02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ethem Sarısülük’ün katili polis Ahmet Şahbaz’ı yargılayacak mahkeme bulunamıyor 7 Davası ortada kaldı l Aileye ödeme emri ALİCAN ULUDAĞ Uludere’de skandal ceza tebligatı Haber Merkezi Uludere’de yaşamını yitiren 25 yaşındaki Nadir Alma’nın ailesine, Alma’nın 2003 yılında işlediği “kaçakçılık” suçundan verilen 8 bin 403 lira para cezasının tebligatı yapıldı. Uludere Ortasu’da savaş uçaklarının bombalaması sonucu 28 Aralık 2011’de 33 kişi ile birlikte yaşamını yitiren Nadir Alma ile ilgili, Uludere Asliye Ceza Mahkemesi’nin 1 Aralık 2003 tarihinde işlenen “kaçakçılık” suçundan açtığı dava, 11 Haziran 2009’da sonuçlandı. DHA’nın haberine göre, mahkeme, Nadir Alma’nın üzerine atılı suçu işlediğine, üzerinde yakalanan kaçak sigaraların gümrüklenmiş değerinin 3 katı olan 11 bin 205 lira para cezası ile cezalandırılmasına karar verirken paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşullarını göz önüne alıp cezayı “hafif ve kabul edilebilir” şeklinde takdir ederek 8 bin 403 liraya indirdi. Mahkemenin kararı Gülyazı köyündeki Nadir Alma’ya tebliğ edilirken aile kararın bulunduğu tebligatı kaybetti. Nadir Alma’nın 28 Aralık 2011 tarihindeki hava saldırısında ölümünü ardından cezanın düşeceğini sanan aile, geçen hafta Uludere Adliyesi’ne gidince elden teslim edilen ceza tebligatı ile karşılaştı. Adliyeden baba Sadık Alma’ya, Nadir Alma’ya Uludere Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği para cezası kararını içeren “kaçakçılık” cezasıyla ilgili tebligat elden teslim edildi. Aile, ceza tebligatı ile şoke olurken ailelerin avukatlığını yapan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, olayı “Skandal” olarak nitelendirdi. Elçi, “Tebligat usulsüzdür, savcılığın yaptığı işlem yasal hukuka aykırıdır” dedi. Hasan Ferit İstanbul Haber Servisi Gülsuyu’nda uyuşturucu çeteleri tarafından vurularak öldürülen Hasan Ferit Gedik için dün Gülsuyu ve Okmeydanı’nda yürüyüş yapıldı. Gülsuyu’nda toplanan yüzlerce yurttaş da “Çetelere geçit vermeyeceğiz”, “Rantsal dönüşüme hayır” dövizleri açtı, “Hasan Ferit Gedik ölümsüzdür”, “Evime, komşuma, mahalleme dokunma”, “Çeteler vuruyor, devlet koruyor” sloganları attı. Eyleme CHP Milletvekilleri Kadir Gökmen Öğüt, Müslüm Sarı, Celal Dinçer, Maltepe CHP İlçe Başkanı Hasan Solmaz ile ESP, EMEP, ÖDP, Partizan, Uğur Mumcu Furumu gibi demokratik kitle örgütleri de destek verdi. Gülensu Mahallesi Muhtarı Sabri Şakar ve Gülsuyu Daya için yürüdüler nışma Merkezi’nden Yücel Demir çetelerin devlet tarafından yaratıldığını ve destek sağlandığını söyledi. GülsuyuGülensu Mahalle Meclisi adına Enver Delibaş ise çete saldırılarının 2013’ün Mayıs ayından bu yana sürdüğünü belirtti. Çetelere karşı mücadele eden 10 kişinin tutuklandığını anımsatan Delibaş,“Tüm çeteler ve destekçileri tek tek yargılansın, yozlaşmaya karşı mücadele verdikleri için tutuklanan devrimciler serbest bırakılsın. Tüm çetecileri ve saldırılarını görmezden gelen polisin ablukası son bulsun” diyerek talepleri sıraladı. Okmeydanı Sibel Yalçın Parkı’nda da eylem yapıldı. Halk Cephesi’nin çağrısıyla toplanan yüzlerce kişinin eylemini 2 Akrep aracı takip etti. ANKARA Kızılay’da yapılan Gezi eylemleri sırasında Ethem Sarısülük’ün katil zanlısı polis Ahmet Şahbaz’ı yargılayacak mahkeme bir türlü bulunamıyor. Tarafsızlığına gölge düştüğü için davaya bakmak istemeyen Ankara 6. Ağır Mahkemesi’nin, dosyayı gönderdiği Adalet Bakanlığı’ndan henüz bir ses çıkmadı. Davaya bakacak mahkeme belirlenmediği için dosya şu an sürüncemede kaldı, katil zanlısı polis ise “özgürce” geziyor. Sarısülük ailesi ise adalet bekliyor. Davanın avukatlarından Kazım Bayraktar, yaşanan durumu mahkemenin “oyalama taktiği” ve sanık polisi “koruma çabası” olarak nitelendirdi, “Hukuk işlevsiz hale getirildi” dedi. Ethem Sarısülük davasında hukuk, başından bu yana kaplumbağa hızında ilerliyor: Kızılay’da 1 Haziran günü düzenlenen Gezi Parkı eylemine katılan Ethem Sarısülük, polis tarafından açılan ateş sonucu başından aldığı tek kurşun sonucu, günlerce yoğun bakımda kalmış ve yaşam savaşını doğum günü olan 14 Haziran’da kaybetmişti. Ankara Emniyeti, Ethem’i vuran polisin adını savcılığa bir türlü vermemişti. Polis Ahmet Şahbaz, ancak 20 sivil polisin korumasında 24 Haziran günü Ankara Adliyesi’ne getirilmiş ve savcı tarafından tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edilmişti. Mahkeme ise polisi meşru müdafaa gerekçesiyle serbest bırakmıştı. Cinayete ilişkin açılan davanın 23 Eylül günü Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşması olaylı başlamıştı. Sabah henüz taraflardan kimse gelmemişken duruşma salonu, 100’e yakın sivil giyimli çevik kuvvet polisi ile doldurulmuş, sanık Şahbaz da salona peruk ve takma bıyıkla gelmişti. Çıkan arbedenin ardından mahkeme sanığı koruyan bir karar alarak gelecek duruşmada Şahbaz’ın telekonferans yoluyla görev yaptığı Urfa’dan duruşmaya bağlanmasına hükmetmişti. Sarısülük ailesinin avukatlarından Kazım Bayraktar, 2 Aralık’tan bu yana yaşananları “oyalama taktiği” olarak nitelendirdi. 6. Ağır Ceza’nın kanun yararına bozma talebinin usule uygun olmadığını dile getiren Bayraktar, “Üst mahkemenin kararı kesindir. 6. Ağır Ceza’nın kanun yararına bozma talebinde bulunma yetkisi yoktur. Bu çok açıkken dosyanın halen bu kadar süre bekletiliyor olması bir oyalama sürecine gidildiğini gösteriyor” dedi. Sendikacıya dayak iddiası Haber Merkezi Türk EğitimSen Kayseri Şubesi Başkanı ve Turan Derneği Genel Başkanı Ali İhsan Öztürk, trafik polislerinin kendisini dövdüğü iddiasıyla şikâyetçi oldu. Öztürk, 3 kez yeşil ışık yanmasına karşın yolun açılmamasına tepki olarak klakson çaldığını, bunun üzerine polisin “Bakan geçiyor görmüyor musun? Seninle mi uğraşacağız lan” diyerek önce yüzüne biber gazı sıktığını, sonra da tekme tokat dövdüğünü iddia etti. Kızılay Hastanesi acil servisinde tedavi edilen Ali İhsan Öztürk, olayın devamını, “Arabamda çocuklarım da vardı. ‘Polislerden şikâyetçiyim’ diyorum ama kimse gelmiyor. Kimden şikâyetçi olacağımı bilmiyorum. Doktor, raporu Emniyet Müdürlüğü’ne gönderdiğini, kati raporu hastaneden almam gerektiğini söyledi” sözleriyle anlattı. Öztürk, hastaneden çıktıktan sonra Melikgazi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade verdi ve kendisini dövdüğünü söylediği polislerden şikâyetçi oldu. YÜRÜYÜŞ CEZASINA TEPKİ: faşizme Adım adım SELAHATTİN GÖKATALAY Avukat: Oyalama taktiği Okurlardan kısa kısa TV Sayfası Sevgili Güray, Bizim gazetenin TV programı dökülüyor. İki örnek vereyim. 1 24 Ocak tarihli gazetede Kanal D’ye baktığında 20.30’da “GalatasarayAjax” maçı diyor. Oysa maç iki hafta önce oynandı. Bizim internet sitesi dahil, öteki gazeteler “Yalancı Dünya” diyor. 2. Genelde olduğu gibi ATV, Star, Show’a bugün de yer verilmemiş. Bilgine ve ilgine… Kolay gelsin… Özgen Acar ‘Onlar Ortak, Biz Pazar’ Nilgün Cerrahoğlu’nun 23.01.2014 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki “Brüksel’de Riya Yarışı” başlıklı yazısının son paragrafının ilk cümlesini aşağıda bilgilerinize sunuyorum. “Elli yıl önceki ortaklık anlaşması yıllarında hani ‘onlar ortak, biz pazar!’ diye bir tekerleme vardı.” Öncelikle “onlar ortak, biz pazar!” sözü bir tekerleme değil, 1968 kuşağının görüşlerini özlü bir biçimde tanımlayan deyişi, yani sloganıydı. Tekerleme ise “basma kalıp söz” veya masalların başında kullanılan “bir varmış, bir yokmuş” şeklindeki uyaklı sözlerdir. Yaşı müsait olanlar 1968 yılında İTÜ Gümüşsuyu binasının önünden geçtiyse “Onlar ortak, biz pazar!” sloganını büyük bir bez afişin üzerinde görmüş olmalılar. Saygılarımla. Mehmet Şen Eleştirilere Yanıt Hakkı Okurlarımızdan gelen eleştiriler daha iyi bir gazete, daha iyi haber, daha iyi yorum amaçlarına büyük katkılarda bulunuyor. Gelen eleştirileri ilgili arkadaşlara iletiyorum. Bir bölümüne ise bu köşede yer veriyorum. Bu arada gelen eleştirilerde kimi zaman hakkaniyet ölçülerinin dışına çıkıldığı da bir gerçektir. Hem eleştirilerde hem yanıtlarda daha saygılı bir dilin kullanılmasında büyük yarar var. Eleştiri, tanımı gereği içeriği ile zaten keskindir. Bunu bir polemik havasında sunmaya ise gerek duyulmamalı. Bugün karikatüristimiz Semih Poroy’un, karikatüristlerimizi siyasal ve güncel olmamakla eleştiren okurumuza yanıtına yer veriyorum. İkinci bir konu; Okur Temsilcisi’ne gönderilen makaleler, kısa ya da uzun yazılar. Bu köşe yalnızca eleştiri ve dileklerle ilgili bir köşedir. Okurlarımız yazılarını, makalelerini posta@cumhuriyet. com.tr adresine göndermelidirler. Okurlarımıza ve Cumhuriyet çalışanlarına iyi bir hafta diliyorum. Stent Nereye Takılır? “Eski başsavcı vekili kalp krizi geçirdi” haber başlığı altında “Savcı Şafak’ın kalbine stent takıldı” yazılmış (23.01.2014 tarihli gazetenin 4. sayfası). Bildiğiniz üzere “stent” kalbe değil, damara takılır. Selamlar. Ali Durmaz Sevgili Güray, köşende, okurumuz Sn. Aziz Naci Doğan’ın, “… bant çizerlerimiz güncel (ve yakıcı) siyasal temalardan ısrarla uzak duruyorlar…” türünden bir eleştiri yöneltmiş olduğunu gördüm. Sen de bilirsin; dünyada, basını ilerlemiş ülkelerde bantkarikatürler siyasal konuları işlemezler. Politika konulu karikatürler, gazetelerin editoryal konuları işleyen çizerleri tarafından yapılır. Bizde Musa Kart ve Zafer Temoçin gibi… Bantkarikatürler hemen tümüyle, gazete sayfalarını ve okuru soluklandırmak işlevi görür. Buna karşın, Cumhuriyet’in bant çizerleri genel eğilimin dışında, köşelerinde başından beri siyasal konulara sıklıkla yer vermektedirler. Ünlü bir söz vardır; “Mizah, dünyayı gülünç olmaktan kurtarır” derler. Karikatür de bana kalırsa, boğazına kadar siyasete batmış gazeteleri gülünç olmaktan kurtarıyor. Bu arada, okurun sözündeki “ısrarla” sözünü hiç tartışmayayım. Sn. Doğan’ın, ayrıca “siyasal karikatür” talep ederken deneyimlerimden yola çıkarak ve bir çizer içgüdüsüyle “kendi siyasal çizgisinde” karikatürler istiyor olabileceğini algıladım. Gazete çizerine karikatür sipariş etmek, karikatürü mahkemeye vermek kertesinde yersiz bir yaklaşımdır. Eleştiri, içi dolu olduğunda eleştiri olabiliyor. Semih Poroy İngiltere mi, Büyük Britanya mı? Karikatür Sipariş Etmeyelim Okur Temsilcisinin notu: Sayın Şen, Cumhuriyet gazetesinin köşe yazarları farklı görüşleri savunmakta özgürdürler. AB’yi desteklemek ya da tam tersi bu gazetede savunulabilir. Tekerleme’yi de bir üslup öğesi olarak kullanmakta hiçbir sakınca yok. Bu arada ben ABTürkiye ilişkilerinde AB üyeliğinin bir yararı olmadığına inananlardanım. “Onlar ortak, biz pazar” sloganını üzerimize geçirdiğimiz çuvaldan elbiselerle İzmit’ten İstanbul’a yürüyerek yaptığımız eylemle kalıcılaştırmıştık. Ama bu bize, size Nilgün Cerrahoğlu’nun farklı bir görüşü savunmasına ve bu sloganı tekerleme olarak nitelemesine karşı çıkma hakkı vermez. MALATYA Malatya’da son dönemlerde demokratik kitle örgütleri tarafından gerçekleştirilen yürüyüş ve basın açıklamalarının ardından, yürüyüşe katılan kişilere “Trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerde bulunma” suçundan 77’şer lira ceza kesilmesi tepkilere neden oldu. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, cezaların hem düşünce ve ifade özgürlüğüne vurulan darbe olduğunu hem de Emniyet’teki fişlemenin kanıtı olduğunu belirtti. 17 Aralık operasyonunun ardından dikkat çekici gelişmeler yaşandığını kaydeden Ağbaba, Malatya’da 19 Aralık 2013 tarihinde KESK üyelerinin eşit bütçe talebi için yaptığı yürüyüşe katılanlara, 29 Aralık 2013 tarihinde İnsan Hakları Derneği üyelerinin katıldığı UludereRoboski katliamını anma etkinliğine katılanlara 77 liralık ceza makbuzları gönderildiğini belirtti. Ağbaba, 18 Ocak 2014’te Hrant Dink’i anma etkinliğine katılan demokratik kitle örgütü temsilcilerine de aynı ceza makbuzunun gönderilmesinin beklendiğini ifade etti. Kesilen cezaların en demokratik haklardan biri olan yürüyüş hakkını, düşünce ve ifade özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik bir uygulama olduğunu söyleyen Ağbaba, bu cezaların AKP’nin Türkiye’yi adım adım faşizme taşıdığının kanıtı olduğunu belirtti. Halkevleri’nde kürsü Gezi’nin İstanbul Haber Servisi İstanbul Halkevi 8. Olağan Genel Kurulu Toplantısı, “Yalanın, talanın, hırsızlığın, zorbalığın karşısında halk var” söylemiyle gerçekleştirildi. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde gerçekleştirilen genel kurul, Gezi Direnişi’nde öldürülenler ile Hasan Ferit Gedik’e saygı duruşu ile başladı. Divan Başkanlığı’na oy birliğiyle Doğan Halis seçildi. İstanbul Halkevi Başkanı Özge Ozan toplantıda kürsünün “demokrasi kürsüsü” olduğunu belirterek “Bu kürsü gericiliğin ve zorbalığın karşısında mücadelenin, özgürlüğü elinden alınmak istenenlerin, haziran direnişçilerinin ortak kürsüsüdür” dedi. Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay “Yolsuzluğa, haksızlığa, yalana, talana karşıdır bizim derdimiz” diye konuştu. Genel kurul toplantısına SODEV Genel Başkanı Erol Kızılelma, Prof.Dr. Beyza Üstün ve çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. İzmir’de Müzik Etkinlikleri Sayın Öz, AASSM’de hemen her gün bir etkinlik var ve özellikle İDSO’nun Cuma konserleri, her hafta dünya çapında değerli sanatçılar ve orkestramızdan nefis dinletiler gerçekleştirir. Ertesi gün bu güzel anıyı paylaşma isteği duyarız. Bir zamanlar gazetemizde Sevgili Ö. Kütahyalı, İzmir’deki müzik etkinlikleriyle ilgili izlenimlerini, kritiğini yazardı. Buna benzer bir yazı şimdilerde de olmalı, ısrarla bunu bekliyoruz, saygıyla... Gülçin Peker Merhaba, değindiğim konuya benzer bir yazıyı 10 ay önce de yazmıştım; umarım tekrarı sizi sıkmaz. 21 Ocak 2014 (sayfa 12) “İngiltere Maliye Bakanı William Hague...” 22 Ocak 2014 (son sayfa, iki ayrı haber) “İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth... Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair...” Geçen hafta da Prof. Dr. Erinç Yeldan, I. Dünya Savaşı’yla ilgili yazısında “İngiltere İmparatorluğu...” diye yazdı. Bu haber ve bilgilerin hepsinde İngiltere yerine Britanya yazılmalıydı. Cumhuriyet gazetemizin genel kültür açısından da okuyucularına en doğrusunu vermesi gerekiyor. Saygılarımla. A. Tarık Emre Okur temsilcisinin notu: Büyük Britanya yerine İngiltere’nin kullanılması artık yaygınlaşmış durumda. İki nedeni var: Birincisi; yaygın kullanım nedeniyle galat haline gelmesidir. İkincisi; artık Büyük Britanya denilmesini haklı gösterecek bir imparatorluktan söz edilememesidir. Kuşkusuz Büyük Britanya denildiğinde de daha doğru bir kullanım seçilmiş olur. TİP’li Atalay anıldı MEHMET MENEKŞE AMASYA Amasya’da evinin önünde katledilerek faili meçhul cinayete kurban giden Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Yönetim Kurulu 1. yedek üyesi ve Amasya İl Başkanı Şerafettin Atalay ölümünün 43. yıldönümünde anıldı. Memüdede Mezarlığı’nda mezarı başındaki anma etkinliğine eski TÖS Başkanı Ali Şimşek, eski TİP Amasya İl Başkanı Abidin Koç, Atalay’ın kardeşleri Mustafa, Yavuz, Abdurahman Atalay, TİP Üsküdar İlçe Başkanı Kemal Bilginer, Milletvekillerini İzleme Komitesi Türkiye Temsilcisi Mustafa Durna, Eğitim Sen Amasya Şubesi Başkanı Cumhur Koca ve dostları katıldı. Anmada Behice Boran’ın 1977’deki mesajı okundu. Atalay’ın avukat yeğeni Şerafettin Can Atalay, “Atalay özgürlük mücadelesinin kök salmasından korkanlarca katledildi” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle