19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 Yolsuzluksavar Bir Varmış Bir Yokmuş Güzelyurt; ceviziyle, kayısısıyla, iyi insanları ile Malatya’nın şirin bir beldesi... Beldenin çalışkan ve özverili CHP’li Belediye Başkanı Aliseydi Millioğulları, Güzelyurt’ta, Malatya’nın 53 beldesinde bulunmayan atık su arıtma ve kanalizasyonunu tamamlamak üzere. Millioğulları’nın olağanüstü çabaları sonucunda, maliyeti yaklaşık 2 milyon TL tutarında bulunan tesisler 2 aya kalmaz açılacak. Başkan Millioğulları, gölete su tutturdu, çevresine 3 bin ağaç diktirdi. Halka ucuz ev verilebilmesi için arazi kamulaştırdı, TOKİ ile toplu konut yapımı için görüşmeleri sürdürüyor. Kayısı paketleme ve işleme amaçlı fabrika için büyük oranda destek verdi. Kasabanın 100 yıllık içme suyu sorununu çözdü. Modern bir mezbaha açtı. 20 kilometre asfalt döktü, İnönü Parkı’nı açtı. Sonra ne mi oldu? Güzelyurt, AKP’lilerin kabul ettiği yasa ile belediye olmaktan çıkarıldı. Artık, bu beldenin bir belediye başkanı olmayacak. Mahalle gibi işlem görecek. Görebilirse eğer... CHP’li Aykut Erdoğdu’ya “yolsuzluksavar” diyenler bile var. Son dönemde binlerce insan, Facebook’ta videolarını izliyor, yolsuzluklar konusunda anlattıklarını can kulağıyla dinliyor. O yüzden birilerini çok rahatsız etmişe benziyor. Özellikle de iktidar yandaşı şirketleri, işadamlarını. Açıkladığı dosyalar yüzünden zarar gördükleri gerekçesiyle Aykut Erdoğdu’yla önce araya aracı koyarak bağlantı kurmak istemişler. Erdoğdu kulak asmayınca, sözlü olarak uyarmaya kalkışmışlar. Yine başaramayınca, bu kez davalar açmışlar. Hakkında çok sayıda dava açılan Erdoğdu, yolsuzlukla mücadelede çok kararlı. Şimdiye değin gündeme getirdikleri dosyalardaki yolsuzlukların milyar dolarlar düzeyine ulaştığını belirtip diyor ki: “Yolsuzluk miktarını tespit edebilmek mümkün değil. Bu, mürekkeple su ilişkisi gibi. Suya mürekkep döktüğünüzde, onun içinde ne kadar mürekkep, ne kadar su var, bilemezsiniz. Mürekkepli su olur. Biz de, yolsuzlukların ancak bir kısmını açıkladık, açıklayabiliyoruz. Henüz daha vakit ayıramadığımız sektörler var. Eğer bir yolsuzluk rakamı verirsek, kamuoyunu yanıltmış oluruz. Ama şunu söyleyebilirim: AKP’nin önderliğinde yürüyen, bütün kadrolarının içinde olduğu, hemen hemen tüm sektörlerde yerleşmiş bir yolsuzluk düzeni vardır bugün. Yasama, yürütme ve yargının içerisine yerleşmiş bir yolsuzluk çetesinin gözetiminde yürüyor işler. Yapılan yasalarla, yürütmenin uygulamaları ve yargının kararları ile korunan bir yolsuzluk çetesidir bu.” Yolsuzlukla savaşımın önümüzdeki dönemde daha da şiddetli olacağı kanısında Aykut Erdoğdu. Çünkü yolsuzluklardan yakınan yargı ve yürütmenin içindeki dürüst insanlar, yeni belgeler paylaşmaya başlamış CHP ile. Yolsuzluk geçmişte de vardı. “Ama” diyor Aykut Erdoğdu, “Bu sorun artık milli güvenlik, halkın geleceği meselesi haline geldi.” O denli büyüdü, canavarlaştı yani. GÖRÜŞ NAİL YILMAZ Güçlerin Birbirlerini Etkilemeleri Toplumlar nelerin etkisinde kalırlar, nelerden korkarlar? Siyasiler halktan, çoğunluktan, oydan korkarlar. Suçlular yargıçtan, polisten korkarlar. Sivil toplum örgütleri, görevlerini doğru yaptıkları sürece hiçbir şeyden korkmamaları gerekirken yağcılık olsun diye üyelerinden ve diğer denetim kurumlarından korkarlar. Diktatörler demokrasiden korkarlar. İlla da olacaksa demokrasiyi biraz budarlar. Ama yine de korkarlar. Bir sözle kendilerine uyarlarlar. Bu korkma, korkutma olayları zincirinde “Silivri Olaylarının” karar sürecinde neler etkili olmuştur. Öncelikle zamanı, ne kadar uzun süreye yayarsanız ateşe o kadar su dökmüş sayılırsınız. İşiniz o derece kolaylaşır. Zaman olayı: Sulandırmak=Tavını kaçırtmaktır. Bu zaman içinde lehinize gelişen olayları kullanırsınız. Aleyhinize gelişenlerle de mücadele etme zamanı kazanırsınız. Kurumların ve insanların duyarsızlığı. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Demokrasi, adalet, insana saygı için ne kötü bir genetik. Veya çıkarlarıma dokunmayan ağam, paşamdır.(!) Ancak üçüncü mekânda herkes ahkâm keser. Paranın, zenginliğin etkinliği: Maalesef minimal değişse de her türlü toplumlarda etkili oluyor. Siyasi erki bile etkiliyor. Bir gecede kanunlar çıktığı gibi. Saniyeler içinde insanlar bile yok ediliyor. Meslek Odaları; Türkiye nüfusunun en az yüzde 50’si fiilen veya dolaylı da olsa bu kuruluşlar ile ilişkisi vardır. Karar mekanizmalarına etki ederler. Birlikten güç, güçten birlik doğar. Sanatçılar, olayları değişik yöntemler ile doğrusu herkesin anlayacağı şekilde hiciv etmeleri sonucu etkili olabiliyorlar. Toplumun çoğunluğu tarafından kullanılacak sloganlar üretebiliyorlar. Örneğin! Duran Adam. Ancak çok şeyler söyleyen adam olduğu gibi. Üniversiteler, her tür eğitimin kaynağı olmaları nedeniyle etkili olabiliyorlar. Öyle de olmalılar. Bilimin her şeyin anahtarı olduğunu belirtmeliler. Ancak üzülerek söylemeliyiz ki bu görevlerini yapanların âdetleri yok denecek kadar az... Görsel ve yazılı medya, en etkili görülseler de ben buna katılmıyorum. Taraf olmaları nedeniyle, hiç dinlenilmeyen, seyredilmeyen ve okunmayanlar var. Asker, çok etkili güçtü. Bazen asıl görevlerinin dışına çıktıklarından büyük erozyona uğradılar. Ancak demokratik bir şekilde fikirlerini beyan edebilirler. Zira ülke kâğıt üzerinde de olsa demokrasi ile idare ediliyor. Sonuçta bunlar ve benzer diğer faktörlerin, yargının kararlarını etkilediği birçok kişi ve kurum tarafından kabul ediliyor. Bunlara rağmen: Yargı ne yapmalı diyorsak; doğru, korkusuz, etkilenmeden alınan karar, çabuk karar. Bu zincirde alınan kararlar Bağdat’tan dönecektir. CHP’li Umut Oran’ın Anadolu Ajansı (AA) ile ilgili verdiği soru önergesini bu köşede duyurmuştuk. Oran, “AA Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün yakın arkadaşı Seyfettin Mut aracılığıyla Toprak Ajans isimli bir şirket kurulduğu ve AA’nın 301 personelini bu şirket üzerinden taşeron olarak çalıştırdığı bilgisi doğru mudur” diye sormuştu. Kemal Öztürk, önergeye verdiği yanıtta demiş ki: “AA ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği hizmet alımları için birlikte çalışacağı taşeron firmayı seçerken AA Satın Alma Yönetmeliği’ne göre çeşitli fir AA’nın Yanıtları malardan teklif alınarak en iyi teklifi veren firmadan hizmet alımı yapılmıştır. Toprak Ajansı alanında başarılı hizmetler sergileyen çok daha önceki yıllarda kurulmuş bir şirkettir. Kadrolu personel yerine Toprak Ajansı’ndan hizmet alımı yapılması nedeniyle kamu zararı oluştuğuna dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.” Sonuç olarak, Toprak Ajansı’ndan hizmet alımı yapılmış mı? Yapılmış. Gelelim Umut Oran’ın bir başka sorusuna: “Ankara’da Audi A6, İstanbul’da VW Passat ve İzmir’de ayrı bir aracın Kemal Öztürk’ün makamı için kiralandığı, Ankara’daki araç için aylık 4 bin 750 TL ödendiği bilgisi doğru mudur? Makam araçları için aylık olarak ödenen toplam kira bedeli nedir” diye sormuştu. AA’dan soruya verilen yanıt aynen şöyle: “Genel Müdürlüğümüzde 23’ü resmi plakalı, 54’ü kiralık hizmet aracı olmak üzere toplam 77 araç bulunmakta dır. Araçlardan sadece 1 tanesi Genel Müdürlük makamına hizmet vermek için tahsis edilmiştir. Diğer araçlar, Türkiye genelinde kurumumuzun asli görevi olan haber hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla kullanılmaktadır. Kurumumuzda yedek parça ve arıza masraflarından tasarruf etmek amacıyla, garanti süresi ve ekonomik ömrünü dolduran araçlar, elden çıkarılmak suretiyle kiralık araçlar ile yenilenmektedir.” Yanıt, sorunun karşılığı değil. Genel müdür için kiralanan aracın kirası nedir, Umut Oran bu bilgiyi öğrenemedi örneğin. Dış İlişkilerde ‘Çoklu Sorun’ Dönemi Sadık ÇELİK Türkiye’de siyasi gündem, aslında çok hassas bir noktada beklemekte olan kendi iç barışımızı sağlamak yolunda kafa yormaktan tamamen çıkıp başta Mısır olmak üzere komşularımızla ilişkilerimize kilitlenmiş gibi görünüyor. 3 Temmuz’dan yani Mursi’nin askeri güçle görevden alınmasından bu yana iç savaşa doğru hızla sürüklenen Mısır’da çok büyük kitlesel hareketler yaşanıyor ve biz, bu olayların ve olumsuz sonuçlarının tam hedef noktasında buluyoruz kendimizi. Başbakan Erdoğan Mısır’daki askeri darbenin arkasında İsrail olduğunu dile getirdikten sonra İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Erdoğan’ın çıkışını “Bu, üzerinde yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri” şeklinde değerlendirdi. Aslında Erdoğan nezdinde ülkenin küçük düşürüldüğü bu çıkışın ardından asıl umulmadık tepki ise Beyaz Saray sözcüsünden geldi. Josh Ernest, Erdoğan’ın açıklamalarını şiddetle kınadıklarını ve sözlerini, saldırganca, mesnetsiz ve yanlış bulduklarını söyledi. ABD’den gelen bu sert ve ağır kınama bizim için bir ilkti ve İsrail, Suriye, Irak, İran, Suudi Arabistan, Fransa, Rusya derken bozulan dış ilişkiler ipinin ucunun nihayet ABD’ye de ulaştığının göstergesi oldu. Mısır’da yaşananlar elbette ki bir darbeydi ancak her ülke bunu kendi menfaatleri ekseninde değerlendirmeyi tercih etti. Orada yüzlerce masum insanın öldürülmesi karşısında sessiz kalmak her şeyden önce vicdanlara sığmazdı, evet. Bu sebeple yaşananları kınamak bir noktaya kadar doğal ve doğruydu. Ancak bunlar, Mursi’nin ya da Müslüman Kardeşler’in darbeyle neticelenen süreçteki kritik hatalarını, özellikle de iktidara geldikten sonra, aldığı kararların yargı denetiminin dışında tutulmasını getiren anayasal değişiklikleri, özgürlükleri kısıtlayan hukuki düzenlemeleri, çatışma ve ayrışmayı güçlendirecek adımları haklı ya da masum göstermeye yetmez. Türkiye için bundan daha önemlisi ise bilhassa Ortadoğu gibi hassas bir coğrafyada dış ülkelerle ilişkilerinde dengeleri gözetmeden ortaya koyduğu bu derece bir tarafgirliğin yanlışlığıdır. Sadece dengeler açısından da değil, siyasetten sıyrılmış düz bir mantıkla düşünüldüğünde bile, darbenin arkasında İsrail’in olduğunu bu derece kesin bir dille söylemek için Fransız, Yahudi bir entelektüelin, bundan iki sene önce, 2 Haziran 2011’de halka açık bir oturumda dile getirdiği görüşlerinden fazlasına ihtiyaç vardı. Ne olursa olsun Suriye’de de, Mısır’da da Türkiye’ye düşen görev istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmaktı; ağır karşıtlıklar içine girmek değil. Mezhepsel hassasiyetler üzerinden taraf olmak ise hiç değil. Hele ki tarih boyunca mezhep kavgalarından bunca acı çeken, uğruna bunca canların ve kanların döküldüğü Türkiye gibi bir ülkede mezhepsel taraftarlık yapmak… İç savaşa doğru hızla ilerleyen bir ülkedeki siyasi ve toplumsal sorunlarda taraf olmak ve bu uğurda hem Doğu’yla hem de Batı’yla aynı anda çatışmak yerine soğukkanlılık, barış ve sükunet çağrısı yapmak şüphesiz ki daha doğru ve hayırlı bir yaklaşım olacaktı. Tüm eleştirilere, içeride ve dışarıda sebep olduğu bunca olumsuz sonuçlarına rağmen sürdürülen sert üslubu dış siyasete de taşımak; ülkeyi, uluslararası düzeyde, gücü aşan bir özgüvenin tesirinde kalıp, dengeleri bozacak yorum ve yaklaşımlarla yönetmek “değerli yalnızlık” kavramına değil, sade bir “yalnızlığa” teslim olmak, zamanın ruhundan uzakta kaybolup gitmek anlamına gelecektir. Dünya nezdinde değerimizi ve gücümüzü azaltan, küçük düşürücü bir yalnızlığa. Gelinen noktada bedelleri ağır bir biçimde hezimete uğrayan “komşularla sıfır sorun politikasının”, “değerli yalnızlık” kisvesiyle kamufle edilmeye çalışılması, gerçek anlamda bir tür boşa çırpınıştır. Ne yazık ki komşularla ve Batı’yla “çoklu sorun” sürecinin ekonomik yansımaları da üzücü bir biçimde ortaya çıkmaya başlamaktadır. Komşu ülkelerle yapılan ticaret rakamlarındaki düşüş, söz konusu ülkelerdeki yatırımcılarımızın yaşanan gerginliklere bağlı olarak yatırımlarını bu ülkelerden çekmesi, durdurması gibi olumsuz ekonomik sonuçların örneklerini artık net bir biçimde duymaya ve hissetmeye başladık. Arap televizyonlarının Türk dizilerini dahi boykot etmeye başlaması, kanalların Türk dizilerini yayın programlarından teker teker çıkardığını ilan etmeleri gösteriyor ki; önüne gelene meydan okuyan, herkesle kavga eden bir ülke olarak Türkiye’de tüm bunların bedelini herkesten çok sanayici, yatırımcı, işadamı ile sade vatandaş ödüyor ve ödemeye devam edecek. “Ustalık” vasıfları, hem yukarıda bahsettiğimiz komşularla çıkmaza giren ilişkilerimizin düzeltilmesinde; hem de ABD’de 2008 krizinden çıkmak için başlatılıp tüm dünyaya etki eden parasal genişlemenin bu yıl içinde azaltılabileceği ve 2014’te sonlandırılabileceği beklentisinin bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden sıcak para çıkışlarını başlattığı süreçte, derinleşmekte ve ağırlaşmakta olan ekonomik faturanın maliyetinin azaltılması için kullanılmaya başlansa çok daha iyi olacaktır. [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Birine 1 benzemeye 2 çalışmak. 2/ 3 Bir tür salon dansı... Bo 4 yutları ola 5 ğandan kü 6 çük olan. 3/ 7 Bir göz ren 8 gi... Ergene 9 kon’dan çı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 kışlarında Göktürklere 1 G R A F E N L A yol gösterdiğine 2 R E D İ F H İ T inanılan dişi kurt. 3 A M A T E R A S U 4/ Çocuklarda ve 4 B İ İ ME R A kadınlarda görü 5 E E L EME N T len çok yumuşak 6 N E T R AM R tüy; ayva tüyü... 7 MA L A Y D O Türkiye’nin pla 8 S E P İ Ö R E N ka imi. 5/ İlaç... 9 İ Ç M İ Z A N A Türk müziğinde bir oyun havası. 6/ Kırşehir’in bir ilçesi... Renk renk parlak tüyleri olan, iri gövdeli bir papağan. 7/ Baş çoban... Uçuşu olmayan uçakların bekleme alanları. 8/ Bir gösterme sıfatı... Atın eşkin yürüyüşü. 9/ Askere alınma dönemi. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Mersin yöresine özgü, ufalanmış ekmek ve peynirle yapılan bir tür çorba. 2/ Çam ağacının çiğnenip emilen iç kabuğu. 3/ Birçok geleneksel toplumda yer alan temel akraba topluluğu... Zırh ya da silah. 4/ Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Yüce, yüksek... Kale hendeği. 5/ Eski Yunan kentlerinde pazaryeri. 6/ Özellikle Asya ve Afrika’nın güneyinde mevsimlere göre yön değiştirerek düzenli olarak esen rüzgâr sistemi... Süs için yapılmış giysi kıvrımı. 7/ Kabadayı... “Bir ölmüş diyeler/ Üç günden sonra duyalar/ Soğuk su ile yuyalar/ Şöyle garip bencileyin” (Yunus Emre). 8/ Kırmızı renkli çiçekleri halk hekimliğinde kullanılan otsu bir bitki. 9/ Bir yağış şekli... Bir masal kuşu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle