06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2014 CUMARTESİ 4 HABERLER Davutoğlu, Bingöl Emniyet Müdürü’ne saldırının ardından yapılan operasyonu böyle değerlendirdi Provokasyon Sanırım, sahnede seyretmemiş olsak bile hepimiz Shakespeare’in ünlü oyunu Othello’nun öyküsünü biliriz. Genellikle insanlar siyah tenli Kıbrıs komutanının, güzeller güzeli erdemli karısı Desdemona’yı öldürmesiyle sonuçlanan olayın ardındaki itici gücün, kin kadar sarışın, hilebaz, desiseci İago olduğunu düşünür ve olanlardan onu sorumlu tutar. Oysa o siyah tenli yiğit komutanın içindeki gerginlikler, aptal şüpheler, eksiklikler, kompleksler olmasa, o denli erdemli Desdemona’ya iffetsizlik ve ihanet yükletebilmek, desise kumkuması İago’nun bile haddi değildir. Shekaspeare’in kıskançlık olayını trajediye çeviren dehası, yalnız İago’nun iblisliğinde değil, aynı zamanda yiğit ama saf komutanın komplekslerinde kişilik gerginliklerinde odaklanmıştır. Büyük ustanın bu öyküsünden alınacak derslerden biri de provokasyonu yalnız yapana değil, daha çok yiyene bakmak gerektiğidir diye düşünürüm hep. Kobani’nin ateşinin Türkiye’ye sarması ve 30’un üzerinde yurttaşımızın öldüğü, iç savaşı çağrıştıran olaylara iktidar hemen teşhisi koydu: Provokasyon! Bu son toplumsal olaylarda provokasyon kokusunu almamak elde değil. Bunları ortaya çıkarmak da devletin görevi, çıkarmalı da! HHH Provokasyon birçok toplumda, toplumsal olayda söz konusu olabilir. Fitne insanlık kadar eskidir. Ama bir fitneyle karşılaşıldığında, fitneyi kotarıp pişiren kadar, yiyeni de sorgulamak gerekir: Neden fitne bu kadar başarılı olabiliyor? Provokasyonun bu denli başarılı olmasından sorumlular, salt provokatörler mi? Dilerseniz, soruyu başka şekilde soralım: Çoğu kişi her an bu tür olayların patlak vermesini beklemiyor muydu? Bekliyordu. Çünkü biliyor ve görüyorlardı ki, yıllar yılı, kendi oy istikrarını, karşısındakini ötekileştirmeye, karşısındakini düşman gibi göstermeye dayandırmış olanlar, başka bir deyişle istikrarı gerginlikte arayanlar, toplumu her an patlamaya hazır bir ortam içinde yaşatmaktaydılar. Provokasyon bu kadar kolay başarı kazanıyor, ateş bu denli çabuk bacayı sarıyorsa, bunda provokasyonu hazırlayanlar kadar, hatta onlardan da çok, ortamı hazırlayanların sorumluluğu vardır. Her yerde düşman arayan, her yerde kendine biat etmemiş olan herkesi düşman ilan edip nefretin hedefi haline getiren, nefret dilini anadiline dönüştüren davranışların egemen olduğu toplumlar provokasyona en açık yerler haline gelirler. HHH Yıllardır, toplumu bir arada tutan değerlerin hepsi reddedilmekte, biat kültürü, zaten henüz tam yerleşmemiş olan uzlaşı kültürünün yerine ikame edilmeye çalışılmakta. Herkesin kendinden olmadığını varsaydığını düşman olarak görmeye başladığı, gerginlik dilinin siyasete egemen olduğu, muhalefetin, basının düşman olarak nitelendiği bir ortamda, toplumun inananlar inanmayanlar gibi karnıyarık misali ortadan ikiye ayrıldığı, onunla da yetinilmeyip, Kürt Türk diye bir daha ayrıldığı; AKP’li Türk’ün CHP’li Türk’ü, HakParcı Kürt’ün HDP’li Kürt’ü düşman gördüğü, hani neredeyse katli vacip saydığı bir ortamda, Türk Türk’ün, Kürt Kürt’ün ve de hepsi birbirinin kurdu haline gelmeye başlayınca, bunların hepsini birbirine düşürmek, hepsini birbirine kırdırmak işten bile değil. IŞİD’in hem Türkler, hem Kürtler ve şu anda hatta hem insanlık açısından en büyük tehdit olduğu konusunda, geniş tabanlı bir mutabakat var! Ama bizim, helak olmak, batağa saplanmak, en ufak provokasyonda birbirimizi kırmamız için IŞİD’e gerek yok. Toplumu her türlü düşmanlığa açık hale sokan iktidarımız ve egemeni yeter. Son provokasyona bakınca gerçek sorumluyu görmemek ve acı gerçeği itiraf etmemek mümkün mü: Ahmağı bol olan diyarın fitnesi hiçbir zaman eksik kalmaz. ‘İki saatte cezalandırıldılar’ Bey’in sağlık durumu iyi. Güvenlik görevlilerimizin alınlarından öpüyorum” dedi. Davutoğlu, Ürker’in durumunun iyi olduğunu söyledi. Davutoğlu, Malatya’da da toplu açılış törenine katıldı. Davutoğlu burada yaptığı konuşmada da Bingöl’deki saldırıyı değerlendirerek “Bundan sonra bu topraklarda kimse yaptığı suçun karşılıksız kaldığını düşünmeyecek. Mutlaka hesabı sorulacak” dedi. Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği iddialarına da tepki gösteren Davutoğlu “Deniyor ki ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’. Şimdi buradan sesleniyorum, bu müfterilere, bu vatan hainlerine sesleniyorum, elinizde bir belge varsa çıkarın ortaya koyun. Yoksa bu ülkeyi sadece muhalefet etmek adına bu ülkeyi dünyaya da yanlış tanıtmayın, bu ülkeye de ihanet etmeyin” diye konuştu. Öte yandan Davutoğlu’nun konvoyunda meydana gelen zincirleme trafik kazasında AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik ve bir polis hafif yaralandı. ANKARA/MALATYA (Cumhuriyet) Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bingöl’de Emniyet Müdürü Atalay Ürker’in ağır yaralandığı, yardımcısı Atıf Şahin ile bir komiserin şehit olduğu olayla ilgili olarak henüz güvenlik birimlerince olaya ilişkin detaylı açıklama yapılmasını beklemeden, “Olayın olduğu andan itibaren gerekli talimatlar verildi ve teröristler bir iki saat içerisinde cezalandırıldılar” dedi. Davutoğlu, Bingöl’deki saldırıda ağır yaralanan ve Numune Hastanesi’nde tedavi altına alınan eski Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’i ziyaret etti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Davutoğlu’na eşlik etti. Hastane çıkışında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Olayın olduğu andan itibaren gerekli talimatlar verildi ve teröristler bir iki saat içerisinde cezalandırıldılar. Ailelere taziyelerimi sunuyorum. Kahramanca görevlerini yaparken şehit düştüler. Atalay Bey kahraman bir güvenlik görevlimiz, yaralı Emniyet Müdürü Atalay ‘KILIÇDAROĞLU’NUN AKLINA İHTİYAÇ YOK’ Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kobani ile sınırlı yeni bir tezkere çıkartılması teklifinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterdi. “Kılıçdaroğlu’nun yaptığı sorumsuzluktur. Kitleler, ‘Türkiye IŞİD’e destek oluyor’ teziyle provoke edilirken, ülkemize karşı açık bir tuzak kurulurken, Kılıçdaroğlu’nun bu tezi tekrar etmesi, en hafif tabiriyle sorumsuzluktur ve tarihe geçecek açıkçası bu kritik dönemde yapılan bir ihanettir. Hiç kimse Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği tezini ispat edemez. Böyle bir şey yok” diyen Davutoğlu, yeni tezkere önerisini ise “komik” diye niteledi. Davutoğlu, şöyle konuştu: tek bir çabası var, Esed’i korumak. Yani, öyle bir tezkere çıksın ki Esed’e dokunmasın. Nedir bu Esed’in kutsallığı Kılıçdaroğlu’nun zihninde. Bütün bu facialar yaşanmışsa bunun birinci sorumlusu Esed rejimidir, tabii ki IŞİD’dir. Kılıçdaroğlu duymuyor ama duymayan kulağına bir kez daha sesleniyorum, Türkiye IŞİD’e de Esed rejimine de aynı ölçüde karşıdır. Eğer Kılıçdaroğlu’nun elinde bir belge varsa, sorumlu bir devlet adamıysa çıksın ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin şu görevlisi IŞİD’e şu yardımı yaptı’ desin. Eğer bunu ispat edemiyorsa lütfen sussun, bari gölge etmesin bu kritik dönemde. Bıraksınlar, hükümetimiz, Emniyet görevlilerimiz huzur içinde görevini yürütüp kamu düzenini sağlasınlar. Halkı tahrik etmesinler.” CHP liderinin terörden zarar görenlere tazminat ödenmesine yönelik teklif önerisine de tepki gösteren Davutoğlu, “O bunu düşünürken biz zaten tazminat sürecini başlattık ve yardıma da başladık” derken, “Kılıçdaroğlu da bilsin ki onun aklına ihtiyacımız yok. Sadece sussun, kendi ülkesini uluslararası topluma şikâyet etmesin, provokatörlerin eline argüman vermesin, sadece sussun. Onun fikrine de, aklına da ihtiyacımız yok. Biz gece boyu uyumazken Kılıçdaroğlu rüya görüyordu” ifadelerini kullandı. ‘Bu kritik dönemde sussun, gölge etmesin’ “Peki IŞİD yarın Haseki’ye saldırdığında ya da Halep’e saldırdığında her bir il için, her bir şehir için, her bir ilçe için ayrı ayrı tezkere mi çıkaracağız? Kılıçdaroğlu’nun ‘Devletin TÜREY KÖSE çeteleşmesi’ l Davutoğlu’nun sözlerine tepki GÖZ YUMUYORLAR CHP lideri Davutoğlu’nun, “Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği iddiasını kanıtlasın” sözlerine ilişkin olarak AKP’nin IŞİD’le mücadele etmediğini, etmek de istemediğini, söyledi. IŞİD’in ‘Türkiye’de tedavi, militan devşirme merkezleri olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, “Yurtdışından gelip geçenler var mı’ Var? Petrol ticareti var. Bunlardan AKP’nin de haberi var. AKP bunlara göz yumuyor” diye konuştu. Prof. Güngör: Hukuk diliyle konuşmalı Atalay: Meşru zemin olmadan Kobani’ye girmeyiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, Kobani gösterileri nedeniyle zarar gören belediyeler ile vatandaşların zararlarının karşılanacağını belirterek, Bingöl saldırısını PKK’nin yaptığını söyledi. Atalay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, önceki gün yapılan MYK’de alınan kararlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Olaylara katılanların, özellikle tahrik ve provoke edenlerin ve yağmalayanların belirlendiğini anlatan Atalay, “Gözaltılar daha da artacak. Tutuklamalar başladı, bunlar devam edecek” dedi. Olaylarda bölgede yangın çıktığı halde itfaiye araçlarını vermeyen belediye başkanları olduğunu kaydeden Atalay, bunlarla ilgili de gerekenlerin yapılacağını söyledi. Suriye’de bir durum olacaksa mutlaka hukukun içinde ve uluslararası camiayla yapılması gerektiğini söyledi. Atalay, “Suriye sınırının ötesinde, Suriye toprakları içinde bu güvenli bölge olursa, Kobani de dahil bizim oraya meşru zeminde girmemiz sözkonusu olur. Suriye’nin içine girerek orada askeri harekette bulunmadık, bulunamayız” dedi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da saldırıya sert tepki gösterdi. Kurtulmuş, “Bu hain saldırının arkasında kim varsa, bu tetiği çeken eller kimlerse, hangi karanlık odaklarsa şunu iyi bilsinler ki; Türkiye bir daha terörün kanlı, karanlık odaklarının planlamış olduğu o karanlık dehlizlere girmeyecektir. Bu tetikleri çeken eller de beyinler de kırılacak ve ezilecektir” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Devrim Güngör, “Ortalık toz dumanken, herkesin ne söylediğe çok dikkat etmesi gerekir. Şahsi öç duygusunu tatmin etmek amacıyla söylenmiş sözler gibi görünüyor. O anki tepkiyi yatıştırmak için söylendiğini düşünsek bile hukuken doğru değil. Devleti yönetenlerin hukuki bir dille konuşmaları çok daha yerinde olur” dedi. “Saldırının kendisini düşündürücü, ardından bu açıklamanın yapılması da düşündürücü” diyen Güngör, şu görüşleri dile getirdi: “Hukuka göre olması gerekenler belli. Silah kullanma yetkisinin kanun tarafından belirlenmiş şartları var. Bu şartlar varsa, silah kullanılması meşrudur. Bu şartlar oluşmadan kullanıldıysa hukuka aykırı olur. Devletin cezalandırma ilişkisine müdahil olmasının nedeni, öç duygusunun yaratacağı olumsuzlukları gidermektir.” ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, Bingöl saldırısıyla ilgili, “Olayın olduğu andan itibaren gerekli talimatlar verildi ve teröristler bir iki saat içerisinde cezalandırıldılar” sözleri tartışma yarattı. CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, bu sözleri, “devletin çeteleştiğinin, IŞİD’leştiğinin göstergesi” olarak değerlendirirken CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, “Hukuk devletinde cezayı kolluk kuvveti vermez, yargı verir” dedi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Devrim Güngör de “Ortalık toz dumanken devleti yönetenlerin hukuki bir dille konuşmaları çok daha yerinde olur” uyarısında bulundu. Başbakan Davutoğlu’nun Bingöl saldırısıyla ilgili “cezalandırıldılar” sözleri ve CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Sadece sussun. Fikrine ve aklına ihtiyacımız yok” diye çatması tepkilere neden oldu. İlhan Cihaner bu sözleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Müslümanın Müslümana canı, kanı, malı, ırzı haramdır” sözleriyle birlikte değerlendirmek gerektiğinin altını çizerken “Tam da IŞİD zihniyeti budur işte. Müslüman değilsen ya da onun kriterine göre değilsen canın, malın, kanın helal olabilir! Bu sözler, Başbakan’ın açıklamasıyla birlikte devletin nasıl çeteleştiğinin bir kez daha ispatıdır” dedi. İnsanlara “provokasyona gelmeyin” denilen bir ortamda ve henüz hukuken “bu işi bu adamlar yapmıştır” yargısı çıkmadan, bu tür açıklamalar yapılmasının sakıncalarına dikkat çeken Cihaner, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu toz duman içerisinde, çatışmada öldürdüğünüz kişileri ‘cezalandırdık’ diyorsanız, bu artık çeteleşmenin ve IŞİD zihniyetin Türkiye’de egemen olduğunun ve olacağının ve bundan da hiç rahatsızlık duymadıklarının da göstergesidir. Tabii ki polislere saldırı kabul edilemez, hukuken en sert ve seri şekilde gereğinin yapılması gerekir. Peşin suçlu ilan edilip peşinen mahkum ettikleri insanların suçsuz olduğunu çok gördük. Velev ki bu kişiler o eylemin sorumlusuysa bile, devlete düşen yakalayıp yargıya teslim etmektir. Birilerinin insanlığı, hukuku hatırlatması lazım bunlara. Bu anlayışla yaklaşılırsa, birilerinin de ortaya çıkıp kendilerince suçlu bulduklarını cezalandırmaya kalkması meşru bir hak gibi görülebilir.” Rıza Türmen de “cezalandırıldılar” sözünün hukuk devletiyle bağdaşmadığını vurguladı. Türmen “Hukuk devletinde bir suç işlenmişse bu suçun cezasını yargı verir. Başbakanın sözü pek hukuk devletiyle bağdaşmıyor. Bu ceza nedir? Dövüldüler mi, öldürüldüler mi? Hukuk devletinde cezayı kolluk güçleri vermez, yargı verir” dedi. Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan Davutoğlu’na yanıt niye düşüncemi soruyorsun’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kobani için yeni tezkere önerisini eleştirirken “Kılıçdaroğlu’nun aklına da şeyine de ihtiyacımız yok” diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, “O zaman neden soruyorsun. Hadi aklına ihtiyacım yok diyorsun da bu ‘şey’ ne oluyor burada. Bizim aklımıza ihtiyaç duymuyorlar, hangi gerekçe ile siz Öcalan’ın aklına ihtiyaç duyuyorsunuz” sözleriyle yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Bingöl’deki saldırıda yaralanan ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Emniyet Müdürü Atalay Ürker’i ziyaret etti. CHP Lideri, gazetecilerin sorusu üzerine Başbakan Davutoğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerine şöyle yanıt verdi: “Davutoğlu gerçekten başbakan mı? Davutoğlu’nun önce kişiliğini kanıtlaması lazım. Benim Kılıçdaroğlu’nun ‘aklına ve şeyine ihtiyacım yok’ demiştir. Akıl akıldan üstündür diye bir laf var. İstişare var. Belli konular tartışılır beğenirler ya da beğenmezler aklımıza ihtiyaçlarının olmadığın söylediler. Şunu söyleyeyim CHP’nin fikrine CHP’li olmayan da bakar. Davutoğlu önceki gün ‘Kılıçdaroğlu bu konuda ne düşünü ‘Aklıma ihtiyacın yoksa yor’ demişti. O zaman neden soruyorsun. Hadi aklına ihtiyacım yok diyorsun da bu şey ne oluyor burada. Buna bakmak lazım. Bizim aklımıza ihtiyaç duymuyorlar. Şunu sormak istiyorum. Hangi gerekçe ile siz Öcalan’ın aklına ihtiyaç duyuyorsunuz. Ben bu ülkenin, bizim insanımız çıkarlarını savunuyorum. Ben Türkiye dünyada rezil olmasın istiyorum, ben vatandaşlarımızı düşünüyorum..” İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “İki grup arasındaki çatışmalardan dolayı insanlar hayatını kaybetti” sözlerini de Kılıçdaroğlu, “Ya sen ne iş yapıyorsun? Çözüm yerinde olan adam şikâyet eder mi? Benim aklıma ihtiyaç duymuyorsun bari birilerin aklına ihtiyaç duyun. Öfkenin ne kadar zararlı olduğunu okuyun. Tarihte var” diye yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç da CHP’nin yeni tezkere önerisini Davutoğlu’nun “komik” bulmasına sert tepki göstererek “Davutoğlu komik bile değil, aslında acınacak halde” diye konuştu. Cezayı başbakan değil yargı verir ‘Acınacak halde” Beş günün bilançosunu açıklayan Ala, olaylardan HDP ve CHP’yi sorumlu tuttu 1024 gözaltı, 58 tutuklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kobani protestoları devam ederken yaptığı, “Misliyle karşılık vereceğiz” açıklamasıyla dikkat çeken İçişleri Bakanı Efkan Ala, ölümlerle sonuçlanan olaylardan sonra da HDP’yi “Halkı sokağa çıkmaya çağırmakla”, CHP’yi de “sokak ve şiddet eylemlerine destek vermekle” suçladı. Ala, Kobani eylemleriyle ilgili bakanlıkta basın toplantısı düzenledi. 610 Ekim arasında şiddet eylemlerine katılanlardan bin 24’ünün gözaltına alındığını, bunların 58’inin tutuklandığını, diğerleri hakkındaki soruşturmanın ise devam ettiğini belirten Ala, olaylara katılanlara ilişkin tespit çalışmalarının son hızla yürütüldüğünü söyledi. Ala, güvenlik görevlileriyle “bu şiddeti ortaya koyanları” bir tutan açıklama yapanları şiddetle kınadığını ifade etti. Olayların ardından bazı açıklamaların yapıldığını anımsatan Ala, “Maalesef metinler, cümleler arasına gizlenmiş küçük kurnazlıklarla yine bu şiddet eylemleri, sokak hareketleri, aslında tamamen bitirilmesi çağrısı yapılması gerekirken, o kurnazlıklarla desteklenir bir dil kullanılmıştır. Bunu hem HDP eşbaşkanı, hem maalesef ana muhalefet partisi genel başkanı yapmıştır. Sokağın, şiddetin çözüm olmadığını derhal, durdurulması gerektiğini söylemesi gereken siyasi aktörler, maalesef gerekçelere sığınmışlardır. Hangi gerekçe şiddeti meşru kılabilir?” dedi. Ala, dün sabah yaptığı açıklamada olaylardan 35 şehrin etkilendiğini, bu eylemlerde 31 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, “Bu kişilerden, bizim elimizdeki verilere göre, çok büyük çoğunluğu karşılıklı grupların şiddet Kurtulmuş: Beyinleri ezilecek Olaylarda 35 şehir etkilendi eylemlerinde hayatını kaybetmiştir. 2 Emniyet görevlimiz şehit olmuştur” bilgisini verdi. Olaylarda 221 sivil, 139 polisin yaralandığını dile getiren Ala, “212 okul binası, 67 Emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, belediye binalarının aralarında bulunduğu 780 bina toplam olarak da 1113 bina yakılmış veya tahrip edilmiştir. Özel, belediye, ambulanslar ve polis araçları yakılmış ve toplamda 1177 araç kullanılamaz hale getirilmiştir” bilgilerini verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle