Katalog

24 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 sıçrayabilir.... Türkiye ne Mısır, ne İran, ne Irak, ne Sudan ne de bir Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesidir... Demokrasinin “İslam kardeşliği” gibi saçma sapan bir kavramla gelişeceği ise bir yutturmaca. Sanılıyor ki demokrasi şeriat hukukuyla hayata geçecek! Yok böyle bir şey! İslam coğrafyasında tek laik ülke Türkiye’dir... Ağır aksak olsa bile demokratik rejim bizim ülkemizde vardır... Laikliğin temeli yıllardır oyulsa bile onu yıkmaya kimsenin gücü yetmemiştir. HHH Bugün yürürlükte olan anayasal hukuk devleti düzenini, demokrasiyi hiç kimsenin sorgulamaya, evrensel kriterleri çiğnemeye hakkı yoktur. Evrensel insan hakları, demokrasinin ve hukuk devletinin olmazsa olmaz koşullarıdır. Demokratik düzen sorgulanamaz! Hiç kimse demokrasiyi ortadan kaldırmak gibi bir suçu işleyemez! Siyasal erk, gazetelerin attığı manşete, köşe yazılarına karışamaz. Mısır’da askeri darbeyle devrilen Mursi’nin değil, Mısır halkının yanında olacaksınız. Elbet darbeyi kınayacaksınız... Mısır’da salt Müslüman Kardeşler yok, başka partiler de var. Bu partilerin arasında radikal İslamcı, Mursi karşıtı parti de bulunuyor. HHH 2013 yılında Ortadoğu coğrafyasında yaşananlar, o ölümler, acılar, gözyaşı, nefret, kin... Ey halkım, kim mazlum kim zalim, işin içinden çıkabiliyor musun? Ben çıkamıyorum! Hem kendi ülkemde olup bitenlere bakıyorum hem de Ortadoğu’daki o yangına... Alevlere! Sun Axelsson’un dizelerini okurken, daha iyi algılıyorum yaşananları: “Zalimliği acıdan daha iyi biliyorum acıysa güzellikten daha iyi, sevinçten neşeden daha iyi.” Evet ağlayalım Suriye’de, Mısır’da ölen çocuklar ve gençler için. Ağlayalım tüm dünyada ölen çocuklar için. Ağlarken unutmayalım kendi çocuklarımızı. Ethem, Mehmet, Ali İsmail ve öteki çocuklarımız için de... 70 gündür uykuda olan Berkin’i de anımsayalım! CHP, başvuru süresini uzatıyor HAICBEKTAŞ’TA SORUŞTURMA AYŞE SAYIN Genel merkezin belirleyeceği isimlerin yıpratılmasına karşı önlem Zalim Kim, Mazlum Kim? Bilmem laiklik kavramını, demokrasinin sandıktan çıkmak olmadığını, şeriatla demokrasilerin geliştirilemeyeceğini anlayabildik mi? Mısır’da ve Suriye’de yaşananlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da o kin, nefret, intikam duyguları, mezhep ve aşiret çatışmaları... Masum çocukların kefenlere sarılmış soğuk bedenleri... Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da İslam ülkeleri cayır cayır yanarken, BM’nin sessizliği, varsıl emperyal ülkelerin kendi çıkarları için bu yangını, ölümleri seyretmeleri sizce nedir? HHH Çin, Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa... O sömürgecilik ruhu! İran’ın tutumu! Hiçbir ayrım yapmadan, mezhepsel çatışmalarda yansızlığımızı koruyarak, insani duygularımızla bakmamız gerekir o yükselen yangının alevlerine... Diktatöre diktatör diyeceğiz, insan ciğeri yiyen o acımasızlara karşı vicdanımızın sesini dinleyeceğiz. Demokrasilerin laiklik temelinde yükseldiğini anlayacağız. Laik sistemimizi daha da sağlamlaştırıp, yaşam biçimine dönüştüreceğiz. Mezhep ve aşiretlerin kanlı hesaplaşmalarını destekleyen emperyalist güçlere karşı, demokrasimizi güçlendireceğiz. Bunun bir başka yolu yok! Toplumu “laikçi” diyerek düşman belleyenler, İslam coğrafyasına iyi bakmalı... Suriye’de ölen o masum çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler... Nerede kardeşlik, nerede sevgi, kardeşlik, insanlık? Yerle bir olmuş! HHH Kan gölüne dönüşen, alev alev yanan, birbirlerini boğazlayan bu ülkelerin hiçbirinde demokrasi yok. Çünkü bu ülkeler şeriata göre yönetilmek isteniyor... Yemen, Sudan, Afganistan, Irak, Libya ve öteki ülkeler... İkide bir işaret parmağınızla İsrail’i ve Batı ülkelerini göstermeyin. Laikliği kavrayın! Demokrasilerin laiklik temelinde yükseleceğine artık inanın... O alev topu Türkiye’ye de Gezi oyları 12 puan artırdı CHP’nin anketlerine göre AKP ile oyların “başa baş”a yükselmesinin en önemli etkeni Gezi olayları oldu. Yapılan anketlerde CHP’nin güçlü olduğu ilçelerde oy oranı mevcudun birkaç puan üstüne çıkarken, AKP’nin güçlü olduğu bazı yerlerde CHP oyları 12 puan yükseldi. Yumruk olayı giderek büyüyor SELDA GÜNEYSU ANKARA Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın Hacıbektaş’ta uğradığı yumruklu saldırıya ilişkin soruşturma, 5 polisin açığa alınmasının ardından, Hacıbektaş Belediyesi’ne de uzandı. Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, soruşturmanın büyük bir gizlilik içinde yürütüldüğünü kaydetti. Soruşturmada, müfettişlerin “Başbakan Yardımcısı’nı korumada emniyette görevli kişilerin ihmali var mı” sorusunu sorduklarını dile getiren ve “Bu soruşturmaya kıyısından köşesinden biz de dahiliz” diyen Selmanpakoğlu, “Belediyeyi de soruşturuyorlar. Oradaki etkinlikleri izlemek üzere görevli kartlarını arkadaşlarımız vermişlerdi. Arkadaşlarımıza, ‘Sarı basın kartı olmadığı tespit edilen Hüseyin Satı’ya belediye olarak neden görevli kartı verdiniz’ sorusunu yöneltiyorlar. O gün korumada herhangi bir aksaklığın olup olmadığını araştırıyorlar. Bu aksaklığa neden olan kişiler kimdir, onu soruyorlar” bilgisini verdi. Selmanpakoğlu, “ Böyle bir olay olmasaydı, iyiydi. Biz son derece üzüldük. Bu törenlere gelip de ‘Üzülmedim’ diyecek tek kişi çıksın, sanmıyorum. Dolayısıyla Hacıbektaş’ı cezalandırmaya kalkışmak haksızlık olur” dedi. ANKARA CHP, 2014 yerel seçimleri için başvuru süresini “esnetmeye” hazırlanırken, parti yönetiminin İstanbul için aday göstermesine kesin gözüyle bakılan Mustafa Sarıgül’ün ekim ayında partiye katılması bekleniyor. CHP’de daha önce 2 Eylül olarak açıklanan aday adaylığı başvuru süresiyle ilgili yeni düzenlemeye gidildi. Buna göre il ve ilçe örgütlerine başvurular 2 Eylül’e kadar alınacak, ancak kamu görevlileri için ve genel merkezin belirleyeceği isimler için bu süre uzatılacak. Özellikle genel merkezin parti dışından belirleyeceği ya da kamu görevlilerinden göstereceği adayların erken açıklanmasının iktidar baskısına maruz kalabileceği ya da yıpratılabileceğini dikkate alan parti yönetimi, “kritik” isimler için aday başvurularını YSK takvimine göre alacak. YSK takvimine göre seçimlere 45 gün kalana kadar adaylar açıklanabildiği için 29 Mart 2014’te yapılması planlanan seçim için CHP ocak ayı ortalarına kadar adaylık başvurularını alacak. CHP yönetimi, bu konudaki kesin kararını 8 Eylül’de toplanacak Parti Meclisi’nde netleştirecek. Sarıgül’ün ise ekim ayı ortalarında CHP’ye üyelik başvurusu yapması, ardından toplanacak PM’de üyeliğinin kabul edilmesi, ardından da İstanbul Büyükşehir belediye başkan adaylığının ilan edilmesi planlanıyor. Kulislerde, Sarıgül’ün adaylığının 29 Ekim’de ilan edileceği de konuşuluyor. İçelerde de iddialı İstanbul’da halen 12 ilçe beledi yesini elinde bulunduran CHP’nin yaptırdığı anketlerde bu ilçelerin tümünde CHP önde görünüyor. CHP yönetimi, oy oranı açısından “sıkıntılı” görünen Adalar için isim arayışını sürdürüyor. Yapılan kamuoyu yoklamalarına göre Eyüp, Beylikdüzü, Küçükçekmece, Tuzla ve iyi bir adayla da Beyoğlu’nda seçimi alma hesabı yapıyor. İstanbul’u “mutlaka alınacak belediyeler” listesine alan CHP’nin anketlerinde AKP ve CHP başa baş görünüyor. CHP’yi İstanbul’da tedirgin eden gelişme ise BDP’nin Sırrı Süreyya Önder’i aday göstermesi oldu. Ancak kulislerde, Önder’in daha çok “AKP’ye oy veren Kürt seçmen”in oyunu alacağı yorumları yapılıyor. Maslak Fatih Ormanı Camisi’nde cuma namazı kılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gazetecilerin sorularını yanıtladı. (Fotoğraf: AAMETİN PALA) Cumhurbaşkanı BM’yi ayak oyunları yapmakla suçladı: Suriye için artık İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye’de binin üzerinde insanın kimyasal silahlarla vahşice katledilmesinin çok büyük bir insanlık suçu olduğunu ifade ederek “Suriye’de yaşananlarla ilgili artık söylenecek söz kalmamıştır, artık fiili, somut adım atma zamanıdır” diye konuştu. Maslak Fatih Ormanı Camisi’nde cuma namazı kılan Gül, gazetecilerin Suriye’ye ilişkin sorularını yanıtlarken “Bu katliamı yapanlar tarihte lanetle anılacaklardır, öyle geçeceklerdir” diye konuştu. “Suriye’de yaşananlarla ilgili artık söylenecek söz kalmamıştır” diyen Gül şöyle devam etti: “Artık fiili, somut adım atma zama Muammer GÜLER: Alan dardı T.C.’yi kaldırdık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın, Denizli, Balıkesir ve Bursa valiliklerindeki tabelalardan “T.C.” ibarelerinin kaldırılmasına ilişkin soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı Muammer Güler, “alan darlığı” nedeniyle T.C. ibaresinin kaldırıldığını “konunun istismar edilmemesi için” T.C. ibaresinin yeniden konulduğunu belirtti. Güler, “Tabelaların bulunduğu alanın dar olması nedeniyle yazının uzaktan daha belirgin ve okunabilir olması için tabelanın valilik olarak düzenlendiği fakat konunun istismar edilmemesi amacıyla tabelaların yeniden T.C. Balıkesir Valiliği şeklinde değiştirildiğini” söyledi. Yanıta tepki gösteren CHP’li Oran ise “Yurttaşlarımız ve sayın valilerimiz hiç merak etmesinler, CHP iktidarında Türkiye Cumhuriyeti ve T.C. ibaresi bütün belgelere, tabelalara rahatça sığacak, bundan kimse kuşku duymasın. 93 yıldır tabelalara sığan T.C. yazısı niçin AKP döneminde sığmaz oldu birden bire” diye konuştu. adım atma zamanı NAZLIAKA’DAN AĞLAYAN ERDOĞAN’A SORU: nıdır. Bunun için BM Güvenlik Konseyi’nde diplomatik manevralarla ve ayak oyunlarıyla bu işleri geçiştirmenin ve zamana yaymanın maliyeti de çok büyük olacaktır. BM sistemini çökertecektir bu bütün insalık vicdanında. Onun için çok somut adımları atma zamanı gelmiştir. Bu acıların tekrarlanmaması için uluslararası camianın hep beraber, ki Türkiye buna hazırdır, gerekeni yapması şarttır.” Gül, eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in tahliyesi konusundaki sorular üzerine de “Şimdi seçilmiş cumhurbaşkanı ve arkadaşlarının artık bir an önce serbest bırakılmasıyla ilgili hiçbir izah ileri sürülemez” dedi. geleceği yok muydu? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Suriye için ağladığı görüntüleri dikkatle izlediğini belirterek “Başbakan’ın da o cümleleri bu ülkede ölen gençlerimiz için kurmasını arzu ederim. Çünkü Başbakan ‘Esma’nın önünde uzun bir gelecek vardı’ demişti. O gelecek Abdullah Cömert, Mustafa Sarı, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük için yok muydu?” dedi. Nazlıaka, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de sadece Temmuz ayında “9 kadının öldürüldüğünü, 20 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edildiğini, 10 kadına şiddet uygulandığını, 19 kadın ve kız çocuğuna cinsel tacizde bulunulduğunu, bu tecavüzlerin yüzde 55’inin tanıdıkları erkekler tarafından gerçekleştirildiğini” açıkladı. Gazetecilerin Suriye’de kimyasal silah kullanıldığına ilişkin sorusu üzerine de Nazlıaka, “Onun için bunu kınıyoruz. Bırakın uluslararası anlaşmaları, bu her şeyden önce bir insanlık suçudur. Hiçbir vicdana sığmayacak bir suçtur. Bizlerin bu olaylara yaklaşımı acıları yarıştırmak şeklinde değildir. Biz Suriye’de ölenler için de, Mısır’da ölenler için de, Türkiye’de ölenler için de üzülüyoruz. Dün Sayın Başbakan’ın televizyonda Esma’nın ölümüyle ilgili yaptığı açıklamaları dikkatle izledim. Ben de Esma’nın ölümünden çok etkilendim ve çok üzüldüm. Aynı cümleleri bu ülkede ölen gençlerimiz için de kurabilirim. Başbakan’ın da o cümleleri bu ülkede ölen gençlerimiz için kurmasını arzu ederim. Çünkü Sayın Başbakan ‘Esma’nın önünde uzun bir gelecek vardı’ demişti. O gelecek Abdullah Cömert, Mustafa Sarı, Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük için yok muydu?” dedi. Peki Ali İsmail’in Makamındaki ilk işi Erdoğan’ın fotoğrafı ile poz vermek oldu ‘Vali yaptınız teşekkür ederim’ Son kararname ile Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı’ndan Elazığ Valiliği’ne atanan Ömer Faruk Koçak, dün görevine başladı. Havaalanında Vali Yardımcısı Altuğ Çağlar, Belediye Başkanvekili Atik Birici, Jandarma Alay Komutanı Albay Sefer Resuloğlu ve kurum müdürleri tarafından resmi törenle karşılandı. Daha sonra makamına geçen Vali Koçak, makam odasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafıyla gazetecilere poz verdi. Ataması nedeniyle hükümete teşekkür eden Koçak, “Elazığ halkının, hayrı için bize dua etmelerini, bize manevi destek vermelerini istiyoruz” dedi. (Fotoğraf: DHA)