27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA Merkez Bankası kaçışın önüne geçemiyor, kur ve faizde korkutucu yükseliş sürüyor Ve dolar Fed endişeleri Türkiye piyasalarını sallamaya devam ediyor. Dolar 2 liranın üzerine çıkarak tarihin en yüksek seviyesine çıktı. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi yüzde 10.5 seviyesine kadar yükseldi. Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) piyasalarda yarattığı sert dalga Türkiye’yi vurmaya devam ediyor. Günlerdir rekor üstüne rekor kıran dolar dün 2 lirayı aştı. Sepet bazında TL ise 2.3342’ye kadar yükselerek tarihi rekor seviyesini gördü. Türkiye’deki sert düşüşte Merkez Bankası’nın (TCMB) adımlarının TL’deki değer kaybını engellemede yetersiz kalacağı endişeleri de etkili oluyor. Akşam saatlerine dek 1.99 liranın üzerinde kalmayı sürdüren dolardaki kan kaybı, Merkez’in 350 milyon dolarlık döviz satım ihalesi sonrası hız kazandı. İhalede en düşük fiyat 1.9932 TL oldu. 10 yıllık tahvil faizleri de yüzde 10.5’e yükseldi. Tahvillerdeki bozulmanın etkisiyle lirada değer kaybı hızlandı ve dolar 2 TL’nin üzerini gördü. Serbest piyasada dolar 1.9940 TL’den kapanırken, 10 yıllık tahvil spot kapanışta ortalama yüzde 9.91 oldu. Diğer yandan riskten kaçan yatırımcıların yöneldiği altın dün de yükselişini sürdürdü. Altının ons fiyatı 1.395 dolar seviyesine çıkarken; İstanbul Kapalıçarşı’da altının gramı 89.25 liraya yükseldi. Çeyrek altın 162 liraya çıktı. Analistler bu kez yükselişin kalıcı olacağına, altının onsunun 2012’deki 1700 dolar seviyelerinin görülebileceğine inanıyor. İstikrar istiyoruz Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçıların kurdaki oynaklıktan zarar ettiğini belirterek “En son yaptığımız ihracatçı eğilim anke tine göre; rekabetçi kur seviyesi olarak doların 1.90 ve sepetin de 2.20 civarında olması gerekiyor. İhracatçı kurda seviyenin korunmasını bekliyor, çünkü fiyat yaparken kurda istikrar görmek istiyor” dedi. Piyasalardan yabancı para çıkışına karşı harekete geçen gelişen ülkelerin merkez bankalarının rezervi yaklaşık dört ayda 81 milyar dolar azaldı. Morgan Stanley tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya göre bu süreçte merkez bankası rezervleri diğer gelişen ülkelere göre daha hızlı eriyen ülkeler arasında Endonezya yüzde 13.6 ile başı çekiyor. Araştırma, TCMB’nin rezervlerinin yüzde 12.7 eridiğini ortaya koydu. Merkez’in 11 Haziran’da başladığı döviz satım ihaleleri ile bugüne kadar piyasaya verdiği miktar 8.3 milyar dolara ulaştı. Merkez Bankası’nın bugüne kadar düzenlediği 61 ihalede gelen teklif 15 milyar 779 milyon dolar oldu. 2 lira Borsa yüzde 21 çakıldı Fed mayısta aldığı tahvil alımını yavaşlatma kararıyla gelişmekte olan piyasalarda başlayan satış dalgasından en çok Borsa İstanbul (BIST) etkilendi. Fed Başkanı Ben Bernanke’nin 22 Mayıs’ta verdiği “tahvil alımını azaltacağız” mesajından bu yana BIST, yüzde 20.76 düştü. Türkiye’yi yüzde 16.52 ile Endonezya, yüzde 14.75 ile Şili, yüzde 12.95 ile Hindistan, yüzde 11.87 ile Tayland, yüzde 8.07 ile Brezilya izledi. Fed’in tahvil alımını yavaşlatma kararından önce Borsa İstanbul, 93 bin puanın üzerinde seyrediyordu. O tarihten bu yana hisse senetlerinin değeri 25 bin 247 puan düştü. Borsa dün de yüzde 0.54 değer yitirdi. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, “Özellikle son dönemde bölgede başlatılan organik çay tarımı ile sepetin önemi de gittikçe artıyor. Günümüzde çay taşımak için kullanılan çuvallar organik çay taşımacılığında sakıncalı bulunuyor ve sepet kullanılması tercih ediliyor. Bu durum da sepetçiliği yeniden gündeme getiriyor. Anadolu Sigorta olarak biz de kursumuzla ustalar yetiştirerek sepetçiliği geliştirmeyi ve ileriye taşımayı hedefliyoruz” dedi. Öğrenilen bilgilere göre bölgede üretilen çayların yüzde 20’si organik. EKONOMİ [email protected] 11 Kim Kimi, Nasıl Kurtaracak?.. Dünün gündeminde öne çıkan bu tartışmaya, sanırım uyuyan güzel çocuklar izlenimi veren uykuda ölmüş çocukların toprağa verilişlerindeki çaresizliği yansıtan fotoğraf karelerinden geldik. BM’de sürpriz olamadığı üzere çocukları öldüren kimyasal silahların kulanılmış olduğu gerçeği yadsınamadan, nasıl, kimler tarafından kullanıldığı sorularına net yanıt verilemediği gerekçesi ile bir karar verilememesinden olsa gerek.. Kimi ülkeler gerekirse farklı yollardan, farklı müdahalelerin yapılabileceği açıklamalarını da yapınca, konunun uzmanlarından görüşler alındı.. Galiba da insanlık adına insan gibi bir “yetti gayrı” çıkışının yapılamayacağı gerçeği ortaya çıktı.. Dünya çapında olasılıkların yatırıldığı masalardan, en insanca olası çıkış önerileri arasından, çıka çıka, kimi sınırlı, galiba da ancak havadan kimi müdahalelerin ancak gerçekçi olabileceğinden söz edildi... Katliamlar olup bittikten, Bosnalıların akan kanlarını toprak emdikten sonra ancak Bosna’yı üçe bölmeye yarayan ABD eksenli havadan müdahale, günümüz Ortadoğu travmaları için en umutlu, ışık verici formül olarak gündeme getirildi.. Ve dün Müslümanların kutsal cuma gününde Trablus’ta camilere atılan yeni bombalarla bu yazının yazıldığı saate kadar ölü sayısı kesinleşmemiş, yüzlerce ağır yaralının da olduğu yeni katliamlar yaşandı. Dün yazının yazıldığı saatlere kadar Suriye’deki kimyasal katliamın kesin sorumluları, boyutları hakkında yeni anlamlı bir bilgiye ulaşılamamışken, Suriye, Lübnan, Mısır, hatta Irak odaklı Müslüman ülkelerdeki süren iç savaş niteliği kazanmış mezhep savaşlarında yeni çatışmaların ürünü onlarca, yüzlerce ölü, binlerce yaralının daha olduğu haberleri dillendirildi... İnsan hakları, en çok da savaşın en günahsız mağdurları çocuklar üzerinden dün yapılan toptancı değerlendirmelerde ise aslında ölen ve yaralanan sayılarından çok, yaşam hakları kaydırılanların kaybettikleri üzerinden saptamaların durumu daha çıplak sergilediği belirtildi. Bir tek Suriye eksenli iç savaşın şimdilik bir milyon Suriyeli çocuğu evsiz bırakmış olduğu gerçeği dillendirildi... HHH Başbakan Erdoğan’ın önceki gece canlı yayında ağlamasına yol açan Mısır’da tutuklu babanın kızının pusu kurularak öldürülmesi vahşeti, Suriye’nin uyuyan çocuk güzelliği ile toprağa verilen bebekleri, yaşanan trajedilerin odağına Suriye, Mısır gelişmelerini oturtuyor kuşkusuz. Daha doğrusu iktidarımızın yönlendirmesi, medyamızın katkıları ile Türkiye penceresinden öyle algılanıyor. Ancak dünün gelişmelerinin de katkısı ile bölgeyi kasıp kavuran gerçek, en modern silahlarla yüzyıllar gerisinde kaldığı sanılan en kanlı insanlık dışı çatışmaların, hem de hepsi aynı dinden, aynı ülkelerin vatandaşları arasında yaşanıyor olmasının trajedisi, yangını bütün bölgeyi algılanabilenden çok daha boyutlu kasıp kavurmakta... Siyaseten işimize gelmediği için özünde en yüksek oranlı iç savaş kayıplarının Irak’ta yaşandığını görmezlikten geliyoruz... Ne de olsa Irak işgalinde doğrudan sorumlu, suçlu olmakta son dakika tezkere dönüşü ile sıyırtmış olsak da ABD askeri gücünün onay verdiğimiz işgali ile ortaya çıkan Irak iç savaşında yıllardır dökülen kan durdurulamıyor. ABD kendi sorumluluklarını, ödeyeceği bedelleri en aza indirgemeye yönelik askeri gücü ile çekildikten sonra da iç savaşın şiddeti dinmedi... Biz Suriye ve Mısır için çok doğru olan duyarlılıklarımızı göstermeyince bilsek de algılamaktan uzak durduk... Dün satır arası haber olarak, CHP heyeti için güvence sağlanamadığından Kerkük’e gidemeyiş vardı. Yıllardır bizim medyamız ilgi duymasa da gelen fotoğraf karelerini zaman zaman sizlerle özet anlatımla paylaşmaya çabalıyorum. Hep ölülerine ağıt yakan, ayakları naylon terlikli yoksul çarşaflı kadınlar oluyor. Dövünme biçimlerinden ölenlerin Şii mi Sünni mi olduklarını kestirebilirsiniz. Erkekler sivil ölenler, ibadet yerlerinde olanlar değillerse en pahalı silahlarla naylon terlikli poz verenleri çoğunlukta... Petrolün en kalitelisi, en bolunun yağmalandığı ülkede yaşayanlar petrolü bidonla satın alıp taşımaktalar... Bugünlerde medyamız lütfedip CHP heyeti ile gidenleri, siyasi ve gazetecileri yayınlarına taşırlarsa Irak dramının nasıl bitmediğini biraz daha iyi görebiliriz. Bu arada düne göre Suriye kıvılcımı Lübnan’ı şimdiden korkulandan daha çok alevlerin içine çekmişti. Pakistan, Afganistan zaman zaman için için, zaman zaman alev alev zaten hep yanmaktalar... Avrupa’nın göbeğinde, sınırları içinde küçücük Yugoslavya’nın yanışında seyirci kalan, bedel ödemeyi göze alamayan Batı dünyasından İslam dünyasındaki bu büyük yangının söndürülmesini beklemek nasıl bir akıl, mantık işi? Emperyalizmin sorumluluğunu, oyunlarını hep gündemde tutmak isteyen, solcu kökenden biri olarak bu yangındaki suçlarını hafife alma kastım yok elbette. Ancak yangından çıkış reçetesinin adresinin yanlışlığını bile göremiyorsak... Çağlar gerisinde ilkellik, bataklık, kin, düşmanlıklarla, kirli çıkar düzenleri üzerinden iktidar savaşlarında gözlerini kan bürümüş siyasal İslamcı akımların peşinden sürüklenenlerin vay haline... Turkcell’in kârı yüzde 4 arttı u Yılın ikinci çeyreğinde gelirlerini yüzde 11 büyüten Turkcell, kârını yüzde 4.13 artırarak 556.3 milyon liraya ulaştırdı. Ekonomi Servisi Turkcell’in ikinci çeyrek net kârı, net finansman gelirlerindeki artış ve FAVÖK’teki (Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr) büyümenin etkisiyle geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.13 yükselerek 556.3 milyon lira oldu. Turkcell’in FAVÖK’ü yüzde 12 artış ile 869.2 milyon TL’ye yükselirken; net finansman gelirleri 138.8 milyon TL’ye çıktı. Turkcell’in Süreyya Ciliv mobil internet gelirleri yıllık bazda yüzde 42 oranında artarak ikinci çeyrekte 340 milyon TL oldu. Mobil internet ve servis gelirlerinin artmasındaki en büyük neden; ikinci çeyrekte 620 bin abonenin daha akıllı telefon kullanmaya başlamasıyla birlikte yüzde 24 seviyesine ulaşan akıllı cihaz penetrasyonu oldu. Turkcell Grubu’nun gelirleri de yıllık bazda yüzde 11 artışla 2.86 milyar TL’ye ulaştı. Turkcell Türkiye’nin mobil genişbant gelirleri yüzde 42’lik büyümeyle 340 milyon TL’ye ulaştı. 653 milyon lira olan mobil genişbant ve servis gelirleri Turkcell gelirlerinin yüzde 28’ini oluşturdu. Turkcell’in ikinci çeyrek sonuçlarını yorumlayan Genel Müdür Süreyya Ciliv, “Mobilite, internet, akıllı cihaz ve uygulama alanlarındaki yüksek potansiyeli müşterilerimiz için çok daha fazla değere dönüştürebileceğimize inanıyor ve bu doğrultudaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz” dedi. Dokuz ülkede faaliyet gösteren Turkcell Grubu’nun toplam abone sayısı ise yüzde 5.6 artışla ikinci çeyrek sonu itibarıyla 69.5 milyona ulaştı. Turkcell yılın ikinci çeyreğinde 355.3 milyon lira yatırım harcaması gerçekleştirdi. Şirketin ikinci çeyrek sonu itibarıyla 3.12 milyar lira konsolide borcu bulunuyor. Geçen yıl çorum’da kargı bezi kursiyerinin açtığı işletmede 90 kişi istihdam ediliyor Organik çay sepete talebi artırdı Kursiyerler sepetin yanı sıra hediyelik ve masa gibi ev eşyaları da yapıyor. Ülken, sepet örücülüğü kursu ile ilgili de, “Ekim sonuna kadar devam edecek olan kursta 20 kursiyer haftada üç gün eğitim görecek” dedi. Rizeli taraftardan sigortalı destek OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA RİZE Çaykur Rizespor taraftarı artık takımına sigorta yaptırarak maddi destek sağlayabilecek. Anadolu Sigorta’nın Kültür Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğü, Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan mesleklere ilgiyi artırmak için hayata geçirilen ‘Bir Usta Bin Usta’ projesinin dördüncü yılı eğitimleri kapsamında Rize’de açılan ‘sepet örücülüğü kursu’nun tanıtımı nedeniyle düzenlenen sohbet toplantısında, Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, anlaşma ile ilgili bilgiler de verdi. Trabzonspor poliçesine yoğun ilgi geldiğini belirten Ülken, Çaykur Rizespor’la yapılan anlaşmayla satılan her poliçeyle takıma destek sağlanacağını belirtti. Sektöre ilişkin değerlendirmeler de yapan Ülken, sigorta sektörünün genel olarak zarar etmesiyle gündeme gelmesini doğru bulmadığını dile getirdi. Ülken, “Sigorta sektöründe 2012’nin son çeyreğinden itibaren toparlanma başladı. Her şirket ayrı ayrı tedbirler alarak risk gruplarını iyi tanımlayarak verimliliğini artırdı. Düşük faiz ortamında faaliyet verimliliği daha da önem kazandı” diye konuştu. u Anadolu Sigorta, Trabzonspor ve Sivasspor ile başlattığı ‘taraftar sigorta’ projesini Çaykur Rizespor’la genişletiyor. Satılan her kasko poliçesinin belli bir oranı kulübe aktarılacak. Ülken, İş Bankası Grubu iştiraki olan Anadolu Sigorta’nın da bu süreçte banka kanalını güçlendirerek bireysel sigortada büyümesini sürdürdüğüne dikkat çekti. Bireysel sigortanın sektörün yeni büyüme alanlarından biri olduğunu belirten Ülken, “Müşterilerin ihtiyaçlarına göre yeni ürünler geliştirdik. Ferdi kaza, sağlık ve konut sigortasında kurumsal anlaşmaların yanında bireysel poliçelerimizi artırdık. Örneğin geçen yıl 35 yaş altı kişilere indirimli sağlık sigortası kampanyamıza yoğun ilgi gösterildi” dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kredi kartı ve tüketici kredileriyle ilgili yayımladığı son yönetmelik taslağına da değinen Musa Ülken, konut kredisi alan tüketiciye hayat sigortası yapılması zorunluluğunun kaldırılmasıyla ilgili olarak da “Konut kredisi ve tüketici kredilerinde zorunlu hayat sigortası uygulaması hem tüketicinin hem de finans sektörünün lehine idi. Zorunluluk şartının kaldırılmasından çok bence fiyatların yüksekliği tartışılmalı” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ortaklaşa kurs bitirme sertifikası veriliyor. Bu belge, Bakanlık, Halk Eğitim Merkezleri ve diğer kamu kuruluşlarının el sanatları konusunda açılan kurslarda öğreticilik yapmak için referans belgesi olarak da kabul ediliyor. ‘Bir Usta Bin Usta’ projesinin kursiyerleri, kendi atölyelerini kurmak istediklerinde İş Bankası’ndan özel koşullu Musa kredi alaÜlken biliyorlar. İş’ten kredi Zorunlu sigorta kalkmasın DUYGU GÜVENÇ Basra Türk yatırımcıyı bekliyor ANKARA CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bağdat ziyareti devam ederken, Basra’dan Türk firmaları için ilk güzel haber geldi. Yeni Basra Valisi Macid EnNasravi Türk firmalarına işbirliği ve kolaylık sözü verdi. Vali, Türk firmalarının güçlüklerinin aşılması için hem yerel, hem merkezi hükümet düzeyinde elinden geleni yapacağını belirtti. Şiilerin yoğun olduğu Basra’nın Valisi EnNasravi, Basra’nın Irak’ın ekonomik başkenti olduğunu, hem Iraklı hem Türk hem yabancı firmalara önemli fırsatlar sunduğunu, Türk firmalarının önümüzdeki haftalarda açılacak ihalelere ve duyurulacak yatırım projelerine katılmaları gerektiğini söyledi. Türkiye’nin Basra Başkonsolosu Faruk Kaymakçı, beraberinde Türk işadamları ile birlikte yeni seçilen valiyi ziyaret etti. Basra’da 70 civarında Türk firması olduğunu ve bu firmaların 5 bin Türk ve 15 bin Iraklıya istihdam imkânı sağladığını vurgulayan Başkonsolos Faruk Kaymakçı, Türk firmalarının elektrik santralından hastane ve konut inşaatına, elektrik üretiminden ulaştırmaya, altyapıya ‘Bizi seçin’ ve ticarete kadar her alanda faaliyet gösterdiğini hatırlattı. Basra’da, Türk ve yabancı firmalarının karşılaştığı güçlüklerin aşılmasının önemine işaret eden Kaymakçı, yabancı firmaların Basra’nın sosyoekonomik olarak kalkınmasına da doğrudan katkıda bulunacağını belirtti. Başkonsolos Kaymakçı, Türk firmalarının kalite, fiyat, esneklik ve hızlarıyla Irak’ta rekabet güçleri ve üstünlüklerini ispatladığını, Avrupa kalitesini Ortadoğu fiyatıyla sunabildiğini ve TürkiyeIrak yakınlığının ve TürkIrak kardeşliğinin Türk firmalarına Irak’ta üstünlük sağladığını, bu nedenlerle Türk firmalarının tercih edildiğini belirtti. TAV’ın notu yükseldi Ekonomi Servisi Kurumsal yönetim derecelendirme kuruluşlarından ISS Corporate Services; TAV Havalimanları’nın kurumsal yönetim notunu 10 üzerinden 9.39 olarak açıkladı. Şirketin kurumsal yönetim notu geçen yıl 10 üzerinden 9.24 idi. TAV Havalimanları Yatırımcı İlişkileri Direktörü Nursel İlgen, “Yürütmekte olduğumuz her iş ve projede sürdürülebilirlik temelinde hareket etmeye devam edeceğiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle