14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Gezi’ye ilk dava açıldı İstanbul Haber Servisi Greenpeace Akdeniz Nükleer Kampanyası Sorumlusu Cenk Levi hakkında Taksim’deki Gezi Parkı’nın yıkılmaması için yapılan protesto gösterisine katıldığı gerekçesiyle 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Levi gözaltına alındığında üzerinde bulunan toz maskesi de iddianamede suç delili olarak yer aldı. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Gezi Parkı’ndaki düzenlemeleri protesto etmek bahanesiyle yapılan, izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında Levi’nin de dahil olduğu bir grubun, Şişli’den Radyo Evi istikametine yürüyüşe geçtiği ifade edildi. Caddedeki işyerlerini ve tedbir alan güvenlik görevlilerini taşlayan grubun görevlilerce dağıtılmaya çalışıldığı ifade edilerek şöyle denildi: “Şüpheli ağız ve burun kısmını kapattığı Moldex 2445 yazılı maske takılı olarak Gümüş Caddesi’nde yakalanmış, diğer arkadaşları kaçmıştır. Şüpheli, ifadesinde gösteri yürüyüşüne katıldığını, şiddet kullanmadığını, şiddete dayalı olmayan eylemlere destek verdiğini beyan etmiştir. Bu şekilde şüphelinin atılı suçu işlediği, ifadesi, olay tutanakları gibi delillerle anlaşılmıştır.” Savcı, Cenk Levi’nin 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nın 284. maddesi uyarınca cezalandırılmasını ve TCK’nin 53. maddesi uyarınca seçme ve seçilme hakkı gibi belli haklardan yoksun bırakılmasını talep etti. Levi, 30 Mayıs 2013’te gözaltına alınmış, adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Mahkeme ise savcılığın adli kontrol talebini reddetmişti. Levi ifadesinde şunları söylemişti: “Sosyal medyadan Gezi Parkı’ndaki yıkımı duydum. Bu yıkımın çevre için olumsuz sonuçlar doğuracağına inanıyorum. Yıkımı protesto etmek için Gezi Parkı’na gittim. Bu benim anayasal zorunluluğumdur. Parka girmeden polisin müdahalesini gördüm ve geri döndüm. Radyo Evi önünde polisle vatandaşlar arasında arbede vardı. Maskeyi tozdan korunmak için taşıyordum. Toza karşı alerjim var. Polise taş atmadım. İdeolojik olarak da sivil itaatsizliği savunmaktayım. Şiddet içeren hiçbir eylem içerisinde yer almadım.” Levi: ‘Şiddete karşıyım’ Palalı Gençlik Destanı “İncelikler” diyarında yaşıyoruz. Anayasa Mahkemesi “ince” bir karar verdi; on yıla varan tutukluluğu fazla buldu. Ama 4 yıl5 yıl ya da daha fazla yatanlar biraz daha yatabilsinler diye hükümete 1 yıl süre tanıdı. Böylece hem ne kadar hak bilir olduğunu, hem de özel yetkili mahkemeye “yola devam” deme inceliğini gösterdi. Elinde palayla gösterici kovalayan “palalı fedai” de mahkemenin incelikli kararının açtığı kapıdan çıkıp uçağa binerek kimi ince işleri nedeniyle Fas’a gitti. Bu arada Başbakan’ın “Palalı gençlik istemediğini” ifade ettiğini söylemeden geçip de haksızlık etmeyelim. Ama inceydi ifadesi Başbakan’ın; “Kim ne yazarsa yazsın, kim nereye şunu sıkıştırırsa sıkıştırsın, eğer şiddet varsa, şiddetin karşılığı şiddettir. Bunu herkes böyle görecek” diyerek palalıları, Kocamustafapaşalı, Kazlıçeşme mitingi fedailerini üzmemeye özen gösterdiğini de söylemeyelim mi? HHH Bu arada Esra Hanımefendi de, ki kendisi medyamızın çılgın tesettürlü, sivri dilli azalarındandır, palalıya Twitter’dan cesaret veren ince mesajlar gönderdi. “Siz adaletin kılıcını sahil kıyısında yudumladığınız limonata pipeti sandınız galiba” diyerek, “adaletin palası” konusunda ince uyarılarda bulundu. Medyamızın ne dediğini bilmez öteki azınlık elemanları ise ne lüzum varsa Galatasaray Lisesi önünde buluşup “Penguen Kutupta güzel” diye tuhaf bir pankart açarak, yine Taksim’e yürümek istediler. Bu kez çevik kuvvet ekipleri büyük bir incelik gösterdi, bu geveze medya leşkerlerini durdurarak palalı arkadaşların şiddetinden korudu. Tuhaftır, bu arkadaşlar; patron sözü dinlemez, akıllarına estiği gibi yazma konusunda ısrar eder, arkadaşları kapının önüne konulunca da soluğu Galatasaray Lisesi’nin önünde alırlar. HHH Ankara’da Meclis’te de ne ince işler oldu bilmezsiniz geçen hafta, nakledeyim de öğrenin: Ünlü bir milletvekilimiz, gece gündüz çalışmaktan harap bitap düştüğü için Meclis bahçesinde biraz kestirirken, kadın gazeteci tayfası tarafından fotoğraflanınca, “Yani ben de sizin bir taraflarınızı çeksem iyi mi olur?” diye ince bir hatırlatmada bulununca kıyamet koptu. İnce espriden anlamayan muhalefet milletvekilleri iyice kabalaşarak laf üstüne laf söylediler. Oysa o sırada Meclis’te tarihi iş yapılıyor, ince bir kararla “bundan böyle darbe yapmak yasaktır” denilerek, ünlü 35. madde yürürlükten kaldırılıyordu... Ama hak vermeli, ne işe yarar bilemedim ya, darbelere meşruiyet sağladığı söylenen 35. maddenin kaldırılması iyi olmuş, darbeye niyetli olan varsa onlara da ince bir mesaj gönderilerek, “Bundan böyle darbe yapmayınız, işte buraya da yazdık, hakkınız yoktur” denilmiştir. Hiç kimsenin darbe yapacak hali de yoktur zaten. Hem ne için darbe yapacaklar? Bir darbede yapılacaklar şimdi ince ince yapılmıyor mu zaten. İlle de üniformalı olması şart mı? Sivil olsa olmaz mı? Sivil olunca daha bir ince ve incelikli olduğunu inkâr mı edeceğiz şimdi. HHH İşte burada bu “incelikleri” kendimce müstehzi bir edayla yazarken, sesimden, kesilmiş dilimden, kör olmuş gözümden utandım, ama nasıl bir zamanda, nasıl bir dünyada, nasıl bir ülkede yaşadığımızı unuttuğumu sanma ey okur. Öldürülen gençlerimiz için içimde kabarıp taşan öfkeyi, bulmakta zorlandığım sözcüklerle anlatmaya çalıştım sana, affet. Gezi’nin mizahına beceriksizce sığındımsa ondandır. Öyle yaptım çünkü Gezi’nin ruhu öyleydi. Öyle yaptım çünkü öfke insanın içini yakan çaresiz ateş gibidir. Öyle yaptım, çünkü ruhum karardıkça polisin attığı gaz fişeği ile gözünü yitirmiş arkadaş “Gözüm üstünüzde” diye seslendikçe iktidar sahiplerine, ben ne yapayım? Ali İsmail 19 yaşında öldürüldüyse, onun tabutu başında, öldürülen öteki kardeşlerin anaları buluştuysa, direnmek bize hak olmasın mı, zehir olmasın mı hayat muktedirlere? TMMOB ile Taksim Dayanışması’nın eyleminde eli sopalılar yurttaşlara ve gazetecilere saldırdı Polise eli sopalı destek İstanbul Haber Servisi Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Taksim Dayanışması’nın torba yasa ve Gezi Parkı direnişlerine yönelik gözaltı ve tutuklamalarını protesto için Taksim’e yürümelerine polis izin vermedi. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz “Bizim gelirlerimizi kısarak bizi susturmaya çalışıyorlar” dedi. TMMOB yöneticilerinin Galatasaray’daki açıklamasının ardından zaten dağılmakta olan gruba “dağılın” uyarısı yapan polis ekipleri tazyikli su, gaz bombası ve boyalı plastik mermi müdahale etti. İstiklal Caddesi’ne çıkan ara sokaklarda eli sopalı kişiler yine sahneye çıkarak göstericilere ve gazetecilere saldırdı. Olaylar sırasında duyulan 2 el silah sesinin nereden geldiği anlaşılamadı. Mimar ve mühendisler, TMMOB’ye darbeyi ve Gezi Parkı direnişçilerinin gözaltına alınmaları ile utuklanmalarını protesto için Taksim’e yürümek üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşunun katılımıyla saat 17.30 sıralarında Galatasaray’da toplandı. ‘Örgüt arama TMMOB burada’ ücümüzü paradan değil örgütlülükten alıyoruz’ Ellerinde TMMOB flamaları taşıyan binlerce kişilik kitle, Galatasaray Meydanı’nda polis otobüsleri, Toplumsal Müdahale Araçları (TOMA) ve çevik kuvvet ekipleriyle kuşatıldı. Galatasaray Lisesi önünde TOMA’larla barikat kuran çevik kuvvet polisi, grubun Taksim Meydanı’na yürümesine izin vermedi. TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz “Bizim gelirlerimizi kısarak, bizi susturmaya çalışıyorlar. Biz gücümüzü paradan değil, örgütlülüğümüzden ve halkımızdan alıyoruz” diye konuştu. ‘G ‘Esnaf’ saldırdı olis önce ara sokaklara püskürttü, sonra gaza boğdu Açıklamanın ardından TMMOB’nin eylemi son buldu. Açıklamadan sonra İstiklal Caddesi üzerinden “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Taksim bizim, İstanbul bizim” sloganları eşliğinde Gezi Parkı’na yürüyen gruba polis müdahale etti ve kalkanlarla göstericileri ara sokaklara püskürttü. Tekrar İstiklal Caddesi’nde buluşan grubun önüne barikat kuran çevik kuvvet ekipleri, Taksim Meydanı’na çıkışı engelledi. Göstericiler, İstiklal Caddesi’nde Fransız Başkonsolosluğu önünde barikat kuran polise “gel gel” şeklinde bağırdı. TOMA ve çevik kuvvet ekipleri yüzünü göstericilere döndü ve bu sırada polis tarafından göstericilere yönelik, “Çok istediniz, geliyoruz. Dağılmanız için 5 dakikanız var. Aksi takdirde müdahale edeceğiz” anonsu yapıldı. Polisin müdahalesinden önce tekerlekli sandalyeli engelli bir yurttaş, TOMA’nın önünde durdu. Polis, saat 19.40 sıralarında müdahaleye başlayarak göstericilere İstiklal Caddesi boyunca tazyikli su ile müdahale etti. Daha sonra gaz bombası atmaya başlayan polis, İstiklal Caddesi’ne çıkan ara sokaklarını gaza boğdu. Polis ayrıca plastik ve boyalı mermi kullandı. Odakule yönüne doğru kaçan kitle polis tarafından kovalandı. Polisin akrep ara sokakları tek tek kontrol etmesi ve biber gazı sıkması dikkat çekti. Bu sırada ara sokaklarda bulunan esnaf ve polisler arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı. Bu arada eylemden sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Osman Erden’in de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. P Fotoğralar: VEDAT ARIK İstiklal Caddesi’nde bulunan Ayhan Işık Sokak’ta ise bazı esnaf, sopalarla basın mensuplarına saldırdı. Ellerindeki sopalarla muhabirleri tehdit eden esnaflar ile gazeteciler arasında tartışma çıktı. Kısa süreli bir kavga yaşanırken sokakta iki el silah sesi duyuldu. Sokağa doğru gelen TOMA ve polis ekipleri, grubu dağıttı. Tekrar aynı sokakta buluşan eylemciler, esnafın tutumunu protesto etti. Gazeteci Ahmet Şık ve bir polis müdürü arasında da tartışma yaşandı. Polis ile göstericiler arasındaki kovalamaca saatlerce sürdü. İstiklal’deki müdahale sırasında, ETHA muhabiri Ali Can Elagöz ve 2 kadın gazetecinin polisin attığı plastik mermi ile yaralandığı bildirildi. İstiklal’de bulunan bir mağaza önünde kasığından yaralanan Elagöz’ün durumunun iyi olduğu öğrenildi. Polisin sonrasında gözaltı operasyonuna başladığı eylemdeki saldırılar sırasında Gazeteci Ali Yusuf Gümüşlü de yaralandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümetin yetkilerini daralttığı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) üyesi binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısı AKP’yi protesto etti. TMMOB Genel Merkezi önünde toplanan TMMOB üyeleri Güvenpark’a yürüdü. CHP milletvekillerinin de katıldığı yürüyüşte, “Örgüt arama TMMOB burada; Diren Türkiye TMMOB seninle; Diktatör elini TMMOB’den çek; gibi sloganlar atıldı. Kortejin en önünde “TMMOB torbaya sığmaz” pankartı taşındı. TMMOB üyeleri yürüyüşe kafalarına taktıkları baretlerle katıldı. Önce TBMM Dikmen Kapısı’na yürümek isteyen TMMOB üyelerinin önü Meşrutiyet Caddesi’nde TOMA ve Akreplerle barikat oluşturan çevik kuvvet tarafından kesildi. “Polis simit sat, onurlu yaşa” sloganları atan TMMOB üyeleri buradan Konur Sokak’a yönelerek Güvenpark’a geçti. Grup Ethem Sarısülük’ün vurulduğu yerin yanından geçerken sloganlarla hükümeti protesto etti. Yaşamını yitirenlerin isimleri tek tek anons edildi. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Taksim Dayanışması’nı bir yıl önce kurduklarını anımsattı ve “Tayyip’in aklına yeni geldi. Taksim Dayanışması’ndan örgüt çıkarmaya çalışıyor. Arkadaşlarımız gözaltına alındı. Tayyip örgütü orada arama örgüt burada. TMMOB burada” diye konuştu. Gezi eylemleri nedeniyle yaşanan gözaltılara tabip odalarından ortak tepki Hukuk devleti mi, yoksa polis devleti mi? CHP’den TMMOB’e destek ziyareti İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil ile CHP milletvekilleri ve İstanbul il yöneticilerinden oluşan bir heyet, dün Gezi Parkı Direnişi sırasında ağır yaralanan ve yoğun bakımda bulunan 17 yaşındaki M.A.T’nin babası Mehmet T. ve annesi Öznur T’yi ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Heyet, iktidarın hedefi haline gelen TMMOB yetkilileri ve Taksim Dayanışması üyelerini de ziyaret etti. Oran, “Bütün bu olayların sorumlusu Başbakan’dır. Bu olaylara neden olan herkesi Yüce Divan’a götürene kadar mücadelemizi vereceğiz” dedi. TMMOB ziyaretine Oran, Tamaylıgil’in yanı sıra CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da katıldı. Hamzaçebi, TMMOB Yasası’nın gece yarısı önergesi ile geçtiğini vurgulayarak “Türkiye’de güçlü sivil toplumun varlığına tahammül edemeyen bir hükümet var” dedi. Doktorlar: Orantısız Yine gözaltı operasyonu İstanbul Haber Servisi Türk Tabipleri Birliği (TTB), Ankara’da yapılması planlanan merkez konseyi toplantısını İstanbul Tabip Odası (İTO) Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu ve TTB Büyük Kongre delegesi Dr. Kamil Terekek’in Gezi eylemleri sırasında gözaltına alınmasına tepki göstermek için dün İstanbul’da toplandı. Tutuklanma istemi ile sevk edildiği mahkemeden serbest bırakılan Çerkezoğlu, “Kendi mağduriyetimi öne çıkarmak 3 günlük gözaltını dramatize etmek istemiyorum. Ama bu bir simge. Hukuk devleti mi olacağız, polis devleti mi olacağız? Mücadelenin, ülkeyi hukuk devleti olma yönünde sürükleyeceğine inanıyorum” dedi. İstanbul Tabip Odası’nda gerçekleştirilen TTB Merkez Konseyi toplantısına pek çok ilden tabip odalarının yöneticileri katıldı. Burada Çerkezoğlu’nun da katılımıyla basın açıklaması yapıldı. Dr. Çerkezoğlu, İstanbul gibi Türkiye’nin kalbi olan bir şehrin her tarafı betonla kaplı bir meydanındaki tek yeşil alanı yıkıp betonlaştırmaya çalışan zihniyete karşı çok doğal olarak tepki gösteren, davalar açan bir inisiyatif oluştuğunu anlattı. “Bundan daha doğal bir şey olamaz” diyen Çerkezoğlu, yasal mevzuatları ve hekim olarak varlık sebepleri olan sağlıklı bir çevrede yaşama talepleri gereği bu inisiyatife destek verdiklerini kaydetti. Çerkezoğlu, “Mahkeme kararları uygulansın istediler. Yürütmeyi durdurma kararını tanımıyorum diyen Başbakan’a karşı basın açıklamaları yaptılar. Süreç bundan ibarettir” diye konuştu. Çerkezoğlu, “Bir yaya yolu olan İstiklal Caddesi’nde gözaltılar, demokratik ülkeye yakışmıyor. Bu mücadelenin parçası olmaktan onur duyuyorum. Örgüt dedikleri şeyin de TTB olduğunu varsayıyorum.” güç kullanmayın BOSTON (ANKA) Aralarında İnsan Hakları için Doktorlar (PHR), Dünya Tıp Birliği (WMA), Alman Tıp Derneği (GMA) ve Avrupa Doktorları Komitesi’nin bulunduğu, önde gelen 4 tıp örgütü, Başbakan Tayyip Erdoğan’a bir mektup göndererek göstericilere yönelik “göz yaşartıcı gaz ve orantısız güç kullanımını” derhal durdurma çağrısında bulundu. Merkezi ABD’nin Boston kentinde bulunan PHR tarafından yayımlanan bir bildiride Erdoğan’a gönderilen mektupta, “göz yaşartıcı gaz ve ortantısız güç” kullanımın durdurulması istenirken tıbbı personel ve tesislere bilinçli saldırılardan ve İstanbul Tıp Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu dahil olmak üzere bazı kişilerin gözaltına alınmasından duyulan kaygı da dile getirildi. Bildiride ayrıca Türkiye’ye inceleme ve temaslarda bulunmak üzere gönderilen PHR ekibinden kıdemli tıp danışmanı Dr. Vicent Iacopino’nun “Türkiye’de yaptığımız araştırma, hükümetin, göz yaşartıcı gazın büyük çaptaki bir silah olarak kullanımı dahil olmak üzere birkaç kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına yol açan orantısız ve gereksiz güç kullandığını teyit etti” şeklindeki sözlerine yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle