16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2013 CUMA 4 Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ HABERLER Avrupa ile Güç Dönem İlk bakışta çok garip karşılanacağını bilsem de şunu söylemeden edemeyeceğim: Doğrusu Tayyip Bey’in Gezi olayları üzerine Avrupa’ya tepkisini çok da anlamıyor değilim. Tayyip Bey’in şu mantığı yürüttüğünü seziyorum: Ben yine aynı bendim, değişmedim. Ama ne oldu da, dün beni demokrat olarak niteleyenler şimdi “diktatör” diyorlar? Gerçekten, Tayyip Bey kendisinin de söylediği gibi değişmedi. Dün ne idiyse yine o. Dün, “askeri vesayeti tasfiye ediyorum” bahanesiyle, hukuku ayaklar altına aldıran, özel yetkili mahkemelerle, yıllar süren tutukluluk kararlarıyla insanları infaz eden, “12 Eylül anayasasından kurtuluyoruz” diyerek, yargı bağımsızlığını, 12 Eylül dönemine bile rahmet okutacak kadar çiğneyen, 1 Mayıs gösterisine katılan, Grup Yorum konserlerine bilet alanları, parasız eğitim lehine demokratik gösteri yapanları terör örgütü üyesi olarak içeri tıktıran, hapishanelerinde en fazla gazeteci bulunduran ülkenin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın içyüzünü bir türlü anlamayıp, onu demokrat olarak görmekte direniyordu Avrupa. Şimdi ne oldu da Erdoğan “diktatör” oldu? Türkiye’yi izleyenler için, Gezi olaylarında şaşılacak bir yön olabilir mi? HHH Tayyip Bey esip gürlüyor, “Ben de AP’yi tanımıyorum” diyor, aynı gün Sadullah Ergin’in Brüksel ziyaretinden vazgeçtiği, hemen ardından da AP heyetinin Ankara’da randevularının iptal edildiği açıklanıveriyor. Türkiye Avrupa Karma Parlamento Komisyonu’nun önümüzdeki hafta yapılması beklenen toplantısının yapılıp yapılmayacağı da belirsizleşiyor. Uzun aradan sonra açılması beklenen bir tek paket de, Angela Merkel’in vetosu yüzünden açılmıyor, üstüne üstlük Alman Başbakan’ı bir zamanlar Türkiye’ye uygun gördüğü “imtiyazlı ortaklık” statüsünü de “stratejk ortaklığa” gerilettiğini açıklıyor ve AKP iktidarı tepkisini sertleştirerek, 1997’deki gibi ilişkileri kesme aşamasına vardırabileceklerini Egemen Bağış’ın aracılığıyla dünya âleme ilan ediveriyor. Aslında, bütün bunlara karşın, AB Türkiye ilişkilerinin özünde çok önemli bir değişiklik olduğu yine de söylenemez. Avrupa Türkiye’yi ortak olarak istemediğini ve görünür bir gelecekte içine almayacağını daha 2004 yılı Aralık ayında açıklamış, Türkiye’de açıklanan koşullarda müzakereye boyun eğerek bunu zımnen kabul etmişti. Avrupa’nın Türkiye ilgisi de, AKP’nin Avrupa tutkusu da aslında kandırmacaydı. Şimdi, ilişkiler tam da birbirlerini istemeyenlerin, arzuladıkları doğrultuda. HHH Bu ortamda, AB’nin ABD ile imzalamaya hazırlandığı Serbest Ticaret Anlaşması (STA) gelişmelerde yeni başka pürüzler çıkarabilir ve 31 Aralık 1995’ten beri süregelmekte olan statünün değişmesine yol açabilir. Bilindiği gibi, 31 Aralık 1995’ten beri Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği Anlaşması yürürlüktedir. Bu anlaşma, Türkiye’nin ortaklığı varsayımı üzerine kuruluydu ya da hiç değilse Ankara öyle sanıyordu, ama ortaklık suya düşünce de gayet garip bir durum doğdu. AB’nin üçüncü ülkelerle imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşmaları sonunda, onlar Türkiye’ye gümrüksüz girebildikleri halde, Türkiye STA ile AB’ye tanınan ayrıcalıklardan yararlanmamaktadır. Şimdi AB ile ABD’nin imzalamak üzere oldukları anlaşmanın doğuracağı asimetrik durumun sakıncalarının giderilmesi, için alınması gereken önlemler Tayyip Erdoğan’ın son Washington ziyaretinin önemli müzakere konularından biri olmasına karşın, bu alanda herhangi bir elle tutulur sonuç elde edilememişti. AB ABD STA’sının imzalanmasından sonra, Ankara’nın okkanın altına gitmesini engelleyici herhangi bir çözüm bulunamaması halinde, AnkaraBrüksel arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması’nın yeniden gözden geçirilmesi, hatta belki de askıya alınması bile söz konusu olabilir. Görülüyor ki, Brüksel Ankara ilişkileri gerçekten güç günlerin eşiğinde. Acının resmi ALİCAN ULUDAĞ / SİNAN TARTANOĞLU Polis kurşunuyla ölen Aygün’ün ablaları, aynı kaderi paylaşan Sarısülük’ün öldürüldüğü yerdeydi. Bir anne de gözaltındaki oğlu için eylemdeydi ANKARA Ankara’da polis kurşunuyla hayatını kaybeden Cem Aygün’ün yedi kız kardeşi, Ethem Sarısülük’ün öldüğü yerde oturma eylemi yaptı. Cem Aygün’ün 7 ablası, dün kardeşleri ni vuran polisin yargılandığı duruşma sonrasında Kızılay’a geldi. 7 abla, kardeşleriyle aynı kaderi paylaşan Ethem’in vurulduğu noktaya karanfil bıraktı ve anma için oturma eylemi yaptı. Eylem yaklaşık bir saat sürdü. Güler Eroğlu da Gezi’ye yönelik terör operasyonu kapsamında 26 kişiyle birlikte gözaltına alınan oğlu Can için Ankara Adliyesi önünde “duran anne” eylemi yaptı. Anne Güler Eroğlu, “Çocuğum gözaltına alındı, burada duruyorum” pankartı açtı. Eroğlu, “Çocuğumun çıkmasını istiyorum. Ona özgürlük istiyorum. Çocuğumu almadan buradan gitmem” dedi. Can’ın sınıf arkadaşı Hüseyin Koç da demokratik haklarını kullanmak için Gezi Parkı eylemlerinin yapıldığını belirterek gözaltılara tepki gösterdi. Diğer arkadaşı Okan Okay ise gözaltıların haksız olduğunu belirtti. Bilet krizi ‘Acımıza acı katma’ ODTÜ öğrencisi Galip Fırat, Sarısülük’ün Güvenpark’ta vurulduğu noktada açlık grevine başlamıştı. Sarısülük’ün vurulduğu sırada yanında olduğunu belirten Fırat, uyuyamadığını ifade etmişti. Fırat, “Onu vurulurken gördüm. Vurulduktan sonra ona yardım edemedim. Geceleri uyuyamıyorum” ifadelerini kullanmıştı. Galip Fırat açlık grevinin bir hafta süreceğini belirtmesine karşın Sarısülük’ün ailesi bu duruma karşı çıktı. Ailenin “Acımıza acı katma, açlık grevini bırak. Rica ediyoruz” demesi üzerine Fırat grevi bıraktı. Bu arada Ethem’in ailesine yönelik tehdit telefonları geldiği öğrenildi. Ethem yoğun bakımdayken ağabeyi Mustafa Sarısülük’ün eşini arayan bir kişinin “Yanlış haberleri çekin. Yoksa sizi gelip hastanede gözaltına aldığımda kim olduğumu öğrenirsiniz” dediği belirtildi. Haber Merkezi 17. Akdeniz Oyunları başlamadan önce satışa çıkan ve 15 dakikada tükenen biletlerin ardından, ‘bilet krizi’ yaşandı. 30 Haziran’a kadar sürecek oyunlar öncesinde çok sayıda kişi bilet bulamazken biletlerin AKP tarafından toplu alındığı iddia edildi. AKP’li ilçe başkanları kendilerine bilet geldiğini doğruladı. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı bilet bulamadıkları için çok sayıda kişinin kendisini aradığını belirtti. Akdeniz Oyunları Genel Koordinatörlüğü ise bilet satışlarında herhangi bir usulsüzlük olmadığını ifade ederek, “Bilet fiyatı 10 TL gibi sembolik bir fiyat olduğu için talep patlaması oldu. Ancak kapanışta bu yönde bir sorun olacağını tahmin etmiyoruz” açıklaması yaptı. CHP Milletvekili Vahap Seçer de geçen hafta soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine taşımıştı. İzmir’de şafak baskını Mersin’de gergin gece ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin’de Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Akdeniz Oyunları’nın açılış törenin yapıldığı saatlerde yaklaşık 2 bin kişi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerindeki bir alışveriş merkezi önünde toplandı. Açılış töreninin yapıldığı Mersin Arena Stadı’na yürümek isteyen göstericilere polis biber gazı, tazyikli su ve copla müdahale etti. Yaşanan arbede sırasında 4 sivil ve 2 polis yaralandı. Arbedenin ardından yeniden toplanan göstericiler yaklaşık 1 saat boyunca çeşitli sloganlarla Başbakan Erdoğan’ı protesto etti. Göstericilerin ikinci kez polis barikatını zorlamasıyla alışveriş merkezi savaş alanına döndü. Polisin AVM dışına çekilmesinin ardından sayıları iyice artan göstericiler AVM önündeki meydanda ve merdivenlerde sloganlar atmaya devam etti. Göstericiler ile polis arasında ufak çaplı çatışmalar yaşandı. BİKİNİLİ EYLEM Taksim meydanında başlayan “Duran Adam” eylemi devam ederken, dün akşam Meydan’a gelen bikini bir kadın metro çıkışında müzik dinleyerek dans etmeye başladı. Meydanda bulunan bazı eylemciler, kadına destek verirken, türbanlı bir kadın duruma tepki gösterdi. Cem Akan isimli yoga öğretmeni de Taksim meydanında amuda kalkarak eyleme destek verdi. bir eylemci ise kendisini Cumhuriyet Anıtı’nda bulunan bir heykele zincirledi. Aileye tehdit iddiası Haber Merkezi İzmir’de Gündoğdu Alanı’nda 21 gündür süren Taksim Gezi Parkı’na çadırlarla destek eylemi, polisin sabaha karşı gerçekleştirdiği baskınla sona erdi. Çadırların kaldırılmasına tepki gösteren çok sayıda kişi gözaltına alındı. İzmir Valisi Mustafa Toprak’la önceki gün görüşen Gündoğdu Dayanışma Platformu üyeleri çadır eylemine devam kararı almıştı. İnsan zinciri oluşturan direnişçiler yaka paça gözaltına alındı. İzmir Barosu toplam 42 göstericinin gözaltına alındığını açıklarken Gündoğdu Dayanışma Platformu ise sayının 52 olduğunu bildirdi. Gözaltına alınan göstericiler polis otobüsüne bindirilip İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Sökülüp yol kenarına atılan çadırlar da bir kamyonete yüklenerek emniyet müdürlüğüne getirildi. Çadırlarda bilye ile havai fişeklerin bulunduğu öne sürüldü. 3 kentte, 13 gözaltı Öte yandan İzmir, Ankara ve Tunceli’de 15 eve yapılan baskında, Gezi direnişini provoke ettikleri ve kamu malına zarar verdikleri savıyla 13 kişi gözaltına alındı. Dilan’ın bilinci açıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gezi eylemlerinde polisin attığı gaz bombası kafasına isabeten eden ve ağır yaralanan Dilan Dursun’un bilinci açıldı. Dün doktorların yaptığı tetkiklere olumlu cevap veren Dilan, bugün yoğun bakımdan çıkarıldı. Bilinci açılan Dilan’ın yanına giden babası Kazım Dursun kızının kendisine “baba” dediğini ve durumunun gittikçe daha iyiye gittiğini söyledi. Kurtuluş Parkı yakınlarında 16 Haziran’da polisin attığı gaz bombasının kafasının arkasına gelmesiyle ile ağır yaralanan ve hastaneye kaldırılan Dilan, ameliyata alınmıştı. Daha sonra yoğun bakıma alınan Dilan, 4 gündür uyutuluyordu. Pazar gününden bu yana doktorları tarafından hala hayati tehlikesi devam ettiği belirtilen Dilan’ın bugün bilinci açıldı. Yoğun bakımdan çıkarılan Dilan özel odaya yerleştirildi. Halen tam olarak konuşamayan Dilan ilk olarak anne ve babasıyla görüştürüldü. Babası Kazım Dursun, kızının “anne” ve “baba” diyerek kendisini tanıdığını, durumunun gittikçe daha iyiye gittiğini söyledi. Dilan’ın yoğun bakımdan çıkarılarak alındığı özel odada tedavisine devam ediliyor. Akciğerde kalıcı hasar Altı günde bir yıllık gazın iki katı atıldı Haber Merkezi Avrupa Parlamentosu’nda (AP) konuşan CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, Gezi Parkı eylemleri sırasında altı günde tüketilen gaz bombasının 14 Avrupa ülkesinde 2012’de kullanılan miktarın iki katı olduğunu söyledi. Bilgehan, olaylara yer vermeyen basın kuruluşlarını eleştirerek “Cesurca yayın yapan birkaç kanal çok kısa sürede RTÜK tarafından cezaya çarptırıldı” dedi. İstanbul Haber Servisi Türk Toraks Derneği’nden Prof. Dr. Elif Dağlı, Gezi Parkı direnişinde biber gazına yoğun biçimde maruz kalanların yüzde 52’sinin kadın, yüzde 21’inin üniversite öğrencisi olduğunu belirterek “Solunum testine katılanların yüzde 41’i, 5 metreden az mesafeden, yüzde 21’i ise kapalı alanlarda gaza maruz kalmış. Biber gazlarının yüksek dozda kullanılması uluslararası anlaşmalara aykırıdır” dedi. Dağlı, biber gazının ciddi solunum hasarı ve kalıcı akciğer hastalıkları yapma olasılığı olduğuna dikkat çekti. TPD İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Doğan Şahin ise Gezi Parkı olaylarında ortalama 1 milyon insanın travmaya maruz kaldığını söyledi. Birleşmiş Milletler’in durumu “topluma topluca işkence yapmak” olarak değerlendirdiğini söleyen Şahin, bu tür olaylara maruz kalanların 3’te 1’inde daha sonra ruhsal problemler ortaya çıkacağını ifade etti. TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Osman Öztürk ise toplamda 7 bin 822 yurttaşın polis şiddetinden yaralandığını, bunun buzdağının görünen kısmı olduğunu söyledi. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle