Saatlik Yolculuk” diye adlandırdığı bir meditasyonla sağlıyor. Atölye çalışmasından bir önceki günden başlayarak o ana kadar yaşadıklarını gözleri kapalı olarak hayal etmelerini istiyor. Atölye aslında bir bakıma hem kişinin kendi vücudunu günlük hayatta incelemediği kadar incelemesini sağlıyor, hem de zinciri oluşturan insanların bedenlerini tanımasına odaklanıyor. Bu güven çemberi içinde, hiç de kolay sayılamayacak alıştırmalar sürerken, “İlk travmayı annemizin rahminden çıkarken yaşıyoruz” diyor Sander. Daha zor toplu performanslara geçildiğinde, örneğin bir katılımcı koşarak atlayıp öteki 4 katılımcı tarafından havada yakalanırken, özellikle kadın katılımcıların mahrem bölgelerine dokunmamaya özen gösteren katılımcılara sesleniyor: “Koreograflar mahrem bölgelere dokunmamak konusunda çok hassastır, ama neden ki? Bu çok saçma! Biz sadece birer bedeniz, eğer mahrem yerlerine dokunmayayım diye düşünüp tutup yakalamazsan kendini yerde bulur!” Katılımcılar 5 saat süren atölyeden olağanüstü bir dinçlikle ayrılırken, Sander’in dijital teknoloji alanında tanınan isimlerden John Bowers’la tasarladığı gösterinin Ipswich şehrinde düzenlenen Spill Festivali kapsamında 30 Ekim’de sahneleneceğinin sözü geçiyor. Benim aklımdan geçen ise, bu yıl yitirdiğimiz şair ve yazar Maya Angelou’nun “Evrende her şeyin bir ritmi vardır, her şey dans eder” sözü. [email protected] Özerk bir sanat ‘Hepimiz eşitiz’ Ç Hareketmimarı Odanın tek duvarına yakın tarafın 15. yılını kutlayan İş Sanat yeni sezonu 1 Kasım’da açıyor Dopdolu program Kültür Servisi Bu yıl 15. yılını kutlayan İş Sanat yeni sanatçı yepyeni şarkılarını müzikseverlerle buluşturacak. sezonunu kasım ayında açıyor. Kasım 2014’ten Mayıs 27 Kasım akşamı ise serbest cazın kurucularından 2015’e kadar sürecek sezon boyunca sanatseverleri klasik saksafon sanatçısı Pharoah Sanders’a Alman piyanist müzikten caza, dünya müziğinden dans gösterilerine, Joachim Kühn eşlik edecek. Geçen sezon Soma’da yerli projelerden şiir dinletilerine ve çocuk etkinliklerine meydana gelen uzanan geniş yelpazede bir program Sezonun caz bölümünün son bekliyor. Etkinliklerin biletleri 13 Ekim’de İş Sanat’ın geleneksel konuğuysa caz trompetin efsane satışa çıkacak. isimlerinden Tom Harrell olacak. Dünya yeni yıl konserinde Sezonun açılış konseri 1 Kasım’da müziği bölümünde ise flamenkonun Alpaslan Ertüngealp yönetimindeki Johann Strauss Orkestrası efsane gitaristi Paco Peña yeni projesi Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Flamencura ile ilk kez İstanbullu müzikseverlerle ve piyanist Hüseyin Sermet solistliğinde hayranlarıyla buluşacak. Şarkıcı ve söz verilecek. Sanat Kibele Galerisi 5 Kasım’da yazarı Aşa (Asha) Avrupai tarzını buluşacak. Oyuncu Özdemir Altan sergisiyle, İzmir Galerisi ise Afrika ezgileriyle harmanladığı Halit Ergenç de ilk kez şarkılarıyla, Tunuslu ud 22 Ekim’de Mehmet Mahir sergisiyle yeni sezona başlayacak. Dhaffer Youssef sahneye çıkıp sevilen film üstadı İş Sanat’ın geleneksel yeni yıl konserinde ve geçen yıl Soma’da bu yıl Johann Strauss Orkestrası sahnede müziklerini seslendirecek. yaşanan maden faciası sonrasında ertelenen olacak. Şef Rainer Hersch yönetimindeki Ayo da sezonun dünya topluluğa Avustralyalı soprano Kristy Swift eşlik edecek. İş Sanat’ın klasik müzik programında müziği bölümünde sahnede olacak. İngiliz şef James Judd yönetiminde oda topluluğu Oyuncu Halit Ergenç, Sinema Senfoni Wiener ConcertVerein’in eşlik edeceği Rus keman Orkestrası eşliğinde klasikleşmiş müzikallerden virtüözü Vadim Repin, Sonatori topluluğunun eşlik ve sevilen film müziklerinden oluşan eserler edeceği keman sanatçısı Giuliano Carmignola seslendirecek. Bunun yanı sıra piyanist Tuluğ ve Alexander Liebreich yönetiminde Münih Oda Tırpan ve müzik yazarı Murat Beşer’in Orkestrası’nın eşlik edeceği AlmanJapon piyanist imzasıyla 20 Mart günü bir konser gerçekleştirilecek. Alice Sarah Ott konserleri verilecek. Bu konserlerin yanı sıra Alman piyanist ve orkestra şefi Christoph Eschenbach yönetimindeki Londra Filarmoni Orkestrası, keman virtüözü Ray Chen’le 3 Mart akşamı, Rusya Devlet Akademi Senfoni Orkestrası şef Vladimir Jurowski yönetiminde Özbek piyanist Behzod Abduraimov’un topluluğa eşlik edeceği konser ise 5 Mayıs akşamı gerçekleşecek. İş Sanat’ın son klasik müzik konseri ise Berlin Oda Orkestrası’nın eşlik edeceği Renaud Capuçon’dan. İş Sanat’ın 15. sezonu caz konserleri ise Stacey Kent ile başlayacak. 18 Kasım’daki konserde Devlet Opera ve Balesi’ndeki ‘tayt’ yasağına CHP’den bir önerge daha ‘Broadway’de tayt yasağı mı var?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürlüğü’nün kurumda çalışanlara getirdiği “tayt, çivi topuklu ayakkabı, streç kot, abiye” giyme yasağıyla ilgili CHP’nin art arda verdiği soru önergeleriyle konuyu Meclis gündemine taşıdı. CHP’nin soru önergesinde Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’e, “Broadway’de veya La Scala’da bu tür yasaklar uygulanmakta mıdır?” diye soruldu. Önergede, şu sorulara yanıt istendi: “Genelgeyle, DOB ve bağlı il müdürlüklerinde görev yapan tüm memur, sözleşmeli ve geçici personel ile işçi ve temizlik şirketi çalışanlarının kılık kıyafetlerine sınırlama getirildiği; kurum içinde sporcu atleti, kolsuz penye, şort, tayt, streç kot, sandalet, terlik, çivi topuklu ayakkabı, abiye giyilmesinin yasaklandığı bilgisi doğru mudur? Yasak sanatçıları da kapsıyor mu? Bundan böyle balerinler tayt, baletler şort ya da kot pantolon giyemeyecek mi? Tüm balerin, balet, koro sanatçıları provalarda dahi takım elbise, kravat veya döpiyes giymek zorunda mı? Broadway veya La Scala’da yasak var mı? Avrupa veya ABD’de giyim kuşamına karışılan, yasak konulan herhangi bir sanatçı veya sanat kurumu var mıdır? Broadway’de veya La Scala’da sanatçılar için bu tür yasaklar uygulanmakta mıdır?” Tom Harrell
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle