16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 HAZİRAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 demokrasiye gönül vermiş sanatçıları, yazarları, aydınları hedef gösteriyor... Tüm bunlar olurken PKK’nin yüzde 15’i tam olarak çekildi, yüzde 85’i sınıra doğru yürüyor denilirken, onarılan karakollar basılıyor, siviller kaçırılıyor, Lice’de çatışma çıkıyor, bir kişi ölüyor... Ve dün sabah bir uzman çavuşu PKK kaçırıyor... Sil baştan! Değişen bir şey yok anlayacağınız. Türkiye’nin ABD çıkarları için değil, kendi çıkarları için bölgede barıştan yana seçenekler bulması gerekir. Bunlar üç aşağı beş yukarı bellidir... Daha önceleri çok yazılıp çizilmiştir... Önce sivil demokratik çoğulcu bir anayasa ve özgürlüklerin geliştirilmesi. Siyasetin yüzde 10 barajının arkasına sığınmaması ve liderler sultasına boyun eğilmemesi. 1980 öncesi olduğu gibi önseçim... TürkKürt halkı birlikte üniter devlet çatısı altında özgürlük içinde yaşamak istiyor. Hukuksuzluk ve adaletsizlik! Gelir dağılımındaki eşitsizlik! Cumhuriyet devrimlerini, Mustafa Kemal Atatürk’ü karalayarak, “laik Kemalistler” diyerek sapla samanı karıştıranların, önce 1789 Fransız, 1917 Rus devrimlerinin nedenlerini ve sonuçlarını öğrenmeleri gerekir. 30’lu yıllarla bugünü karşılaştırarak cehaletin batağına saplananlar, önce Gladyo’nun ne olduğunu, ardından “derin milliyetçiliğin” devleti nasıl kuşatma altına aldığını öğrensinler. Hiç olmazsa sermayeemek çelişkisini ara sıra akıllarına getirsinler. HHH Hayatın daracık boşluğu önünde ilerlerken sessizliğin sesi çıkıyor bir anda karşımıza... Meyvelerini gölgelikleri altında sunan bir bahçeden habersiz, kaybolan yılların, ölülerimizin hesabını yapmıyoruz. Oysa sevecenliğin zeytin dalına ve yaprağına benzeyen titrek kumaşında barış demeliyiz, aşk demeliyiz, kardeşlik demeliyiz. Dudaklarımız kelepçelenmiş, susuyoruz sadece! Medya patronu işten atarsa biz ne yaparız? Polis, anıtın çevresine barikat kurdu. Hayatın Daracık Boşluğunda... Hayat nedir, duygu nedir, umut, sevgi, aşk, özlem, tutku... Kolayca duygulanarak bakıyoruz hayata kimi zaman, bir çiçeğin sevecenliğinin, gelinciklerin kızıllığının, papatyaların sarısının ve beyaz yapraklarının yüreğimizde birikmesini istiyoruz. Rüzgârı, güneşi, gündüzü, geceyi, yıldızları... Başımızı göğe kaldırıp uzun uzun baktığımızda umutsuzluğun lekesini... Ağacın gölgesini... Karşı kıyının ışıklarını... Görüyor muyuz? Neden düşmanlık tohumları ekip kıyıyoruz birbirimize? En kalın ağaç gövdelerini saran mor bir ışığın, yaşamsal o paha biçilmez değerini kendi yasakçıl avuntularımızın derinliğine saklamayı öğretmişler bize toplum olarak. Baskıyı, şiddeti! Kanı! Ölümü! Bunları yazmışlar kitaplara. Lice’de önceki gün meydana gelen, hepimizin yüreğini acıtan olaylar, Kadıköy’de insanlarımızın “Diren Lice, Kadıköy seninle” pankartlarıyla pekiştirdikleri TürkKürt kardeşliğinden ders alanlar oldu mu? Birlikteliğin dalga dalga olan kıvrımlı güzelliği bana çok şey anlattı. Bir cumartesi sabahı uyandığımda ise PKK’nin Diyarbakır’da bir uzman çavuşu otomobiliyle giderken durdurduğunu ve kaçırdığını öğrendim. Birden derin bir acıyı yine içimde duyumsadım. Ardından yazar ve sanatçıların gazetelere verdikleri tam sayfa “Kaygılıyız” başlıklı ilanı gördüm. HHH Sanatçısı, aydını, yazarı, emekçisi, öğrencisi, emeklisi, vicdanı ve aklı olan insan sevgisinin sıcaklığıyla yaşayan herkes kaygılı... Kana kan intikam duyguları alev alev toplumun bir kesiminde. Medya almış başını gidiyor... İktidar medyası kelle istiyor, yalan haber yapıyor, Yine müdahale!.. SİBEL BAHÇETEPE Tüm yurtta yüz binler; kol kola, yürek yüreğe alanlara çıktı Fotoğraflar: VEDAT ARIK/Ajanslar Taksim Dayanışması’nın çağrısı ile toplanan on binlerce kişinin Gezi Parkı eylemleri sırasında uygulanan polis şiddetini, tutuklamaları ve can kayıplarını protesto için Taksim’de gerçekleştirdiği eyleme polis yine müdahale etti. Eylemin sonunda dağılan gruplara polis plastik mermi ve biber gazı spreyi ile müdahele etti. Tazyikli su ve gaz bombasının kullanılmaması dikkat çekti. Olaylarda, yaklaşık 15 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Eylem sırasında gruplar sık sık AKP hükümeti ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ı istifaya çağıran sloganlar attı. Eylemde Lice’de bir kişinin öldüğü saldırıya da büyük tepki gösterildi. Park forumlarında biraraya gelen gruplar dün akşam saatlerinde Taksim’e yürüdü. Beşiktaş’ta grupların toplandığı Kartal Heykeli’nin etrafına hayatını kaybedenlerin anısına ayakkabılar bırakıldı. Maçka ve Nişantaşı’ndan yürüyen gruba yurttaşlar ve esnaf tenceretava araçlar da korna çalarak destek verdi. Şişli’deki gruplar Osmanbey’deki Agos önünden geçerken “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” solganı attı. Kadıköy İskelesi’nden vapurla Karaköy’e gelen gruplar da “Diren Taksim Kadıköy seninle” sloganları ile Tünel’den Taksim’e ulaştı. Onbinlerce kişi Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’ne sığmadı. Kitle sık sık “Ethem’in katili AKP’nin polisi”, “Diren Hakkâri Taksim seninle”, “Hükümet istifa” sloganları attı. Meydanda hayatını kaybeden Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük ve Medeni Yıldırım’ın isimlerini okundu. Kitle “burada” diye bağırdı. Polis, AKM önü ve Cumhuriyet Anıtı önünde barikat kurarak yoğun güvenlik önlemi aldı. Polise tepki gösteren eylemciler “İkramiye polis”, “Polis simit sat onurlu yaşa” sloganları atıp “Sayemizde 24 maaş prim aldın, bir yemek ısmarlarsın artık” pankartı açıldı. Yine Türk bayrağı ve BDP bayrağı taşıyan eylemciler yan yana yürüyüşe destek verdi. Taksim Dayanışması adına yapılan ortak açıklamada talepler tekrarlanarak Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanlarında süren ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, beş yurttaşın ölmesine neden olan sorumluların görevden alınması istendi. Açıklamanın ardından Taksim Dayanışması saat 20.30 sıralarında protesto gösterisinin sona erdiğini duyurarak herkesi forumlara katılmaya çağırdı. Grubun büyük bir kısmı dağılırken, bir bölümü bekleyişini sürdürdü. Polis dağılmayan grupları 21.00 sıralarında kalkanlarıyla İstiklal Caddesi’ne ve Sıraselviler Caddesi’ne doğru ittirmeye başladı. Bunun üzerine gruplar alanda toplanarak sloganlar eşliğinde beklemeye başladı. Polis “Gezi Parkı için yaptığınız eylem son derece anlamlı ama artık takdir edersiniz ki hayatı normale döndürmemiz lazım. Dağılmazsanız zor kullanılarak dağıtılacaksınız” anonsları yaptı. Eyleme katılanlardan bazıları Sıraselviler’de çevredeki inşaatlardan çıkardıkları demirlerle yollarda barikat kurdu. Taksim Meydanı’nda TOMA hazır bulunurken, polis Sıraselviler’de bulunan gruba plastik mermi ve biber gazı tabancaları ile müdahale etti. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi yönüne kaçan kitlenin üzerine polis çok yakın mesafeden plastik mermi sıktı. Bazı göstericiler çevredeki işyerleri ile otellere sığındı. İstiklal Caddesi’nin girişine çıkıp barikat kuran polis meydanda bekleyen grubu ablukaya aldı. Bazı kişiler coplanıp yerlerde sürüklenerek gözaltına aldı. Olaylarda 15 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Öte yandan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve BDP’nin çağrısıyla Galatasaray Meydanı’nda toplanan yurtaşlar da Lice’de yaşanan olayları protesto etti. İzlenim... Taksim’in sahibi ‘birleşik halk’ ARİF KIZILYALIN Taksim’de dün yine on binler vardı. Demokratik hak arayışı sırasında ‘öldürülen’ ‘can’lar için bir aradaydı insanlar. Kadını, erkeği, yaşlısı, genci hatta minicik çocuklar, “Ethemiz, Mehmetiz, Abdocanız, Mustafayız, Medeniyiz’” diye bağırıyorlar ve polisin Taksim Gezi kuşatmasının sona ermesini istiyorlardı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren ‘Gezi’yi kaptırır mıyız telaşındaki polis ise belki de 28 Mayıs tarihinden bu yana en ‘kalabalık’ haliyle konuşlanmıştı İstanbul’un göbeğinde. Gezi’yle yetinilmemiş; Taksim Meydanı, Cumhuriyet Anıtı da çembere alınmıştı. Halk ise Tünel’den Fransız Konsolosluğu girişine kadar tüm İstiklal Caddesi’ni doldurmuştu. Lice’deki hak arayışı sırasında açılan ateş sonucu ölen Medeni Yıldırım için, “Barışa niyetli olan hiç kimse karakollar yapmakla zaman harcamaz. Barışa niyetiniz varsa, gönüller yapmanız lazım” şeklinde açıklama yapan BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in duygusal sözlerini alkışlayan gruba, hemen yan sıradaki ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganları atan grup destek verecek, ‘Peace’ (barış) bayrakları açan grupla ‘Boyun eğme’ pankartları açan Taksim Platformu polis barikatının burnunun dibine kadar yürüyecekti. Üniversiteli gençlerin oluşturduğu grup ise ‘Çav Bella’ marşıyla inletiyordu meydanı... Yaklaşık 1 saatlik eylem süresince yere oturanlar, ‘Zıpla, zıpla, zıplamayan Tayyip’ sloganı atanlar ve son olarak da “Meydanlar halka açılsın” diye hep bir ağızdan bağıranlar gerçek bir ‘birleşik halk’ izlenimi bırakmıştı. Her şey iyiydi, güzeldi ki saat 20.30 sularında emniyet müdürünün yaptığı anons, ‘eyvah, polis saldıracak’ endişesini de beraberinde getirdi. “Gerçekten anlamlı eyleminize saygı duyuyoruz. Ancak yaşam normale dönmek zorunda, dağılın” anonsu sonrası polis, geçen hafta yaşananlardan ders almış olacak, sadece kalkanlarla kalabalığa müdahale etti. HALUK KOÇ’TAN ‘SAHTE DELİLLERE TEPKİ: ‘Zor kullanarak dağıtacağız’ anonsu Ankara ve İzmir ayakta ANKARA / İZMİR (Cumhuriyet) Ankara Kolej Kavşağı’nda, Diyarbakır Lice’de Kayacık Jandarma Karakolu yapımı gerginliğinde Medeni Yıldırım’ın yaşamını yitirdiği olayları protesto etmek isteyen gruba polis tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti. Kurtuluş Parkı’nda toplanan grup, Gezi Parkı protestoları sırasında polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük’ün vurulduğu Güvenpark’a yürümek istedi. Göstericiler, Kolej Kavşağı’nda polis barikatı ile karşılaştı. Müdahale sonrası dağılan grup Kurtuluş Parkı’na kaçtı. Müdahale sırasında Kurtuluş Parkı’na kaçan eylemcilere biber gazı ile müdahale edilmesine parkta çocukları bulunan bazı yurttaşlar tepki gösterdi. İzmir’de “Parklar Bizim İzmir” grubunun çağrısı üzerine bir araya gelen binlerce yurttaş, hem Taksim Gezi Parkı’ndaki hem de Lice’de yaşanan olayları protesto ederek Konak’tan Gündoğdu Alanı’na yürüyüş düzenledi. Bağış, boş müzakereci olduğunu kanıtladı AYŞE SAYIN BDP ve HDK’den Lice yürüyüşü AVRUPA GÜVENLİK VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI GEZİ EYLEMLERİNE DESTEK Halka saygı duyun İstanbul Haber Servisi Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi (AGİTPA) Başkanı Wolfgang Grossruck, Gezi Parkı eylemlerini “İstanbul’da yaşananları dikkatli bir şekilde takip ettik. AGİT olarak, barışçıl bir şekilde toplanma ve kendini ifade etme hakkını destekliyoruz” sözleri ile değerlendirdi. AGİTPA 22. Genel Kurulu, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda başladı. Açılışta konuşan Grossruck, Gezi Parkı olaylarına değinerek, “Halkların taleplerinin dikkate alınması gerekir. İfade özgürlüğü, temel haktır” diye konuştu. Grossruck şunları söyledi: “Kişilerin ayakta durarak, oturarak, konuşarak veya şarkı söyleyerek olsun temel toplanma haklarını ve serbestçe kendilerini ifade etmelerine saygı duyulmalı. Hükümetin de vandallığı ve şiddeti tahrik edici uygulamalara orantılı şekilde müdahale etmesi de çok önemlidir” dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Grossruck’u “Türkiye’de hiçbir zaman, bir dakika dahi özgürlüklere dayalı toplu gösterilere yasak getirilmemiştir” diye yanıtladı. ANKARA AB Bakanı Egemen Bağış’ın, geçen salı günü AB ülkelerinin büyükelçilerine “Gezi olayları” ile ilgili verdiği yemekle ilgili ilginç ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Yemekte, Bağış, büyükelçilere ey lemcilerin uyguladığı şiddet ve provokasyonlar konusunda video görüntülerinin yanı sıra Twitter ve Facebook üzerinden “provokasyon” amaçlı atılan bazı mesajlarla ilgili “Gezi Parkı protestolarında sosyal medya üzerinden dezenformasyon” başlıklı bir dosya sundu. Polisin “kimyasal gaz sıktığı” ya da plastik mermi ile yaralanmış, TOMA’ların ezdiği insanlarla ilgili görüntülerin, “Arap Baharı” ya da başka kazalardan, “yanıklarla ilgili” bilgi içeren sitelerden alındığını “Taksim yalanlarıgerçekler” başlıklı sunumla anlatan Bağış’ın, 15 Haziran gecesi CHP Gençlik Kolları’ndan atılan tweet’leri delil olarak göstermesi dikkat çekti. Bağış’ın 25 Haziran’da verdiği yemekte büyükelçilere “provokasyon” kanıtı sunduğu Twitter mesajlarının “sahte (fake)” hesaplardan atıldığı ise bizzat AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik tarafından açıklanmış u AB Bakanı Bağış’ın CHP adına alınmış sahte hesaplardan atılan tweet’leri, büyükelçilere “provokasyon” kanıtı olarak gösterdiği ortaya çıktı. Bağış’a tepki gösteren Haluk Koç, ‘’Kendi partisinin sözcüsünün, gerçeği açıklaması bile Bağış’ı yalan söylemekten alıkoyamıyor’’ dedi. tı. Gazeteci Yılmaz Özdil de kendisine mal edilen, “24 saat daha devam edersek, AB kararıyla hükümet düşecek. Yayın bunu. Herkes bilsin. Az kaldı direnelim” şeklindeki mesajın “sahte” hesaptan atıldığını duyurmuştu. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, “Sayın Çelik’e, Gençlik Kolları’na ve CHP’ye ait gerçek hesapların adını verdim. Bunun üzerine Çelik de, benim verdiğim adreslerin dışındaki hesapların fake olduğunu kamuoyuna duyurdu. Bu yemekten çok önce olmuş bir olay. Ama Egemen Bağış o öyle bunalmış ki, komplo teorisi üreterek Başbakanı’nın izinden gidiyor” dedi. Bağış’ın, bu hesapların CHP’ye ait olmadığı biline biline CHP’yi, sahte hesaplar üzerinden AB elçilerine şikâyet etmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını belirten Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tavrıyla da gerçekten boş müzakereci olduğunu gösteriyor. Kendi partisinin sözcüsünün, gerçeği açıklaması bile Bağış’ı yalan söylemekten alıkoyamıyor. Bütün bunlar elbette AB büyükelçileri tarafından da izleniyor. Ne kadar anlamsız, boş konuştuğu, bizzat kendi parti sözcüsünün yaptığı açıklamalarla da teyit edilmiş oluyor.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle