25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 2013 PAZAR 16 vinizde otururken bir “E gün birileri geliyor, sizi gözaltına alıyor, sonra tutuklanıyorsunuz ve hakkınızda bir iddianame yazılarak dava açılıyor. İddianameyi okuyorsunuz, duruşmalara katılıyorsunuz ve emin oluyorsunuz ki açılan davanın sizinle bir ilgisi yok. Aklınıza gelecek ilk soru, neden ben suçlanıyorum, olmaz mı? Bunun cevabı çeşitli şekillerde olabilir: Yanlışlık olabilir. İddianameye bakıyorsunuz bir yanlışlık yok, suçlanan sizsiniz, ama fiilden haberiniz yok. Sizin yargılanmanız başkalarının işine yarayabilir mi, diye düşünüyorsunuz; kendinize verdiğiniz cevap evet olabilir. Başkaları sizin üstünüzden ne yarar sağlayabilir ki, diye düşünüyor ve bir liste yapıyorsunuz. Sonra bu listeden en olasıyı seçip, ona göre inceliyorsunuz. Bizim planladığımız iddia edilen darbe de böyledir. Yargılanan 367 kişiden sadece ikisinin kimliklerinde yanlışlık yapıldı ve bir kişi de vefat etti. Geriye kalan 364 kişinin kimliklerinde bir yanlışlık yoktu. Yoktu ama savcının ortaya koyduğu fiilden de kimsenin haberi yoktu. O zaman hepimiz bizim üzerimizden kim yarar sağlayabilir, diye düşünüp listemizi yaptık. HHH Bize vurulacak darbe, esasında TSK’ye bir gözdağı vermektir. Herhalde bu saptama bile kimlere yarar sağlayacağını açıklamaya yeter. TSK’yi istenen kalıpların içine çekmek amacıyla ‘aydın’ kesim, ülkede askeri vesayetin olduğunu ve TSK’nin kendini bu vatanın yegâne sahibi gördüğünü, kendi düşünce sisteminin dışına çıkanları darbe ile iktidardan uzaklaştırma alışkanlığı olduğunu açıklıyordu. Buna ilaveten bazılarının aklında, zamanı gelince uygulamaya geçirecekleri ikinci düşünceleri de olabilirdi. Böyle düşüncelerin önünde koyduğu sahtekârlık konuları, gerektiği şekilde medya tarafından kamuoyuna yansıtılmadığı için büyük çoğunluk bu davaları gerçek zannetti. Hâlâ da zannediyor. Şimdi bir olay düşünün ki tüm deliller sahte. Bu gerçekten hareketle bir fikir cimnastiği yapalım. Böyle bir olay nasıl uygulamaya konulabilir? HHH 1. Deliller sahte ve çok çeşitli konularda olduğuna göre, bunu ancak konuyu bilenlerden meydana gelen bir grup hazırlayabilir. Bu grupta emekli ve muvazzaf kara, deniz, hava, jandarma subayları olmalı ve onlara yol gösterecek yargı ve Emniyet mensupları bulunmalıdır. 2. Bu grup, uzmanlar grubu olduğuna göre uygulama kararı veremezler. Birileri onlara bu komployu hazırlamalarını söylemiştir; bunlar kimler olabilir? 3. Her komplo bir gün ortaya çıkar. Mükemmel bir komplo hazırlamak adeta imkânsızdır. O halde bu komplonun yürütüleceği organların, yapılan sahtekârlıkları görmezden gelmeleri ve konu bir şekilde açığa çıkarsa, esas patronların bu skandaldan uzak tutulması gerekir. 4. O halde Emniyet güçleri ve yargı çalışanlarından destek almak lazımdır. Emniyetin kadroları zaten bu maksatla hazırlanmıştır. Önemli olan yargıyı istenen düzeye getirmektir. Başbakan’ın açıklamalarına göre bu da bir sorun olarak görülmemektedir. Medya, komplonun amacına ulaşması için kamuoyunu hazırlamalıdır. 5. Şayet bir şeyler ters giderse, herkesi kurtaracak bir siyasi garanti (af gibi) olmalıdır. Evet, davamız böyle bir mekanizma sonucu yaratılan bir komplodur. Bunu ileri bölümlerde yapacağım açıklamalarda çok net göreceğiz… ”* *Özden Örnek’in “Cambazı Bırak Balyoz’a Bak” başlıklı kitabından alıntıdır (Nergiz Yayınları, 2013) “Gökyüzünden söz etmeleri, yeryüzünü sömürmek içindir. ” ROBESPIERRE Cambazı Bırak, Balyoz’a Bak İzin Başından söyleyeyim, sıkıldım. Başbakan’dan, çevresinden, yandaşlarından; siyaset adına atılan palavralardan, söylenen yalanlardan, döndürülen dolaplardan, kurulan tezgâhlardan, ikiyüzlülüklerden; kadın denince aklına ille de apış arası gelen o iğrenç yaratıklardan sıkıldım, hem de çok sıkıldım. HHH Sis bombaları, biber gazları, plastik mermiler, TOMA’lar, uzay adamı kılıklı o polisler, laf döndüren amirleri, uzaktan kumandalı MOBESE’ler, sözde tecavüz senaryoları, camiiçki iftiraları, eli sopalı, palalı katiller, yaşanan gerçekleri tersyüz etmeyi marifet sayan valiler yordular beni. HHH Alanlara çıkıp “Artık yeter!” demekten başka “suçu”, “günahı” olmayan çocuklarımıza, gençlerimize layık görülen erken ölümler; gözleri çıkarılan, sakat bırakılan, yaralanan insanlarımız; tüm bu cinayetler, hukuksuzluklar karşısında içine düşürüldüğümüz, kurtulamadığımız çaresizlik sarmalı… İçim karardı. HHH Bir süre kafamı dinlemeye ihtiyacım var. Geçen hafta üç roman okudum Demir Özlü’den: “Bir Küçükburjuvanın Gençlik Yılları”, “Bir Uzun Sonbahar” ve “Bir Yaz Mevsimi Romansı”. Daha önce de okuduğum kitaplardı. Ne kadar özlemişim sevgili dostumun kalemini… Çok kitap okuyarak dinleyeceğim kafamı. Belki bir iki de öykü yazarım. Epey bir süre önce başladığım bir roman var, üzerinde çalışırım. Diyeceğim, iki hafta izin istiyorum sizlerden. Yeniden buluşuncaya kadar esen kalın sevgili dostlarım. Fotoğraf: ALİ ARİF ERSEN ramakla A geçen ömrüm, en büyük engel olarak TSK görülüyor, olabilirdi. Halihazırdaki siyasi iktidar 1990’lı yıllarda Avrupa Birliği’ne şiddetle karşı çıkarken ‘biz değiştik’ deyip iktidar olduklarının ertesi günü neden AB’ye koştu acaba? Bugün AB’den neden uzak duruyorlar? HHH Şurası bir gerçek: AB’ye girme teşebbüsü, 20022007 arasında TSK’yi etkisiz hale getirmek için kullanıldı. Takıyye kelimesini rahmetli Erbakan’dan öğrendim, ama uygulamasını da bu iktidar sayesinde gördüm ve yaşadım. AB’ye girme bahanesiyle TSK’nin susturulduğu gerçeğini herkesin bilmesi gerekiyor. 2007 yılı sonrasında ise TSK’nin suskunluğu yetmedi. Bir daha başını kaldıramayacak hale getirilmesi gerektiğine karar verilmiş olmalı ki, Bölüm 1’de listesini verdiğim çoğu gerçek dışı davalarla TSK üzerine gidildi. Sanıkların ortaya beklemekle geçeceğini bilemezdi, kalan ömrünün O’nu bulunca. Hep az geldi O’nla geçen anılarım gamsız bahtıma, Bilmedim kıymetini gözüm, sarılıyorum SEN’li anılarıma. Sevip de uzatamadım SEN’li ömrümü be yavrum; Gülünce aldığın kederlerimi şimdi, yeniden yaşıyorum SEN’siz. Sahi seni bulduğuma mı yanayım, İstanbul’a Emanet ettiğime mi CAN’ım? Av. MALİK ZENGİN Maltepe KCİK 1 No’lu L Tipi F9 KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr G NOKTASI BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN ‘Öfke’nin Yasası Gezi Direnişi’nin gündemi değiştirdiğine; kamuoyunun dikkatini iktidarın polemiklerinden asıl tartışılması gereken sorunlara çektiğine çok değindik. Nitekim egemen siyasiler buna öyle kızdılar ki direnişin etkin katılımcılarından TMMOB ve bağlı odaların yetkilerini “bir gece yarısı torba yasa”ya eklenen maddelerle tırpanladılar. TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, bu “acil!” düzenlemenin amaçları için özetle diyor ki: Ülke talanına karşı çıkan TMMOB’yi işlevsizleştirmek. Kamu kaynaklarının yağmasını kolaylaştırmak. rünü öğretmeye geliyoruz!” diyerek göz koyanların “Dubai Kuleleri” çoktan “Boğaziçi sırtları”nda yükselmiş; “Liman hizmeti” adına deniz kıyısının parsellendiği “GalataPort”un rant binaları çoktan yapılmıştı... Kentlerin bağrında kazık gibi yükselecek çok sayıda gökdelenle birlikte sayısız yağma projesinin “yargı denetimi”yle engellendiği örneklere, son olarak “Gezi Parkı”nın da kurtarılması eklendiğinde, yasa değişikliğinin “öfke”nin ürünü olduğu ortada değil mi? Öte yandan yine TMMOB ve odaların “mali” açıdan bakanlığa bağlı kılınması da bu gibi davalar için gerekli ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 1/ Günümüz 1 de kullanılmak2 ta olan takvim türünün adı. 2/ 3 Pembe renkli şa 4 rap... Çorum’un 5 Mecitözü ilçesinde bir kaplı 6 ca. 3/ Aruz ölçü 7 sünde, kısa okun8 ması gereken bir heceyi kalıba uy 9 durmak için uzat1 2 3 4 5 6 7 8 9 ma... Ekmek, peynir gibi organik madde 1 E T A M İ N M İ lerin üzerinde oluşan, 2 T İ R E E T E N çoğu yeşil renkli man 3 A R A K A E T A tar. 4/ Türk müziğinde 4 M E K A N İ K R bir makam... Bir nota. 5 İ A N D İ Z İ 5/ “Tanrı kabul etsin” İ D A R E anlamında kullanılan 6 N E T E K İ R B R sözcük... Kötülük, za 7 rar. 6/ Derviş selamı... 8 M E T Z E B R A Hammaddeyi işleyip 9 İ N A R İ R A N mal üretme. 7/ Büyük erkek kardeş... Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan. 8/ Bir yüzeyin eğiklik derecesini anlamaya yarayan araç... “Hiçbir zaman” anlamında kullanılan belirteç. 9/ Bir mandalina cinsi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir renk... Uyum. 2/ Şekerkamışından elde edilen sert bir içki... Zor, çetin, karmaşık. 3/ Güneş’in batışında 12’yi gösterecek biçimde ayarlanan saat... Havva’nın Batı dillerindeki adı. 4/ Tarla faresi... Umman’ın plaka imi. 5/ Konut... Bir nota. 6/ Rubidyum elementinin simgesi... Yünlü ya da pamuklu bir tür dokuma. 7/ Tavlada “bir” sayısı... Tanrı’nın insan ruhlarını yarattığı zaman. 8/ Aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad... Orhan Hançerlioğlu’nun bir romanı. 9/ AleviBektaşi edebiyatında bir şiir türü... “Yerel bilgisayar ağı” anlamında kullanılan kısaltma. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Yerel yönetimler ve meslek odalarının anayasal hak, yetki ve görevlerini ellerinden almak. Mimari projeleri fikir ve sanat eserleri yasası kapsamından çıkarmak. Yani yeni(!) yasaya göre, çevreyi ve kenti tahrip edecek siyasi rant projelerine artık dava açamayacak; ülkenin doğa ve kültür zenginliklerinin yağmalanmasına yargının “dur” demesini sağlayamayacak; talan amaçlı yatırımlara iktidarın desteğini engelleyemeyecek; çıkar amaçlı olmayan mimari projeleri korumak için “sanat eseri” olduklarını ileri süremeyecekler... parasal kaynaklardan ve harcama yetkilerinden yoksun kılınmaları anlamına geliyor... yani deniyor ki; “mimarlık, şehircilik ve mühendisliğin toplum çıkarına yükümlülüklerini bundan böyle yerine getiremeyeceksiniz.” Oysa şu “değiştirilmek” istenen 12 Eylül Anayasası bile meslek odaları için açıkça diyor ki: “Mesleğin toplumsal sorumluluklarını da üstleneceksiniz.” Cumhurbaşkanı ilk günlerinde Devlet Denetleme Kurulu’ndan (DDK) bir inceleme raporu istemiş; kurul ise hazırladığı raporda, meslek odalarının “siyasi davranarak” iktidar projelerini engellemesinden yakınmıştı. İnsan şimdi düşünüyor; DDK’nin o raporuyla, şimdiki acil yasa değişikliği arasındaki “uyum!” acaba sadece rastlantı mıdır? Yanıtını, böylesi bir “intikam yasası”nın bile Çankaya’dan onaylanıp onaylanmayacağını gördüğümüzde öğreneceğiz... HARBİ SEMİH POROY DDK raporu UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com Örnekler Çevre ve kültür değerlerinin talanına karşı yıllardır kesintisiz hukuk mücadelesi veren TMMOB ve bağlı odaların son zamanlarda durdurdukları kimi yağma projelerinden bazılarını anımsayalım: Eğer ilgili meslek odalarının açtıkları davalar olmasaydı, sözgelimi binyılların çarşı geleneğine sahip bu ülkeye, “size alışveriş kültü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle