06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2014 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Yüksek gıda fiyatları ve TL’deki değer kaybıyla fırlayan enflasyon önce dar gelirliyi vurdu Mutfakta bomba patladı Enflasyon 2013’te tahminleri aşarak yüzde 7.4’e çıktı. Gıda fiyatları aralıkta yüzde 1.46 artarak, yüzde 6.8’lik hedefin şaşmasında temel etken olurken Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın bir iddiası daha boş çıktı. Başçı bu yıl da enflasyonun neden yüksek çıktığını açıklamak için hükümete mektup yazacak. Ekonomi Servisi Enflasyonda 2013 tablosu netleşti. Buna göre geride kalan yılda enflasyon yüzde 7.40 oldu. Merkez Bankası’nın yıllık enflasyon tahmini ise yüzde 6.8 seviyesindeydi. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, kasımda yaptığı açıklamada, yüzde 6.8’lik yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayacağına yönelik eleştiriler için “Tahminler tutmayacak diye acele etmeyelim. İşlenmemiş gıdada aşağı yönlü sürpriz olabilir” demişti. Ancak Başçı’nın 1.92’lik dolar kuru iddiasından sonra bu iddiası da boş çıktı. Enflasyonu artıran en önemli kalem gıda ve alkolsüz içecekler oldu. Bu da en çok dar gelirliyi ezdi. Yıllık enflasyona ikinci büyük katkı 176 baz puan ile ulaştırmadan kaynaklandı. Bu artışlarda TL’nin değer kaybı temel etken oldu. Kasımda yıllık enflasyon yüzde 7.32 düzeyinde iken 2012’nin tamamında yüzde 6.16 olarak gerçekleşmişti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre aralık ayı enflasyonu yüzde 0.46 olarak gerçekleşti. Tüketici Fiyatla 2014 hedefi de zora girdi Enflasyon 2013 yılını yüzde 7.40 ile Orta Vadeli Program (OVP) hedefinin üzerinde tamamlarken yüzde 5.3 seviyesindeki 2014 hedefinin tutması da yılın ilk günlerinde oldukça zora girdi. Bankacılar, enflasyonun 2014’ü hedefin oldukça üzerinde tamamlayacağını hatta yüzde 7’nin altında kalmasının zor olduğunu düşünürken seçim dönemi öncesi olmasına karşın TCMB’den politika adımı bekliyorlar. Şeker Yatırım Başekonomisti Elif Gülay Girgin, “2013’te yaklaşık yüzde 20 değer kaybeden TL’nin hem TÜFE hem de ÜFE’de etkisi görülüyor. 2014’te kur etkisi, enerji kalemlerindeki fiyat ayarlamaları ve ÜFE’den de TÜFE’ye gelecek baskıyla birlikte 2014 enflasyon tahminimiz yüzde 7.5 seviyesinde. Merkez Bankası’ndan hedefte revize ve faizde ayarlama bekliyoruz” dedi. Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, “TL’de yaşanan değer kaybı kalıcı duruyor. Bunun enflasyona özellikle enerji ve gıda kalemlerinde yansıması olacak. Son gelişmeler çerçevesinde muhtemelen de 12 ve 24 aylık enflasyon beklentileri daha da bozulacak. 2014 enflasyon tahminimiz yüzde 7.7” diye konuştu. Öte yandan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek vergi artışının enflasyona etkisinin yüzde 0.51 olacağını söyledi. İktidar Değil, Devletin Cumhurbaşkanı Anayasal düzenimiz, demokrasimiz iktidarın değil, devletin cumhurbaşkanı kimliğini öngörür. Yani Erdoğan iktidarları sürecindeki hükümetle uyumlu cumhurbaşkanı algılaması, işlevi doğru değil, anayasal hukuk devleti düzeni işleyişi için olumsuz bir sonuçtur. Cumhurbaşkanlığı zabıt kâtipliğine benzer bir onay makamı değil, tam tersi iktidar icraatlarının anayasal hukuk devleti düzeni işleyişi, güçler ayrılığı, kamu yararı, devlet adına