Katalog

SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 2014 PAZARTESİ 4 HABERLER TÜBİTAK’ın sahte CD raporunu değerlendiren Kılıçdaroğlu ‘Balyoz’un yeniden açılması gerekir’ dedi ‘O dava artık çöktü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TÜBİTAK’ın Balyoz davasının dayanağını oluşturan 5 No’lu CD’ye sahte veri yüklendiğinin belgelenmesinin ardından bu davaların yeniden görülmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Davanın yeniden açılması gerekir. ÖYM’ler kaldırılmalı ve bu mahkemelerde görülen davalar normal mahkemelerde görüşülmeli” dedi. Kılıçdaroğlu, eski Başbakan Bülent Ecevit’in adının verildiği “Bülent Ecevit Siyaset Okulu”nun açılışını gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu, açılışın ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in HSYK ile ilgili anayasa değişikliği çağrısının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, daha önce Meclis’te kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu masasından AKP’nin kalktığına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, “AKP gelmemesine karşın, üç siyasal partinin temsilcileri uzlaşma komisyonunu sürdürmek istedi. Üç kez gittiler. Ne Sayın Çiçek ne de AKP milletvekilleri gelmedi. Dolayısıyla bu uzlaşma komisyonu sona erdi. Ama yeni bir uzlaşma komisyonu oluşturmak isterse Sayın Çiçek, bunu anlayışla karşılarız ve arkadaşlarımızı görevlendiririz” dedi. Kılıçdaroğlu, 5 No’lu harddisk’e sahte veri yüklendiğini ortaya koyan TÜBİTAK raporunun ardından “yeniden yargılama” tartışmasının başladığının anımFotoğraflar: DHAAA Kılıçdaroğlu, siyaset okulu önüne yerleştirilen ve şair Ahmed Arif’in oğlu Filinta Önal tarafından yapılan Bülent Ecevit heykelinin açılışını yaptı. Bilmek mi İnanmak mı? İnsan, bildiğine mi inanır? İnandığını mı bilir? Bilmek ile inanmak, birbirinden farklı zihinsel işlemler midir? Evet, bu ikisi, birbirinden farklı zihinsel işlemlerdir. Bilmek; merak etmekle başlar, sorularla devam eder, tarafsız gözlemlerle nedenleri araştırır, bulguları kabul eder, ulaştığı sonuca göre karara varır. Nedenden sonuca gider. İnanmak; inanç sistemini kabul etmekle başlar, sisteme taraf olarak kabul eder, nedenleri sorgulamaz, sunulan sonuçları doğru kabul ederek algılarını ona uyarlar. Sonuçtan nedene gider. Onun içindir ki, “bilmek” alanında yaşayanlarla her şeyi tartışabilirsiniz. “İnanmak” alanında yaşayanlarla hiçbir şeyi tartışamazsınız. “Bilmek”; son kabule dayanır. “İnanmak”; ön kabule dayanır. HHH Ülkemizdeki son yaşananlara bakalım. Şu yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ortaya çıkanlar konusunda farklı yorumlar neden ortaya çıkıyor? “Bilmek” şöyle düşünüyor: Soruşturmada ortaya çıkanlar belli. Paralar bulunuyor, yapılanlar saptanmış, sanıklar izlenmiş. Olay bakanlara kadar uzandığına göre çok önemli, soruşturma genişletilmeli, bu arada hükümet istifa etmeli. Soruşturma tarafsızlıkla sürdürülmeli. “İnanmak” olaya şöyle bakıyor: Dur bakalım, neler oluyor? Hükümet ne diyor? Gördün mü, komploymuş. Dış güçler, şunlar bunlar. Bak bak, paralel devletmiş. Savcılar da işin içindeymiş, polisler de. Hem paralar camiye bağışmış, imamhatip okulu içinmiş. Komplo işte. “Bilmek” ile “inanmak” arasındaki fark bu denli büyüktür. Sınırda durdurulan TIR’lar konusuna bakış nasıl da farklı. “Bilmek” şunu söyler; elbette durdurulsun aransın. Söylendiği gibi yardım malzemesi ise sorun yok. Bakılır, anlaşılır, yola devam edilir. Ama aranmasına böyle şiddetle karşı çıkıldığına göre savaş malzemesi taşıması olasılığı yüksektir. “İnanmak” şöyle yorumlar; yetkililer yardım malzemesi diyorsa öyledir. Sen kimsin de TIR’ları durduruyorsun? Demek ki hükümete karşı bir kastın var. Hem savcı Başbakan’dan izin almadan nasıl emir verir? HHH Ortaya atılan ‘“paralel devlet” konusuna gelelim. Başbakan devletin içine sızan, devlet yetkilerine ortak olan, yargı sisteminde etkin (yargıçlar, savcılar), yürütme sisteminde etkin (Emniyet güçleri, istihbarat vb.) bir örgütlenmeden “paralel devlet” olarak söz etti. Bu örgüt için ağır ifadeler kullanıldı, çete gibi, Haşhaşiler gibi. Bu olaya nasıl bakılıyor? “Bilmek”; bu paralel yapı, sizin AKP iktidarı olarak başından beri ortağınız değil miydi? Bunu bilmiyor muydunuz? İşbirliği yapmadınız mı? Ne zaman ki bu ortak sizin işlerinize karıştı, şimdi onu kötülüyor, polisi de yargıyı da emrinize almak istiyorsunuz. Bu arada soruşturmayı da karartıyorsunuz. “İnanmak”; gördün mü? Neler oluyor? Hükümetin başarısı engelleniyor. Ne demekmiş, devlet içinde devlet olmak? Elbette her şey yapılacak, polisler de dağıtılacak, savcılar da yargıçlar da Adalet Bakanı’nın yetkisi içine alınacak, böyle şey mi olur? İşte, “bilmek” ile “inanmak” arasındaki yorum farkı, değerlendirme farkı, buna dayanan tutum farkı bu denli büyüktür. Şimdi bu fark, sandığa girecektir. Bu fark sandıktan çıkacaktır. Siz de “demokrasi budur” sanacaksınız. “Bilmek”; elbette demokrasi bu değildir. Demokrasi sandıktan ibaret değil, güçler ayrılığına dayalı, yurttaşların engelsiz akıl ve özgür iradelerine dayalı bir yönetim sistemidir. Bizde olan açıkça otokrasidir. “İnanmak”; sandık her şeydir. Sandıktan çıkan iktidar onu seçenlere dayanarak her şeyi yapabilir. Astığı astıktır, kestiği kestiktir. Beğenmeyenin gücü varsa sandıkta gösterir, o kadar. Karşı çıkan da yumruğu yer. Durum budur. Ne durumda olduğumuzu bilerek çalışalım. Geleceği belirleyecek olan seçimlerdir. ‘Temiz siyaseti Ecevit’ten öğrendik’ Açılışa Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit de katıldı. Eski genel merkez binasının dönüştürüldüğü “Bülent Ecevit Siyaset Okulu”nun açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, parti okuluna Ecevit isminin verilmesinin ayrı bir önemi olduğunu ifade etti. Kılçdaroğlu, “Onun ismini parti okulumuza vererek kısmen de olsa görevimizi yerine getiriyoruz diye düşünüyorum. Bu topluma temiz siyasetin, mütevazılığın, kendi malını kullanmanın önemini Bülent Ecevit öğretti. Temiz toplum, temiz siyaset bizim en temel felsefemiz olacaktır” dedi. satılması üzerine şunları söyledi: “Son derece önemli. Defalarca bu delillerin sahte olduğunu, üretildiğini, ısrarla ve ısrarla dile getirdik. Gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında pek çok uzman bu delillerin üretildiğini ifade etti. Ama hiç kimse dinlemedi. TÜBİTAK yeni bir rapor vermiş, davanın çöktü ğünü gösteriyor bu. O sahte delillerle masum insanların mahkum edildiğini gösteriyor. Davanın tabii yeniden açılması gerekiyor. Biz öteden beri şunu savunduk; özel yetkili mahkemeler kaldırılmalı ve bu mahkemelerde görülen davalar normal mahkemelerde yeniden görüşülmeli.” İBB BAŞKAN ADAYI ÖNDER: Başbakan, CHP’nin Baykal zamanında hazırladığı Sarıgül dosyasını gösterdi Erdoğan eski dosyaya sarıldı MUSTAFA DEMİR YENİDEN ADAY Hançerin sapı CHP demiri AKP SİBEL BAHÇETEPE Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) başkan adayı Sırrı Süreyya Önder, CHP İBB başkan adayı Mustafa Sarıgül’e yüklenerek “Kürtler bana oy verecek diyor. Herhalde burayı görmedi. Ya sayı saymayı bilmiyor ya dayak yemedi. Bu neoliberal sistem bir hançerse sapı CHP, demiri AKP’dir. Bu asfalt belediyeciliğine son vereceğiz” dedi. HDP İstanbul İl Örgütü, HDP’nin İBB başkan adayı Önder ile eşbaşkan adayı sanatçı Pınar Aydınlar’ın katılımıyla dün Şişli Camisi önünde miting düzenledi. İlçe belediyeleri eşbaşkanlarının da tanıtıldığı mitingde Abdullah Öcalan’ın posterleri açıldı. Önder, Gezi Direnişi’nde ölenlerin sorumlusunun İBB Başkanı Kadir Topbaş olduğunu söyledi. Önder, “Yolsuzlukların miktarını bilmek istiyorsanız kutulara bakmayın, kendi yoksullaşmanıza bakın” diye konuştu. Aydınlar da “Barış derken Roboskili ailelere yapılan baskınlar affedilemez” dedi. Başbakan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda gözaltına alınıp sonra adli kontrol uygulanarak serbest bırakılan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’i yeniden aday gösterdi. Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara yeniden aday gösterilmezken Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Hilmi Türkmen’in adaylığına karar verildi. Küçükçekmece’de 2 dönemdir belediye başkanlığı yürüten Aziz Yeniay’ın yerine Temel Karadeniz, Eyüp’te İl Genel Meclisi Üyesi Remzi Aydın, Gaziosmanpaşa’da Hasan Tahsin Usta yeni adaylar olarak belirlendi. Sarıgül, Başbakan’ın iddialarını anında yanıtladı ‘Bataklıklarına beni çekemezler’ ALİ AÇAR Fotoğraf: UĞUR DEMİR İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul ilçe belediye başkan adaylarnı tanıtım toplantısını şova dönüştürdü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “CHP Genel Müdürü” diye söz eden Erdoğan, “CHP’nin ananasçı örgütle ittifakı da aklı selim değildir. Bir tehdit varsa, şantaj varsa bilelim” dedi. Erdoğan dün, Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen AKP’nin İstanbul ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısına katıldı. Erdoğan, CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Mustafa Sarıgül ile ilgili açıklayacağını söylediği belgeyi göstererek CHP’nin Şişli Belediyesi’ne ilişkin hazırladığı 57 sayfalık rapor olduğunu söyledi. Erdoğan “Bakın burada Mustafa Sarıgül yolsuzluk dosyası diyor. Ben demiyorum, Kılıçdaroğlu’nun kendisi diyor” diye konuştu. Fethullah Gülen’e ait olduğu öne sürülen telefon görüşmelerinde elmas alışverişine ilişkin “ananas” şifresi kullanılmasına gönderme yapan Erdoğan, “CHP’nin ananasçı örgütle ittifakı da aklı selim değildir. Bir tehdit varsa, şantaj varsa bilelim. Eğer tehdit, şantaj yoksa kendi kendilerine bu ittifakları yapıyorlarsa CHP seçmenine çok yazık ediyorlar” diye konuştu. Erdoğan şöyle devam etti: “17 Aralık’tan bugüne kadar malum örgüt sürekli yolsuzluk ittifaklarını dile getiriyorlar, yargı ve emniyetteki atılımlarımızı eleştiriyorlar. Medya, TÜSAİD bunu yapıyor, siyasi partiler bunu yapıyor. Ananası da görmüyorlar. Gazetelerinde benim eşime ananas ikram ettiğimi gösteriyorlar. Ben böyle bir görüntü vermişsem benimki doğal ananastır ama sizin ananasınız ihaledir aradaki fark bu. Rafineri paslaşmasıdır bunlar. Medyaya, iş dünyasına sesleniyorum. Bugün bize yapılan, yarın size yapılacak. Nitekim yapılıyor da. Sadece bu örgütle değil, bu örgütü maşa gibi kullananlarla da mücadele edeceğiz.” Erdoğan, isim vermeden CHP ile Gülen cemaatinin bağlantısı olduğunu ima ederek “Bizim MİT’imizi tehdit eden hangi zihniyet? CHP. Paralel devlet yargısıyla, bunun yanında güvenlik gücünün bir kısmıyla bağlantı kuruyor. Bu bağlantıyla MİT’in araçlarına el koymak istediler” diye konuştu. Kılıçdaroğlu’ndan “CHP Genel Müdürü” diye söz eden Erdoğan, TIR olayına ilişkin şunları söyledi: “Bu genel müdür ne dedi, silah taşıyorlar dedi. Bu genel müdür hakkında yasal işlem yapacağız. MİT’e silah kaçakçısı demek senin ne haddine. Sen önce siyaseti öğret, sen hâlâ SGK’de yaptığın yolsuzluklarla yola devam ediyorsun.” ‘Benimkisi doğal ananas’ GÜRBÜZ ÇAPAN ÜYE YAPTI İstanbul Haber Servisi Seçim çalışmalarını sürdüren Esenyurt Kurucu Belediye Başkanı ve CHP Esenyurt Belediye Başkan adayı Dr. Gürbüz Çapan, 600 AKP’liyi CHP’ye üye yaptı. Esenyurt Kıraç’ta törenle CHP’ye katılan AKP’lilere rozetlerini CHP Esenyurt İlçe Başkanı Alaettin Erbaş ve Çapan taktı. Sloganlarla konuşmaya davet edilen Çapan CHP’yi tekrar Kürtler ile buluşturacaklarını söyledi. Kendisi ve partisi hakkında iftira kampanyaları düzenlendiğini belirten Çapan, “Bana yardım edin, AKP’yi buradan temizleyelim” dedi. 600 AKP’li artık CHP’li CHP Şişli Belediye Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Mustafa Sarıgül, Başbakan’ın, hakkında yolsuzluk yaptığı iddialarına yaptığı açıklamada “Sarıgül’ü kendi bataklıklarına çekmeye çalışıyorlar ama yok öyle yağma. Kara propaganda kaybedenlerin oyunudur. İftira ve karalamalar ile büyük yürüyüşümüzü durduramayacaksınız. Kaybetmenin telaşı sağduyunun önüne geçmiştir” dedi. Sarıgül ve İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, dün Kocamustafapaşa Meydanı’nda büyük kalabalığa seslendi. AKP’nin kendisi hakkında perde arkasında birileriyle işbirliği içinde tezgâh kurduğunu belirten Sarıgül, “Onlar istiyor ki Sarıgül kavga etsin. Yok öyle yağma. Artık gündemi onlar tayin etmiyor, bizi bekliyorlar” dedi. AKP’nin kendisini ve çevresini dinlettiğini kaydeden Sarıgül, “Şu anda saat 15.45 ve 50. saniyenin içindeyiz. Mustafa Sarıgül ile ilgili en ufak bir açılmış dava ve soruşturma yok. 15 saniye sonra ne olacağı belli değil. Siyasi iktidarın Sarıgül’ü hukuk ‘Dinlettiğinin belgeleri elimde’ suz dinlettiğinin belgeleri elimde. Ama bir şey çıkaramayacaklar” dedi. Başbakan’ın Sarıgül ile ilgili olarak Şişli Belediyesi’ne ait araştırma komisyonunun raporunu açıklaması üzerine ise Sarıgül Twitter hesabından, “Kaybetmenin telaşı sağduyunun önüne geçmiştir. Kara propaganda kaybedenlerin oyunudur. İftira ve karalamalar ile büyük yürüyüşümüzü durduramayacaksınız” diye yanıt verdi. İstanbul’u 20 yıldır aynı anlayışın yönettiğini belirten Sarıgül, “Fakat Kadir Abi alınmasın. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanını arıyoruz ve göremiyoruz. İstanbul’da bugün başka bir konuşmam vardı ama o dosyada bekliyor. O konuşmayı ben siyasi adabım, Ali Topuz’dan, Aytekin Kotil’den almış olduğumu siyasi terbiyem gereğim o konuşmayı bugün yapmıyorum. Ama bir gün genel başkanımız Kılıçdaroğlu, ‘Sarıgül o konuşmayı yap’ derse o konuşmada öyle cevaplar var ki ama ben belediye başkanı adayıyım. Nezaketimi, zarafetimi, kampanyada söz verdim, kötüleme yapmayacağım. Projelerimi açıklayacağım” dedi. ‘Yasal işlem yapacağız’ DİYARBAKIR (DHA) Suriye’nin Rojava bölgesinde Kürtlerin özerklik ilan etmesi Güneydoğu’da düzenlenen etkinliklerle kutlandı. BDP tarafından Diyarbakır’da düzenlenen yürüyüşte pankart krizi yaşandı. Öcalan’ın İmralı adasında çekilen son fotoğrafının yer aldığı bir pankartın açılması üzerine BDP’liler ile polis arasında yaşanan kısa süreli gerilimin ardından posterin indirilmesiyle yürüyüş devam etti. Hakkari’de düzenlenen kutlamalara yaklaşık 5 bin kişi katıldı. ‘Özerklik’ kutlamaları Tunceli’de birahane gerginliği TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’de önceki akşam saatlerinde belediye binası önünde bir araya gelen yüzü maskeli bir grup, Hürriyet Caddesi’nde kadın garson çalıştıran birahane önünde toplanarak binanın camlarını taş atarak kırdı. Mekân sahipleri daha sonra pencereye çıkarak gruba tepki gösterdi. Grup ile mekân sahiplerinin tartışmasının ardından ikinci kez birahaneye saldıran grup, çevik kuvvet ve TOMA’nın gelmesi ile ara sokaklara kaçtı.