Katalog

10 EYLÜL 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÖRGÜT TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMADA HÜKÜMET ELEŞTİRİLİRKEN ATEŞKESİN SÜRECEĞİ BELİRTİLDİ Yeni ‘67 Eylül’ler 67 Eylül olayları, geçen haftaki 58. yıldönümünde, Olimpiyat tutkusunun gölgesinde kalarak fazla anımsanmadı. Oysa, 67 Eylül 1955 olayları hiç akıldan çıkarılmaması, ders alınması gereken, tarihimizin kara sayfalarından birini oluşturmuştur. Yeni patlak vermiş olan Kıbrıs krizi dolayısıyla Ankara ile Atina ilişkilerinin çok gerginleştiği bir ortamda bir akşam gazetesinin Atatürk’ün Selanik’teki evine Yunanlılar tarafından bomba atıldığı haberi üzerine, İstanbul’da patlak veren olaylar, kısa bir süre sonra tamamen kontrolden çıkarak, başta Rumlar olmak üzere, azınlıklara karşı şiddeti de içeren gösterilere dönüşmüş, gayrimüslim vatandaşlara ait işyerleri tahrip ve yağma edilmiştir. Kolluk güçleri çok kısa süre içinde olayların kendi boylarını aştığını ve denetim dışına taştığını görmüşler, 67 Eylül 1955 gecesi bir süre İstanbul sokaklarına anarşi ve terörün hâkim olduğu, devletin bütün gelişmeleri eli böğründe seyrettiği bir kente dönüşmüştür, devlet ancak ertesi sabah durumu denetim altına alabilmiştir. HHH Olayın iç yüzü, kamuoyuna açıklanmasa da, kısa sürede anlaşılmıştır. Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun istemi üzerine, iktidar kamuoyunun kendi Kıbrıs tezini desteklediğini göstermek üzere bir gövde gösterisine kalkışmıştı. Ata’nın Selanik’teki evinin bombalanması da, Ankara kaynaklı bir povokasyondu. Olayın yabancı düşmanı, ırkçı yanı, Cumhuriyet’in, savunduğu ya da savunduğunu söylediği ulus kavramı düşüncesinin geçerli olmadığı, kamuoyu ve yöneticiler tarafından da yeterince içselleştirilmediği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. 67 Eylül olayları sözcüğün tam anlamıyla, 20. yüzyılda yaşanmış bir vandalizm vakasıdır. Olayın kısa sürede, sınıfsal bir içerik kazandığı ve varsıllık düşmanlığına dönüştüğü de, daha sonra gelişmeleri irdeleyenlerin hemen hepsi tarafından kabul edilmiştir. Üzerinden 6 yıl geçtikten sonra bu toplumsal olayın sorumluluğu Yassıada mahkemelerinde gündeme getirilmiş ve Menderes iktidarı olayların vebalini yüklenmek durumunda kalmıştı. Yassıada davaları içinde en ipe sapa geliri 67 Eylül olaylarıyla ilgili olanıdır. HHH Gerçekten de, 1955 yılındaki olaylarda, geniş kitleleri popülist söylemlerle ve azınlıkları ötekileştirip, ötekileştirilenlere karşı çoğunluğu kışkırtarak, geniş kitleleri iç ve dış politikasının yanında saf tutturmak isteyen DP yönetimi sorumludur. Bir iktidarın, böyle bir gelişmeyi önlemek için her türlü tedbiri alması ve çok titiz davranması gerekirken, akıl almaz bir sorumsuzlukla tam aksi yönde bir tavırla olayları kışkırtarak politikasını kabul ettirmeye çalışması demokrasiden zerrece nasibini almışların asla iltifat etmeyecekleri bir tutum iken, demokrasiyle çoğunluk diktasını birbirine karıştıran Adnan Menderes, tutumuyla tarihi utanç lekesini ulusunun alnına sürmüştür. Bu açıdan 67 Eylül olaylarını, sık sık anımsamakta yarar olduğu kesindir. İşin kötüsü, aradan geçen 58 yıla karşın, politikalarına karşı olanlarını ötekileştirip ötekileştirdiği ile yandaşları karşı karşıya getirmeyi ve böylelikle kendi çevresindeki saflaşmayı, güçlendirmeyi tasarlayan Tayyip Erdoğan yüzünden, Türkiye bugün yeni 67 Eylül’lere gebe bir ortamı yaşamaktadır. 67 Eylül 1955 tarihi utancı hâlâ silinmedi, ama bilin ki, yeni 67 Eylül’lerin yıkımı 58 yıl öncekinden çok daha büyük olacaktır. DÜZELTME: Değerli okurum Çavlı Gülfaz, Tercüman gazetesinin 1955 yılı yarışmasını Emil Galip Sandalcı ile birlikte kazanan kişinin Özcan Ergüder değil, Ahmet Kabaklı olduğunu bildiriyor. Haklıdır, kendisine teşekkür eder, yanlışım için özür dilerim. A.S. PKK: Geri çekilme durdu MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Terör örgütü PKK’nin yürütme konseyi KCK tarafından yapılan açıklamada, AKP hükümeti Kürt sorununun çözümünde adım atmadığı için geri çekilmenin durdurulduğu ancak ateşkesin devam edeceği belirtildi. KCK tarafından yapılan yazılı açıklamada, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır’daki Nevruz kutlamalarına gönderdiği çağrıyla PKK’nin çatışmasızlık ilan ettiği ve 8 Mayıs’tan itibaren Türkiye’den çekilmeye başladığı anımsatılarak, PKK’nin elindeki askerleri bırakarak, AKP hükümetine çözüm için tarihi fırsat sunduğu, ancak AKP’nin hiçbir adım atmayarak bu adımları anlamsızlaştırdığı vurgulandı. Çatışmasızlık ve geri çekilmeye karşın askeri amaçlı karakol, baraj ve tesislerin yapılmasının AKP’nin çözüm isteği olmadığının bir göstergesi olduğu belirtilerek “Kürt Özgürlük Hareketi halkların kardeşliği ve demokratik çözümün en iyi çözüm yöntemi olduğuna inandığı için bu adımları atmıştır. Çatışmasızlık içinde geçen dokuz ayda Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda hiçbir adım atılmamıştır. Demokratik siyasetin önünün açılması açısından tüm KCK tutuklularının serbest bırakılıp terörle mücadele yasasının ortadan kaldırılması bile gerçekleşmemiştir. Başbakan da ‘Herhangi bir süreç yoktur, sadece bizim yaptığımız çalışmalar var’ demektedir. Anadilde eğitime yaklaşımı sorulduğunda verdiği cevap da Kürt sorununun kalıcı çözümü konusunda ciddi bir çalışmalarının olmadığını göstermiş tir” denildi. KCK’nin açıklamasında, hükümetin çözüm değil savaş istediği savunularak “Hareketimiz Önder Apo’nun Nevruz’da ortaya koyduğu demokratikleşme projesine inanmaktadır. Gerillanın çekilişi durdurulurken ateşkes konumu korunacaktır. Ateşkes konumunda kalınması AKP’ye Önder Apo’nun projesi doğrultusunda adım atmasına fırsat vermek anlamına gelmektedir. Gerillanın geri çekilişinin durdurulması da bu projenin ciddiye alınması ve gereklerinin yapılması içindir” ifadeleri kullanıldı. Anketler çözüm süreci ile birlikte partinin oylarının yüzde 8’e çıktığını gösteriyor AKP’de BDP korkusu Çözüm sürecinin başladığı ocak ayından itibaren yapılan anketlerde düzenli olarak oylarını artıran BDP yüzde 8’i gördü. ERDEM GÜL AKİT’TEN ASPARAGAS ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinde partisinin Güneydoğu’da oy artırdığını, şu anda AKP’nin yüzde 55, BDP’ninse yüzde 35 olduğunu söylüyor, ama partisinin anketleri BDP’nin yükseliş içinde olduğunu gösteriyor. Erdoğan, Arjantin dönüşü uçakta gazetecilere çözüm sürecinin Güneydoğu’da partisinin oy oranını artırdığını belirtirken rakamlar yanında bulunan siyasi danışmanı Ertan Aydın tarafından açıklandı. Aydın, “Güneydoğu’da BDP yüzde 35, AKP yüzde 55 görünüyor. Çözüm süreci öncesinde yüzde 35’e kadar inmişti AKP” açıklamasını yaptı. Erdoğan da bu durumun BDP’yi rahatsız ettiğini söyledi Ancak AKP’nin Güneydoğu’da yükselişe geçtiği, BDP’nin de gerile diği yolundaki açıklamaları, AKP’nin yaptırdığı anketlerle uyumlu çıkmadı. AKP her ay düzenli olarak üç kamuoyu araştırma şirketine anket yaptırıyor. Edinilen bilgilere göre çözüm sürecinin başladığı ocak ayından itibaren yapılan anketlerde BDP düzenli olarak oylarını artırdı. Çözüm süreci öncesinde AKP’nin anketlerinde en fazla yüzde 6 görülen BDP, önce yüzde 7’ye yükseldi, 21 Mart’taki Abdullah Öcalan’ın Nevruz açıklamasının ardındansa yüzde 8’i gördü. Ardından yapılan tüm anketlerde de yüzde 7’nin üzerinde çıktı. Çözüm sürecinde hazırlanacak pakette BDP yüzde 10 barajının indirilmesini isterken AKP buna şiddetle karşı çıkıyor. AKP’nin ısrarında BDP’nin yükselişi ve barajı geçebileceği kaygısı etkili oluyor. HDK, Taksim’deki Cezayir Lokantası Toplantı Salonu’nda 2014 yerel seçimleri politikalarını değerlendirdi. Toplantıya katılan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, PKK’nin çekilmeye ilişkin son kararını yorumladı. (Fotoğraf: HAZAL OCAK) ‘Göz göre göre geldi’ İstanbul Haber Servisi BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, da hükümetin çözüm sürecine yönelik adım atmaması nedeniyle süreçte bir tıkanma yaşandığını belirterek “Keşke bu süreçte böyle bir sorun oluşmasaydı fakat bugün, göz göre göre geldi” dedi. Halkların Demokratik Kongresi’nce (HDK) Taksim’deki Cezayir Lokantası Toplantı Salonu’nunda yapılan toplantıda 2014 yerel seçimleri politikaları değerlendirildi. Toplantıya katılan üyeler hedeflerinin doğrudan demokrasi ilkelerine uygun olarak, katılımcı yerel yönetim modelini yerleştirmek olduğunu belirttiler. KCK’nin, ‘Çekilmeyi durdurduk. Ateşkes devam ediyor’ açıklamasını değerlendiren Gültan Kışanak, “Geri çekilmenin durdurulduğunun resmi olarak açıklanması bu çözüm sürecinde bir tıkanıklığı yol açabilir. Bir sorundur. Biz defalarca bu sürecin sorunsuz ilerlemesi için tüm aktörlerin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini söyledik. Ocak ayından bu yana açıklanan müzakere sürecinde hükümetin süreci ilerletme adına üzerine düşen görevi yeterince yerine getirdiğini ne yazık ki göremiyoruz. Son birkaç aydır tıkanıklığın yaşanacağı konusunda uyarılarda bulunduk. Hükümet bu konudaki gayretlerimize ve çabalarımıza olumlu yanıt vermedi” diye konuştu. “Bugün göz göre göre geldi” diyen Kışanak şöyle devam etti: “Umuyorum ki hükümet kendi üzerine düşen görevleri yapar. Bu tıkanıklığın çözülmesi herkesin sorumluluğudur. İktidar üslubunu, yaklaşımını değiştirmediği sürece barış ve demokratikleşme sürecini asıl zora sokan taraf kendisi olacaktır.” lAkit, “Bunu Yunan gâvuru bile yapmamıştı” başlığıyla dün sürmanşetten yayımladığı haberinde, şu ifadeleri kullandı: “Gezi eylemlerini destekleyip her fırsatta Müslümanlara saldıran Müjdat Gezen’e ait sanat merkezinde rezilliğe varan sahneler sergilendi. Kuran ayetleri önünde içkilidansözlü oyun sahnelenmesi, ‘Bunu gâvur Yunan bile yapmamıştı’ dedirtti.” Haberde, oyunda ayetlerin önünde rakı masası kurulduğu da dile getiriliyor, ancak oyunun adına yer verilmediği gibi, yönetmeni, yazarının kim olduğu, ne zaman sahnelendiği de aktarılmıyor. Müjdat Gezen hedefte HAKAN DİRİK Bozdağ: Kendi bilecekleri iştir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, KCK’nin “Çekilmeyi durdurduk” açıklamasına, “Terör örgütü ne yapacaksa kendi bileceği iştir” tepkisini verdi. Bozdağ, A Haber televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. PKK’nin çekilmeyi durdurması ile ilgili olarak Bozdağ, “Terör örgütünü muhatap alarak konuşmak doğru değil. Türkiye, kendi yapması gerekenler içerisinde her türlü alternatife dönük tedbirlerini her zaman almıştır, bundan sonra da almaya devam edecektir. Biz, bu konuda terör bitene kadar çalışmalarımızı, mücadelemizi sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu. ODTÜ’deki türban tartışmaları ile ilgili olarak Bozdağ, “Varsayalım ki başörtüsüyle ilgili değil, cemaatle alakalı. ‘Cemaatçilere burada yer yok’. Bu çirkin bir şey değil mi?” diyerek türbanlıya saldırı açıklamasından çarkeden Bozdağ, Mamak’taki cami cemevi tartışması ile ilgili olarak da “Cemevi de bizim, cami de bizimdir. Cemevi caminin karşıtı da eşiti de değildir” yorumunu yaptı. ‘Sürecin bittiği anlamına gelmez’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet) DTK Eş Genel Başkanı ve Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, çekilmenin durmasının sürecin bittiği anlamına gelmediğini belirterek “Bu, hükümetin gerçekten niyetinin ortaya çıkması, bir bekleyip görme anlayışıdır” dedi. Ahmet Türk, Kürt sorununun çözümü için PKK’nin daha önce eylül ayına kadar adım atılması yönünde açıklamalar yaptığını ancak hükümetin Kürtleri tatmin edecek bir yaklaşım göstermediğini söyledi. Türk, “Bugüne kadar gördüğümüz kadarıyla, somut bir şey yok, atılmış bir adım yok, bir proje de ortada yok. Türkiye Ortadoğu’da kalıcı bir barışın sağlanmasını istiyorsa, önce Kürtlerle uzlaşmak zorunda, diyalog oluşturmak zorunda” dedi. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, KCK’nin geri çekilmeyi durdurmasının sürecin sona erdiği anlamına gelmediğini belirterek “Ateşkes devam ediyor, süreç de devam ediyor. Bu hem ateşkesin hem de sürecin sona erdiği anlamına gelmez. Bu hükümete bir mesajdır. Hükümetin acil bir açıklama yapması gerekiyor. Demokratikleşme paketini acilen gündemine alarak somut adımları atması gerekiyor” dedi. Varsayalım cemaat... n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP, Ankara Mamak’ta aynı bahçe içerisinde yapılmak istenen “camicemevi” projesini protesto eden Tuzluçayır halkına polis müdahalesini eleştirdi, hükümeti Alevi halkını dinlemeye ve demokratik taleplerini dikkate almaya çağırdı. BDP’den yapılan açıklamada, Tuzluçayır halkının, hükümetin emrindeki Emniyet güçlerinin bildik saldırısına maruz kaldığı belirtildi. Tazyikli su, biber gazı ve plastik merminin kullanıldığı müdahalede yaralananların bazılarının başlarına gaz fişeğinin isabet etmiş olmasının, polisin hedef gözeterek ateş açtığının kanıtı olduğu vurgulanan açıklamada, “Yaşanan bu saldırı aynı zamanda bu ülkedeki farklı inanç, kimlik ve kültürlere yönelik tahammülsüzlüğü de ortaya koymaktadır” denildi. n ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda milletvekillerinin yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığını düzenleyen madde yeniden ele alındı. Milletvekillerinin Meclis’in izni olmadıkça sorgulanıp yargılanamayacakları, dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerinin de hükümleri kesinleşinceye kadar tutuklanamayacağına ilişkin uzlaşılan hükümden geri adım atıldı. Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın “Bir milletvekili baraja zehir katıp bir şehri yok ederse de mi tutuksuz yargılansın” biçimindeki sözleri üzerine AKP, CHP ve BDP’nin uzlaşmasıyla Meclis izniyle milletvekillerinin tutuklanabileceği yönünde değişiklik yapıldı. BDP’den polis saldırısına tepki Tutuklamaya Meclis izni Rehineli kış hazırlığı(!) AKIN BODUR PKK İskenderun’da yol kesip alıkoyduğu çocuğu istediği erzaklar verilince ailesine teslim etti İSKENDERUN Geri çekilmeyi durdurduğunu açıklayan PKK, Hatay’ın İskenderun ilçesinde yol kesip 1 çocuğu rehin aldı. Aileye bir erzak listesi veren PKK üyeleri, erzaklar getirilince çocuğu serbest bıraktı. Bölgede, Hatay Valiliği’nin talimatıyla operasyon başlatıldı. Hatay’ın İskenderun ilçesin Sarıseki beldesindeki Dahar Yay lası yakınlarında geçen cumartesi günü terör örgütü PKK’nin Amonos grubundan 6 PKK’li yol kesti. Eşi İ.N.K. ve oğlu M.K. ile seyahat eden A.K’ye ait aracı durduran PKK’liler, N.K’nin oğlu M.K’yi rehin alarak aileye bir erzak listesi verdi ve bunları getirince çocuğu teslim edeceklerini belirtti. A.K. kendisine verilen erzak listesini tamamlayarak akşamüstü terör örgütü PKK üyelerine teslim etti. PKK’liler de A.K’nin oğlu M.K’yi serbest bıraktı. A.K, ilçeye dönüşünde olayı güvenlik güçlerine bildirdi. Hatay Valiliği’nin talimatıyla 2 jandarma özel harakât timi bölgede arama yaptı ancak teröristlere ait herhangi bir ize rastlanmadı. Terör örgütü PKK üyeleri tarafından A.K’ye verilen erzak listesinde şunlar yer aldı: 100 kilogram un, 25 kilogram bulgur, 25 kilog Sakızdan Mekap’a... ram pirinç, 25 kilogram makarna, 5 kilogram sucuk, 1 kilogram tütün, 5 kilogram domates, 4 paket tuz, 4 adet 2.5 litrelik kola, 10 kilogram zeytin, 9 kilogram peynir, 1 adet Mekap ayakkabı, 5 kilogram zeytinyağı, 1 adet ağaç testeresi, 1 adet keser, 4x6 metre naylon muşamba, 1 kutu sakız, 1 kilogram sarmısak, 2 kilogram soğan, 1 kilogram çay, 50 adet ekmek, 3.5 kilogram helva ve 5 kilogram çikolata. İZMİR Yeni Akit gazetesi, yeni bir “hedef gösterme” kampanyasına imza atarak Müjdat Gezen’in İzmir’deki sanat merkezinde (MSM) “Kuran ayetleri önünde içkilidansözlü oyun” sahnelendiğini iddia etti. Haberin kesinlikle “asparagas” olduğunu belirten Müjdat Gezen, böyle bir oyunun kendilerine ait olmadığını, İzmir’deki merkezin de çoktan kapandığını söyledi. Gezen, Mehmet Ali Alabora’ya yöneltilen “hedef gösterme” kampanyasının bir benzerinin kendisi için uygulanmak istendiğini, ancak bundan sonuç alamayacaklarını vurgulayarak şöyle konuştu: “Biz İzmir’den taşınalı aylar oluyor. Bizim zaten orada 1.5 yıldır sahne faaliyetimiz yoktu. Ayrıca AKP’li meclis üyeleri CHP’yi sıkıştırdılar ve biz 9 ay önce oradan kovulduk. Öncelikle bu asparagas bir haber. Benim okulum 22 senedir, belki 100’ün üzerinde oyun oynadı. Ancak böyle bir oyunu geçmişte de oynamadık, yakın zamanda da. Ben böyle şeylere müsaade eder miyim? Gazetenin yazdığını sokakta geçen çocuğa söylesen inanmaz. Böyle bir şey olmadı, tamamen kurgusal bir haber. O zaman, Akit gazetesinin Ankara bürosunda rakı sofraları kuruluyormuş, ama ben inanmadım!” Gazeteye dava açacaklarını kaydeden Gezen, “İftira, Kuran’da en büyük günahtır. Allah’tan korkmuyor musunuz?” dedi.