16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 10 EYLÜL 2013 SALI 14 KÜLTÜR Opera sanatçısı Mete Uğur önceki gün 79 yaşında yaşamını yitirmişti Ünlü bariton uğurlandı Kültür Servisi Önceki gün yaşamını yitiren ünlü opera sanatçısı, bariton Mete Uğur için dün Kadıköy Belediye Süreyya Operası’nda bir tören düzenlendi. Bir süredir tedavi görmekte olan Uğur’un cenazesi dün Pendik’te aile mezarlığında toprağa verildi. Aynı zamanda devlet sanatçısı unvanına sahip olan Uğur, 79 yaşındaydı. İstanbul’da doğan Mete Uğur, lise yıllarında şan eğitimi aldıktan sonra 1960 yılında İstanbul Operası’na girdi. Aydın Gün tarafından keşfedilmiş ve onun tarafından İstanbul Operası’na alınmıştı. Kısa sürede Türk operasının yıldızları arasına giren Uğur, 11 yıl Ankara Devlet Operası’nda görev yaptı, İtalya’da La Scala Operası’nda çalıştı. Yurtdışında 35 başkente davet edilen Mete Uğur, aralarında Leningrad, Kiev, Baku, Bükreş, Varşova, Belgrad, Üsküp, Riga, Talin, Kuybişev, Kazan, Gomel ve Frunze’nin de bulunduğu pek çok kentte operalarda oynadı ve konser verdi. Apollo Granforte, Renata Carosio, Aydın Gün ve Saadet İkesus Altan ile çalışan Mete Uğur, 1960’ta İstanbul Şehir Operası’nda “Mm.Butterfly” operasında Sharpless rolü ile ilk kez sahneye çıktı. 20’den fazla opera eserinin başrolünde oynadı. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok temsilde rol aldı. 1965’te Ankara’ya giderek Ankara Devlet Operası’nda görev yapan Uğur, 19701971 sezonunda İtalya’da La Scala operasında çalıştı. La Scala adına bir de konser verdi. Sovyetler Birliği’ne dört kez giden sanatçı, Romanya’nın Bükreş Operası’nda; Polonya’nın Varşova, Vroslaw ve Bydgoss operalarında; Yugoslavya’nın Belgrad ve Üsküp operalarında oynadı; İtalya, Fransa, Tunus ve Kıbrıs’ta da birçok konser verdi. 1976’dan bu yana İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde görev yapan bariton Mete Uğur’un başrol oynadığı opera eserleri arasında “Sevil Berberi”, “Macbeth”, “Maskeli Balo”, “Aida”, “Atilla”, “Hofmann’ın Masalları”, “Carmen”, “La Bohem”, “Mm.Butterfly”, “Konsolos”, “Midasın Kulakları”, “La Traviata” da yer alıyor. Yurtdışında oynadığı operalardan bazıları ise “Rigoletto”, “II Trovatore”, “Sevil Berberi”, “La Triavata”, “Aida” ve “Carmen”. Yazarımızın yazısı elimize ulaşmadığından yazısını yayımlayamıyoruz. ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ Ulusal yarışma filmleri açıklandı Kültür Servisi Bu yıl 4 11 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan 50. Antalya Altın Portakal Film Festivali uzun metraj yarışma filmleri dün düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu. Yönet men Handan İpekçi, yapımcı yönetmen Özgür Doğan, senarist yapımcı Önder Çakar, oyuncu Defne Halman , aka demisyen Prof. Dr. Selahattin Yıldız, sanat yönetmeni Natali Yeres ve sinema yazarı ve SİYAD Başkanı Tunca Arslan’dan oluşan ön jüri değerlendirmesi sonunda 10 filmin yarışmasına karar verdi. Yönetmenler Reis Çelik, Ümit Ünal, Yunan müzisyen Eleni Karaindrou, yapımcı Şükrü Avşar, oyuncu Mahir Günşiray, Prof. Dr. Feride Çiçekoğlu, görüntü yönetme ni Mehmet Aksın, sinema yazarı Burçak Evren ve CNNTürk Programlar Koor dinatörü ve gazeteci Aslı Öymen ve başkan Türkan Şoray ’dan oluşan seçici kurul, Ulusal Yarışma bölümünde şu filmler arasından seçim yapacaklar: “Cennetten Kovulmak” (Fer it Karahan), “Kısa Film” (Ali Kemal Çınar), “Kusursuzlar” (Ramin Matin), “Kutsal Bir Gün” (Serdar Temizkan), “Mavi Dalga” (Zeynep Da dak Merve Kay an), “Mavi Ring” (Ömer Leventoğlu), “Meryem” (Atalay Taşdiken), “Sev Beni” (Mehmet Bahadır Er Maryna Er Gorbach), “Uvertür” (Alpgiray M. Uğurlu) ve “Uzun Yol” (Nihat Seven). Toronto Film Festivali, WikiLeaks olayını anlatan ‘Beşinci Güç’ filmiyle açıldı Sinemanın AVM’sinde politika Çağla Zencirci ile Guillaume Giovanetti’nin ‘Ningen’i, Reha Erdem’in ‘Şarkı Söyleyen Kadınlar’ı ve Onur Ünlü’nün ‘Sen Aydınlatırsın Geceyi’ adlı filmi festivalin çeşitli bölümlerinde sunulacak. MEHMET BASUTÇU “Beşinci Güç” tamamladığı “ Şarkı Söyleyen Kadınlar” ile seçilen Reha Erdem herhalde İstanbul’dan gelecek... Bitmedi. Türk sinemasının nabzını dikkat ve ilgiyle tutmayı sürdüren festival seçicileri, Onur Ünlü’nün fantastik nitelikli çalışması “Sen Aydınlatırsın Geceyi ”yi 15 bölümlü festivalin Öncü programına almışlar... TORONTO Sinema dünyası, ödülleri cumartesi gecesi açıklanan Venedik Festivali’nin son bulmasını beklemeden, her yıl olduğu gibi yine Toronto’ya taşınıverdi. Perşembe akşamı, birkaç gün önce Lido Adası’nda birlikte olan yüzlerce kişi, kartlarını alabilmek için Toronto Festivali merkezindeki akreditasyon gişeleri önünde uzun kuyruklar oluşturmaya başlamıştı bile. Ve burada kısaca “endüstri” diye tanımlanan gişenin önündeki kuyruk, basına ayrılanın önündekinden en az dört misli daha uzundu. Tek başına bu görüntü bile, son yıllarda gözlemlenen gelişmeyi özetler nitelikteydi: Toronto, sinema dünyasının vazgeçilmez AVM’siydi artık... Bir rastlantı sonucu, İstanbul Festivali yöneticisi Azize Tan ile birlikte girdik festival merkezine. Venedik’ten doğru buraya, kendisi gibi festival değiştiren birçok tanıdık çehreyle birlikte uçmuşlardı. Paris’te bir gün kaldıktan sonra bindiğim uçakta da, uzaktan/ yakından tanıdığım birçok Fransız yapımcı, dağıtımcı ilişti gözüme. İlkgösterimi Toronto’da yapılacak olan “Violette” adlı filmin yönetmeni Martin Provost ile baş oyuncusu Emmanuelle Devos, yapımcılarıyla birlikte, hemen yan tarafımdaki koltuklarda yolculuk ediyorlardı. Simone de Beauvoir ile, Paris edebiyat çevrelerinin tanınmış bir diğer kadın yazarı Violette Leduc arasındaki uzun dostluğu anlatan “Violette”, Atlantik ötesinde de ilgiyle beklenen bir film... ürk sinemasından örnekler... Çekimde ya da Türkiye’de olmadıkları zaman Paris’te yaşayan T genç yönetmen çift Çağla Zencirci ile Guillaume Giovanetti’nin de aynı uçağın başka bir köşesinde olduklarını sonradan fark ediyorum. Çağla ile Guillaume’un, bu kez Japonya’da birlikte çektikleri ikinci uzun filmleri “Ningen”, ilk kez Toronto’da Günümüz Dünya Sineması bölümünde sunulacak... Festivalin vitrinlerinden Özel Sunum bölümüne, bu kış Berlin’de ilgi gören “Jin”den hemen sonra olitik gündem... Kısa adıyla Tiff.13’ün açılışı, Amerikalı yönetmen Bill Condon’ın WikiLeaks olayını anlatan “ Beşinci Güç ” (The Fifth Estate) adlı filmiyle yapıldı. Venedik’te son günlerde gösterilen, bazıları belgesel filmlerle gündeme gelen küresel politika, Toronto’da da peşimizi bırakmıyor. Bill Condon’un, bir polisiye film gerilimi içinde akıcı bir dille kotardığı, internet kahramanı Julian Paul Assange’ın yaşanagelen öyküsü, umut ışığı içeren bir mesajla noktalanıyor: Dünyamızda güçler dengesi değişmeye başlamıştır; her şey eskisi gibi süregelemez artık... Ve on gün sürecek sinema şenliği başlıyor. Yüzden fazla dünya prömiyeri yanında, Berlin, Cannes ve geçen hafta Venedik’te yarışan filmlerin çoğunu, yaklaşık 300 filmden oluşan zengin programda bulmak mümkün. P Doğu Erkan yaşamını yitirdi Kültür Servisi Özellikle “Uzaylı Zekiye” adlı diziyle tanınan sinema ve tiyatro oyuncusu Doğu Erkan yaşamını yitirdi. Sanat hayatına İstanbul Tiyatrosu’nda “Bulunmaz Pansiyon” adlı oyunla başlayan sanatçı, pek çok sinema filminde ve televizyon dizisinde rol aldı. Erkan; “Kuruntu Ailesi”, “Süper Baba”, “Dullar Pansiyonu”, “Gurbetçiler” adlı dizilerde ve “Muhsin Bey”, “Sözde Kızlar”, “İffet”, “Neşeli Günler”, “Suçumuz Kadın Olmak” adlı sinema filmlerinde de rol aldı. Sanatçının cenazesi dün Şişli Camii’nde kılınan öğle namazının ardından toprağa verildi. Hababam Sınıfı’na Altın Koza’da özel sergi ADANA (Cumhuriyet) Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz eseri “Hababam Sınıfı”, Altın Koza Film Festivali kapsamında özel bir sergiye konu oldu. Dört bölümden oluşacak sergide, Dolmuş dergisinde yayımlanan “Hababam Sınıfı Karikatürleri”, 1965 yılında Ulvi Uras Tiyatro Topluluğu tarafından sahneye konan, “Hababam Sınıfı Müzikali” fotoğrafları, “Hababam Sınıfı”, “Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı”, “Hababam Sınıfı Uyanıyor”, “Hababam Sınıfı Tatilde”, “Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor” isimli filmlerin fotoğrafları yer alcak. 18 Eylül75. Yıl Sanat Galerisi’nde açılacak sergi, 30 Eylül’e dek devam edecek. An’ların resmi Ramada’da Kültür Servisi Ressam Sevgi Çağal’ın, 27. kişisel sergisi, 13 Eylül’de Ramada İstanbul Asia Hotel’de görülebilecek. Çağal’ın, teması “an” olan, yağlı boya ve karışık teknikle yaptığı 20 eserinin yer aldığı sergi 23 Eylül’e kadar sürecek. Çalışmalarında doğa ve sevgi temalarını işleyen, yuvarlak, doğurgan formları, kullandığı kışkırtıcı renklerle tanınan sanatçı, Nişantaşı Sanat Parkı’nda yer alan “adam&eve” heykeli ve “loveseat” bankı ile de tanınıyor. New York Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı mezunu olan Sevgi Çağal, Paris’te sanat eğitimi aldı. Sanatçı çalışmalarını 1985 yılından bu yana Türkiye’de sürdürüyor. MDOB’de Yeni Sezon “AKP” Milletvekili Prof. Dr. Pelin Gündeş Bakır’ı KINIYORUZ! n İngiliz basını filmi ‘ucuz, acımasız, saldırgan’ olarak niteledi ‘Diana’ yerden yere vuruldu Kültür Servisi İngiltere’de geçen hafta ilkgösterimi yapılan “Diana” filmi, sinema yazarları tarafından yerden yere vuruldu. 15 yıl önce tartışmalı bir araba kazasında yaşamını yitiren Prenses Diana’nın son iki yılını konu alan film, kimi eleştirmenlerce “acımasız ve saldırgan” olarak nitelendi. The Times gazetesinden Kate Muir, Prenses Diana’yı Naomi Watts’ın oynadığı filme tek yıldız verirken, senaryonun utanç verici olduğu yazdı. The Mirror’dan David Edwards filmi “ucuz” diye nitelerken, Daily Mirror’dan Christopher Tookey de “Diana”yı “korkunç sıkıcı” bulduğunu vurguladı. The Guardian’ın sinema eleştirmeni Peter Bradshaw ise Lady Diana’nın 31 Ağustos 1997’de Paris’te geçirdiği feci araba kazasından 16 yıl sonra “bir kez daha feci bir biçimde öldüğünü” yazdı. Öte yandan, filmde Diana’yı canlandıran Naomi Watts’ın oyunu sinema yazarlarından genellikle olumsuz eleştiriler aldı. Buna karşılık The Independent’tan Geoffrey McNab filme üç yıldız vererek Watts’ın oyununu överken, The Daily Express gazetesi de “seyirciyi gözyaşlarına boğacak filmin mutlaka görülmesi gerektiğini” yazdı. Madama Butterfly “Şeriat”ın “2. sınıf” insan olarak gördüğü kadınların ancak, “1923 Atatürk Devrimi” yle gerçek birer “yurttaş” olabildiklerini anımsatıyor; n Ekimde perdeler açılıyor MERSİN (Cumhuriyet) Mersin Devlet Opera ve Balesi yeni sanat sezonunda sanatseverlerin karşısına iddialı eserlerle çıkacak. MDOB yeni dönemde 7’si yeni eser olmak üzere bir müzikal, 4 opera, 5 bale, bir müzikli oyun, 2 çocuk müzikali, 2 oratoryo, bir kantat, eğitim ve tanıtım etkinlikleri ve her ay ayrı bir eserin seslendirileceği senfonik konserler hariç, toplamda 16 eser sahneleyecek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu turnelerini sürdürecek olan MDOB, Haldun Dormen yönetiminde “Lüküs Hayat” müzikalini 1 Ekim’de Mersinli sanatseverlere sunacak. “Bremen Mızıkacıları” eseri 5 Ekim’de, “Notre Dame’ın Kamburu” balesi 2 Kasım’da, “Fındıkkıran” balesi 28 Aralık’ta sahnelenecek. MDOB 2014 yılının başlarında da “La Boheme” operası, “Karyağdı Hatun” operası ile sanatseverlerin karşısına çıkacak. Bir “bilim” kadını olmasına karşın, “kadın”ı 2. sınıf “kul”luğa dönüştüren “tesettür”e bürünüp; “Tesettür” hakkında yaptığı “övücü” söylemin içinde “eriyip” kaybolacağı “uyarı”sıyla birlikte KINIYORUZ! KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ Naomi Watts n Prenses Diana
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle