23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 TEMMUZ 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cemaat ve hükümet, gazeteler üzerinden birbirlerine savaş açtı 5 Daha açıkçası devlet! Nasıl bir tezgâhtı, nasıl bir oyundu hâlâ çözülmedi! Kim vardı arkasında bilinmedi! Cayır cayır yandı güzelim insanlar, o kır çiçekleri, boynu bükük menekşeler... Ölümü otelin merdivenlerinde bekleyen şairler... Asker, kışlasından çıkıp gelmedi... Geldi ama iş işten geçmişti ve o dinci faşistler bağırıyordu: “En büyük asker bizim asker!” Ben zaman zaman 90’lı yılları yaşarım; Türkiye’nin en karanlık yıllarını. Faili meçhulleri düşünürüm! Turan Dursun, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Vedat Aydın, Musa Anter, Uğur Mumcu... Gazi Mahallesi ve Başbağlar katliamı... Güneydoğu’daki insan avı... Kürt aydınlarının, demokratlarının evlerinden alınıp katledilmesini. Köy baskınları... Faili meçhuller zinciri... İtirafçılar... Korucular... PKK... JİTEM... Karmakarışık kanlı ilişkiler... Lice’de yaşanan ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı olaylar, bu sabah beni 70’li yılların ortalarına götürdü. Lice’de dizi yazı hazırlıyordum: “Oy Lice Oy...” Cumhuriyet’te yedi gün yayımlandı... 1. MC hükümeti vardı iktidarda... Deprem evlerindeki yolsuzluğu anlatıyordum... Kenevir ekiliyordu göz göre göre... Kimin denetiminde? Jandarmanın! Bugün olduğu gibi dün de jandarma bölgede ne olup bittiğini çok iyi bilir! Yalana dolana gerek yok! HHH İşte böyle... Sonsuzluğun ışığıyla acıyla uyanan bir şafak, acılı yıllar ve bugünün 90 kuşağı... Kıymayalım onlara! Sahip çıkalım! Yangın yerlerini bir daha yaşamak istemiyorsak eğer... Sivas’ı, tüm katliamları, ölümleri... Hayatın o derin mavi sularına bakalım usanmadan bıkmadan! İnsanca yaşayalım! Hiç kimseye biat etmeyelim, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görelim! Özgür birey olalım! HHH Yazıma noktayı koymuştum ki, dostum şair Abdullah Nefes’in “Temmuz” şiirinden bir dize geliyor bir açılıp bir kapanan gökyüzüne bakarken: “Birlikte baksak gözlerine çocukların/ Üzerimize dökülse su kadar/ Berrak gözlerine./ Ve karanfil döken ellerine/ Hep birlikte gidip/ Nâzım Hikmet’le Ahmet Arif’in yanına/ Yurdumuzun hayaline kapılsak.” ‘İstihbarat’ kavgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı İstihbarat Daire Başkanlığı müdürleri ile il yöneticilerinin değiştirilmesi cemaat ile hükümeti bir kez daha karşı karşıya getirdi. Hükümetin yanında yer alan Star gazetesi, hafta sonu görevden alınan istihbaratçıları bilgileri sızdırmakla suçladı. Taraf ve Bugün gazetelerinin yazarları ise, atamaları “tasfiye” olarak yorumladı. Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan, son atamaları “Emniyet’e ikinci balyoz indi” şeklinde eleştirel bir başlıkla köşesine taşıdı. Son görevden almaları rutin atama değil, tasfiye dalgası olarak nitelendiren Arslan, şunları kaydetti: “Tayin sırası, şark görevi gelmeyen, cezayı bırakın sayısız ödül ve taltif sahibi, parlak sicilli müdürler yerlerinden edilip polis meslek yüksekokulu emrine verildi ki, bunun literatürdeki karşılığı tasfiyedir. Böylelikle Ergenekon, Balyoz, KCK gibi operasyonları yapan ekibin tamamı pasifize edilmiş oldu. İdare bu yönde bir tercih kullanmış olabilir. Ancak dinen, vicdanen ve hukuken liyakat esastır. Liyakatini ispat etmiş kadrolara yapılanları tarihe ve ehli vicdanın dikkatine not düşüyorum.” Yangın Yeri... Gözlerinin içine baksalardı uzun uzun, kirpiklerinin titreyişini görselerdi, sesini duyabilselerdi. Saklı kalmış tutkularını bilselerdi. Öfkenin çoğalmasını, umudun artmasını, tükenmiş bir ay ışığını... Seni anlayabilselerdi seni! Yılgınlığın içinden çıkıp gelen o kasırgayı, bir denizin çırpınışını, yitip giden sevdalarını, ülkeni nasıl sevdiğini, kardeşliğe nasıl sarıldığını, özgürlük için çırpınıp durduğunu, “emirbiat” kültürüne karşı direndiğini, hem askeri hem de sivil vesayete karşı çıktığını... ah bir dinleselerdi seni... Talana, yalana, yağmaya, baskıya karşı dimdik duracağını, biber gazından, gaz bombasından, tazyikli sudan korkmayacağını, artık büyüdüğünü, Türkiye’de ve dünyada neler olup bittiğini yakından izlediğini bilebilselerdi... Senin, kışla vesayetine karşı çıkarken Topçu Kışlası vesayetine karşı duracağını, ağacına dokundurmayacağını, özel hayatına giremeyeceklerini, yiyeceğine içeceğine karışılmayacağını bunca zaman içinde öğrenebilselerdi. Onlar iktidara geldiklerinde ya 10 ya 12 yaşlarındaydın sen! Seni hiç büyümeyecek sandılar... Sokaklarda, meydanlarda görmediler... Gözlerinin içine bakıp derin denizleri, sevdaları fark etmediler... Oysa sen Kaçkarlar’da, Kaz Dağları’nda, Kozak Yaylası’nda görünürdün zaman zaman... Tarihine, kültürüne sahip çıkardın! Medya umursamazdı! Coplanırdın, hapis yatardın, Artvin’de HES direnişinde tutuklanır, otobüs durağından poşu taktığın için gözaltına alınır, hapis yatardın. Parasız eğitim istediğin için, terör örgütü üyesi kontenjanından zindanı boylardın. HHH İçim yangın yeri benim bugün... 2 Temmuz 1993... Aradan 20 yıl geçmiş! Sivas Madımak! Bir katliam! Sanatçı, aydın, şair, genç, kadın, erkek... Cayır cayır yanarak ölen insanlarımız... Sen belki üç yaşındaydın, belki daha yeni doğmuştun. Bugün sana gaz bombası atan, biber gazı, tazyikli su sıkan polis, ağızlarından salyalar akan dinci faşistleri seyrediyordu. Bahçeli: Hükümeti de bize devretsinler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Emniyet içinde istihbarat başkanlıklarına ülkücülerin atandığına ilişkin yorumlarla ilgili olarak “Ülkücülere bu kadar ihtiyaç duyuluyorsa, hükümeti bize devretsinler” dedi. MHP lideri Bahçeli, parti merkezinde yaptığı basın toplantısında AKP’nin çok ilginç bir zamanlama ile TSK İç Hizmet Yasası’nın 35. maddesinde değişiklik yapmak amacıyla hareke geçtiğini söyleyerek, “35. maddenin bu yeni hali açıkça PKK’ye ve bölücü çevrelere bir tavizdir. Bu değişiklik bölücü çevrelere bir ikramdır, bir ödüldür” dedi. Bahçeli, Türkiye’de iç tehdidin sonlandığını söylemenin tam bir akıl tutulması olduğunu söyledi. terek, “Emniyet kulislerine göre Emniyet’te ülkücüleri atayarak Devlet Bahçeli ile anlaştı Erdoğan. Zaten Bahçeli’nin Gezi olaylarında pasif kalması açılım sürecinde gaz alıcı rol oynaması da bu şekilde açıklanıyor. Böylece MHP’yi yedeğine aldı Erdoğan” ifadelerini kullandı. Star’dan cemaate atıf Star gazetesi hafta sonu manşetinde “Emniyet arşivi klonlandı mı?” sorusu yer aldı. Üstü kapalı cemaate atıf yapılan haberde, Taraf’ın MİT’le ilgili yaptığı bazı haberleri Emniyet İstihbarat’ın görevden alınan müdürlerinin sızdırdığı ima edildi. Haberde, ABD merkezli internet sitesi jonturk.com’da benzer “istihbarat” kaynaklı haberler yayımlanmaya başlandığı savlandı. Jonturk’teki haberde, “15 Şubat 2013’te Ankara’da MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Yasin El Kadı ile bir araya geldi” iddiası dile getirilmişti. Star’ın haberinde, “Haberlerde yer alan bilgilerin birkaç ay öncesine kadar olan belli bir zaman aralığını kapsaması da dikkat çekti. Kişi, yer, olay ve diğer ayrıntılı bilgilerin nasıl elde edildiği, hangi kaynaktan servis edildiği araştırılıyor” denildi. Taraf yazarları Uslu ve Mehmet Baransu, dünkü köşelerinde bu habere de tepki gösterdi. İki yazar, haberin yalan olduğunu iddia etti. Uslu, “O bilgiler Başbakanlık’ta toplanan bilgilerdi ve Emniyet İstihbarat ile bir ilgisi yoktu. Bunu elbette MİT’in tetikçiliğine soyunan Mustafa Karaalioğlu da biliyor, MİT de biliyor. O halde MİT ve Karaalioğlu neden Emniyet İstihbarat’tan tasfiye edilen eski Emniyetçileri hedef yapıyor? İşte bu AKP’nin yeni seçim stratejisi ile ilgili” diye yazdı. ‘7 ŞUBAT KRİZİ’YLE BAŞLADI “Emniyet’teki cemaatçileri tasfiye” olarak nitelendirilen operasyon dizisi, Hakan Fidan’ın geçen yıl ifadeye çağrılması üzerine patlayan “7 Şubat krizi” sonrası başladı. İlk olarak, MİT’çilerin ifadeye çağrılmasının sorumluları olarak görülen dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün ve İstihbarat Şube Müdürü Erol Demirhan’a görevden el çektirildi. Çok sayıda polis de başka illere atandı. Başbakan’ın makam odalarında çıkan böcek olayının ardından ise önce korumaları değiştirildi, ardından Başbakanlık Teftiş Kurulu müfettişleri, Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nda incelemelerde bulundu. Bu süreçte, Muammer Güler İçişleri Bakanlığı’na getirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ömer Altıparmak, İstihbarat Daire’de iki başkan yardımcısı ve sekiz kilit şube müdürü görevden alındı. Son operasyonda ise geçen hafta sonu 12 ilin istihbarat müdürleri kızağa çekildi. ‘Münafıklık’ suçlaması Atamalara bir itiraz da Taraf yazarlarından geldi. Eski polis Emre Uslu, Erdoğan’a şu sözlerle yüklendi: “Başbakan’ın ilginç bir siyaset anlayışı var. Birini kamuoyu önünde övünce korkun, dövünce endişeye gerek yok. Hatırlayın; ben olsam Öcalan’ı asardım dediği hafta MİT müsteşarını Öcalan’la pazarlığa göndermişti. Gezi olayları sonrasında ‘polis’i kamuoyu önünde överken arka plan da tasfiye kararnamesi hazırlıyormuş meğer. Erdoğan’ın bir zamanlar sık sık kullandığı ‘Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol’ davranışına ne kadar uyuyor bilemem. Bu davranışın dinde karşılığı münafıklık ama sanırım siyaseten meşru bir davranış bu. Nerdeyse tüm AKP’liler bu davranışı ‘siyaset bu’ diye açıklıyor.” Uslu, son hamlenin tüm il emniyet müdürlerinin değiştirilmesiyle tamamlanacağını kaydetti. “Peki, Erdoğan bu tasfiyeyi neden yapıyor?” diye soran Uslu, yanıtı ise “Bu sorunun basit cevabı Emniyet’teki cemaatçi polisleri tasfiye ediyor” sözleriyle özetledi. Uslu, tasfiyenin ardından Emniyet İstihbarat’a “eski ekip, ülkücü ekibin getirildiğini” belir AKP liderler turu istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun uzatılan süresi sona ererken AKP, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, siyasi parti liderleriyle görüşerek bu zamana kadar uzlaşılan ve uzlaşılmayan maddelerle ilgili son durumu anlatması ve kamuoyuna da açıklamasını istiyor. Komisyonun AKP’li üyesi AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, Meclis’te gazetecilere yaptığı değerlendirmede, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun yarın yapılacak toplantısının TBMM Başkanı’nın başkanlığında olması yönünde istekleri olduğunu belirtti. Komisyon öncesinde AKP’li üyeler olarak Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşerek bir değerlendirme yapabileceklerini de kaydeden Şentop, komisyon olarak bugüne kadar yaptıkları çalışmada gelinen noktanın Meclis Başkanı tarafından genel başkanlara sunulmasını önerdiklerini bildirdi. Şentop, uzlaşmaya varılan ya da varılmayan tüm maddelerin kamuoyuna açıklanmasından yana olduklarını belirtti. ŞENTOP: TBMM BAŞKANI GÖRÜŞMELİ ÇİÇEK’İN YENİDEN SEÇİLMESİ BEKLENİYOR BDP’li Altan Tan: Meclis’te seçim günü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cemil Çiçek’in iki yıllık görev süresini tamamlaması nedeniyle TBMM, bugün yeni başkanını seçecek. AKP’nin tek adayı olan Cemil Çiçek’in, iki yıllığına yeniden TBMM Baş Osman Korutürk kanı seçilmesi bekleniyor. Çiçek, 2002’den bu yana AKP hükümetlerinde bakan olarak görev yaptıktan sonra 12 Haziran 2011 seçimlerinde 2 yıllığına TBMM Başkanı seçilmişti. Gö Faruk Bal rev süresinin sona ertusunda Çiçek, AKP tarafından mesi üzerine gözlerin çevrildiği Başbakan Tayyip Er TBMM Başkanlığı’na tek aday doğan, tercihini yine Çiçek’ten olarak gösterildi. TBMM Başkanı, bugün saat yana yaptı. Erdoğan Çiçek’in kalan iki yıl 15.00’te TBMM Genel Kurulu’nda da da TBMM Başkanlığı yap yapılacak oylamayla seçilecek. masına karar verdi. Erdoğan, Çiçek, seçimlerde CHP’nin adayı TBMM Anayasa Komisyonu İstanbul Milletvekili Osman KoBaşkanı AKP İstanbul Millet rutürk ve MHP’nin adayı Konya vekili Burhan Kuzu’nun yaptı Milletvekili Faruk Bal ile yarığı adaylık başvurusuna vize ver şacak. BDP TBMM Başkanlığı medi. Erdoğan’ın kararı doğrul için aday göstermedi. Cemil Çiçek İnce: İstifa iddiası masal FARUK KIRTAY YALOVA CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, hakkında çıkan istifa dedikodularına, “Siyasette öne çıktığınız zaman, toplumun vicdanında kabul gördüğünüz zaman, düşmanınız çok olur ama bunlar Muharrem İnce için vız gelir tırıs gider. Bunlar masaldır. Hiç böyle bir derdim yok” yanıtını verdi. Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde düzenlenen dayanışma gecesine katılan İnce, hükümetin Gezi Parkı protestoları sırasında Bezmi Âlem Camisi’nde içki içildiğini iddia etmesine de sert tepki gösterdi. İnce şöyle konuştu: “Bir insan nasıl göz göre göre yalan söyler. Hepimiz biliriz ki bu topraklarda yüzlerce yıldır herkes camiye saygı duymuştur” diye konuştu. ‘Başbakan çamura yatıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Milletvekili Altan Tan, “Meclis’i tatile sokmadan son bir elektroşokla Sayın Başbakan’ın kendisine gelmesini ve yeni anayasayı getirmesini bekliyoruz” dedi. Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Anadilinde eğitim çalışmamız yok. Seçim barajını biz koymadık, çalışsınlar geçsinler” şeklinde açıklamalarının olduğunu anımsatan Tan, çözüm süreciyle ilgili olarak hükümetin hiçbir şey yapmaya niyeti olmadığını, “Başbakan’ın çamura yattığını” öne sürdü. Sürecin bu şekilde götürülemeyeceğini ileri süren Tan, “Bugün itibarıyla demokratik Türkiye, yeni anayasa bekleyenler açısından Başbakan’ın son kullanma tarihi siyaseten bitmiştir” dedi. Lice olaylarının uyuşturucu çeteleriyle bağlantısının olduğu açıklamaları üzerine Tan, “Velev ki söyledikleri doğru; peki gümrüklerden sonra 15002000 kilometre bunu kontrol eden kim?” diye sordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle