14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 TEMMUZ 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan Konsensus’un anketine kızacak. Ankete göre yurttaşların yüzde 54’ü Gezi’yi destekliyor, yüzde 71’i biber gazı kullanımına itiraz ediyor 7 Çapulcu rakamlar l Polisin biber gazı kullanmasını onaylıyor musunuz? l Gezi Parkı’ndan başlayıp ülke geneline yayılan protestoları destekliyor musunuz? l AKP hükümetinin Suriye’yle ilgili politikasını onaylıyor musunuz? l Reyhanlı’da 52 yurttaşın ölmesiyle sonuçlanan patlamaların kusuru sizce kimde? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Konsensus şirketinin yaptığı son ankete göre yurttaşların yüzde 54’ü Gezi Parkı direnişini desteklerken yüzde 46’sı desteklemiyor. Hükümetin eylemler karşısındaki tutumuna itiraz edenlerin oranı yüzde 61.4’e çıkarken yüzde 71’lik bir kesim de biber gazı kullanımına itiraz ediyor. Yurttaşlar, Reyhanlı patlamasının sorumlusunu da Başbakan Tayyip Erdoğan olarak görüyor. Konsensus şirketinin son yaptığı anket, gündeme ilişkin çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Ankette yurttaşlara, Gezi Parkı olaylarından biber gazı kullanımına, Ergenekon davasından başkanlık sistemi ve yeni anayasadan çözüm sürecine ilişkin birçok soru yöneltildi. Ergenekon davasının analizinin yapıldığı ankette “Ergenekon davasının genelini düşündüğünüzde bu davanın haklılığını onaylıyor musunuz” sorusuna, ankete katılanların yüzde 62.1’i “onaylamıyorum” yanıtını verdi. Algı ile Gerçek Son zamanların sık kullanılan, pek revaçta kavramlarından birisi de “algı” kavramıdır. Kullanımı sık, tanımı zor algının. Bir olgu, bir kurum ya da bir durum var, ama kitleler tarafından öyle biliniyor ki bu “bilginin” gerçeği yansıtıp yansıtmadığı önemini yitirmiş. İşte bu “bilgi”ye algı diyorlar. Algı aşağı algı yukarı ondan sonra. Peki gerçek nereye gitmiş de onun yerini gerçekle ilgisiz algı almış ki? Durup düşünmek, adamın aklını alan bu algı masalından kuşku duymak gerekmez mi? HHH Nedir örneğin ekonomi konusundaki algımız? “Ekonomi sular seller gibi gidiyor, krizi teğet geçtik. Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun parmakla gösterilen ekonomisiyiz, ekonomimiz bir mucize ve neredeyse tüm dünya bizi örnek gösteriyor.” Öyle mi peki? Öyle! İster inan ister inanma. İyi ama buna algı değil de yalan desek daha doğru olmaz mı? Bu taşıma su ekonomisinde gelir dağılımındaki rezaleti sorsak, sadaka, yolsuzluk, yoksulluk konularını deşsek, büyük yalanı ortaya çıkarsak olmaz mı? Alın size bir algı ya da yalan daha. “AKP halkın yüzde 51’inin oyuyla iktidara gelmiştir.” Artık bu değişmez bir algı olarak onun, bunun, şunun ve kuşkusuz senin beyninde yankılanır durur ve dahi gerçeğin yerine çoktan geçmiştir. Bin dereden su getirsen, “yahu bu yüzde 51 nereden çıktı, seçime katılanların yüzde 40’ı bile olduğu kuşkulu” desen de kâr etmez. Algı böyle efendim. HHH Daha genel ve tüm dünya çapında pazarlanan algılar da var. Örneğin “Sosyalizm bitti, komünizm öldü, Marksizm tarihe karıştı” algısı bu cinstendir, alıcısı satıcısı bol olanlar arasında da birinci sıradadır. Peki bu algı gerçeği yansıtıyor mu? Ben bir şey demem, şu son ve hâlâ üstesinden gelinememiş ekonomik krizi tahlil eden sıkı serbest piyasacıların yazdıklarını okusanız yeter bu pek ideolojik algıyla gerçek arasındaki ilişkiyi çözmeye. Ben size daha güncel, daha işe yarar algılardan da örnekler vereyim de adı yerel olan, ama genel durum hakkında fikir verebilecek, algıları altüst edebilecek seçimlerde işinize yarasın. Bunlardan birincisi ve bence en önemlisi, “Başbakan Erdoğan’ın eşi bulunmaz bir lider, belagatının akıllardan öte, tek adamlığının çevresindeki işe yaramazlar nedeniyle kaçınılmaz olduğu” algısıdır. Peki gerçek böyle midir? Tek tek gidelim isterseniz. Algı: Dış politikada sıfır sorun. Gerçek: Dış politikada çok sorun. Algı: Esad gidici. Gerçek: Bir yere gittiği yok. Algı: Mısır’da işler çok iyi, Mursi başardı. Gerçek: Mısır’da darbe. Algı: Ekonomide sorunları Erdoğan şıp diye çözer? Ne dedi? “Kredi kartı kullanmayın, olsun bitsin” Gerçek: Maliye ve Hazine bakanları: “Hiç olur mu öyle şey”. Algı: “AKP daha bir on yıl iktidarda.” Neden? Ekonomi berbat, halk direniyor, dış politika rezalet, ama AKP on yıl daha iktidarda öyle mi? Algı böyle efendim, algı. HHH Gelin biraz da muhalefet cephesine ilgi gösterelim. “Bu CHP adam olmaz” Peki neden? “Kılıçdaroğlu iyi konuşamıyor, lafı oturtamıyor, hep şikâyet ediyor, çözüm üretemiyor.” “Sosyal demokrasi nedir, nasıl olur, CHP sosyal demokrasinin neresinde, sosyalist komünist solla ilişkisi nedir, yerel ve genel seçimlerde başarı kazanmak, en azından Meclis’i AKP’nin dikensiz gül bahçesi olmaktan kurtarmak için ne yapmalı” diye soran var mı peki? Yok. Ne gerek var efendim, algılarla idare edip gidiyoruz işte. Kendine sosyalist diyen solda da tuhaf algılar var. “iktidar bize uzak, zaten şimdiki asıl görev barış, öyleyse AKP’ye destek verelim.” İktidar olmak istemiyorsan neden parti kurdun kardeşim, dayanışma derneği kursaydın... Unutmadan söyleyelim; algı hayal ve yalana, gerçek somut olgulara dayanır. Bir de gerçekle gerçeklik arasında bir ilişki olmalı ki, onu kuramadınızsa düşeceğiniz tuzak, algının tatlı rehavetinden, derin uykusundan başka bir şey olmaz. Anket kapsamında yurttaşlara, “Akil insanlar topluluğunun PKK terörünün sona ermesine yönelik barış sürecinin çözümüne yardımcı olacağını düşünüyor musunuz, düşünmüyor musunuz” sorusu yöneltildi. Yurttaşların yüzde 68’i bu soruya “Hayır, yardımcı olacağını düşünmüyorum” yanıtını verdi. Ankette, çözüm süreci de yurttaşlara soruldu. Bu kapsamda, “Açılım sürecini destekliyor musunuz” sorusuna da yurttaşların yüzde 46’sı “destekliyorum” derken yüzde 37.4’ü de “desteklemiyorum” dedi. Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 16.5’i de sürece ilişkin, “Ne yapıldığını tam olarak bilmiyorum” ifadesini kullandı. Ankette yurttaşlara alkol düzenlemesi de soruldu. Yurttaşların yüzde 50.3’ü düzenlemeyi “yasak” olarak nitelendirdi. “Alkolde yapılan yeni düzenlemeyi destekliyor musunuz” sorusuna yurttaşların yüzde 51’i “Hayır desteklemiyorum” yanıtını verdi. Akiller yararlı değil l Gezi Parkı olaylarında AKP hükümetinin tutumunu destekliyor musunuz? l AKP’nin yeni anayasayı tek başına referanduma götürmek istemesini destekliyor musunuz? l Türkiye’deki parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçilmeli mi? Dilan’ın yaralanma görüntüleri gelince savcılık mahkemeye başvurdu Neyi saklıyorsunuz? Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri: Aşırı güç soruşturulsun BERLİN (ANKA) Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, Türkiye’nin insan hakları alanında bir yandan reformlar gerçekleştiren diğer yandan da eski sorunların üstesinden gelemeyen “çelişkili bir ülke” görüntüsü verdiğini söyledi. Muiznieks, Gezi direnişi konusunda sivil toplum ile resmi makamlar arasında “derin görüş ayrılığı gözlemlediğini, bu farkı azaltmanın tek yolunun, olaylar sırasında polisin kullandığı aşırı güç hakkında etkin soruşturma yürütmekten geçtiğini” söyledi. Muiznieks, “Türk makamları konuya tamamen değişik perspektiften bakıyor. Şiddet yanlısı profesyonel eylemcilerin çevrecilerin eylemine el koyduğunu söylüyorlar. Dış güçler veya dış finansmanın işin içinde olduğunu düşünüyorlar. Bazıları meşru olmayan eylemlerden söz ediyor. Kimileri de eylemlerin polisin hatalı davranışı nedeniyle büyüdüğünü dile getiriyor. Fakat temel çizgileri, polisin zor şartlarda uygun iş yaptığı ve eylemlerin başlangıcından sonra eylemcilerin şiddete başvurduğu şeklinde özetlenebilir” dedi. Türk hükümetinden edindiği yanıtların kendisini pek tatmin etmediği mesajı veren Muiznieks, “Olaylara tanıklık eden birçok kişiyi dinledim. Polisin kullandığı aşırı gücün istisnai değil, geniş çaplı olduğunu gösteren adli tıp belgeleri bulunduğunu öğrendim” dedi. Muiznieks, “Olaylara bakış konusunda sivil toplum ile resmi makamlar arasında derin fark var” diye ekledi. Muiznieks, toplantı ve gösteri düzenleme özgürlüğünün gerçek anlamda güvence altına alınması ve polisin aşırı güç kullanmasının engellenmesi için Türk hükümetine bazı tavsiyelerde de bulundu. Muiznieks, sivil toplum ve sivil toplumun meslek örgütleriyle yoğun diyaloğa girilmesini, kamu denetçisi ve insan hakları kurumlarının devlet ile sivil toplum arasında köprü rolü görmesini ve polisin tutumuyla ilgili mevzuatın gözden geçirilmesini önerdi. ALİCAN ULUDAĞ Polisler yargılansın l Gezi direnişi sırasında Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazı kapsülüyle başından yaralanan ve 33 gündür yoğun bakımda tutulan B.E’ye destek için yaklaşık 2 bin kişi Okmeydanı’ndan hastane önüne yürüdü. Açıklamada, “B.E, öldürülmek istenmiştir. Polislerin bir an önce yakalanıp yargı önüne çıkarılmasını istiyoruz” denildi. (ALİ AÇAR) l Esnaf M.A.T.’yi ziyaret etti İstanbul Haber Servisi Beyoğlu esnafı, 8 Temmuz’da Taksim Gezi eylemleri sırasında polisin attığı biber gazı kapsülüyle komaya giren 17 yaşındaki M. A. T.’yi ziyaret etti. Esnaf Göksal Tunalı, “Esnaf olarak bizi mağdur edenin kim olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Polisin müdahale etmediği 2 hafta içinde bölgedeki esnaf satış yapabildi. İşlerimiz iyiydi” dedi. ANKARA Ethem Sarısülük’ü vuran polis memuru hakkındaki davada, mahkemenin “soruşturma izni yok” gerekçesiyle dosyayı savcılığa göndermesinin yankıları sürerken bir başka mahkeme ise Dilan Dursun’u ağır yaralayan şüpheli polisler lehine bir karara imza attı. 20 yaşındaki Dilan Dursun’un ağır yaralanmasına ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Demir, mahkemeye başvurarak dosyayla ilgili kısıtlama kararı talep etti. 8 Temmuz tarihli savcılık dilekçesinde, dosyada Dilan’ın vurulduğu bölgede olay günü görev yapan araç ve personel isim listesinin bulunduğu, 5 MOBESE kamera görüntüsü, 1 TRT görüntüsü, 1 adet telsiz kayıtları ile akrepte görevli polislerin isimlerinin yer aldığı ifade edilirken bu belgeler üzerinde incelemenin devam ettiği ifade edildi. Kamera görüntüleri üzerinde bilirkişi incelemesinin sürdüğü, bir kısım tanık beyanlarının alınacağı belirtilen di lekçede, “Bu aşamada dosya içeriğinin incelenmesi veya dosyadan örnek alınması soruşturmanın selameti açısından tehlike oluşturabilir” denildi. Başvuruyu değerlendiren Ankara 20. Sulh Ceza Mahkemesi, kısıtlama kararı verdi. Kararın, Dilan’ın akrep içinden atılan gaz bombasıyla vurulmasına ilişkin görüntünün savcılığa ulaşmasının ardından alınması dikkat çekti. Dilan Dursun’un avukatı Doğukan Tonguç Cankurt, “Bu kararla dosyayı inceleme ve dosyadan örnek almamız engellenmiştir. Öncelikle karara derhal itiraz edeceğiz. Kararın gerekçesi soruşturmanın selametinin tehlikeye düşebileceği olarak belirtilmiştir ancak bizce soruşturmanın selametini tehlikeye düşürecek karar budur. Çünkü bu kararla birlikte soruşturmanın açık ve hızlı bir şekilde yürütülmesi tehlikeye girmiştir. Soruşturmanın gidişatından kaygılıyız” dedi. Kaygılıyız Gözaltılar İZMİR Gezi Parkı eylemlerinin İzmir bölümüne katılanlardan tutuklananları CHP milletvekilleri yalnız bırakmıyor. Önceki gün Musa Çam, dün de Alaattin Yüksel ve Mustafa Moroğlu cezaevinde kalan gençlerle görüştü. Milletvekilleri, gençlerin morallerinin yerinde olduğunu vurgulayarak “Protestolara binlerce kişi katıldı ancak bu kişiler tutuklandı. Tutuklanmaları da tamamen varsayımlar üzerinedir” dedi. Çam, 48 kişiden 14’üyle görüşebildiğini, kalan 34 kişiyi de ziyaret edeceğini belirtti. Çam, “Tutuklananların önemli bölümü, daha önce 1 Mayıs kutlamalarına katılan ve daha farklı etkinliklerde yer alan kişiler. Bu etkinliklerde çekilen fotoğraflarından tespit edilerek alınıyorlar ve terör örgütü üyesi sınıfına sokuluyorlar. Tamamı siyasi tutukluların olduğu yerde ve 3’er kişilik koğuşlarda kalıyorlar” dedi. arşivden mi çıktı? OZAN YAYMAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle