19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 AĞUSTOS 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Erdoğan, partisi için çıkan ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı’ kararının kaldırılması için düğmeye bastı AKP aklanma peşinde ERDEM GÜL Ortacının Ucuz Kurnazlığı Son günlerde bazı arkadaşlarda ortacılık ve ortayla birlikte şeriatçı İhvan’a doğru kayma hevesi fena halde prim yapıyor. Mısır’da 22 milyonluk Mursi karşıtı demokratik direniş unutuldu; şimdi moda, İhvan’la (Müslüman Kardeşler’le) diktatör Sisi arasında çıkan kapışmada uygun elverişli bir yerde durmak ve bundan İhvan’a “ilkesel” destek çıkarmak. Daha ileri gidip “Gezi Direnişi neden aynı işi yapmıyor, neden Mısır’da Adeviye meydanında direnenleri, yani İhvan’ı desteklemiyor” diye heyheylenenler de var. Adeviye meydanında direnenlere saldırıların kınanmasından, İhvan’a destek anlamı çıkartılmasının, zulme karşı çıkanların İhvan defterine yazılmasının sırrı, Tahrir meydanında toplananların unutulmasına, unutturulmasına sıkıca bağlıdır. Bizim ortacı kalem erbabı Tahrir’i çoktan silip attı, unutuşa terk etti; zaten sevmemişlerdi, onlar devrimi hatırlatan hiçbir şeyi sevmezler. HHH Hiç kuşku yok diktatör general Sisi Haziran direnişinin en küçük bir sempatisini kazanamaz. Kazanamaz, çünkü Gezi’de ayağa kalkan Haziran direnişçilerinin itirazları zaten otoriter yönetimlere, “her şeyi ben bilirim, ben izin vermeden hiçbir şey olmaz, direneni bastırırım” anlayışına karşıdır. Haziran direnişi, barışçı demokratik gösterilerinin biber gazıyla, TOMA’larla bastırılmasına karşı yığınsallaştı; beş genç zorbalığın zulmüyle öldü, binlerce insan yaralandı, komalık oldu, pek çok genç gözünü yitirdi. Bu demokratik direnişi bastıran anlayış şimdi Mısır’da Müslüman Kardeşler’e destek arıyor. Sisi’ye karşı çıkanları Müslüman Kardeşler’e destek bayrağı altında toplamaya çabalıyor. Kimi aklı başında yazarlarımız da “ilkesel” yardım sunuyorlar. Olacak iş değildir. Türkiye’de zorbalığa direnenler, generalin zorbalığına karşı çıkarken İhvan’ı desteklemek zokasını yutmazlar. Şeriatı koyulaştırmak, kadınların her türlü hakkını ellerinden almak isteyen, 9 yaşında kızlara evlilik kapısını açan, ordu desteğiyle kazandığı seçimi sivil diktaya çevirmeye yeltenen Mursi’ye karşı ayaklanan 22 milyon imzacının yanında yer alırlar. HHH Kurnazlık her zaman böyle “kayan orta” manevrasına başvuruyor. Ama her orta, her dengecilik merakı sizin dengede durmanızı sağlamaz. Kendinize Mursi ile Sisi arasında ortalarda bir yer ararken bir de bakarsınız, şeriatçı İhvan’ın destekçisi haline gelmiş, onun Türkiye’deki destekçilerinin yanına düşüvermişsinizdir. Hiç kimse kurnazlıkla diktatörlüğe karşı çıkanları İhvan dostluğuna savuramaz. Eğer siz dengeciliğin tuzağına düşer, “diktatöre lanet okurken İhvan’a rahmet” okumaya başlarsanız, işte o zaman Gezi Direnişi’nin ölüleri sizi kendi yalnızlığınızla baş başa bırakırlar. HHH O yalnızlık her halde AKP hükümetinin “değerli yalnızlığı” gibi bir şey olur. O yalnızlık, gittikçe sağa kayarak zorbalığa destek eğik düzleminde kaybolan bir yalnızlık olmaz, sizi aynı zamanda ortaokul çocuklarından ihbarcı, gizli tanık yaratmaya çabalayan, onları “kim sizi Gezi Direnişi’ne katılmaya sevk etti, kim sizi kışkırttı?” diye sorgulayan anlayışın çukuruna gönderir. Mısır’da artan zulmün temelinde Mursi’nin diktatörlük yolunda attığı adımlar var. Diktatörler arasında ortacılık ise devrimleri çalınmış Mısır halkına “size şeriattan başka yol yok, diktatörlerden diktatör beğenin” demektir. Ey benim ucuz ikilemlerle Gezi direnişinin yüksek bilincini kestirmeden İhvan’a peşkeş çekmeye yeltenen ucuzcu kardeşlerim, eminim ki Haziran Direnişi size uygun bir iki söz bulacaktır ve yine eminim ki Çarşı size karşıdır. YARSAV’dan Bozdağ’a tepki Hâkimleri baskı altına alıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a Hacıbektaş’ta yumruk atan saldırganın serbest bırakılmasıyla ilgili tartışma 3. yargı paketine kadar uzandı. Yasayı yazanlardan birisinin kendisi olduğunu belirten Bozdağ, “Adli kontrolün içerisinde yer alan hükümlerden başkaları da bu işe ilave uygulanabilirdi. Tabii burada örgüt boyutu araştırılabilirdi” diyerek tutuklulukta ısrar edince, YARSAV Başkan Yardımcısı Bülent Yücetürk, Bozdağ’ı “yasa bilmemekle” ve “yargıyı baskı altına almakla” suçladı. Bozdağ, Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin temel atma töreni için bulunduğu Yozgat’ta, gazetecilerin Hacıbektaş’ta uğradığı saldırıya yönelik sorularını yanıtladı. Saldırganın 3. yargı paketinin getirdiği düzenlemelerden yararlanarak serbest bırakıldığının anımsatılması üzerine Bozdağ, “Burada örgüt boyutu araştırılabilirdi ki ben kısa sürede bu konuda sağlıklı bir araştırma yapılabildiğine ihtimal vermiyorum” dedi. YARSAV Başkan Yardımcısı Bülent Yücetürk ise Cumhuriyet’e “Sayın Bakan’ın, hukukçu olmasına rağmen, kendi döneminde çıkarılan ve kendisinin bulunduğu Meclis tarafından yapılan yasayı bilmediği ortaya çıkmıştır. Çünkü, ceza üst sınırı 2 yılın altında olan suçlarda tutuklama yasağı vardır. Ancak Sayın Bozdağ, açıklamaları ile yargıya müdahale etmiştir ve hâkimleri baskı altına almaktadır” açıklamasını yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Irak’a gitmeden önce, düzenlediği basın toplantısında, Bozdağ’a yanıt verirken “Konuşmamı bitirip Bozdağ’ın yanına oturduğumda kendisinin şiddete maruz kaldığını öğrendik, kendi ağzından, yumruk atıldığını. Daha sonra gazeteci arkadaşlarıma bunu da kınadığımı ifade ettim. Hem gazeteler yazdı, hem televizyonlar gösterdi. Ama dün, Bülent Arınç’ı anlamakta gerçekten zorluk çektim. Bir insan gözü var görmüyorsa, kulakları var duymuyorsa ve sadece dilleriyle konuşuyorlarsa o adamdan hükümet sözcüsü olmaz. Hacı Bektaş Veli’de bunun yapılması çok daha ağır bir suç bana göre” dedi. ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, Ergenekon davasında verilen karar doğrultusunda AKP’ye açılan kapatma davasında çıkan “AKP laiklik karşıtı eylemlerin odağıdır” kararının kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne yeniden yargılama başvurusunu yapmak üzere hukukçulardan bir çalışma grubu oluşturdu. Erdoğan önceki gece partisinin Merkez Yürütme Kurulu’nu (MYK) topladı. Edinilen bilgilere göre toplantıda Erdoğan, AKP’ye 2008 yılında açılan kapatma davasında verilen odak kararı ve para cezasının kaldırılması için düğmeye bastı. Erdoğan hukukçulardan oluşan bir çalışma grubu oluşturdu. Grup, kapatma davasında verilen odak kararına dayanak yapan delilleri inceleyecek. Grubun Ergenekon davasında çıkan karar çerçevesinde deliller üzerinde yapacağı çalışmalardan sonra Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak Anayasa ‘başkanlık’TAN geri adım YOK Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın çözüm sürecine ilişkin BDP ve PKK’lilerin açıklamalarının sürece zarar verdiğine ilişkin dünkü yazısından sonra “Çözüm sürecinde kriz mi var” soruları sorulmuştu. AKP MYK’de, BDP ve PKK’nin beklediği çözüm paketi ayrıntılı olarak ele alınmazken paketin BDP’lilerce kendi talepleri üzerine hazırlandığı yolunda bir algı oluşturdukları, bunun doğru olmadığı, AKP’nin kongresinde aldığı kararlar doğrultusunda kendi isteğiyle demokratikleşme adımları attığı görüşleri dile getirildi. Çözüm paketinin Erdoğan başkanlığında yapılacak son toplantının ardından on gün, en geç iki hafta içinde Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor. MYK toplantısında yeni anayasa süreci de değerlendirildi. AKP’nin başkanlık sistemi önerisinden bu aşamada geri adım atmaması, başkanlık önerisinin masada kalmaya devam etmesi benimsendi. Mahkemesi’ne kararın kaldırılması istemiyle yeniden yargılama başvurusunda bulunacak. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak yeniden yargılama başvurusunun zamanlaması konusunda net bir karar alınamadı. Başvuru için öncelikle Ergenekon davasında gerekçeli kararın yazımı beklenecek. Gerekçeli kararın, incelenmesi yapılacak olan ka patma davası delillerini çürütücü nitelikler taşıması durumunda Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılacak. Ancak gerekçeli kararda AKP delilleri yönünden çok ayrıntılı hükümler bulunmaması durumunda Erenekon davasının Yargıtay’da kesinleşmesi süreci beklenecek. AKP, başvuru için 9 Ekim’de Balyoz davasında nihai kararın açıklanmasını da bekleyecek. Batum’dan AKP’ye anayasa eleştirisi ABD’nin ev ödevi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’li TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Süheyl Batum, anayasa paketiyle ilgili bazı hükümlere itiraz ettiği gerekçesiyle kendisini “komisyonu sabote etmekle” suçlayan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Komisyon üyesi Mehmet Ali Şahin’in “uzlaştık” dediği bazı düzenlemelerin, 1971’de darbecilerin getirdiği düzenlemelerin aynısı olduğunu belirterek AKP’nin amacının demokratik anayasa değil, ABD’nin verdiği “ev ödevini” yerine getirmek olduğunu söyledi. Şahin’in kendisini yeni anayasa çalışmalarını sabote etmekle suçlayıp “hedef haline” getirdiğini belirten Batum, “Bunu ahlak sorunu olarak tanımlıyorum. Bu bir amaca yönelik” dedi. Batum, “Amaç, 2010 yılındaki oyunu, biraz daha güzel oynamak. O zaman 23 maddeyle çıkmışlardı. Sayın Başbakan talimat verdi. Dedi ki ‘6070 maddeye çıkaracaksınız bunu. ABD ev ödevini verdi. Ben insanları kandırabilmem için 6070 madde yapacaksınız.’ Yani amaç demokrasi değil” diye konuştu. Batum, partisinin Konya milletvekili ve TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Atilla Kart ile tartıştığı yönündeki haberlerin doğru olup olmadığı sorusu üzerine, “Doğrudur, ama polemik yaratmanın bir anlamı yok” karşılığını verdi. AKP’nin 12. kuruluş yıldönümü, genel merkez binasında düzenlenen resepsiyonla kutlandı. ‘Yol kesmek isteyenlere ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, 2014 ve 2015 seçimlerinde “milletin teveccühüne nasıl mazhar olduklarını” bir kez daha göreceklerini belirterek 2014 Mart ayındaki yerel seçimlerde sandıklara tam hâkim olarak sandıkları AKP’nin başarısıyla kapatmak istediklerini ifade etti. Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin demokratikleşme paketine yönelik de “Önümüzdeki hafta arkadaşlarla sorucevap şeklinde çalışacağız” bilgisini verdi. AKP’nin 12. kuruluş yıldönümü dolayısıyla partisinin genel merkezinde verilen resepsiyonda konuşma yapan Erdoğan, konuşmasından önce gösterilen, AKP iktidarında yapılan hizmetlerin kısaca anlatıldığı sinevizyonun, AKP’nin 10 buçuk yıllık hizmet serüveni olmadığına işaret ederek AKP’nin hizmetlerini 1015 dakikaya sığdırmanın mümkün olmadığını ve sadece sinir uçlarına dokunacak bir özet yaptıklarını kaydetti. Si izin vermeyeceğiz’ nir uçlarına dokunmak suretiyle ulaşımda, eğitimde, tarımda, sağlıkta bazı sinyaller vermek istediklerini bildiren Erdoğan, “Anlatacak çok şeyler var, zaten bunları sizler bizzat yaşıyorsunuz. Bizzat illerinizi dolaşırken görüyorsunuz. Bunlar bizim için yeterli mi? Değil, yapacağımız çok şeyler var. Çünkü bizim hedefimiz çok güçlü bir Türkiye. Bugünkü gücünün çok çok fevkinde bir Türkiye. Onun için 2023 bizim için çok anlamlı bir yıl olacak ve dünyanın ilk 10’u içindeki bir Türkiye’yi hedefliyoruz. Üzerimize gelenler, yolumuzu kesmek isteyenler olabilir ama AK Parti inşallah bu yol kesmek isteyenlere prim vermeyecek” diye konuştu. Erdoğan, konuşmasını “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısı ve “Rabia” işareti yaparak bitirdi. Demokratikleşme paketine ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, “Önümüzdeki hafta arkadaşlarla sorucevap şeklinde çalışacağız” dedi. HSYK noktayı koydu Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) ise yazılı bir açıklama yaparak Baş. bakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a saldıran Hüseyin Satı’nın “illegal bir yapı ile bağlantısının olup olmadığı” kuşkusu ile Ankara TMK 10. madde ile yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı ile görüşüldüğünü, bu doğrultuda gözaltı süresinin uzatıldığını belirtti. HSYK’den yapılan açıklamada, Ceza Muhakemesi Yasası’nda yapılan değişiklikle “Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı 2 yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemeyeceğinin” düzenlendiğini bildirdi. Teğmen Çelebi için itiraz Adalete olan güven zedelendi İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasında 16 yıl 6 ay hapse mahkum edilen ve tutuklanarak Hasdal Cezaevi’ne konulan Pilot Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin tutuklanmasına itiraz edildi. Çelebi’nin avukatı Hüseyin Ersöz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, Çelebi’nin Maltepe Askeri Lisesi’ni birincilikle, Harp Okulu’nu ise dördüncülükle bitiren başarılı bir subay olduğunu anlattı. Ersöz, “Müvekkile mahkemede sorulan cep telefonundaki numaralara ilişkin yapılan araştırmada, bu numaraların polis tarafından telefona emniyette yüklendiği ortaya çıktı. Bu tespit üzerine müvekkil tahliye edildi. Hakkındaki gizli belge bulundurma suçlamasının kendi ikametinden çıkmayan belgeler üzerinden yapılması yanında, bu belgeler için Genelkurmay Başkanlığı’ndan ‘gizli değil’ bilgisi gelmesine rağmen, müvekkil, hem örgüt üyeliği suçlamasından hem de gizli belge temin suçundan ceza almıştır” dedi. Dilekçede, “Tutuklama kararı kamu vicdanını ve adalete güven duygusunu da derinden yaralamıştır” değerlendirmesine yer veren Ersöz, mahkemenin yargılama sırasında tahliye ettiği ve benzer oranda ceza alan hiçbir sanık hakkında yakalama kararı vermediğini, bu durumun hakkaniyet ölçülerine aykırı olduğunu ifade etti. Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan, başörtü yasağının kaldırılmasını istedi Memura türban vizesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamu Denetçiliği Kurumu, türbanla görev yaptığı için ikaz alan bir devlet memurunun yaptığı başvuru üzerine, “memurun başörtüsüyle görev yapmasının sağlanması” yönünde tavsiye kararı aldı. Kararda, başörtüsü yasağının dayanağı olan ve ilgili yönetmelikte yer alan “Görev mahallinde baş daima açık” ifadesinin çıkarılması istendi. AKP’nin “kamuda türban düzenlemesinin” içinde yer aldığı demokratikleşme paketine ilişkin çalışmaları sürerken Kamu Denetçiliği Kurumu’ndan hükümetin bu konuda elini güçlendirecek bir tavsiye kararı çıktı. u Türbanla görev yaptığı için uyarılan bir devlet memurunun yaptığı başvuruyu değerlendiren Kamu Denetçiliği Kurumu, memurun başörtüsüyle görev yapmasının sağlanmasını istedi. Kararda, çalışan bir kadının başını örtmesinin kamu ve çalışma düzenini bozmayacağı belirtildi. Şikâyet sahibi bir türbanlı kadın memur, mesai saatlerinde kılık kıyafet yönetmeliğine uygun hareket etmediği gerekçesiyle çalıştığı kurum tarafından yazıyla ikaz edildiği gerekçesiyle kuruma başvurdu. Şikâyeti inceleyen Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış, hazırladığı raporu, Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu’na sundu. Elkatmış’ın hazırladığı karar, başdenetçinin onayının ardından ilgili birimlere gönderilecek.Kararda, şikâyete konu ikaz yazısınındayanağının, Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırılıp 25 Ekim 1982 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik”in 5. maddesi olduğu belirtildi. Yönetmelik hükmünde kadın memurların kılık kıyafetlerinin nasıl olması gerektiğinin ayrıntılı şekil de belirlendiği ve kadın memurların, “görev mahallinde başının daima açık olacağının” hüküm altına alındığı kaydedildi. Kararda şunlar kaydedildi: “Kamu hizmetlerinde çalışanlara din ve inanç hürriyeti konusunda getirilecek bir sınırlamanın bu madde hükümlerine ve temel kanunun ruhuna aykırı olmaması gerekir. Çalışan bir kadının başını örtmesi, kendi gibi düşünmeyen insanların haklarına herhangi bir tecavüz olarak düşünülemeyeceği gibi bu durum kamu ve çalışma düzenini bozucu hareket olarak da algılanmamalıdır. ” Görevli asker bayıldı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Çankaya Köşkü’nde resmi karşılama törenlerinde görev yapan askerlerden ikisi Slovakya Cumhurbaşkanı Ivan Gasparoviç’i karşılama öncesinde fenalaşıp bayıldı. Saat 10.30’da yapılacak karşılama öncesi tören kıtasının bütün hazırlıkları tamamlandı. Ancak önce denizcilerin tören birliğindeki bir asker fenalaştı. Tören kıtasının komutanı, askerin yanına gelerek yere düşmemesi için ayakta tutmaya çalıştı. Ayakta kendinden geçmiş şekilde bekletilen asker bir süre sonra bulunduğu yerden uzaklaştırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle