06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 OCAK 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 devletin savcıları ve yargıçlarıdır insanlarımızı zindanlarda çürüten, ölüm yolculuğuna hazırlayan? Dinleme ve fişleme temizliği... Şafak operasyonları... Kusursuz ölümleri yüklemiş kaçakçı çocuklara... Bedenleri yanmış cayır Ah O Ölümler Olmasaydı Cemal Süreya... Meclis’te uçan tekme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Komisyonu’nda HSYK yasa önerisinin görüşmelerinin ikinci gününde iktidar ve muhalefet arasındaki kavga daha da sertleşti. YargıSen Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nu salondan zorla çıkarmak isteyen AKP’li vekiller tekme ve yumruklarla sal dırdı. AKP’li Zeyid Aslan, Eminağaoğlu’na tekme atarken su şişeleri ve tablet bilgisayarlar havada uçuştu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, önce teklifin geri çekilmeyeceğini açıkladı, ardından anayasa üzerinde 4 partinin uzlaşması durumunda teklifi durdurabileceklerini açıkladı. Adalet Komisyonu’nun toplantısına başlamadan önce CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile görüştü. Altay, Çiçek’i içtüzüğün ihlal edilmemesi noktasında göreve davet ettiğini ve desteğini istediğini belirterek “Bu kanun teklifini bir oldu bittiye tıpkı 4+4+4’te olduğu gibi bir an önce komisyondan hukuk dışı ve içtüzüğe aykırı olarak geçirme anlayışı var” dedi. Çiçek’in telefonla aradığı Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’ya partisinin taleplerini ve kendi anlayışını ilettiğini kaydeden Altay, Çiçek’in bu konuda anayasa uzlaşmasının faydalı olacağını dile getirdiğini anlattı. Altay, AKP’nin amacının üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu söyledi. ruk Eminoğlu, İyimaya’ya giderek öneriyle ilgili görüşlerini açıklamak istediğini belirten bir dilekçe sundu. İyimaya’nın milletvekillerine söz verdiği sırada Eminağoğlu, söz istedi. Bu sırada ayağa fırlayan AKP’li milletvekilleri “Çık dışarı, senin burada ne işin var. Provokatör. Sen eski Türkiye’de kaldın” diye bağırarak Eminağaoğlu’nun üzerine yürüdü. CHP’liler Eminağaoğlu’nu korumaya çalışırken AKP’li Harun Karaca, sırala rın arkasından dolanarak Eminağaoğlu’nun yakasına yapıştı. Bazı AKP’liler iterek Eminağaoğlu’nu salondan çıkarmaya çalışırken AKP’li Zeyid Aslan, sıranın üstüne çıkarak Eminağaoğlu’na tekme savurdu. Atılan tablet bilgisayardan biri CHP’li Müslüm Sarı’nın kafasına çarparken atılan pet şişelerden biri de AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin çenesine isabet etti. Salonda divan önünde de arbedeler sürdü. CHP’li Hüseyin Aygün’ün “Biz de sizi mi dövelim” dediği Bozdağ’ın “Döv o zaman” dediği duyuldu. Bu sırada Bozdağ, bürokratlarca dışarı çıkarıldı. Yaşanan kavga sırasında AKP’li Dilek Yüksel’in ağladığı gözlendi. MHP ve BDP temsilcilerinin uzakta izlemeyi tercih ettikleri arbede yaklaşık 15 dakika sürdü. Bir saatlik arada da vekiller arasındaki sözlü atışmalar devam etti. Eminağaoğlu, CHP’lilerin koruması altında salonda oturmaya devam etti. İyimaya’nın demokrasiye vurgu yapmak istemesi üzerine CHP sıralarından “Dayak var, demokrasi kalmadı. Hukuk katlediliyor. Burada cinayet işleniyordu. Öldürmeye teşebbüstür bu” sesleri yükseldi. Toplantıya ilişkin kamera kayıtlarının incelenerek tekme, pet şişe ve tablet bilgisayar atanların belirlenmesini isteyen CHP’liler, toplantının kayıt altına alınmadığının ortaya çıkması üzerine tepki gösterdi. Usul tartışmalarının ardından AKP’li vekillerin oyları ile teklifin anayasaya aykırı olmadığına karar verildi. Adalet Komisyonu’nda bilgisayarlar ve su şişeleri havada uçuştu Zeyid Aslan tekmesiyle aksiyon filmlerini aratmadı. Ortalık karıştı DARBA 5 GÜNLÜK DOKTOR RAPORU aşanan kavganın ardından kafasıY na tablet bilgisayar atılan CHP’li Müslüm Sarı ile AKP’lilerin saldırısına maruz ka BOZDAĞ: YARGIYA BAŞVURSUNLAR terek “Sonuna kadar gidilecek. Bu konuda sıkıntımız ve rahatsızlığımız yok” dedi. Bozdağ, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda soruşturmanın gizliliğinin ihlal edildiğini söyleyince CHP sıralarından “Daha önce de edilmişti, o zaman niye çıkıp bir şey söylemediniz” itirazları yükseldi. Emniyet mensuplarının görevden alınmasıyla ilgili eleştirilere de yanıt veren Bozdağ, “Açığa alınan kimse yoktur, görev yeri değiştirilenler vardır. Bu işlemlerin tamamı yargı denetimine açıktır. Haksızlığa uğradığını düşünen varsa yargıya gidebilir” dedi. leştirileri yanıtlayan Adalet Bakanı E Bekir Bozdağ, kim olursa olsun yolsuzlukların üzerinin örtülmeyeceğini belir lan Ömer Faruk Eminağaoğlu, Güven Hastanesi’ne giderek 5 günlük iş göremezlik raporu aldı. Sarı’nın raporunda darba bağlı kafa yaralanması teşhisi dikkat çekti. Eminağaoğlu, hayatında ilk kez dayak yediğini belirterek, hakkını yargıda arayacağını söyledi. Eminağaoğlu, “Bana atılan tekme yargıya atılan tekmedir” diye konuştu. Öte yandan Yargıçlar Sendikası, Eminağaoğlu’nun AKP’lilerin saldırısına uğramasına tepki gösterdi. Açıklamada, “Siyasi iktidarın bağımsız yargıya ve tarafsız yargıca katlanamadığı, hasım gördüğü bir kez daha ortaya çıkmıştır” denildi. AKP, HSYK YASA ÖNERİSİNDE BAZI DEĞİŞİKLİKLER YAPACAK Soruşturmaya ara formül olarak bizzat veya vekili aracılığıyla yazılı savunmasını vermeye davet eder. Başkan, yazılı savunmayı inceler ve tüm evrak kapsamını göz önüne alarak isnat olunan hal ve hareketi sabit görmezse dosyanın işlemden kaldırılmasına, isnat olunan hal ve hareketi sabit görürse eyleme uyan disiplin cezasına karar verir” hükmü öngörülüyor. Yapılan değerlendirmelerin ardından kurul üyeleri hakkında soruşturma yetkisinin doğrudan bakana ya da doğrudan HSYK Genel Kurulu’na verilmemesi her iki tarafından yetkili olduğu bir düzenleme yapılması eğilimi öne çıktı. Edinilen bilgiye göre, ihbar ve şikâyet üzerine bakanın ön soruşturma yapması, ancak söz konusu kurul üyesiyle ilgili disiplin cezası verilip verilmeyeceğine HSYK Genel Kurulu’nun karar vermesine ilişkin bir değişiklik yapılacak. Hükümetin mevcut yasada HSYK Genel Kurulu’nun yetkisinde olup yasa önerisiyle doğrudan Adalet Bakanı’na bağlanan bazı yetkileri de iki tarafı da yetkili kılacak şekilde yeniden düzenleyeceği öğrenildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, Çiçek ile görüştü. Bozdağ, görüşmeye ilişkin gazetecilerin soruları üzerine yasa önerisinin geri çekilmesinin söz konusu olmadığını belirterek muhalefetin içtüzükten doğan haklarını biraz abartarak kullandığını savundu. Bozdağ, öğleden sonra yaptığı açıklamada ise “4 partinin bir anayasa değişikliği konusunda mutabık kalarak bir metin deklare etmesi durumunda önerinin görüşmelerinin durabileceğini” söyledi. Salonda bulunan YargıSen Genel Başkanı Ömer Fa durduralım Deklare edin EMİNE KAPLAN ANKARA AKP hükümeti, HSYK yasa önerisine gelen yoğun tepki ve eleştirilere Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP’li hukukçu milletvekillerinin itirazları eklenince yeni bir değerlendirme yaptı. Parti yöneticilerinin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile yaptıkları toplantıda parti içindeki itirazların da dikkate alınarak bazı maddelerde değişiklik yapılması benimsendi. Yasa önerisinde, Adalet Bakanı’nın HSYK başkanı olarak kurul üyeleri hakkında bir ihbar veya şikâyet üzerine doğrudan ya da inceleme yaptırdıktan sonra soruşturma açılmasına yer olmadığına ya da soruşturma açılmasına karar verebileceği düzenleniyor. Bakanın soruşturma açılmasına karar vermesi durumunda HSYK üyeleri arasından 3 kişilik bir soruşturma kurulu görevlendirmesi hükmü getirilen öneride, “Başkan soruşturma sonucunu ilgiliye yazılı olarak bildirir ve 7 günden az olmamak üzere tayin edeceği süre içinde kovuşturma aşamasına ilişkin Bak bir göz kapanıyor, gecenin yalnızlığı kollarını uzatırken... Yıldızlar konuşuyor! Ah, diyorum şu ölümler olmasa, acılar, hüzünler, savaşlar... O ölümlerin suçu katırlara yüklenmese, bombalar atılmasa, sevda çiçekleri açsa... Dersim’in bir ilçesinde çoluk çocuk demeden tüm insanlar “devlet düşmanı” olarak fişlenmese, hayat yaşanır olsa. Saçlarına çiçekler takmış kızlar mutluluğun resmini çizse... Cemal Süreya’nın dizeleri, bizi tarihin derinliğinde buluştursa, gün doğumlarında... Şöyle sunturlu bir küfür savururken o dizelerini yinelese: “Tarih öncesi köpekler havlıyordu...” Sevda sözleri yaşamımızı renklendirse... Ölüme inat şarkılar söylense, mavi tebeşir evler avuçlarımızda saklı kalsa... “Sizin hiç babanız öldü mü, benim bir kere öldü kör oldum” dese. Taşlarda yüzümüzün yarısını görsek! Zindanları bilsek, tanısak, yaşananları anımsasak... O işkencelere tanık olsak! Suçsuz yere yatanları görebilsek! Ah ölümler olmasa... Aşkla yatıp kalksak... Üvercinka’yı dolunayda dağların yamaçlarında okusak: “Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma / Yatakta yatmayı bildiğin kadar / Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler / Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının / Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde / Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor / Bütün kara parçaları için / Afrika dahil” HHH Ah şu ölümler olmasaydı Cemal Süreya... Çocuklar ölmeseydi, ormanlar yanmasaydı, insanca bir yaşam olsaydı. Karanlığın içinde bir aydınlık! Mayınlar olmasaydı, cinayetler, katliamlar! “Ah şimdi benim gözlerim / bir ağlamaktır tutturmuş gidiyor...” Hangi devletin polisidir o fişlemeleri yapan, hangi cayır... Havada bir uğultu kulakları sağır eden! Şimdi sen yaşasaydın Cemal Süreya, kusursuz yargı, kusursuz paralel devlet, bombalar, gözaltılar, fuhuş, casusluk diye geçiştirilen, onlarca askeri yargılayan bir düşünceyi dizelerinde nasıl anlatırdın... Hüznü, acıyı, ölümü, eleştiriyi mizahınla nasıl şiirleştirirdin, anlatsana! Bir kadına nasıl bakardın, bu acılar denizinde? “Sen el kadar bir kadınsındır / sabahlara kadar beyaz ve kirpikli. / Bazı ağaçlara kapı komşu, / Bazı çiçeklerin andırdığı” Ve sen bir güneşli pazar sabahında... İktidar medyasını, Dubai faturalarını, pisliği, kutuları, kutucukları... Sen güneşe karşı aşkı, hayatı... Nasıl görürdün? Devlet içinde devlet, adı üstünde derin devlet! Bilene bilmeyene! Pensilvanya’dan gelen mektup... Gül ve diken! Anlayana Gül ve Diken’im... Kimi zaman ağlayan narım, kimi zaman gülen ayvayım... Postmodern değil, dostmodern gibi bir şey işte, işin içinden ben çıkamadım. Görevlerinden alınan, başka yerlere atanan polisler, savcılar, iyi çocuklardı aslında. Ne oldu değişti? Paralel, kusurlu mu çıktı? İkilem içindeyim! HHH Ah, diyorum, şu ölümler, şu acılar, şu hüzünler olmasa! Bir pazar sabahında o kıyı kasabasında kendi düşlerimle çoğalsam... “Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü / Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez / bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek / iki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar / Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar / Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar / Bütün kara parçalarında / Afrika dahil”. l Danıştay’daki ses kayıt cihazında delil bulunamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Danıştay üyesi Zeki Yiğit’in odasında 1 Şubat 2012’de bulunan ses kayıt cihazıyla ilgili yargılanan eski Danıştay Tetkik Hâkimi Ömer Kaya’ya verdiği beraat kararının gerekçesini açıkladı. Gerekçede, sanığın, “ses kayıt cihazı yerleştirerek özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğine dair, mahkumiyet kararı verilebilecek, kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı” belirtildi. Seri numarası bulunmayan ses kayıt cihazının, kim tarafından, hangi amaçla alındığının tespit edilemediği bildirilen gerekçede, cihazda, Kaya’ya ait bir parmak izine rastlanamadığı kaydedildi. Cemaate virüs benzetmesi Yeniden yargılamayı gündeme getiren Erdoğan: 28 Şubat’ın medya ve sermaye ayağı yargılanacak İstanbul Haber Servisi Başbakan Tayyip Erdoğan, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili, “Ortaya çıkacak daha çok şey var. Bir bedene giren virüs misali. Virüs vücuda girer, uzun süre yerleşir ve orada kendine yer edinir ama vücut sonra o virüse karşı kendini toparlar, o virüsü yok eder” değerlendirmesinde bulundu. Başbakan, savcı Zekeriya Öz’ün dürüst olmadığını belirterek, “Kalkıp benim kendisine yüksek yargıdan birilerini gönderdiğimi söylüyor. Kurcaladıkça başka şeyler de ortaya çıkabilir. Yargı önce kendi içinde temizlik yapmalı, kendini temizlemeli” diye konuştu. Erdoğan, hiçbir tutuklunun kalmadığı 28 Şubat davasında “yeniden yargılamayı” gündeme getirerek “sermaye ve medya ayağının” da yargılanmasını istedi. Uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, en büyük sıkıntının “yargı vesayeti” olduğunu belirtti. Erdoğan, “Yargının takıntılı tavrına hiçbir şekilde güvenemiyoruz” dedi. Yapılmak istenen değişikliklere karşı HSYK’nin yaptığı açıklamaya tepki gösteren Erdoğan, “Tıpkı Danıştay olayı gibi. HSYK Kanunu’nun 138. maddesini çalıştırıp, Anayasa Mahkemesi’ne güya ön alıyor. Psikolojik baskı girişimidir bu. Bu defa da HSKY’de yeni düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini varsayıp oraya gözdağı vermeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Erdoğan şunları söyledi: “Yeniden yargılama 17 Aralık komplosu ile ilgili değil. Kuruyaş meselesi. Mesela (eski) Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ... Kalkıp ona terör örgütü lideri derseniz felakete yol açarsınız. Hem sonra niye daha önce o görevindeyken yapmadınız bunu. O zaman neredeydiniz sayın savcı? Genelkurmay Başkanı’nın dokunulmazlığı yoktu. Olay, Ergenekon ve Balyoz da değil. Bu işin sermaye ayağı, medya ayağı da var. Yeniden yargılamada onlar da gündeme gelecek.” Ana muhalefetin kendilerini El Kaide ve El Nusra’ya iliştirmeye çalıştığını söyleyen Erdoğan, “Adana’daki o savcı, TIR olayından önce Reyhanlı’daki olaylarda konuya el koymaktan kaçınan savcıydı. TIR olayında ise kalkıp Adana’dan koşarak geldi” dedi. l Dilipak: 2 Bakan daha sırada Haber Merkezi Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, Gülen Cemaati ve AKP hükümeti arasında yaşanan çatışmanın daha da sertleşeceğini öne sürerek “Şimdi 2 bakanın daha adı ortaya atılacak. Kasetler, dosyalar havada uçuşacak” ifadelerini kullandı. Dilipak, dün Akit’te yayınlanan “Hukuk Devleti” başlıklı yazısında, yaşanan çatışmaya ilişkin olarak, iki tarafından sertleşeceğini belirtti. Dilipak, “‘(…) O kadar çok senaryo var ki! Şimdi 2 bakanın daha adı ortaya atılacak. Kasetler, dosyalar havada uçuşacak... AK Parti’de bir çözülme için ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar... Eğer bunu bu arada başarabilirlerse seçimi erteleyebilirler de... Ama çok zor! Hatta imkânsız” dedi. Dilipak şu ifadeleri kullandı: “Umarım AK Parti, kendi içindeki AKP’lileri de ayıklar... Hatta, büyükşehir, il belediye başkan adaylarını da yeniden gözden geçirse ne iyi eder. Kaset ve dosyası bulunanlara yönelik tehdit ve şantaj ihtimalini de hesap etmek gerek. İlçe belediye başkanları değil sadece, belediye meclis üyelerinin de derin ve paralel ilişkileri, kadın ve para konusunda muhteris olup olmadıkları ince elenip sık dokunması gereken bir durum. Keşke bu adamlar elenmeden kendileri izin isteseler.” Havaalanında 1 saatlik toplantı Erdoğan, Japonya ve Malezya’daki temaslarının ardından dün sabah 05.30’da İstanbul’a geldi. Başbakan Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda kendisini karşılamaya gelen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Altınok, İstanbul Büyük Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve beraberindeki heyetle yaklaşık 1 saat görüştü. Mini zirveye yolsuzluk operasyonu kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de katılması dikkat çekti. l Sansürün gerekçesi: Refleks ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginde kullandığı “Sizin Şahsınızda Kuzey Irak Kürdistan Bölgesi’ndeki kardeşlerimizi de selamlıyoruz” cümlesindeki “Kürdistan” sözünün TRT tarafından sansürlenmesi “refleks” olarak açıklandı. CHP Milletvekili Ali Özgündüz’ün soru önergesini yanıtlayan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Söz konusu kelime, kamuoyu için çok yeni bir durum olduğundan o an için fark edilememiş ve alışılagelen refleksle ekrana önergede belirtilen biçimde yansımıştır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle