Katalog

SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 2013 PAZAR 8 TBB’DEN GÜL’E RAPOR: HABERLER Adana’da olayları sosyal paylaşım sitelerinden kışkırttığı iddia edilen 5 kişi gözaltına alındı. Samsun’da protestoculara para cezaları kesilmesi tepki çekti Yöneticiler olayları okuyamıyor İLHAN TAŞCI Fotoğraf: OZAN YAYMAN METE KIZIK Direniş meşalelerle aydınlandı! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gezi Parkı direnişinin başlamasıyla günlerdir binlerce yurttaşı ağırlayan, renkli görüntülere sahne olan Gündoğdu Meydanı, dün gece farklı taraftar gruplarının yaktığı meşalelerle aydınlandı. İzmir’in köklü kulüplerinden Karşıyaka, Göztepe, Altay, Altınordu, Bucaspor ve İzmirspor taraftarlarının ortak eylemi kapsamında dün gece, Gündoğdu Meydanı’nda saat 21.00’de binlerce meşale, direnenler için yakıldı. Ortalığı gündüze çeviren ve alandaki yurttaşların yoğun alkışlarıyla desteklediği eylem, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Hükümet istifa” sloganlarıyla sona erdi. Taraftar gruplarının “Ampuller sönsün, meşaleler yansın” başlıklı ortak açıklamasında da “Biz Taksim’de, Kızılay’da, Gündoğdu’da ve Türkiye’nin birçok ilinde, bayrağı en önde taşıyanlardandık. Bu direnişe artık şiddetle değil, meşalelerimizle katılıyoruz” denildi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ANKARA Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun görüşmeleri sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunduğu raporda çarpıcı belirleme ve değerlendirmeler yer aldı. Cumhurbaşkanı Gül’e fotoğraflarla birlikte sunulan raporda, yöneticilerin olayları algılama biçimiyle ilgili “Çok çeşitli düzeylerde yöneticilerle (mülki amir, polis amiri, savcı vs.) yapılan görüşmelerde, olayların yanlış algılandığı anlaşılmıştır. Yöneticilerin anlamlı bir kısmı, göstericilerin büyük çoğunluğunun provokatörlerden oluştuğu, masum kişilerin de etki altında protestolara katıldığı düşüncesindedirler” denildi. Bu algı ve düşüncenin soruna yanlış teşhis konulmasına ve yanlış yöntemler uygulanmasına, gerilimi artıracak, polis şiddetini körükleyecek beyanlarda bulunulmasına neden olduğu vurgulandı. Değerlendirme raporunda, “oysa bu gösterilere katılanların büyük kısmının daha önce hiçbir gösteriye katılmadığı, hiçbir dernekle veya partiyle organik bağlarının bulunmadığı görülmektedir. Göstericilerin her birinin kendine göre bir sebebi olmakla birlikte ortak paydaları; özgürlük, ciddiye alınmayı istemek, özel hayatına ve yaşam biçimine müdahale edilmesini istememek. Bunun gibi beklentilerdir” denildi. Twitter operasyonu SAVAŞ KÜRKLÜ CEMİL CİĞERİM/AHMET ŞEFİK Taksim/Gezi’de Bir Şeyler Var Akşam Ulusal Kanal’daki programdan sonra Ümit Zileli ile Odakule’den TaksimGezi’ye doğru yürümeye başladık. Saat 22.00’ye geliyor ve yürümek ne mümkün? Herkes birbirine çarpa dokuna ilerlemeye çalışıyor kendi yönünde! Ama İstiklal Caddesi’nde o güne kadar görmediğim, tanık olmadığım büyük bir enerji var! Caddede, insanlarda, yürüyüşlerde, adımlarda, dik duruşlarda, bakışlarda, el hareketlerinde, atılan adımlarda, giysilerde, konuşmalarda... Nasıl bir şey bu?! İçine girince hemen esiri oluyorsunuz sanki.. sizi esir alan bir şey var, görünmez ama caddenin bütününde saklı, görünmez ama etkisini anında hissettiren... İnsanların boyu uzamış, omuzlarına en gelmiş, ayakları büyümüş, eller irileşmiş, yüzlerinde bir güven, gözleri pırıl, kulakları dik... Kimisinde gülen maskeler arkaya yatırılmış, herkes birbirine anlatıyor... Duvar gazeteleri kaplamış İstiklal Caddesi’ni yer yer... Orada size durmadan haykıran bir şeyler var! Caddenin Taksim’e doğru sol cenahında yer yer yoğun insan kümeleri... Toplanmalar, dağılmalar ,toplanmalar... Satıcılar, çeşitli orkestralar, kuklalar, özel giysili insanlar.. Bir tiyatro festivalinin içine düştüğünüzü sanıyorsunuz yer yer... Veya çocukluğumuzdaki gibi bayram yeri ve panayırlarının çok daha büyümüş, renkli, yürüdükçe uçsuz bucaksız hissi veren hali.. Caddenin yerine başka bir cadde getirilip konmuş sanki, insanlarıyla, binalarıyla.. Bir festival ki sormayın gitsin... Işık takları şenliği tamamlıyor. Bu enerjiyi seyrederken, yara yara ilerliyoruz... Taksim’e çıkıyoruz... Çıkmak mı? Burası Taksim mi... Sonsuz bir alan duygusu... Duruyor ve görmeye anlamaya çalışıyorum... Orası, sağ karşıdaki bina, Başbakan’ın tüm inşaatı durdurduğu hayalet AKM mi? Bir yıkılacak bir yıkılmayacak dediği! “Ele geçirilmiş” bir bina, üzerinde, çatısından ayağa sarkan dev bez afişler, yazılar, resimler, sloganlar, logolarla dolu... Dünyanın en büyük panosu gibi.. “Devrim”in yüzü! Geçen günkü insanlar çatısında sıralanmış duruyor mu hâlâ yoksa?.. Gezi, en arkada hayal meyal yarı karanlık içinde, ama kımıl kımıllığını ayırt etmemek mümkün değil.. Enerjinin odağını ve oradan yayılışını bildiğimiz için mi hissediyoruz? Cumhuriyet Anıtı çevresinde herkes oturmuş, sohbet ve kararlılık. Bir iki küçük çadır da oraya kurulmuş... insan gruplaşmaları, satıcılar, bekleşenler, yürüyenler, hızlı gitmek isteyip de gidemeyenler.. Peki burası neresi? Taksim ki Kanlı 1 Mayıs’lardan tutun son yasaklı 1 Mayıs’a ve iktidarın günlerce sürdürdüğü polis copu, gaz bombası şiddetine kadar hayatımın her zaman bir parçası olmuş. Enerjisi her zaman yüksek, bazen çok sakin, bazen patlayıcı, bazen eğlendirici, bazen öldürücü... Taksim Alanı’nın yarım yüzyıllık görüntüleri birbirine karışmış, ama hiçbirine şimdi içinde bulunduğum Taksim’de yer bulamıyorum... Geçmişin hiç bir parçası içeri giremiyor.. Alanın Gezi’ye bakan yönü çeşitli örgütlerin panayırına dönüşmüş. İnsanlar insanlar insanlar, bekleşenler, hızlı yürüyenler, telefonla haberleşmeye çalışanlar.. Bütün alan dolu... Gecenin aydınlığında her şeyi izleyebiliyorsunuz.. AKM yönünden Gezi’ye giriyorum.. 3 saat önce metro tarafından girmiş, kitaplar getirmiştim.. o sıradaki göreceli sakinliğin yerini, şimdi adım atmanın mümkün olmadığı gecenin Gezi’si almış.. Terledim ve bunaldım, kendimi dışarı atıyorum, buluşacağım arkadaşlarla Gezi Pastanesi’ne yöneliyorum.. “Savaş” artığı bir otobüs, süslenmiş püslenmiş resimlerle donatılmış, üstünde gençler oturuyor, kapısında anı fotoğrafları çekiliyor. Geleceği Başbakan’ın iki dudağı arasındaki zahpt edilmiş AKM’nin önünde ters çevrilmiş küçük araba, bir tekerleğine tutturulmuş bir a4 yazı: Sayıştay Raporları Açıklansın! Gülüyorum... Pastanenin yol kenarı masaları dolu. The Marmara kafeleri dolu.. Oraları birer seyirlik yerler! Saat 23’e geliyor, Kabataş Büyükada iskelesine yetişmeliyiz, Gümüşsuyu’na yöneliyoruz.. Cadde iki kademede barikatlarla kesilmiş. Sağda otobüs durağı, süslenmiş püslenmiş.. Belli ki iyi bir tasarımcı elinden çıkmış. Adı da konmuş: Burda Durak! Gezi / Taksim, adeta kurtarılmış bir bölge.. Herkese açık yeni bir hayat kurulmuş orada.. Zeki yaratıkların gelecek yaşam düşlerinin ipuçları, provaları adeta.. Orada bir şeyler var... ADANASAMSUN TRABZON Adana Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, geçen cumartesi gününden bu yana Adana’da devam eden protesto gösterilerinde Twitter ve Facebook’u kullanarak örgütlediği kişilere, polisi taşlattığı ve işyerlerine zarar verdirdiği iddia edilen 12 kişinin evlerine dün operasyon yaptı. İlk etapta aranan 5 kişi yakalandı. Gözaltına alınan şüpheliler, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Polis, diğer şüphelileri yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor. Polis 7 kişiyi daha arıyor. Samsun Valiliği ise Taksim Gezi Parkı’nın yıkımına karşı başlayan ve yurt geneline ya yılan prostesto gösterilerinde “Direniş Çadırı” kurulmasını yasakladı. Samsun polisi, izinsiz gösteri yapan ve pankart taşıyanlardan gözaltına aldıklarına Kabahatler Kanunu’na göre 182 lira para cezası kesmeye başladı. Eylemlerin olduğu yerlerden geçen araç sahiplerine de “Gereksiz yere korna çalarak çevreyi rahatsız etmek” suçundan 77 lira trafik cezası gönderilmeye başlandı. Samsun’da ellerine cezalar geçen vatandaşlar duruma tepki göstererek “Bugüne kadar birçok kutlama ve düğünlerde ayrıca AKP’nin de yaptığı konvoylarda Samsun İl Emniyet Müdürlüğü kaç lira ceza kesmiştir, merak ediyoruz” dediler. Taksim Gezi Parkı eylemlerine Komiser Mustafa Sarı’nın şehit olması dolayısıyla bir Horon ve kolbastılı direniş gün ara veren Adanalılar, önceki gece yine sokaklardaydı. Ellerinde Türk bayrakları, Atatürk posterleri, Başbakan Erdoğan’ın istifasını isteyen yazılar taşıyan Adanalılar, “tencere tava” protestosuyla da gece boyunca kenti çınlattı. Bazı siyasi parti ve kitle örgütlerinin oluşturduğu Trabzon Taksim İlke Dayanışma Platformu’nun çağrısı üzerine yapılan eyleme binlerce kişi katıldı. Yürüyüşe başlandığında kalabalığa doğru hareket edip tahrik etmeye çalışan bir kişi ile bir bankanın bulunduğu binanın en üst katından kalabalığa su atan bir kişi, eylemcilerin olgun yaklaşımı ve polisin müdahalesi ile etkisiz hale getirildi. Trabzonda sadece Türk bayrağı taşıyan ve yaklaşık 6 bin kişiden oluşan grup kemençedavul ve zurna eşliğinde horon ve kolbastı oynadı. ‘Gazsız hava sahası’na dönüştüğünün ikinci gününde Tunalı ve Kuğulu’ya insan seli Özgürlük festivali AYŞE SAYIN ANKARA İlk gençliği 80 darbesi dönemine denk gelen ve “anarşik” olaylardan bunalmış bir kuşağın çocukları olduğumuzdan, öyle protesto eylemleri, direnişler içinde fazlaca yer almamış grup olarak tuttuk Tunalı’nın yolunu. Ankara’nın “gazsız hava sahası”na dönüştüğünün ikinci günü... Akşam saatlerinde akmaya başlayan insan seli, saat 21.00’i gösterdiğinde yeni adıyla “ToMA’lı”yı boydan boya dolduran festival alanına çevirmiş. Evden çıkarken, “tersine dünya” durumu yaşadık tabii. Arkadaşımın, bolca gaz yemiş kızı, “gaz anında yapılacaklar” konusunda uyardı, öğütler verdi: “Bak şimdi, siz yaşlısınız, öyle gaz gelince kaçamazsınız da... onun için kalabalığın içine fazla girmeyin, dış halkada yer alın. Gaz geldiğinde şalı boynunuza sarın, gaz maskesini takın ve hemen uzaklaşın..” “olur, tamam” dedik, annemize söz verir gibi. Kuğulu artık ikinci “Gezi” pozisyonunda... Gençler gündüz kaldırdıkları çadırları yeniden kurmuşlar kısa sürede... Önüne uzanıp tabletinden, telefonundan Twitter’a bağlanıyorlar ve başlıyorlar “an itibarıyla” bildirmeye. Müthiş bir işbölümü var, pankart hazırlayanlar, pankart taşıyanlar, yiyecekiçecek stantlarında yiyecek dağıtanlar... Evet, günlerce süren “gazlanma”nın ardından ilan eden gençlerin “özgürlük festivali”ne çevirdiği bir mekân olmuş Tunalı... Herkes kibar, yardımsever ve anlayışlı, o kalabalığa rağmen herkes birbirinden “özür dileyerek, rica ederek” yol isti yor, itip kakma yok. Taşkınlık, 15 bin kişiye müdahale Ankara’daki Gezi Parkı protestoları 9. gününde de devam etti. Çevik kuvvet son iki gündür sadece TBMM, Başbakanlık ve Bakanlıklar önünde önlem aldı. Yine çadırların kurulduğu Kuğulu Park’ta “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganının yanına “Her yer Kuğulu, her yer direniş” ve “Taksim bizim Kızılay bizim” sloganları da eklendi. Yaklaşık 15 bin yurttaş akşam saatlerinde Kuğulu Park’tan Kızılay Meydanı’na yürüdü. Gruba Beşiktaş Çarşı grubu ve diğer taraftar grupları da katıldı. Direnişçiler Başbakanlık, Meclis ve Bakanlıklar önünde bekleyen polisi ıslıklar ve sloganlarla protesto etti. Kızılay Meydanı’na gelen grup, polis tarafından dağılmaları yönünde uyarıldı. Bir süre sonra iki TOMA ve iki Akrep aracı meydanda toplanan insanlara müdahale etti. GMK Bulvarı ve Atatürk Bulvarı TOMA’lar tarafından kapatılarak insanlar sıkıştırıldı. TOMA’ların kesilmeyen trafik nedeniyle hareket etmekte zorlandığı görüldü. Ancak yine trafik nedeniyle insanlar ezilme tehlikesi geçirdi. Yurttaşlar polis şiddetinden korunmak için ara sokaklara dağıldı. kırmadökme yok, Kuğulu’dan yükselen tek duman, seyyar köfteciden... Eylemcilerin ezici çoğunluğu gençler elbette. Zaten gaza direnenler de onlardı. TOMA’ların çekilmesiyle özgürlük festivaline dönüşen protesto eylemlerinde de onlar başı çekiyor. Hepsi “okumuş” çocuklar... Ama çoluğu çocuğuyla gelen, orta yaş grubu az değil. En büyük ilgiyi “Direniş hatırası” standı çekiyor: Gençliğin “Herkül” vücuduyla karikatürize edildiği hatıra panosunda, Erdoğan, gençli ğin elini öpüyor... Tunalı’da, herhangi bir parti ya da ideolojik görüşü yansıtan sloganlara da geçit verilmiyor. Toplumdan dışlanan, eşcinseller, transeksüeller, ilk kez belki de hiç rahatsız edilmeden ve dışlanmadan direniş alanında özgüvenle dolaşıyor. Akşam hızla geceye koşarken kalabalık, artıyor, herkes zıp zıp zıplamaya başlıyor: “Zıpla, zıpla, zıplamayan Tayyip!” KESKİN’DEN ÖZÇELİK’E ZİYARET İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Adnan Keskin, İzmir’de eli sopalı sivil polisler tarafından acımasızca dövüldüğü için kolunda kırık, vücudunda morluklar oluşan Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencisi Başak Özçelik’i, evinde ziyaret etti. Özçelik’in başına gelenler için “Vahşetin ibret belgesidir”, polisin tutumu için de “Eşkıya ruhunun dışa vurumudur” yorumlarını yapan Keskin, “İnsanların hayatını korumakla görevli polisin bu olayda öldürmek amacıyla hareket ettiği anlaşılmaktadır. Utanç verici bir vahşettir. Hiçbir gerekçe bu insanlık dışı muameleyi meşru gösteremez. İleri demokrasi çalımlarıyla konuşmalarında saldırganlığı yüreklendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu olayların asıl sorumlusudur. Böylesine acı olayların yaşandığı süreçte, cehaletten kaynaklanan kaba ve kışkırtıcı bir üslup bir başbakanın tutumu olamaz. Bir başbakan böyle davranırsa insanların tepkisi ve direnci doğal hale gelir” dedi. lGezi Parkı’na çağırılan am biydi. Ateşe çevirdiler bir anda. ca, çağıran gence şöyle dedi: “28 Halk korosunu dağıttılar. Ara soŞubat’ta neredeydiniz?” Gencin kaklardan gaz yedik. l İstediğin kadar havalan inecevabı, “Kreşteydim amca...” Yeceğin yer Atatürk Havalimanı. ni bir kuşak geliyor! l Senden genç inl Saat 19.03, 19.05 sanları sevmeyi öğren. ve 19.07 hiç bu kadar Zaman onlardan yana. önemli olmamıştı! Anla, artık sen misafirlAçın obama’ya bir sin! Kazanamasan da telefon, arasın NYT’nin kazanmayı öğretebilirsahibini “Kardeşim her sin hâlâ! ilanı alacaksan niye gal Ezber bozuldu, zete çıkarıyorsun” dieski Türkiye yok. 7 gaye fırçalasın :)) l Gezi Parkı’ndaki Yüzde 50’yi tutmak .zor. zete aynı manşeti atamaz. her şey 1 kere yaşanır, l Hiçbir lider, hiçömür boyu anlatılır... Sanırım bugünleri unutamayacağız. bir örgüt Gezi Parkı üzerinden kenl Gazi Mahallesi halkı su gi di siyasetini yapmamalı. Gezi Par TWITTER GÜNDEMİ Derleyen: ÖZGÜR ÖZKÜ @ozgurdiyebirisi ‘28 Şubat’ta kreşteydim amca’ kı örgütlerin değil, halkın kalmalı. l Köprü girişinde denetleme yapan polise “Yoktunuz epeydir” dedim, “Biz sanki memnun muyduk düşman olarak görülmekten” dedi, yorumsuz. l Taksim’de partiler, örgütler, dernekler reklamlarını yapmasın artık. l10 gün öncesine kadar bu halk biber gazının l Bu işin arkasınkokusunu bilmezda İran, ABD, İngilteken müptelası ettiniz re kralı, rahmetli Kenya... Bravo valla.. nedy, Taçsız Kral Pel 04:04 TOMA le, Backenbauer, Nabeni düşünüyor. dia Komanaçi... l Ben de gotik oll Şimdi köfteciler masın diye meydanlardayTaksim’de orantısız güç dım zaten, madem barok kullanıyor. O nasıl bir olacak eve gideyim. l Gezi Parkın duman altı öyle. l 6 milyar yıllık evren da dünyaya gelen l Canlı yayına bağtarihinde 30 senedir yaşı minik kediye ça lanmanız için kaç kişi yorum. O da Tayyip’in baş pulcu ismi verildi. yürümek gerek? Söykan olduğu ülkeye ve tarileyin de o kadar kihe denk geldi. Ben böyle şansın! şi gelsin. @ntv @cnnturk.com lGazi Mahallesi’nde ne haber @haberturk ci kamerası var ne de eylemci çol Böyle bir kalabalık yok, hem cukların kameralı telefonu! Biraz de hiç mesaj atmadan, otobüslerilgi, biraz destek lütfen. le evden almadan :) ERTUĞRUL GÜNAY: Polis şiddeti kabul edilemez İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, insanların hayat tarzına karışmaya çalışanların hem topluma hem de AKP’ye zarar verdiğini söyledi. İzmir Valisi Mustafa Toprak’ı ziyaretinin ardından konuşan Günay, çevre mücadelesi noktasında başlayan eylemlerin zarar vermeye başladığını öne sürerek medyadan yansıtılan polis şiddetinin de kabul edilemez olduğunu vurguladı. Günay, “Bireysel davranış bunlar. Kordon’da oturan insanlara müdahale, insanların oturuş kalkış tarzına müdahale gibi olayları, müfettişler inceleyecekler”dedi .