15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE 8 Mahkeme kararı HABERLER Taksim projeleri iptal va açıldığını belirterek “Yargı sürecine rağmen, inşaatın ihalesi gerçekleştirilmiş, yüklenici firma Kalyon İnşaat tarafından inşaat çalışması başlatılmış, Taksim Gezi Parkı bu hukuksuz inşaatın şantiyesi haline getirilmiştir. 27 Mayıs 2013 gecesi hukuksuz şekilde ağaçların iş makineleriyle kaldırılması ve şiddet dolu polis müdahalesiyle Gezi Parkı’nı ülkemiz ve dünya kamuoyunun gündemine taşıyan süreç başlamıştır. Sonrasında hepimizin yakından takip ettiği hukuksuzluklar devam ederken, yargı süreci de beraberinde sürdürülmüştür. Gelinen noktada, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin 06 Haziran 2013’te oyçokluğuyla aldığı kararla imar planı değişiklikleri iptal edilmiş ve mahkemece alınan gerekçeli karar tarafımıza bugün (dün) iletilmiştir” diye konuştu. Özel, mahkeme kararında, dalış tünellerine ilişkin plan kararlarının koruma ilke kararlarına aykırılığı, Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nın ihyası ile ilgili hükmün çağdaş şehircilik ilkelerine ve planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği sonucuna varıldığını açıkladı. Kararla birlikte yayalaştırma çalışmalarının, Gezi Parkı ve Topçu Kışlası gibi bütün projelerin iptal edildiği belirtildi. Alınan bu kararın sürdürülen mücadelenin haklılığını kanıtladığını kaydeden Özel, “Kazanımlarımızın takipçisi olmaya devam edeceğiz”dedi. Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği de kararı olumlu karşıladığını açıkladı. Taksim Dayanışması üyeleri, cumartesi günleri eylemlere de devam edeceklerini duyurdu. İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması, basın açıklamasında, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nin, “Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi”ni oyçokluğuyla iptal ettiği ve kararı taraflara tebliğ ettiğini açıkladı. Alınan karar ile birlikte Taksim Meydanı’yla ilgili bütün projelerin iptal edildiği belirtildi. Taksim Gezi Parkı merdivenlerinde dün akşam saatlerinde bir araya gelen Taksim Dayanışması üyeleri, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Taksim bizim İstanbul bizim”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları attı. Grup adına açıklama yapan, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi üyesi Başak Özel, projenin acil durdurulması istemiyle 11 Mayıs 2012 günü TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi’nce da Eylemler devam edecek Dünya Musevileri Ayakta Başbakan Erdoğan ve kurmaylarının, ‘faiz lobisi’, ‘dış mihraklar’ gibi soyut ifadelerle tanımlamaya çalıştıkları meçhul suçlunun kimliğini sonunda Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay açıklayarak Gezi Parkı protestolarının arkasında ‘Yahudi diyasporası’nın olduğunu ileri sürdü. Sonradan basın danışmanı aracılığıyla sözlerinin ‘çerçeve dışına çıkarıldığı ve ekleme yapıldığını’ savunsa da, Cihan Haber Ajansı’nın yayına koyduğu görüntülerde Atalay’ın konuşmasında ‘Yahudi diyasporasını’ protestoların arkasındaki dış güçler arasında saydığı çok açık. Atalay’ın bu sözleri karşısında Türk Musevi cemaati çok ender başvurduğu bir yöntem ile kaygısını kamuoyu önünde paylaşarak şu açıklamayı yaptı: “Böylesi genelleme içeren söylemlerin, içinde biz Türk Yahudi vatandaşlarının da bulunduğu ve dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan o ülkenin Yahudi inancına sahip vatandaşlarını da kapsadığının anlaşılabileceği ve hedef alınabileceğine ilişkin kaygılarımızı belirtir ve bu gibi algılamaların doğurabileceği sonuçlara dair endişe ve üzüntülerimizi paylaşmak isteriz.” Dün cemaat yöneticileriyle yaptığımız görüşmelerden Musevi cemaatinin, Gezi Parkı protestolarının başından bu yana hükümete yakın çevrelerden gelen ve resmen telaffuz edilmeyen ‘imalardan’ son derece rahatsızlık duyduğu izlenimi edindim. Atalay’ın açıkça ‘Yahudi diyasporası’ demesi ise bardağı taşıran son damla olmuş. Musevi cemaati üyeleri kendilerini hedefe koyan bu açıklamanın Türk toplumunda yaratacağı ‘olumsuz algıdan’ kaygı duyduklarını cemaat yönetimine iletmiş. Normalde asla hükümeti hedef alan açıklamalar yapmayan ve sorunları doğrudan Cumhurbaşkanı, Başbakan ya da bakanlarla bire bir görüşmeler yoluyla çözmeyi tercih eden cemaat yönetimi gelen bu baskı karşısında resmi bir açıklama yapmayı tercih etmiş. Açıklamayla eşzamanlı olarak cemaat yöneticileri Başbakan’a yakın isimlerle de temasa geçerek Atalay’ın açıklamasından duydukları rahatsızlığı dile getirmişler. Atalay’ın dünkü ‘düzeltme’ girişiminin de işte bu görüşmelerin neticesinde geldiği tahmin ediliyor. Atalay’ın söylediği sözler ortada olmasına rağmen, bunu düzeltme yönündeki çabasından memnuniyet duyan Türk Musevilerinin tek beklentisi bundan sonra devlet yönetimindeki isimlerin bu tür kamuoyunda omlumsuz algı yaratabilecek açıklamalardan kaçınmaya özen göstermesi... Ancak iş Türkiye Musevileri ile de bitmiyor. Çünkü Atalay’ın kullandığı ‘Yahudi diyasporası’ ifadesinin içine, sadece Türk Musevileri değil, ‘İsrail dışında yaşayan’ tüm dünya Musevileri de giriyor. İşte bu yüzden dünyanın dört bir yanında Musevi örgütleri ayaklanmış durumda. Dünya Musevi Kongresi (WJC), Amerikan Musevi Komitesi (AJC), İftira ve İnkârla Mücadele Birliği (ADL) önceki gün ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda Atalay’ın sözlerini kınarken hükümeti de topa tuttular. AJC İcra Direktörü David Harris, Atalay’ın sözleri için ‘Kışkırtıcı kelimelerin trajik sonuçları olabilir’ kaygısını dile getirirken, bu sözlerin asıl sorumluluğunun bu tehlikeli dile zemin hazırlayan Başbakan Erdoğan’a ait olduğunu ileri sürdü. ADL Direktörü Abraham Foxman da yaptığı yazılı açıklamada Türk Musevi cemaatinin kaygılarını paylaştıklarını belirterek Başbakan Erdoğan’dan ‘antisemitik’ diye niteledikleri Atalay’ın sözlerinin açık ve güçlü bir biçimde yalanlanmasını istedi. HHH Türkiye ile İsrail arasında yaşanan Mavi Marmara krizi sırasında gerginleşen ve İsrail’den gelen özre rağmen henüz normalleşmeyen Türkiye ile Musevi lobisi ilişkileri, AKP hükümetinin Gezi Parkı protestolarının ardında Musevi diasporasının olduğu yönündeki iddialarıyla bir yara daha aldı. Hasarın büyüklüğünü WJC Başkanı Ronald Lauder’in hükümeti sert dille kınayan ve Atalay’ı özür dilemeye çağıran yazılı açıklamasının sonundaki şu ifadeler net biçimde gösteriyor: “Sayın Atalay’a şu ünlü deyişi hatırlatmak isterim: Birini parmağınızla işaret ederken diğer üç parmağın kendinizi gösterdiğini sakın unutmayın...” TUTANAKLA FİŞLEDİLER Madımak’ta katledilenler yurt genelinde düzenlenen etkinliklerle anıldı Mersin’de Sivas Olaylarının 20’inci yılında yaşamını yitirenler önceki akşam anıldı. Sivas olaylarını anmak için Forum Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeki Atıf Yılmaz Meydanı’nda yaklaşık bin kişi bir araya geldi. Ellerinde olaylarda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyan grup çeşitli sloganlar attı. Yaşamlarını kaybedenlerin anısına alanda bulunan havuzun çevresinde mumlar yakılırken gruplar ve sanatçılar tarafından mini konserler verildi. Konserin sonun da ise geçmişte günümüzde yaşanan olaylar sinevizyon aracılığıyla anmaya katılanlara gösterilirken, poliste çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı. (Fotoğraf: DHA) Tıbbi maskeyle ‘Hedef oluruz’ kaygısı TBMM’ye giremedi MAHMUT LICALI ANKARA Gezi Direnişi’ne katılan yurttaşların biber gazından korunmak için kullandıkları yüz maskelerine benzeyen tıbbi maskeyi rahatsızlığı dolayısıyla yanında taşıyan bir vatandaş, önceki gün CHP grup toplantısını izlemek için geldiği TBMM’ye alınmadı. AKP, BDP ve CHP’nin grup toplantıları için binlerce vatandaş ziyaretçi kapısından alınırken, bazı vatandaşların XRay cihazından geçirilmesine karşın çantaları görevliler tarafından da tek tek arandı. CHP grup toplantısını izlemek için TBMM’ye gelen ve rahatsızlığı dolayısıyla tıbbi maske taşıyan Ülkü Süyel adlı vatandaş, ziyaretçi kapısındaki aramada maskenin bulunması üzerine TBMM’ye alınmadı. Hakkında tutanak tutulan Süyel maske taşıdığı gerekçesiyle yerleşke içine sokulmadı. İzmir’den CHP grup toplantısını izlemek için başkente gelen Nazan Ulusoy adlı vatandaş da TBMM’ye alınmadı. Ulusoy’a geçen hafta grup toplantısında “Çapulcular burada, gâvurlar burada” yazılı küçük bir döviz açtığı gerekçesiyle TBMM’ye 3 ay girmesinin yasaklandığı ifade edildi. Süyel ve Ulusoy bu duruma tepki gösterdi. Süyel, rahat nefes alabilmek için maskeyi kullandığını ifade ederek “Tutanakla beni fişlediler” dedi. Ulusoy da “Çapulcu ve gâvur sıfatlarını Başbakan kullandı” dedi. İnsanlığın acısı İSTANBUL/İZMİR/ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Madımak Oteli’nde yakılarak katledilenler, başta İstanbul ve İzmir olmak üzere çok sayıda kentte düzenlenen etkinliklerle anıldı. Katliamın 20. yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen etkinliklerde, “insanlık suçlarında zamanaşımının olamayacağı” vurgulanarak, katillerden hesap sorulması istendi. İstanbul’da düzenlenen etkinliklerde de Sivas katliamı bir kez daha lanetlenirken yayımlanan mesajlarda da “Bu yangın söndürülmemiştir, devam ediyor. Bu acı tüm Türkiye’nindir, bu acı ben insanım diyen herkesin acısıdır” denildi. Tuzla’nın Aydınlı Mahallesi’nde önceki akşam yürüyüş yapan yaklaşık bin kişi, Madımak katilamında yaşamını yitiren 33 yazar, ozan ve düşünür ile 2 otel çalışanını andı. Konaşlı mevkiinde bir araya gelen kalabalık grup, “Aydınlı halkı” imzasıyla “Yavuz’dan Tayyip’e katliamlar sürüyor. Sivas’ı unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankart açtı. Yapılan açıklamada, Gezi Parkı eylemleri ve Lice’de yaşamını yitirenlerin sorumlularının derhal yargılanması istendi. Açıklamada, Gezi Parkı Direnişi’nin ardından kurulan halk meclislerine katılım çağrısı da yapıldı. Kadıköy Altıyol’da önceki gün bir araya gelen binlerce kişi ellerinde katliamda hayatlarını kaybedenlerin resimlerini taşıyıp, Rıhtım Meydanı’na yürüdü. Taksim Meydanı’nda ise akşam saatlerinde toplanan Cihangir Parkı Beyoğlu Forumu üyeleri mumlarla yere “Sivas” yazarak, karanfiller bıraktı. Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda toplanan yurttaşlar da deyişler ve türküler eşliğinde hayatlarını kaybedenleri andılar. Beşiktaş halkı Abbasağa Parkı’nda buluşup sloganlar atarak Kartal heykeline yürüdü. Kartal’da da Kartallı Kazım Meydanı’nda bir araya gelen yurttaşlar sloganlar eşliğinde Kartal Meydanı’na yürüdü. Yürüyüşün ardından meydanda anma etkinliği gerçekleştirildi. Koşuyolu Parkı’ndaki forumda ise Sivas katliamında hayatlarını kaybedenleri anmak için mumlar yakılarak yere “Sivas” yazıldı. CHP İstanbul İl Genel Meclisi üyeleri de Sivas katliamını İl Genel Meclisi kürsüsünde yaptıkları konuşmalarla lanetledi. Sarıgazi, Yenidoğan, Çekmeköy, Samandıra ve Kartal’da da anmalar yapıldı. İzmir Karşıyaka’da yurttaşlar 2 Temmuz Anıtı önünde toplanarak, katliamı bir kez daha kınadılar. CHP Konak ve Karabağlar gençlik kolları da yaptıkları ortak basın açıklamasıyla, katliamda yaşamını yitirenleri unutmadıklarını vurguladılar. Buca Belediyesi’nin düzenlediği program kapsamında ise, Kardeş Türküler yurttaşlarla buluştu. CHP Gaziemir İlçe Başkanlığı da, katliamda ve Gezi Parkı Direnişi’nde yaşamını yitirenler anısına ilçeye 4 fidan dikti. Balıkesir Demokrasi ve Emek Platformu’nun Yeşilli Meydanı’nda gerçekleştirdiği eylemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Bizleronlar ayrımını bırak” çağrısı yapıldı. Denizli’de de Alevi Kültür Dernekleri üyeleri yürüdü. O düzeltmenin perde arkası Ege, Madımak’ı unutmadı Mumlarla Sivas yazdılar Dışarıdan da tepki yağdı ‘Çapulcular’ yürütme kurulu “Gezi Direnişi”nde başlayan eylemler yurt genelinde sürüyor. Antalya’da Gezi Parkı direnişçileri Yavuz Özcan Parkı ve Konyaaltı Parkı’nda her gece forumlarla eylemlerini sürdürüyor. Antalya Dayanışması’nca düzenlenen etkinliklerde eylemciler bir de yürütme kurulu oluşturdu. Türkiye Gençlik Birliği üyeleri Ankara’da Ethem Sarısülük davasına müdahil olmak istedi. Eyleme, Eğitim İş, ADD de destek verdi. Abdullah Cömert’in yaşamını yitirdiği Antakya’da da direnişçiler Sevgi Parkı’nda toplanıyor. ‘YAHUDİ DİYASPORASI’ KAVGASI MAHKEME: İTİRAZ HAKKINIZ YOK CHA’dan Atalaya yanıt Haber Merkezi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Gezi olaylarının ardından Yahudi diyasporası var” şeklinde bir beyanı olmadığını öne sürerek haberi servis eden Cihan Haber Ajansı’nı sözlerini çarpıtmakla suçladı. Atalay’ın basın müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamada, Konuşmada, Atalay’ın “Gezi Parkı olaylarının arkasında Yahudi diyasporası olduğu” şeklinde bir ifadesinin veya değerlendirmesinin söz konusu olmadığı savunularak, “Maalesef bir haber ajansı, Başbakan Yardımcımızın açıklamalarını kendisi yorumlayarak ve çarpıtarak bu şekle getirmiş ve servis etmiştir. Konuşma kaydına ve diğer haber ajanslarının metinlerine bakılırsa bu görülecektir. Konuşmada ne Türkiye’deki Musevi vatandaşlarımız ne de diğer ülkelerdeki Musevilere dönük bir işaret, ifade ve kasıt söz konusu değildir” denildi. Bu “yalanlama” üzerine Cihan Haber Ajansı da bir açıklama yaparak Atalay’ın konuşmasının videosunu yayımladı. Görüntülerde Atalay’ın “Yahudi diyasporası” ifadesini kullandığı açıkça görülüyor. Ethem’e bir kurşun daha ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Ethem Sarısülük’ü vuran polis memuru Ahmet Şahbaz’ın serbest bırakılmasına ilişkin ailenin yaptığı itirazı reddetti. Mahkeme, ret gerekçesinde “Serbest bırakılma kararına savcı itiraz edebilir ancak ailenin itiraz hakkı yoktur” dedi. Ancak soruşturmayı yürüten savcılık yasal süre içinde karara itiraz etmedi. Kızılay’daki Gezi eyleminde Sarısülük’ü vuran polis memuru, sulh ceza mahkemesi tarafından olayın “meşru müdafaa sınırları içinde kalmış olabileceği gerekçesiyle” serbest bırakılmıştı. Sarısülük ailesinin avukatları Kazım Bayraktar ve Eylem Hakverdi, savcılık aracılığıyla karara itiraz ederek polisin tutuklanmasını istemişti. Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi, ailenin yaptığı başvuruyu reddetti. Mahkemenin gerekçesinde, “Ceza Muhakemesi Yasası’nın 234. maddesi soruşturma evresinde mağdur ve müştekilerin haklarını tek tek saymıştır. Bu haklar arasında salıverme kararına itiraz hakkı yoktur” denildi. Katliamın 33. yılında Hacı Bektaş Anadolu Kültür Vakfı önünde toplanan yurttaşlar, dava dosyasının yeniden açılmasını istedi. Çorum unutulmaz SEYFETTİN METE ÇORUM Çorum katliamında yaşamını yitirenler, katliamın 33. yılında kentte düzenlenen törenlerle anıldı. Çorum’da ülkücülerin, Temmuz 1980’de Alevi ve solcuların yaşadığı Milönü Mahallesi’ne saldırmasıyla başlayan ve günlerce süren katliamda resmi rakamlara göre 57 kişi yaşamını yitirmiş, binlerce kişi yaralanmıştı.12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlayan ve hâlâ tam olarak aydınlatılamayan katliamda yaşamını yitirenler dün, törenlerle anıldı. Eyleme, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, KESK Çorum Şubesi’nin de aralarında bulunduğu pek çok sivil toplum örgütü ile yurttaşlar katıldı. Binlerce kişi “29 Mayıs4 Temmuz 1980 unutmadık, unutturmayacağız” yazılı pankartla Gazi Caddesi üzerinden Hürriyet Meydanı’na yürüdü. Saat kulesi önünde katliamda yaşamını yitiren 57 kişi için 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı. Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Nurettin Aksoy, “Katliamlarla yüzleşilmeden yenileri engellenemez. Çorum katliamı dosyası yeniden açılarak yargılama yeniden yapılmalıdır” dedi. Törenin ardından etkinlikler cemevinde sürdü. ABD’DE TEPKİ GÖSTERDİ Atalay’ın sözlerine tepki verenler arasında ABD yönetiminin de yer aldığı öğrenildi. Amerikan diplomatik kaynakları, Türk hükümetine bu sözlerden ABD yönetiminin duyduğu kaygının iletildiğini belirterek, “Ankara’dan gelen açıklamalar giderek Arap ülkelerinin değerlendirmelerine benzemeye başladı. Atalay’ın geri adımında iç baskılar kadar dış telkinlerin de etkili olduğu düşüncesindeyiz” değerlendirmesini yaptı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle