06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 köşe yazarlarının, ekonomist geçinenlerin, TV programları yapanların bu tür nedenleri ileri sürmeleri ise gerçekten utanç verici. Ekonomik krizler ekonomik nedenlerle açıklanmalıdır. Bizde krizler, yine insan kalitesinin yetersizliğinden kaynaklanan yönetim hatalarından, politikalardan kaynaklanmaktadır. İktidarlar, kısa vadeli siyasal hesap, kişisel beklenti çıkar temeline dayalı politikalar kurguluyorlar. Bu politikaları da halkı kandırarak, zaman zaman korku salarak, bazı çevrelere çıkar dağıtarak, kamuoyuna sunuyor, uyguluyorlar. Bu anlayış ve kapasitedeki yöneticilerde sorunları çözmek bir yana, sorunların giderek ağırlaşması olağanlaşıyor. Bürokratik kadroların yetersizliği; bürokrat, bir kamu görevlisi, hizmetlisi olarak toplumun, ülkenin hak ve çıkarlarını savunmalı, gerektiğinde, politik ataklara karşı da korumalıdır. Ancak bürokraside liyakat, ehliyet, nitelik bir yana bırakılıp, atamalar, tümüyle öznel nedenlere dayandığında, bürokraside tersine ayrım, kötünün iyiyi dışlaması süreci, bürokratları da politikacıların günahına ortak ediyor, hatta aracı haline getiriyor. Türkiye’de işadamı sıfatının bolluğuna karşın, gerçek işadamı kimliğine sahip girişimci azlığı; Türkiye’de asıl, kıt faktör, sermaye değil, girişimci, yönetici yetersizliğidir. İşadamlığı çoğu kez iktidar yalakalığı ile birlikte yürüyor. Hele hele bazıları bazı çevrelere hoş görünmek için ekonomi konularında bilgiçlik taslarken, bilgisizliklerini ortaya koyuyor. İşadamlığı her halde, iktidarlara hoş görünerek çıkar sağlamak, ihale almak, teşvik koparmak, bazı orunlara atanmak değil. Akademik çevrelerden gereken uyarılar, araştırma ve öneriler de gelmiyor. Yapılan ciddi araştırmalar kamuoyuna duyurulmuyor, yapanlar da bir şekilde dışlanarak cezalandırılıyor. İktidarların çıkar çevrelerinin sesyayar olarak kullandıkları sözde bilim adamları da TV kanallarında, gazete köşelerinde boy göstererek halkı kandırma işlevini yerine getiriyorlar. Kaliteli insan sorununu çözemediğimiz sürece Türkiye’nin krizlerden kurtulması, atılım yapması olanaksız gibi görünüyor. Savunma ihracatı ‘Atak’ta Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği Başkanı Aliş, “ABD’den Güneydoğu Asya’ya kadar bütün dünyaya ürün satıyoruz. ATAK, HÜRKUŞ, ANKA ve F16 gibi dev projeleri yürüten TUSAŞ dışsatımda yüzakımız. 2023’e kadar yılda 25 milyar dolara çıkacağız” dedi. Ekonomi Servisi Savunma ve Havacılık Sanayi İhracatçıları Birliği (SSİ) Yönetim Kurulu Başkanı Latif Aral Aliş, ihracatlarını 2012’de yüzde 43, 2013’te onun üzerine yüzde 10 artırarak geçen yıl itibarıyla 1 milyar 391 milyon dolara ulaştıklarını açıkladı. Savunma ve havacılık sanayisinin, birçok sektörü geride bıraktığını belirten Aliş, “Stratejik Plan” çerçevesinde sektörün 2014 hedefinin yüzde 44 artışla 2 milyar dolara, 2023 hedefinin yılda ortalama yüzde 32 büyüyerek 25 milyar dolar olduğunu söyledi. İhracat artışında en önemli payın 527 milyon dolarlık ihracatı ile ATAK, HÜRKUŞ, ANKA ve F16 gibi dev projelere imza atan TUSAŞ’a ait olduğunu söyleyen Aliş şunları vurguladı: 4 TUSAŞ sektörün lokomotifi durumunda ve ihracatın yüzde 40’ını yapıyor. ArGe’ye yaklaşık 773 milyon dolarlık bir kaynak ayrıldı. ABD başta olmak üzere en çok ihracatı sırasıyla Kuzey Amerika, BDT, AB, Hazar ve Körfez bölgeleri ile Güneydoğu Asya’ya yapıyoruz. 4 2013 atak yılı oldu. Deniz Karakol ve sahil güvenlik uçakları, Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi, Black Hawk helikopterleri, T38, KT1, F16 simülatörleri, MİLGEM 2. Gemi, Amfibi Gemi, Yüksek Hızlı Hücum Botu, F35’in ilk orta gövde teslimatı yaptık. 4 ALTAY tankı atış testleri icra edildi. Özgün Helikopter projesi imzalandı. HÜRKUŞ eğitim uçağının seri üretim sözleşmesi imzalandı. 4 ANKA insansız hava aracı sisteminin seri üretim sözleşmesi, Sahil Gözetleme Radar Sistemi sözleşme Sektör, insansız hava aracından F35 gövdesine kadar her çeşit ürününe müşteri buldu si, 30’dan fazla ArGe projesi ve Eximbank’la Savunma Sanayi İhracatı Destek Kredisi protokolü imzalandı. 4 Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi projesi kapsamında ilk füze denemesi yapıldı. Kazakistan’daki Aselsan açıldı. Krizden Kurtulamama Türkiye ekonomisinin II’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana gelişmeleri incelendiğinde, ekonominin oldukça sık aralıklarla krize girdiği görülmektedir. Krizler, Türkiye ekonomisinin sürekli olarak büyümesini önlemekte, ülkenin orta gelirliler grubundan üst gruba geçişine olanak vermemekte, Türkiye OECD ülkeleri arasında en son sıralardaki konumundan kurtulamamakta, süreğenleşen sorunlarını çözememekte, ortalama yaşam kalitesini yükseltememekte, bunun siyasal sonuçlarına da katlanmaktadır. Türkiye, dünyanın en büyük on yedinci ekonomisi. 2023 hedefi ilk 10’a girmek gibi söylemlere bakılmamalı. Bize global ekonomide on yedinci sırayı sağlayan nüfus yoğunluğumuzdur. Nüfusu bizden fazla olan Endonezya’nın sıralamada bizim üstümüzde yer aldığı gözden kaçmamalıdır. Türkiye bu gidişle 2023 yılında ilk on ülke arasına girmek bir yana, ilk yirmi içinde kalabilir, yerini koruyabilirse başarı sayılmalıdır. Türkiye’nin 2001 yılından sonra krize girme aralığının biraz uzadığı iddia edilebilir. 2001 sonrası dünya ekonomisinin 2007 yılına değin hızlı büyüme sürecine girmesi, 2007 sonrası da ekonomik krizden çıkmak için izlenen genişletici para politikaları, likidite bolluğu, Türkiye’nin krize girmesini ertelemiş, 2009 krizi ardından 20132014 yılına değin süreyi uzatmıştır. Türkiye niçin oldukça sık aralıklarla ekonomik krize giriyor, düzenli kendini besleyen büyüme sürecine giremiyor? Bunun nedenlerini ciddi bir şekilde ortaya koymak gerekir. Halkı avutmak, kandırmak, iktidarın başarısızlığını gizlemek için, Gezi olayları, AKPCemaat çatışması, yolsuzluk soruşturmaları, FED’in tahvil alımını 10 milyon dolar azaltması, dış komplolar gibi nedenler ileri sürüyor. Politikacıların bu tür savlarda halk avcılığı yapmaları olağan karşılanabilir. Halkın karşısına geçip açık açık “Biz başarısız olduk” diyemezler. Ancak bazı Ekonomi Servisi Son yıllarda ani iflasların yaşandığı kanatlı sektörü 2013’te ihracat başarısını zirveye taşıyarak küçük yatırımcılar için bile önemli bir gelir kaynağı olmayı başardı. 2012 yılında 893.8 milyon dolar olan sektör ihracatını bir yılda yüzde 15.57 artırarak geçen yıl 1 milyar 33 milyon dolara çıkardıklarını açıklayan Kanatlı Tanıtım Grubu (KTG) Başkanı Şahin Aydemir, “Sektör küçük çiftçi için bile kazanç kapısı olmaya başladı. Köyde yaşayan aileler 300 bin liraya ev alıp kiraya verse ayda bin, bankaya koysa daha az para kazanabilirler ama bu parayla 20 bin tavukluk bir çiftlik kursalar ayda 7 bin 300 bin TL 7 bin TL kazan yatır ayda TÜİK’ten masallar u Oran’ın hesaplarına göre gofret, kek, baklava gibi ürünleri bir yana koyup halkın en çok tükettiği ekmekten patatese 40 temel gıda maddesi göz önüne alınınca mutfaktaki gerçek enflasyon açıklananın iki katını geçiyor. gerçek fiyat artışı yüzde 16.2 çıktı. Oran aynı şekilde, yine TÜİK’in verileriyle halkın en çok kullandığı 17 temel sağlık ürününde gerçekte yıllık yüzde 69 artış olduğunu ileri sürdü. İlaç fiyatlarında yüzde 25, diş çekiminde yüzde 111, normal doğumda yüzde 114, hastane yatak ücretinde yüzde 124, röntgende yüzde 136, laboratuvar tahlilinde yüzde 223 artış oldu. Oran, “Ekonomi süper, enflasyon düşüyor masalı çarşı pazardaki bu fiyatlarla çökmüştür. AKP on milyonlarca ücretli çalışanı düşük ücret artışına mahkum ederken enflasyon canavarına teslim ederek iki kere mağdur ediyor” dedi. lira net para kazanabilirler. Bu kadar kazanç getiren başka iş yok” dedi. Aydemir’in verdiği bilgilere göre geçen yıl dünyanın bu sektörde en büyük ithalatçısı olan Suudi Arabistan kapısı aralandı. Bu yıl en büyük hedef Çin ve Japon pazarı. Arnavutluk, Bangladeş, Gine Bissau, Güney Kore, Lübnan ve Yemen gibi ülkeler ilk kez 2013’te Türk pilici ile tanıştı. Yumurta pazarına Bahreyn, Cibitu,, Katar, Liberya, Sierra Leona, Sudan ve Ürdün gibi yeni pazarlar eklendi. Ekonomi Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, 130 gıda ürününden oluşan endeksinde yıllık yüzde 9.7 artış açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu’nu (TÜİK) yine TÜİK’in rakamlarıyla vurdu. Oran, gofret, kraker, kek, baklava, tahıl gevreği, badem içi, cips, kakao, çikolata gibi fantezi ürünleri dışarda tutup ekmekten patatese halkın en çok tükettiği 40 temel gıda ürünündeki artışları dikkate alınca mutfaktaki
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle