19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 AĞUSTOS 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Deodorant ve diş macunu kullanımında Avrupa’nın gerisinde olan Türkiye, çamaşır yıkamada ilk sıralara oturuyor Aslolan güzel koku... Son iki yılda Henkel’in parlayan yıldızı haline gelen Türkiye’de 50. yılını kutlayan şirket, beş yılda 50 milyon Avro’luk da yatırım yaptı. Kullanım alışkanlıkları açısından ilginç noktalara dikkat çeken Türkiye Henkel Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, son yıllarda erkeklerin kendilerine daha fazla özen gösterdiğini anlattı. Türk Henkel’in araştırmasına göre Türkiye’de çamaşır ve ev bakım pazarı 3.1 milyar TL, kişisel bakım pazarı 1.6 milyar TL büyüklüğe sahip. Türk tüketicisi çamaşırda hoş ve kalıcı koku seviyor. 2012’de her 10 evden 9.2’sine yumuşatıcı girdi. Bu oran Batı Avrupa’ya kıyasla oldukça yüksek. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Sıra Özel Büyük Kuruluşlara Geldi Ekonomik model, üretim, tasarruf, yatırım üzerine değil de rant, borç, talan, tüketim üzerine oturtulduğunda, diğer olanaklar tükendiğinde, sıra büyük özel kuruluşların paylaşımına gelir. AKP döneminde özelleştirme etiketi altında kamu malları talan edildi, babalar gibi satıldı, kamu mülksüzleşti. 2B arazileri de elden çıkarılıyor. Başlangıçta 25 milyar USD (ABD Doları) satış bedeli tahmin edilen 2B arazilerinin satışından elde edilecek hasılat 9.8 milyar USD’ye çekildi. Fiili satış bedelinin bu tutarın da altında kalacağı anlaşılıyor. 2B arazileri dışında satılabilecek bir otoyollar kaldı. Bu satıştan sonra kamuda satılabilecek fazla bir şey kalmıyor. AKP iktidara geldiğinde dış borç tutarı 130 milyar USD dolayında idi. Günümüzde 350 milyar USD’yi geçti. Cari işlemler açığı artarak sürdüğüne göre yıl sonunda 400 milyar USD’ye yaklaşacak. Bazı yorumcular dış borcumuzun birçok ülkeyi kıskandıracak kadar düşük olduğunu söylüyor. Kendi bastığı veya kullandığı yerel para cinsinden borçlanan bir ülke ile yabancı para cinsinden borçlanan bir ülkenin borç karşılaştırması yanıltıcı olur. Biz TL basıyor, TL kullanıyor; fakat USD ve Avro alarak borçlanıyoruz. Borç ödeyebilmek için USD ve Avro cinsinden gelire gereksinimimiz var. Sürekli cari işlemler açığı verdiğimize göre, dönemsel olarak ürettiğimiz mal ve hizmetlerden daha fazlasını dış ülkelerden alıyoruz, demektir. Dış ülkelere mal ve hizmet satışımızdan elde ettiğimiz gelir, dış ülkelerden aldığımız mal ve hizmetler için yaptığımız ödemeleri dahi karşılamadığına göre, dış borç ödemek için kaynak nasıl yaratacağız? Bu sorunun yanıtını veren analist yok. Kaldı ki bizim dış borçlarımızın faiz oranı, risk primi nedeniyle çok yüksek. Batılı diye hayıflandığımız İtalya bile yıllık yüzde 1.875 faizle borçlanabiliyor. Tüm bu farklılıkları dikkate almadan bizim dış borç yükümüz hafif demek, en azından ciddiyetten uzak oluyor. HHH Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul’da ne park, ne yeşil alan bırakıldı. Rant uğruna her yer betonlaştırıldı. Kentsel dönüşüm diye toprak rantına el kondu. Şimdi bazı projelerle yeni rant alanları yaratılmaya çalışılıyor. Kamu talan edildiğine, dış borçlarda sınıra yaklaşıldığına, rant alanları daraldığına göre, yandaş desteklemek, yandaş sermayeyi güçlendirmek, yandaş yaratmak için, yeni bir kaynağa gereksinim var. Yeni kaynak, özel sektörün büyük kârlı kuruluşları, bunların paylaştırılması olabilir. Hükümetle, Sayın Başbakan’la iyi geçinelim, fırsat buldukça pohpohlayalım, bize sıra gelmez, dokunulmaz anlayışı yanlış bir davranıştır. Sonucu erteler ama değiştirmez. Türkiye’nin en büyük özel sektörüne ilişkin baskın ve incelemeler, bana göre cezalandırmadan çok, dağıtım, paylaşım güdüsü, niyeti taşıyor. Özel sektör, bu tür uygulamalara karşı çıkarken, özür dilerim, ihtiyatı, övgüyü elden bırakmıyor. Hangi ekonomik başarı? Nerede yaratılan istihdam olanakları? Nerede artan küresel itibar? Bunların kanıtı var mı? Halkının önemli bir bölümünün yoksulluk hatta açlık sınırının altında yaşadığı bir ülkede vatandaşa nasıl olumlu katkı sağlanmış? Bu soruların da nesnel bir yanı yok. HHH Kuşkusuz bir ülkenin, gerçek anlamda girişimciye, özel sektöre gereksinimi var. Ama ne tür girişimciye? J. Schumpeter’in tanımladığı türden girişimciye... Yenilikçi, yaratıcı girişimciye, yeni ürünler geliştiren, yeni teknolojiler uygulayan, yeni pazarlar bulan, doğrudan ve dolaylı biçimde istihdam yaratan girişimciye. Yağdanlık ve yalakalıkla, temelsiz övgülerle, iktidarla iyi geçinip kamudan teşvik, ihale, özelleştirme, kredi, fon gibi çıkarlar koparmaya çalışan, özür dilerim sözde işadamlarının ülkeye ne katkısı olabilir? İşadamlığı da nitelik gerektirir. Vasıfsızlık işadamlığı özelliği değildir. Günümüzde kamu işletmeciliği tasfiye edildiğine, 1000 büyük sınai işletmenin en az yüzde 98’ini özel kuruluşlar oluşturduğuna göre, düşük yatırım hacmi, büyüyen cari işlemler açığı, artan dış borç, ithalatın ancak yüzde 60’ını karşılayabilen ihracat, kullanılan kaynaklara göre yeterle katma değer yaratamama gibi sonuçlardan hükümetin yanı sıra özel sektör de sorumludur. Özel sektör kendine çekidüzen vereceğine, yağdanlık ve yalakalıkla durumunu kurtarmaya çalışıyor; hele hele kurulu özel tesislerin paylaşımını hedefliyorsa daha da yazık. Türkiye’nin ekonomik sorunları giderek ağırlaşacak demektir. Bütün yıl boyunca yalnız bir tüp diş macunu kullanan, deodorant ve şampuan ve saç kremi kullanımında benzer ülkeleri arasında gerilerde kalan Türkiye, özellikle çamaşır ve bulaşık yıkamada ciddi bir fazlalık gösteriyor. Yapıştırıcı teknolojileri alanında pazar lideri, çamaşır ve ev bakım alanında ikinci, güzellik ve bakım alanında da üçüncü sırada oldukları bilgisini veren Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, şirketin aktif olarak yer aldığı kategoriler baz alındığında, çamaşır ve ev bakım pazarının 3.1 milyar TL, kişisel bakım pazarının 1.6 milyar TL büyüklüğe sahip olduğunu belirtiyor. Alemdar, her iki pazarın da 2012 yılında düşük çift haneli rakamlarla büyüdüğünü söyledi. Bu yıl Türkiye’de 50. yılını kutlayan şirketin kriz döneminde nasıl bir strateji izlediği, tüketim alışkanlıklarında nasıl farklılıklar gösterdiği, Türkiye’nin Henkel içindeki yerine ilişkin sorularımızı yanıtlayan Alemdar’ın verdiği bilgiler özetle şöyle: Henkel son yıllarda dünyada çok başarılı bir gelişme gösteriyor. 2008’den 2012’ye kadar olan süreç için belirlediği ve finans çevreleri ile paylaştığı zorlayıcı hedeflerinin tamamını krize rağmen gerçekleştirdi. 2012 sonunda 16.5 milyar Avro ciro ve yüzde 14 kârlılık oranlarına ulaştı. Türkiye özellikle son iki yıldır Henkel’in parlayan yıldızlarından biri oldu. Geçen yıl Henkel’in toplam cirosunun yüzde 43’ü gelişmekte olan ülkelerden gerçekleşirken, Türk Henkel bu büyümeye en fazla katkı sağlayan ülkelerin başında geldi ve Henkel’in en büyük 10 ülkesi arasına girdi. Tüm faaliyet alanlarında pazarın Hakan Ürey’in projesine 2.5 milyon Avro destek sağlanacak. Tüketim alışkanlıkları nasıl farklılık gösteriyor? Güzellik ve bakım alanında; l Diş macununda Türkiye’de yıllık kişi başı kullanım oranı 125 gr, yani yılda 1 tüp diş macunu. Avrupa’da bu oran ortalama 290 gr, Fransa’da 350 gr, Almanya’da 460 gr’a kadar çıkıyor. l Türkiye’de deodorant penetrasyonu yüzde 36 iken, bu oran Avrupa’da yüzde 80, Kuzey Amerika’da yüzde 95. l Benzer durum şampuan, saç kremi ve bakım ürünleri için de geçerli. Türkiye’de saç bakımda penetrasyon oranları yüzde 3040’larda iken Avrupa’da bu rakam yüzde 8090’lara çıkıyor. l Türk tüketicisi hoş ve kalıcı kokuya çok önem veriyor. 2012’de her 10 evden 9.2’sine yumuşatıcı girdi. Bu oran Batı Avrupa’ya kıyasla oldukça yüksek. l Bulaşık makinesi kullanımı Türkiye’de Doğu Avrupa ülkelerine göre çok daha yüksek. Penetrasyon geçen yıl yüzde 56 oldu. Bu da Türkiye’yi Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde Avusturya’dan sonra 2. yapıyor. l Türk hanımları çamaşır konusunda çok titiz. Haftada ortalama 3.8 kez çamaşır yıkıyorlar. Avrupa’da bu rakam daha düşük oranlarda. Ayrıca titizliklerinden dolayı çamaşırlarda genellikle fazla dozaj uyguluyorlar. milyar Avro satış cirosuna ulaşmak ve bu cironun yarısını yükselen pazarlardan elde etmek var. Yönetim açısından da nitelikli insan kaynağı ile Türkiye, Henkel’in bulunduğu diğer ülkelere profesyonel yönetici ihracı yapan bir lider okulu konumunda. Bugüne kadar 35 Türk yönetici Avrupa, Ortadoğu ve Uzak Doğu’ya orta ve üst düzey yönetici olarak transfer oldu. Türkler çamaşırda koku seviyor 35 yönetici Türkiye’den Henkel’in Türkiye’de Ankara, Gebze ve Tuzla’da üç üretim tesisi var. Bunlar çamaşır ve ev bakım ile yapıştırıcı teknolojileri alanlarında. Eskiden Türkiye üretim için iyi koşuların olduğu bir ülke olarak görülürken, artık aynı zamanda güçlü büyüme potansiyeline sahip bir pazar olarak da görülüyor. Henkel’in yenilenen global stratejisi çerçevesinde; hedefleri arasında 2016’da 20 Krizde büyüdü büyümesinin üzerinde bir performans göstererek satışları yüzde 10’un üzerinde artan şirketin cirosu 405 milyon Avro’ya ulaştı. laşılabilir lüks ve yenilikçi ürün fark yarattı Ekonomik kriz ortamlarında tüketiciler büyük tutarlı harcamalarını azaltırken, “ulaşılabilir lüks”lere para harcamayı isteyebiliyorlar. Bunun yanında çalışan kadın sayısının artması ve daha sosyalleşen hayatlar kendine bakım bilincini artırıyor. Tüm bu sebeplerle içinde bulunduğumuz pazarların birçoğunda krize rağmen büyümeler devam etti. Krizde büyümeyi sağlayan en önemli unsur yenilikçi ürünlerle sağlanan farklılık. U Son 3 yılda piyasaya verilen ürünler toplam cironun yaklaşık üçte birini oluşturdu. Türkiye’nin potansiyeline inanç, yatırımların devam etmesini sağladı. Son 5 yılda yaklaşık 50 milyon Avro yatırım yapıldı. liştirildi; Vernel Max. Türkiye’den çıkan bu fikir, diğer ülkeler için de değerlendiriliyor. Hasan Alemdar. üneşte kurutmak yalnız Türkiye’de Türkiye’de yapılan ziyaretler sırasında çamaşır ve ev bakım bölümü yetkilileri Türk hanımların yüzde doksandan fazlasının çamaşırlarını açık havada kuruttuğunu saptadı. Global ArGe’nin de desteği ile üründeki özel formül teknolojisi bu doğrultuda geliştirildi ve çamaşırlar dışarıda kurutulduğunda bile yedi güne kadar ferahlık veren bir ürün ge G İş güvenliğine yatırım Ç amaşır ve ev bakım alanında üretim yapan Ankara’daki fabrikamıza 2012’de 7 milyon Avro’ya aşkın yatırım yaptık. Bu yıl da çamaşır ve ev bakımında 7 milyon Avro yatırım daha yapacağız. Bular deterjan üretiminin artırılmasına, iş güvenliği ve enerji tasarrufu alanlarında gelişme sağlanmasına yönelik olacak. Bunun yanında henüz fizibilite aşamasında olduğumuz planlanan gelişmelerin yaşanması paralelinde yakın bir zamanda duyuracağımız yeni yatırım müjdelerimiz de olabilir. Türkiye’nin petrolü meyvesi ile sebzesi turuyor. Prof. Ürey, 16 kişilik ekibiyle “3 boyutlu ekranlar” ve “giyilebilen” ekran teknolojileri konusunda şu ana kadar çözümlenmemiş çok önemli temel optik problemlere çözümler üretmeyi hedeflediklerini belirterek “Ayrıca, ekran teknolojilerinin çok daha fazla gelişmesinin önünü açabilmek adına, yeni metotlar ve teknolojiler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Geliştireceğimiz teknolojiyle, 3 boyutlu görüntülerin kişiye özel hale getirilmesi sağlanacak” dedi. Ekonomi Servisi Tür TİM verilerine göre son 12 yılda 18 dolarlık da kuru meyve ve mamulleri ihracatı yapıldıkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Baş milyar dolarlık yaş meyvesebze, 17 ğını vurguladı. Türkiye’nin, tam anlamıykanı Şemsi Bayraktar, milyar dolarlık fındık ve mamulleri la meyve sebze cenneti olTürkiye’nin tarımda olaile 11 milyar dolarlık da meyvehatırlatan Bayraktar, ğanüstü bir potansiyel basebze mamulleri ihracatı yapıldı. duğunu üretici maliyetleri düşürülür, rındırdığını sadece meydestek ve teşvikler artırılırsa, ve ve sebzenin bile ülke için önemli bir kazanç kapısı olduğunu bildi uygun rekabet koşulları sağlanırsa ve bilinçli rerek, “Türkiye’nin petrolü meyve sebze. tarım yapılırsa şu anda 6.6 milyar doları aşan 20002013 döneminde 58.7 milyar dolarlık yıllık ihracatın, rahatlıkla üçedörde katlanayaş meyve, sebze, kuru meyve, fındık ve ma cağının altını çizdi. Bayraktar, “Meyve ve sebzedeki dünya sımulleri ihracatı yapıldı” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2000 dahil ralamamız, Türkiye gibi yüzölçümünde orta 2013 yılı ağustos ayına kadar geçen 13 yıl 7 boyutlu, karasal yüzölçümünün ayda tarımdaki toplam ihracatının 148.1 mil yüzde 0.5’ini oluşturan bir ülyar dolara, bitkisel ürünlerdeki toplam ihra ke için inanılmaz çeşitlicatın da 111.4 milyar dolara ulaştığını, buna lik gösteriyor. İyi bir göre tarımdaki toplam ihracatın yüzde 40’a pazarlamayla yakın olduğunu belirtti. Bayraktar, Türkiye piyasalarda İhracatçılar Meclisi (TİM) rakamlarına göre önemli yer 20002013 (OcakTemmuz) döneminde 18.2 edinebili milyar dolarlık yaş meyve sebze, 17.3 milyar riz. Yeter dolarlık fındık ve mamulleri, 11.7 milyar do ki değerlenlarlık meyve ve sebze mamulleri, 11.5 milyar direlim” dedi. Üç boyutlu ekranlar geliştirecek Ekonomi Servisi Her yıl çeşitli ülkelerde yürütülen “çığır açıcı” araştırmalara destek olmak amacıyla fon sağlayan Avrupa Araştırma Konseyi (ERC), bu yıl Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Ürey’in “Artırılmış Gerçeklik ve 3 Boyutlu Uygulamalar İçin Yeni Display Teknolojilerinin Geliştirilmesi” projesini seçti. Konsey, 9 bin 400 başvuru arasından seçtiği Ürey’e, 2.5 milyon Avro’luk bir fon sağlayacak. Bu, bugüne kadar Türkiye’ye aktarılan en yüksek fon tutarını oluş Latek, Genpower’la birleşiyor Ekonomi Servisi Latek Holding, Genpower Jenaratör Sanayi ve Ticaret A.Ş ile birleşiyor. Halka açık olan ve Borsa İstanbul’da (BİST) hisseleri işlem gören Latek Holding ile jenaeratör alanında çalışan Genpower arasında “birleşme sözleşmesi” imzalandı. Latek’in Yönetim Kurulu Başkanı Levent Erdoğan, “Birleşme ile Afrika’da özellikle enerji yatırımlarına ağırlık vereceğiz” dedi. Son yıllarda Doğu ve Güney Afrika’da yapı marketleri, nakliyecilik ve antrepoculuk yapmak için geniş bir yelpazede büyümeyi hedefleyen Latek, yakında Naorobi’de ikinci LTK Home’u açmaya hazırlanıyor. Bayramın adı var tadı yok CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’a göre milyonlarca memur, işçi, emekli ve dar gelirli yurttaş için bayramların artık yalnız adı var... Ekonomi Servisi AKP hükümetinin özellikle çalışan, emekli ve dar gelirli kesimini her geçen gün daha koyu bir yoksulluğa mahkum ettiğini dile getiren CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, yaşam mücadelesi veren bu kesimlerin bayramı buruk geçirdiğini belirtti. Oran yaptığı yazılı açıklamada, dört kişilik bir ailenin gıda harcamasının bin lirayı aştığını vurgulayarak, “Üç kuruş gelirle yaşam mücadelesi veren işçi, memur, köylü, esnaf ve emekliler ile hiç geliri olmayan işsiz ve umutsuzlar; yani geniş halk kitleleri, bu bayramı da buruk geçiriyor. Milyonlar için bayramın adı var tadı yok. İşsizler ve emekliler bir yana, eli iş tutan işçi ve memurların çoğunluğu açlık sınırında yaşıyor” dedi. Oran, AKP’nin cami avlularında ve iftar sofralarında ramazan ayı boyunca din istismarı yaparak, hem ekonomik hem de sosyal olarak halkımızı böldüğüne de dikkat çekti. Tapu kayıtları yedeklenecek Ekonomi Servisi Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, deprem, yangın, toprak kayması, sel ve su baskını gibi doğal afetlerle, sabotaj ve terör tehlikesine karşı tapu bilgilerinin yedekleneceğini söyledi. Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi’ndeki elektronik bilgilerin güvence altına alınması için de Afet Kurtarma Merkezi kurulacağına dikkati çeken Bayraktar, “Her türlü doğal afetle nükleer saldırılara karşı dayanıklı, yedek elektronik güç kaynakları bulunan bir merkez yapılacak. Merkez, Eskişehir ya da Konya gibi deprem riskinin düşük olduğu bir ilde inşa edilecek” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle