06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET [email protected] 11 OCAK 2014 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR Edebiyatımızda ‘50 Kuşağı’nın unutulmaz yazarı Onat Kutlar, öldürülüşünün 19. yılında dostları ve okurları tarafından anılıyor Ölümü isyan uyandırıyor hâlâ Kültür Servisi Edebiyatımızda ‘50 kuşağı’nın ve gazetemizin unutulmaz yazarlarından, öykücü, şair ve senaryo yazarı Onat Kutlar, 30 Aralık 1994’te düzenlenen bir bombalı saldırı sonucunda ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede 11 Ocak 1995 günü hayata veda etmişti. Yaşamını edebiyat ve sinemaya adamış olan Kutlar, bugün saat 12.00’de İstanbul Aşiyan Mezarlığı’ndaki mezarı başında ailesi, yakınları, dostları ve okurları tarafından anılacak. 1960’lı yıllarda kültür yaşamımıza derinden etkileyen Türk Sinemateki’ni kuran, yanı sıra Yeni Sinema dergisini çıkaran Onat Kutlar, Erden Kıral’ın “Hakkâri’de Bir Mevsim”, Ali Özgentürk’ün “Hazal” ve Ömer Kavur’un “Yusuf ile Kenan” adlı filmlerinin senaryolarına imza atmış, 1981 yılından ölümüne kadar İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulu ile İstanbul Kültür Sanat Vakfı İcra Kurulu’nda görev yapmıştı. Yaşamının son yıllarında Cumhuriyet gazetesine yazan Kutlar, 1985’te Berlin Film Festivali’nde seçici kurul üyeliği yapmıştı. Öyküleri, şiirleri, denemeleri ve çevirileriyle edebiyatımıza olağanüstü katkılarda bulunan Kutlar’ın, 1960’ta Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’ne değer görülen “İshak” adlı yapıtı Türk edebiyatının başyapıtları arasında bulunuyor. Onat Kutlar’ı, öldürülüşünün 19. yılında, Turgut Çeviker tarafından yayına hazırlanan ve Türsak’ın katkılarıyla 43. Altın Portakal Film Festivali’nce yayımlanan “Onat Kutlar Kitabı”ndan alıntılarla anıyoruz. Kimesne Öldü Onat’a merhamet değil, çok acıdım, Sanki içimden, bileğim değil, Bir dal kırıldı. Neredeyse dünyaya değil, İnsanlara değil, Kendime sevgim azaldı. Azmak için değil, öldürmek için değil, Kimseyi değil, Zaten kimsesiz kaldım. Parasız kaldım At yarışında kaybetmişçesine İshak. Can Yücel büyük ustası YAŞAR KEMAL Onat Kutlar, Türkçenin zenginleşmesi, büyük bir şiir dili, büyük bir roman, hikâye dili olması için çabalayanlardan, bunun bilincine varmış kişilerden birisiydi. Ve bu çabası, bilinci onu Türkçenin büyük ustalarından yaptı. Onun yazılarındaki, hikâyelerindeki Türkçe, kendine has, eksiksiz güzel bir Türkçeydi. O, Türkçenin derinliklerine, ayrıntılarına girendi... Onat bugünkü Türkiye’nin kurbanıdır. Öfkem yöneticilere giderek büyüyor. Bir yüzyılda Onat özünde, zenginliğinde, ustalığında Türkiye kaç kişi yetiştirebilir ki... Türkçenin Yaşa be Onat! FETHİ NACİ Onat Kutlar, “melali anlayan neslin” belki son temsilcisi. “Bahar İsyancıdır”ın bütününde, Yahya Kemal gibi söyleyeyim, “acıların tadını”nı bulacaksınız... Onat da duyarlığını kahkahayla, esprilerle saklayanlardan; bunca yıllık arkadaşım, ancak “Bahar İsyancıdır”la tanıyabildim Onat’ı: Yazar olarak öteden beri severim, ancak insan olarak şimdi daha çok seviyorum. Çok az kitap bende yazarına böyle bir yakınlaşma sağlamıştır... Güzel kitaplar okumak hep sevindirmiştir beni. Yaşa be Onat! Onat Kutlar, 1987 yılında İtalya’nın Siena kentinde. (Fotoğraf: Filiz Kutlar) En çok da tok sesini... FERİT EDGÜ Uçsuz anlatı denizinde ADNAN ÖZYALÇINER Onat’ın öyküleri yaşamanın ve insanın ta kendisi olarak var olur... “Yeter ki Kararmasın”ı yazdı. Her biri bir öykü olan mektuplarıyla bir bir uyardı hepimizi. Karanlıklara, baskılara, işkencelere karşı... “Bahar İsyancıdır”ı yazdı. Doğanın her türlü yoksunluğa nasıl başkaldırdığını anlatarak direnişin gerekliliğini gösterdi... “İshak”tan başlayarak bütün bu yazılarla kurduğu geniş öykü dünyasında, uçsuz anlatı denizinde gerçekle düşü, acıyla sevinci bir arada tattırdı bize. Gerçekle düşsel arası ENİS BATUR Onat Kutlar’ı, Türk okuru, çok genç bir yazarda görmeye alışmadığı olgunlukta bir ilk yapıtla, “İshak”a topladığı benzersiz öykülerle tanımıştı. Lirik ama sert, sanki narin bir kadın elinin tuttuğu, içinden kan damlayan bir hançer. Gerçekle düşsel, düşlemsel arası uçarı bir denge, “absürd”ün kıyılarına sokulmaktan korkmayan bir durumlar silsilesi, en çok da kusursuz atmosferiyle herkesi büyülemişti yazar: Bir efsanekitap olarak çöktü yazı ortamımıza “İshak”... Sait Faik, Orhan Veli’nin ölümü ardından, uzun bir süre, Beyoğlu’nda, ne zaman uzun boylu birini görse arkadan, acaba o mu, diye burnunun direğinin sızladığını, yazar. Benim de, bugün hâlâ, kafamda çözemediğim, karar veremediğim bir soru olduğunda, elim telefona gider. Onat’la konuşmak, ona danışmak, onunla dertleşmek isterim. Zaman zaman kitaplarından birini alıp, yüzüncü kez karıştırırım. Yazdıkları tıpa tıp kendisine benzeyen, sözcüklerine sesi sinmiş ender yazarlarımızdan biri olduğunu bir kez daha görürüm. Düş gücünü, kurgudaki ustalığını, Türkçe sevgisini, kafasının berraklığını, düşüncelerini temellendirişini, dostluklarını, sinema sevgisini, ödün vermezliğini, yüreği kan ağlarken bile dik duruşunu, en çok da tok sesini... www.ortaoyuncular.com . 75 UN OY CUMARTESİ 20.00 PAZAR 18.00 KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT Bulunmaz Tiyatro Sosyalist Sanatçı ile HİLMİ BULUNMAZ ÜCRETSİZ TİYATRO HER CUMARTESİ 17:00 0212 513 47 320532 642 88 57 KÜLTÜR SANAT KÜLTÜR SANAT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle