Katalog

SAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 2013 CUMA 4 HABERLER Arınç, Kerry’nin ‘Kimyasal silahlar teslim edilirse operasyon olmaz’ ‘gafına’ tepki gösterdi İtirazın Özü Ne kadar hoşgörü gösterirsek gösterelim yine de yaranamıyoruz. Sıkça yinelenen bu tümcenin, olaylara yüzeysel bakınca haklı görülmesi de mümkün. Gülen Cemaati ile Cem Vakfı’nın ortak projesi olan Ankara Mamak’taki cami cemevi inşası konusunda da durum böyle. Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan bunun bin yılın projesi olduğunu söylüyor, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli’lerin zamanına dönme olarak niteliyor. İzzettin Doğan’ın Türkiye’de mezhepsel gerginliğin tırmanması konusundaki endişelerini, bunu engellemek için gösterdiği çabaları yakından bilenlerden olduğumdan yaklaşımı beni şaşırtmadı. Ama geçmişte AKP’den milletvekili bile olmuş olan Reha Çamuroğlu dahi cami cemevi projesinin iyi niyetli de olsa yarardan çok zarar getireceğini söyleyip ekliyor: Farklı dinlerden, farklı inançlardan insanların bir arada barış içinde yaşamalarının yolu, ortak ibadethaneler değil, demokratik laik hukuk devletidir. Geçmişteki eylemlerine her zaman sempati ile bakmadığımız Sayın Çamuroğlu’nun bu söyleminin altına imza atmamak mümkün değil. HHH Aleviler neden cami cemevi projesine karşı çıkıyorlar, bir türlü anlamıyorum. Bu soruyu soran Ahmet Hakan, 10 Eylül Salı günkü köşesinde, adını vermediği bir Alevi okurun, “çok güzel ve etkileyici” bulduğu şu yanıtını yayımladı: “Bütün Aleviler karşı çıkmıyor bu projeye... Ancak ben karşı çıkanlardanım... Cemevini camiye yapıştıran bu projeyle Alevilere verilen mesajın farkındayım. Bu projeye imza atanlar demek istiyorlar ki, meşru ibadethane camidir. Cemevi de meşru bir ibadethane statüsünü ancak bir camiye eklemlenerek kazanabilir. Ben işte bu mesaja karşıyım, bunu kabul etmiyorum.” Dünkü Cumhuriyet’te yayımlanan haber de bu Alevi yurttaşımızın görüşlerini destekler nitelikte idi ve Ankara Mamak’ta cami cemevi projesinin oturduğu alanın ibadet yeri değil, kültürel tesis alanı olarak ayrıldığı bildiriliyordu. İklim Öngel’in 12.09.2013 tarihli Cumhuriyet’in 7. sayfasındaki haberine bir göz atarsanız, bu konudaki ilginç ayrıntıları da görürsünüz. Ayrıca Fırat Kozok’un aynı sayfadaki haberinde de cemevlerine yasal statü kazandırmak bahanesiyle tekke ve zaviyelerin kaldırılmasıyla ilgili yasanın değiştirilmesine tevessül edildiği haberini de görebilirsiniz. Bütün bunlar itirazlara neden olmaktadır ve yurtiçi ve yurtdışındaki birçok Alevi kuruluşu da girişimi protestoya hazırlanmaktadırlar. Girişimin iyi niyetli olduğu kabul edilse bile itirazların özündeki haklılığı görmemek mümkün değil. HHH Aleviler, inançlarının yok sayılmasına karşı çıkıyor ve cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesi istemini bıkmadan usanmadan ileri sürüyorlar. Ama ne yazık ki, bir türlü de seslerini duyurmak imkânını bulamıyorlar. Daha doğrusu sahip oldukları oy potansiyeli de göz önünde bulundurulunca, bu sandık rejiminde duyulmamaları mümkün değil; duyuluyorlar, hatta kendilerine çeşitli vaatlerde de bulunuluyor, daha da ileri gidiliyor, “Alevi Açılımı”ndan söz ediliyor. Gelgelelim, işler bir noktaya kadar gelişiyor, ama bir yerde ne oluyorsa oluyor, her şey duruyor, talebin özü olan cemevinin ibadethane olması kabul görmüyor. Bu iş nerede tıkanıyor? Olayları takip ederseniz Diyanet İşleri mekanizmasını görüyorsunuz, ama onun neresinde, hangi kademesinde, hangi grubunda oluyor, onu bilemem. Bildiğim tek şey, laik rejimin derin devletinin, yerini alan antilaik rejimin derin devletinin Diyanet’in koridorlarında dolaştığıdır ve kimse onu aşamamakta, çıkıp da “Evet cemevi ibadethanedir” deyip, cemevlerine ibadethane statüsü verememektedir. Oysa Alevilerin taleplerinin özü de budur. AKP’nin derin devleti ise bu talebe yanıt verememekte, çeşitli projeler kotararak, konuyu saptırmaya çalışmaktadır. Mesele bu kadar basit! ‘Maalesef’ savaş yok İstanbul Haber Servisi Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin kimyasal silahlarını teslim etmesi durumunda Suriye’ye operasyon yapılmayacağını söylemesine tepki göstererek “Kerry’nin kimyasal silahların teslimiyle ilgili sözleri ‘maalesef’ müdahale imkânını ortadan kaldırdı” dedi. NTV’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, Suriye konusunun öncelikli olduğunu belirtti. Amerika’nın bir müdahale hazırlığı içinde olduğunu, Başkan’ın yetkisinde olmasına rağmen bu işi Kongre’ye getirmek istediğini anlatan Arınç, özetle şunları kaydetti: “Bugüne kadar yüz binden fazla insanın ölümüne sebebiyet veren, balistik füzeler kullanan ki 264 tane Scud füzesi kullandıkları biliniyor, kimyasal silah kullanan ve kullanabilecek olan bir ceberut yönetime karşı bir şey yapılması gerekliydi. Ama bu Rusya’nın da işine yaradı, Esed’in de işine yaradı Kerry’nin bu sözleri. Amerika bundan dönemedi, çok büyük bir gaf bence Dışişleri Bakanı’nın, eğer bilmeyerek yaptıysa büyük bir gaf, bilerek yaptıysa da bunun ötesinde bir tanımlama gerekir. Şimdi iş döndü. Kamuoylarının buna hazır olmadığını söyleyebiliriz ama kamuoylarının mutlaka anketiyle çözümlenecek bir konu değil. Obama yaptığı konuşmalarda bunları çok güzel ifade etti. Şimdi bir bekle gör politikası içindeyiz ama bir açmaz var, o açmaz şudur, ‘Yüz bin insan öldü, ne yapalım öldüyse öldü.’ Kimyasal saldırıda 1500 kişi öldü, ‘Bu çok kötü bir şey.’ Peki bunun karşılığında ne olacak? ‘Elindeki kimyasal silahları verirse bunu da görmezden gelelim.’ Geldiğimiz nokta bu maalesef.” İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN ERDOĞAN: İŞADAMLARI VE GAZETECİLER NİYE YARGILANMIYOR? Yargıya 28 Şubat talimatı İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gezi olaylarını darbe dönemlerine benzeterek, iktidarın demokrasiye çok sağlam bir şekilde sahip çıktığını ve tüm güvenlik güçlerinin hukukun verdiği yetkiyi sonuna kadar kullanacağını söyledi. Erdoğan Mısır’a giden CHP heyetini de eleştirerek “Hangi sıfatla gittin” diye sordu. Şehir hastanelerinin 11 yıl önceki hayali olduğunu belirten Erdoğan, “Kamuözel işbirliği ile gerçekleştirilecek şehir hastaneleri projesinin” başlama işaretini verdi. Başbakan Erdoğan dün Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Ticaret Fuarı (TÜMEXPO) kapsamında CNR Expo’da düzenlenen “Uluslararası Kobi Şurası”nda konuştu. 12 Eylül askeri darbesinin 33. yılına değinen Erdoğan, bazı gazetelerin darbe dönemindeki gibi başlık attığını savundu. Erdoğan, “Bugün bize nasıl, ‘sandık her şey değildir’ deniliyorsa, merhum Menderes’e de aynısını söylediler. O zaman da gençler şöyle öğütülüyor, böyle öğütülüyor, şöyle dövülüyor, böyle dövülüyor... Bunları demediler mi? Eğer bu karanlık tarihler unutulursa, aynı şekilde tekerrür ederler” dedi. Muhalefet partilerinin üzerlerinde hâlâ 27 Mayıs’ın, 12 Eylül’ün, 28 Şubat’ın gölgelerini ve tozunu taşıdıklarını ifade eden Erdoğan, “28 Şubat’ta sermayenin ‘SURİYE ZAMAN [email protected] KAZANMAYA ÇALIŞIYOR’ Erdoğan, Şam rejiminin, kimyasal silahları denetime açacağı yönündeki taahhüdü ve Rusya’ya verebileceğine dair açıklamasıyla sürecin farklı bir boyut kazandığını belirterek “Bu yolla daha fazla katliam yapabilme için zaman kazanmıştır ve zaman kazanmaya devam ediyor” dedi. Hükümetin kimsenin yaşam tarzına karışmadığını savunan Erdoğan “Allah aşkına hangimizin veya hanginizin yaşam tarzınıza bu hükümet müdahale etmiş? Varsa böyle bir müdahale, lütfen bunu bana, il başkanlarıma iletin” dedi. Mermi olduğu öne sürülen cisim esnafı yaraladı Başbakan’ın sokağında esrarengiz olay İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Üsküdar Kısıklı’daki evine 50 metre mesafede bulunan bir pastanenin önünde oturan bir esnafın sağ omzuna henüz belirlenemeyen bir cisim atılması polisi alarma geçirdi. Başbakan evinden çıkmadan yarım saat önce meydana gelen olayda, esnaf Ergün Gökırmak omzuna arkadan isabet eden cisim nedeniyle acıyla bağırmaya başladı. Üzerine çelik yeleklerini giyen koruma polisleri hemen çevrede güvenlik önlemi aldı. Hafif yaralanan Gökırmak, polis otosuna bindirilerek hastaneye götürüldü. Esnafın yaralandığı işyerinin bitişiğindeki dükkânın camına isabet eden ve mermi olduğu sanılan cismin atıldığı yeri belirlemek için polis geniş çaplı araştırma yaptı. katkısı yok muydu, yazılı ve görsel medyanın katkısı yok muydu? Ben onlar niye yargılanmıyor diye hâlâ şaşıyorum. 28 Şubat ile ilgili neden onlar hesaba çekilmiyor diye merak ediyorum” diyerek yine yargıya açıkça talimat verdi. CHP’nin 12 Eylül’ün 33. yıldönümünü Mısır ziyareti ile kutladığını söyleyen Erdoğan, “Daha yeni darbe yapmış bir yönetime hayırlı olsun ziyaretine giderek, 12 Eylül’ü çok büyük coşku ve dayanışmayla yâd ediyorlar” diye konuştu. TTB’den şehir hastanelerine tepki Türk Tabipleri Birliği (TTB) yapılacak olan şehir hastaneve İstanbul Tabip Odaleri projesini eleştirerek “Tosı üyeleri, Başbakan Tayrunlarımızın bile ödeyemeyeyip Erdoğan’ın Haliç Kongceği katrilyonlarca TL borcun re Merkezi’nde dün katıldıaltına imza atıp sağlığı ulusğı “Kamuözel işbirliği şehir lararası konsorsiyumlara kurhastaneleri”nin tanıtım ve imban ederek kime hizmet ediza töreni sırasında Cağaloğyorsunuz, cevap verin” diye lu’ndaki İstanbul Tabip Odası sordu. TTB Merkez Konseyi binasında bir açıklama yaptı. Başkanı Prof. Dr. Özdemir AkTTB ve İstanbul Tabip Odası, tan, “Sağlıkta dönüşümde son ILERIKIYIM VE YIKIM10.6X15 9/5/13 6:00 PM Page 1 kamuözel ortaklığı adı altında noktaya geldik” dedi. C M Y CM MY CY CMY K Özel güvenlik dehşeti! Yurt Haberleri Servisi Şanlıurfa’da 13 bin lira imar cezasını ödemediği için aracı haczedilen Necmi Urmak (42), belediye önünde Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın aracının önünü kesmeye kalkışınca özel güvenlik görevlileri tarafından darp edildi. 4 özel güvenlik görevlisi tarafından yumruklanarak kanlar içerisinde kalan Urmak, olayı gören vatandaşlar tarafından kurtarıldı. Urmak’la kendisini darp eden özel güvenlik görevlileri birbirlerinden şikâyetçi oldu. Özel güvenlik görevlileri ile Urmak’ın ifadesine başvuran polis, olayla ilgili soruşturma başlattı. Composite