denetimini öngörür. Ne yazık ki Cumhurbaşkanı Gül’ün İktidarları ile kopmayan bağları, İktidarları cephesi adına övünç kaynağı olduğu kadar, devlet, kamu yararı adına denetim sorumluluğunun yerine getirilmesi eksikliğidir. Ne yazık ki, İktidarlarının demokratik yetki sınırlarını aşan, Meclis çoğunluğunun yasama gücünün ele geçirilmesi olarak kullanılması icraatlarında, mağdur taraflar adına muhalefet, sivil toplum örgütlenmelerinden gelen Cumhurbaşkanı’nın imzalamaması başvurularına büyük çoğunlukla kulaklar tıkanmıştır... AKP’nin 12 Eylül referandumu ile Cumhurbaşkanlığı’nın yarı başkanlık sistemine uyarlama içerikli yetkilerini artırma düzenlemeleri, tek dereceli seçim sistemi dahi yukarıda sözünü ettiğim Cumhurbaşkanlığı’nın genel sorumluluk, işlevlerini ortadan kaldırmamış, ancak İktidarlarına bağlı, sadık üslupla farklı toplumsal algılamalar oluşmuştur. Hâlâ biat kültürünün algılama bozuklukları ile onay makamı Cumhurbaşkanı beklentilerinde önyargılı medyatik pazarlamalar geçerlidir... En sık, piyasacılar ağırlıklı kullanılan gerçekleri çarpıtan örnek, Cumhurbaşkanı Sezer’in anayasa kitapçığını fırlatması olayı üzerinden piyasaların çökmesi efsanesi üzerindendir. Sayın Sezer’in üslubunu beğenin, beğenmeyin, Anayasa Mahkemesi’nden gelmiş bir hukukçu, Cumhurbaşkanlığı yetkilerini en azından bağımsız kimlik ve değerleriyle, devlet sorumluluğu algılamaları üzerinden titizlikle kullandığı gerçeğini kabul etmek noktasındayız... O dönemin medya yıldızlarının acımasız eleştirilerine karşı, “Nereden çıktı İktidarlarının anayasal düzen, hukuk devleti, bağımsız yasamayürütmeyargı düzenine aykırı, kamu yararı, devlet sorumluluğu ile yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı denetimleri, onay kararlarında, iktidar beklentileri doğrultusunda onaylanması beklentisi..” sorgulamasını okur gündemine taşıdığımı anımsıyorum... HHH Söz konusu tartışmalarda, TGS Başkanı olarak Cumhurbaşkanı ile Türkİş yöneticisi sendikacılar arasında yapılmış bir görüşmenin içeriği üzerinden polemikler nedeniyle de uzayan medya tartışmalarında, çok sayıda görüşlerine saygı duyduğum hukukçu, gazeteci de aynı tartışmanın içinde aynı önemli gerçeklerin altını çizmişlerdi. Belleği zayıf toplumumuzda birilerinin çok ucuz siyaset aracı olarak, anayasal sorumluluklarını yerine getirmeyi “Piyasalar krizine yol açan cumhurbaşkanı” olarak pazarlamaları elbet rastlantı değildi. Sistemin hele de günümüzde; devlet adına anayasal yetkilerini kullanan, iktidarı denetleme sorumluluğu olan Cumhurbaşkanlığı algılamasını unutturma, iktidar uzantısı, iktidarla uyum içinde onay makamı cumhurbaşkanı algılamasını yerleştirme çabaları hafife alınmamalı. İktidarlarının demokrasinin özüne aykırı sivil diktatoryal iktidar gücü kazanmasına katkıları azımsanacak gibi değil... Gündemimize giren CemaatErdoğan İktidarları arasındaki iktidar paylaşım ortaklığı, kankalık ilişkilerinden bir diğerini gücünün yettiğince tasfiye operasyonu sürecinde yaşanan akıl almaz denetim dışı güç savaşlarında, operasyonlarda, devletin başı olarak cumhurbaşkanına devlet adına yetkilerini kullanması anımsatmalarına, göreve çağırma güncel tartışmalarına gelirsek... Gerekirse Erdoğan’ın Köşk’e çıkması, Gül’ün yerini alması, birlikte yola çıkmış dava arkadaşları, ayrılmaz kanka oldukları vurgulamaları yapılıp durulurken, nasıl olur da birinin İktidarlarının başı olarak AKP, iktidar çıkarlarını, diğerinin tarafsız devleti kollama sorumluluğunu yerine getirebilecekleri sorgulaması, elbette aklın, mantığın gereği olarak gündemimizde, kuşkuların odağında kalacak... Hukukun yetkili kurumu barolardan, özel yargının mağduru cezaevlerinde yatanlar adına savunma yapanlar, yakınları, TSK çevreleri, siyasi mağdurların önünde Baykal gibi isimlerden gelen çıkışlar; Cumhurbaşkanı’nın kişisel konumundan gelen beklentileri dillendirmeden çok, anayasal düzen içindeki sorumluluklarını anımsatmak, kamuoyunun, son gelişmeler karşısında Cumhurbaşkanı’nın suskunluğu da dahil, durumun çarpıklığına dikkatleri çekmek olacak... İpin ucu öylesine kaçık ki, en iyi niyetli beklentilerle Cumhurbaşkanı’nın, devletin en üstünde en yetkin makam olarak işlevinin gereğini yerine getirebileceğine ilişkin beklentim, inancım yok... İktidarlarının anayasal hukuk devleti düzenimize aykırı iktidar cephesi oluşumlarındaki haksızlık, hukuksuzluk, çarpıklıklar bir bir açığa çıkıyor. Çıkar çatışmasında kolaylıkla rakiplerin tasfiyesi ile işin içinden çıkma operasyonları, tek merkezli iktidar gücü oluşturma çabaları daha bir anlaşılır olabiliyor... Geçen yılın enflasyon hedefi aşarken, üretici fiyatları da alarm veriyor. Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE), Aralık 2013’te bir önceki aya göre yüzde 1.11 artarken beklenti, yüzde 0.25’lik artış yaşanması yönündeydi. 2013 için bakıldığında ise yüzde 6.97’lik yükseliş yaşandı. Beklenti ise yüzde 6.01 olması yönündeydi. ÜFE 12 aylık ortalamalara göre de yüzde 4.48 artış gösterdi. ÜFE’nin bu kadar yükselmesi, bir sonraki dönemde üretici mevcut fiyatları tüketiciye yansıtacağı için yeni zamların bir habercisi. Küresel ekonomide en yüksek enflasyon oranına sahip ülkeler arasında Türkiye 9. sırada bulunuyor. rı Endeksi’nde (TÜFE) aylık en yüksek artış yüzde 1.46 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşti. Ana harcama grupları itibarıyla Aralık 2013’te endekste yer alan gruplardan ulaştırmada yüzde 1.10, konutta yüzde 0.89, lokanta ve otellerde yüzde 0.81, sağlıkta yüzde 0.78 artış gerçekleşti. Aralıkta aylık olarak en yüksek fiyat artışı gösteren ürün yüzde 34.41’le patlıcan oldu. Yıllık bazda en yüksek artış yüzde 10.52 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti. Geçen yıl eğitim yüzde 10.05, lokanta ve oteller yüzde 9.86, ulaştırma yüzde 9.77, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 9.67 ile artışın yüksek olduğu ana harcama grupları oldu. Piyasada ÖTV artışları ve yüksek kur nedeniyle yüzde 5.3’lük 2014 enflasyon hedefinin de tutmayacağı endişeleri yükselirken, Merkez Bankası 2013’te neden hedefin tutmadığına ilişkin hükümete açık mektup yazmak zorunda kalacak. Üretici fiyatları ‘alarm’ veriyor Memura 0.27 enflasyon zammı Ekonomi Servisi Devlet memurları, sözleşmeliler ve memur emeklileri 2013 yılı temmuzaralık dönemi için yüzde 0.27 oranında enflasyon farkı alacak. Böylece memur maaşına Ocak 2014 itibarıyla yapılacak zam, enflasyon farkının eklenmesiyle brüt 175, net 123.62 lira kadar olacak. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı aralık ayı tüketici fiyat artışı sonrasında temmuzaralık dönemi enflasyonu yüzde 3.27 olarak gerçekleşti. Aralık ayı tüketici fiyatları ise yüzde 0.46 arttı. Bu şekilde, geçen yılın ikinci yarısında toplusözleşme uyarınca yüzde 3 zam alan devlet memurları, sözleşmeliler ve memur emeklileri, yüzde 0.27 oranında ek zamma hak kazandı. Can Ekşioğlu: ERA Türkiye olarak, bugüne kadar Türkiye genelinde 4 şehirde 22 bayiliğimizi hayata geçirdik. 2016 itibarıyla 200 ofise ulaşmayı ve Türkiye genelinde franchising sistemiyle yeni ofisler açmayı hedefliyoruz. 2013’te hayata geçirdiğimiz ERA Akademi’de 15 bin kişiye gayrimenkul danışmanlık eğitimi vermek istiyoruz. Gayrimenkul danışmanlığı sektörünün ihtiyacı olan güven ve hizmet konularında etkin bir yaklaşım sergilemek için müşteri memnuniyetinin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. KalDer ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sayesinde, Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi Araştırması’na ‘Gayrimenkul Danışmanlığı’ sektörünü açtırarak bu konuya verdiğimiz önemi ortaya koyuyoruz. ‘Sendikalı ol DİSK’li ol’ kampanyası Ekonomi Servisi DİSK Genel Başkanı Kani Beko tüm işçileri sendikalaşmaya çağırdı. Kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemenin gündemden kalkması üzerine yazılı açıklama yapan Beko, “Bu önemli hak gaspını” gündemden kaldırmayı başaran tüm örgüt kadrolarına teşekkür etti. Beko, şimdi başka tehditlerle karşı karşıya olunduğunu belirterek “Bunların başında taşeron çalıştırmanın genelleştirilmesi ve özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesine dair yasal düzenleme hazırlıkları geliyor. ‘Sendikalı ol, DİSK’li ol’ diyerek tüm işçileri bu onurlu mücadelenin parçası olmaya çağırıyoruz!” dedi. Ev fiyatları artacak Ekonomi Servisi ABD’li gayrimenkul danışmanlık şirketi ERA Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanı Can Ekşioğlu, 2014 içinde konut fiyatlarında azalma değil, tam tersine artış yaşanacağını söyledi. Ekşioğlu, döviz kuru, konut kredisi faizleri, KDV oranları ve inşaat maliyetlerindeki artış nedeniyle bu yıl özellikle markalı konut fiyatlarının yükseleceğine işaret ederek Türkiye’de her ay satılan konutların yüzde 6’sının yabancılar tarafından alındığını söyledi. Ekşioğlu düzenlediği basın toplantısında, ERA’nın hedefleri ve gayrimenkul sektörü ile ilgili şu bilgileri verdi: l Türkiye’deki konutların yüzde 60’ı yatırım, yüzde 40’ı oturma amaçlı satılıyor. Yabancı yatırımcıların payı giderek artıyor. Şu anda Avrupalı 2014’te konut fiyatlarında indirim bekleniyor. bekleyenlere kötü haber. Siyasi Öte yandan Merkez Bankası’nın açıkladığı Konut belirsizlikler, döviz kuru ve inşaat Fiyat Endeksi Ekim 2013 verilemaliyetlerindeki artış konut rine göre TKFE, 2013 Ekim ayında sahibi olmak isteyenleri bir önceki aya göre yüzde 0.73 oraüzecek. nında artarak 143.25’e çıktı. yatırımcılar önde ama bir iki yıl içinde Arap yatırımcılar Avrupa’daki yatırımcıları geçecek. l Türkiye’de satılan gayrimenkullerin yüzde 70’i sahibinden satılıyor. Markalı gayrimenkul şirketleri tarafından satılanların oranı yüzde 5 civarında. Gelişmiş ülkelerde bu oranlar tam tersidir. l 2013 sonu itibarıyla projelendirilen konut arzının 2014’te 111 bin 384’e ulaşması, 2015’te ise bu rakaBir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 13.04 oranında artan TKFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 4.95 oranında arttı. Metrekare başına konut değeri olarak hesaplanan birim fiyatlar geçen yılın ekim ayında 1.140,21 TL/ metrekare iken, 2013’ün ekim ayında 1.281,19 TL/metrekare oldu. Üç büyük ilin konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, 2013 Ekim ayında bir önceki aya göre İstanbul, Ankara ve İzmir’de sırasıyla yüzde 1.82, yüzde 0.70 ve yüzde 0.74 oranlarında artış görüldü. mın 81 bin 682’e gerilemesi Ekonomi Servisi Kuzey Irak’tan Türkiye’ye petrol taşıyan KerkükCeyhan petrol boru hattına sabotaj düzenlendiği ve hasar nedeniyle boru hattından Ceyhan’a petrol nakliyatının durdurulduğu belirtiliyor. Press TV’nin haberine göre hattı işleten North Oil Company, petrol boru hattının Süleymaniye yakınlarından geçen kısmına çarşamba gecesi kimliği bilinmeyen güçler tarafından bombalı saldırı düzenlendiğini açıkladı. Bilindiği gibi Kuzey Irak petrolünün Türkiye üzerinden dünya piyasalarına açılması konusunda Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile Irak merkezi hükümeti arasında önceki hafta bir anlaşma zeminine yaklaşıldığı konusunda kesinleşmeye muhtaç haberler çıkmıştı. Bu konuda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da önceki gün gazetecilere bilgi verirken “Irak’tan Ceyhan’a petrol akıtılmaya ve tanklara doldurulmaya başlandı” demişti. Kürt petrolüne bombalı engel Kurlardaki fırtına uçak biletini de uçurur Petrol fiyatı sabit kalsa bile dolar yükseldikçe uçak şirketlerinin maliyetli artıyor ve zam görünüyor. Zamdan ilk zarar görecekler ise düşük fiyatla bilet alanlar olacak. Ekonomi Servisi Doların ani yükselişi ve rekor üstüne rekor kırması, ucuz uçak yolculuğu hayallerini de tehdit etmeye başladı. Bilindiği gibi gibi geçtiğimiz haftalarda yolcu biletleri için tavan fiyatları 299 TL ile sınırlanmıştı. Bu sınırlama kaldığı sürece sektörün artan maliyetleri tabandaki ucuz biletlere yükleyeceği zamlarla karşılama yoluna gidebileceği belirtiliyor. Wall Street Türkiye’de (WSJ) yer alan bir habere göre Brent petrolünün varil fiyatı son 1 yıl içinde yüzde 2’nin üzerinde değer kaybederken, Türk Lirası bazında ise yüzde 17.42 değer kazandı. Brent petrolün varil fiyatının Türk Lirası karşılığında değer kaybetmesinde, lirada yaşanan sert değer kaybı etkili oldu. Petrol fiyatlarında yaşanan artış özellikle lojistik ve havayolları şirketlerini etkileyebilecek. WSJ’ye konuşan Atlas Jet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy’un verdiği bilgilere göre havacılık sektöründe maliyetlerin yüzde 40’ı enerji kaynaklı. Bu nedenle yükselen kur maliyetleri yükseltecek. Dolar 2.15’in üzerinde kalırsa biletlere zam yapma ihtiyacı doğabilecek. Geçen yıl Atlas Jet’te ortalama fiyat 154 lira ol muştu. Bugün bu fiyatın 176 lira civarında olması ve ortalamayı 22 lira yükseltmek için alt kademelerdeki fiyatları yükseltmek gerekecek. Çünkü tavan fiyatlarda 299 liralık bir sınır var. Kur 3 TL’yi görene kadar tavan fiyata yansımasına gerek kalmaz. WSJ’de ABD Enerji Bilgi Yönetimi EIA’nın tahminlerine göre ABD ham petrolünün 2014 yılında ortalama mevcut seviyelerine yakın olan 95 dolardan işlem göreceğinin tahmin edildiği, Goldman Sachs’ın 2014’ün ilkyarısı için fiyat tahmininin ise brent petrol için 105 dolar olduğu hatırlatılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle