07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2014 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Kim, eniştesini aç köpeklere atmış Pekin’e yakın Hong Kong gazetesinin ayrıntılarını verdiği vahşet, Çin’in Kuzey Kore rejiminden duyduğu hoşnutsuzluğun göstergesi olarak yorumlanıyor Dış Haberler Servisi Kuzey Kore diktatörü Kim Jongun’un, eniştesini çırılçıplak soyarak bir aç köpek sürüsüne attığı öne sürüldü. Hong Kong’da yayımlanan Wen Wei Po gazetesine göre, Kim’in “köpekten beter, insan pisliği” dediği Jang Song Taek ile 5 yardımcısı çırılçıplak soyularak, bir kafeste 35 gün aç bırakılan 120 köpeğe atıldı. Bir saatten fazla süren vahşeti, yüzlerce yetkili izledi. Gazete Çin Komünist Partisi’nin sözcüsü gibi görüldüğünden, Jang’ın vahşi bir şekilde idamının ayrıntılarının burada yayımlanması, Pekin’de bir kesimin Kim yönetiminden duyduğu hoşnutsuzluğun ifadesi olarak yorumlanıyor. Jang’ın 12 Aralık’ta nasıl idam edildiğiyle ilgili Kuzey Kore’den henüz bir açıklama gelmedi. Ancak Singapur gazetesi Strait Times’ın aktardığı habere göre, normalde otomatik silahlarla idam mangası tarafından yapılan daha önceki idamların aksine, Jang ve 5 yandaşı çıJang Song Taek’in çırılçıplak soyularak aç bırakılan köpeklere öldürtüldüğü bildiriliyor. (Fotoğraf: AFP) Ertuğrul Günay’ın Pişmanlığı Uluslararası siyaset jargonunda “whistleblower” diye çok kullanılan bir kavram var. Geride bıraktığımız 2013 yılında ABD’nin “NSA skandalını”ortaya çıkaran Edward Snowden bağlamında sık gündeme getirilen bu deyimin ne yazık ki Türkçe karşılığı yok. Wikipedia’da “whistleblower” yazıp baktığınızda Endonezya dilinden Çince ve Arapçaya kadar her dilde karşılığını buluyorsunuz, Türkçe hariç. Neden? Bu pratiğin çünkü Türk kamu hayatında yeri yok. “Whistleblower” kavramıyla anlatılmak istenen nedir? “Her türlü tehlikeyi göz önüne alarak ön uyarı yapan kahramanlar!” Kamu çıkarını ilgilendiren konu/konularda, gizli/sakıncalı, bilgi/davranışları; hukuki yaptırım da dahil olmak üzere hayati ve fiziki riskleri göğüslemek yoluyla göz önüne sermek… Tamamıyla ahlaki sorumluluktan kaynaklanan güdülerle, “yanlış/yanlışların” ilk görüldüğü andan itibaren seri biçimde harekete geçip hemen ilk sinyalde ne pahasına olursa olsun kamuoyunu uyarmak... Bu uğurda, sahip olunan koltuk başta olmak üzere her güvenceyi yitirmeyi göze almak… Haksızlık/hukuksuzluk/ihlallelerle savaşmak adına derhal davranıp, alarm düdüğü/zilini çalmak… Bunlar hep “whistleblower” eylemciliği içine giriyor. “Whistleblower”a kestirme ifadeyle bu nedenle “alarm zilini çalan” denebilir... 30 yaşındaki genç istihbarat görevlisi Edward Snowden geçen yaz, CIA tarafından bir köşede kıstırılıp haklanmak pahasına, dünyayı afallatan “NSA skandalını” ortada fol yumurta yokken “whistleblower”sorumluluğuyla gün yüzüne çıkarttı. ABD’nin “Ulusal Güvenlik Ajansı/NSA” diye bilinen istihbarat ajansı aracılığıyla uçan kuşu dinlediğini ifşa eden skandal ardından, Snowden kaçıp Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. Ertuğrul Günay’ın şimdi birbiri ardına yaptığı gazete/Twitter ifşaatlarına baktıkça, bizim “whistleblower”larımızın böyle ancak yangın bacayı sardıktan ve her şey yanıp kül olduktan sonra alarm zili çaldığını düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum… Günay, yeni yıl arifesinde Taraf’a verdiği bir mülakatta örneğin “hukuk devletinin yıkılmak üzere olduğu”nun alarmını verdi! Yapılan uyarının şu atik tetikliğine, “erkenliğine” bakın! “Gezi Parkı’ndaki buyurgan tavır” diyor eski kültür bakanı; “Demokrasiden vazgeçip otoriter bir yönetime doğru sürüklenmişti. Şimdi Türkiye vahim bir eşikte. Hukuk devletinden uzaklaşılıyor ve keyfi bir yönetime doğru sürükleniyoruz.” Duyduk duymadık demeyin: “Eşikteymişiz!” Hukuk devleti namına nerdeyse taş taş üstüne kalmamış… “Yasa önünde eşitlik ilkesi” başta olmak üzere güçler ayrılığı prensibi nicedir yerle bir edilmiş. Olanları sağır sultan dahil herkes duymuş. Konu gazetelerin manşetlerine fırlamış... Hukukçu bir geçmişten gelen Günay tekerleği keşfetmenin tavrıyla bize “vahim bir eşikte” bulunduğumuzdan bahsediyor. Yetmiyor. Vatan’da dün Murat Çelik’in köşesine verdiği yanıt mahiyetindeki değerlendirmesinde pişkinlikle günah çıkarıyor: “Bakanken arkadaşlarıma söylemiştim” diye içini döküyor Günay: “‘Keşke ben buraya, bu partiye hiç gelmeseymişim’ dedim. ‘Çok farklı umutlarla gelmiştim ama maalesef yanlış yapmışım’ dedim. Biz AK Parti’ye katılırken sandık ki İslam ile barışık bir demokrasi, halkın değerlerine bağlı bir yönetim anlayışı hâkim olacak. Ama 2010 sonrası özellikle 2011 sonlarına doğru bambaşka bir hava doğdu. Baskıcı bir tek adam yönetimi çıktı ortaya.” Gazozuna ilaç atılan genç kız edasında Günay sözlüklerdeki yeni lakabıyla! “Günaydın”: “İslamla barışık demokrasi” beklerken aa bir de ne görsün, “beklenmedik bambaşka bir hava doğmuş” ve abra kadabra birden “baskıcı bir tek adam yönetimi ortaya çıkmış”... Sizi bilmem ama ben bu samimiyetsizlik ve ikiyüzlülükten artık çok sıkıldım. Eski kültür bakanı; herkesi kör, âlemi sersem sanacağına harbiden çıkıp şunu söylese mesela: “Türkiye ve dünya konjonktürünün şartları, AKP’nin birkaç seçim dönemi boyunca iktidarda kalıcı olacağını gösteriyordu. Siyasetin içinden gelen biri olarak muhalefet kampında uzun yıllar gelişmeleri etkilemek fırsatım olmayacağını açık biçimde gördüğüm için iktidarın içersinden katkı yapmak/yapabilmek niyetiyle önüme konan bakanlık teklifini değerlendirdim. Ama ne yazık ki bana inananların beklentilerine cevap veremedim!” Buna amenna diyebilirim. Ama yok… “İslam demokrasisi” beklemiş de… “Başka hava doğmuş” da… RTE “değişmiş” de… falan da filan. Bu laflara karnımız artık tok. Bu ne bitmez tükenmez bir orta oyunudur böyle… Türk siyaseti ve medya dünyası, gazozuna ilaç konularak kandırılan aydınlarla dolu… Ertuğrul Günay, Hasan Cemal, Ahmet Altan diye başlayıp giden önümüzde upuzun bir liste var… Her şey olup bittikten sonra bir de kahraman pozunda çıkıp “whistleblower/uyarıcı aydın” ayağına yatmıyorlar mı? “Aaa! Yetti artık. Şu tıraşı kesin!” diye avazım çıktığı kadar bağırasım geliyor. KERRY, NETANYAHU İLE İKİNCİ KEZ GÖRÜŞTÜ ABD ve İsrail ‘Arrow3’ü test etti Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry İsrail’i ziyaret ederken, iki ülke ortak füze denemesi yaptı. İsrail Füze Savunma Örgütü ve ABD Füze Savunma Ajansı, “Arrow3” antibalistik füze sisteminin Akdeniz üzerinde başarıyla denendiğini duyurdular. Uzun menzilli füzelere karşı geliştirilen “Arrow3”, İran’ın “Şahab3”ü ayarında füzeleri deneme koşullarında başarıyla durdurdu. İsrail halen Arrow3’ün daha önceki sürümleri olan “Patriot” ve “Arrow” tipi füze savunma sistemleri kullanıyor. Filistinlilerin kısa menzilli “Kassam” ve “Grad” füzelerine karşı ise Demir Kubbe sistemi devrede. ABD Dışişleri Bakanı, Ortadoğu barış görüşmeleri için dün yeniden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Kudüs’te ikinci kez bir araya geldi. İsrail devlet radyosunun haberine göre, yaklaşık 4 saat süren görüşmeye İsrail Adalet Bakanı ve Başmüzakereci Tzipi Livni ile Savuma Bakanı Moşe Yaalon da katıldı. Kerry’nin, Netanyahu ile hafta sonunda en az iki kere daha bir araya gelmesi bekleniyor. ABD Dışişleri Bakanı, dün ikinci kez İsrail’e gitmeden önce Batı Şeria’da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la görüştü. rılçıplak soyularak köpeklerle dolu kafese atıldı. Kim’le erkek kardeşi Kim Jong Çol’un bizzat yönettiği idamda, 300 kadar yetkili de hazır bulundu. Gazete köpeklerin Jang ve yardımcılarından geriye “hiçbir şey bırakmadıklarını” yazdı. Bu işleme “quan jue”, “köpekler tarafından idam” deniyor. Strait Times, Kuzey Kore’nin genç liderinin vahşetini net olarak sergileyen haberin Pekin kontrolündeki gazetede çıkmasını, Çin’in Kim rejimiyle ilişkilerine eskisi gibi bakmadığının işareti olarak değerlendirdi. Yine bir Çin gazetesinde, Kim rejiminin artık Çinlileri tiksindirdiği tarzında ifadeler kullanılmıştı. Jang, Pyongyang ile müttefiki Çin arasındaki kilit bağlantı olarak görülüyordu. Jang’a yönelik “hain” suçlamasının Çin’i hedef aldığı da söyleniyor. Daha önce Jang Song Taek’in yardımcılarının otomatik tanksavar silahlarla öldürüldüğü haberleri gelmişti. Leeds Üniversitesi Modern Kore Sosyolojisi bölümünden Aidan FosterCarter, Independent’a yaptığı açıklamada, köpeklerle idam için “Bu onlar için bile çok aşırı görünüyor” yorumunu yaparken, Güney Kore devlet başkanının kuklasının köpeklere atıldığını anımsattı. Kim Jongun, yeni yıl mesajında 67 yaşındaki eniştesinin idamını “ayrılıkçı pisliğin” tasfiyesi olarak tanımlamıştı. Jang’la beraber, yakın çevresinden en az 8 kişinin daha öldürüldüğü sanılıyor. Alarm zilini erken çalmanın farkı Tekstil işçilerine ateş Adidas, Hennes & Mauritz, Gap, Walmart gibi Batılı firmalara üretim yapan Kamboçyalı işçiler, ayda 160 dolar asgari ücret için eylem yaptı İş işten geçince günah çıkartmak (AP) İstanbul’da Zeydan’la görüştü Erdoğan: Sürece fren Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Libya Başbakanı Ali Zeydan ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Türkiye ile Libya arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirme fırsatı bulduklarını söyledi. Erdoğan, “TürkiyeLibya arasındaki ilişkilerin büyük izler bırakan bağı var. Ama şu anda aşıldı. Libya’nın birliğinin beraberliğini de hazmedemeyenler var. Aynısı bizim için de geçerli. Ülkemizin birliğine beraberliğine de tahammül edemeyenler var. Türkiye’de 100 milyon kapasiteli bir havalimanının olmasını hazmedemeyenler var. Marmaray’a tüp geçide tahammül edemeyenler var. Bu sürece fren yapmak istiyorlar. Ama ne olursa olsun bunları aşacağız” diye konuştu. Erdoğan yerel seçimlerin ardından Libya’ya iadei ziyarette bulunacaklarını da söyledi. Zeydan görüşmeden önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de Çankaya Köşkü’nde bir araya geldi. isteyenler var Dış Haberler Servisi Kamboçya’da, daha iyi ücret ve çalışma koşulları isteyen tekstil işçilerinin protestosunda ateş açan askeri polis, 4 kişiyi öldürdü. Ülke çapındaki grevin ikinci gününde başkan Phnom Penh’in sanayi bölgesinde toplanan binlerce kişi, kendilerini durdurmaya çalışan güvenlik güçlerine şişe, taş, molotofkokteyli attı. Kamboçya Ulusal Kurturuluş Partisi adı altında, son seçimlere hile karıştırıldığı için seçimlerin yenilenmesini isteyen hükümet karşıtlarına katılan işçilere askeri polis, gerçek kurşunla cevap verdi. Polisin göstericilere şiddet uyguladığı endüstri bölgesinde, Adidas, Puma, H&M, Hennes & Mauritz gibi çok sayıda Batılı şirket için tekstil üretiliyor. Önceki gün de şehrin Gap ve Walmart için üretim yapan Yakjin’in bulunduğu bir başka bölgesinde olaylar çıkmıştı. Ülkedeki 500 fabrikada çalışan 350 bin tekstil işçisi aylık 160 dolar asgari ücret istiyor. Thatcher’ın gizli planı MADENCİLERE KARŞI ORDUYU KULLANACAKTI Dış Haberler Servisi İngiliz Guardian gazetesi yeni açıklanan gizli belgelere dayanarak, 1984’te dönemin Başbakanı Margaret Thatcher’ın grev yapan madencilere karşı olağanüstü hal ilan edip orduyu devreye sokmayı planladığını yazdı. Haberde, Thatcher’ın kömür stoklarının taşınması için orduyu kullanmak üzere gizli planlar yaptığı, askeri personel kullanılmasından yana olmayan resmi hükümet politikasına rağmen, 4 bin 500 personel ve 1650 kamyonla günde 100 kiloton kömürü enerji santrallarına taşımayı hedeflediği belirtildi. Gizli belgeler, Thatcher’ın santrallara kömür ulaştırılamamasından ve ülkenin gıda sıkıntısı çekmeye başlamasından korktuğunu gösteriyor. Dış Haberler Servisi Irak’ın Felluce ve Ramadi kentlerinde El Kaide bağlantılı militanlarla, güvenlik güçleri arasında dün de şiddetli çatışmalar yaşandı. Güvenlik güçleriyle işbirliği yapan aşiretlerden oluşan Sahva milislerinin üst düzey liderlerinden Şeyh Ahmed Ebu Rişa, Ramadi’deki çatışmalarda Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) militanı 62 kişinin öldürüldüğünü söyledi. Bölgeden gelen son haberlerde, IŞİD militanlarının, Enbar vilayetinin başkenti Ramadi ve Felluce’nin önemli bir bölümünde denetimi elinde tuttukları bildiriliyor. Çatışmalar geçen pazartesi günü Ramadi’de, hükümet karşıtı Sünnilerin kurduğu kampın polis tarafından yıkılması üzerine başlamış, ardından Felluce’ye sıçramıştı. Felluce’de dün bir de intihar saldırısı düzenlendi. Bir intihar eylemcisi tarafından kullanılan bomba yüklü kamyon, Irak ordusuna ait bir kontrol noktası yakınında infilak etti. Patlamada 5 asker öldü, 7 asker yaralandı. Saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı. ‘İslam demokrasisi olur sandım!’ NSA bütün şifreleri kıracak Dış Haberler Servisi Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) her türlü şifreyi kırabilen bir bilgisayar geliştirmeye çalıştığı, böylece bütün dünyadaki gizli hükümet, bankacılık, iş dünyası ve tıbbi veri kayıtlarına girilebileceği bildiriliyor. Gizli NSA bilgilerini sızdırdıktan sonra kaçarak Rusya’ya sığınan eski NSA çalışanı Edward Snowden’ın sağladığı belgelere göre, 79.7 milyon dolarlık “Zor Hedefleri Ele Geçirme” araştırma programı çerçevesinde, klasik bilgisayarlardan çok daha hızlı çalışabilen “kriptolojik kuantum bilgisayarı” geliştiriliyor. Böylece, bütün dünyada yaygın olarak kullanılan, kullanıcı dışında iletişim bilgileri, eposta, finansal işlemler, hatta devlet sırlarına ulaşmayı önleyen RSA programı da dahil olmak üzere bütün şifre sistemleri kırılabilecek. Snowden’ın sızdırdığı belgelere göre, NSA programı, elektromanyetik enerji sızıntısını önlemek amacıyla metal kutular şeklindeki odalarda yürütülüyor. Snowden’ın sızdırdığı belgelere göre, NSA, Avrupa Birliği ve İsviçre’nin finanse ettiği “kuantum bilgisayarı” projeleriyle yarış halinde. M ısır’ın başkenti Kahire’nin bazı semtleriyle İskenderiye’de İhvan ve devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yandaşlarıyla, polis arasında dün de çatışmalar yaşandı ve 3 kişi hayatını kaybetti. Çatışmaların ana caddelerden, sokaklara doğru yayıldığı, taş atan İhvan yandaşlarına polisin gözyaşartıcı gazla cevap verdiği belirtiliyor. Sina bölgesinde ise ordu konvoyunu hedef alan üç patlamada 4 asker yaralandı. Sina’daki saldırılardan genellikle El Kaide’ye yakın İslamcılar sorumlu tutuluyor. (Fotoğraf: AFP) Irak’ta aşiretler El Kaide’yi vurdu Mısır’da yine çatışma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle