16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 HAZİRAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yabancı basın kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu ‘Gezi’nin kararını değerlendirdi 7 ‘Karara saygı duymalıyız’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gezi olayının aslında baskılanan bir toplumun patlaması, bardağı taşıran son damlasıdır” dedi. Kılıçdaroğlu, yabancı basın kuruluşlarının temsilcilerine Gezi Direnişi’ne ilişkin yaptığı açıklamada “Sadece Türkiye’den değil, dünyadan da büyük bir destek aldılar. Çünkü onlar daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi istiyorlar” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Türkiye’de görev yapan yabancı basın kuruluşlarının yönetici ve muhabirleriyle Swissotel’de bir araya geldi. Yaklaşık 1.5 saat süren toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, “Gezi Parkı’nda direnişe devam kararı alınmasına” ilişkin sorular üzerine “Oradakiler nasıl karar alırlarsa o kararlara hepimizin saygı duyması gerekir. Biz de saygı duyacağız. Gençler oturdular, eyleme karar verdiler. Tartışmalarının sonunda nasıl karar aldılarsa bir demokraside olması gereken kurala uyarak, onların kararlarına saygı göstereceğiz” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “Evinize dönün” şeklinde çağrı yapmasına ilişkin şöyle konuştu: “Çağrı yapabilirler, onu da demokratik bir talep olarak görmemiz gerekiyor. Gençlerin de bazı talepleri var. Geniş bir kamuoyu desteği aldılar, sadece Türkiye’den değil, dünyadan da büyük bir destek aldılar.” Kılıçdardoğlu, şöyle devam etti: “Gezi olayı aslında baskılanan bir toplumun patlamasıdır, bardağı taşıran son damladır Gezi olayı. Bu, sadece bir parka sahip çıkmanın ötesinde bir olaydır. Orantısız güç kullanıp, sizin bu insanları susturmamanız gerekir. 4 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi gözünü yitirdi, 63’ü ağır 5 binin üstünde yaralı var. Bütün bu baskılara, biber gazına, copa, tazyikli sulara rağmen bu insanlar özgürlük ve demokrasi istiyorlar. Bundan hepimizin onur duyması gerekir, hepimizin gurur duyması gerekir.” Kılıçdaroğlu, toplantı sırasında İngilizce olarak “Uluslararası basınla buluşma”, “Gezi Parkı: Özgürlük ve demokrasinin yeniden doğuşu” yazılarının bulunduğu bir pano önünde konuştu. Türkçe ve İngilizce broşürlerin dağıtıldığı toplantıda, eylemlerle ilgili video da gösterildi. Toplantıya, CHP genel başkan yardımcıları Faruk Loğoğlu, Gürsel Tekin, Haluk Koç, Erdoğan Toprak ve Sezgin Tanrıkulu’nun yanı sıra milletvekilleri katıldı. Sosyolojik Gerçek Taksim Gezi Parkı direnişçileri önemli bir başarı zafer sözcüğünü bilerek kullanmıyorum kazandılar. Ama bu, uzun bir maratonun ilk adımı ise, elde edilen başarıya “ütopyanın zaferi” de diyebiliriz. Gururunu ve meslek ahlakını koruyamayan medyanın ağır baskısına karşı ütopyanın bu zaferini küçümsemek gerçeği karartmak olur. En iyisi o medyaya hiç kulak asmadan somut gerçekleri gözden geçirmeli. Ama önce Başbakan Erdoğan’ı çok kızdıran şu “sosyolojik gerçeği” yerli yerine koymakta yarar yok mu? HHH Gezi Parkı direnişi adlı adınca ve tam olarak sosyolojik bir gerçeğe denk düşer. Gezi direnişi çok renkli, çok boyutlu, geniş kitlelerde karşılığını bulan özgün bir gençlik hareketidir. Gençlerin baskıcı bir yönetim anlayışına karşı, aralarındaki farklılıklara karşın bir araya gelmiş olmaları, geniş ve yine çok farklı eğilimlerde geniş bir halk kitlesinin gençlere destek olması, onlarla aktif bir dayanışma içine girmesi bu sosyolojik gerçeğin ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor. Başbakan bu durumun arızi bir eylem olarak tanımlanmasını ve “Topçu Kışlası olayı” olarak anılmasını bir “park meselesi” olarak kayda geçmesini isteyebilir, ama sosyolojik gerçek pek de öyle değildir. Kendi seçtikleriyle yaptığı ve temsil kabiliyeti olmadığı için işe yaramayan toplantıdan sonra gerçekleşen buluşmada Başbakan’ı sinirlendiren DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu oldu. Başbakan’ın kimyasına uymasa da, Çerkezoğlu’nun söyledikleri durum saptamasından öte bir şey değildi. Başbakan, gayri resmi belki de resmidir, bilemiyoruz danışmanı ve aynı zamanda kızı Sümeyye Erdoğan tarafından toplantı salonundan çıkarılmadan önce Çerkezoğlu’nun söyleme fırsatı bulduğu ve öfkeyle karşılanan sözleri şöyledir: “Sayın Başbakan, biz bu görüşmeyi 25 Mayıs’ta yapıyor olsaydık, bunları konuşabilirdik. Ama artık haftalar geçmiş, insanlar sokaklara dökülmüş, 4 kişi ölmüş... Aradan 17 gün geçmiş, anneler sokaklara inmiş... Eğer çözüm için buraya geldiysek, ki biz de siz de bu nedenle buradayız, gerçekleri konuşmak zorundayız. Bu kadar insan sokaklarda gece gündüz size bir şeyler söylüyor. Bunları konuşmamız gerekmez mi? Bu artık bir sosyolojik, toplumsal olaydır. Bu sadece bir mimari mesele değildir.” HHH Evet, hepsi bu kadar. Eksiği var, fazlası yok. Belki DİSK Genel Sekreteri biraz daha konuşma fırsatı bulsa, sosyolojik gerçeğin önemli bir boyutunu, tencere tava meselesini de anlatacak. Anlatamıyor. Toplantı dağılıyor. Anlaşılan odur ki, ne kadar sinirlense de Başbakan sosyolojik gerçeğin farkındadır ve “geri adım” olarak tabir edilen tutumunun temel nedeni de budur. Yanılmış olmayı dilerim, ama ortada güvenilebilecek bir “geri adım” yoktur. Başbakan yine sosyolojik bir gerçeğin yansıması olarak partisinin, yürütmenin, yasamanın tek karar vericisidir, yargı ile ilgili etkin tasarrufları hâlâ geçerlidir. Onun Taksim Gezi Parkı ile ilgili tutumu, sosyolojik gerçeği görmezden gelmek, konuyu park ile sınırlı tutmaktır. Henüz nasıl olacağını bilmediğimiz yargı kararından sonra, hiç ama hiç vazgeçmek istemediği Topçu Kışlası’nı yeniden gündeme getirirse de hiç kimse şaşırmayacaktır. Çünkü o kışlanın ideolojik programda önemli bir yeri vardır. Gezi Parkı direnişçileri başta söylediğim gibi çok önemli bir başarı kazandılar. Ama asıl zafer, bu unutulmaz direnişinin açtığı kapıdan gençlerle birlikte giren ve eğer “sivil” bir 12 Eylül rejimi kazanımları tersine çevirmezse ki çevirebilir, tarihte ve tarihimizde örnekleri var Başbakan’ı çok sinirlendiren sosyolojik gerçeğin izini sürenlerin olacaktır. Duygular Gül: Evinize dönün yazıya döküldü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Taksim Gezi Parkı’na ilişkin görüşme ve diyalog yollarının açılmasının demokratik olgunluğun işareti olduğunu vurgulayarak “Artık herkes evine dönmeli” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Gül, sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabından Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Taksim Gezi Parkıyla ilgili gönderdiğiniz yoğun mesajları aldım” ifadelerini kullanan Gül, olayların ilk gününden beri konuyla ilgili açıklamalar yaptığını belirterek daha önce “Demokrasimiz test ediliyor” dediğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Gül, “Görüşme ve diyalog yollarının açılması demokratik olgunluğun işaretidir. İnanıyorum ki bu süreç iyi neticeler üretecektir. Artık herkes evine dönmeli” değerlendirmesinde bulundu. Gül, son 3 günde Rize, Artvin ve Ardahan’ı ziyaret ettiğini de ifade ederek tüm Karadeniz’in adeta cennet gibi olduğunu vurguladı. MELTEM YILMAZ Karadeniz ziyaretine ilişkin fotoğraflar yayımlayan Gül, “Yolumuzu hep insanlar kesmedi... Burası ArdahanKars yolu...” dedi. Direnişte yaşamını yitirenler için anı defteri açıldı Ordu’da direniş çadırı Fotoğraflar: DHA ORDU (Cumhuriyet) Ordu’da Gezi Parkı eylemlerine destek amacıyla gençler tarafından sahile çadırlar kuruldu. “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganlarının atıldığı parktaki çadır kampa ise “Çapulkent” adı verildi. Çadırda sabahlayan eylemciler, gece boyunca müzik eşliğinde doyasıya eğlendi. Yurttaşların da ziyaret ettiği çadır kampın, İstanbul’daki eylem sonlanıncaya kadar devam edeceği öğrenildi. Eylemlere 16 çadırla yaklaşık 25 kişi katıldı. Danslı, halaylı destek Fotoğraflar: MELTEM YILMAZREUTERS Taksim Gezi Parkı’nda dün de direnişte yaşamını yitirenler anıldı, gaza maruz kalanlara solunum testi yapıldı. Taksim Gezi Parkı’nda günlerdir çadırlarda kalan direnişçiler, dün sabah saatlerinden itibaren yoğun bir güne hazırlık yaptılar. Kahvaltının ardından çevre temizliği yapıldı. Öğlen saatlerine doğru, direnişe destek için çok sayıda yurttaş meydana gelmeye başladı. Gezi Parkı’nda sloganlar atılmaya, şarkılar söylenilmeye devam edildi. Çocuklar ise Gezi Atölyesi’nde oyun oynayıp resim yaptılar. Polis ekipleri ise Atatürk Kültür Merkezi ve Tarlabaşı girişinde bekledi. Direnişte hayatını kaybeden Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş ve Ethem Sarısülük için Gezi Parkı sahnesinin önünde anı defterleri konuldu. Direnişçiler defterlere yazdıkları yazılarda hayatını kaybedenlere seslenerek direnişte yaşadıklarını anlattı. Türk Toraks Derneği ise biber gazı soluyanlara solunum fonksiyon testi yaptırmaya davet etti. Türk Toraks Derneği tarafın dan ücretsiz olarak yapılan solunum testi hizmeti, 16 Haziran’a kadar, 09.0018.00 saatleri arasında Taksim Point Otel’de devam edecek. Yağmur yıldırmadı Önceki gecenin ilk saatlerinde Taksim Meydanı’nda dolaşan ve Cumhuriyet Anıtı önünde piyanistin çaldığı şarkılara eşlik eden kalabalık, aniden bastıran ve yaklaşık 45 dakika süren sağanak nedeniyle çevredeki binaların önlerine ve çiçekçilerin şemsiyelerinin altına sığındı. Yağışla birlikte parktaki direnişçiler, “Bu daha başlangıç, mücadele sürüyor”sloganları attı. Çeşitli marşlar ve sloganlar atan eylemciler, halay çekip horon tepti. Geceki direnişe anneler de gelerek çocuklarının yanında yer aldı. ÖLENLER İÇİN SESSİZ PROTESTO Gezi Parkı’nda eylemlerini sürdüren gençler önceki akşam parkın karşısındaki alanda bir araya gelerek ölenler için yere mum dizip yaktıktan sonra çevresinde oturdu. Yaklaşık yarım saat süren sessiz protesto eyleminde, bazı eylemciler, Gezi Parkı eylemleri sırasında ölen ve yaralanan kişilerin fotoğraflarının ve isimlerinin yazılı bulunduğu dövizleri de havaya kaldırdı. Çevreden geçen yurttaşların da oturarak destek verdiği eylemin sonunda yaklaşık 5 dakika alkışlı protesto gerçekleştirildi. Şişli Belediyesi’nden temizlik ekibi n İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi temizlik için 2 temizlik aracı ile birlikte temizlik görevlilerini alana gönderdi. Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Engin Akman, “Bizim ekibimiz oradan geçerken, ‘Burası Beyoğlu’nun bölgesi biz çöpleri almayalım’ demez” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri de Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın çevresine çiçek dikti. vam.” İçimizden sorduk, Gezi Parkı’nın akçaağaçlarına, pembe zakkumlarına, orman sarmaşıklarına, Japon eriklerine... Zeytin gözlü kedilerine, karıncalarına, olaylarda incinmiş ayağı ile sokak köpeği Karabaş’a... Tıpkı 20. yüzyılın başında olduğu gibi Türklerin yine tümüyle kendine özgü dünyaya örnek bağımsız bir devrim gerçekleştirdiklerine onlar bile tanıklık ediyorlar... Gezi Parkı’ndan çıkıyorduk ki; Cumhuriyetçi olduğu çok belli bir ak saçlı hanım, yanındaki güler yüzlü kız kardeşine, “Adam rezil oldu, kepaze oldu” diyordu. Dönüp, “Kimdir o?” diye sormadık. MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de, İstanbul Taksim Gezi Parkı için yapılan protesto eylemlerine katılanlar gruplar halinde dans edip, davul zurna eşliğinde halay çekti. Gecenin ilerleyen saatlerinde eylemcilerin büyük bölümü alandan ayrılırken bazıları daha önceden kurdukları çadırda kaldı. GEZİ’DEN ÇAPULİNG NOTLARI Sidik Midik Kokmuyor... havasını solumak için Gezi Parkı’nı gezen çoluklu çocuklu insanlara rastladık. Tarihe yazılan bir günlüğü okur gibi şaşkın, ilgiyle dolaşıyorlardı. İnsanlarla konuşuyor, gözlem yapıyorlardı. Açık söyleyelim, direnişçilerin söylemiyle “Tayyip”in burnunu buraya da uzatmasına hiç gerek yok. Sidik midik kokmuyor Gezi Parkı. Eğer illa bir koku arıyorsa taze çay ve is kokuyor. Merak edip gelirse parka az ısırılmış simide tozu üstünde domatesi katık edebilir. Adı üstünde, “çapulcu bistro”da... Hatta fikre biber gazı geçmediğini öğrenir. Çapulgenlerle tanışır, kendisini sıkça anan şarkılar, sözler ve pankartlarla karşılaşır. Böylesi gençler, çocuklar, her renkten gruplar ortak sloganda buluşmuşlar: “Tayyip, temeli attık, gel.” Tayyip’in öfkeyle, kibirle, küfürle, aşağılama ve baskıyla neyin temelini attığını parkın içinde kurulmuş büyük platformda Taksim Dayanışması biz oradayken açıkladı: “Tüm canlılarla direnişe de Adana: Direnişe devam ADANA (Cumhuriyet) Adana’da Gezi Parkı eylemine destek için bir araya gelen, “Adana Direniyor” oluşumunun Atatürk Parkı’ndaki mini forumunda, “Direnişe devam” denildi. Hayat TV’nin RTÜK tarafından kapatılmak istenmesine tepki gösterildi. Atatürk Parkı’ndaki anıtlar önünde toplananlar adına kısa konuşmalar yapan Emek Partisi İl Yöneticisi Halil İmrek, Türk Tabipleri Birliği Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İsmail Bulca, KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Kamuran Karaca, HDK Temsilcisi Serpil Arslan, EğitimSen Üyesi Aydın Tan, Gezi Parkı direnişi ve Hayat TV’nin kapatılmasıyla ilgili görüşlerini paylaştı. IŞIK KANSU İSTANBUL Ankara’dan kalktık geldik Gezi’ye, bir tarihi yaşamak için. Bir kenara çekilmiş barikatları geçip içeri girdik. Kırmızı, mavi, mor çadır vahası, yorgun ama kararlı direnişçilerle karşılaştık. Yurdun her yöresinden, her düşünceden, her yaştan insanların kardeşçe kaynaştığı bir yaşayan devrim müzesi sanki... Laf olsun diye ya da oldu, geçti, gitti diye yapmadık müze benzetmesini. Direnişi ve direnişçilerin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle