06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2014 CUMARTESİ 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Geçen pazartesi Türkiye’ye sığınan 160 kişi gözaltında özel bir ekipce sorgulanıyor ... davranışa karşı muhalefetin, iktidarın ülkeyi hemen her alanda sıkıntıya sokan, son sokak eylemlerini hükümetin Kobani’ye vaat ettiği yardımları yerine getirmediği inancı... ... Toplumsal belleğe yerleşti. Bu nedenle şiddet içerikli tepkiler kentleri yakıp yıkıyor. Sayı değişmezse düne göre 35 insanımızın ölümüne neden oluyor. Şu soruya yanıt hâlâ yok! Devletin önlemekten aciz kaldığı şiddet eylemlerinin suçlusu kim? HHH Klasik tablo yine sahnede. Paçaları tutuşan partiler birbirini kollama yolunda yine. İktidar muhalefeti, muhalefet iktidarı suçlayarak kendi vicdanlarında kendilerini beraat ettiriyorlar. İktidarın siyasal tutumu ile muhalefet arasında fark yok. Al birini vur ötekilere; ama yine asıl suçlu, sorumlu kim, ortada yok! Bakıyorlar ki demokrat rejim yine ipin ucunda. Çankaya’ya çıkıp sorumluluktan azade bir koltuğa yerleşen Cumhurun değişmez başbakanı RTE, bu kez nasıl olduysa muhalefeti suçlamıyor. Bütün parrtileri itidale çağırıyor. Partiler bu çağrıya sarılıyor. Sokağa azgın bir boğa gibi saldırılarına start veren, bu eylemlere katılan kim veya kimler, asıl kimlikleriyle yine ortada yok! HHH Geçen pazartesi Kobani düşerse çözüm de iç barış hamleleri de biter deyip, sokağa çıkın emrini veren HDP! Şimdi kamu binaları dahil, her yanın yıkılıp yakılmasından, insanların pompalı tüfeklerle sokak ortasında katledilmesinden, linç edilenlerin sorumluluğundan korkarak... ... Eşbaşkan Selahattin Demirtaş, açıklamaları boyunca kan ter içinde, partisini suçlu olmaktan kurtarmaya çabalıyor. Ne diyor kulak verin: “Biz sokağa çıkın dedik ama şiddet uygulayın demedik.” Maşallah! Partisi HDP’yi siyasal önder kabul ederek gizlenmiş ne kadar PKK’li varsa zaten abortta. Bu ülkeyi karıştırmaya hazır. Siz hele durun, istediğiniz amaçlara varacaksınız türkülerinin Kobani’yle iflas ettiğini görünce, ya yüzleri maskeli ya da ellerinde sopalar, palalar, pompalı eylemlerle kalabalıklara saldırdılar. Sokak ortasında bir insanı çırılçıplak bıçaklayarak bıraktılar. 4 kişiyi katlettiler. Devlete hınçlarını polislerden çıkarmak istediler. Bingöl’de PKK, emniyet müdür yardımcısı ile bir polisi şehit etti. Emniyet müdürü de ağır yaralı. Demirtaş partisini, emriyle başlayan kanlı, yakıp yıkan olaylardan soyutlamak için, pompalı tüfekle sağa sola ateş edenin kendilerinden olmadığını söylüyor, aksinin kanıtlanmasını istiyor. Bu adamları hükümetin bulmasını istiyor. Bu çabalar, yersen dolaptaki yalancı dolma! HHH Medet umdukları hükümette etkili İmralı. O da HDP’yi ancak hükümetle diyalog kurarak, birlikte görünerek, ama olayların partilerine, PKK’ye mal edilmesini engellemeye çalışıyor. HDP heyetleri bir bakandan diğerine koşuyor. Barışı yine elbirliğiyle kuracakları savıyla, yani siz ne derseniz evet ama kanlı olayları HDP’nin sokağa çıkın emrine bağlamamasını sağlamanın peşindeler. HHH MHP lideri zaten AKP gibi halka itidal tavsiye ediyor. Cici muhalefet! Ha, ana muhalefete gelince: Bir yandan mütedeyyin oyların peşinde; parti genel merkezinde mescit açılsın mı açılmasın mı telaşında. Diğer yandan Kılıçdaroğlu açılım dehasına yeni bir örnek verdi. İktidar partisiyle hemen hemen her kesimi hayrete, şaşkınlığa sürükleyen bir öneri ile gündemde yer aldı. Şimdi yeni bir tezkere önerisiyle Kobani’ye gereken yardımı yapmayarak AKP’ye belki de yüz çeviren, küskün Kürt oylarını tavlamanın peşinde! CHP’nin askerimizin dışarıda savaşmasına karşı olduğu sanılırken; tezkere görüşmelerinde de bu kanısını kürsüden açıkladığı kanıyı ıskalayarak; IŞİD’i Kobani’den defetmek için Türk askerinin terör örgütü ile oralarda savaşmasını sağlayan ek bir tezkere istiyor. Gerekçesine bakalım: Kobani’yi Türk askeri kurtarmalı. Peki neden? Kılıçdaroğlu, “Halkımızın Kobani’deki akrabalarını IŞİD gibi terör örgütünün öldürmesine son verelim” diyor. Kılıçdaroğlu da ancak kendine yandaş ya da karşı durmayacak sorular soran gazetecilere RTE gibi alışık olduğu için, bendeniz gibi gazetecilerin şu masum sorusuna yanıt vermeyebilir. Herhalde orada eli armut toplamayan IŞİD’in şehit düşüreceği Mehmetçiklerin buradaki ailelerinin duygularını neden düşünmüyor, hesaba katmıyor? İktidarın politikalarını boşa çıkarmak hevesiyle Kobani’yi kurtarmak diye Türk askerini göndermeyi önermek... Güneydoğu’da ucuz yoldan oy toplama girişimi gibi gelmiyor mu sizlere de? ‘Neden geç geldin?’ sorgusu MAHMUT ORAL SURUÇ IŞİD’in Kobani’ye saldırmasının ardından geçen pazartesi Türkiye’ye sığınan, aralarında kadın, çocuk ve gazetecilerin de bulunduğu 160 kişi, o günden bu yana bir spor salonunda gözaltında tutularak Ankara’dan gelen özel ekip tarafından sorgulanıyor. Bu kişilere “YPG’ye üye olup olmadıkları, çatışmalara katılıp katılmadıkları, Türkiye’ye neden geç geldikleri” gibi sorular yöneltiliyor. 160 kişi kimseyle görüştürülmezken polis bu kişilerin bulunduğu alana da kimseyi yaklaştırmıyor. 160 Kobanili açlık grevine başladı. Mürşitpınar sınır kapısından Türkiye’ye sığınan bu kişiler bir süre sınır kapısında bekletildikten sonra, daha önce Türkiye’ye sığınan diğer Kobanililerden farklı bir uygulamaya tabi tutularak tecrit altına alındı. İlk başta sayıları 350 olan bu kişiler, Aligör beldesindeki Suruç Fen Lisesi’ne götürülerek iddiaya göre Ankara’dan gelen uzman bir ekip tarafından sorgulandı. Kobanili Kürtlere, Türkiye’ye kaçmak için neden IŞİD’in Kobani’ye girmelerini bekledikleri, neden IŞİD saldırmadan önce gelmedikleri, YPG’ye üye olup olmadıkları, çatışmalara katılıp katılmadıkları soruldu. Geçen 6 gün içinde bu kişilerden bir bölümü bırakıldı, geriye ise 160 kişi kaldı. Ancak halen neden gözaltında tutuldukları açıklanmayan bu kişiler, Emniyet tarafından tecrit altında tutuluyorlar. Suruç Fen Lisesi’nde eğitimin aksaması üzerine öğrenciler ve veliler protesto gösterisi yapınca, 160 Kobanili kapalı spor salonuna nakledildi. Burasının çevresinde de çevik kuvvet ve özel harekât polisleriyle geniş güvenlik önlemleri alındı. Gözaltındakilerin yakınları ise salonun önünde endişeyle bekliyor. Açlık grevinde olan yakınlarının sağlığını korumak için onlara suda eritsinler diye çay şeke ri vermek istiyorlar ama polis buna engel oluyor. Sigara ve yiyecek getirmek de yasak. İçeridekilerin dışarıyla bağlantı kurmaları veya dışarıdakilerin içeri alınıp onlarla görüşmeleri de engelleniyor. Mahmut Nuh adındaki bir adam, elindeki ilaçları gösterip “Oğlumun adı Ziya Mahmut, karnında ödem var ve çok ağrısı oluyor. İlaçlarını düzenli olarak almazsa ölebilir ama ona ilaç vermeme engel oluyorlar. 5 gündür kapıya gidip geliyorum, neden tuttuklarını da söylemiyorlar. Bize ‘Onlar Türkiye’nin misafiri’ diyor polisler. Peki bu nasıl misafirlik? IŞİD’den kaçtık, asker bize kapıyı açtı. Neden açtılar o zaman o kapıyı” diyerek tepkisini dile getiriyor. Kobanili Azedin Bekir, kayınbiraderi olan 11 yaşındaki Welat’ın içerde tutulduğunu belirtiyor. Bekir, “Amcam da olan kayınpederimi bıraktılar ama Oğlum ilaçsız ölebilir İçlerinde çocuk da var çocuk orada” diyor. 16 yaşındaki Emine Mahmut Mustafa’nın yakınları da endişe içinde bekliyor. Yakınları, “Emine, teyzesi Saide ile birlikte kalıyordu. IŞİD Kobani’nin bazı mahallelerine girdiğinde teyzesi saldırıda öldürüldü. Korkup kaçan Emine, askerin yardımıyla Türkiye’ye geldi ama şimdi gözal Mahmut tında” Nuh diyorlar. SINIRDA TANKLAR VE FÜZE BATARYALARI (Fotoğraf: AA) MÜRŞİTPINAR IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısı sürerken gece boyunca Mürşitpınar sınır kapısının karşısında Suriye tarafında çok şiddetli çatışmalar yaşandı. IŞİD’in burayı ele geçirerek YPG’yi zayıflatmaya çalıştığı, yaralıların ve sivil halkın geçişini engellemek istediği belirtildi. Koalisyon uçakları dün de IŞİD hedeflerini vurdu. Kente doğu, güney ve batıdan saldıran IŞİD, kuzeyde de Mürşitpınar sınır kapısının karşısında Suriye tarafında kalan bölümü ele geçirmeye çalışıyor. Kobani’nin çevresinde de zaman zaman çatışmalar yaşanıyor. Özellikle doğu kesiminde IŞİD hâkimiyetindeki köylerden Kobani’ye doğru havan ve top atışı gerçekleştiriliyor. Kobani’den de vurulan hedeflerin dumanı yükseliyor. Sokak çatışmalarının yaşandığı kent içinde ise YPG ve IŞİD, yer yer göğüs göğüse çarpışıyor. Tarafların kayıpları konusunda ise bir açıklama yapılmıyor. Şiddetli çatışmalar nedeniyle Türkiye tarafında da yoğun güvenlik önlemleri alınıyor. Askerler, tanklar ve füze bataryaları eşliğindeki önlemlerini sürdürüyor. Sivil halk da güvenlik gerekçesiyle sınıra yaklaştırılmıyor. Çatışmalarda yaralananların Türkiye’ye girişlerine önceki geceden dün öğlen saatlerine kadar yine kısıtlama getirildi. Kobani’den getirilen 12 yaralının Türkiye’ye girişine izin verilmezken yaralılardan birinin öldüğü belirtildi. Bunun üzerine dün öğle saatlerinde geçişlere izin verilerek yaralılar ambulanslarla Suruç ve Şanlıurfa’daki hastanelere kaldırıldı. Yaralılardan 5’inin durumunun ağır olduğu, bir yaralının hemen ameliyata alındığı, 2 yaralının ise sevk edildiği öğrenildi. Kobani’de şiddetli çatışmalar sürerken, IŞİD’in bir intihar saldırısının daha YPG tarafından önlendiği bildirildi. YPG’nin açıklamasına göre, dün akşam saat 16.45 sıralarında kentin güney kesimde intihar saldırısı düzenlemek isteyen bir grup IŞİD militanı tespit edildi. Bunun üzerine bombalı araç YPG tarafından roketle havaya uçuruldu. YPG ayrıca önceki geceden bu yana süren çatışmalarda 37 IŞİD üyesinin öldürüldüğünü açıkladı. Kobani çevresindeki çatışmalarda yaralanan, Türk vatandaşı olduğu belirtilen Şakir Ali adlı bir kişinin Şanlıurfa’nın Akçakele ilçesindeki hastaneye getirilerek tedavi altına alındığı belirtildi. IŞİD militanın odasının önünde 2 sivil polisin güvenlik için nöbet beklediği bildirildi. Yaralı IŞİD’ci Türkiye’de PYD’nin TürkiYe üzerinDen silah koriDoru açılması Talebine ankara suriYe’Yi aDres olarak gösTerDi HDP içinDe AKP’nin seçim HesAbı yAPtığı Konuşuluyor Öcalan Kobani koşulunu yineledi MAHMUT LICALI ANKARA Hükümetin Kobani politikasına tepki Türkiye genelinde şiddet olaylarına dönerken, Abdullah Öcalan’ın diyalog çağrısı yaptığı gece yarısı mektubunda, “Kobani düşerse süreç sonlanır, Türkiye’de darbe süreci yaşanır” değerlendirmesini tekrarlayarak “Kobani koşulunu” vurguladığı belirtildi. HDP içinde AKP’nin seçim hesabı yaparak “çözüm sürecini askıya alma eğilimi” ve “süreci güvenlik eksenli” olarak yürütmesinin şiddet olaylarını artırdığı yorumları yapılıyor. Yaklaşık 10 gün önce İmralı’dan gelen müzakere aşamasına geçiş vurgusuyla taraflar arasında yeni bir sürecin başlaması beklenirken Kobani konusunda yaşanan fikir ayrılıkları devam etti. HDP içinde de hafta başından bu yana yaşanan şiddet olaylarının tetikleyicisi Kobani olmasına karşın, arka planda pek çok neden olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Yaklaşık 2 yıldır devam eden çözüm sürecinde bugüne kadar yaşanan pek çok krize karşın tarafların “çatışmasızlığın devam etmesi” yönündeki kararlılığı öne çıkarken, son bir haftada 30 kişinin hayatını kaybetmesi, önceki gece de Bingöl’de emniyet müdürüne yönelik yapılan saldırıyla çözüm sürecinin geleceği de tartışılmaya başlandı. HDP’de eylül ayında açıklanacağı ifade edilen ve süreçte yol haritasının işareti olarak yorumlanan yeni kurul ve komisyonların kurulmasına ilişkin adımın son ana bırakılmasının AKP’nin bu konuya bakışını gösterdiği ifade ediliyor. HDP’de, çözüm sürecini güvenlik sorunu olarak algılayan AKP’nin bu konuda attığı adımların bölgenin ve toplumun beklentisini karşılamadığına dikkat çekilirken, AKP’nin Ortadoğu’da Esad karşıtı dış politikasının da Türkiye’de kutuplaşmalara neden olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Öte yandan şiddet olaylarının ardından gönderdiği mektupta Öcalan, diyalog çağrısı yaparak “Kobani’nin düşmesi süreci sonlandırır. Türkiye’de uzun dönemli darbe süreci yaşanır” değerlendirmelerini tekrarladı, sürece karşı olanların provokasyonlarına imkân tanıyacağı değerlendirmesini yaptı. ‘Suriye içinden taşısınlar’ BARKIN ŞIK n İstanbul Haber Servisi Basın Konseyi yaptığı yazılı açıklamada “Milliyet gazetesi muhabiri Namık Durukan’ın sınır hattında haber peşinde koşarken bazı HDP’liler ve HDP’li milletvekilleri tarafından hedef gösterilmesinin kabul edilemez olduğu” ifadelerine yer verdi. Açıklamada “Sıcak bölgede, sınıra doğru giderken güvenlik güçlerinin kontrolündeki birinci noktadan geçip, ancak ikinci kontrol noktasından aracıyla geri çevrilen gazeteci Namık Durukan ile birinci kontrol noktasını geçemeyen HDP milletvekilleri Mülkiye Birtane ve Esat Canan’ın içinde olduğu heyetin, Durukan’a karşı sarf ettiği olumsuz söz ve davranışlarını kınıyoruz. Durukan’ın HDP heyeti tarafından tartışmaya itilmesi ve haber peşindeki gazetecinin sosyal medyada ve konuşmalarında ‘MİT Ajanı’ olarak itham edilmesi, arkadaşımızın hedef gösterilmesinin en açık kanıtıdır” denildi. basın Konseyi, HDP’li vekilleri kınadı ANKARA Suriyeli Kürtleri temsil eden PYD’nin, “Cezire kantonu” dediği Kamışlı bölgesinden Kobani’ye, Türkiye üzerinden açılacak bir koridor ile ağır silah sevkıyatı yapmak yönündeki talebi, Ankara’da “meşruiyet kazanma çabası” olarak algılanıyor. Güvenilir kaynaklar, 2 Ekim’de TBMM’de kabul edilen tezkerede yer alan, “yabancı silahlı kuvvetler” ifadesi ile ilgili Türkiye’de yaşanan tartışmanın Kürt gruplar tarafından kullanılmaya çalışıldığını söyledi. Kaynaklar, bu talebin karşılanmasının mümkün olmadığını ifade ederken, “Ağır silahları Kamışlı’dan Ayn el Arab’a (Kobani) götürmek istiyorlarsa bu işi Suriye içinden yapabilirler” dedi. TBMM’de kabul edilen tezkere ile hükümete, “yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması” konusunda yetki tanındı. Tezkerenin kabul edilmesiyle birlikte ise “Neden tezkerede ‘yabancı ülke silahlı kuvvetleri’ denmiyor da, ‘yabancı silahlı kuvvetler’ deniyor?” tartışması başladı. Oysa, tezkeredeki “yaban cı silahlı kuvvetler” ifadesi anayasanın 92. maddesinden aynen alınmış ve daha önce çıkan tezkerelerde de bu ifade kullanılmıştı. Askeri kaynaklar, PYD üzerinden başlatılan ve HDP’nin de dahil olduğu, “Cezire kantonundan Kobani kantonuna, Türkiye üzerinden silah koridoru açılsın” yönündeki talebin, “yabancı silahlı kuvvetler” tartışmalarının ardından geldiğine dikkat çekti. PYD’nin bu taleple kendisine meşruiyet kazandırmaya çalıştığını belirten kaynaklar, bu isteğin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını belirtti. Aynı kaynaklar, Türkiye ile koalisyon güçleri arasında yürütülen müzakerelerden sonuç çıkmaması durumunda, Ankara’nın Suriye sınırını kapatacağı yönündeki iddiaları da doğrulamadı. Kaynaklar, insani gerekçelerle sınırın kapatılmasının söz konusu olamayacağını belirtti. Kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gaziantep’te yaptığı konuşmanın da bu yönde olduğuna dikkat çekti. Sınır kapatılabilir mi? Kaynaklar, ABD Hava Kuvvetleri’nin Kobani’de gerçekleştirdiği hava operasyonları konusunda da bilgi verdi. İncirlik Üssü’nden kalkan ABD’ye ait insansız hava aracı Predatörlerin operasyonel istihbarat topladığını kaydeden kaynaklar, bu doğrultuda hedeflerin vurulduğunu söyledi. Hava bombardımanında hassas güdümlü mühimat kullanılsa bile yerel halkın zarar görmemesi için 100 metrelik bir emniyet halkasıyla hedeflerin vurulabileceği belirtildi. Bu yüzden, IŞİD’in Kobani’ye tam anlamıyla girerek şehir savaşlarının başlaması durumunda hava operasyonlarının daha da güçleşeceği dile getiriliyor. Emniyet halkası 100 metre Asya Abdullah’tan yardım koridoru çağrısı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırılarına karşı “yardım koridoru”na ihtiyaç duyduklarını belirterek uluslararası güçleri bu talebi dikkate almaya çağırdı. Kobani’de sokak çatışmalarının devam ettiğini söyleyen Abdullah, YPG’nin direndiğini ancak IŞİD’in şehir dışına yerleştirdiği ağır silahlarla sivil nüfusun yaşadığı alanları bombaladığını ve bunun büyük kayıplara neden olduğunu anlattı. IŞİD’in bazı şehirlerden ağır silah getirdiğini belirten Abdullah, bunun engellenmesini istedi. ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Dempsey’in koalisyon ülkelerinin genelkurmay başkanları ile Washington’da gerçekleştireceği zirveye Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i de davet ettiği ancak Özel’in bu davete başka bir yurtdışı seyahatini gerekçe göstererek, katılmayacağını söylediği belirtildi. Kaynaklar, Özel’in bu tavrında, ABD’nin Türkiye’nin güvenlik problemlerine ilgi göstermemesinin de etkili olduğunu kaydetti. Özel’in yurtdışı programının Washington’daki zirveden bir gün sonra başlayacağı öğrenildi. ABD’de önümüzdeki hafta başı gerçekleşecek toplantıya Özel’in yerine Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Erdal Öztürk katılacak. Özel AbD’ye tAvırlı mı? özüm trafiği devam edecek Ç HDP heyeti ile hükümet temsilcileri arasındaki süreç kapsamındaki görüşme trafiğinin yaşanan şiddet olaylarının ardından herhangi bir kesintiye uğramadan devam edeceği vurgulanıyor. HDP heyetinin hükümet temsilcileriyle yaptığı görüşmelerin ardından heyetin İmralı’ya gitmesi beklenirken süreç kapsamında oluşturulacak izleme ve koordinasyon komisyonları konusunda görüşmelerin yapılacağı ifade ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle