16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Otopsiye giren CHP’li Akgöl’e göre Ahmet Atakan düşmeden önce başına darbe aldı 7 Sır perdesi aralanmadı MEHMET ALİ SOLAK Yürekteki Yangın O kadar biber gazı sıktılar ki, bulutu Kasımpaşa’daki stadyumun üzerine çöktü. Stadın adı Recep Tayyip Erdoğan Stadı’dır. Çöken gaz dağılsın, futbolcular oynayabilsin, seyirci maçı izleyebilsin diye hakem maça “biber gazı arası” verdi. Olanı biteni anlatan spikere “provokatör” dedi yalaka takımı. Mehmet Ali Alabora ve arkadaşlarının hazırladığı “Heberler” programını da kaldırdılar bu arada. Çünkü artık habere de, haberin mizahına da yer yoktur TV kanallarında. İnsanlar haberi iki üç gazeteden, hâlâ yazabilen ama sırasını bekleyen köşelerden ve modern çağın fısıltı gazetesi Twitter’dan alıyor. HHH Adı konmamış bir sıkıyönetim altında gibi artık Türkiye. Yandaş medya ölenlerin, öldürülenlerin kendiliklerinden öldüklerini kanıtlamak için telaşlı bir çaba içinde. Utanmak unutulmuş bir insan halidir onlar için. Kazara ağızdan kaçan, gerçeğin izini taşıyan cümleler, küçücük bir isyan bile onları çıldırtmaya yetiyor. Korkuları o kadar büyüktür ki, gerçeğin kırıntısı bile öfkelerini üçe beşe katlıyor; kızgınlıkları, yüzlerindeki utancın değil korkunun kırmızısı olarak yansıyor. Konuşurlarken iyi izleyin onları, sınırlı kelime hazineleri ile kurdukları cümlelerde ağırlık yalandadır. Kendilerine güvenlerindeki kofluğun kaynağı ise bir türlü doyuramadıkları şişkin egolarıdır. HHH Ey okuyucu, size bugün acının izini taşımayan kelimelerle ahkâm kesemem. Bilmediğim dünyaların kitaplarda yazan cümlelerinden öğrendiklerimi aktararak “işte bunlar da var dünyada” diyemem bugün. Çünkü yürekteki yangının kelimesi yoktur. O acıyı anlatabilecek, isyanları resmedebilecek bir kelime bilmiyorum ben. Yazıya gönül vermiş olanlar artık yazarken yaşadıkları günleri yazamaz oldular. Çünkü yazdıkça kelimelerden sızan öfke, çaresizliğimizin işaretlerine dönüşüyor. Ölümü, cinayetleri anlatmak artık harfin, kelimenin, cümlenin içine sığmaz oldu. Utanmanın kalmadığı bir ülkede meydan meydanlığından, sokak sokaklığından utanıyor artık. Koşan genç adamların, kızların üzerini sıkılan gaz, mermi; üzerlerine yürüyen TOMA, Akrep, yalakaları değil ama meydanı, sokağı utandırıyor. Gazeteciler, muhabirler, spikerler artık çaresizdirler. Gazeteleri, kanalları onları sattı. Dillerine kelepçe vurdu. Yazan kendisini kapının önünde buluyor. Spiker önüne konan yalan dolan dolu metni okumazsa işinden oluyor. “Yeter artık bu kadarı da olmaz” diyene, sırıtarak “olur olur” diyen yalaka, yarından korktuğu için zulmünü artırmanın yollarını arıyor. Ozanın “zulmün artsın” derken anlattığı da bu değil miydi? HHH “Uyanın” diyor bu yüzden gazetenin bağıran manşeti; “Ahmet’i öldürdüler”. Ahmet’i öldürdüler, umut kalmasın, iktidar hırsı büyüsün, korkuları bir damla olsun azalsın diye yaptılar bunu. Ama öyle olmayacak. Kibirlerinde, korkularında, şiştikçe şişen egolarında öyle bir çaresizlik var ki, büyük bir silgi onları geleceğin haritasından yavaş yavaş siliyor, hiç farkında değiller. Onlar öldürdükçe, sokakları yasakladıkça, insanların bir araya gelmelerini suç haline getirdikçe, tutukladıkça, adaletsiz mahkemelerde hüküm giydirdikçe geleceklerini sildiklerini bilmiyorlar daha. Sanıyorlar ki, zulüm arttıkça insanlar geriye çekilir, zorbalık hız kazandıkça suskunluk büyür, sonunda memleket derin bir rehavet içinde sonsuz bir cennet olur kendileri için. Tarihe baksalar öyle olmayacağını, bin yıl sürecek denilen iktidarların bin yıl sürmediğini öğrenirlerdi. Öğrenemiyorlar, öğrenemeyecekler. Bu nedenle artırdıkça artırıyorlar zulümlerini. Ama insanlar da uyansın artık!.. Mehmet’i, Medeni’yi, Abdullah’ı, Ethem’i, Ali İsmail’i öldürdüler. İşte bunun için gazete “uyanın!” dedi, “Uyanın, Ahmet’i de öldürdüler”. Servis edilen görüntüler Fotoğraf cinayeti aklar mı? SİNAN TARTANOĞLU HATAY ODTÜ direnişine destek için Antakya’da düzenlenen eylemlerde hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın ölümüyle ilgili sır perdesi aralanmıyor. Daha önce Abdullah Cömert’in de otopsisine giren CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl, “Her ikisinin yaraları aynı. Ahmet’in kontrolünü kaybetmiş bir şekilde düşmesi ilginçtir. Kaygılarımız var” dedi. Ahmet Atakan’ın düştüğü iddia edilen apartmanda incelemelerde bulunan CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl, olayla ilgili soru işa retlerin hâlâ sürdüğünü belirtti. Hatay’da 3 Haziran’da yaşamını yitiren Abdullah Cömert’in de otopsisine girdiğini anımsatan Akgöl, “Her iki kardeşimizin otopsi işleminde bulundum. İkisinin yaraları aynı. Ahmet damdan düşmüş olabilir ama kontrolünü kaybetmiş bir şekilde düşmesi ilginçtir. Oysa kontrolden çıkmamış olsa, elini kolunu oynatır, yardım için bağırır çağırırdı. Bana kalırsa, Ahmet buradayken başına darbe aldı. Bu plastik mermi olabilir, bu gaz kapsülü olabilir. Nasıl düştüğüne ilişkin kaygılarım var” dedi. YANIT BEKLEYEN SORULAR l Ahmet, binadan neden hareketsiz olarak düştü? Düşme anında bilinci kapalı mıydı? l Kafasındaki 56 santimlik kırık nasıl oluştu? l Antakya’da yapılan ön otopside düşmeye bağlı herhangi bir bulguya rastlanmamasına karşın Adana Adli Tıp Kurumu’ndan nasıl “genel beden travması” raporu verildi? l Çatıda 50 santimlik bir duvar olmasına karşın Ahmet çatıdan nasıl düştü? l Polis, Ahmet’in çatıdaki güneş panellerini atmak isterken düştüğünü iddia ediyor ancak çatıdaki güneş panelleri yere sabitli. Polis yalan mı söyledi? l HRT Akdeniz Televizyonu çatıdan düşme görüntülerini neden 21 saat sonra yayımladı? l Olayın görüntüleri nasıl bu kadar hızlı ortaya çıktı? Aklama çabası mı var? l Tanıkların “yoğun biber gazı vardı” demesine karşın görüntülerde neden biber gazı yok? l Görüntülerde yer alan 2 Akrep aracı düşmeyi görüntülemesine karşın neden anında müdahale etmedi? l Valiliğin hemen ambulans gönderdik açıklamasına karşın tanıklar ambulans gönderilmediğini, Ahmet’i yoldan geçen bir araçla hastaneye götürdüklerini iddia etti. ANKARA Hatay’da yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ın daha önce katıldığı eylemlerde çekilmiş fotoğraflarının İçişleri Bakanlığı tarafından servis edilmesini eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, “Polis şiddeti meşrulaştırılıyor, polis şiddetinin olağan olduğu mesajı veriliyor” tepkisini gösterdi. Tanrıkulu, yaralanan veya ölen gençlerin önceki eylem görüntülerinin paylaşılmasının amacının, “Polis şiddetinin, polisin hukuksuz müdahalesinin meşrulaştırılması” olduğunu söyledi. Tanrıkulu, konu ile ilgili olarak İçişleri Bakanı Muammer Güler’in yanıtlaması için soru önergesi de verdi. Tanrıkulu, önergesinde “Emniyet Müdürlüğü tarafından katıldığı bir eylem nedeniyle fotoğraflanarak takibe alındığı iddiası doğru mudur? Ahmet Atakan fişlenmiş midir? Atakan, Emniyet birimleri tarafından takip edilmekte miydi? Fotoğrafı Emniyet Müdürlüğü tarafından neden çekilmiştir?” sorularına yanıt istedi. Şahin’e göre polis kasten öldürmez! KARABÜK (Cumhuriyet) Gezi Direnişi’nde 6 genç, polis şiddetinin kurbanı olurken, AKP Genel Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Hiçbir polis, hiç kimsenin kasten ölümüne sebep olmaz” dedi. Karabükte konuşan Şahin, Hatay’da Ahmet Atakan’ın gösteriler sırasında ölümüyle ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirtti. Atakan’ın ölümünün ardından yurt genelindeki protesto eylemlerini de eleştiren Şahin, “Birtakım illegal örgütler maalesef bu tür durumları kaşıyarak bir karmaşa ve kargaşa çıkarmak istiyorlar. Buna devletimiz, hükümetimiz ve güvenlik güçleri izin vermez” dedi. İzmir’de 2 yaralı Ahmet Atakan’ın ölümünü protesto etmek amacıyla İzmir’de önceki akşam saatlerinde Gündoğdu Meydanı’nda bir araya gelen 2 bin kişi Basmane’deki AKP Konak İlçe Binası’na yürüdü. Polis gruba tazyikli suyla müdahale etti. Göstericilerin direnmesi üzerine TOMA’lardan, gözleri yaşartmayan ancak solunum güçlüğü çektiren gaz sıkıldı. Müdahale sırasında 2 gösterici atılan gaz kapsüllerinden yaralandı. (Fotoğraf: DHA) Bilirkişi yanıt verdi ‘Dava açacağım’ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Gezi Parkı Direnişi sırasında Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne ilişkin, olay yerindeki fırından alınan güvenlik kamerası görüntülerinin bilirkişi incelemesi sırasında da silindiği öne sürüldü. Vatan gazetesinin haberinde, fırıncılar tarafından silinen görüntüleri kurtaran jandarmanın raporunda kayıtların 21 Haziran ve 22 Haziran’da bilirkişi incelemesi sırasında iki kez silindiği belirtildi. Bilirkişi incelemesini yapan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Bilgiİşlem Daire Başkanı Serkan Uğurluoğlu ise Korkmaz’ın avukatlarının talebiyle görüntülerini geri getirmek için çalıştığını belirterek “Geri getirme programını yükledim. Görüntüler geri gelmeyince, ertesi gün tekrar program yükledim. Görüntüler yine gelmeyince savcılıktan izin alarak fırındaki bilgisayarı inceledim. Korkmaz’ın avukatları ile görüşerek, hard disklerin jandarma kriminal laboratuvarına gönderilmesini istedim” dedi. Uğurluoğlu, “kendisini haksız yere suçlayanlara” dava açacağını söyledi. Ankara’da gece boyu devam eden olaylarda yaralanan ve gözaltına alınanlar oldu Helikopterli müdahale MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Antakya’daki eylemler sırasında yaşamını yitiren Ahmet Atakan’ı anmak ve polisin tutumunu protesto etmek için Dikmen’de düzenlenen eylemlere müdahale eden polis bu kez helikopter de kullandı. Semtin üzerinde gece geç saatlere kadar polis helikopteri uçtu. TOMA ve Akreplerle gerçekleştirilen müdahale sırasında gözaltına alınanlar da oldu. ODTÜ’de yol için ağaçların kesilmek istenmesi, Tuzluçayır’a camicemevi için temel atılması ve Antakya’da 22 yaşındaki Ahmet Atakan’ın yaşamını yitirmesi ile başlayan eylemler başkentte dün gece de devam etti. Birkaç gündür olduğu gibi saat 21.30 sıralarında Sokullu Caddesi’nin Dikmen Caddesi ile birleştiği noktada toplanan yurttaşlar, barikat kurarak yolu trafiğe kapattı. Polis gece saat 22.00 sıralarında TOMA ve Akreplerle Dikmen Caddesi’nden yukarıya ilerledi. Bir süre sonra da barikata müdahale etti. TOMA’dan su sıkılırken Akrep’ten de yoğun gaz bombaları atıldı. Bu sırada bir polis helikopteri de Dikmen üzerinde tur atmaya başladı. Evlerinde oturan Dikmenliler helikopter sesi üzerine balkonlara çıkarak ne olduğunu anlamaya çalıştı. Polisin müdahalesi ile ara sokaklara dağılan kişiler buralarda da barikatlar oluşturdu. Polis, Sinan Sokak’ta toplananlara da gaz bombaları ile müdahale etti. Gazdan etkilenerek bayılan bir kişi hastaneye kaldırıldı. Gece boyunca süren olaylarda görgü tanıklarının anlatımına göre 8 kişi gözaltına alındı. Tuzluçayır direniyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hatay’da Ahmet Atakan’ın polis şiddeti sonucu ölmesiyle Ankara’da başlayan protestolar dün gece de devam etti. Tuzluçayır’da toplanan binlerce kişi hem mahalledeki camicemevi projesini hem de Atakan’ın ölümünü protesto etti. Protesto gösterisine polis müdahalesinin ardından mahallede çatışma başladı. Polis ve direnişçiler Süleyman Ayten Caddesi, Tıp Fakültesi Caddesi ve Tuzluçayır Lisesi’nin arkasındaki 315. Sokak’ta karşı karşıya geldi. Barikatlar kurularak ara sokaklarda çatışmalara devam edildi. Müdahaleler sırasında Tuzluçayır Meydanı’ndaki trafik lambası bir kadın direnişçinin kafasına düştü. Ağır yaralanan kadın, revire kaldırılarak tedavi altına alındı. Çatışmalar gece geç saatlere kadar sürdü. Gezi’ye yeni dava 35 kişi daha yargılanacak HİLAL KÖSE İstiklal Caddesi’nde 8 Ağustos 2013’te yapılan Gezi Parkı protestosuna katıldıkları gerekçesiyle 2’si Alman, biri Amerikalı 35 kişi hakkında gösteri sırasında polise direndikleri iddiasıyla dava açıldı. Eylemcilerin 2 yıl 3 aya kadar hapis cezasına mahkum edilmeleri isteniyor. Şüphelilerden biri için ise “polise hakaret” suçundan 2 yıla kadar hapis cezası istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede suç delilleri şöyle sıralandı: 2 mavi renk gaz maskesi, 2’si sarı renkli 4 baret, 3 gazlı bez, 2 ameliyat eldiveni, 2 açılır kapanır maket bıçağı, 2 puşi, 2 deniz gözlüğü. İddianamede, 8 Ağustos 2013’te Galatasaray Lisesi önünde toplanan grubun Taksim Meydanı’na doğru yürümek istediği belirtildi. Slogan atan grubun emniyet güçlerinin uyarılarına rağmen dağılmadıkları ifade edildi. Kopyalayapıştırtutukla İki Gezi eylemcisinin tutukluluk incelemesini yapan hâkim, daha önce hazırlayıp flash diske kaydettiği kararı açıkladı. Eylemcilere tahliye çıkmadı ALİCAN ULUDAĞ Alabora için takipsizlik kararı HİLAL KÖSE Oyuncu Memet Ali Alabora hakkında, Gezi Parkı direnişi’yle ilgili “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel” tweet’i nedeniyle başlatılan iki ayrı soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Gezi Parkı Direnişi’ne destek verdiği için Başbakan ve bazı gazeteler tarafından hedef gösterilen Alabora hakkında, Gaziantep’te yaşayan Mikail Kılıç adlı vatandaş, suç duyurusunda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “suç işlemeye alenen tahrik” iddiasıyla başlattığı soruşturmada, 27 Temmuz 2013’te dava açılmasına yer olmadığına karar verdi. Savcılık, Alabora’nın soruşturma konusu olan suçu, attığı tweet ile işlemesinin söz konusu olmayacağını belirtti. Söz konusu tweet’te suç işlenmesi için tahrik içerikli söz bulunmadığı ifade edildi. Alabora hakkında yine aynı tweet nedeniyle yapılan başka bir suç duyurusu da takipsizlik kararıyla sonuçlandı. ANKARA Başkentte Gezi Direnişi’ne ilişkin yapılan operasyonlarda “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla tutuklanan üniversite öğrencisi Erdal Kozan’ın tutukluluk incelemesine “kopyayapıştır” karar damgasını vurdu. İki kişinin durumunu inceleyen hâkim, cebinden çıkardığı flash diskteki kararı mahkeme tutanağına geçirdi. Daha önceden hazırlandığı anlaşılan kararla iki eylemci tahliye edilmedi. Gezi eylemlerine yönelik Ankara’da yapılan terör operasyonlarında 35 kişi tutuklanmıştı. Zaman içinde yapılan tutukluluk incelemesi sonucu 33 kişi tahliye edilirken, geriye Erdal Kozan ve Mazlum Demir kalmıştı. Dün, iki ismin yeniden tu tukluluk incelemesi vardı. 4. yargı paketine göre duruşmalı yapılan tutukluluk incelemesine iki eylemci çağrılmadı, sadece avukatları davet edildi. Bunun gerekçesi hâkim tarafından “daha önce çok dinledik” şeklinde açıklandı. Tutuklandığı sırada hâkime, “Arama kararında 9 örgüt sayılmış. Örgütü siz mi seçiyorsunuz yoksa biz mi beğeniyoruz?” diyen Erdal Kozan’ın avukatı Saliha Şahin, dünkü duruşmada tahliye istedi. Şahin. “Kendisi ile aynı eylemden tutuklanan diğer şüpheliler serbest bırakılmıştır. Kendisi Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü kazanmış ve kayıt yaptırmıştır. Derslerin yüzde 80 devam zo runluluğu bulunmaktadır. Müvekkil eyleme katılarak demokratik hakkını kullanmıştır” dedi. Özgürlük hâkimi olarak bilinen TMK hâkimi, savunmaları dinledikten sonra duruşmaya ara vermesi gerekiyordu. Ancak hâkim bunu yapmadı ve cebindeki flash diski çıkararak kâtibine verdi. Katip de flash diskin içindeki daha önce yazıldığı anlaşılan kararı duruşma zaptına geçirdi. Hâkim, iki şüphelinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Avukat Şahin, bu durumun kararın önceden yazıldığını gösterdiğini belirterek “Uygulama böyle olacaksa tutukluluk incelemesi neden duruşmalı yapılıyor ki” diye sordu. Ara bile vermedi Üniversiteyi kazandı ama...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle