27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 AĞUSTOS 2013 CUMA 12 nündeki bir ima saldırgan, temelsiz ve yanlıştır!’ dedi.” İsrail Dışişleri Ba kanlığı Sözcüsü Yigal Palmor’un, Associated Press haber ajansına, “Bu sözler, üzerinde yorum yapmaya değmeyecek o açıklamalardan biri daha...” biçimindeki sözlerini, İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu yazılı açıklamayla kamuoyuna duyurdu. 22 Ağustos, Hürriyet: ABD Yahudi lobisinin başı İftira ve İnkârla Mücadele Birliği Başkanı Abraham Foksman, Erdoğan’a “Demagojik ve tehlikeli olan sözlerini geri al...” çağrısı yaptı. Anımsayacaksınız, Foksman 2004’te “Davut Boynuzu” adlı ve lobinin en büyük “cesaret ödülünü” törenle Erdoğan’a vermişti. Daha sonra İsrail ve ABD Yahudi lobisi ile ipleri kopartan Erdoğan, bir “cesaret” örneği göstererek bu ödülü bir türlü geri verememişti. Ancak ne oldu? 22 Ağustos, Aydınlık: “Anadolu Ajansı, Erdoğan’ın ‘Mısır’daki darbeyi İsrail’in desteklediğine’ ilişkin haberini Başbakanlık’tan gelen bir talimat ile geri çekti!” Foksman, Erdoğan’a tükürdüğünü yalatmış olmadı mı? HHH 22 Ağustos, Radikal, Murat Yetkin: “Mısır darbesini kınamayan ABD, Erdoğan’ı kınıyorsa... Bu ABD açıklaması yalnız Türkiye’ye değil, herhangi bir NATO müttefikine karşı yapılmış en ağır açıklamalar arasındadır. Oturup iyice düşünmek gerekiyor...” Sözcü, Uğur Dündar: “Saldırgan Erdoğan!” başlıklı yazısında “(...) Başbakan korkuyor! Her fırsatta ‘Batı, Türkiye’nin güçlenmesini istemiyor!’ di DIŞ HABERLER [email protected] Korku Dağları Bekliyor! Son iki haftada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak yabancı dünyadan basına yansıyan haberlere göz atalım... 8 Ağustos, Radikal: “Putin’den Erdoğan’a ‘ret’ – Erdoğan’ın, çatışmalardan kaçan Suriyelilerin ülkelerini terk etmesini engelleyecek güvenli bölge oluşturması için BM Güvenlik Konseyi’nde destek olması isteğini Putin kabul etmedi.” 15 Ağustos, Milliyet: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Mısır’da olup bitenler sadece Mısır’ı, Arap dünyasını ve bölgeyi değil, bütün Müslüman dünyasını ilgilendirecek ve etkileyecek gelişme gösterir!” sözlerine ilişkin Erdoğan’ın açıklaması şu içerikle basınımıza yansıdı: 18 Ağustos, Hürriyet: Erdoğan, Mursi yanlısı İhvancı dincilerin Rabia işareti olan dört parmakla selamlayıp “Bugün Mısır yarın belki Türkiye” dedi. Bu sözler Milliyet’te şöyle yayımlandı: “Başbakan Erdoğan: Bugün Mısır, ama belki yarın başka bir ülkeyi, belki Türkiye’yi karıştırmak isteyecekler!” 19 Ağustos, Cumhuriyet: Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, “Ankara’nın politikası AKP’nin ideolojik tutumunu yansıtıyor. Tavrınız düşmanca!” 22 Ağustos, Milliyet: “Arap Birliği, Erdoğan’ın sözlerine sert tep ki gösterdi. Arap dünyasında Türkiye için ‘hayal kırıklığı’ yaşanıyor.” Unutma yalım ki Türkiye, “Arap ülkesi” olmadığı halde bu örgütte “daimi gözlemci” konumunda temsil ediliyor. HHH 20 Ağustos: Bu tepkiler gelirken Erdoğan, AKP Genel Merkezi’nde şöyle konuştu: “(Mısır’daki darbe için) Arkasında neresi var, İsrail var. Çünkü elimizde belgesi var!” Anında Vaşington’un tepkisini Amerika’nın Sesi Radyosu şöyle duyurdu: “Beyaz Saray, Başbakan Erdoğan’ın Mısır’daki darbenin arkasında İsrail’in olduğu iddiasını kınadığını açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, ‘Başbakan Erdoğan’ın bugünkü ifadelerini sert bir şekilde kınıyoruz. İsrail’in Mısır’daki son olaylarla ilgisi olduğu yö ABD ile ‘kırmızı çizgi’ anlaşmazlığı Davutoğlu, kimyasal silah kullandığı öne sürülen Şam yönetiminin çizgiyi aştığını söylerken, ABD aynı kanıda değil Dış Haberler Servisi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’de “kırmızı çizgilerin aşıldığını” söyleyerek uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı. Davutoğlu, Almanya’nın başkenti Berlin’de mevkidaşı Guido Westerwelle ile bir araya geldikten sonra yaptığı açıklamada, Suriye’de kimyasal silah kullanımıyla ilgili olarak bir kez daha Şam yönetimini suçladı ve “uluslararası toplumun mümkün olan en kısa sürede müdahale etmesini” istedi. Birleşmiş Milletler’in (BM) fazla tereddütlü davrandığını savunan Dışişleri Bakanı, “Kararlılıkla hareket etmezsek, daha büyük katliamlar yaşanacaktır” diye konuştu. Davutoğlu, Şam yönetiminin kimyasal silah kullanmadığını iddia ettiğini, ancak durum böyleyse BM inceleme heyetine izin vermeleri gerektiğini belirtti. “BM heyetinin derhal, saat bile kaybetmeden bölgeye giderek incelemelere başlaması gerektiğini” savunan Davutoğlu şöyle konuştu: “Bunun olmaması halinde, insanlık suçu işlenmiş olması nedeniyle uluslararası toplum Doğu Avrupa’da geçmişte na ‘BM fazla tereddütlü’ ışişleri Bakanı Davutoğlu, Alman meslektaşı Westerwelle ile yaptığı basın toplantısında Suriye’de kırmızı çizginin aşıldığını söyledi. (Fotoğraf: AFP) D Davutoğlu’nun “kırmızı çizgiler aşıldı” açıklaması, ABD’den yapılan “yeni kırmızı çizgilere gerek yok” açıklamalarının ardından geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, önceki gün kimyasal silah kullanımı iddiaları karşısında, Başkan Barack Obama’nın daha önce belirlediği “kırmızı çizgilerin” gereğini yapmadığı eleştirileriyle ilgili olarak “Kırmızı çizgilerden bahsetmiyorum. Kırmızı çizgilerle ilgili bir tartışma ya da konuşma yapmıyorum. Kırmızı çizgiler koymuyorum” dedi. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest de, kimyasal silah kullandığı kanıtlanırsa Şam yönetimine nasıl cevap verileceği hakkında konuşmayı reddederek BM denetçilerine izin verilmesi konusu üzerinde durdu. ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey hava saldırısı düzenlenmesine yönelik çağrıları reddetmiş ve hava saldırısının ABD’yi ucu açık bir savaşa sürükleyeceğini belirtmişti. Obama geçen yıl yaptığı bir açıklamada, Suriye’de Beşşar Esad rejiminin kimyasal silah kullanması halinde, bunun “kırmızı çizgi” ihlali olacağını söylemişti. Washington net değil sıl tavır takındıysa Ortadoğu’daki insanlara saygının gereği olarak aynı tavrı takınmak durumundadır. Müsamaha gösterirlerse yarın daha büyük ölçekli facialarla karşı karşıya kalabiliriz.” Dışişleri Bakanı, ABD’nin Suriye’deki kırmızı çizgilerinin aşılıp aşılmadığının sorulması üzerine, “Suriye’de 100 bini aşkın insan öldü. Tüm şehirler yerle bir edildi, tüm kırmızı çizgiler aşıldı. Hâlâ BM’de bir karar almak bile mümkün olmadı. Hâlâ bu konuda kırmızı çizgi ortaya koyan taraflar ve hepimiz için bir sorumluluktur bu. Kırmızı çizgi koy de diğiniz her husus aşıldığında aslında sorumluluk üstleniyorsunuz” diye yanıt verdi. Davutoğlu şunları söyledi: “Rejime net yaptırımlar uygulanmadığı için daha yüksek bir eşikte kırmızı çizgi oluştu, bu eşikte limit kimyasal silah. Dün yaşananlar, görüntülerle tüm dünyaya yansıyan, örtülmesi mümkün olmayan bir olaydır. Bunun mutlaka objektif şekilde araştırılması gerekir.” Westerwelle ise Şam yönetiminin kimyasal silah kullandığı yolundaki iddiaların henüz doğrulanmadığını, ancak doğrulanması halinde bunun “canavarlık” olacağını söyledi. HAMANEY’İN DANIŞMANI ‘YAŞIYORUM’ Erbil’de kaydedildiği söylenen videoda, Arapça “hayattayım” diye bağıran kızın yüzünde dehşet okunuyor. (AFP) AĞIR KONUŞTU yerek bu korkuyu kamuoyuyla paylaşıyor. (...) Hayatın her alanına yayılan faşizan baskılara karşın toplum susmayınca da ‘Mısır’da yapılanın benzeri Türkiye’de yapılmak isteniyor!’ diyebiliyor.” Neyin korkusu olduğunu ekteki France Press haber ajansının “Ortadoğu’da Bahar!” adlı haritası açıklıyor. Türkiye “Arap ülkesi” olmadığı halde haritada “bahar” yaşayabilecek ülkeler arasında, ölçümlerde 1. aşamada yer alıyor. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri “Arap ülkesi” oldukları halde “bahar” kapsamına alınmıyorlar. En şiddetli bahar ise Suriye ve Mısır’da yaşanıyor! Harita Erdoğan’ın “Bugün Mısır, yarın belki Türkiye!” sözlerini doğrulamıyor mu? Vahdettin’in Tarih Kurumu! Türk Tarih Kuruçok yayınlarından mu (TTK)1930’da bazılarına göz ataAtatürk’ün önelım. Kendisiyle birrisi ve Afet likte bazı meslekİnan ile arkataşları ile hazırlanan daşlarının Türk beş ciltlik “Devri Ocakları’na sunHamid” dizisi öne dukları bir önerçıkıyor. ge ile 1931’de kuKendisinin yazrulduğunda Türk dıkları arasında ve Anadolu tariise “Yurtsuz İmpahi ile uygarlıklarator Vahdeddin rının araştırılmave Osmanlı Hanesı amaçlandı. danı”, “Sultan II. Geçen yıl haziVahdettin Çalıştayı Abdülhamid’in Sürranda kurum başgün Günleri” ve “Sulkanlığına getirilen Kayseri Erci tan II. Abdülhamid’in Zaferi” yes Üniversitesi’nden profesör kitapları yer alıyor. Mehmet Metin Hülagu kollaGelelim TTK’nin 11 çalıştarı sıvadı ve 20132014 yılları yından bazı başlıklara... “Sultan nı kapsayan 11 çalıştayın ko Abdülaziz ve Dönemi”, “Sultan 2. Abdülhamid”, “Son Hanu başlıklarını saptadı. Atatürk’ün kurduğu TTK’nin life Abdülmecid Efendi” ve günümüzdeki başkanının 25 “Sultan Vahdettin”... Elimize ulaşan bir tanıtım broTemmuz’da İstanbul’da tarihçilere Topkapı Sarayı’nda “if şüründe ne Orta Asya Türkletar yemeği” verdiğini de anım ri, ne Anadolu Türk tarihi ve ne de Anadolu’nun gelmiş geçsayalım. Seçilen konulara geçmeden miş uygarlıkları ile bağlantılı önce Prof. Dr. Hülagu’nun pek bir çalıştay var! Dış Haberler Servisi Suriye’de yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği, zehirli gaz kullanıldığı öne sürülen saldırının yankıları sürüyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, saldırının Suriye muhalefetinin işi olduğunu savundu. Lukaşeviç, muhaliflerin denetimindeki bir bölgeden, içeriği bilinmeyen kimyasal maddeler taşıyan ev yapımı bir roket atıldığını öne sürdü. Sözcü, 21 Ağustos’ta Şam’ın muhaliflerin elindeki bir bölgesinden fırlatılan roketin, 19 Mart’ta “teröristler” tarafından Han el Assal bölgesinde fırlatılan roketin benzeri olduğunu, bölgedeki taraflı medya kuruluşlarının saldırgan bir yayın politikasıyla bütün sorumluluğu Şam yönetimine yüklemeye çalıştığını belirtti. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı telefon görüşmesinde Suriye’de kimyasal silah kullanımının arkasında Şam yönetiminin olamayacağını söyledi. Zarif önceki gece gerçekleşen görüşmede şu görüşleri iletti: “Birleşmiş Milletler (BM) denetçileri Suriye’deyken ve Suriye hükümeti güçlü bir şekilde teröristleri geri püs Rusya: Roketi muhalifler fırlattı ABD: ŞU AN KİMYASAL DİYEMİYORUZ ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, ABD Başkanı Barack Obama’nın Şam’daki kimyasal silah saldırısına ilişkin, ABD istihbarat birimlerine acil biçimde kendi araştırmalarını yapma talimatı verdiğini belirterek “Şu an için kimyasal silah kullanıldı diyemiyoruz” ifadesini kullandı. Psaki, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin çok sayıda ülkenin dışişleri bakanlarıyla temasa geçtiğini belirterek bu durumun ABD’nin sahada yaşananlarla ilgili bulguları elde etmeye odaklanmasına yönelik taahhüdünü ifade ettiğini belirtti. üyelerinin “acil” çağrısıyla gerçekleşen toplantının ardından ortak açıklama metni üzerinde anlaşma sağlanamayınca, Dönem Başkanı Arjantin Daimi Temsilcisi Cristina Perceval’in açıklamasıyla yetinildi. Perceval, iddialardan “büyük kaygı” duyulduğunu belirterek “Suriye’de neler olduğunun netleştirilmesi gerekiyor” dedi. Şam: Bizim için siyasi intihar olur Beyrut’ta Şam rejimi protesto edildi. (Fotoğraf: AFP) kürtmeyi başarabilmişken hükümet nasıl böyle bir eyleme başvurabilir? Bu eylem, çıkarlarını krizin tırmanmasında gören terörist gruplarca yapıldı.” Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius ise “İddia doğrulanırsa Fransa’nın pozisyonu tepki verilmesi, kuvvet kullanarak tepki verilmesidir” dedi, ancak karadan müdahale ih timalinin söz konusu olmadığını, Suriye’ye kara birlikleri gönderilmesinin “imkânsız” olduğunu söyledi. Fabius, verilecek tepki konusunda, “BM Güvenlik Konseyi karar alamazsa, o zaman kararlar başka yollardan alınmak zorunda. Nasıl? Daha ileri gitmeyeceğim” dedi. BM Güvenlik Konseyi de önceki gece toplanarak iddiaları ele aldı. Konsey Suriye yönetimi, ülkede BM uzmanlarının bulunduğu sırada isyancılara karşı kimyasal silah kullanımının siyasi intihar olacağını savundu. Katar merkezli El Cezire televizyonunun haberine göre, kimliği açıklanmayan Suriye güvenlik güçlerinden bir üst düzey yetkili, “Çarşamba, BM grubunun çalıştığı ilk gündü ve bu sırada kimyasal silah kullanmanın bizim için siyasi intihar olacağı açıktır” dedi. Suriye yönetimine yönelik suçlamaların amacının BM uzmanlarının çalışmalarını baltalamak olduğunu savunan yetkili, Suriye ordusunun “terörizme” karşı başarılı mücadeleye devam ettiğini ve kimyasal silahlara ihtiyaç duymadığını öne sürdü. Dış Haberler Servisi İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in askeri danışmanı General Yahya Rahim Safavi’den Türkiye için “ağır” tanımlama. Safavi, Türkiye’yi ABD ile İsrail’in Suriye karşıtı politikasının “ücretli kuklası” olarak değerlendirdi. Fars haber ajansının haberine göre dün Kerman eyaletinde öğrencilere seslenen Safavi, Suriye’nin silahlı muhalif güçler karşısında zafer kazanmaya çok yakın olduğunu belirterek “Suriye’nin savaşı ABD ve İsrail’in yanı sıra bunların ücretli kuklaları olan Türk ve Arap müttefikleri iledir” dedi. İranlı general, ücretleri bazı Arap ve Avrupa ülkelerince ödenen, El Kaide ile de bağlantılı olduğu ileri sürülen 40 binden fazla paralı askerin eğitilip, silahlandırıldıktan sonra çoğunun Türkiye, Lübnan ve Ürdün sınırından Suriye’ye sızdırıldığını da iddia etti. Yakın zamanda “ABD, İsrail ile Türk ve Arap müttefikleri”nin Suriye’deki savaşta yenileceklerini de iddia eden Safavi, “Suriye’deki teröristler pratik olarak askeri açıdan yenildiler. Çok sayıda pozisyon ve bölge kaybettiler, birçoğu da orduya teslim oldu” dedi. ‘Türkiye ücretli kukla’ MEDRESEYE YAPTIRIM A BD Maliye Bakanlığı, Pakistan’ın kuzeyindeki Peşaver’de, bakanlıkça “terörist eğitim merkezi” olarak adlandırılan bir medreseye karşı yaptırım uygulayacağını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, ilk kez bir medreseye yaptırım uygulandığı belirtildi. Medrese El Kaide ve Taliban’la işbirliğiyle suçlanıyor. (Fotoğraf: AFP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle