25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR 19 SAKIP SABANCI MÜZESİ MÜDÜRÜ Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur konuğu ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti Çok insan, çok hikâye u Çin’de yayıncılar üstünde ciddi bir devlet denetimi söz konusu. Son dönemdeki dışa açılma toplumsal yaşamı derinden etkilemiş. 1970’lerin başındaki Proleter Kültür Devrimi’nin etkilerinin ise son derece olumsuz olduğu söyleniyor. u Çin Halk Cumhuriyeti’nin İstanbul Fuarı’ndaki teması ‘Yeni İpek Yolu, Yeni Başlangıç’ olacak. Fuara aralarında önemli yayınevlerinin de bulunduğu 250 kişilik bir heyet ve 17 yazar gelecek, 10 bin çeşit kitap sergilenecek. AYŞEGÜL ÖZBEK Çin standı, yayıncılık, dijital yayıncılık ve animasyonoyun alanlarından oluşacak. Fuar boyunca Çin çağdaş sanat sergisi de açılacak. Ayrıca Çin sinemasından örneklerin yer aldığı bir seçkinin gösterimi yapılacak ve Mimar Sinan Üniversitesi’nde Çin Çağdaş Mimarlık sergisi açılacak. Çin’de tanışma fırsatı yakaladığımız yazarların bir kısmı da Türkiye’ye gelecek ekip arasında yer alıyor. Senaryo yazarı da olan Wang Gang, “İngilizce” isimli kitabıyla 2004’te Dangdai (Çağdaş) Dergisi’nin sina.com ile birlikte düzenlediği “Yıllık Uzun Roman Ödülleri”nden “Profesyoneller Ödülü”nü ve “Okur Ödülü”nü kazanmış, bu kitap pek çok dile çevrilmiş. Aynı kitap Türkçeye de çevrildi ve fuarda okurlarla buluşacak. Urumçi’de dünyaya gelen yazar, Sincan’daki olaylarla ilgili olarak da üzüntüsünü dile getiriyor: “SincanUygur Özerk Bölgesi’nde çok yaşadım. Sincan’da yaşanan şiddet olayları çok üzücü. Oradaki arkadaşlarımdan sürekli haber alıyorum. Çin’de çeşitli azınlıklar uyumlu bir şekilde yaşıyor. Bu bizim milletimiz için acı bir tarih. Türkiye’de de çok çeşitli kültürler olduğunu biliyorum.” Kazak yazar ve romancı Akbar Majit’in eserleri Japonca, Almanca, Rusça gibi dillere çevrilmiş. Birçok ödül sahibi yazar, “Çin’de yeni medya yükselişte. Gençler kitabı daha çok internetten okuyor. Çin’in eğitim sisteminde de sorunlar var tabii ki. Sınavlara ağırlık veriliyor, bu nedenle kitap okuma alışkanlığı kazanamıyor gençler. Çağdaş edebiyat da bu nedenle pek gelişemiyor. İnsanlar okumak istemiyor, bu nedenle televizyonlar için uyarlamalar çekilebilir” diyor. Yeni medya yükselişte Nazan Ölçer’e Fransa’dan nişan Kültür Servisi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer’e Fransa’nın Chevalier dans l’Ordre National de la Legion d’Honneur nişanı verildi. Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Laurent Bili, Fransız Sarayı’nda düzenlenen törende, Ölçer’e, Chevalier dans l’Ordre National de la Legion d’Honneur nişanını takdim ederken “Türkiye ile Fransa arasındaki dostluğa ve kültürel alışverişe olağanüstü katkılarınızdan dolayı bu nişanı size sunuyoruz” dedi. Ölçer ise konuşmasında “Mutluyum, çünkü geleceğin yolunun taşlarını birlikte döşedik. Bu nişanın, yaptıklarımın değil, yapacaklarımın inancıyla verildiğine inanıyorum” dedi. Törene İlber Ortaylı, Özalp Birol, Melih Fereli, Doğan Hızlan, Görgün Taner, Engin Özendes, Güngör Uras ve Vivet Kenetti’nin de aralarında bulunduğu pek çok isim katıldı. PEKİN / ŞANGHAY “Çin’i binlerce yıldır dünya anlayamadı, sen 1 haftada nasıl anlayacaksın...” Bu sayfaların şefi Celâl Üster’in yorumu. Doğru söze ne demeli? Çözmek ve anlamak zor olsa da, 1 buçuk milyara yaklaşan nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin’in edebiyatını bu kasım ayında yakından tanıma fırsatı yakalayacağız. Bu yıl TÜYAP Kitap Fuarı’nın onur konuğu ülkesi Çin Halk Cumhuriyeti. Fuardaki temaları da “Yeni İpek Yolu, Yeni Başlangıç.” Onlar en çok Orhan Pamuk’u biliyor, biz de son Nobel sahibi Mo Yan’ı. Peki, Çin edebiyatında başka kimler var? Çinceden Türkçeye, Türkçeden Çinceye çevirinin yetersizliği şüphesiz bu soruyu yanıtlamamızı güçleştiriyor. Çinceye çevrilen isimler arasında Canan Tan, Ahmet Hamdi Tanpınar, Serdar Özkan, Orhan Kemal, Zülfü Livaneli, Barış Müstecaplıoğlu bulunuyor. Wang Gang, Akbar Majit ve Ge Fei san, çok hikâye... Yabancı edebiyat da gençlerin ilgisini çekiyor son yıllarda. Toplumsal yaşama ciddi bir şekilde yansıyan etkileyen dışa açılma, Çin’in son yıllardaki edebiyatını etkiliyor kuşkusuz. 1970’lerin başlarındaki Büyük Proleter Kültür Devrimi’nden ise hep olumsuz bir biçimde söz ediliyor. yazar Türkiye’ye geliyor Çin Yazarlar Birliği’ne bağlı 12 yazar, toplamda 17 yazar fuar kapsamında Türkiye’ye gelecek. Yazarlar Derneği Başkanı Tie Ning, Liu Zhenyun, Li Jingze, Yang Hongying, 17 yayınevi, 400 bin kitap Çin’de yayıncılar üzerinde ciddi bir devlet denetimi var. Yayınevi sayısı 580. Yılda ortalama 400 bin kitap basılıyor. Dergi ve süreli yayınların sayısı 9 bin 849, gazetelerin sayısı ise 1928. Yazarları “profesyonel” ve “popüler” yazar diye ikiye ayırıyorlar. Yayıncılar ve yazarlardan günümüzde genç kuşaktan yazarların ne tür kitaplar yazdığı ya da gençlerin ne tür kitaplara ilgi duyduğu sorusuna net cevap alamıyoruz. Fantezi, büyülü gerçekçilik, polisiye ya da otobiyografik hikâyeler ön plana çıksa da aslında net bir cevabın olmaması nüfus yoğunluğuyla açıklanabilir. Çok in 580 Xi Chuan, Wang Gang, Su Tong, Zhang Wei, bazı kitaplarının satışı 1 milyonu aşan ve daha çok fantezi ve bilimkurgu türlerinde eser veren Jiang Nan, Wei Wei, Akbar Majit, Lao Ma, Zhang Yueran, Xu Zechen, Yu Hua, Ciren Luobu, Ge Fei. Aralarında önemli yayınevlerinin de bulunduğu yaklaşık 250 kişilik bir heyet gelecek ve 10 bin çeşit kitap sergilenecek. Fuarda, oturumlar, konuşmalar, Çin kaligrafi sanatı üzerine söyleşiler gerçekleşecek ve fotoğraf sergisi de açılacak. Fuarda Çin’deki yayıncılık alanında dijital gelişmeler de takip edilebilecek. Üç bölüme ayrılacak İtAlyA, tÜRKİyE’yİ KİtAP FUARINDA oNUR KoNUğU yAPMAKtAN vAZgEçtİ İtalya’dan ‘Gezi’ vetosu Kültür Servisi İtalya’nın Torino kentinde gelecek yıl 27. kez düzenlenecek olan Torino Kitap Fuarı’nın onur konuğu olması planlanan Türkiye’ye kötü haber geldi. Fuar Başkanı Rolando Picchioni, Türkiye yerine bu davet için adı dahi geçmeyen Vatikan’ın onur konuğu seçildiğini açıkladı. Picchioni, “Türkiye’yle bu konuda temas sorunu yaşadık. Buna bir de ülkedeki mevcut siyasi ve karmaşık sosyal durum da eklendi” dedi. 26. yılında İsrail’in onur konuğu olduğu fuarın bu yılki kapanış toplantısında, Türkiye ve Yeni Gine’nin gelecek yılın onur konuğu adayı iki ülke olduğu açıklanmıştı. Her yıl mayıs ayında düzenlenen ve 300 bin ziyaretçinin gezdiği fuara Vatikan onur konğu olarak ilk kez katılacak. Çeviri sorunu büyük 1964’te doğan Ge Fei Qinghua Üniversitesi Çince Bölümü’nde hoca. Eserleri birçok dile çevrilmiş. Borges, Proust gibi Batılı ustalardan farklı açılardan etkilenmiş. “Batılı ülkeler, Doğu ülkelerindeki kitapları kendi standartlarına göre çeviriyor” diyor. “Bir yazar Çin’de ne kadar ünlü, insanlar onu seviyor mu önem vermiyor. Pamuk’un Türkiye’de tartışılır bir yazar olduğunu duydum. Mo Yan da burası için öyle. Mo Yan gibi pek çok iyi yazarımız var. Çeviri büyük bir sorun.” Mikail Aslan “Xoza Resurrection” (Kalan Müzik) Abdal ozanlar soyundan gelen beş albümlü müzisyen ve Dersimli Alevi Zazası Mikail Aslan, üç yıl önce çıkardığı “Petag” albümünde, Dersim Ermenilerinin şarkılarına nefes vermişti. Almanya’da yaşayan müzik ve tarih araştırmaları yapan multienstrümantalist müzisyen, altıncı albümü “Xoza Resurrection”da, doğa anlamına gelen adı ve yeniden doğuş ikinci başlığı ile bu kez istikameti toprağa çeviriyor. Yıllardır ekilip biçilen halk müziğinin bir toprak olarak yorgun olduğunu ve dinlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Toprağın nadasa bırakılmasına da göndermeler var şarkılarında. Ağırlıkla ev kayıtlarından oluşturulmuş albümün, çalgı yükünü kalabalık bir topluluk üstlenmiş. Bir parçaya perdesiz gitarıyla Erkan Oğur misafir olmuş. İki yorum var; biri Seyit Nesimi’ye ait bir beyit, diğeri Güney Kürtlerinden geleneksel bir Kırmança ezgisi. Gerisi birNemrud ‘Ritual’ (Musea) Üç yıl önce çıkardıkları ilk albüm “Journey Of The Shaman”, Nemrud’un bir türe sonsuz bir sadakat ile bağlanmış olduğunun ifadesiydi. İkinci albüm “Ritual” bu konudaki tavizsiz tutumun sürdüğünü gösterirken, yanı sıra topluluğun iki albüm arasında nitel bir sıçrama kaydettiğine işaret ediyor. Yeni albüm yine ful analog ve canlı kaydedilmiş; arada bir hafif metalik rüzgârlar esse de, senfonik, progresif rock omurga yerli yerinde. İlk albümün konuk klavyecisi, asli üyeliğe geçerek formatı üçlüden dörtlüye çevirmiş. İki adaş; gitarcı Mert Göçay ve klavyeci Mert Topel arasında geçen melodik riffler, birine benzemeyen özgün besteler. Önceki albümlerinde duyulan yas duygusu burada yerini daha aydınlık bir atmosfere bırakmış. Korku engelini aşmış umut dolu bir duygu. Yoğun kompozisyonlar yok; müzikal olarak daha sade bir albüm. Melodiler basit, ama bir o kadar gönülden. Mikail’in sözleri yüzyıllar öncesinde yazılmış halk hikâyeleri kadar derin… saykodelik sololar, “Ritual”i iyi zamanlarındaki Eloy albümlerinin ruh ikizi yapsa da, bazı kalıplara bağlı olsa da, genel olarak açık fikirli ve müzikal manada ilerici bir çalışma. Bir kısa, üç uzun; 39 dakikaya sığdırılmış dört fantastik kompozisyonun kendine has bir enerjisi var; koşmuyor ama rehavet de çökmüyor. Sounda karakteristiğini veren şey gitarlar ve klavyeler. Davulcu Mert Alkay ile basçı Aycan Sarı’dan oluşan ritim bölümü de çok sağlam. Epik yapısı, çok katmanlı düzenlemeleri, ani atmosfer değişiklikleri, el ele yürüyen majör ve minör akorları ile muhteşem bir dönüş albümü “Ritual”. muratbeser@muratbeser.com doremusic
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle