14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2014 CUMARTESİHHHH CUMHURİYET SAYFA SPOR 17 AzErbAYCAN’IN LANKErAN TAKImINI çALIşTIrAN DENİzLİ’DEN çArPICI AçIKLAmALAr ‘Kaybetmekten korkmam’ 3 büyüklerde başarıyı yakalayan ve G.Saray’ı Avrupa’da ilk 4’e taşıyan isim olarak bilinen Mustafa Denizli, futbol üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Azerbaycan’ın Lankeran takımını çalıştıran ve orada da başarıyı hedefleyen Mustafa Denizli, hiçbir zaman ve hiçbir yerde çalışma arzusunu kaybetmediğini söylerken korkan insanlar ülkesi Türkiye’de de bazı konuların üzerine cesaretle gitmek gerektiğini vurguladı. Mustafa Denizli tercihlerini neye göre yapıyor? MUSTAFA DENİZLİ: Neticede bir çalışma arzusu var ve bu çalışma arzusunun karşılığında şu standartlar olacak diye bir ön yargım yok. Beşiktaş’ta, Fenerbahçe’de çalışırken oradan Kocaeli, Manisa ve Rize’ye de gittim. Milli Takım sonrasında başka bir yer. Bunlar benim açımdan herhangi bir şekilde sorun teşkil etmiyor. 20 sene evvel yaptığım bir çalışmayı sen dün gibi hatırlayabiliyorsun oradaki Almanlar da unutmuyor. Orada gidip 8 hafta 8 galibiyet aldığın zaman hangi lig, hangi takım olursa olsun gündem oluşturur. Bugün bu grafiği PTT 1. Lig’de de yaşasan bir alt ligde de yaşasan bunlar hep gündemdir. Azerbaycan’ın Lankeran takımını çalıştıran Mustafa Denizli, “Türk futbolunun 70’li, 80’li, 90’lı, 2000’li yıllarını burada görmek mümkün” şeklinde konuştu. ‘KAzANAmIYOrSAN YİTİrmE şEKLİNDE bİr FELSEFE OLmAz’ Türk futbolunun ilkyarısını nasıl değerlediriyorsunuz? M.D: Bu sene oynanan bir FenerbahçeBeşiktaş maçı var. Haftada 89 tane maç oynanıyor. İki tanesi böyle olsa yeter. Fakat bulamıyorsun, o iki bile çıkmıyor. Futbol dediğin bu heyecanı, bu görsel anlayışı ortaya koyuyor. Kaleciler başarılı üçer gol olmuş, forvetler başarılı üçer gol olmuş, defanslar başarılı üçer gol olmuş, üçer gol kaçırılmış. Böyle bir futbolun olduğu bir ülkede bu yatırımların hepsi helal. Kazanamıyorsan kaybetme diye bir felsefe olmaz. Bu ancak kupada olur. Her maç sonrası kazanamıyorsan kaybetme demek bir başarı değil. Bir maç kazanıp 2 maç kaybeden teknik adamla, 3 maç berabere bitirmiş aynı puana sahip adama bakış açısı değişir. 3 maç berabere kalan başarılı gözükür 2 maç kaybeden başarısız gözükür ama neticede ikiside aynı puandadırlar. Bu kaybetmeme korkusunun insanlar üzerinde yarattığı etki. ‘KArİYErİmİ LObİ DESTEĞİYLE YAPmADIm; 40 YILImI VErDİm’ 3 büyük takımı da çalıştırdınız, Anadolu’da da çalıştınız. Fark var mı? M.D: Gündüz gece farkı olmaz ama sabah akşamüstü farkı oluyor. Bunların tarihlerinden, konumlarından, hitap ettiği topluluklardaki sayılarından, medyadaki ilgilerinden, finansal yapılarından, Türkiye’nin sadece yakın tarihinde değil geçmiş tarihinde de yer almalarından ötürü farklar oluyor. Bunların hepsinin bir sebebi var, hepsinde bir tarih yatıyor. Türkiye Cumhuriyeti daha 80 küsurları yaşarken bu kulüplerimiz 100 yılı devirmiş. Dolayısıyla bu farklılıkların oluşması doğaldır. Kariyerimi ben herhangi bir lobi desteği ile yapmadım, 40 yılımı verdim. Çalıştığım yerler geçtiğim yollar bellidir. Bütün bunlar zaten toplumla yaşadığımız şeylerdir. Ben 37 yaşında Galatasaray gibi bir camianın başına geçtim, yıllarca hizmet ettim. Oradan çıktım Fenerbahçe gibi büyük bir camiaanın başına geldim, hizmetimi verdim. Son olarak da çocukluk aşkım olan takımda (Beşiktaş) çalıştım. Bu kadar fanatizm manasında birbirinden ayrışmış 3 camiadan kabul görüyorsan bu ne bir şampiyonlukla ölçülür, ne daha büyük başarılarla ölçülür. Benim için en büyük başarı bu camialarda kabul görmektir. ‘KENDİ İNSANImIz İçİN bAşArmAK mECbUrİYETİNİ TAşIYOrUz’ Teknik adamlık öykünüz nasıl başladı? M.D: Galatasaray’da ilk çalışma yılımda 37 yaşındayken benim kontratım devam ediyordu. Benim teknik adamlığa başlayışım da uzun bir hikâye. Genç takımda hoca olarak başladım. Yardımcı antrenörlük istemedim. Iviç’in yardımcı antrenörü olarak başladım. Kendisi bana futbolculuğu bıraktırdı, jübilemi yaptım. Sezonun açılmasına kısa bir dönem kala Benfica ile anlaştı, bizi yarı yolda bıraktı. O ayrılınca ben açıkta kaldım. Kim gelecek takımın başına belli değil. Yönetim kurulu “takımı kampa sen götür” dedi. Ali (Uras) Ağabey başkan o zaman, “ben götürmeyeyim” dedim. Ortada kaldım, şunu düşünüyorum, yurtdışından gelecek adam ekibiyle gelirse kamp dönemimden sonra açığa alınırsam bunu kaldıramam, hırslı bir insanım. Yönetime dedim “Ben kampa gitmek istemiyorum. Ya bana genç takımda görev verin ya da İzmir’e döneyim”. Genç takımda başlama fikrimi kabul ettiler, ondan aylar sonra ben yardımcı antrenörlüğe başladım. Hannover’e hoca olan Tayfun Korkut hakkında neler düşünüyorsun? M.D: Tayfun imzayı atarken ben evimde bir röportajdaydım, gelen arkadaşlardan bir tanesi dedi Tayfun Korkut şu an Almanya’ya teknik direktör oldu. Kendisini aradım kutladım, çok mutlu olduğumu söyledim. İnşallah çok başarılı olacak. Tayfun’un başarılı olması buradan yeni Tayfun’ların oraya gitmesi demek. Ben Azerbaycan’a giden ilk teknik adam olmadığım için benim çok fazla bu manada bir önemim yok ama başarılı olursam tabii ki benim arkadaşlarım da orada ilgi görecek. Biz kendi insanımız için, kendi ülkemiz için başarmak mecburiyeti taşıyan insanlarız. İzmir futbolu niye geri sardı? M.D: Profesyonel lig ilk oynanmaya başladığında 3 şehirde oynanıyordu. 5 İzmir, 5 Ankara, 6 İstanbul takımı vardı. Futbolda harcamalar bu kadar fazla değildi, kendi yağında kavrulabiliyorlardı. Cebinde 300 bin lirası olan bir kulübü yönetebiliyordu. ‘AzErbAYCAN çIKIş ArIYOr’ Azerbaycan’da futbol nasıl? M.D: Azerbaycan futbolda çıkış arayan ve bunun için de her türlü ortamı yaratmaya kendini adamış bir ülke. Azerbaycan’da Türk futbolunun 70’li, 80’li, 90’lı 2000’li yıllarını görmek mümkün, yani bu 4 aşamayı da yaşıyor şu anda. Hatta 2020’yi, 2025’i de yaşıyor. Öyle statlar yapıyorlar ki şu an 65 bin kişilik bir stat yapıyorlar. Ama daha organizasyon aşamasındalar. Benim takımım şu anda 8. sırada. Biz ilk 3’e girersek Avrupa’ya gitme şansı yakalarız, bu harika olur. Türkiye ligine dağıtılan para Avrupa’nın 6. büyük parası ama başarı olarak bunu konuşamayacak durumdayız. M.D: Türkiye bir korkaklar ülkesi. Bir takımın başında bulunan insanlardan çok zor iddialı kelimeler duyuyorsun “ya olmazsa” diye. Halbuki futbol ortamı bu çizgiyi hep arayan bir iddia ortamıdır. Futbolculuğumu benim için antrenörlük yaşamına taşıdığım dönemler oldu. Antrenörlük kurslarından sen de, ben de aynı derecelerle mezun olabiliriz, bizi farklı kılacak olan diplomalarımızın derecesi değildir. Bizim kişiliklerimizi vizyonumuz, ufkumuz, hayat görüşümüz ve yaratabilme imkanlarımızı zorlayabilmektir. Yaratmaktan kastım bir oyun anlayışı yaratabilmek, bir futbolcu figürü yaratabilmek yani senin oynadığın belirli bir bölge var acaba ben daha iyisini yapabilir miyim, bunu aramaktır. Bütün bunların yanı sıra bir ekip nasıl yaratılır, bunu aramaktır. iA OR D T iD IDIR’ AM TB O U F L ‘ TAYFUN’A TÜRKÇE HOŞ GELDİN Mustafa Denizli, 360’tan Emre Can’ın sorularını yanıtladı. lBundesliga ekiplerinde Hannovers’ın yeni teknik direktörü Tayfun Korkmaz, Alman basınında büyük ilgiyle karşılandı. Bild, Türkçe başlıklı verdiği haberde genç teknik adamdan övgü dolu sözlerle bahsetti. Bu paralar nasıl ödeniyor? USLU: SIKINTILArI ANLATTIK lMahmut Uslu, Milliyet gazetesinden Ercan Güven’e Başbakan ile yapılan görüşmelerdeki ipuçlarını şöyle verdi “Randevu benim tarafımdan istendi. Kulüp adına, şahsım adına değil. Biliyorsunuz, Fenerbahçe Genel Kurulu öncesi Sayın Başbakanımız üç dört konuda vaatlerimizi eleştirmişti. O hususları açtım kendilerine. Başbakan’a onları anlattım. Bakın biz nasıl banka kurucağız. Böyle bir imkânımız, paramız yok. Ama bir banka gelir, şube açar biz de Fenerbahçeli taraftarların işlemlerinden, yatırımlarından hisse alırız mesela. Banka kurmak değil böyle bir fikirdi bahsedilen. Biz dedik ki, Fenerbahçeli bir yatırımcı alırsa, bize de hisse versin. Ortak olmak istedik. Fenerbahçe’ye gelir yaratmak için. Bu gelirlerle burası dönmüyor.” ERSİN ÖZTEKİN Başbakan Erdoğan’ın, Dilmen, Uslu ve Yardımcı ile yaptığı 2 saatlik toplantıda transfer ekonomisi de konuşuldu RONALDINHO’DA RöTAR Spor Servisi Brezilyalı yıldız futbolcu Ronaldinho transferi konusunda çalışmalarını sürdüren Beşiktaş yönetimiyle oyuncunun ağabeyi ve menajeri Roberto Assis arasında dün akşam yapılması planlanan görüşme ertelendi. Beşiktaş Genel Sekreteri Metin Albayrak, görüşmelerin, yurtdışında bulunan kulüp başkanı Fikret Orman’ın Türkiye’ye dönmesiyle yeniden başlayacağını kaydetti. Ronaldinho transferi için tekliflerini sunduklarını ve Brezilyalı futbolcudan haber beklediklerini belirten Albayrak, “Ronaldinho’nun menajeriyle telefonlarımız zaten birbirimizde var. Görüşmek için yan yana gelmemiz gerekmiyor. Perşembe günü teklifimizi yaptık. Karşı taraf durumu değerlendiriyor. Sayın başkanımız pazar günü yurda dönecek. Kendisi gelmeden herhangi bir toplantı yapmayacağız. Son durum, başkanımızın katılacağı görüşmenin ardından netlik kazanacak” dedi. ‘Kİm bU FENErbAhçELİ?’ lF.Bahçe Kulübü, Trabzonspor yöneticisi Yakup Aslan’ın “190 trilyon civarında nakit para lazımdı. Biz 4 ayda 80 trilyon ödedik. Aralarında F.Bahçeli işadamları da var. Hatta bir F.Bahçeli ‘Bizi Aziz Yıldırım’dan kurtar da size her türlü desteğe hazırım’ demiş başkana” şeklinde sözlerine karşılık resmi bir açıklama yayınladı. F.Bahçe Kulübü, “Trabzonspor Kulübü’ne belli şartlar karşılığında bu ödemeyi yapan ve yine belli şartlar karşılığında daha da fazlasını vaat eden bu ‘F.Bahçeli’ işadamının kim olduğu ise 25 milyonluk F.Bahçe camiasını ilgilendirmekte ve bu ismin ivedilikle açıklanması gerekmektedir. Aksi takdirde bu şahıs ve temsil ettiği zihniyet, tarafımızdan F.Bahçe’de kaos yaratmak görevi üstlenen müfteri olarak ilan edilecek ve hakkında yasal yollara başvurulacaktır” ifadelerini kullandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Fenerbahçeli eski oyuncu ve ‘futbol danışmanı’ Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe Yönetim Kurulu üyesi Mahmut Uslu ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen TFF Başkanvekili Servet Yardımcı ile yaptığı toplantının ayrıntıları kamuoyuna yansırken ‘laf arasında kalan’ bir başka gerçek daha ortaya çıktı. Yaklaşık 2 saat 15 dakika süren toplantı ile ilgili olarak bazı gazetecilere ‘üstü kapalı’ açıklama yapan Mahmut Uslu, “Fenerbahçe’nin bazı projeleriyle ilgili sayın başbakana bilgi verdik” ifadesini kullansa da futbol üzerine birçok konunun, Başbakanlık çalışma ofisinde masaya yattığı ortaya çıktı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle futbol ekonomisine vurgu yaptığı ve transfere harcanan paraların nasıl finanse edildiğini sorduğu öğrenildi. Hem TFF Başkanvekili Servet Yardımcı’ya, hem de Mahmut Uslu’ya, “Sadece sizin için söylemiyorum. Tüm kulüplerimiz her yıl onca transferi yaparken finansı nasıl sağlıyor, yarın öbür gün sıkıntı yaşanır mı?” diyen Erdoğan’ın, milli takımlarla ilgili olarak da Rıdvan Dilmen’in yorumlarna başvurduğu öğrenildi. Erdoğan’ın, toplantı sonunda Mahmut Uslu’ya, “Flaş transfer yok mu, Ersun Hoca kadroyu değişiterecek mi?” diye şaka yaptığı da sızan bilgiler arasında... en ufak eleştiriyi kabul edemediği için Cumhuriyet başta olmak üzere birçok gazeteyi ‘karşıt’ görmüştür. Şimdi size düşen bu köprüleri yeniden kurmaktır. lGELELİM GENEL MÜDÜR VE DANIŞMANLARINIZA: Bu kadrolardan ne Türk sporuna ne de size hayır gelir. Mehmet Atalay kimlerle çalışmış, Yunus Akgül kimlerle çalışmış, onları çağırın dinleyin ve o küsmüş kadroları (Hepsi sizin partinize zamanında hizmet vermiş) yeniden kazanın derim, aksi halde Suat Bey’in taşıma kadrolarıyla hafızası silinmiş teşkilatla işiniz çok zor. lSON SÖZ: Şimdilerde AKP karşısında bir grup var diyor ve devlet içerisinde bunları arıyorsa bu öyle gizli saklı bir grup değil, bir gecede görevden alınan yüzlerce kişinin oluşturduğu bir dayanışma zincirdir. Bu zincir maalesef Sayın Suat Kılıç Bey’in oluşturduğu, daha sonra yayılan bir zincirdir. Yeni bakan olarak bu kadar derinlemesine bir araştırma yapar mısınız bilemem ama durum çok vahim, çünkü tam bir çöküntü devraldınız. Dostlara ihtiyacınız var. KISA... KISA... KISA... Lafı öyle eveleyip gevelemeyeceğim. Tam bir enkaz devraldınız Sayın Akif Çağatay Kılıç. Öncesinde ve AKP döneminde sporu yöneten ne kadar saygın yönetici varsa ve onların milim milim yükselttikleri ne varsa maalesef bir gecede yerle bir edildi 1. Kılıç döneminde. Bu ülkede herkes sporu çok iyi bilir(!), biz bilmezlerden olarak size ayağınızın tozuyla elimizi uzatıp “Hoş geldiniz” derken bu yıkıntıdan ülke sporunu nasıl kurtaracağınızı da söylemek istiyoruz. lBAKANLIĞIN HAFIZASI BİR GECEDE SİLİNDİ: AKP’nin Suat Kılıç eliyle bu kadar ağır hatayı nasıl yaptığını hâlâ anlamış değilim. Bu bakanlığın 81 ile dağılmış öyle kadroları, öyle programları vardı ve yıllardan beri her biri için emek ve para harcanmıştı. Bunları bilen namuslu kadrolar bir gecede kenara itildi, etkisizleştirildi hatta tehdit edildi ve yerlerine gündemleri spor olmayan insanlar bir gecede getirildi. Sonra ne mi oldu? Şike, doping, kavga, dövüş, adam kayırma... Ne sporcu ne yönetici ne de antrenör disiplini kaldı. Öyle bir yasadışı ilaç kullanımı skandalı patlak verdi ki neredeyse katılmayan federasyon başkanları tüm spor branşlarından ile bire bir (toplu değil) konuşarak sporcularımız doping nedeniyle onların kaybolmuş kişiliklerini müsabakalardan atıldı ve yeniden kazandırın. Buz cezalandırıldı. Burada size düşen hokeyinin başına gelen ise tam bu teşkilatın en az 20 yılını bilen bir Aziz Nesin’lik hikâye. eski yöneticileri çağırarak bire mUzAFFEr ErGÖz lBASIN İLİŞKİLERİ: Bu bir görüşün. Suat Bey’in hiçbir bakanlığın basın ilişkileri o kadrosundan size hayır kadar yanlış ve hatalarla dolu gelmez. ki saymakla bitmez. Doğruyu lKINA YAKILAN görüp yazanlar ‘Gezi’ci ilan edildi, olmadı, OLİMPİYATLARDA NELER YAPTIK: Bin bir olimpiyat düşmanı diye fişlendi. Ancak suçları zahmetle kurulan federasyonlar ile öylesine yanlış doğruları yazmaktı bu kurum kişilerin. Örneğin kurgular ile kavgaya tutuşup görevden alındı ki Cumhuriyet. Sporda farklı bir yere sahiptir. şaşarsınız. Federasyon seçimlerinde liyakattan Amatör branşların sesidir, olimpik hareketi en iyi çok adamcılık ön plana çıkarıldı. Yine de itip bilen müessesedir çünkü tarihteki iki spor müdürü kaktığımız federasyonların oyu ile yapılacak de, gazetenin yayın yönetmeni de TMOK’nin yaz olimpiyatlarına aday olduk. Ama tanıtımını değerli üyeleridir; keza yazarları da. Ve partizanlık Ankara’dan yaptık İstanbul’daki olimpiyatın. Sporu yapmadan M. Ali Şahin, bir Faruk Nafiz Özak, bilenler yerine inşaatçılara bel bağladık. Sonra da bir Mehmet Atalay, bir Yunus Akgül görevlerini uluslararası federasyonların başkanlarına gittik, sürdürürken Cumhuriyet Spor onlarla hem uyumlu “Bize olimpiyat verin” dedik. Sonucu herkes gibi çalışmış, hem eleştirmiş hem de yaptıkları iyi sizler de biliyorsunuz. Ürkmüş, pısmış, uluslararası hiçbir yarışmayı almamak için toplantılara şeyleri sayfalarına taşımıştır. Gelgelelim, 1. Kılıç, GÖrÜş lMANCHESTER City teknik direktörü Pellegrini, Beşiktaş’ın da ilgilendiği Lescott’un transferi için henüz resmi teklif almadıklarını ve oyuncusunun geleceğinin, gelecek tekliflere göre netleşeceğini belirtti. lTEKNİK direktör Güvenç Kurtar, Azerbaycan Ligi takımlarından Revan Baki ile prensipte anlaştığını açıkladı. lNBA’DA geçen sezon doping cezası alan Ulusal basketbolcumuz Hidayet Türkoğlu’nun bugün takımı O.Magic tarafından serbest bırakılması bekleniyor. l2014 FIVB Dünya Şampiyonası’na Avrupa’dan katılacak ülkenin belirleneceği Erkekler CEV Avrupa Kıta Elemeleri’nde Türkiye, 3. tur K grubunda Estonya’yı 30 yendi. l6’LI GANYAN 311/235/91/3/9 (Bursa) 24,24 lira verdi. 2. Kılıç Dönemi ALTILI GANYAN KOCAELİ 5 1 7 3 5 2 4 12 10/14 11/15 1 5 5 6 3 1 4 3 21 47/2 4 3 5 5 8 7 ALTILI GANYAN ADANA 4 11 10 8 3 1 8 2 13 6 1 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle