19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Satıcının biri sıcak mı sıcak bir yaz günün de buz satıyor, bir yandan da bağırıyor du: Sermayem tükeniyor... Ne olur yardım edin... Satıcı haklıydı. Çünkü buz eriyordu. Oradan geçmekte olan bir adam bir an duraladı. Sendeledi, sonra da olduğu yere yığılıp kaldı. Bayılmıştı. Bayılan adamı yelpazelediler. Alnına buz koydular. Adam bir süre sonra ayıldı. Ve sordular: Hayrola, ne oldu aniden böyle sana? Adam yanıtladı: Sermayem tükeniyor diye bağıran buzcu, bana tükenmekte olan kendi ömrümü hatırlattı. Sermayesi tükenmekte olan buzcunun önünden geçerken, asıl tükenenin ömür olduğu herkesin aklına düşer mi? Düşse bile bu yüzden sendeleyip düşer mi? Ama o düşmüş. Kim o, ne iş yapıyor? Bu soru biraz abes diyor ve ekliyor: “İnsanın kimliğini yaptığı işe bağlayan önyargılı sorulardan biri bu?” “Sizi tanımak isteyenlere ne olduğunuzu, kim olduğunuzu anlatacak daha iyi sorunuz varsa onu soralım dilerseniz!” “Çok mu önemli ne iş yapıldığı? İşi olma yanlar kimliksiz mi yani?” “Pekiyi kimsiniz?” “Küçük Şey Yoktur” adlı kitabın yazarı... “Roman mı bu?” “Sayfaları oluşturmak uğruna ya şadığım otuz yıllık maceraya bakarsanız, bir macera romanı da denebilir.” “Yani kitap değil, ama yazma bu de ğeri üstlenir. “Bu nedenle de” diyor, şeker fabrikasındaki memuriyetinden emekli “Küçük Şey Yoktur”un yazarı, “Sen en iyisi şu sese kulak ver:” Çiçek olamazsan mutlaka bir saz ol, Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olma lısın, Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmak da kaçınılmaz, Dünyada hepimiz için yapılacak büyük iş ler var, küçük işler var. Yapacağın en güzel iş sana en yakın olan iştir. Sermayeyi Küçük Ama Güzel Tüketmek... Kimileri totaliter rejimleri, o tür bir rejimde yaşamak istedikleri için değil, o tür bir yönetimin başında olmak için beğenirler. (Şekil 1 A’da her gün gördüğümüz gibi!) süreci bir tür roman diyorsunuz?” “Peki öyle diyeyim gitsin!” “Küçük Şey Yoktur” yaşamın küçük bir felsefesi ya da özet bir reçetesi mi? Doğru ve mutlu yaşamak için önce sükunet gerekiyor. Sükunet mutluluğa da, ger çeğe de yaklaşabilmenin belki en önemli koşulu. Kafasında ve yüreğinde bir sonbahar akşamında bir göl kenarının dinginliğini yaratamadan hayatta güzel hiçbir adım atmak mümkün değil. Kitabın besmelesi olarak... “Yalnız kalmadıkça hiçbir şeyin doğruluğunu sezemi yorum” cümlesini seçmesi belki de bundan... (Bu “besmele” bizim hükümetin dış politikadaki “değerli yalnızlık” stratejisinin de esin kaynağı gibi!) Yazan bir memur Yazgı ve yazarlık Otuz üç yıl memuriyet ve bir kitaba otuz yıl vermek demek ki ona en yakın olan iş imiş. teşböceği aydınlığı Memuriyeti sırasında 657 sayılı İnsan olmanın, yani erdemli yasaya gö re söyleyemediklerini olmanın ilahi hazzını tadabilmenin şimdi dolu dolu söyleyebilmesi bu ilk adımı yalnızlıktaki bu tanrısal yüzden. büyünün farkına varabilmek... “Her olay arkasında bir dünya Kör karanlık bir çatışma gizler. Bir yelkenli geminin kazanmış gecesinde, ateşböceklerini olduğu hızda sade ce rüzgârın mı bir kavanoza doldurup oluşan payı var? İplik, bez, çivi, aydınlıkta, dağ başında direk bir araya gelir de gemi kolu ba cağı kopan diye görünür.” “Kuru su” ve askerlerin yaralarını “Küçük Şey Yoktur”un “ahşap demir” diken tabip teğmenlerin yazarının tek duası var: diye bir şey öyküsünü anlamak için “Tanrım, bana nasıl olmazsa, tüm büyük şeylerin değiştireceğim şeyleri samimi aslında güçle rini küçük de ğiştirme gücü, diplomasi de diye görülen şeylerden değiştiremeyeceğim şeyleri olamaz! aldıklarını görmek gerekir. kabul etme cesareti ve Josef STALİN Denizde küçük hepsinden önemlisi de, bu damlaların direnişi olmasa ikisini birbirinden ayırt etme bir pervane nasıl koca yeteneği ver.” gemiyi ilerletsin? Sıcak bir yaz gününde ser Kaldı ki küçük ne, büyüklük ne? mayesinin tükendiğinden yakınan o Bazen gemi batarken hayat buz satıcısının önünden geçerken, kurtaran sadece küçük diye eriyen ömrünü fark etmesi ve düşüp küçümsenen kayıklardır. bayılması, duasının tuttuğu nun Her şeyin yeri ve değeri ayrı. işareti. Mabedin kubbesindeki bir taş, Yoksa üç kuruş zamma rağmen, kuş yuvasında bir çöp, kita bın “Emeklilerin en mutlusu yine de cümlesindeki bir harf, yerini alarak benim!” demesi bundan. Yaşam memuriyeti Dar Yüreklerle Yaşamak... Merhaba! Normal koşullar altında, periyodu haftalık olan bir siyasi dergiyi, çıktığı hafta okuyabilmemiz gerekir ama ne yazık ki normal koşullar altında değiliz. Tecrit altında bu mümkün değildir. Örneğin bu hafta çıkan bir dergiyi biz üç hafta sonra okuyabiliyoruz. “Toplatılsın da vermeyelim” beklemesidir bu. Toplatma olmasa da okuyamayabiliyoruz; çünkü mahkemeleri aşan dergiyi F tipi hapishanelerdeki Eğitim Kurulu Başkanlığı vermeme yetkisini kullanarak toplatabiliyor. Ayrı bir cumhuriyet burası... Burası 13 yıldır TECRİT’in uygulandığı F Tipi Cumhuriyeti... Keyfiliğin hukuktan, yasadan önce geldiği yer yani... Bizler siyasi tutsaklarız. Sahip olduğumuz dünya görüşü nedeniyle AKP iktidarının gazabına uğradık ve F tipi hapishanelere atıldık. “Suçumuz” halkımızı, vatanımızı sevmekti, başka bir şey değil... Dünya görüşümüze uyan bir siyasi dergiyi okumak en doğal hakkımız bizim. Ama burada “doğal” hiçbir şey yok. Her şey TECRİT’e göre belirleniyor. Her şey hukuk dışı, hatta insanlık dışı... Bu hapishanelerde haksızlıklara karşı gelmek, disiplin kurullarının hışmına uğramak demek. “Uyarı” ve “kınama” en hafif cezalar. Onlardan sonra hak mahrumiyetleri geliyor ve giderek ağırlaşıyor bu. “İletişim cezası” var örneğin. Bu ne demek biliyor musunuz? Mektup, telgraf, faks yazmamak demek; telefon edememek demek, ziyaretçilerinle görüşememek demek... Sevdiklerine iki satır yazmamak, duygularınıdüşüncelerini bir arkadaşınla paylaşmamak, buralarda kalmayanların anlayacağı bir şey değil. Ama anlamanızı, kendinizi bizim yerimize koymanızı istiyoruz... Slogan attık diye, açlık grevi yaptık diye, arkadaşımız işkence altındayken bunu protesto etmek için kapı dövdük diye, yüksek sesle türkü/ marş söyledik diye, sivri biberi “amaç dışı” kullandık diye ve daha akla hayale gelmedik “gerekçelerle” aldığımız bu cezaları siz almışsınız gibi düşünün bir dakika da olsa... Yüreğiniz daraldı değil mi? İşte biz bu “dar yüreklerle” yaşıyoruz burada... Belki başınızı ağrıttık ama bizim tek “iletişim” yolumuz bu. Size “TECRİT”i anlatmamızın tek yolu da... Selam ve sevgilerimle... Veysel ŞAHİN 1 No’lu F Tipi Hapishanesi A32 Tekirdağ A KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Geride bıraktığımız “eğitimöğretim” yılında, “66 aylık” çocuklarımızın zorunlu okula gitmeleri konusunda yaşanan olumsuzlukların içinde en üzücü olanın “rapor” olayı olduğu bilinir. Anımsarsak; çocuklarını bu yaşta okula göndermeyi uygun bulmayanlar, “bedenen ve zihnen gelişmemiştir” içerikli bir “yetmezlik” raporu almak zorundaydılar... Bu yazıda çocuklarımıza yaşattığımız benzer olumsuzlukları anlatmaktan çok onların bu gibi olumsuzluklara verdikleri kimi “yanıt”ları sizlerle paylaşmayı düşündüm. Geçen yıl sözde “Ergenekon Davası”nın duruşmalarının birinde; ama önce mahkeme salonunu görmeyenler için kısa bir tanım yapayım diyorum; salonun “izleyici”lere ayrılan bölümü ile “sanık”lara özgülenin arasında “34” metrelik bir “ara” var; ayrıca sanık bölümünün hemen önünde “jandarma” erleri nöbet tutarlar, böylece her iki taraf da bu boşluğu bir “santim” bile aşıp birbirlerine yaklaşamazlar. Sözü edilen duruşmada verilen on dakikalık arada, izleyiciler içinde bir annenin kucağındaki “3” veya “4” yaşlarındaki bir kız çocuğu: “Dede, dede!” diye bağırıp ona ulaşmak için annesiyle savaşıyordu; sonunda anne küçük kızı yere indirdi; ama o, anında “ok” gibi fırlayıp nöbet duruşundaki jandarma erinin bacaklarının arasından geçerek “tutuklu sanık” dedesine ulaştı... “Balyoz”un çocuklarına gelince; “Beşiktaş”ta cumartesi günleri yapılan “Sessiz Çığlık” eyleminde bir araya geldiğimiz “Nurten Altıner”in torunu “Atahan Altıner” bu yıl dördüncü sınıf öğrencisi olacak. Geçen yıl resim dersinde öğretmeni: “İstediğiniz resmi yapın!” deyince “Atahan”, küçük bir “Türkiye” haritası çizip kırmızıya boyar, sonra da “haritaya saplanmış” koskoca bir “balyoz” çizer, ardından da harita üzerine “çatlak”lar, “yarık”lar kondurur, Türkiye’ye “paralanmış”, “parçalanmış” bir görüntü verir. Babasının, “Dz. Kur. Alb. Erdinç Altıner” in, “Balyoz Davası” ndan “16” yıl “hüküm” giymiş olduğunu da, neyle “suç”landığını da biliyor; kuşkusuz inanmıyor; bunu balyozlu haritanın altına çizdiği bir kefesi büyük şişkin öbürü küçük olan dengedeki bir “terazi” ile anlatmaya çalışmış; şişkin, kefe babasını ve arkadaşlarını “suçluyanlar”mış, öbür küçük ise “halk”mış, kefenin yanına böyle yazmış; ama bu “durum” artık değişeceği için teraziyi dengede çizmiş, “Belki de sıra sizde!” diyerek... Geçen hafta cumartesi günü Maltepe’de, “Gen. Nurettin Baransel Kışlası”na gittik; bu kışladaki “tutukevi”nde yatıyor Çocuklar Geleceğimizse!.. “Atahan”ın babası, konuğu olduk. Söyleşi sırasında bir ara “Alb. Altıner”; “komutan” ı olduğu “Oruç Reis” firkateyniyle “NATO” görevi kapsamında açık denizlerde “15” limanı ziyaret için tam yola çıktığında “haber”in geldiğini söyledi; “6 ay” süren görevini başarıyla yerine getirip dönünce “Oruç Reis”i, harcamalardan geri kalan “1.5” milyonu teslim etmiş, kendi de “Çağlayan Adliyesi”ne gidip “teslim” olmuş, “23 Eylül 2011” Pazar günü tutuklanmış. Ne var ki “komutanlık görevi”, “ceza” almadığı için, “Oruç Reis”in komutanlığını bir süre daha, “15 Kasım”a dek, “zorunlu” olarak yürütmüş... Evet “zorunlu olarak”; çünkü “TSK”nin “Deniz Kuvvetleri”ne öyle bir “BALYOZ” indirilmiştir ki, “Yerime geçecek komutan bulunamamıştır!” diye açıklıyor durumu. “Balyoz’un dayandığı ‘delil’lerin ‘sahte’liği ortaya konduğu halde ‘YARGIÇ’larımızın bize inanmaması çok üzücü!” diyor Alb. Altıner ve sürdürüyor: “Oysa, başvurumuz üzerine ‘dava’, AİHM’nin İnsan Hakları Alt Komisyonu Alt Çalışma Grubu’nda da görüldü; o ‘yabancı yargıçlar’ bizi ‘HAKLI’ buldu; Türkiye’ye ‘KINAMA’ cezası verdi!” diyerek... Bütün bu anlattıklarının derin üzüntüsü gözlerine vuruyor bu genç “komutan”ın... “Açık” görüşmelerin olumlu yanlarından biri de, öteki tutukluları uzaktan da olsa görebilmek, selamlaşmak. “Maltepe”de “16” “albay”ımız varmış; “3” de gencecik “astsubay”ımız: Dz. Kd. Bçvş. Canatan Turgut, Dz. İdari Kd. Bçvş. Cafer Uyar, Dz. Bçvş. Tuncay Küçük; geleceğe yürürken yolları kesilmiş... “Dz. Kur. Alb. Ender Kahya” iki çocuğuyla birlikte bir köşede; küçük cıva gibi, büyücek olanı babasına yapılan “zulmü” sorgularcasına düşünceli... Üstelik “Dz. Kur. Alb. Yavuz Uras” ile akrabalar; “aile boyu darbe”(!) söz konusu... “Hv. Kur. Alb. D. İsmet Çınkı”, Cumhuriyet’in “50” yıllık yazarı “Hıfzı Veldet Hoca”nın yazılarında sık sık sözünü ettiği “Yaşambilim (Biyoloji) Öğretmeni Fazlı Bilecen”in yeğeniymiş; nerden nereye... Bize yakın bir köşede de “Kur. Alb. Dr. Yasin Türker” ziyaretçileriyle sıcak bir “tartışma” içinde; yer yer “İbni Rüşt”, “İbni Sina”, “Mutezile” adlarını duyuyoruz... “Piyade Kur. Alb. Can Bolat” bir “gazi”, ayrıca “hukuk” öğrencisi “İst. Üniversitesi”nde, bin bir “sorun”la uğraşsa da sürdürüyor; “kızı” da Ankara’da “hukuk” okuyor; insan yine de “umut” lanıyor, ülkemize “hukuk”u çocuklarımız getirecek diye... ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] T.C. ZONGULDAK 2. İŞ MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2003/45 KARAR NO: 2004/455 Davacı SGK tarafından, davalılar Kuzey Anadolu Madencilik ve Bayram Erdoğan aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda verilen 15/09/2004 tarihli nihai kararla; Davanın Kabulü ile, 14.363.414.135 TL’nin (eski para) 24/12/2002 onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, takdir olunan davacı lehine 1.536.341.141 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacı tarafa verilmesine, 775.624.365 TL bakiye harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 376.000.000 TL yargılama giderinin davalılardan Kuzey Anadolu Madencilik Şirketi ile diğer davalı Bayram Erdoğan’dan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine yasa yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Açık adresi yine mernis adresi belirlenemeyen davalı Bayram Erdoğan’a 15/09/2004 tarihli anılan karar başka yolla tebliğ edilememiş olduğundan, tebliğ yerine geçmek üzere hüküm özeti ilanen tebliğ olunur. 02/08/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 51047) SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Tamamen 1 karbon atom 2 larından oluşan sağlam, 3 esnek ve ilet 4 ken bir mal 5 zeme... Bir 6 nota. 2/ Şiirde bir uyak 7 tan sonra yi 8 nelenen ay 9 nı anlam daki sözcük 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ya da ek... Lis 1 K A R A K I Z K te başı olmuş ha 2 A R A K A E T A fif müzik şarkısı. 3 A R A F A T 3/ Japonların ulu 4 R A A K A D EM İ A sal dini Şintoizmin 5 K A R E E R İ M güneş tanrıçası. 4/ AME L K A Bizmut elemen 6 I B O R tinin simgesi... 7 Z E F İ R T A İ K ON A Gümüşhane’nin 8 17 km kuzeydo 9 K A T A M A R A N ğusunda ünlü bir manastır. 5/ Kimyasal temel madde. 6/ Kesintilerden sonra kalan miktar... Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. 7/ Mısır unuyla yapılan bir tür ekmek... Bir nota. 8/ Deriyi kullanılabilecek duruma getirmek için uygulanan işlemlerin tümü... Eski yapı ya da kent kalıntısı. 9/ Dolma yapmak için hazırlanan karışım... Üç ya da daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Ani toprak çökmesiyle oluşmuş çukur... Bir nota. 2/ Bir iskambil oyunu... Yosunların kökü andıran tutunma organı. 3/ Her yanı suyla çevrili kara parçası... Aşama, evre. 4/ Elli kâğıtla oynanan bir iskambil oyunu... “Misket limonu” da denilen, acı sulu küçük limon cinsi. 5/ Günlük yaşama ait küçük ve geçici belgeleri toplama şeklindeki koleksiyonculuk. 6/ Triko giysilerin yakasını yapmada kullanılan makine. 7/ Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 8/ “Üstad elinde serteser ahenk olur ” (Y.K. Beyatlı)... Erzurum yöresine özgü, yoğurt ve yarmayla yapılan çorba. 9/ İskambilde koz... Cam üretimi ve sanayide kullanılan soda külü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle