Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  11	EKİM	2014	CUMARTESİ  4  HABERLER Davutoğlu, Bingöl Emniyet Müdürü’ne saldırının ardından yapılan operasyonu böyle değerlendirdi  Provokasyon Sanırım, sahnede seyretmemiş olsak bile hepimiz Shakespeare’in ünlü oyunu Othello’nun öyküsünü biliriz. Genellikle insanlar siyah tenli Kıbrıs komutanının, güzeller güzeli erdemli karısı Desdemona’yı öldürmesiyle sonuçlanan olayın ardındaki itici gücün, kin kadar sarışın, hilebaz, desiseci İago olduğunu düşünür ve olanlardan onu sorumlu tutar. Oysa o siyah tenli yiğit komutanın içindeki gerginlikler, aptal şüpheler, eksiklikler, kompleksler olmasa, o denli erdemli Desdemona’ya iffetsizlik ve ihanet yükletebilmek, desise kumkuması İago’nun bile haddi değildir. Shekaspeare’in kıskançlık olayını trajediye çeviren dehası, yalnız İago’nun iblisliğinde değil, aynı zamanda yiğit ama saf komutanın komplekslerinde kişilik gerginliklerinde odaklanmıştır. Büyük ustanın bu öyküsünden alınacak derslerden biri de provokasyonu yalnız yapana değil, daha çok yiyene bakmak gerektiğidir diye düşünürüm hep. Kobani’nin ateşinin Türkiye’ye sarması ve 30’un üzerinde yurttaşımızın öldüğü, iç savaşı çağrıştıran olaylara iktidar hemen teşhisi koydu:  Provokasyon! Bu son toplumsal olaylarda provokasyon kokusunu almamak elde değil. Bunları ortaya çıkarmak da devletin görevi, çıkarmalı da! HHH Provokasyon birçok toplumda, toplumsal olayda söz konusu olabilir. Fitne insanlık kadar eskidir. Ama bir fitneyle karşılaşıldığında, fitneyi kotarıp pişiren kadar, yiyeni de sorgulamak gerekir:  Neden fitne bu kadar başarılı olabiliyor?  Provokasyonun bu denli başarılı olmasından sorumlular, salt provokatörler mi? Dilerseniz, soruyu başka şekilde soralım:  Çoğu kişi her an bu tür olayların patlak vermesini beklemiyor muydu? Bekliyordu. Çünkü biliyor ve görüyorlardı ki, yıllar yılı, kendi oy istikrarını, karşısındakini ötekileştirmeye, karşısındakini düşman gibi göstermeye dayandırmış olanlar, başka bir deyişle istikrarı gerginlikte arayanlar, toplumu her an patlamaya hazır bir ortam içinde yaşatmaktaydılar. Provokasyon bu kadar kolay başarı kazanıyor, ateş bu denli çabuk bacayı sarıyorsa, bunda provokasyonu hazırlayanlar kadar, hatta onlardan da çok, ortamı hazırlayanların sorumluluğu vardır. Her yerde düşman arayan, her yerde kendine biat etmemiş olan herkesi düşman ilan edip nefretin hedefi haline getiren, nefret dilini anadiline dönüştüren davranışların egemen olduğu toplumlar provokasyona en açık yerler haline gelirler. HHH Yıllardır, toplumu bir arada tutan değerlerin hepsi reddedilmekte, biat kültürü, zaten henüz tam yerleşmemiş olan uzlaşı kültürünün yerine ikame edilmeye çalışılmakta. Herkesin kendinden olmadığını varsaydığını düşman olarak görmeye başladığı, gerginlik dilinin siyasete egemen olduğu, muhalefetin, basının düşman olarak nitelendiği bir ortamda, toplumun inananlar inanmayanlar gibi karnıyarık misali ortadan ikiye ayrıldığı, onunla da yetinilmeyip, Kürt  Türk diye bir daha ayrıldığı; AKP’li Türk’ün CHP’li Türk’ü, HakParcı Kürt’ün HDP’li Kürt’ü düşman gördüğü, hani neredeyse katli vacip saydığı bir ortamda, Türk Türk’ün, Kürt Kürt’ün ve de hepsi birbirinin kurdu haline gelmeye başlayınca, bunların hepsini birbirine düşürmek, hepsini birbirine kırdırmak işten bile değil. IŞİD’in hem Türkler, hem Kürtler ve şu anda hatta hem insanlık açısından en büyük tehdit olduğu konusunda, geniş tabanlı bir mutabakat var! Ama bizim, helak olmak, batağa saplanmak, en ufak provokasyonda birbirimizi kırmamız için IŞİD’e gerek yok. Toplumu her türlü düşmanlığa açık hale sokan iktidarımız ve egemeni yeter. Son provokasyona bakınca gerçek sorumluyu görmemek ve acı gerçeği itiraf etmemek mümkün mü:  Ahmağı bol olan diyarın fitnesi hiçbir zaman eksik kalmaz.  ‘İki saatte cezalandırıldılar’ Bey’in sağlık durumu iyi. Güvenlik görevlilerimizin alınlarından öpüyorum” dedi. Davutoğlu, Ürker’in durumunun iyi olduğunu söyledi. Davutoğlu, Malatya’da da toplu açılış törenine katıldı. Davutoğlu burada yaptığı konuşmada da Bingöl’deki saldırıyı değerlendirerek “Bundan sonra bu topraklarda kimse yaptığı suçun karşılıksız kaldığını düşünmeyecek. Mutlaka hesabı sorulacak” dedi. Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği iddialarına da tepki gösteren Davutoğlu “Deniyor ki ‘Türkiye IŞİD’e yardım ediyor’. Şimdi buradan sesleniyorum, bu müfterilere, bu vatan hainlerine sesleniyorum, elinizde bir belge varsa çıkarın ortaya koyun. Yoksa bu ülkeyi sadece muhalefet etmek adına bu ülkeyi dünyaya da yanlış tanıtmayın, bu ülkeye de ihanet etmeyin” diye konuştu. Öte yandan Davutoğlu’nun konvoyunda meydana gelen zincirleme trafik kazasında AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı Hüseyin Çelik ve bir polis hafif yaralandı.  ANKARA/MALATYA (Cumhuriyet)  Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bingöl’de Emniyet Müdürü Atalay Ürker’in ağır yaralandığı, yardımcısı Atıf Şahin ile bir komiserin şehit olduğu olayla ilgili olarak henüz güvenlik birimlerince olaya ilişkin detaylı açıklama yapılmasını beklemeden, “Olayın olduğu andan itibaren gerekli talimatlar verildi ve teröristler bir iki saat içerisinde cezalandırıldılar” dedi. Davutoğlu, Bingöl’deki saldırıda ağır yaralanan ve Numune Hastanesi’nde tedavi altına alınan eski Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’i ziyaret etti. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Davutoğlu’na eşlik etti. Hastane çıkışında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Olayın olduğu andan itibaren gerekli talimatlar verildi ve teröristler bir iki saat içerisinde cezalandırıldılar. Ailelere taziyelerimi sunuyorum. Kahramanca görevlerini yaparken şehit düştüler. Atalay Bey kahraman bir güvenlik görevlimiz, yaralı Emniyet Müdürü Atalay  ‘KILIÇDAROĞLU’NUN AKLINA İHTİYAÇ YOK’ Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Davutoğlu, CHP lideri Kemal	Kılıçdaroğlu’nun Kobani ile sınırlı yeni bir tezkere çıkartılması teklifinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu’na sert tepki gösterdi. “Kılıçdaroğlu’nun	yaptığı	sorumsuzluktur.	 Kitleler,	‘Türkiye IŞİD’e destek oluyor’ teziyle	provoke	edilirken,	ülkemize	karşı	açık	 bir	tuzak	kurulurken,	Kılıçdaroğlu’nun	bu	 tezi	tekrar	etmesi,	en	hafif	tabiriyle	sorumsuzluktur	ve	tarihe	geçecek	açıkçası	bu	kritik	dönemde	yapılan	bir	ihanettir.	 Hiç	kimse	Türkiye’nin	IŞİD’e	yardım	 ettiği	tezini	ispat	edemez.	Böyle	 bir	şey	yok”	diyen Davutoğlu, yeni tezkere önerisini ise “komik” diye niteledi. Davutoğlu, şöyle konuştu: tek	bir	çabası	var,	Esed’i	korumak.	Yani,	öyle	bir	tezkere	çıksın	ki	Esed’e	dokunmasın.	 Nedir	bu	Esed’in	kutsallığı	Kılıçdaroğlu’nun	 zihninde.	Bütün	bu	facialar	yaşanmışsa	bunun	birinci	sorumlusu	Esed	rejimidir,	tabii	 ki	IŞİD’dir.	Kılıçdaroğlu	duymuyor	ama	duymayan	kulağına	bir	kez	daha	sesleniyorum,	 Türkiye	IŞİD’e	de	Esed	rejimine	de	aynı	ölçüde	karşıdır.	Eğer	Kılıçdaroğlu’nun	elinde	 bir	belge	varsa,	sorumlu	bir	devlet	adamıysa	çıksın	‘Türkiye Cumhuriyeti’nin şu görevlisi IŞİD’e şu yardımı yaptı’ desin.	Eğer	bunu	 ispat	edemiyorsa	lütfen	sussun,	bari	gölge	etmesin	bu	kritik	dönemde.	Bıraksınlar,	 hükümetimiz,	Emniyet	görevlilerimiz	huzur	 içinde	görevini	yürütüp	kamu	düzenini	sağlasınlar.	Halkı	tahrik	etmesinler.” CHP liderinin terörden zarar görenlere tazminat ödenmesine yönelik teklif önerisine de tepki gösteren Davutoğlu, “O	bunu	düşünürken	biz	zaten	tazminat	sürecini	başlattık	ve	 yardıma	da	başladık”	derken, “Kılıçdaroğlu	da	bilsin	ki	onun	aklına	ihtiyacımız	yok.	 Sadece	sussun,	kendi	ülkesini	uluslararası	topluma	şikâyet	etmesin,	provokatörlerin	 eline	argüman	vermesin,	sadece	sussun.	 Onun	fikrine	de,	aklına	da	ihtiyacımız	yok.	 Biz	gece	boyu	uyumazken	Kılıçdaroğlu	rüya	görüyordu”	ifadelerini kullandı.  ‘Bu	kritik	dönemde			  sussun,	gölge	etmesin’ “Peki	IŞİD	yarın	 Haseki’ye	saldırdığında	ya	da	Halep’e	saldırdığında	her	bir	 il	için,	her	bir	şehir	için,	her	bir	ilçe	 için	ayrı	ayrı	tezkere	mi	çıkaracağız?	 Kılıçdaroğlu’nun	  ‘Devletin TÜREY KÖSE  çeteleşmesi’  l Davutoğlu’nun sözlerine tepki  GÖZ YUMUYORLAR  CHP	lideri	Davutoğlu’nun,	“Türkiye’nin	IŞİD’e	destek	verdiği	iddiasını	kanıtlasın”	sözlerine	ilişkin	olarak	AKP’nin	IŞİD’le	mücadele	etmediğini,	etmek	de	istemediğini,	söyledi.	IŞİD’in	‘Türkiye’de	tedavi,	militan	devşirme	merkezleri	olduğuna	işaret	eden	Kılıçdaroğlu,	“Yurtdışından	 gelip	geçenler	var	mı’	Var?	Petrol	ticareti	var.	Bunlardan	AKP’nin	de	haberi	 var.	AKP	bunlara	göz	yumuyor”	diye	konuştu.	  Prof. Güngör: Hukuk  diliyle konuşmalı  Atalay: Meşru zemin olmadan Kobani’ye girmeyiz ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)		AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir	Atalay,	Kobani gösterileri nedeniyle zarar gören belediyeler ile vatandaşların zararlarının karşılanacağını belirterek, Bingöl saldırısını PKK’nin yaptığını söyledi. Atalay, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, önceki gün yapılan MYK’de alınan kararlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Olaylara katılanların, özellikle tahrik ve provoke edenlerin ve yağmalayanların belirlendiğini anlatan Atalay, “Gözaltılar	daha	da	artacak.	Tutuklamalar	başladı,	bunlar	devam	edecek” dedi. Olaylarda bölgede yangın çıktığı halde itfaiye araçlarını vermeyen belediye başkanları olduğunu kaydeden Atalay, bunlarla ilgili de gerekenlerin yapılacağını söyledi. Suriye’de bir durum olacaksa mutlaka hukukun içinde ve uluslararası camiayla yapılması gerektiğini söyledi. Atalay, “Suriye	sınırının	ötesinde,	Suriye	toprakları	içinde	 bu	güvenli	bölge	olursa,	Kobani	de	dahil	bizim	 oraya	meşru	zeminde	girmemiz	sözkonusu	 olur.	Suriye’nin	içine	girerek	orada	askeri	harekette	bulunmadık,	bulunamayız” dedi. Başbakan Yardımcısı Numan	Kurtulmuş da saldırıya sert tepki gösterdi. Kurtulmuş, “Bu	 hain	saldırının	arkasında	kim	varsa,	bu	tetiği	 çeken	eller	kimlerse,	hangi	karanlık	odaklarsa	şunu	iyi	bilsinler	ki;	Türkiye	bir	daha	terörün	kanlı,	karanlık	odaklarının	planlamış	olduğu	o	karanlık	dehlizlere	girmeyecektir.	Bu	 tetikleri	çeken	eller	de	beyinler	de	kırılacak	 ve	ezilecektir”	ifadelerini kullandı.  Doç. Dr. Devrim Güngör, “Ortalık	toz	dumanken,	 herkesin	ne	söylediğe		 çok	dikkat	etmesi	gerekir.	 Şahsi	öç	duygusunu	tatmin	etmek	amacıyla	söylenmiş	sözler	gibi	görünüyor.	O	anki	tepkiyi	yatıştırmak	için		söylendiğini	düşünsek	bile	hukuken	 doğru	değil.	Devleti	yönetenlerin	hukuki	bir	dille	 konuşmaları	çok	daha	yerinde	olur”	dedi. “Saldırının	kendisini	düşündürücü,	ardından	bu	açıklamanın	yapılması	da	düşündürücü”	diyen Güngör, şu görüşleri dile getirdi: “Hukuka	göre	olması	 gerekenler	belli.	Silah	kullanma	yetkisinin	kanun	tarafından	belirlenmiş	şartları	var.	Bu	şartlar	varsa,	 silah	kullanılması	meşrudur.	Bu	şartlar	oluşmadan	 kullanıldıysa	hukuka	aykırı	olur.	Devletin	cezalandırma	ilişkisine	müdahil	 olmasının	nedeni,	öç	duygusunun	yaratacağı	olumsuzlukları	gidermektir.”	  ANKARA	Başbakan Ahmet	Davutoğlu’nun, Bingöl saldırısıyla ilgili, “Olayın	olduğu	andan	itibaren	 gerekli	talimatlar	verildi	ve	teröristler	bir	iki	saat	içerisinde	cezalandırıldılar”	sözleri tartışma yarattı. CHP Denizli Milletvekili İlhan	Cihaner,	bu sözleri, “devletin	çeteleştiğinin,	IŞİD’leştiğinin	göstergesi”	olarak değerlendirirken CHP İzmir Milletvekili Rıza	 Türmen, “Hukuk	devletinde	cezayı	kolluk	kuvveti	 vermez,	yargı	verir”	dedi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Devrim	Güngör	de	“Ortalık	toz	dumanken	devleti	yönetenlerin	hukuki	bir	dille	konuşmaları	çok	daha	yerinde	 olur”	uyarısında bulundu. Başbakan Davutoğlu’nun Bingöl saldırısıyla ilgili “cezalandırıldılar” sözleri ve CHP Lideri Kemal	 Kılıçdaroğlu’na “Sadece	sussun.	Fikrine	ve	aklına	 ihtiyacımız	yok”	diye çatması tepkilere neden oldu. İlhan Cihaner bu sözleri Cumhurbaşkanı Recep	Tayyip	Erdoğan’ın,	“Müslümanın	Müslümana	canı,	kanı,	malı,	ırzı	haramdır” sözleriyle birlikte değerlendirmek gerektiğinin altını çizerken “Tam	da	IŞİD	zihniyeti	budur	işte.	Müslüman	değilsen	ya	da	onun	kriterine	göre	değilsen	canın,	malın,	kanın	helal	olabilir!		Bu	sözler,	Başbakan’ın	açıklamasıyla	birlikte	devletin	nasıl	çeteleştiğinin	bir	kez	daha	ispatıdır”	dedi. İnsanlara “provokasyona	gelmeyin” denilen bir ortamda ve henüz hukuken “bu	işi	bu	adamlar	yapmıştır” yargısı çıkmadan, bu tür açıklamalar yapılmasının sakıncalarına dikkat çeken Cihaner, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu	toz	duman	içerisinde,	çatışmada	öldürdüğünüz	kişileri	‘cezalandırdık’ diyorsanız,	bu	artık	çeteleşmenin		ve	IŞİD	zihniyetin	Türkiye’de	egemen	olduğunun	ve	olacağının	ve	bundan	da	hiç	rahatsızlık	duymadıklarının	da	göstergesidir.	Tabii	ki	polislere	saldırı	kabul	edilemez,	hukuken	en	sert	ve	seri	şekilde	gereğinin	yapılması	gerekir.		Peşin	suçlu	ilan	edilip	peşinen	mahkum	ettikleri	insanların	 suçsuz	olduğunu	çok	gördük.	Velev	ki	bu	kişiler	 o	eylemin	sorumlusuysa	bile,	devlete	düşen	yakalayıp	yargıya	teslim	etmektir.	Birilerinin	insanlığı,	hukuku	hatırlatması	lazım	bunlara.	Bu	anlayışla	 yaklaşılırsa,	birilerinin	de	ortaya	çıkıp	kendilerince	 suçlu	bulduklarını	cezalandırmaya	kalkması	meşru	bir	hak	gibi	görülebilir.”	 Rıza Türmen de “cezalandırıldılar” sözünün hukuk devletiyle bağdaşmadığını vurguladı. Türmen “Hukuk	devletinde	bir	suç	işlenmişse	bu	suçun	cezasını	yargı	verir.	Başbakanın	sözü	pek	hukuk	devletiyle	bağdaşmıyor.	Bu	ceza		nedir?	Dövüldüler	mi,	öldürüldüler	mi?	Hukuk	devletinde	cezayı		 kolluk	güçleri	vermez,	yargı	verir” dedi.  Kılıçdaroğlu’ndan Başbakan Davutoğlu’na yanıt  niye düşüncemi soruyorsun’ ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)			 CHP lideri Kemal	Kılıçdaroğlu, Kobani için yeni tezkere önerisini eleştirirken “Kılıçdaroğlu’nun	aklına	da	şeyine	de	 ihtiyacımız	yok” diyen Başbakan Ahmet	 Davutoğlu’na, “O	zaman	neden	soruyorsun.	Hadi	aklına	ihtiyacım	yok	diyorsun	da	bu	‘şey’ ne	oluyor	burada.	Bizim	 aklımıza	ihtiyaç	duymuyorlar,	hangi	gerekçe	ile	siz	Öcalan’ın	aklına	ihtiyaç	duyuyorsunuz” sözleriyle yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Bingöl’deki saldırıda yaralanan ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören Emniyet Müdürü Atalay	Ürker’i ziyaret etti. CHP Lideri, gazetecilerin sorusu üzerine Başbakan Davutoğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerine şöyle yanıt verdi: “Davutoğlu	gerçekten	başbakan	mı?	 Davutoğlu’nun	önce	kişiliğini	kanıtlaması	lazım.	Benim	Kılıçdaroğlu’nun	 ‘aklına ve şeyine ihtiyacım yok’ demiştir.	 Akıl	akıldan	üstündür	diye	bir	laf	var.	 İstişare	var.	Belli	konular	tartışılır	beğenirler	ya	da	beğenmezler	aklımıza	ihtiyaçlarının	olmadığın	söylediler.	Şunu	söyleyeyim	CHP’nin	fikrine	CHP’li	 olmayan	da	bakar.	Davutoğlu	önceki	 gün	‘Kılıçdaroğlu bu konuda ne düşünü  ‘Aklıma ihtiyacın yoksa yor’ demişti.		O	zaman	neden	soruyorsun.	Hadi	aklına	ihtiyacım	yok	diyorsun	 da	bu	şey	ne	oluyor	burada.	Buna	 bakmak	lazım.	Bizim	aklımıza	ihtiyaç	 duymuyorlar.	Şunu	sormak	istiyorum.	Hangi	gerekçe	ile	siz	Öcalan’ın	 aklına	ihtiyaç	duyuyorsunuz.	Ben	bu	 ülkenin,	bizim	insanımız	çıkarlarını	 savunuyorum.	Ben	Türkiye	dünyada	 rezil	olmasın	istiyorum,	ben	vatandaşlarımızı	düşünüyorum..” İçişleri Bakanı Efkan	Ala’nın “İki	grup	 arasındaki	çatışmalardan	dolayı	insanlar	hayatını	kaybetti” sözlerini de Kılıçdaroğlu, “Ya	sen	ne	iş	yapıyorsun?	Çözüm	yerinde	olan	adam	şikâyet	eder	 mi?	Benim	aklıma	ihtiyaç	duymuyorsun	bari	birilerin	aklına	ihtiyaç	duyun.	 Öfkenin	ne	kadar	zararlı	olduğunu	okuyun.	Tarihte	var” diye yanıtladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk	Koç da CHP’nin yeni tezkere önerisini Davutoğlu’nun “komik”	bulmasına sert tepki göstererek “Davutoğlu	komik	bile	değil,	aslında	acınacak	halde”	diye konuştu.  Cezayı	başbakan	değil	yargı	verir  ‘Acınacak	halde”  Beş günün bilançosunu açıklayan Ala, olaylardan HDP ve CHP’yi sorumlu tuttu  1024 gözaltı, 58 tutuklama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kobani protestoları devam ederken yaptığı, “Misliyle karşılık vereceğiz” açıklamasıyla dikkat çeken İçişleri Bakanı Efkan Ala, ölümlerle sonuçlanan olaylardan sonra da HDP’yi “Halkı sokağa çıkmaya çağırmakla”, CHP’yi de “sokak ve şiddet eylemlerine destek vermekle” suçladı. Ala, Kobani eylemleriyle ilgili bakanlıkta basın toplantısı düzenledi. 610 Ekim arasında şiddet eylemlerine katılanlardan bin 24’ünün gözaltına alındığını, bunların 58’inin tutuklandığını, diğerleri hakkındaki soruşturmanın ise devam ettiğini belirten Ala, olaylara katılanlara ilişkin tespit çalışmalarının son hızla yürütüldüğünü söyledi. Ala, güvenlik görevlileriyle “bu şiddeti ortaya koyanları” bir tutan açıklama yapanları şiddetle kınadığını ifade etti. Olayların ardından bazı açıklamaların yapıldığını anımsatan Ala, “Maalesef metinler, cümleler arasına gizlenmiş küçük kurnazlıklarla yine bu şiddet eylemleri, sokak hareketleri, aslında tamamen bitirilmesi çağrısı yapılması gerekirken, o kurnazlıklarla desteklenir bir dil kullanılmıştır. Bunu hem HDP eşbaşkanı, hem maalesef ana muhalefet partisi genel başkanı yapmıştır. Sokağın, şiddetin çözüm olmadığını derhal, durdurulması gerektiğini söylemesi gereken siyasi aktörler, maalesef gerekçelere sığınmışlardır. Hangi gerekçe şiddeti meşru kılabilir?” dedi. Ala, dün sabah yaptığı açıklamada olaylardan 35 şehrin etkilendiğini, bu eylemlerde 31 kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, “Bu kişilerden, bizim elimizdeki verilere göre, çok büyük çoğunluğu karşılıklı grupların şiddet  Kurtulmuş:	Beyinleri	ezilecek  Olaylarda	35	şehir	etkilendi  eylemlerinde hayatını kaybetmiştir. 2 Emniyet görevlimiz şehit olmuştur” bilgisini verdi. Olaylarda 221 sivil, 139 polisin yaralandığını dile getiren Ala, “212 okul binası, 67 Emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, belediye binalarının aralarında bulunduğu 780 bina toplam olarak da 1113 bina yakılmış veya tahrip edilmiştir. Özel, belediye, ambulanslar ve polis araçları yakılmış ve toplamda 1177 araç kullanılamaz hale getirilmiştir” bilgilerini verdi.   
            
    
