28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 yediği darbe ile bir gecede aklının başına geldiğini ve “demokratlaştığını” düşünüyorsanız size sadece iyi uykular denilebilir. HHH Bundan sonrası ile ilgili güçlü senaryolarda otoriter bir yönetimin tümüyle etkisine girme tehdidi altında bir Türkiye görünüyor. “HSYK’yi yanlışlıkla Cemaat’e vermişiz” bahanesi ile yargıyı kendine bağlamanın, böylece otoriter yönetimde bir adım daha ileri gitmenin hesabını yapan iktidar partisinin Türkiye’yi ne hale getirdiğini görmek istiyorsanız, hapisteki gazetecilere, medyanın durumuna, yeni sansür planlarına, sokağa çıkmanın, gösteri yapmanın fiilen yasaklanmasına, deneyenin her türlü yöntemle bastırılmasına, fişlenmesine, öldürülmesine, gözlerinin kör edilmesine bakın. Bakın ve bunları kimin yaptığını sorun kendinize. HHH Şimdi önümüzdeki seçimlerde güçten düşme olasılığına karşı iktidarın her türlü yönteme başvuracağı da söyleniyor. Sıkıyönetime benzer yöntemlerin bile gündeme gelebileceğinden söz ediliyor. Ne gerek var. Siz şimdiki uygulamalara bakın; Taksim Meydanı’na çıkın, orada bir polis devletinin görüntülerini fotoğraflayan turistleri göreceksiniz. Biraz daha ileri gidin, sokak aralarında çevik kuvvet ekiplerinin beklediğini de fark edeceksiniz. Bugün sivil bir darbenin yöntemleriyle, hem yandaşlık yaygınlaştırılarak, hem muhalif medyanın haber alma hakkı engellenerek, sosyal medyaya açık sansür uygulanarak, yenileri planlanarak yapılan da bu değil mi? “Sivil darbe mi olurmuş” diyenler bunları görmüyor mu? Görüyorlar kuşkusuz ama bu iktidara verdikleri desteğin yüzlerine vurulması onları rahatsız ediyor. Şimdi günah çıkartmak yerine “karşısında Cemaat var” bahanesiyle iktidara destek olmanın hesabındalar. Başbakan Erdoğan’ın bir çift lafı yetiyor onlara. Peki, size de yetiyor mu? Bir çift söz de sapı samana karıştıran, AKP’ye karşı çıkmanın Cemaat destekçiliği olacağı saçmalığı ile sağa sola çamur atanlara, cümle âlemi Cemaatçi ilan edenlere söylemeli. Sizin aklınız havsalanız ikisinin birbirinden ayrılamayacağını kavrayamıyor mu? Dar düşünceli olduğunuzu bilirdik de bu kadarını beklemezdik doğrusu. Öyle misiniz gerçekten? DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin öncülüğünde on binler yolsuzlukların hesabını sordu ‘Bu pisliği halk MUSTAFA ÇAKIR temizleyecek’ ANKARA On binlerce yurttaş Ankara’da yolsuzlukları protesto etti. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin yaptığı eylem kapsamında sabah saatlerinde gar önünde toplanan yurttaşlar, sloganlar eşliğinde Sıhhıye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. “Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Bu pisliği halk temizleyecek” ana pankartını açan emekçilere, CHP Genel Başkan Yardımcı Nihat Matkap ile Mahmut Tanal, Süleyman Çelebi, İlhan Cihaner, Müslim Sarı’nın da aralarında bulunduğu CHP’li milletvekilleri de destek verdi. DİSK, “Kıdem tazminatını yedirmedik, memleketi de yedirmeyeceğiz” pankartı açtı. KESK’liler “Hırsız var” diye bağırarak hükümeti ve yolsuzlukları protesto etti. “Hükümet istifa” sloganlarının da atıldığı yürüyüş sırasında bir katılımcı, Başbakan’ın dolar üzerine basılmış fotoğrafı ile üzerinde “götür kundura” yazan ayakkabı kutusu taşıdı. Ayakkabı kutularının içinde sahte dolarların yer aldığı gözlendi. Roboski’de yaşamını yitirenlerin yakınları, üzerlerinde ölenlerin isimlerinin yer aldığı kefenler giyerek mitinge katıldı. KESK Genel Başkanı Lami Özgen, AKP’nin bir yan AKP’den Demokrat Yaratmak Diyorlar ki, ortada seçimle gelmiş meşru bir yönetim, bir iktidar var. Üstelik bu iktidar Cemaat’in saldırısı altında. Bu saldırıyı akim kılmak, savuşturmak için oturup beklesin mi? Cemaat’in örgütlendiği yargıyı dağıtmasın da ne yapsın bu mağdur iktidar. Bir kalemde bu kadar yalanın, yanlışın bir arada söylendiği az görülmüştür. Seçimle gelmiş bu iktidarın, koalisyon ortağı, becerikli tetikçisi (artık ne derseniz) ile birlikte ülkeyi ne hale getirdiğini görmeden iktidarın meşruluğunu, meşruiyetin başka öğelerini tartışmadan gündemdeki hiçbir konuya giriş yapamazsınız. Cemaat’le olan kavgasının iktidara var olan azıcık demokratik hakkı hukuku yok etme yetkisi verdiğini, “başka çare kalmadığını” gözümüzün içine baka baka söyleyenler nasıl bir Türkiye istediklerini de söylemiş oluyorlar böylece. HHH AKP iktidarının Türkiye’de “Cemaat saldırıyor, elim kolum bağlı duramam” bahanesi ile giriştiği işlere bakın, memleketin geleceğini de göreceksiniz. Aslında geleceği görmek için bugününe bakmak da yeterli olacaktır. “Cemaat’in her türlü hukuksuz işlemin sebebi, uygulayıcısı olduğunu” söyleyen iktidar partisi, yapılanların ortağı, dahası icracısı, büyük planlayıcısı olduğunu unutuvermemizi istiyor. Unutabilir miyiz? Unut gitsin, şimdi bak TV kanallarında Erdoğan’ın ne kadar demokrat olduğu konuşuluyor. Bak “ne kadar çok insan günahsız yere içeride” demiş Başbakan. O suçsuz günahsız insanları kim hapsetti, içerde kim tutuyor peki? Kim engelliyor onların özgür bırakılmalarını, kim ölümcül hasta Hilmioğlu’nun salıverilmesini önlüyor? Bir gecede yüzlerce polisi, bürokratı hallaç pamuğu gibi atmaya gücü yeten, HSYK’yi, Yargıtay’ı, Danıştay’ı tüm yargıyı, kendine, bakana, başbakana bağlamaya niyetlenen ve bunu yapacak güce sahip olan kim? Siz eğer Erdoğan’ın Cemaat’ten ‘Buraya kadar’ Sabah gar önünde toplanan yurttaşlar, Sıhhıye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. “Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Bu pisliği halk temizleyecek” ana pankartını açan emekçiler “Çal çal nereye kadar, bitti buraya kadar; hırsızlar halka hesap verecek” sloganları attı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) dan yolsuzluk dosyalarını gizlemeye, bir yandan da faşizmi tahkim etmeye çalıştığını belirterek, “Hâlâ bizim çocuklarımız ölürken onların çocukları kutu kutu, kasa kasa, gemi gemi çalıp çırpıyorlar” dedi. DİSK Ge nel Başkanı Kani Beko, bu pisliği halkın temizleyeceğini söyledi. Beko, “Kavgamız ise bizden çalınanları geri almak kavgasıdır” dedi. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, iktidarı paylaşanların “kim daha çok yiyecek derdi” ile birbirlerine girdiklerini söyledi. TTB Başkanı Özdemir Aktan halkın bu yaşananları hak etmediğini belirterek “Bu ülke Gezi ile nasıl mücadele edeceğini de herkese gösterdi” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, rotası Suriye olan Çinli şirkete ait kargo uçağını Türkiye hava sahasına girdiğinde içinde silah olabileceği şüphesiyle inişe zorladı. Türk hava Kuvvetleri’ne ait F16 savaş uçaklarının eşlik ettiği uçak Esenboğa Havalimanı’a indirildi. Yapılan aramada uçağın silah ve mühimmat taşımadığı, uçakta sadece çok sayıda battaniyenin olduğu ortaya çıktı. Uçağın Suriye’ye doğru yolculuğu bugün devam edecek. Türkiye, Suriye yolcusu uçakta arama yaptı KAMUOYUNA DUYURU Son gelişmeler göstermektedir ki; Yasadışı ortaklarını saf dışı bırakmaya çalışan siyasal iktidar, yargıyı tamamen kontrolüne alıp, iktidara yakın olan herkesi, yargıdan muaf hale getirmek istemektedir. Kendisine muhalif olan her unsuru darbeci, bölücü, terörist olarak yaftalayıp, yandaş unsurlar ve bilinen ortakları eliyle ürettiği senaryolar ve sahte deliller ile zindanlara tıkan iktidar, şimdi de paylaştığı iktidarı tekelleştirme çabası sürecinde, yargı erkini tamamıyla yürütmeye bağlamak istemektedir. Meclis Başkanının açıklamalarından, önümüzdeki süreçte yargı örgütleri adına konuşanların da susturulacağı; İktidarın, 'yargılanamazlık' dışında 'eleştirilemezlik' payesini de almakta ısrarlı olduğu anlaşılmaktadır . Yolsuzluğu, rüşveti, hırsızlığı, baskı, zulüm ve ötekileştirmeleri, hatta cinayetleri fetvalarla meşru kılarak yol alanların, kontrolleri dışındaki yargıyı meşru bir organ ve otorite olarak benimsemeleri beklenemez. Kişiye, aileye ve zümreye özel fetvalardan yararlanma şansı olmayan, olmasını da 21. yüzyılda bir uygarlık iflası olarak görmesi gereken toplumun, sığınacağı son çatı olan yargı kurumunun elinden alınmasına rıza göstermeyeceği inancındayız. İç politikada niteliksizliğe ve seviyesizliğe örtü yapılan kof kabadayılık ile; ne meşruiyeti olan kanun üretilebilir, ne de bu kurallar ile sağlıklı ve işleyen bir sosyal düzen kurulabilir. Yasama kabadayılığı ile ancak, evrensel hukuk ilke ve normları ile hiçbir teması olmayan, paralel hukuk inşa edilebilir. İktidarın gündeme getirdiği son HSYK düzenlemesi; rüşvethırsızlıkyolsuzluk zanlılarının, tarihte örneği az görülen bir gözü karalıkla, hukuku adalet sarayından dağa kaldırma gayret ve telaşıdır. Yapılmaya çalışılan düzenleme; evrensel insan hak ve özgürlüklerine temel zemin oluşturan kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve yargıç teminatı ilke ve değerlerinin, rüşvetyolsuzlukhırsızlık zanlılarına, ayakkabı kutuları içinde miktarı meçhul bir bedelle satılmasıdır. Kuşkusuz bu yasa, toplumun adalet için gözünü diktiği son nokta olan yargının, Adalet Bakanı üzerinden yakınları mahkeme kararları ile aranan ülke yöneticilerine altın tepsi içinde sunumudur. Bu konuda sessizlik ya da ikircikli bir tavrı affedilmez bir hata, karşı koyuşu ise tarihsel bir sorumluluk olarak görüyoruz. Gezi Parkı’nın sembolize ettiği değerlerin güvencesi olması gereken yargı, aynı görkemli sahip çıkışı hak etmektedir. Evrensel hukuk ilkelerinin, temel insan haklarının ülkemizdeki savunucusu olan bizler, yargının, topluma karşı bir tür silah olarak kullanımı anlamına gelecek düzenlemelere karşı iktidara son uyarımızı yapıyoruz: Yargıdan elinizi çekin! YARSAV İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI YARGIÇLAR SENDİKASI ACI KAYBIMIZ Midyatlı merhum Mehmet Tevfik Önen ve merhume Ayşe Önen'in oğlu, İbrahimMüzeyyen Önen'in kardeşi, merhum KemalMelahat, merhume Leman, merhum Nailmerhume Nazan, AydınGonca, YavuzRezzan Önen'in, MehlikaZeki Yıldızoğlu, GönülSadık Çetin'in ağabeyi, Esin, Merih, Tevfik, Adnan, Leman, Kenan, merhum Saruhan, Ömer, Miraç, Selim, Zeynep, Gün, Kerem Önen'in amcası, Yasemin, Veysi, Çiğdem, Dilek, Göknur, Asuman, Bülent, Gülbin, Bahar, Evin ve Cemil'in dayısı, RİZE (Cumhuriyet) Rize eski Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu’nun Saadet Partisi’nden Rize Belediye Başkan adaylığını açıkladığı miting sırasında, Ümit Yıldız adlı bir kişi, “Başbakan’ı kimse yıkamaz, Bekaroğlu git buradan” diye bağırınca, gerginlik yaşandı. Kalabalığın üzerine yürüdüğü protestocuyu polis gözaltına aldı. Bekaroğlu’na tepki gerginliği Türkiye Sigorta Sektörü'nün Duayenlerinden 1923 Midyat doğumlu Murat Aksoy işten atıldı ABDÜLAZİZ ÖNEN'i 10.01.2014 günü kaybettik. Yakınlarının, arkadaşlarının, sigorta alanında eğittiği meslektaşlarının, Midyat Aziz Önen Anadolu Lisesi'nin çok sevdiği öğrencilerinin ve hepimizin başı sağ olsun. Bir bilge insanı kaybetmenin derin acısı içindeyiz. Bize öğrettikleri yolumuzu aydınlatmaya devam edecek. Cenazesi 12 Ocak 2014 Pazar günü (bugün) Karacaahmet Şakirin Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecektir. Haber Merkezi Yeni Şafak’ta köşe yazarlığı ve haftalık söyleşiler yapan Murat Aksoy’un işine son verildi. Aksoy ayrılığı, Twitter’dan attığı, “Yeni Şafak’la yollarımızı ayırdık. Trablusgarp” mesajıyla duyurdu. CNN Türk’te ‘5N1K’ programının sunucusu Cüneyt Özdemir ise Aksoy’un işine ‘5N1K’ programında söylediklerinden dolayı son verildiğini belirtti. ABD’de gribe 22 kurban Dış Haberler Servisi ABD’de ekimden sonra etkili olmaya başlayan grip salgınında 22 kişi hayatını kaybetti. 35 eyaletteki salgının daha da artmasından korkuluyor. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle