16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE 16 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Son salı günü grup vaazında, kendine özgü gerekçelerle nihayet itiraf etti: “Bu Tayip Erdoğan değişmez” dedi. Değişmediğini söylerken kimsenin kusura bakmamasını istiyor. Sanki söyleyen, isteyen varmış gibi itirafına “Gezi Parkı eylemcilerinin önüne diz çökerek, ne olur AKM’deki şu paçavralarınızı indirin mi, diyeceğiz” diye ucuz bir mazeret de uyduruyor. Hâlâ toplumun tek adamlık uygulamalarını sindiremediğini, Gezi Parkı’ndaki başkaldırının anlamını kavrayamamış!.. Türk’ü, Kürt’ü, sağcısı, solcusu, komünisti, aşırı muhafazakârı, bu ülke insanlarının birlik olup toplu eylem girişimlerinin nedenini hâlâ yanlış değerlendiriyor... Bu nedenle eylemcilerin ne ortak dilini anlayabilir ne de diyalog çağrılarına olumlu karşılık verebilir. RTE, demokrasimizin değişemeyecek iflah olmazıdır. HHH Türk demokrasisinin RTE engellerinden mutlaka kurtulması gerekiyor. Tabii halkımız bu arzu içinde bu kez oylarını RTE’den esirgerse! Bu nedenle, toplumsal sağduyu diyor ki: Ey Türk Gençliği, “yaşadığın namüsait şartların” devam edeceğini bilerek, bundan sonraki süreçte birinci vazifen… halkımıza zorba RTE’nin amaçlarını anlatarak aydınlatmak ve… … Türkiye’yi babasının çiftliği sanan RTE’den kurtulabilmemiz için önümüzdeki genel seçimde sandıktan gereken dersi almasını sağlamayı içeren çağrıları, sürdüreceğin eylemlerle yaşama geçirmek olmalıdır. HHH Değişmeyen RTE kafasının aklıevvel kurmayları, Gezi Parkı’nı bölmeyi, polis saldırısından koruyormuş edebiyatıyla direnen gençliği Taksim Alanı’ndaki eylemlerden, eylemcilerinden soyutlamayı içeren bir plan geliştirdi. Planı İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “Yattım yatağıma uyuyamadım, bir gönül kırdıysak bin özür dilerim” diyen bir tweet’le duyurdu. Vali Mutlu, Gezi Parkı’ndaki eylemcilere müdahale olmayacağını söyledi. Güvence üstüne güvence verdi. Yetinmedi, ailelerinden çocuklarına sahip çıkarak Taksim’de diline doladığı marjinallerden ayrılmalarını sağlamasını istemeye girişti. Müdahale olmayacağı güvencesinin ne denli geçersiz güvence olduğunu, polis biber gazıyla tazyikli suyla Gezi Parkı’na da saldırarak kanıtladı. HHH Valinin papağan gibi yinelediği marjinallerin kimler olduğunu devlet, kimdir, nedir, neredir biliyorsa neden yakalayamıyor? Adı neredeyse marjinal valiye çıkacak Bay Mutlu bu soruyu yanıtlamıyor Sürekli, “Sevgili çocuklarım sizlere müdahale edilmeyecek” demesine karşın Gezi Parkı’na saldırı emri verdi vali. Polis saldırıları sürerken CNNTürk’teki canlı yayında polislerinin “başarılı” müdahalelerinden mutlu ve memnun olduğunu yüzündeki tatlı tebessüm dalgaların eşliğinde söyledi. Elbette Ankara’dan aldığı cesaretle şayet Taksim ve Gezi Parkı’nı boşaltmazsa eylemciler, daha sert müdahaleler olacağını da duyurdu. Kime karşı? Biber gazına, tazyikli suya, copa her kesimden direnen, ellerindeki taşla, sapanla saatlerce kendilerini savunan gençliğe, halka karşı!.. HHH Eylemciler her şeye karşın hızını kesmeyince RTE, sanki gerçekten demokrasilerin erdemi diyalog yöntemine başvuruyormuş gibi, tabii TV’ler ve çevresi Taksim eylemcilerinden talep gelirse çarşamba (dün) görüşeceğini duyurdu. Oysa tam tersine. Eylemcilerin bir heyet oluşturup oluşturmayacağı bilinmezken Başbakanlık’tan açılan telefonlarla “uygun kişilere” RTE ile görüşecek heyet bulunmayı önerdikleri, bu heyete katılmayı reddedenlerin açıklamalarıy la ortaya çıktı. NTV ve CNNTürk televizyonlarının canlı yayınlarda üstün körü duyurdukları Taksim Platformu açıklamasında, “taleplerine hiçbir yanıt verilmezken diyaloğun (tabii düzmece heyetle görüşmenin) anlamsızlığına” vurgu yapıldı ve platform açıklamanın sonunda “toplumsal barışa yönelik adımlar atılıncaya kadar buradayız” dedi. HHH Nâzım Hikmet usta, “Yürekleri kulakları sağır/ Hava kurşun gibi ağır/ bağır bağır” diye Moskova’dan sesleniyor sanki ve ... Taksim’deki, Gezi Parkı’ndaki gençlik, özgürlük diye bağırıyor, “Dik duruyor, eğilmiyor”. HABERLER Başbakanlık ve MİT’in ortak hazırladığı yeni yasa tasarısı skandal düzenlemeler içeriyor Her şey MİT’ten sorulacak! FIRAT KOZOK ANKARA Başbakanlık ve MİT’in ortak hazırladığı yeni yasa tasarısıyla MİT’e “muhtemel iç tehdit odaklarına” karşı operasyon yetkisi veriliyor. Kolluk kuvveti yetkisi alacak olan teşkilat, psikolojik istihbarat için internet siteleri kurabilecek. Ergenekon davasında hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, çeşitli internet siteleri aracılığıyla propaganda ve dezenformasyon yaptırmakla suçlanıyor. Yeni düzenlemeyle ilgili çalışmaları dün Taraf gazetesi gündeme getirdi. Hatta tasarının Başbakan Tayyip Erdoğan’a bile iletildiği ileri sürüldü. Tasarıda yer aldığı ileri sürülen düzenlemeler ise hüküme tin MİT’i önümüzdeki dönemde ne kadar etkili bir konuma getireceğinin göstergesi olarak yorumlandı. Buna göre yeni düzenlemeyle MİT’e “muhtemel iç tehdit odaklarına” karşı operasyon yetkisi verilecek. Görevdeyken suç işleyen MİT personeli ancak özel mahkemelerde yargılanabilecek. Devlet kademesindeki atamalar için MİT’ten rapor istenecek. MİT’e ayrıca kolluk kuvveti yetkisi de verilecek. Bu önemli ayrıntılar konusunda Ankara’dan gün boyunca konuyla ilgili hiçbir açıklama yapılmadı. Yıllarca benzer tartışmaların içerisinde görev yapan eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, böyle bir düzenleme için ciddi tartışmalar ve analizler yapılması gerektiğini vurgularken, şunları kaydetti: “Böyle bir çalışma yapıldığı ve bu düzenlemeleri içerdiği doğruysa çok önemli. Ancak bir istihbarat teşkilatının, özellikle demokratikleşme ihtiyacı olan Türkiye’de bir teşkilatın yeniden yapılanması, yasal çerçeve içerisinde görev ve sorumluluklarının yeniden tayini meselesi çok tartışılması gereken, ciddi analizler yapılması gereken bir mesele. O bakımdan sadece Türkiye’nin istihbarat teşkilatının değil, özellikle güvenlik sektörünün demokratik bir Türkiye’nin, nitelikli demokratikleşme çerçevesinde kurumsallaşan bir Türkiye’nin yapısı içinde değerlendirilmesi gereken ve ciddi tartışmalar sonucu parlamentoda karar alınması gereken bir konu. Bu tartışmalar, bir istihbarat teşkilatının, güvenlik teş kilatının olması gereken denetlenebilirlik ve hesap verilebilirlik çerçevesinde meseleye bakılmasını zorunlu kılıyor.” Demokratik hedefleri olan bir ülkede istihbarat teşkilatının iç güvenlik konularıyla ve kolluk kuvvetleriyle icrai çerçevede ilgilenmesinin doğru olmadığını vurgulayan Öneş, “İstihbaratla aynı zamanda icrai yetki kullanımı, geçmişte tartıştığımız ve kötü örneklerini gördüğümüz bir yöntemdir” dedi. Öneş, teşkilatın psikolojik istihbarat gerekçesiyle sahte internet siteleri kurması konusunda da “Ergenekon sürecinde bu konu karşımıza geldi, tartışıldı” derken bu tartışmaların tekrar yaşanmaması gerektiğini ifade etti. ‘Kolluk yetkisi doğru değil’ MAHKEME SERBEST BIRAKTI BALBAY GENEL KURUL’DA SESLENDİ Müdür boşuna kaçmış! ALİCAN ULUDAĞ Demokrasi sadece oy atmak değildir PKK’liler yayla şenliğine katıldı Muş’ta bu yıl 1.’si düzenlenen Şenyayla Şenlikleri’ne bölgedeki PKK’liler damgasını vurdu. Kozma Dağı Şenyayla bölgesinde ilki düzenlenen şenliklere bin kadar vatandaş ile BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da katıldı. Türküler söylenip halaylar çekilirken güneşin battığı sıralarda üç ayrı tepede PKK’nin gözcüleri ortaya çıktı. Bu arada bir vatandaş kamyonetle Kozma Dağı’na çıkarak silahlı 6 PKK’liyi alıp alana getirdi. Katılımcıların tezahüratları arasında sahne çıkan PKK’liler alandakileri selamladı. Konuşma yapan bir PKK’li barışın savaştan çok daha zor olduğunu, barış için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Yaklaşık 30 dakika alanda kalan PKK’liler yine aynı araca binerek dağa çıktı. (Fotoğraf: DHACEVAT DANIŞ) ANKARA Ankara’da 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler soruşturmasıyla ilgili olarak iki yıldır aranan “Miroğlu” lakaplı Emniyet Müdürü Yusuf Yüksel, İstanbul’da yakalandı. Ankara’ya getirilerek ifadesi alınan Yüksel, tutuklanması istemiyle sevk edildiği nöbetçi hâkim tarafından serbest bırakıldı. Faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’ın itirafları doğrultusunda 8 özel timci hakkında Ağustos 2011’de gözaltı kararı alınmıştı. O sırada Sultanbeyli İlçe Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Yusuf Yüksel, hakkında yakalama kararı çıkartıldığını öğrenince kaçmıştı. Yüksel’in dışında eski özel harekâtçı Ziya Bandırmalıoğlu da kayıplara karışmıştı. Ancak Bandırmalıoğlu, ocak ayında yakalanarak tutuklanmıştı. Yüksel’in peşine düşen polis ise izini İstanbul’da buldu. Cumhuriyet’in aldığı bilgiye göre, Yüksel geçen ay İstanbul’da kaldığı evde gözaltına alındı. Bir hafta sonu Ankara Adliyesi’ne getirilen Yüksel, soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Bilgili tarafından şüpheli olarak sorgulandı. Faili meçhul cinayet iddialarını reddeden Yüksel, savcının “O zaman neden kaçtın” sorusuna ise “Tutuklanmaktan korktum” yanıtını verdi. Bilgili, Yusuf Yüksel’i tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk etti. Nöbetçi TMK hâkimi’ne ifade veren Yüksel, adli kontrol kararıyla serbest kaldı. Çarkın ifadelerinde Yusuf Yüksel’i, 1994’te Ankara Gölbaşı’nda ölü olarak bulunan avukat Yusuf Ekici’yi bürosunun önünden kaçırmakla suçlamıştı. u CHP’li Akar aracılığıyla TBMM Genel Kurulu’na seslenen Balbay, ‘’Toplum, milletvekillerinin tümünün Meclis’te özgürce görevini yerine getirmesinden hukuksuzlukların sona erdirilmesine, kalıcı bir iç barıştan doğanın korunmasına kadar her konuda düşüncesini, iradesini ortaya koyuyor. Türkiye, anaların ve ağaçların ağladığı bir hale geldi’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar aracılığıyla TBMM Genel Kurulu’na “Oy vermek bir demokrasi dilidir, halkın konuşma yöntemlerinden biridir. Bir kişiye ‘Dört yılda sadece 1 kez konuş’ diyebilir miyiz?” diye seslendi. Halkın oylarıyla seçilen 9 milletvekilinin 12 Haziran seçimlerinin ardından tutukluluklarının 2. yıldönümünde CHP’li Balbay; CHP’li Akar aracılığıyla genel kurula seslendi. Balbay, demokrasilerde halkın iradesini sandıkta ortaya koyduğunu belirterek “Her milletvekili Meclis çatısının bir kiremitidir, bunlardan birinin eksikliği bile sürekli hissedilir, o çatı akar. Yüce Meclis iki yıldır 8 eksikle çalışmaktadır” dedi. Meclis’in kendi söküğünü dikemez bir tablo sergilemesinin bütün milletvekillerini bağladığını kaydeden Balbay, Gezi Parkı eylemleriyle ilgili de şunları ifade etti: “Demokrasi, sadece dört yılda bir oy ver, arada konuşana gaz ver rejimi değildir. Demokrasi, sadece sandığın oy atma deliğinden nefes alıp vermeye mahkum edilemez. Oy vermek bir demokrasi dilidir, halkın konuşma yöntemlerinden biridir. Bir kişiye ‘Dört yılda sadece 1 kez konuş’ diyebilir miyiz? Toplum, milletvekillerinin tümünün Meclis’te özgürce görevini yerine getirmesinden hukuksuzlukların sona erdirilmesine, kalıcı bir iç barıştan doğanın korunmasına kadar her konuda düşüncesini, iradesini ortaya koyuyor. Türkiye, anaların ve ağaçların ağladığı bir hale geldi. Sizleri bu gözyaşlarını görmeye, meydanlardan yükselen seslere kulak vermeye çağırıyorum. Öyle anlaşılıyor ki, bu sesleri duymamak için de ya sağır ya da iktidar olmak gerekiyor.” Her şeye karşın iyimser ve umutlu olduğunu kaydeden Balbay, bunun başlıca nedeninin toplumun bilinci, kararlılığı ve sabrı olduğunu söyledi. Türkiye’nin dört bir yanında yurttaşların ortak beklentisinin özgürlük olduğunu vurgulayan Balbay, diktatörlüğün milyonlarca kişinin özgürlüğünü, iradesini bir kişiye teslim etmesi, ona boyun eğmesi, kabul etmesi olduğunu belirterek, “Türkiye’de bu eşik aşılmıştır. Milyonlarca kişi ülkemizin daha demokratik, daha hoşgörülü, daha paylaşımcı bir anlayışla yönetilmesini istemektedir” diye konuştu. Balbay, seçilmiş tüm vekillerin TBMM çatısı altında olacağı günlerin uzak olmadığını belirterek konuşmasını tamamladı. CHP YasaYI Anayasa Mahkemesi’ne götürECEK ‘Korktum’ Alkole ‘inceleme’ AYŞE SAYIN n ERZURUM (Cumhuriyet) Eski Erzurum Aşkale Öğretmenevi Müdürü Harun Kazan ve öğretmenevinin muhabesini tutan eski AKP İlçe Başkanı Musa Akçay’ın yargılandığı dava, karara bağlandı. Mahkeme heyeti zanlıların, kurumu 111 bin lira zarara uğratarak parayı zimmetlerine geçirdiklerine kanaat getirdi. Mahkeme, Kazan’a resmi belgede sahtecilikten 2.5 yıl, nitelikli zimmetten 9 yıl 4 ay olmak üzere toplam 11 yıl 10 ay hapis ve 4 yıl 8 ay da hak mahrumiyeti verdi. Heyet Akçay’ı da 9 yıl 10 ay hapse çarptırdı. AKP’li başkan mahkum oldu ANKARA CHP, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayladığı, alkol satışı ve tüketimine kısıtlamalar getiren yasayı, Anayasa Mahkemesi’ne götürme konusunda hazırlık başlattı. “AKP aleyhimize kullanabilir, Anayasa Mahkemesi’nden de farklı bir sonuç çıkmaz” endişesiyle, Anayasa Mahkemesi seçeneğine mesafeli duran CHP yönetimi, Gezi Parkı eylemlerindeki tepkiler ve yüksek mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamalarını da dikkate alarak özellikle ekonomik yaşamı ve temel hak ve özgürlükleri olumsuz etkileyecek hükümleri incelemeye aldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bazı parti yöneticilerinin başlangıçta, “alkol” konusunun iktidar tarafından, “istismar malzemesi” olarak kullanılabileceği endişesiyle Anayasa Mahke mesi seçeneğine sıcak bakmadığına dikkat çekiliyor. Ancak bir grup milletvekili ve parti yöneticisi ise özellikle gece alkollü içki satışı yasağının, bakkaltekel bayi gibi küçük esnafı ekonomik yönden olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. CHP yönetimi, şimdiye kadar bu konuyu MYK’de somut olarak değerlendirmemekle birlikte, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’ye bu yönde çalışma yapması görevi verildi. MYK’de bazı genel başkan yardımcıları AKP’nin “istismar olasılığı”na göre politika belirlenmesinin yanlışlığına dikkat çekerek Gezi Parkı eylemlerinin zaten bu tür “özel yaşama müdahale” anlamına gelen düzenlemelere tepki olduğunu, konjonktürel olarak da partinin bu konuya sahip çıkması gerektiğini dile getiriyor. Görev Hamzaçebi’de Gezi Parkı... ‘Unutturma çabası’ Uludere’de 34 yurttaşın öldürülmesi olayıyla ilgili dosyanın askeri savcılığa gönderilmesine CHP’li Gök, sert tepki gösterdi MAHMUT LICALI Mehmet Bölük parkı açılıyor n İstanbul Haber Servisi CHP’nin önceki dönem İstanbul il başkanlarından Mehmet Bölük adına Büyükada’da yapılan “Mehmet Bölük Kültür ve Sanat Parkı” ve anıtı bugün açılıyor. Bölük, 13 Haziran 2007’de Ukrayna’da geçirdiği kazada ölmüştü.Park bugün 14.00’te Karacaahmet’teki anma töreninden sonra saat 17.00’de açılacak. nANKARA (AA) Şans Topu’nda numaralar “3, 9, 19, 23, 24 ve +6” olarak belirlenirken, 5 +1 bilen 2 kişi, 975 bin 157 lira kazandı. 5 bilenler bin 619 lira 40’ar kuruş, 4 +1 bilenler 192 lira 60’ar kuruş, 4 bilenler 19 lira 15’er kuruş, 3 +1 bilenler 11 lira 90’ar kuruş, 3 bilenler 2 lira 60’ar kuruş, 2 +1 bilenler 4’er lira, 1 +1 bilenler 2 lira 35’er kuruş ikramiye kazandı. 2 kişiye 975 biner TL ANKARA Uludere olayının üzerinden yaklaşık 18 ay geçmesinin ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma hakkında görevsizlik kararı vererek dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na göndermesini TBMM Uludere Komisyonu’nun CHP’li üyesi Levent Gök, “Uludere’nin unutturulması ve karartılmasına yönelik çabaların bir ürünü” diye değerlendirdi. BDP’li üye Ertuğrul Kürkçü de görevsizlik kararının hükümetin baskısıyla alındığını belirterek, “Uludere katliamında devletin cezasızlık üzerinde bir anlaşma kurduğunu düşünüyorum” dedi. CHP’li Gök, karara hiç şaşırmadığını be lirterek, “Başından beri olayın bu noktaya geleceğinin sinyallerini alıyorduk” dedi. Gök, savcılığın bir konuda yetkili olup olmadığına 1.5 yıl sonra karar vermesini de eleştirdi. ‘Askeri savcılık da ‘yetkisizim’ diyebilir’ Görevsizlik kararı üzerine soruşturmanın gönderileceği Genelkurmay askeri savcılıkta dosyanın ne kadar kalacağının belli olmadığına dikkat çeken Gök, “Bir yıl sonra Genelkurmay askeri savcılığı da yetkisizim diyebilir. Bu durumda ne olacağı çok tartışmalıdır. Ben böyle olacağını tahmin ediyorum. Aradan zaman geçecek dosyaya bakacak merci bulunamayacak. 45 yıl sonra yar gıya hâlâ intikal etmemiş Uludere soruşturmasını konuşacağız” değerlendirmesini yaptı. Komisyonun BDP’li üyesi Kürkçü de takipsizlik kararının öngördükleri bir durumu doğruladığını belirterek “Uludere katliamının cezasızlıkla sonuçlanacağını söylemiştik” dedi. Kürkçü, Uludere’de meydana gelen olayın askerin askerle çatışması sırasında yaşanmadığını, doğrudan doğruya sivil hedeflere yöneltilmiş ve Türkiye sınırları ötesinde gerçekleştirilen bir saldırı olduğunu savundu. Komisyonun AKP’li Başkanı İhsan Şener ise , savcılığın yetkisizlik kararının doğru olduğunu savundu. Şener, “Bu karar bu kadar geciktirilmemeliydi” dedi. ‘İyimser ve umutluyum’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle