15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2013 SALI 12 üye ülkeler tümüyle desteklemiş, ancak 2. ayakta elenince “blok” halinde İstanbul’a “kırmızı kart” gösterip Tokyo’ya oy verdiler. Bu arada AB İşleri Bakanı’nın açıklamalarıyla mangalda kül koymadığı gerçeği de ortaya çıkmış oldu! HHH Başbakan Erdoğan sonuç hakkında “Tokyo daha önce almıştı. İspanya’da da bir olimpiyat düzenlendi. İstanbul ise almamıştı. Adil davranılmadı. Bu yönüyle 1.5 milyarlık İslam dünyası ile bağlantıları kesip atıyorlar” dedi. Bırakın Hıristiyan ülkeleri, Tunus, Libya, Mısır, Suriye, Lübnan ve Irak’taki kanlı olaylardan dolayı duydukları “İslamafobi”yi (İslam korkusunu); Müslüman ülkelerden acaba kaçı İstanbul’a oy verdi? 1. Haçlı Seferi’nin bayraktarlığını yapıp İstanbul’a da gelen Papaz Pierre L’Ermite gibi Moskova’da Müslüman Suriye’ye Haçlıları kışkırtan Erdoğan’ın Buenos Aires’te “Barış köprüsü kuralım” sözleriyle Picasso’nun “barış güvercini” rolüne soyunmasına acaba Mısır, Suriye, Irak oy verdiler mi? HHH Monako Prensi Albert, sonucu “Bölgedeki istikrarsız durum İstanbul’un adaylığına zarar verdi. Tokyo güvenli bir çift el önerdi. Oyunları finanse etme sorunları yok. Ne inşaat ne de düzenleme anlamında sorunları var!” sözleri ile değerlendirdi. Bu konuda Tokyo ile İstanbul’u kıyaslayabiliriz. 1. Güçlü ekonomiye sahip Japonya, hazır altyapısına Tokyo oyunları için 4.9 milyar dolar harcayacak. Güçsüz ekonomisiyle Türkiye ise sıfırdan başlayacağı altyapısına 19.2, İstanbul oyunlarını düzenlemeye de 2.9 milyar dolar harcayacak. Tabii ki evdeki hesap bu! Anımsarsınız Atina, 2004 oyunları için 10 milyon Avro öngörmüş; evdeki hesap çarşıya uymayıp 20 milyon harcayınca ekonomi çökmüş, yapılan tesisler bugün bakılamaz hale düşmüştü. 2. Londra’daki 2012 oyunlarına Japonya 24 dalın 16’sına 295 sporcu ile katılmış; 7 altın, 14 gümüş, 17 bronz olmak üzere 38 madalya kazanmıştı. Türkiye ise 114 sporcu ile katılmış; 2 altın, 2 gümüş, 1 bronz olmak üzere 5 madalya almış, ancak 4’ü dopingli çıkmıştı! Öteki doping skandalları da oylamada işin tuzu biberi oldu! 3. Oylamada, dünyanın en önemli toplu ölümlere neden olabilecek Japonya’daki “nükleer sızıntı tehlikesi” bile ciddiye alınmamış, ancak Gezi Parkı, Taksim (şimdi de ODTÜ) olayları ve Suriye savaşı daha tehlikeli bulunmuştu. HHH Arjantin’den gelen Türkiye için tek olumlu haber, güreşin 2020 ve 2024 oyunlarına yeniden alınması oldu. Nasrettin Hoca’nın eşeğinin kaybolması ve yeniden bulunması gibi sevindirici bir haber geldi. Güreşçilerimiz aldıkları madalya ile dünyada 5. sırada idiler. Bu kazanç Tokyo’da da sürecek demektir. Tabii dopingli çıkmazlarsa! Bu sonuçlar karşısında derhal istifa etmesi gereken Spor ve Gençlik Bakanı Suat Kılıç, “Türkiye kaybetti diye kına yakanlar… Kına stoku tükenmiş…” sözleri ile bazı insanlarda utanma duygusunun kalmadığını da doğrulamış oldu. Buenos Aires’te oylamayı Türkiye değil, Başbakan Erdoğan kaybetmiştir. Bu sonuç dünyanın gözünde Erdoğan’ın “güven oylamasını” kaybetmesinden başka bir şey değildir. Yabancılar, Türkiye’deki durumu görüyor, Tayyip’in yüzde 50’si ne yazık ki bu gerçeği göremiyor! DIŞ HABERLER [email protected] Rusya, Şam yönetiminden kimyasal silahlarını uluslararası denetime bırakmasını istedi 29. Çağdaş Olimpiyatlar (4) ilindiği gibi “demokrasi” B sözcüğünün kökeni Yunanca “demos (halk)” ve “krasi (güçyönetim)” tamlamasından gelir. Kısaca “halkın yönetimi” demektir. Bu sözcüğün tam karşıtı olan “otokrasi” sözcüğünün kökeni de Yunanca “auto (kendikişi)” ve “krasi (güçyönetim)” tamlamasıdır. Kısaca “kişisel yönetim” demektir. Kişisel yönetim ise diktatörlük değil midir? 29. Oylama çizelgesi Çağdaş Olimpiyatların Tokyo, Madrid ve İstanbul arasındaki seçimi öngören oylaması cumartesi günü Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te yapıldı. İstanbul Madrid’i eledi, ancak Tokyo kazandı. HHH Türkiye’nin eksilerine 3 Eylül Salı günkü 3. yazımızda yer vermiştik. Dediklerimiz çıktı… Ancak önemli bir gerçeği görememişiz! İstanbul’un kazanamaması gerçeğini Nev York Times Gazetesi pazar günü şöyle açıkladı: “Türkiye’deki siyasal ortam istikrarsızdır. Kimilerine göre de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın otokrasisi nedendir!” Bu sözlerin doğrulanması Uluslararası Olimpiyat Komitesi (UOC) Başkan Yardımcısı Thomas Bach’tan “İstikrarsızlık İstanbul’un şansını azalttı…” sözleri ile geldi. Bazı komite üyeleri de açıklamalarında Erdoğan’ın ülkede “laikler” ile “İslamcılar” arasında şiddetli ayrım yaratmasına bağladılar. Dünkü Cumhuriyet Spor Sayfası’nda oylamayı Buenos Aires’te izleyen arkadaşımız Arif Kızılyalın’ın haberini tümleyen dünya basınından alıntılar, Türkiye’ye değil de Erdoğan’a ayna tutuyordu. Bilmiyorum Başbakan bu Dış Haberler Servisi Rusya Esad yönetiminden Suriye’deki kimyasal silahları uluslararası denetime bırakmasını istedi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Moskova’da bir araya geldiği Suriyeli mevkidaşı Velid Muallim’e bu öneriyi ilettiğini, eğer olası bir saldırıyı engelleyecekse bu silahların uluslararası denetime bırakılması yönünde Şam’a çağrı yaptığını söyledi. Lavrov, Şam’dan öneriye ilişkin “çabuk ve olumlu” bir yanıt beklediklerini kaydetti. Rus Bakan uluslararası denetime verilecek bu silahların daha sonra imha edilebileceğini de ifade etti. Muallim ise Rusya’nın önerisini kabul ettiklerine yönelik açık bir ifade kullanmazken “Rusya’nın girişimini memnunlukla karşılıyoruz” dedi. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Kimun da derhal kimyasal silahları Suriye toprakları içinde depolama ve ardından imha Son dakika hamlesi ‘EN KÖTÜSÜNÜ BEKLEYİN’ Amerikan CBS kanalından Charlie Rose’un Esad’la yaptığı ve bir bölümü medyaya yansıyan mülakatın tamamı dün yayımlandı. Esad, ABD saldırısı durumunda “Her türlü eylemi bekleyebilirsiniz. En kötüsünü bekleyin. Karşılığın hükümetten gelmesi de gerekmez. Bölgedeki tek oyuncu hükümetler değil” dedi. Esad, “Bu eylemler arasında kimyasal saldırı olabilir mi” sorusunu “Bölgede muhalifler ya da teröristler veya başka bir grup bu silahlara sahipse olabilir” diye yanıtladı. Muhtemel bir saldırıya karşılığın Suriye dışında ve başka bir yerde de olabileceğini savunan Esad, “Bu doğrudan ya da dolaylı, çeşitli biçimlerde olabilir” dedi. Esad, müdahalenin El Kaide gibi gruplara yarayacağını da vurguladı. edilebilecek şekilde güvenli bölgelere sevk etme talebinde bulunması için BM Güvenlik Konseyi’ne çağrı yapmayı düşündüğünü kaydetti. Ban Kimun, Suriye’den bunun talep edilebileceğini kaydetti. İsrail’de yayımlanan Haaretz gazetesi de, ABD ve Batılı ülkelerin, Suriye’ye müdahale tehdidi karşısında İran, Şam yönetimi ve Rusya’nın bir teklif hazırlığında olduğunu yazdı. Haaretz’in haberine göre söz konusu teklif, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın erken seçimle iktidardan ayrılmasını ve Şam’ın elindeki kimyasal silahların Rusya ya da başka bir ülkeye gönderilmesini öngörüyor. Arap ve İran basınına dayandırılan haberde, teklifin İran Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komitesi Başkanı Alaaddin Burucerdi ile Suriyeli muhatapları arasında birkaç gün önce ele alındığı belirtildi. Söz konusu teklife göre, Suriye için öngörülen, iktidarın aşamalı olarak “demokratik transferi” çerçevesinde, devlet başkanlığı seçimleri öne çekilecek ve Esad aday olmayacak. Muallim’in, ellerindeki Scud ve diğer füzelerin de Tartus’taki Rus deniz üssüne transferi için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den izin isteyeceği de öne sürülüyor. Haaretz’in haberinde, böylece füzelerin muhtemel bir Amerikan saldırısından korunacağı, Suriye’nin kimyasal silahlarını Tartus üssüne aktarmasının da olasılıklardan biri olduğu kaydedildi. Gazetenin haberine göre, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de geçen hafta yaptığı bir açıklamada, “İran liderleri, Suriye yönetiminin, ülkedeki durumun istismarına yol açan büyük hatalar yaptığına inanıyor” dedi. Kerry destek arayışında ‘Esad kimyasalları vermez’ Suriye oylaması öncesi Kongre’ye İran mesajı Suriye’ye muhtemel ABD saldırısı için bekleyiş sürerken, başkent Şam, Esad yanlılarının gösterilerine sahne oluyor. Kazanankaybeden gerçekleri gösteren bir aynaya bakabiliyor mu? HHH 94 ülkenin katıldığı oylamada Tokyo’nun gücü daha ilk sonuçta belli oldu. Aldığı 42 oya 5 oy daha ekleseydi, ikinci aşamaya bile geçilmeyecekti… 1. oylamanın 2. ayağında kapışan Madrid ve İstanbul’da oylar az farkla yüzümüzü güldürdü. Ancak daha o anda kaybedeceğimiz anlaşılmıştı. Çünkü 16 ülke daha İstanbul’un karşısına geçmiş ve biz Tokyo’nun 1. ayaktaki oyunu güç bela yakalayabilmiştik. 2. oylamada ise 13 ülke İstanbul’a sırtını dönerek Tokyo’yu kazandırmıştı. Oylar gizli olduğu için hangi ülkelerin İstanbul’a oy vermediklerini bilmek olanaksız. Ancak bazı varsayımlarda bulunabiliriz. 1. Moskova’da Erdoğan’ın sırtını sıvazlayan Başkan Barack Hussein Obama’nın ABD’si başından beri Tokyo’yu destekledi. “Neden İstanbul değil” sorusunun yanıtını o gün basınımıza yansıyan haberlerden öğrenebiliriz. ABD Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarına Türkiye’nin Güneydoğu bölgesine gitmemeleri uyarısını yapmakla kalmamış, Adana İncirlik Üssü’ndeki ailelerin de ABD’ye dönmelerini istemişti. 2. Bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi olan İspanya’yı öteki Dış Haberler Servisi Washington yönetimi Suriye’yi vurmaya vize almak için Kongre’ye yönelik lobi faaliyetlerini artırırken ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin dün Londra’da Esad yönetiminin “bir hafta içinde tüm kimyasal silahlarını uluslararası topluma teslim ederek bir müdahaleyi önleyebileceği” yönündeki açıklaması dikkat çekti. Ancak Kerry bunun hemen ardından Esad’ın böyle bir adım atmayacağı inancında olduğunu da sözlerine ekledi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise Kerry’nin bu demecinin hemen ardından bakanın Esad’ın kimyasalları vermesinin imkânsız olduğuna yönelik bir söz oyunu yaptığı açıklamasında bulundu. ABD’nin Suriye’ye saldırıya yönelik “gönüllüler koalisyonu”na katılım için parlamentodan onay alamayan geleneksel müttefiki İngiltere’yi ziyaretinde Kerry, mevkidaşı William Hague ile toplantı düzenledi. Esad rejiminin kimyasal silah kullandığı iddiasını yineleyen Kerry, buna karşılık “Hiçbir şey yapmama riskinin bir şeyler yapma riskinden fazla olduğunu” kaydetti. Kerry diğer yandan da “Çözüm, savaşta değil, müzakere masasında bulunacaktır. Ancak bu masaya ulaşabilmemiz gerekir” ifadesini de kullandı. Kerry, savaşa girmekten bahsetmediklerini savunarak “Askerleri bu ülkeye sokmayacağız. Hedef gözeterek Esad’ın kimyasal silah kullanma kapasitesini düşüreceğiz” dedi. İngiltere Dışişleri Bakanı Hague ise insani yardımların arttırılması çabasını arttıracaklarını kaydetti. Kerry ile Hague’nin toplantısı sırasında dışarıda savaş karşıtı protesto vardı. ‘Küçük bir kıvılcım, bölgeyi yakar’ UTKU ÇAKIRÖZER ABD’den Rusya’ya: Oyalayıcı taktik istemiyoruz ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf, Rusya’nın “Suriye’nin kimyasal silahlarını uluslararası denetime bırakması” yönündeki önerisiyle ilgili olarak, söylemlerin içeriğine bakacaklarını ama son iki yılda Esad’ın söylediklerinin tersini yaptığını söyledi. Harf, Rusya ve Suriye tarafından diğer bir oyalayıcı taktik istemediklerini bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney de ABD’nin askeri müdahale nedeniyle Rusya ve Suriye’nin potansiyel bir teklifle geldiğini belirterek Rusya ile konuşacaklarını ama Esad’ın güvenilirliği konusunda şüpheleri bulunduğunu söyledi. Carney, “Esad’a baskıyı sürdürmeliyiz” dedi. Yurt Haberleri Servisi Suriye’nin kuzeyinde PYD ile El Nusra Cephesi arasındaki çatışmalar sürüyor. Rasulayn ve Telebyad’daki şiddetli çatışmalar ve patlamalar Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ve Akçakale ilçelerinde tedirginliğe neden oldu. Suriye’nin Haseki kentine bağlı Rasulayn ilçesinde PYD ve El Nusra Cephesi arasındaki çatışmalar önceki gece yeniden şiddetlendi. Patlamalar, top ve silah sesleri sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Patlamalar Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde tedirginliğe neden olurken yurttaşlar sınır hattından uzaklaştırıldı. ANKARA ABD Başkanı Barack Obama, halkına karşı kimyasal silah kullandığı iddiasıyla Suriye yönetimine karşı sınırlı bir askeri operasyon için Kongre’nin her iki kanadından da onay arayışında. Obama bu onayı alır ve askeri operasyon gerçekleştirirse Beşşar Esad ve destekçileri Rusya, İran ve Hizbullah’ın nasıl davranacağı merak konusu. Tahran yönetiminin bu noktadaki tavrını, İran’ın Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bigdeli Cumhuriyet’e değerlendirdi. Bigdeli ABD Kongresi’ne ve Amerikan halkına mesajını şöyle ifade etti: “Biz Kongre’de bazılarının ABD’yi çatışmaya sürüklemek Ali Rıza istediğini biliyoruz. Ancak karBigdeli şılarında mantıklı kişilerin de olduğunun farkındayız. Suriye hükümetini mahkum etmek için ellerinde delil yok. BM’nin hâlâ bir karar almadığını hatırlatırız. ABD kamuoyu da askeri müdahaleye karşı çıkıyor. İkinci grubun savaş isteyenleri durdurmasını umuyoruz. Çünkü her zaman, büyük savaşlar küçük bir kıvılcımla başlar. Savaşı başlatanın muhakkak savaşı bitireceği de garanti değildir. Bu bölgede meydana gelecek bir ateş herkesi yakacaktır. ‘Barışı sağlayacağız’ diye savaşmanın anlamı yok.” bölgede misilleme yapacağı iddialarına, “Bölgemizde savaş çıkaracak olanlara nasıl bir nefretle bakıldığını herkes biliyor. Milletlerimiz uyanmış durumda. Kendi kaderlerinin yönünün başka tarafa çevrilmesine izin vermeyeceklerdir. Eğer bombaların gücünü göstermeye kalkarlarsa başlarına gelecek olan yeni bir Afganistan, yeni bir Irak trajedisidir. Şu anda her iki ülkede de haftada yüzlerce kişi öldürülüyor” yanıtını verdi. Operasyonun olmaması için uluslararası arenada son dakika girişimleri, formülleri dönüyor. İranlı diplomat ile bunları da konuştuk. Bigdeli, kimyasal silahların başka bir ülkeye transferi konusunda, “Buna ancak Suriye yönetimi karar verebilir. Bakalım Esad ne diyecek” oldu. Bir başka diplomatik çaba da İran, Rusya ve Suriye tarafından geliştiriliyor. Ayrıntıları henüz çok fazla ortaya çıkmadı. Ama temelinde, Suriye’de çok hızlı bir demokratik geçiş süreci modeli yatıyor. Büyükelçi Bigdeli’nin bu konuyu, “Suriye konusunda barışçıl çözüm yolu çerçevesinde herkesin fikrini destekleriz. Benzer bir düşünceyi Türkiye’ye de aktardık. Türkiye ve İran istikrarın sağlanması, akan kanın durması, barışçıl çözüm yolu bulunmasında öncülük edebilir. Bundan üç yıl önce Suriye krizi patladığında yan yana durmuş olsaydık, bugün bu sorunların hiçbiri yaşanmayacaktı. Türkiye ve İran şimdi yine olayların barışçıl yöne seyretmesini sağlayabilir, müdahalenin önüne geçebilir” şeklinde değerlendirdi. Türkiye ile çözeriz Ceylanpınar ve Akçakale diken üzerinde uriye’den ‘yeni Afganistan’ doğar İran ve Tahran yönetiminin etkisi altındaki Hizbullah örgütünün ABD operasyonuna karşı BARKIN ŞIK S ANKARA ABD’nin kimyasal silah kullandığı iddia edilen Suriye rejimine yönelik “cezalandırıcı” mahiyetteki hava operasyonu için geri sayım sürerken Türkiye, 2. Ordu Komutanlığı’nı Ege Ordusu ile takviye edecek. 15 Eylül’den sonra gerçekleşecek takviye işlemi kapsamında motorlu mekanize piyade tugayı 2. Ordu’ya destek Ege Ordusu’ndan sınıra takviye sağlayacak. Suriye sınırını 2. Ordu’ya bağlı 6. Kolordu koruyor. 6. Kolordu’yu takviye edecek birliklere, Suriye sınırına hareket edecekleri takvim konusunda emirlerin de verildiği öğrenildi. Sınır birliklerini motorize piyade tugayları ile takviye edecek olan Türk Silahlı Kuvvetleri, donanmasını da 6 Eylül’de Gölcük’ten Akdeniz’e gönderdi. Türk donanmasına bağlı muharip firkateyn ve denizaltıların görev bölgelerine vardığı belirtildi. ABD, Akdeniz’deki savaş uçağı sayısını 6’ya çıkarırken Ruslar da istihbarat gemilerini Akdeniz’e göndermişti. İngiltere’nin bir çıkarma gemisi de Türkiye kıyılarında bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle