Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  11	AĞUSTOS	2013	PAZAR  6  HABERLER  Hakkında	soruşturma	açılan	müdür	yardımcısı	‘Şikâyetçilerim	Alevi’	dedi.	Bakanlık	ciddiye	aldı  MEB’den skandal Alevilik sorgusu SİNAN TARTANOĞLU ANKARA		Milli	Eğitim	Bakanlığı	(MEB)	müfettişlerinin,	Mamak	Yunus	Büyükkuşoğlu	Anadolu	Lisesi’nde	skandal	bir	sorgulamaya	imza	attıkları	ortaya	çıktı.	Okul	müdür	yardımcısı	Tuncer	Küllücek	hakkındaki	soruşturma	sürerken,	Küllücek	 kendisini	şikâyet	eden	felsefe	öğretmeni	Suat	Özcan	ile	soruşturmayı	yürüten	il	müfettişi	Cengiz	 Karahan’ı	“Şikâyetçi	öğretmen	de,	soruşturmayı	yapan	müfettiş	de	Alevi”	diyerek	bakanlığa	şikâyet	etti.	Küllücek’in	şikâyeti	üzerine	okula	gelen	2	bakanlık	 müfettişi	ise	öğretmen	ve	müfettişin	“Alevi	olup	olmadıklarını”	sorguladı.	 Küllücek	hakkında	Nisan	2012’de,	aralarında	Eğitim	BirSen,	Türk	EğitimSen	ve	EğitimSen	işyeri	 temsilcilerinin	de	bulunduğu	öğretmenler	ile	öğrenci	velilerinin	şikâyetleri	üzerine	soruşturma	başlatıldı.	Soruşturmayı	üstlenen	il	müfettişi	Cengiz	Karahan,	Küllücek	hakkındaki,	“Okulun	öğretmenlerinden	Eğitim	BirSen	işyeri	temsilcisi	Mesut	Durak’a	 alenen	küfür	ettiği,	öğrenci	dövdüğü,	öğrencilere	 felsefe	öğretmeni	ve	EğitimSen	işyeri	temsilcisi	Suat	Özcan	hakkında	‘O	komünist,	bölücü,	namaz	kılmıyor,	itin	arkasından	giden	it	olur...’	şeklinde	sözler	 söylediği,	bazı	öğretmenlerle	birlikte	öğrenciler	arasında	ayrım	yaptığı”	iddialarını	araştırdı.	Küllücek	 hakkında	hazırlanan	disiplin	soruşturması	raporunda,	“öğrenci	dövmek	ve	hakaret	etmekten”	maaş	kesim	cezası,	felsefe	öğretmeni	Özcan’a	yönelik	sözleri	nedeniyle	“Görevin	yerine	getirilmesinde	siyasi	düşünce,	din	ayrımı	yapmaktan”	kademe	ilerlemesinin	 durdurulması	ve	başka	okula	atanması	cezaları	istendi.		Raporun	hazırlanmasının	ardından	Küllücek	boş	 durmadı.	Bakanlığa	başvuran	Küllücek,	il	müfettişi	 ve	iddiaları	gündeme	getiren	öğretmenin	“Alevi	olduğunu”	bildirdi.	Bakanlık	da	okula	iki	müfettiş	gönderdi.	Müfettişler	okuldaki	diğer	öğretmenlere,	öğretmeni	Özcan’ın	Alevi	olup	olmadığını,	bu	durumun	ilk	soruşturmayı	etkileyip	etkilemediğini	sordu.	  il müfettişinin ifadesini aldı üfettişi	 Soruşturma	yürütürken	soruşturmalık	olan	il	m lığım	 	yakın ğum, ostlu eyle	d kims “Hiç	 nda,	 Karahan	sorgusu 	Aleiyim, 	Alev .	Ben az	da ,	olam veya	düşmanlığım	olmadı yu	da	işleyecevilik	suçsa	ben	bu	suçu	işliyorum,	ömür	bo akarım	‘Büyle	b 	gözü re’nin s	Em Yunu yaya	 ğim.	Bütün	dün is	olsa	 üderr alka	m an,	h kmay le	ba tün	kamu	âleme	aynı	göz ür.	Soruşturmahakikatte	asidir’	felsefesi	dünya	görüşümd n	hangi	inançsını	yaptığım	okuldaki	çalışanların	hiçbirini n	utanırım”	ifaimde 	kend rsam tan	olduğunu	sormam.	Sora nda	başka	bir	 desini	verdi.	Soruşturma	raporu	doğrultusu n	çıktığı	anasını 	atam ek’in üllüc ken	K 	gere ması okula	atan ü	Yunus	Büyükcak	müdür	yardımcılığı	görevini	sürdürdüğ ediği	öğrenildi. kuşoğlu	Anadolu	Lisesi	ile	ilişiğinin	kesilm  Bakanlık müfettişleri,  ‘Osmanım’ Nasıl	Kurtarılır? Hemen aklınıza Vasıf Öngören’in “Asiye Nasıl Kurtulur”u gelmesin. Bu epik tiyatroyu Vasıf, sanırım 1970’lerde yazmadan önce Berlin’e gelmişti; dönemin ünlü Berliner Ensembl Tiyatrosu’nu ziyarette ve bir oyun seyretmekte tıfıl bir öğrenci olarak kendisine eşlik etmiştim. Bu tiyatronun kurucuları, efsane Bertolt Brecht und Helene Weigel idi. Vasıf’ın “kötü yola düşmüş” Asiyesi’ni kurtaran yoktu, tersine, devlet durmadan Asiyeler doğuran, üreten toplumsal yapının destekçisiydi… Ancak toplumcu bir düzende belki Asiyeler kurtulabilirdi... Ama aynı devlet bakın benzer bir şekilde “kötü yola düşmüş” Osmanım’ı nasıl da kurtarıyor! Demek ki isterse yapabiliyormuş! Osmanım dediğime bakmayın, bir tabir bana ait değil, “gizli tanık” olarak dinlenirken, polisin savcıların kendisine “Osmanımmmmm” diye seslenmesiyle kimliği açığa çıktı! Davada tanıktı, sanıktı hem de gizli tanıktı! Dünyada bir kez daha asla görülemeyecek bir “atipik” durum, Propaganda şefi ve uydurukluk makinesi gibi çalışan H. Çelik’in deyimiyle! Yani savcılar ve mahkeme etinden, sütünden, budundan herşeyinden yararlandılar; bu kadar hizmetten sonra, tabii ki salıverdiler! Neymiş? “Osmanım”ın Danıştay cinayetinde parmağı olduğu kanıtlanamamış... Oysa telefon sinyalleri, Yıldırım’n 10 dakika mesafede olduğunu gösteriyordu! Yani “çetenin” asli elemanlarından… HHH Osman Yıldırım’ı Danıştay cinayetiyle tanıdık... “Türban kararları” bahanesiyle Danıştay’ı basan ve Yücel Özbilgin’i öldüren Alparslan Arslan ve ayrıca Cumhuriyet gazetesini de bombalayan çete üyeleri, Ankara’da yargılanıyor ve müebbet ve ağır cezalar alıyor. Bitmiş sonuçlanmış bir dava... Ergenekon’la ilişkisi ne? Savcıların, cemaat ve iktidarın, Ergenekon davasında “kanlı bir olay”a ihtiyaç duymalarından... Danıştay baskını iktidar yandaşlarınca hemen “Ergenekon’un eylemi” diye damgalanmıştı, anımsayın! Didindiler, çırpındılar bu bağı kurmak için... Öyle ki, İlhan Selçuk’u, Mustafa Balbay’ı ve Cumhuriyet gazetesini, kendi binalarını bombalamakla suçlamaya kadar vardırdılar işi! “Osmanım”ı ikna bu nedenle önemliydi... Ergenekon savcıları, iktidar, yüksek yargı organları eşgüdümle çalıştılar mı ‘Osmanım’ı iknada? Ergenekon eski yargıçlarından Köksal Şengün olayı bütünüyle biliyor, bu nedenle soruyor: “Osman Yıldırım’la Ankara’ya gidip kimler konuştu?” Arkadaşımız İlhan Taşçı, Cumhuriyet’te 7 Ağustos’ta “Osmanım’ın sır dolu görüşmesi” başlıklı haberinde açıkça yazıyor: Zekeriye Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel bakanlığın da izniyle Ankara’ya gidiyor, F tipi cezaevinde yatan Osman Yıldırım’la konuşuyor, onu ikna ediyorlar… “Osmanım” ikna odasında halledilince, hemen yargı tepeden çalışıyor. Yargıtay savcısı Danıştay davası Ergenekon davasıyla birleşsin diyor, Yargıtay kabul ediyor, dava bozuluyor ve dosya Silivri’ye gönderiliyor… Böylece “Osmanım”ın ulvi görevi başlıyor! Sorguya alıyorlar, Danıştay baskınını Ergenekon işledi dedirtiyorlar, bazı sanıkları suçlattırıyorlar ve olayı bitiriyorlar. Artık hem sanık hem tanık o, üstelik bir de “gizli tanık”, iyi mi! Yemede yanında yat! Önemli olan hukuk mukuk değil, “Osmanım”ın tek eveti ile idam sehpasının kurulması! Osmanım’ın söylediklerini destekleyecek tek bir kanıta ihtiyaç olabilir mi?! “Osmanım” olayı, aslında bütün Ergenekon davası sanıkları arasında kurulan “suç” bağlarının tıpkısının aynısıdır! Ama allahları var, Osmanım’a verdikleri sözü tuttular, yattığı süre kadar ceza ile salıverdiler. Yüzünü değiştirecekler, yeni kimlik verecekler, koruyacaklar.. Ohh ne âlâ, Osmanım için Mualla! Ama ben inanıyorum, şu günler geçsin, Osmanım’ın vicdanı dile gelecektir... Tabii Danıştay cinayeti dosyası da sahipsiz kaldı, çünkü Ankara’daki yargılamada ağır ceza alanların hepsi “delil yetersizliği” ile beraat etti! Peki kim kaldı geride? Tetikçi Alparslan Arslan... Tetiği onun çektiğinden en küçük bir “karartma” yapabilselerdi, o da dışarıda olacaktı... HHH Ergenekon davası ile Yurt gazetesi genel yayın müdürü ve televizyon programcısı Merdan Yanardağ’ın bir ilgisinin olduğunu anımsayan var mı? Sorguya çağırmışlardı, ifadesini verip normal hayatına dönmüştü... Sevgili Merdan’a da suç örgütü üyeliği yüklemezler mi? Hadi bakalım, şimdi arıyorlar! Merdan, gazetesiyle, programlarıyla cemaate ve iktidara karşı dik duran bir sosyalist gazeteci arkadaşımız. “Torba yasa”ya son anda adeta bir geceyarısı maddesi ekleyerek, suçlu ilan ediverdiler! İşleri güçleri hayatları karartmak… Solculara karşı bitmek tükenmek bilmeyen kinleri her daim devrede!  28 Şubat’ta memuriyetten çıkarılanlar için bakanlık ‘geri dönün’ çağrısı yaptı  Türbanlı öğretmenlere af SİNAN TARTANOĞLU  ANKARA  Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), kamuda türbana olanak vermesi beklenen demokratikleşme paketi üzerinde çalışan AKP’den önce davrandı. Bakanlık, 28 Şubat 1997 tarihinden sonra disiplin cezası olarak memuriyetten çıkarılan öğretmenlerin bakanlığa geri dönebileceklerini duyurdu. Eski Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, “Hukukun üstünlüğünü gözetmeden alınacak kararlar kısa vadede belli emellere hizmet etse dahi uzun vadede devletin yapısını hukuk devletinden uzaklaştırır” uyarısında bulundu. TBMM tatile girmeden çıkarılan torba yasa hükmüne dayandırılan MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü duyurusunda, aralarında türban takarak disiplin hükümlerini ihlal eden öğretmenlerin de bulunduğu memurların 29 Ağustos’a kadar bakanlığa başvurmaları istendi. Duyuruda, yeniden görev almak isteyen öğretmenlerin 2014 yılı için belirlenen atama sınırlamasına dahil olmayacağı da belirtildi. Yani memurluğa geri dönmek isteyen öğretmenler, ataması yapılmayan öğretmenler gibi atama beklemeyecekler. Öğretmenlerin başvuru sırasında memuriyetine son verildiğini gösterir bakanlık onayı, yüksek disiplin kurulu gibi belgeleri de ibraz etmeleri istendi. Eski Milli Eğitim Bakanı Uluğbay, türbanlı öğretmenlere af getirilmesi ile ilgili olarak “28 Şubat’tan önce disiplin cezası alanlarla, 28 Şubat’tan sonra alanlar kanun önünde eşit değil mi? Konu ne olursa olsun. Kurallar vardır, ihlal edilirse işlem yapılır. Hukuk devleti olmak budur” açıklamasını yaptı. Uluğbay, “Geçmişte yürürlükte olan düzenlemeler sonradan ortadan kaldırılırsa hiç kimse yeni kanunlara da uyma ihtiyacı hissetmez. Nasılsa af çıkar denir. Hukukun üstünlüğünü gözetmeden alınacak kararlar kısa vadede belli emellere hizmet etse dahi uzun vadede devletin yapısını hukuk devletinden uzaklaştırır. Hukuk devleti kalıcıdır” dedi.  Anafartalar unutulmadı ÇANAKKALE	(AA)		Anafartalar	 Zaferi’nin	98’inci	yılı	dolayısıyla	 Gelibolu	Yarımadası’ndaki	 Conkbayırı’nda	tören	yapıldı. Atatürk	anıtına	çelenk	 konulmasıyla	başlayan	törende,	 konuşan	18’inci	Mekanize	Piyade	 Tugay	Komutanlığında	görevli	 Topçu	Binbaşı	İkbal	Altıntaş,	 10	Ağustos	1915	sabahının	ilk	 ışıklarıyla	beraber	Çanakkale	 Savaşları’nın	dönüm	noktası	 olan,	tarihteki	son	büyük	süngü	 savaşının	başladığını	anımsattı.	 Altıntaş,“Düşman,	silahını	 kullanmaya	vakit	dahi	bulamadı.	 Boğaz	boğaza	kahramanca	 mücadele	neticesinde	ilk	hatta	 bulunan	düşmanın	büyük	 bölümü	imha	edildi.	10	Ağustos	 akşamı	ellerinde	kayda	değer	bir	 stratejik	arazi	kesimi	kalmayan	 müttefik	kuvvetler	Gelibolu	 Yarımadası’ndan	çekilmeye	 karar	vermiş,	1915’in	aralık	 ayında	Türk	topraklarını	terk	 etmeye	başlamıştır.	Çanakkale	 Savaşları’nın	unutulmaz	 kahramanı	Anafartalar	Grup	 Komutanı	Albay	Mustafa	Kemal	 Bey’in	bu	başarısı	ileride	 başlayacak	ulusal	Kurtuluş	 Savaşımızın	bir	basamağı	 olmuştur”	dedi.Törende	 daha	sonra,	18’inci	Mekanize	 Piyade	Tugay	Komutanlığı’nda	 vatani	görevini	yapan																					 askerler	tarafından	 Anafartalar	 Muharebesi	 canlandırıldı.	  Çanakkale geçilseydi... İZMİR	(AA)		Tarih	araştırmacısı	ve	koleksiyoner	Oğuz	 Aydemir’in	İpek	Mendiller	 Koleksiyonu’nda	yer	alan	 bir	mendil,	Çanakkale	Savaşı’na	ilişkin	ilginç	bir	ayrıntıyı	ortaya	koydu.	 İngilizler’in	Gelibolu	çıkarması	 öncesi	bastırdığı	 To	Constantinople’	isimli	mendilde,	savaş	sonrası	 İstanbul’da	kurulması	öngörülen	sömürge	devleti	için		ay	 yıldız	ve	İngiliz	çapraz	bayrağını	bir	arada	tasarlayan	bayrak	tasarımına	da	yer	verilmiş.  Atama	sınırlamasına	dahil	değil  ‘Nasılsa	af	çıkar...’  Gülsuyu’ndaki uyuşturucu çeteleriyle mücadele eden 13 kişi için müebbet hapis istemiyle dava açıldı  Çeteye değil gençlere dava SİLAHLI SALDIRILARDA ÜLKÜCÜ BAĞLANTISI İstanbul	Haber	Servisi		Maltepe	Gülsuyu’nda	uyuşturucu	çetelerine	karşı	kampanya	yürüten	ESP’ye	yönelik	 saldırılara	bir	yenisi	daha	eklendi.	ESP	Maltepe	ilçe	binasına	önceki	gece	yine	ateş	açıldı.	Olayda	ölen	ya	da	yaralanan	olmadı.	Bugüne	kadar	toplam	9	kişinin	yaralandığı	saldırılarla	ilgili		www.ulkucuhaberajansi.com	adresinde	yayın	yapan	Ülkücü	Haber	Ajansı’nın	sitesinde	yer	 alan	açıklamada	ise	“vatanseverlerin	teröristlerle	girdiği	mücadelede	belirli	olayların	meydana	geldiği”	kaydedilerek	silahlı	saldırılar	üstü	kapalı	şekilde	üstlenilmiş	 oldu.		Olayların	uyuşturucuyla	ilgili	olmadığı	savunulan	 açıklamada	saldırıların	gerekçesi	ile	ilgili	ise	şu	ifadeler	 yer	aldı:	“Gülsuyu	Mahallesi’nde	sözde	devrim	ve	özgürlük	için	mücadelede	bulunan	terör	örgütleri	aslında	zorla	insanlara	baskı	uygulayarak	sindirme	politikası	izlemektedirler.	Bu	örgütlerin	yardım	ve	yataklığını	kabul	etmeyen	insanların	evlerine	silahlı	saldırı,	bombalı	saldırı	 düzenlemesi	de	terörist	grupların	acizliğini	belli	etmektedir.	Senelerdir	süregelen	Gülsuyu	olaylarında	nice	faili	 meçhul	cinayetlerin	ve	bombalamaların	hesabının	sorulmamasının	tek	nedeni	şu	an	yaptıkları	gibi	vatanseverlerin	aileleriyle	tehdit	edilmesinden	kaynaklıdır.”  ca yıl hapis talep edildi. 13 kişinin bu kadar ağır cezalarla yargılanANKARA  İstanbul’un Malmasına neden olan eylemleri ise tepe ilçesine bağlı Gülsuyu Gülsuyu Mahallesi’nde “uyuştuMahallesi’nde ESP üyelerinin rucu çeteleriyle yaptığı mücadekurşunlanması olayı gündemdele” oldu. ki yerini korurken, İstanbul TMK Bu konunun anlatıldığı iddiaSavcılığı’nın, mahalledeki banamede, şöyle denildi: “Şüphezı gençlerin “uyuştuliler DHKP/C terör örrucu satıcılarıyla yapgütü güdümünde faalitığı mücadeleye” karşı u Savcılık, yakaladıkları torbacının esrarlarını yet yürüttüğü öne sürüdava açtığı ortaya çıkGülsuyu Haklar Dersokak ortasında yakan gençlerin eylemini “ana len tı. Savcılık, bu kapsamnekleri etrafında odaklayasal düzeni değiştirmek” olarak nitelendirdi. narak mahallede hırsızda yakaladıkları torbacının esrarlarını sokak orİddianamede uyuşturucu çeteleri “müşteki” oldu. lık yaptığını, uyuşturucu tasında yakan ve bu kikullandığını, fuhuş yapşiyi teşhir eden 13 gentığını iddia ettikleri vacin eylemlerini “anayasal düzerör örgütü üyesi olmak”, “kişitandaşları cezalandırma adı alni değiştirmek” olarak nitelendiyi hürriyetinden yoksun bıraktında darp ederek, silahla yararip, haklarında ağırlaştırılmış mümak”, “gasp, tehdit, kasten yalayarak ya da toplum içerisinde ebbet hapis cezası istedi. İddiaralama, genel güvenliği kasten teşhir ederek itibarsızlaştırma namede, gençlerin müdahale ettitehlikeye sokmak, 2911 sayıgibi eylemler yaparak bir tarafği uyuşturucu satıcıları ise “müşlı yasaya aykırılık, terör örgütü tan halk nezdinde örgüte presteki” oldu. propagandası yapmak, mala za tij sağlarken, diğer taraftan da İstanbul Savcılığı tarafından ha rar vermek, 6136 sayılı kanuna halk üzerinde korku ve baskı zırlanan 28 sayfalık iddianamemuhalefet” suçlarından da onlarortamı oluşturmaktadırlar.” ALİCAN ULUDAĞ  de, 7’si tutuklu 13 kişi şüpheli olarak yer aldı. Savcılık, mahallenin gençleri için Türk Ceza Yasası’nın 309. maddesinde düzenlenen anayasayı ihlal suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Bu maddenin yanında şüpheliler hakkında “silahlı te  ‘Kovulduk’ iddiasına Çiçek’ten yalanlama Haber Merkezi  Ünlü rock grubu Duman’ın solisti Kaan Tangöze, Altınoluk’ta kaldıkları otele TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in gelerek “Duman grubu ile aynı otelde kalmam” dediğini ve bu nedenle otelden kovulduklarını iddia etti. Çiçek “Bunların hepsi hayal ürünü” derken, danışmanı da Çiçek’in otelde değil evde konakladığını söyledi. Olayı dün düzenlediği konserde dinleyicilerine de anlatan Tangöze, Çiçek’in böyle bir konuya girmeyeceğini ancak etrafındakiler tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğini sözlerine ekledi. Olayın sosyal medyada yer almasının ardından, Çiçek, “Ben çoluk çocuğumla evimdeydim. Otelle hiçbir ilişkim yok. Bunların hepsi hayal ürünü” dedi.   
            
    
