14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ‘Birben’i orantısız şiddet öldürdü’ HİLAL KÖSE Yalova’da 27 Mayıs 2012’de polisin sıktığı biber gazı nedeniyle yaşamını yitiren Çayan Birben’in (31), ölümüne neden oldukları öne sürülen 4 polis hakkında “taksirle insan öldürme” suçundan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Yalova Asliye Ceza Mahkemesi, suçun “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” olduğunu belirterek görevsizlik kararıyla dosyayı Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Çayan Birben çıkan bir kavgaya polisin müdahalesi sırasında olay yerinde bulunuyordu. Tanıklara göre kavgaya karışmamış, polislere de “Hastayım, astımım var, bana sıkmayın” demişti. Ancak, polisler Birben’in yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıktılar. Fenalaşınca hastaneye kaldırılan Birben, 30 Mayıs 2012’de yaşamını yitirdi. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Adli Tıp raporunda, kişinin yakın mesafeden yoğun olarak biber gazına maruz kalmasının beyin kanamasında etkili olabileceği belirtildi. Raporda “Kendinde mevcut beyindamar anevrizması (genişleme) bulunan kişinin yakın mesafeden yoğun olarak biber gazına maruziyeti halinde, serebral anevrizmanın rüptürüne (yırtılma) efor ve stres faktörüne ilave faktör olarak etkili olabilir” denildi. Çayan Birben’in ölümüyle ilgili iddianame hazırlandı. Gazın etkisi raporda Ağır cezalık suç Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz 2013’te soruşturmayı tamamladı. Şüpheli 4 polis hakkında “taksirle öldürme” suçun dan iddianame düzenlendi. Yalova Asliye Ceza Mahkemesi ise iddianamede şüpheli polislerin orantısız ve sınırsız güç kullanarak Çayan Birben’in ölümüne sebebiyet verdiğinin belirtildiğine dikkat çekti ve kovuşturmanın da TCK’nin 874. ve 8613e maddeleri uyarınca yapılması gerektiğini belirtti. Yalova Asliye Ceza Mahkemesi dosyayı görevsizlik kararıyla Yalova Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. TCK’nin 874. maddesi, kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, 12 yıldan 16 yıla kadar hapis cezası verilmesini hükmediyor. “Kasten yaralama” suçunu düzenleyen TCK’nin 86. maddesinde ise 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Avukat Yıldırım: Asliye mahkemesinin tespiti çok önemli irben ailesinin avukatı Halis Yıldırım, soruşturmanın 1 yılı aşkın bir süredir beklediğine dikkat çekerek “İddianame hazırlandı. Asliye ceza mahkemesi suç vasfını değiştirerek ağır ceza mahkemesine gönderdi. Daha ağır bir suçun varlığına dikkat çekti. Sonucu bekliyoruz. Asliye ceza mahkemesinin tespiti çok önemli” dedi. B Birben’in doktorları ölümünü şu şekilde açıklamıştı: “ ‘Subaraknoid kanama’ diğer adıyla ‘sak’ dediğimiz ‘damar içindeki kanın, beyinomurilik sıvısının dolaştığı subaraknoid aralığa açılması’ rahatsızlığı gözlemlendi. Kalbi 5 kez durdu, müdahale ile çalıştırıldı. Çayan’ın kalbi öğleden sonraki krize dayanamadı...” AKP’li belediyenin 8 ağacı kesmek istemesi kenti ayağa kaldırdı Burdur’un ‘Gezi’si Yenimahalle’de halkın ‘ağaç direnişi’ sürüyor SERGÜL CANIGÜR Say: Bu çığlığı iktidar duysun SELDA GÜNEYSU Gökçek’in park tahriki SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Ankara Anakent Belediye Başkanı Melik Gökçek’in talimatıyla “teleferik” yapımı için Yenimahalle Şentepe Yunus Emre Parkı’ndaki ağaçları yok etme girişimine karşı yurttaşlar TOMA ve Akrepli müdahaleye karşın direnişini sürdürüyor. Gökçek, Taksim Gezi Parkı protestolarının başlamasına neden olan olayların benzerini Ankara’ya yaşatıyor. Geçen hafta, Şentepe Yunus Emre Parkı’ndaki ağaçları, teleferik projesinin durağını oluşturacağı gerekçesiyle yok etmesi, başkentte tepki yarattı. Yenimahalle halkı iki gündür, iftarın ardından park önünde toplanmaya başladı. İki gün önce polisin sert müdahalesine sahne olan park, önceki akşam, belediye işçileri tarafından yerleştirilen dev panolarla kapatıldı. Dün akşam Anakent Belediyesi’ne ait 5 kamyon ve bir kepçenin parkı kazmaya başlaması üzerine yurttaşlar, parkın önündeki demirlere doğru yürüdü. Demirleri sökmeye çalışan yurttaşlar, akşamın ilk saatlerinden itibaren, park çevresinde bekleyen 7 minibüs çevik kuvvet, 1 TOMA ve 1 Akrep’in müdahalesi ile karşılaştı. Polisin müdahalesi sırasında iş makinelerinin çalışmalarına devam ediyor olması, yurttaşların öfkesini arttırdı. İnsanlar, “Gökçek resmen tahrik ediyor. Gözümüzün önünde ağaçları kesti, şimdi de burada polisler varken, kazmaya başladı” tepkisini gösterdi. BURDUR Burdur’da Gazi Caddesi üzerindeki 8 ağacın kesilmek istenmesi kenti ayağa kaldırdı. Ağaçlar için AKP ve CHP üyeleri birbirine girdi, doktor Mehmet Göker feci şekilde dayak yedi. Yaşanan tüm kargaşaya rağmen ağaçlar kesildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın engellilerin, yaşlıların, çocukların yaya olarak ulaşımlarını rahatlatmak için başlattığı Ulaşılabilirlik Destek Projesi (UDEP) kapsamında AKP’li Burdur Belediyesi, Gazi Caddesi üzerindeki 8 ağacı kesmek istedi. CHP üyeleri toplanarak ağaç kesimine tepki gösterdi. Olay yerine giden AKP’li Burdur Belediye Başkanı Sabahattin Akkaya, “Biz ağacı herkesten fazla korumasını biliriz. Binlerce ağaç dikiyoruz. Göreve geldiğimizde 14 park vardı, şu anda 85. parkı yapıyoruz. Bunu kimse siyasi şov haline getirmesin. Kökleri kaldırıma zarar verdiği için, kaldırım çalışmalarına engel olduğu için 56 ağaç kesilecek. Yerlerine de 10 yaş ve üzerinde ağaç dikeceğiz” dedi. CHP İl Başkanı Süleyman Erman ise Gazi Caddesi’nin yeşil dokusunun yok edildiğini ifade ederek ağaçların kesilmesine tepki gösterdi. Erman, “Avukatlarımız hukuki işlemleri başlatıyor. Sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağız” diye konuştu. 8 ağaçtan 2 tanesinin kesilmesi üzerine CHP üyeleri ağaçların arasına şerit çekerek ağaç kesimine izin vermeyeceklerini ifade etti. Kentteki sivil toplum örgütleri ve CHP üyeleri ağaç kesimi için direnince, AKP teşkilatları da bölgede toplandı. AKP ve hükümet adına slogan atılması üzerine bazı AKP üyeleri, STK’ler, CHP’liler ve yurttaşların üzerine yürüdü. ANKARA Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, Gezi Parkı’ndaki polisin aşırı şiddet uygulaması nedeniyle kendisinin de imzasının bulunduğu İngiliz The Times gazetesinde çıkan ilanla ilgili olarak, “Bu ilanı dünya hissiyatı organize etti. İnşallah iktidar bu mesajları alır, bu çığlığı duyar” dedi. Say, 30 ve 31 Mayıs’ı, Gezi Direnişi’ni anlatan bir eser de bestelediğini, bu eserin ekim ayında prömiyer yapacağını da dile getirdi. Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, Avrupa’da sanat dünyasının ünlü isimlerinin de yer aldığı ve The Times gazetesinde Gezi Parkı’ndaki polis şiddetini kınayan bildiriyi Cumhuriyet’e değerlendirdi. Say, “Bu Gezi Direnişi’nde sadece Türkiye’yi değil, tüm dünyadaki insanları içine çeken bir ruh var. Sonuçta bu eylem tüm dünya tarafından duyuldu. Burada ilanın nasıl yayımlandığının, sanatçıların nasıl bir araya gelerek böyle bir çağrıda bulunduğunun bir önemi yok” dedi. Kendisinin Türkiye’de, aralarında Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal’in de bulunduğu “Kaygılıyız” başlıklı bildirinin altına da imza attığını ve o bildirinin de Türk basınında geniş yer bulduğunu ifade eden Say, şöyle konuştu: “Beni Londra kaynaklı olarak aradılar. Böyle bir ilan ol Gezi Direnişi bestesi AKP ve CHP üyeleri arasında çıkan kavgada doktor Mehmet Göker feci şekilde darp edildi. Büyük gerginlik Burdur Emniyet Müdürü Abdülkerim Polat, olay yerine gelerek ortamı sakinleştirmeye çalıştı. Bölgeye çevik kuvvet ekipleri de sevk edildi. CHP Merkez İlçe Başkanı Barış Ayten, AKP İl Başkanı İbrahim Ekici ve Emniyet Müdürü Polat arasında görüşme yapıldığı sırada, gerginlik kavgaya dönüştü. AKP ve CHP üyeleri arasında çıkan kavgada doktor Mehmet Göker feci şekilde darp edildi. Çevik kuvvet polisleri bölgede güvenlik önlemlerini artırırken olay yerinde kesilen ağaçlarla ilgili Bölge İdare Mahkemesi yetkililerine tespit yaptırdı. Ancak kalabalığın dağılmasının ardından Gazi Caddesi’ndeki tüm ağaçlar kesildi. duğunu belirterek imza atmamı teklif ettiler. Ben de bildiriyi okudum ve imzaladım. Her iki metindeki, Türkiye’de yayımlanan ve The Times’ta yayımlanan, söylemlere katılıyorum. Türkiye zor bir dönemden, bir karmaşadan geçiyor. Biz de sanatçılar olarak elimizden geleni yapıyoruz. Bu arada ben, Fazıl Say olarak, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili geniş kapsamlı bir müzik eseri hazırlıyorum. Bu üç ayrı eser olacak. Her eser, Gezi Parkı’nın bir veya iki gününü kapsıyor. Şimdilik eser piyanolu orkestralı bir eser. İlk kez ekim ayında seslendirilecek. Eserin konusu da 30 ve 31 Mayıs’ı anlatıyor. Yani o ilk, sabah 05.00’teki saldırıyı...” Bildirilerin iktidarlara yönelik bir mesaj olduğunu vurgulayan Say şöyle konuştu: “Bu iktidar olacaklara da bir mesajdır. Bir çığlıktır bu. İnşallah iktidarlar bu mesajları alır ve bu çığlığı duyarlar. Sonuçta bu bildiriler bu kadar insanın altına imza attığı bildiriler. Toplu bir eylem söz konusu. Toplu bir his bu. Bu ilanı, çığlığı dünyanın hissiyatı organize etti.” AvrupAlı sAnAtçılArı dA tehdit etti Can Dündar’a zorunlu izin! Haber Merkezi Milliyet yazarı Can Dündar gazetesi tarafından zorunlu izne çıkarıldı. Son dönem hükümete eleştirel çizgisiyle dikkat çeken, son olarak Gezi olaylarında direnişten yana tavır alan Dündar, 10 Temmuz’dan bu yana yazmıyor. Dündar’ın ne zaman döneceği ya da dönüp dönmeyeceği bilinmiyor. Son olarak “Erdoğan’ın Mısır’a ziyareti sırasında yaptığı tavsiye hâlâ geçerli: En iyisi laiklik” başlıklı yazısıyla Mısır’a dair izlenimlerini yazan Dündar, o günden bu yana yazmıyor. Dündar, son yazısına düştüğü notta “İzninizle yarım kalan tatilime devam edeceğim. Dönüşte devam etmek ümidiyle... ” ifadelerini kullanmıştı. Hatay’daki Gezi direnişçileri Adana’da mahkemeye çıktı 13 kişiye tutuklama Akdoğan: Batılı naylon, densiz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, Gezi Parkı Direnişi’nde polisin aşırı şiddet kullanımı eleştiren ve aralarında Sean Penn, yönetmen David Lynch ve dünyaca ünlü bestecimiz Fazıl Say’ın da imzasının bulunduğu The Times gazetesinde yayımlanan ilanı, “densizlik” olarak nitelendirerek Batılı sanatçıları “naylon demokrat” olmakla suçladı. Akdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Parayla yapılan bu tür işleri ciddiye almamakla birlikte, mektubun ilan olarak yayınlandığı mecra ve altında imzası bulunan isimler sebebiyle bir değerlendirme yapmak ve metindeki çirkin yakıştırmaları karşılıksız bırakmamak gerekiyor” dedi. Akdoğan, şu görüşleri savundu: “Böylesine hezeyanlarla ve siyasi polemiklerle dolu bir ilanın The Times’ta yayınlanması bu gazetenin saygınlığına gölge düşürdüğü gibi Türk hükümetine ve başbakanına karşı çirkin yakıştır maların olduğu bu muhtevanın altına imza atmaları da saygın bilinen bu ünlüler için itibar zedeleyici bir durumdur. Taksim’deki olaylar sırasında yaşanan vandalizm ve şiddet olayları barışçı bir gösteri sınırlarının çok ötesindedir, açık bir hukuksuzluktur. İllegal örgütlerin ve marjinal şiddet gruplarının demokratik kurumlara, seçilmiş hükümete ve kamu binalarına saldırması hiçbir demokratik ülkede mazur görülemez. Polisin aşırı güç kullanımını görmek isteyenler, İngiltere’de son dönemde yaşanan olaylara müdahalelere bakabilir.” Akdoğan, “Kazlıçeşme’de toplanan 1.5 milyon kişinin iradesini küçümseyen ve bunu Nuremberg Toplanmaları’na benzeten bir yaklaşım Türkiye toplumunun büyük bir bölümüne karşı açıkça nefret suçu işlemekte ve milli iradeye saygısızlık yapmaktadır. Cumhuriyet tarihinin en büyük demokratikleşme hamlesini gerçekleştiren, sessiz devrim denilen tarihi reformları hayata geçiren, halkın büyük bir bölümünün desteğini alarak iktidara gelen bir yönetimi ‘diktatoryal’ şeklinde suçlamak açık bir densizliktir” diye konuştu. #direnakademi kampanyası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Üniversitesi’nden 123 öğretim elemanı, Uludağ Üniversitesi mezuniyet töreninde giydiği “#diren” yazılı tişört hakkında soruşturma başlatılan öğretim üyesi Timuçin Köprülü’ye destek için imza kampanyası başlattı. İmzalar için açılan internet sitesi için “direnakademi” ismi seçildi. Öğretim üyeleri derslerde ve her türlü görevlerinde “#diren” tişörtü giyeceklerini açıkladı. Gözaltına alınanlara destek vermek isteyenlerin yakınlarıyla polis arasında arbede yaşandı. (Fotoğraf: AA/YUSUF KOYUN) İzmir’de tahliye yok İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gezi Parkı protestoları nedeniyle tutuklanan 48 kişiden 11’inin, tutukluluk hallerine yapılan itiraz reddedildi. Duruşmaya İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, çok sayıda meslektaşıyla birlikte katıldı. Tutukluların aileleri, arkadaşları ve yanı sıra CHP milletvekilleri Musa Çam, Oğuz Oyan, Mustafa Moroğlu, Alattin Yüksel, Hülya Güven, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin de gün boyu adliyede gelişmeleri izledi. Açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukat İmdat Ataş, “Başbakan, Gezi Direnişi ardından hesabı sorulacak dedi ve cadı avı başlatıldı” diye konuştu. ADANA (Cumhuriyet) Hatay’da 22 Haziran sabahı Gezi Parkı protestocularının kaldığı Sevgi Parkı’na düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 17 kişi dün Adana Adliyesi’ne sevk edildi, 13 kişi tutuklanırken Mithatcan Türetken, Sevinç Dok, Devran Çağlar ve Mahmut Durkal serbest bırakıldı. Gözaltına alınanların arkadaşları, yakınları ve yurttaşlar, erken saatlerde Hatay Emniyet Müdürlüğü önünde toplandı. Gözaltındakiler ekip araçlarına bindirilip götürülünceye kadar arkadaşları da destek sloganları attı. 17 kişi geniş güvenlik önlemi altında Adana’ya gönderildi. Araçlardan indirilen şüpheliler, giriş kapısında slogan atmak isteyince polis ağızlarını kapatmaya çalıştı. Bu sırada çevrede toplanan yaklaşık 30 kişi polise tepki gösterdi. Polis ile grup arasında arbede çıktı. Her gece eylem Öte yandan Antakya’da, Abdullah Cömert ve Ali İsmail Korkmaz’ın katillerinin bulunması ve gözaltına alınanların serbest bırakılması için yapılan eylemler hız kesmeden sürüyor. CHP’yi hedef gösterdi Yalçın Akdoğan, “CHP’nin siyasi söylemlerini tekrar eden bir kampanyaya katılan bu şahıslar yerel seçimlerde Türkiye’ye gelip CHP’nin yerel propaganda çalışmalarına da katılacak mıdır?” görüşünü savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle