Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  11	EKİM	2014	CUMARTESİ  6  HABERLER  Çözüm sürecini ve Kürt hareketini yakından takip eden eski MİT yöneticisi Öneş, iktidarı eleştirdi  ‘Aktörler barış ALİCAN ULUDAĞ  dilini kullanmalı’ ANKARA  Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, yurt genelinde 30’un üzerinde kişinin öldüğü Kobani çatışmalarına ilişkin siyasi iktidarı eleştirdi. Hükümetin Kobani’deki olay ile çözüm sürecini ayrı gördüğünü belirten Öneş, “Bu yanlıştı. Türkiye’nin sınırları dışında bir olay bu ancak, doğrudan ülkemizi etkileyen bir olaydı. Kobani’ye IŞİD saldırılarının Kürk siyasi hareketinde yarattığı şoku biz sadece Vandalizm olarak analiz edemeyiz. Kitle psilojisini anlamamız gerekiyor. Tüm siyasi aktörlerin dillerini barış diline çekmesi gerekiyor” dedi. Türkiye’de yaşanan Kobani çatışmalarını Cumhuriyet’e değerlendiren eski MİT yöneticisi Öneş, olayların Türkiye’nin hem siyasal, sosyal bütünlüğü ve istikrarı açısından hem de dış politikası bakımından ciddi bir sıkıntı çıkardığını kaydetti. Bu durumun çözüm sürecine de etkisi olduğunu belirten Öneş, “Çözüm sürecinin şu an kritik bir eşikte olduğu da bir gerçeklik” dedi. Öneş, Kobani meselesinin Türkiye’yi de doğrudan etkilediğini aktararak, “Kobani’dekilerin bizim vatandaşlarımızla akrabalıklarının bir sosyolojik gerçeklik olması nedeniyle Türkiye, buraya ilgisini esirgeyemez. Suriye ve Irak’taki gelişmelr, PKK ile PYD bağlantısı dikkate alındığında bunun çözüm sürecinden ayrı görülmesi gibi hükümetin ve siyasi iktidarın bakışını ortaya çıkardı. Bu yanlıştı. Kobani Türkiye’yi ve çözüm sürecini doğrudan etkileyen bir olay. Meseleleri önceden planlama, kapsamlı çözüm planları içine alma ve bu riskleri görme durumundaydık” değerlendirmesini yaptı.  Eskişehir	Şiir	 Buluşması’ndan 912 Ekim günlerinde Eskişehir’de 4. Uluslararası Şiir Buluşması gerçekleşiyor. Öncelikle “festival” sözcüğünün “buluşma” sözcüğüyle karşılanmasını kutluyorum. Bunda şaşılacak bir yan da yok, çünkü buluşma, ikisi de Eskişehir doğumlu iki değerli bir şairimizin, Haydar Ergülen ve Rahmi Emeç’in yöneticiliğinde gerçekleşiyor. Bu arada, kuşkusuz, EskişehirTepebaşı Belediyesi kültür birimleri çalışanlarının özverili, gönülden çabalarını da teşekkürle anmalıyız. HHH Eskişehir’imizin sevgili Yılmaz Büyükerşen hocamızın adıyla anılması çok doğaldır. Onun eşsiz çabaları ülkemizin şehircilik tarihinde unutulmayacak bir yere sahiptir. Fakat Tepebaşı Belediyesi değerli başkanı, değerli dostum Dr. Ahmet Ataç’ın çabaları da bu kentimizin yıldızlaşmasında kuşkusuz ki büyük yere sahiptir. Bu yıl 520 Eylül tarihlerinde gerçekleşen 8. Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu ile şu anda içinde bulunduğumuz şiir festivali, sadece sanatkültür alanındaki başarılardan iki tanesidir. HHH Şiir buluşmasının konuklarından, günümüz Fransız şiirinin seçkin temsilcilerinden Francis Combes ve eşi Patrica ile İstanbul’u gezerken adım başında karşılaştıkları Fransızca vb. yabancı kökenli sözcüklere şaşıp kalıyorlardı. Eskişehir’e hareket ettiğimiz gün Boğaz Köprüsü girişinde Francis, “İşte bildiğim bir Türkçe sözcük daha!” diye sesini yükseltti ve sözcüğü söyledi: Viyadük... Bu sevimli eleştiri, Türkçemiz konusundaki genel özensizliğimize yöneltilmiş ciddi bir eleştiriydi bence. HHH Bu yılki buluşmada Francis Combes’un yanı sıra yurtdışından konuklar olarak İtalya’dan Zingonia Zingone, Hindistan’dan Rati Saxena, Portekiz’den Tiago Torres de Silva, Almanya’dan Achim Wagner, Galler’den Caroline Stockford yer alıyor. Türkçe ve Türk edebiyatı eğitimi alan son iki şair, şiirlerini Türkçe de okudular. Achim zaten doğrudan Türkçe yazıyor ve kısacık şiirleri gerçekten de şiirimize yeni renkler kazandıracak nitelikte... Filistinli şair Gassa Zaqtan’a ülkeden çıkış izni verilmemesi İsrail yönetiminin bir ayıbı... Ülkemizden çok sayıda katılım var. Hepsini gerçekten ve yürekten sevdiğim bu şair kardeşlerimin adlarını tek tek saymak çok uzun liste oluşturur. HHH Buluşmanın bu yılki onur konuğu olduğumu söylemeyi sona bıraktım... Eskişehir’in, Tepebaşı’nın seçkin insanlarıyla dolup taşan bir salonda ve başka ülkelerden şairler önünde, Haluk Çetin’le dinletimizi sunmak ve izleyicinin coşkun ilgisiyle, sevgisiyle karşılanmak başlı başına bir onurdu. Sevincimizi gölgeleyen, içimizi yaralayan ise konuk şair Metin Demirtaş’ın aramızda olamayışı... Dinletimizi, yirmi yıl önce Antalya’da karşılaşmamızı sağlayan sevgili Metin Demirtaş’ın şiiriyle ve Haluk’un ondan yaptığı bir besteyle açmamız, ona gönül borcumuzun, dinmeyecek özlemimizin doğal gereği idi. HHH Bugün (Cuma) 09.30’da Çocuk Şiiri Etkinliği vardı. Saat 17.00’de iseTepebaşı Belediyesi Özdilek Sanat Merkezi’nde Mehtap Meral dinletisi ile tüm konuk şairlerin şiir okumaları gerçekleşecek. Aynı yerde ben bugün ve yarın saat 16.00’dan başlayarak kitaplarımı imzalayacağım. 11 Ekim’de saat 13.00’te yine aynı yerde, sevgili şair dostlarım M. Cengiz, T. Keskin, O. Behramoğlu, F. Combes ve Z. Zingone “Ataol BehramoğluŞiirimizin Toplumcu Sesi” başlıklı oturumda konuşacaklar... Ardından, tüm yabancı konuklar “Savaş ve Şiir” başlıklı oturumda bildirilerini sunacaklar ve bunu “Şiirimizin Çınarları” başlıklı bir başka oturumda, doğumlarının yüzüncü yılında Oktay Rifat, Orhan Veli, Dağlarca anmaları izleyecek... Yine aynı gün Haluk Çetin’in “Türk Şiirinden Besteler” başlıklı programı ve katılımcı bütün şairlerin şiir okumaları izlenebilecek... Bu büyük şiirsanatkültür şöleni 12 Ekim Pazar günü Caroline Stockford’un “geçmiş zamanın iki büyük ozanı” (Yunus Emre ve D. Ap Gwilym) üzerine konuşması ile “Kaybettiklerimiz” başlığı altında yakın zamanlarda yitirdiğimiz şairlerimiz üzerine konuşmalarla sona erecek... Emeği geçen herkesi bir kez daha sevgiyle kutlayarak...  edilmediğini belirtirken, Hizbullah’ın da çatışmalara katılmasının ciddi bir uyarı olduğunu, sosyal ve siyasal tedandalizm	analizi	yanlış birlerin alınması gerektiğini kaydetti. “Kobani’deki IŞİD saldırılarının Eski MİT yöneticisi Öneş, siyasi iktiartması, Kobani’nin düşmesi tehlike darla muhalefet arasındaki kopukluğun, sinin Türkiye içindeki etkileri, özel çatışmacı dil kullanılmasının, bir malikle Kürt siyasi hareketi üzerinde sada oturup konuşamamalarının meyarattığı şoku biz sadece vandalizm selenin temelinde yattığını kaydetti. olarak analiz edemeyiz” diyen Cevat Kobani halkının korunması açısından Öneş, olayın Türkiye’de sosyolojik ve Türkiye’nin hassasiyetleri öncelikli bir psikolojik vaka olarak tespit edilmesi siyasi irade olarak ortaya çıkması gegerektiğini ifade etti. Öneş, “Kitrektiğini söyleyen Öneş, bu konuda le psikolojisini anlamamız TBMM’de tezkerenin muhagerekiyor. Tüm sorumlefetle ortak kararla çıkau Öneş, olaylara lu aktörlerin dillerirılmasının çözüm sürecini barış diline çene de yeni bir ivme kamüdahale eden güvenlik kilmesi gerekiyor. kaykuvvetlerinin yeterince organize zandırabileceğini Bu son gelişme detti. Öneş, bu açıdan lerde bunun cid edilmediğini belirtirken, Hizbullah’ın Kılıçdaroğlu’ nun di sonuçlarını görda çatışmalara katılmasının ciddi tezkere önerisinin yedük. Kürt sorununi bir zemin yaratabir uyarı olduğunu, sosyal ve nun çözümünde gebileceğini ifade edesiyasal tedbirlerin alınması rek Kürtler, gerek rek, hükümetin ana mugerektiğini kaydetti. Türkiye Cumhuriyehalefeti de içine alan yeti vatandaşlarının kitle ni bir ortak karar çıkarmapsikoljisi öncelikli mesele” sı gerektiğine işaret etti. Öneş, dedi. Son günlerde yaşanan olaylar ve son günlerde yaşanan olayların çözüölümlerin Kobani saldırılarının yarat mü için şunları önerdi: tığı kitlelerdeki şokun endişenin boyu“Siyasi iktidarın demokratik tunu gösterdiğini ifade eden Öneş, “Bu muhalefetle yapacağı bir görüşme. kitlede Kürt siyasi hareketinde, genç Meclis’te ortak bir kararın çıkarılnesilde yakın sürede taş atan çocuk ması. Türkiye’nin demokratikleşlarda gördüğümüz gibi psikolojik me konusundaki ihtiyaçları, çözüm tramvatik durumun derecesini gös süreci açısından bir yol haritasının teriyor. Bu çeşitli yaklaşımlarla, si ortaya konması. Türkiye’nin dış poyasal çözümlerle onarılması gereki litikasındaki yaklaşımı tekrar muyor” değerlendirmesini yaptı. halefetin katkısı ile barışçı politikasının siyasi irade olarak ortaya ktidarla	muhalefet	 çıkmalı. Burada tabii ki, HDP’nin ortak	karar	almalı PKK’nin silahsızlandırılması ve deÖneş, olaylara müdahale eden gü mokratik siyasete entegre edilmesinvenlik kuvvetlerinin yeterince organize de çok önemli bir rolü var.”  v  Ayrışmacı yapı etkiliyor Cevat Öneş, meseleye sadece çözüm süreci, PKK, Türkiye Cumhuriyeti ilişkileri ve IŞİD açısından bakıldığında gerçekçi bir analiz yapmanın mümkün olmadığını dile getirirken olayın Türkiye’nin bütünlüklü bir siyaset ve siyasette çözüme öncelik veren yapısındaki eksiklik ve yetersizlikle bağlantılı olduğunu kaydetti. Özellikle Türkiye’nin siyasal ve sosyal bünyesindeki ayrışmacı yapının yarattığı sorunların bu meseleleri bütünüyle etkilediğine işaret eden Öneş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin	çözüm	süreci	ile	öncelikle	 çözmeye	çalıştığı	Kürt	sorunu	ve	PKK’nin	silahsızlandırılması	meselesi	demokratikleşme	 sürecine	devamlılık	kazandırılmasıyla	bağlantılı.	Ülkemizde	özellikle	son	yıllarda	yapılan	seçim	süreçleriyle	artarak	devam	etmekte	olan	iç	saflaşma,	siyasal	çatışma	 meselesinin	giderilmesi	gerekiyor.	Siyasal	partilerin	meselelere	kendi	çıkarlarının	üstünden	bakmak	yerine;	katılımcı,	çoğulcu	demokratik	bir	anlayışla	hareket	etmeleri	gerekiyor.	Oysa	bunu	yapmıyorlar.	 Bu	gerçekleşmeyince	çözüm	süreci,	seçim	 yaklaştığında	partilerin	çıkar	hesaplarıyla	 iç	politikada	istismar	aracı	olarak	kullanılıyor.	İşte	burada	çözüm	sürecinin	ertelenmesi,	Kobani’de	yaşanan	olayların	bir	bütünlük	içinde	görülmesini	engelledi.”  İ  REKTÖR POLİSİ SINIRSIZ ÇAĞIRMIŞ  Polise üniversite basma yetkisi SİNAN TARTANOĞLU ANKARA		Kobani için oturma eylemi düzenlemek isteyen Ankara Üniversitesi öğrenci ve hocalarının, okula baskın düzenleyen polis tarafından yaka paça gözaltına alınmalarının Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan	İbiş’in polisten istediği “yardım”	 üzerine yaşandığı ortaya çıktı. Cebeci Yerleşkesi’nde önceki gün polis baskını yaşanmış, aralarında araştırma görevlisi öğretim elemanlarının da bulunduğu 20’den fazla üniversiteli, yaka paça gözaltına alınmıştı. Daha önce üniversite kapısından içeri girmeyen polisin bu kez fakülte binaları dahil fiziki müdahalede bulunması dikkat çekmişti. Olayların Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbiş’in Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazdığı bir yazı üzerine yaşandığı öğrenildi. Rektör İbiş, Emniyet’e saat 14.20’de bir talep yazısı gönderdi. Güvenlik güçlerinin okula girmesinin iznine tabi olduğu Rektör İbiş’in Valiliğe gönderdiği yardım talebinin mekân ve zaman açısından geniş yetkileri barındırması, yazıda polisin müdahale etmesi için verdiği izinde zaman sınırlaması olmaması dikkat çekti. Akademisyenler rektörlük önünde dün bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, polisin, yerleşkeye girişi sırasında demokratik hak ve özgürlüklere ilişkin eylemlerde tavır alan, müdahale eden akademisyenlere sözlü ve fiziksel tacizde bulunduğu belirtildi. Akademisyenler İbiş’in toplantıda olması gerekçesiyle görüştürülmedi. Fotoğraf:	VEDAT	ARIK  Şişli’de sert  müdahale IŞİD’in	saldırılarını	protesto	etmek	ve	Kobani’ye	destek	vermek	amacıyla	dün	akşam	saatlerinde	Halk	Cepheliler,	Şişli’den	 Taksim’e	yürümek	istedi.	Polis	Şişli	Meydanı’na	adeta	etten	duvar	 örerken	çok	sayıda	TOMA	ve	çevik	 kuvvet	ile	sivil	polisler	önlem	aldı.	 Polis	duvarını	aşan	yaklaşık	60	kişi	Taksim’e	yürümek	istedi.	Polisle	göstericiler	arasında	süren	tartışmanın	ardından	grup	adına	açıklama	yapıldı.	Taksim’e	yürümek	isteyen	grubun	önünü	polis	keserek	biber	gazı	ve	kalkanlarla	müdahale	etti.	Göstericilerin	direnmesi	üzerine	40’ı	aşkın	kişi	yerlerde	sürüklenip	yaka	paça	gözaltına	 alınarak	Emniyet’e	götürüldü.	Bu	 arada	göstericilerden	bazıları	polise	havai	fişek	ile	karşılık	verdi.	 	 Taksim’de	de	çeşitli	siyasi	parti	ve	 kitle	örgütleri	Taksim	Tünel’den	 Galatasaray	Meydanı’na	yürüyüp	 basın	açıklaması	yaptı.	  Müslüman Gençlik yine sahnede İstanbul Haber Servisi  İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Fakültesi’ne ellerinde sopalarla girmek isteyen Müslüman Gençlik mensubu 5 kişi polis tarafından gözaltına alındı. Üniversite Dayanışma Platformu Eşgüdüm Kurulu ise bir açıklamayla, üniversitede polis rektör işbirliğini protesto ederek İçişleri Bakanı, İstanbul ve Ankara Valileri ile İstanbul ve Ankara Üniversitesi Rektörü’nün istifa etmesini istedi. İÜ’de yaklaşık 2 haftadır sol görüşlü öğrencilere yönelik gerçekleştirilen saldırılara bir yenisi daha eklendi. Dün sabah saatlerinde İÜ Fen Fakültesi’ne gelen ve kendilerine Müslüman Gençlik adını veren 5 kişilik bir grup, ellerinde sopalarla üniversiteye girmek istedi. Bunun üzerine üniversite önünde bekleyen polis gruba müdahala ederek gözaltına aldı. Plastik kelepçe takılan 5 öğrenci, Beyazıt Polis Merkezi’ne götürüldü. Üniversitede önceki gün gerçekleşen kavgada 28 öğrenci gözaltına alınmıştı. Üniversite Dayanışma Platformu Eşgüdüm Kurulu da üniversitelerde son dönemde artan saldırılarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamadea, Müslüman Gençlik adlı grubun saldırılarını sürdürdüğü belirtilerek, polisin olayları bahane edip üniversitelerde varlığını meşrulaştırdığına dikkat çekildi.  HDP’li başkan: Beni hastaneden kaçırmak istediler  ‘YAŞAM KORİDORu AÇILSIN’ EYLEMİ ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		Başkentte	yapılan	eylemde,	IŞİD	saldırısı	 altında	olan	Kobani’ye	Türkiye	tarafından	yaşam	koridoru	açılması	talep	 edildi.		HDK	Ankara	İl	Meclisi	üyeleri,	 dün	akşam	Yüksel	Caddesi’nde	Kobani	için	toplandı.	Grup	adına	açıklama	 yapan	HDP	Genel	Başkan	Yardımcısı	 Alp	Altınörs,	“IŞİD,	Mürşitpınar	Sınır	 Kapısı’nı	ele	geçirmeye	çalışıyor.	Bu	 kapı	düşerse	Kobani’de	katliam	olur.	 Biz	bu	kapı	üzerinden	Kobani’ye	yaşam	 koridoru	açılmasını	istiyoruz”	dedi.	  Değirmenci yaşam savaşını kaybetti İstanbul	Haber	Servisi	 Esenyurt’ta 8 Ekim gecesi IŞİD protestoları sırasında kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından pompalı tüfekle ateş açılması sonucu, başına isabet eden saçmalarla ağır yaralanan 18 yaşındaki fabrika işçisi Mert	Değirmenci	İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yaşamı  nı yitirdi. Emek Gençliği Üyesi Değirmenci’nin organlarının bağışlandığı, cenaze töreni tarihinin belli olmadığı, cenazenin Erenler Cemevi’nden kaldırılmasının planlandığı belirtildi. Değirmenci’nin yakını Önder	 Değirmenci, yaralandıktan sonra götürüldüğü hastanelerde de önemli ihmaller olduğunu belirtti. Emek Partisi İstanbul İl Yöneticisi Erkan	Sarıoğlu cinayetin ırkçı bir saldırı ve provokasyon sonucu gerçekleştiğini vurguladı.  ihbarına karşı alarmda  İstanbul bomba İstanbul	 Haber	 Servisi	 	 Emniyet mensupları İstanbul’da bombalı eylem istihbaratına karşı yoğun çalışma başlattı. Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre kuvvetli bombalı eylem istihbaratına karşı toplu taşıma duraklarında, eğlence yerlerinde ve insanların yoğunlukta olduğu bölgelerde önlemler alınmaya başlandığı belirtildi. Yetkililer tüm yurttaşları kalabalık bölgelerde dikkatli olunmasını ve şüpheli paketlerin yetkililere bildirilmesi konusunda uyardı. Levent Taksim metro hattında ise dün 10 dakikalık yolculuklarda art arda 3 defa “Sahipsiz	paket	gördüğünüz	 zaman	hemen	yetkililere	haber	verin” anonsu yapıldı. Anons metroda yurttaşlar üzerinde panik yarattı.  İZMİR	(Cumhuriyet	Ege	Bürosu)		İzmir’de	 IŞİD’in	Kobani	kuşatmasını	protesto	eylemlerinde	gözaltına	alındıktan	sonra	serbest	bırakılanlar	arasında	yer	alan	HDP	İl	Eşbaşkanı	 Cavit	Uğur,	polisin	şiddet	yanlısı	tutumunun	 olayları	büyüttüğünü	savundu.	7	Ekim’de	 Bornova	Doğanlar’daki	protesto	eylemi	 sırasında	başından	kurşunla	yaralanarak	 hastaneye	kaldırılan	39	yaşındaki	Ekrem	 Kaçaroğlu’nun,	önceki	gün	beyin	ölümünün	 gerçekleştiğini	anımsatan	Uğur,	gözaltına	 alınma	sürecini	şöyle	anlattı:	“Arkadaşımızın	 durumunu	öğrenmek	için	hastanede	bulunuyorduk.	3	kadın	arkadaşımla	hastaneden	 çıkarken	hastane	girişinin	ışıkları	bu	kez	 kapalıydı.	Karanlıktaki	4	kişi,	beni	bir	araca	 binrdirmeye	çalıştılar.	Arkadaşlar	çığlık	 atarken	ben	yerlerde	sürüklendim.	Yardım	 çağrısına	gelenler	müdahale	edince	o	kişiler	 havaya	ateş	ederek	kaçtılar.	Bu	başarısız	kaçırma	cereyan	ettiği	için,	sabaha	karşı	hastane	çıkışında	resmi	gözaltı	yapıldı.	Terörle	 şube	müdürlüğünde	tweet’ler	yüzünden	 getirildiğimi	söylediler.	İfade	vermedim.”   
            
    
