16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2013 CUMA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada adına hazırlanacak bir önerge ile Gezi Parkı olaylarını araştıracaklarını açıklatıyor. Tabii iktidar partisinin önergesi, Beyefendi’nin, peşine takılmış, her dediğine itirazsız şapka çıkaran kadrosunu; bakanlarını, valilerini, emniyet müdürlerini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterecek... Ya kim suçlu? Marjinal grupları gizli örgütler ve tabii ana muhalefet!. HHH Sözüm ona şiddet kullananları saptamak için soruşturma açtırdı. Müfettiş raporlarına göre, parktaki çadırları yaktı yıktı diye kimi polisleri açığa almışlar. Şimdi açığa alınan polisler; “Biz Başbakanımızın parktaki çadırları yok edin emrini TV’lerde izledik, gazetelerde okuduk ve bu emri yerine getirdik” diye savunurlarsa kendilerini, haksız, dayanaksız bir savunma mı yapmış olacaklar? Kesinlikle hayır! Parkta devlete, hükümete isyan hareketi başladığına karar veren; İçişleri Bakanı’na, Gezi Parkı’nı “24 saat içinde temizleyin” diye emreden Başbakan değil mi? İsyansa isyanı kışkırtan kim? Gezi Parkı direnişi başladıktan sonraki günlerde durmadan, çatlasanız da patlasanız da Topçu Kışlası yapılacak diye bas bas bağıran, ta Kuzey Afrika’dan giderek genişleyen eylemleri küçümseyerek “kararım karardır” diye TV’lerden haykıran RTE’ydi ve bu inatçı davranışı, anlamını anlayamadığı, diktacı kafasının algılayamadığı demokratik eylemlerin bütün ülkeye yayılmasına neden oldu. Ateş bacayı değil evi de sarar niteliğe dönüşünce bu kez eylemleri, Başbakan’ı devirmeye yönelen isyan diye tanımlayarak halk hareketini suçlamaya başlayan da RTE’nin ta kendisiydi! HHH Birkaç polisi suçlu, göstererek asıl suçluları, tabii öncelikle kendisini korumaya çalışıyor. Oysa asıl suçlu, sorumlu gün gibi aşikâr, ortada... Birkaç polisi suçlu sorumlu bulan idari davranışlar göz boyamaktan başka bir şey değil. Parka saldırının birinci derecede sorumlusu Başbakan RTE…... …emirlerini karşı çıkmaya değil tartışmaya bile cesaret edemeyen; İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü, polis erlerine tepeden gelen buyrukla yok edin emrini uygulatan daire müdürleri… HHH 20 gün süren aşırı, orantısız şiddetin arkasında bıraktığı eserlere bakınız. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Parlamentosu, ABD... Son güne kadar protestoya dönüşen eylemlerde orantısız şiddet kullanıldığını, şiddeti derhal durdurmasını içeren sert açıklamalarla karşı çıktılar. Bu arada önce Almanya Başbakanı Merkel’in, Türkiye’nin AB kriterlerine uymadığı için üyeliğine karşı olduğunu seçim beyannamesine koyduğu haberi çıktı. Arkasından AB ile müzakerelerde yeni fasıl açılmasına Almanya’nın, Hollanda’nın ve Avusturya’nın rezerv koyduğu haberi geldi. Merkel’in açılacak faslın içeriğine dikkat çekerek “Bu faslı müzakereye açmak RTE’ye mükâfat olur” dediğini medya haberlerinden öğrendik. Türkiye’yi AB’ye tam üye olarak neden almak istemiyorlar? AKP’nin durmadan söylediği gibi bugünkü nüfusuyla Türkiye’nin AP’de 100 milletvekiliyle temsil edilmesi olasılığı ve gelişen ekonomisiyle AB’yi tehdit edeceği gibi nedenler sıralıyorlar. Acaba bunlar mıdır tam üyeliğimize karşı durmalarının nedenleri... Hayır! Diktacı, laiklik yerine aşırı Müslüman, tek adamlık sevdasındaki RTE’dir asıl neden! Türkiye’yi değil, RTE’li Türkiye’yi AB’ye üye yapmak istemiyorlar! HHH Medyamızın yorumsuz yayımladığı Brezilya kaynaklı bir haber var. Brezilya Cumhurbaşkanı Bayan Dilma Rousseff, kent sokaklarında yüz binlerce kişinin yapmakta olduğu eylemi, “Bence gösteriler yasaldır ve de demokrasinin bir parçasıdır. Prostesto etmek gençlerin hakkıdır” diye yorumluyor. Üstelik Brezilya’daki eylemler; rejimsel bir kaygıdan kaynaklanmıyor. Dünya Olimpiyatları’na aşırı harcama, öğrenci pasolarına zam! Henüz tabii korkudan yazılamadı ama şöyle bir kıyaslama kulaklara fısıldanıyor: TC Başbakanı RTE bir erkek, ama… Bir kadın olan Brezilya Cumhurbaşkanı Rousseff kadar demokrat olamadı!.. HABERLER Yıllarca cezaevinde kalan Tahir Canan, bugün 12 Eylül davasına katılacak ‘Gezi eylemleri bir direniş ve uyanıştır’ ALİCAN ULUDAĞ cek. Halen daha sağlık kurumlarına gidip geliyorum. Ama bir sonraki duruşma rapor hazır olacak. O zaman davaya müdahillik dilekçesi vereceğiz” dedi. Türkiye’nin ağır bir darbe sürecinden geçtiğini belirten Canan, halen bu darbe sürecinin izlerini devam ettiğini vurguladı. ‘Darbe süreci devam ediyor’ Ergenekon davasında, suikast timinde olduğu iddia edilen teğmen ve polisler son savunmalarını yaptı Akıl tutulması HATİCE TUNCER ‘Türkiye’ye biber gazı satmayın’ Haber Merkezi Merkezi Paris’te bulunan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH İnternational Federasyon For Human Rights) yaptığı açıklama ile Türkiye’ye biber gazı satışı yapılmaması çağrısında bulundu. Federasyon, Gezi Parkı olaylarının başladığı 28 Mayıs’tan beri Türkiye’de polisin göstericilere müdahalede bulunduğunu ve biber gazını orantısız bir şekilde kullandığını iddia ederek biber gazı imal eden ülke ve firmaların Türkiye’ye bu gazi satmamalarını istedi. Federasyon, çağrının önemsenmemesi ve biber gazı satışının devam etmesi durumunda, bu ülke ve firmaların da “orantısız biber gazı kullanım suçuna iştirak etmiş olacaklarını” savundu. Açıklamada biber gazının kimyasal silahlar arasında yer aldığına dikkat çekildi. Ergenekon davasında eski Özel Harekât Daire Başkanvekili İbrahim Şahin’e ait yerlerde ele geçirilen ve Ermeni Patriği Mesrop Mutafyan, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve eski genel sekreteri Kazım Genç’e suikast yapacağı iddia edilen S1 listesinde adı bulunan tutuksuz yargılanan teğmen ve özel harekât polislerinin bazıları son savunmalarını yaptı. Tutuksuz sanık emekli Albay İlyas Çınar, mütalaada Türk Dil Kurumu sözlüğüne dayanılarak “demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirme” şeklinde darbe tanımı yapıldığını belirterek “Bu tanım inanılır gibi değildir. Bu hangi tarihli sözlüktedir” diye sordu. Ergenekon davasının dün görülen 319. duruşmasında tutuklu sanık Veli Küçük, mahkemenin tarafsız olmadığı gerekçesiyle reddi hâkim talebinde talebinde bulundu. Küçük’ün talebi reddedildi. Bir telefon konuşmasına dayanılarak örgüt üyeliği ile suçlandığını belirten Teğmen Cihan Arık şöyle devam etti: “Siz hiç kendisine emanet edilen Mehmetçiklerle vatan vazifesini icra eden terörist gördünüz mü? Ben iktidar olmak için başkalarının rütbelerini söken adamla değil, vatanını kurtarmak için kendi rütbelerini söken bir liderle aynı okuldan mezun oldum. Ben nasıl olur da sözde eylemleri gerçekleştirecek kadar alçak ve hain olurum. Nasıl bir akıl tutulmasıdır bu?” Suikast planladığı iddia edilen Ali Balkız’ı tanımadığını ve bir husumeti de olmadığını belirten Baltacı “Ali Balkız da buradaki ifadesinde 1 yıl önce suikast planlandığı iddia edilen evi boşalttığını söyledi. Boş bir eve mi suikast yapacaktık” diye sordu. Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı ve Teğmen Muharrem Sarıkaya’nın avukatı Yiğit Kazım Akalan, İbrahim Şahin’in söz ettiği “terörle mücadele etkin yapılanma”yla ilgili olarak “Komployu ortaya çıkarmaya çalıştık. Dosyayı incelediğimizde MİT’in Fatma Cengiz’i, İbrahim Şahin’e komplo için kullandığı anlaşılıyor” dedi. Dünkü duruşmada toplam 23 tutuksuz sanığın ifadesi alındı. Duruşma bugüne ertelendi. Akdeniz’de Suriye tarafından düşürüldüğü belirtilen uçakta şehit olan pilot Gökhan Ertan. Şehitin ailesi olayın aydınlatılmamasına isyan etti vermediler’ BARKIN ŞIK ‘Otopsi raporunu Şehit pilot Ertan’ın babası Ali Ertan, olayın aydınlatılamamasına ANKARA Türk RF 4 uçağı isyan ederken 1 yıldır yaşananları nın düşerek iki pilotun şehit düş Cumhuriyet’e anlattı: “Mahkeme görevsizlik kararı mesiyle ilgili olayın üzerinden geçen bir yıllık süre yarın dolacak. vermiş. Otopsi raporunu bize verAkdeniz’de Suriye tarafından dü miyorlar. Hiç kimsede yok. Ben şürüldüğü belirtilen uçakta şehit kendim Adli Tıp Kurumu’ndan olan pilot Gökhan Ertan’ın babası istedim. Orası bana askeri savcıAli Ertan, oğlunun nasıl öldüğünü lığın elinde olduğunu söyledi. Asgösterecek otopsi raporunun devlet keri savcılığa yazdım, onlar ‘Hatarafından saklandığını ve kendisi va Kuvvetlerine gönderdik’ dediler. Hava Kuvvetleri de bana bir ne verilmediğini söyledi. 22 Haziran 2012’de Suriye tara cevap vermedi. Raporun ne oldufından ihtarsız olarak, Türk Silah ğunu bilmiyoruz.” Ertan olayın çözüleceğine ilişlı Kuvvetleri’ne ait RF4E Fantom F4 tipi keşif uçağı düşürülmüştü. kin “umut beslemediğini” kaydetti. Ertan, şunları söyledi: “Umut Uzun süren arama çalışmalar neolsaydı askeri savcılığa gönticesinde 5 Temmuz’da deniz derilmezdi. Pilotların atlaseviyesinin 1260 metre altındıkları yüzde yüz kesin. Pida bulunan uçaktan; Hava Pilot eğer bayıldıysa, öldüyse, lot Teğmen Hasan Hüseyin kaskını nasıl çıkardı, botuAksoy ve Hava Pilot Yüznun fermuarını nasıl çözbaşı Gökhan Ertan’ın dü? Bu adam denizin alnaaşları çıkarılmıştı. tına gidiyor. Peki bot naİhmal ve kasıt iddisıl suda kalıyor. Yani alarıyla ilgili soruşilk gün botu bulunuturma açan Malatya yor. Ben onların atlaCumhuriyet BaşsavBaba dıklarına kesin inanıcı Vekilliği ise geçen Ali Ertan yorum. Ama ondan sonhafta dosya ile ilgili ra ne oldu bilemiyorum. görevsizlik kararı vereUçak düştükten sonra bize rek dosyayı Genelkurbilgi veren askeri yetkilimay Askeri Savcılığı’na ler, ‘Esir olabilirler’ dedi” göndermişti. “ ANKARA 1980 döneminde cezevine giren ve 32.5 yıllık esaretten sonra 4. yargı paketi kapsamında tahliye edilen Tahir Canan, kayıp yıllarının “hesabını sormak için” bugün görülecek 12 Eylül davasına katılacak. Yaklaşık 30 yıl cezaevinde yatan ve sonrasında tahliye olan Hasan Gülbabahar da aynı duruşmada olacak. Türkiye tarihinde cezeaevinde en uzun süre kalan kişi olan Canan, duruşmaya katılma kararını “O dönemden bu yana 17 bin faili meçhul yaşandı. Bu süreçte müdahil olmazsak yaşanılan acılara, kaybettiğimiz insanlara saygısızlık olur” sözleriyle açıkladı. Tahir Canan, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, 12 Eylül davasını “bu zamana kadar bizi yargılayan insanlar, şimdi yargılanan oldu” sözleriyle özetledi. Davaya müdahil olmak için rapor alma işlemlerinin devam ettiğini söyleyen Canan, “Bünyemdeki hasarlar tespit ediliyor, psikolojik yönler tespit ediliyor. Bütün bu süreçte aldığımız darbeler, işkence izlerine bakılıyor. Buna ilişkin alınacak rapor yarına (bugüne) yetişmeye “ Tüm yurda yayılan Taksim Gezi Parkı eylemleri, belki Cumhuriyet tarihinden bu yana insanların üzerindeki ölü toprağının 80 öncesi hariç atılmasıdır. dandı. O günden bu yana ortada 17 bin faili meçhul var. Bunların sorumluları kim demek yeterli” ifadesini kullandı. Tahir Canan, Gezi Parkı eylemlerini de değerlendirdi. Eylemlere gittiğini ve yakından takip ettiğini söyleyen Canan, şunları kaydetti: “Eylemler, belki Cumhuriyet tarihinden bu yana insanların üzerindeki ölü toprağının 80 öncesi hariç atılmasıdır. Bir diriliş, bir uyanış olarak görüyorum. En azından korku duvarlarının yıkılmış olduğunu gördük. Bunlar çok önemli. Özgürlüğe doğru açılmış bir kapı demek yanlış olmaz. Belki bugün güç kullanılıp bastırıldı ama onların direnişi tarihte yerini aldı.” Sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın telekonferans sistemiyle bağlanacağı duruşmada cumhuriyet savcısının, esas hakkındaki mütaalasını açıklaması bekleniyordu. Ancak savcı Cemil Tuğtekin’in, Gebze’ye atanması nedeniyle duruşmaya geçici bir savcının girmesi, bu nedenle de esas hakkındaki mütalaanın verilmemesi bekleniyor. ‘Özgürlüğe açılmış bir kapı’ “Hükümet, insanlar değişiyor ama darbenin mantığı değişmiyor” diyen Canan, “Darbecilerle yüz yüze geldiğinizde ne söylemek isterdiniz” sorusu üzerine şöyle devam etti: “Benim açımdan 32 yılın değil, 1970’lerden bu yana çektiğimiz acıların, eziyetlerin hesabının sorulması olacak. Bir nesil tamamen neredeyse bu ‘7 ŞEHİDİN SORUMLUSU TUĞGENERAL ZEKİ ES’ ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Genelkurmay Askeri Mahkemesi, 27 Mayıs 2009 yılında Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde yer alan Hantepe bölgesinde konuşlu birliğin operasyona giderken mayına basması sonucu 7 askerin şehit olmasına ilişkin açılan davada, dönemin Hakkâri 20. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Tuğgeneral Zeki Es’e verdiği 8 yıl 6 aylık hapis cezasının gerekçesini açıkladı. 148 sayfalık gerekçeli kararda mahkeme, askerleri şehit eden el yapımı patlayıcının kime ait olduğu konusundaki tartışmalara son noktaya koyarak “Patlamanın bölücü terör örgütü tarafından tuzaklanan bir patlayıcıdan değil, bizzat davaya konu 120 mm’lik havan mühimmatından kaynaklandığı anlaşılmıştır” kanaatine vardı. Kararda, söz konusu el yapımı patlayıcının Zeki Es’in emriyle sanıklardan Uzman Çavuş Fatih Taylan Çeker tarafından teröristlerin sızmasını önlemek için dere yatağına döşendiği, bu durumu ikisi dışında kimsenin bilmediği ifade edildi. Kararda, bölücü terör örgütünün patlama konusunda bilgi sahibi olmamasına karşın olayı toplumda infial uyandırmak için bilerek üstlendiği ifade edildi. Kararda, Hantepe çevresine döşenen EYP’lerin kayıtlarının yetersiz tutulduğu belirtilirken Zeki Es’e yönelik şu suçlamalar getirildi: “Döşeyen birlik tarafından üst birliğe ve ast birliklere ayrıntılı bilgi yazılı olarak gönderilmedi. Gerek operasyon öncesinde yapılan koordinasyon toplantılarında, gerekse operasyon emrinde alarm, ikaz ve ihbar sisteminden bahsedilmesine ve personele bilgi verilmesine rağmen personel tarafından tam olarak arazideki yerleri bilinmemektedir. Alarm, ikaz ve ihbar sistemi adı altında döşenen patlayıcıların bulunduğu bölgenin işaretlenmesi, etrafının tel örgü ile çevrilmesi hususlarında eksiklikler bulunmaktadır. ” Kararda, EYP kullanılmasının Türkiye’nin de taraf olduğu Ottowa Sözleşmesi’ne aykırı olduğu ve yasaklandığı belirtildi. Bunların kullanılmasının suç olduğu belirtilen kararda, buna karşın Türk mevzuatının bu sözleşmeye tam olarak uyarlanmadığı vurgulandı. Mahkeme, Zeki Es’in konuya ilişkin internete düşen ses kaydını ise delil olarak kabul etmedi. Ottowa’ya aykırı İKİNCİ KCK DAVASINDA 7 AVUKATA TAHLİYE İstanbul Haber Servisi İstanbul’daki KCK avukatlar davasında sanık avukatlar Mehmet Ayata, Mehmet Deniz Büyük, Serkan Akbaş, Servet Demir, Şakir Demir, Mizgin Irgat ve Mensur Işık tahliye edildi. 50 sanıklı davada 16 tutuklu sanık kaldı. Hâkim Mehmet Ekinci başkanlığındaki İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından Silivri Cezaevi karşısındaki yeni binada görülen davanın 7. duruşması yapıldı. Duruşmaya 21 tutuklu sanık katılırken birleşen dosyalar nedeniyle Van Belediye Başkanı Bekir Kaya da tutuksuz sanık olarak geldi. Tutuklu sanık avukat Mehmet Ayata, Kürtçe tercüman aracılığıyla yaptığı savunmasında evinde el konulan 6 kitabın Abdullah Öcalan’ın olduğunu belirterek “Ben avukatım. 5 kitap müvekkilimin savunmasıdır. Müvekkilimin kitaplarını okumam suç olabilir mi? Müvekkilimin savunmasını okumakla nasıl bir örgütsel talimat alabilirim” diye konuştu. Sanık avukatları, soruşturma sırasında aleyhlerine ifade veren İrfan Dündar’ın talimatla alınan ifadesinde önceki iddialarını yalanladığına dikkat çekti. Mahkeme, dün tahliye edilenler dışındaki tutuksuz sanıklar hakkındaki “adli kontrol uygulaması” kararını kaldırdı. KCK avukatlar davası, 17 Eylül 2013 tarihine ertelendi. Mahkeme, sanık avukatlarının, Abdullah Öcalan’ın tanık olarak dinlenmesini taleplerini tanık dinleme aşamasında değerlendirmeye hükmetti. Mahkeme, avukatların talepleri doğrultusunda İrfan Dündar’ın tanık olarak dinlenilmek üzere zorla getirtilmesi kararında vazgeçti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle