26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 9 ‘Suriye’de AKP tezleri çöktü’ İngiltere parlamentosunun ‘hayır’ kararı ve dünyadan gelen temkinli açıklamalar sonrası hükümete uyarılar arttı den İstanbul Milletvekili Osman Korutürk, Suriye’ye müdahale konusunda uluslararası toplumun bu kez “hevesliistekli” görünmediğine dikkat çekti. İngiltere parlamentosunun kararını, “1 Mart tezkeresi” sürecine benzeten Korutürk, ABD’nin müdahaleye dönük açıklamalarının da daha çok “yasak savma” kabilinden olduğunu vurguladı. Suriye’ye yönelik bir operasyonun tehlikeli sonuçlar doğuracağını ve bunun en büyük zararının da Türkiye’ye olacağını belirten Korutürk, “Şunun için tehlikeli harekât kararı alırsınız, İzmir’e gelip kalacak yer bulamayan Suriyeliler, Konak Meydanı da dahil olmak üzere şehrin çeşitli noktalarında açık alanlarda yatıp kalkıyor. (DHA) AYŞE SAYIN/SİNAN TARTANOĞLU Suriye Krizi Güçler Dengesini Etkiliyor İngiliz tarihçi Niall Ferguson, emperyalizmin serüvenini anlattığı “Britanya’ nın Modern Dünyayı Biçimlendirişiİmparatorluk” isimli kitabında; “Soru basitçe şuydu” diyerek konuyu özetler: “Dünya (büyük paylaşım savaşında) Fransız mı, yoksa Britanyalı mı olacaktı?” 18. yüzyılda boy veren güçler arası bu “Büyük Oyun/çekişmeye” tabii arkadan Amerikan imparatorluğu da eklemlendi… Ve 20. yüzyılın çift kutuplu Soğuk Savaş evreni bir yana bırakıldığında; dünya büyük ölçüde bu Batılı üç gücün hegemonyası ile şekillendi. Suriye krizi şimdi işte bu üç hegemonya gücü arasında dengeleri değiştiriyor… İngiltere parlamentosundaki son oylama bu bağlamda tarihi önem taşıyor. İngiliz parlamentosu, önceki akşam biliyorsunuz, “Suriye’ye müdahale tasarısını” geri çevirdi ve askeri operasyona “hayır” dedi. Muhafazakâr Başbakan Cameron’un partisinden 30 milletvekilinin bayrak açmasıyla çıkan sonuç çok “büyük bir sürpriz” olarak yorumlandı. Cameron beklemediği bozgun karşısında şoke oldu. Oylama hakkındaki yorumlar çok çeşitli… Kimileri sonucu, on yıl sonra etkisini hissettiren bir “Irak travması” ile açıklıyor… Saddam’ın kitle imha silahları konusunda atılan palavralar hâlâ hatırlarda olduğu için, Esad’ın kimyasal saldırısı hakkında öne sürülen iddialara kimse kolay kanmıyor. Başbakanın bir BM yetkisi olmadan, ülkeyi, Irak savaşı günlerindeki gibi askeri müdahaleye razı etmeye çalışması da; basiretsizlik sayılıyor. Kimileri, bunların ötesinde İngiltere’nin tarihi bir dönüm noktasında olduğunu iddia ediyor. Az buz değil, “Büyük Oyun” günlerinin sonuna gelindiğini öne sürüyor. “Guardian” köşe yazarlarından Polly Toynbee örneğin; “Bu bir solsağ kayması değildir” diyor: “Bu savaşlardan yorulan Britanya’nın, daha fakir ve daha az güçlü olduğunun, uzun zaman ertelenmiş kabulüdür… 250 yıl boyunca küresel bir güç olduk. Ama artık Büyük Oyun bitti!” Suriye oylamasının “tarihi önemi” konusunda her halükârda herkes hemfikir... İngiltere parlamentosu tarihinde ilk kez, hükümet tarafından önerilmiş olan bir “askeri müdahale planı” reddedilmiş… Ve ilk kez büyük stratejik önem atfedilen… ABD ile birlikte hareket etme ilkesine karşı çıkılmış! ABD ile İngiltere “özel ilişkisi” bağlamında, bu bir “sonun başlangıcı” olarak dahi görülüyor! “İngiltere, mevcut şartlarda” deniyor; “ABD’ye sürekli eşlik etmekten ve ABD’nin stepnesi, koltuk değneği olmaktan yorgun düştü. Ortadoğu’da ABD habire kontrpiyede kalıyor. Öncülük etmek yerine ‘arka koltuktan yöneten’, aksayan ve de topallayan bir gücü izlemekte İngiltere zorlanıyor. Şartlara bu nedenle yeniden göz atmak istiyor!” ANKARA Suriye’ye müdahaleye İngiltere’den “veto” gelmesi, dünyada da “frene basma” eğilimlerinin çıkması üzerine AKP’ye yönelik uyarılar yoğunluk kazandı. CHP’den, “Hükümet durumunu yeniden değerlendirmeli, aksi takdirde Türkiye açısından çok tehlikeli ve riskli bir sürece girilir. Türkiye, operasyona çanak tutmak yerine, çözüme dönük politika yürütmeli” uyarısı yapıldı. CHP’nin diplomat kökenli isimlerin başlatırsınız ama bitirmek başlatanın elinde değildir. Yapılan operasyonda beklenmedik bir şey olursa, örneğin Suriye bir bombardıman yapan uçağı düşürürse, İsrail’e, Türkiye’ye bir balistik saldırısı yaparsa, sorun çok daha büyür. O nedenle çok tehlikeli. O nedenle CHP olarak biz başından beri meşruiyet lazım, BM kararı lazım, diyoruz” dedi. BM kararı olmadan adım atılmamasını ve karar olursa da mutlaka hükümetin Meclis’ten yeni bir tezkereyle yetki istemesi gerektiğini belirten Korutürk, Dış basın Türkiye’nin sıkıştığı görüşünde “Ancak, hükümet de yeni bir ‘1 Mart tezkeresi durumu çıkabilir’ diye düşünüyor olabilir. Çünkü AKP içindeki herkesin gözü kör değil, aklı başında, ülkenin çıkarlarını düşünen insanlar var” görüşünü dile getirdi. Hükümetin bundan sonraki süreçte çok dikkatli bir politika izlemesi gerektiğini belirten Korutürk, “Hükümetin, kendi bölgesinde kendi sınırlarıyla direkt teması olan bir ülkeye böyle bir müdahaleye çanak tutmak yerine, diplomatik yollardan çözüm arayışı başlatması gerekir. Çünkü bu harekât nedeniyle ilk ağızdan zarar gören Türkiye olacaktır” dedi. KP El Kaide ve El Nusra’ya desteğini çekmeli CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, İngiltere’de yapılan oylama sonuçlarının Türkiye’nin Suriye politikasında yalnız kaldığını bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek “AKP’nin bütün tezleri çökmüştür. Mısır’da Batı’yı suçlayan AKP, Batı’nın Suriye’ye müdahalesi için yalvar yakar bir duruma gelmiştir” görüşünü dile getirdi. Dış politikanın böylesi çelişkileri kaldıramayacağını belirten ve hükümetin acil olarak çok sayıda adım atması gerektiğini kaydeden Toprak, “Suriye konusunda atılacak en önemli adım, Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak geçen köktendinci terör örgütlerine AKP’nin yaptığı silah ve her türlü lojistik desteğin kesilmesidir” dedi. A ‘Sıfır sorun’dan ‘sıfır dost’a Dış Haberler Servisi Dış basın Türkiye’nin bölge meselelerinde izlediği taraf olma politikalarını eleştirdi. Fransız Le Figaro gazetesi ve Amerikan New York Times gazetesinin uluslararası yayın organı olan International Herald Tribune’da yer alan yorumlarda Türkiye’nin izlediği politika nedeniyle sıkışmaya başladığına değinildi. International Herald Tribune’daki yorumlarda Batılı liderlerin Suriye’ye silahlı bir saldırıyı ölçüp biçtikleri, eski bir İngiliz diplomatın da Avrupa’da 17. yüzyılda 30 Yıl Savaşları gibi din, toprak ve siyaset konularında meydana gelen savaşların benzerlerinin halen Ortadoğu ve ötesinde de yaşandığı söylemine yer veriliyor. 16181648 arasında yaşanan 30 Yıl Savaşları’nın, toprak, din, politika temelli mücadele içinde olan Avrupa’daki çok sayıdaki gücün arasının bozulmasına yol açtığına dikkat çekilirken, buna eşdeğer modern bir durumun da Ortadoğu’da yaşandığından söz edildi. Yorumlarda, Amerika önderliğindeki Batılı askerlerin on yılı aşkın süredir Afganistan’da savaştığı ve bu sürenin 1. ve 2. Dünya Savaşlarının sürelerinin toplamından daha fazla olduğu vurgulandı. Bu yaşanan süreci “kesintisiz savaş hali” olarak yorumlayan Alan Cowel, bölgedeki ittifakların şaşırtıcı ve kontrol edilemez bir hızla değiştiğini ifade etti. Yorumda “Mısır’ın İslamcı Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin temmuz başında devrilmesine kadar düşman olan Şam ve Kahire’deki otoriteler, şimdi sokaklarındaki katliamları haklı göstermek için terör ve radikal İslamcılara karşı aynı savaş mantığına başvuruyor. Gazze’de bir zamanlar yükselen İslamcı konsensüsün bir parçası olan Hamas da, destekçisinin düşüşünden sonra izole olmuş durumda. Bir zamanlar bölgesel bir güç simsarı olan Türkiye ise, ortaya çıkmalarına yardımcı olduğu güçler arasında sıkışıyor” denildi. Le Figaro ise, Türkiye’nin izlediği politikalar sebebiyle bölgede izole hale geldiğini, Türkiye’nin izlediği dış politikanın artık taraflı olarak algılandığını ve bunun Türkiye’nin bölgedeki yumuşak gücü üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu belirtti. Yapılan yorumda Türkiye’nin bölgede tecrit olmaktan ve diplomatik gerilemesinden kurtulmak için muhtemel müdahaleye katılmak istediği vurgulandı. Türkiye’nin Mısır’daki gibi bölge meselelerinde taraf olduğu ve bunun Türkiye’yi “sıfır sorun”dan “sıfır dost”a sürüklediği yorumu yapıldı. 3 günde 5 bin sığınmacı geldi DİYARBAKIR/ İSKENDERUN (Cumhuriyet) Suriye’ye askeri müdahalede bulunulabileceği olasılığı üzerine Suriye’nin İdlib ve Halep yöresinden Türkiye’ye göç eden sığınmacı sayısı arttı. Pasaportla gelenler Türkiye’ye geçiş için Cilvegözü Sınır Kapısı’nı kullanırken, pasaportu olmayanlar da sınır köyü Beşaslan ve yöresini kullanmayı sürdürüyor. Müdahale söylentileri üzerine son 72 saatte 5 bin Suriyelinin Türkiye’ye geçtiği bildirildi. Çadır kentlerin dolu olması nedeniyle bazı Suriyeliler, kentteki parklarda yaşamaya başladı. Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’na Malatya ve Merzifon üslerinden savaş uçağı sevkıyatı sürüyor. Diyarbakır’a son birkaç günde 100’e yakın uçak sevk edildiği iddia edildi. Üsteki hangar sayısının yetersiz kalması nedeniyle bazı uçaklar hangarların yanında bekletildi. Savaş uçakları dün de sınırda keşif uçuşu yaptı. ‘Büyük Oyun’un sonu etin: En büyük zararı Türkiye görür Ç İran’dan sonra en İsrailli azılı yazardan sert düşman çıkış: Türkiye Dış Haberler Servisi İsrail gazetesi Yediot Ahronot’ta dün yayımlanan Hagai Segal imzalı “Özür için üzgünüz” başlıklı başyazıda, Türkiye’ye çok ağır eleştiriler yöneltildi. İsrail’in yaklaşık 6 ay önceki, Mavi Marmara olayı hakkındaki özrünün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından zayıflık olarak görüldüğünü belirten Segal, İsrail hükümetinin işlemediği bir suçtan dolayı “Ankara’nın önünde diz çöküp af dilediğini ve bunun karşılığında yüzüne birçok kez tükürüldüğünü” yazdı. Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e “bela olmaya” devam ettiğini ve haklarında asılsız suçlamalarda bulunduğunu dile getiren yazar, Mavi Marmara olayında sorumluluğu kabul etmelerine rağmen Erdoğan’ın uzlaşmacı bir tavır takınmadığını belirtti.Ulusal Güvenlik danışmanı Yaakov Amidror’un televizyonda yaptığı “Erdoğan’ın İsrail’e saldırmaya devam edeceğine inanmıyorum” açıklamasına rağmen saldırılarına devam ettiğini yazan Segal, Erdoğan’ın İsrail’i küçük düşürme kampanyası başlattığını savundu. Erdoğan’ın Mısır’daki olayların arkasında İsrail’in olduğu suçlamalarını hatırlatan yazar, “bölgede İran’dan sonra an azılı düşman Türkiye” değerlendirmesinde bulundu. Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, İngiltere parlamentosunun kararı ile ilgili olarak Irak deneyimini anımsattı. Çetin, “Bu tür müdahaleler ile aslında hiçbir sonuç alınmadığı geçmişteki olaylarla açıkça ortada. Dış müdahale ile başka bir ülkedeki durumu düzeltmenin olanağı yok. Irak olayında var olduğu söylenenlerin olmadığı ortaya çıktı. Belki de onun da etkisiyle böyle bir karar vermiş olabilirler” dedi. ABD’de de bir “yavaşlama” olduğunu belirten Çetin, “Ancak Başkan’ın söylediklerini mutlaka, bir şekilde gerçekleştirmek gibi sorumlulukları var. Obama ‘Kırmızı çizgi kimyasal silahtır’ dedi. Kimyasalın kullanıldığı aşağı yukarı belli. Kimin kullandığı tam olarak bilinmiyor” diye konuştu. Tüm bunlara karşın müdahale durumunda Dış Haberler “Amerika’nın 10 bin kilometreServisi den, İngiltere’nin birkaç bin kiİran’da lometreden gelip gideceğini, andevrimden cak en büyük zararı Türkiye’nin bu yana ilk göreceğini” ifade eden Çetin, şöykez bir kadın, le devam etti: dışişleri “Türkiye başından beri son derebakanlığı ce yanlış bir şekilde çok fazla müdasözcülüğü hil oldu. Tüm sorunu Beşşar Esad’ın görevine gitmesine bağladı. Onu gündemin getirildi. başına getirdiğiniz zaman diplomaİran resmi tik yollarla çözümü büyük ölçüde haber ajansı zorlaştırmış olursunuz. Ben aslınIRNA, Dışişleri Bakanı Muhammed da çözümün hâlâ diplomasi ile sağCevad Zarif’in, Merziye Afham’ı bakanlık lanabileceğini düşünüyorum. Böyle sözcüsü olarak atadığını duyurdu. IRNA’nın bir savaşı ya da müdahaleyi zaten haberinde, “İran İslam devriminden bu planlayamazsınız. Kosova’da sayana 8’inci dışişleri bakanlığı sözcüsü olan atler günler derken aylar geçmişti. Afham, aynı zamanda bu göreve gelen Türkiye ile Suriye arasındaki sınıilk kadın olma özelliğini taşıyor” ifadesi rın, her türlü terör örgütünün, kakullanıldı. Bazı büyükelçilik görevlerine de çakçıların, teröristlerin geçtiği Afkadın diplomatların atanması planlanıyor. ganistanPakistan benzeri bir sınıra gitmesinden endişeleniyorum.” Tahran’da ilk kadın sözcü mperyal ilişkiler gözden geçiriliyor İngiltere parlamentosundaki oylama başka deyişle “emperyal ilişkilerin gözden geçirilmesi” anlamına geliyor. Mısır’da atılan yanlış adımlardan sonra Suriye’de de sürekli kararsızlıklar içinde bocalayan Obama için, İngiliz oylamasının ağır darbe olduğunu söylemeye hacet yok… Londra’daki “hayır” oyunun ardından, şimdi biraz daha vakit kazanmaya çalışan Obama’nın Suriye politikaları böylelikle büsbütün çıkmaza girmiş görünüyor. CNN’ye verdiği geçen haftaki söyleşisinde, askeri müdahale için kuşkulu bir tavır sergileyen Başkan, birkaç gün önce “hızlı müdahale” moduna geçmişti. İngiliz parlamentosundaki oylamanın ardından, tekrardan bir ayak sürüme faslına girilmiş oldu… Washington’un etkili düşünce kuruluşlarından “Carnegie Endowment for International Peace”in üyelerinden olan ve “Financial Times”, “Repubblica”, “El Pais” gibi gazetelerde yazıları yayımlanan tanınmış yorumculardan Moises Naim; Obama’nın Ortadoğu politikasındaki bu dalgalanmaları; emperyal gücün miyadını doldurmasıyla açıklıyor. “‘Gücün Sonu/The End of Power’ isimli son kitabımda anlattığım gibi” diyor Naim; “Uluslararası bir düzen kuracak ve bunu dünyaya dayatacak bir güç artık yok. Kimse bundan böyle kuralları tanzim edecek güce sahip değil. Amerika dahi bu güçte değil. Mısır’da olanlara bakın! İhvan, şeffaf olmayan bir seçimle iktidara gelmiş olsa da, ABD aslında Mısır’da bir başka isyan yaşanmasını istemiyordu. Ama bunu engelleyemedi ve Müslüman Kardeşler’e olan öfkeyi frenleyemedi. İngiliz ve Fransız yöneticilerin, haritada ülke sınırlarını çizdikleri günler geride kaldı…” Cameron ile Obama’yı sarsan “Suriye kasırgasının”, şimdi Hollande üzerinde yaratacağı etkiler merak konusu. Suriye’deki nüfuzunu ne pahasına olursa olsun korumak isteyen Hollande; “askeri operasyon kartını” canla başla sallamaya devam eden tek önemli aktör kaldı. “Le Monde”a konuşan Fransa Cumhurbaşkanı; “İngiliz parlamentosundaki ‘hayır’ oyunun, Esad’ı cezalandırmak konusunda Fransa’nın kararlılığını etkilemeyeceğini” söyledi. Önümüzdeki günler bakalım ne gösterecek. E ‘Düzen kuran güç yok’ Gangnam kurbanı oldular angnam” dansı yaparken yakalanan İsrail askerleri görevden uzaklaştırıldı. İsrail’de yayımlanan Jerusalem Post gazetesinin haberine göre Batı Şeria’da devriye gezen İsrailli askerler, Hamas yanlısı bir Filistinli grubun eğlendiği bara girdi. Ancak tam teçhizatlı askerlerin barda bulunanlarla birlikte ve zaman zaman Filistinlilerin omuzlarında “Gangnam” dansı yaparken çekilen görüntüleri yayımlanınca ortalık karıştı. Görüntüler üzerine Savunma Bakanlığı, askerler hakkında hayatlarını gereksiz yere tehlikeye attıkları gerekçesiyle soruşturma açmıştı. “G
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle