22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE 12 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr TRAFALGAR ÖRNEĞİ Amanpour, polis şiddetini savunan başbakan danışmanının sözlerini ilginç bir ifadeyle kesti Kalın’a ‘şov bitti‘ şoku Dış Haberler Servisi ABD’li ünlü haberci Christiane Amanpour, Gezi Parkı’na önceki gün başlatılan müdahaleyi başından beri izleyen ve 4 saat naklen yayımlayan CNN International televizyonunda, programına telefonla katılan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dışişleri Baş Danışmanı İbrahim Kalın’ı “show is over” (şov bitti gösteri bitti veya program bitti) sözleriyle yayından çıkardı. Programına “Türklerin çoğu bizi seyrediyor çünkü kendi medyalarına güvenmiyorlar” diye başlayan Amanpour, Kalın’ın göstericiler Beyaz Saray’a yürüse siz ne yaparsınız sorusunu “Show is over” sözleriyle yanıtladı. Gezi direnişini ve polisin uyguladığı şiddeti dün saatlerce naklen yayımlayan CNN International’ın ünlü yüzü Amanpour, olaylarla ilgili gazetemizin Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in ardından Kalın’la telefonla bir söyleşi gerçekleştirdi. Kalın, programda hükümetin politikasını savundu, göstericileri suçladı. Amanpour’un “barışçı gösterilere polisin sert müdahalesi” yorumu üzerine Londra’da benzer bir müdahalede bulunulduğu yanıtını veren Kalın, “Yarın Erdoğan göstericilere ne verecek” sorusuna da Başbakan’ın göstericileri dinleyeceği yanıtını verdi. Amanpour ile Kalın arasında şu diyaloglar da yaşandı: Amanpour Gezi Parkı’nı niye taktınız kafaya? Kalın Bunlar ABD Büyükelçiliği’ne saldıranlar Amanpour Sorum o değil. Kalın DHKPC Amerikan Büyükelçiliği’ne bomba attığında terörist, Taksim’e çıkınca demokratik protestocu mu oluyor? Kalın Gezi’ye müdahale olmadı, dışına oldu. Amanpour Ama bizim muhabirlerimiz orada ve çektiler, içeri gaz atıldı. NN International’ın habercisi Christiane Amanpour, dün saatlerce naklen yayımladığı Gezi direnişi C için İbrahim Kalın’la da bir söyleşi yaptı. Programına ‘Sonunda meydan kazandı Dış Haberler Servisi Taksim Gezi Parkı’na yönelik polis müdahalesi, dış basının önde gelen yorumcularının gündeminde de geniş yer buldu. İngiltere’nin saygın gazetesi merkez sol eğilimli Guardian’ın yazarı Simon Jenkins, dün kaleme aldığı makalesinde “Siyasi liderler neden meydanlardan korkar” sorusunu sordu. “Bir meydanın ordusu yoktur. Oy veremez. Gidecek yeri de yoktur. Boş bir alandır” diyen Jenkins, “ancak meydanlar iktidara muhalif bir işgali davet eder” dedi. Simon Jenkins, “işte Taksim de böyle bir direnişin merkezi olunca, Türkiye Başbakanı da bu meydanı yeniden fethetme gereği duydu. Zırhlı araçlar, silahlar, gaz bombaları, buldozerler kullanıldı, meydan alınmalıydı” ifadelerini kullandı. Benzer direnişlere sahne olan Mısır’da Tahrir, Pekin’de Tiananmen, Tahran’da Azadi, Kiev’de Bağımsızlık, Atina’da Sintagma meydanlarının “sivil kutsal alanlar” olduğunun altını çizen Jenkins, gerçek siyasetin ekranlarda değil meydanlarda yapıldığını vurguladı. İngiltere’nin başkenti Londra’da eski Başbakan Margaret Thatcher döneminde pek çok eyleme sahne olan Trafalgar Meydanı’nın uzun yıllardır siyasi eylemlere kapalı olduğunu anımsatan Jenkins, “Trafalgar artık sadece Belediye Başkanı’nı pohpohlayacak şovlar ve ticari gösteriler için kullanılıyor. Erdoğan da Taksim için bunu ister ve bunu tüm kalbiyle onaylayacaktır” dedi. Yazar, analizinde Taksim’deki polis müdahalesini “Thatcher’ın, istediği vergileri koymak için Trafalgar’daki eylemleri dağıtmasına” benzetti. Jenkins makalesini, “Unutmamalı. Bu Thatcher’a hiç yaramadı. Sonunda meydan kazandı” cümleleriyle bitirdi. “Türklerin çoğu bizi seyrediyor çünkü kendi medyalarına güvenmiyorlar” sözleriyle başlayan Amanpour, Kalın’a söyleşiyi bitirmek zorunda olduklarını “Sir, show is over” (gösteri bitti/program bitti) sözleriyle anlattı. polislerin görüntüsü vardı. CNN ve diğer yabancı muhabirler gaz maskeleriyle haber sunarken gazdan etkilenen bir CNN muhabirinin yüzüne eylemcilerin hazırladıkları karışımı püskürtmesi de kameralara yansıdı. Amanpour’un kullandığı “The show’s over” ifadesi, İngilizceden Türkçeye, “program bitti”nin yanı sıra “gösteri bitti” olarak da çevrilebiliyor. Olayları CNN International’dan takip eden seyirciler, özellikle sosyal medyada, Amanpour’un Kalın’a “The show’s over” derken, yaşananlara tepki gösterdiğin düşünüyor. Kalın Bunların bayraklarına bakarsanız çoğu terörist grup. Amanpour Fonda dev gibi Türk bayrağı sallayan gösterici var. Kalın Occupy Wall Street’te ya da Londra’da olanlardan farklı bir şey olmayacak. Her şey akşam 8’e kadar iyi gidiyordu. Birden bir grup insan başbakan’ın Beşiktaş, Dolmabahçe’deki ofisine yürümeye başladı. Ankara’da da Başbakanlık binasındayken benzer gruplar Başbakanlık’a doğru yürümeye başladı. Düşünebiliyor musunuz sopalar ve molotofkokteylleriyle Beyaz Saray’a doğru yürüyorlar ve izin veriyorsunuz. Amanpour Anlaşıldı Sayın Kalın. Kalın Lütfen bitirmeme izin verin. Amanpour Sayın Kalın bitirmek zorundayız. Amanpour Şov bitti. ABD’li haberci bu sözlerin ardından Taksim’deki muhabirine bağlandı. Kalın’ın parka müdahale olmayacak sözlerine karşın ekranda Gezi Parkı’na dayanan Amanpour’a yanıt AA’dan: Biz de sizi haber yaparız Taksim Meydanı’nda polisin sert müdahalesini 4 saatlik özel yayınla ara vermeden canlı yayımlayan CNN INT. kanalına bir tepki de Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ten geldi. Öztürk, CNN INT. kanalına tepkisini Twitter hesabından şöyle duyurdu: “@ kemalozturk2020 Bir daha Londra’da ‘Occupy London’ protestosu olursa onu canlı olarak dünyaya duyurmak AA’nın boynunun borcudur artık.” BBC muhabiri Türkiye tehlikeli sularda Dış Haberler Servisi Ünlü İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin İstanbul muhabiri Mark Lowen, Taksim olaylarına ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede “dünyanın en önemli Müslüman demokrasilerinden biri” olarak tanımladığı Türkiye’nin “tehlikeli sularda” olduğunu iddia etti. Makalesine Taksim Meydanı’yla ilgili gelişmeleri özetleyerek başlayan Lowen, alanın gittikçe yükselen protestocu hareketin yönetiminde olduğunu belirterek hükümetin Taksim’i geri almaya karar verdiğini belirtti ve durum “kedi fare” oyununa benzetti. Polisin önce çekildiğini, protestocuların da yeniden gruplaştıklarını kaydeden Lowen, her iki tarafın da Gezi Parkı’nda “konumlandığını” belirtti. Gösterilerin önce çevre duyarlılığıyla başladığını ancak daha sonra farklı grupların da Türkiye’de daha fazla özgürlük talebiyle ve laik düzeni koruma amacıyla Gezi Parkı’nda yer aldıklarını vurguladı. Konuştuğu bir göstericinin “bunun bir Arap Baharı’na benzemediğini” söylediğine dikkat çeken Lowen, aynı göstericinin “Sorun, seçilmiş birinin bizi dinlememesidir” sözlerini de aktardı. Lowen, gençler arasında geçirdiği günlerin bir festival havası yansıttığını da kaydetti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Taksim protestocularına yönelik “daha fazla hoşgörü göstermeyeceğim” sözlerinin ardından polisle göstericiler arasında çatışmanın başladığını vurgulayan Lowen, BBC’nin internet sitesinde yer alan yazısında “Türkiye, derin bir krizin içinde, gideceği yol konusunda kararsız, nüfusun büyük bir bölümü yabancılaştırıldı ve bu kalabalığın biber gazıyla yıldırılamayacağı belli oldu” ifadelerine yer verdi. Lowen, “dünyanın en kilit Müslüman demokrasilerinden biri tehlikeli sularda” dedi. Fransız Liberation gazetesinden Marc Semo da “Erdoğan fitili ateşlemeyi seçti” başlıklı analizinde, Erdoğan’ın, muhaliflerini yatıştırmak yerine, toplumda iç çatışma riskini alarak bir tarafı diğerine karşı nefrete davet edip tansiyonu yükseltme stratejisini seçtiğini yazdı. Semo “Erdoğan’ın mitinginde kullandığı üslubu dinleyenler ‘Ezin onları, ezin onları’ diye bağırıyor. Nefret söylemi bir gün kurşuna dönüşebilir. Özellikle Türkiye gibi çoğu kayıtsız 8 milyon silahın dolaştığı bir ülkede” dedi. Başbakan Erdoğan’ın Taksim’ı güç kullanarak geri alması siyasi zafer olarak görülmüyor. Fotoğraflar: REUTERSAFP FINANCIAL TIMES İmparatorluk rüyası gören sultan Dış Haberler Servisi Batı medyası Gezi Parkı’na önceki gün gerçekleştirilen polis müdahalesine ve çıkan çatışmalara geniş yer verdi. İngiliz, İtalyan ve Amerikan basını dün de sayfalarını Türkiye’deki gelişmelerle ilgili haber ve yorumlara ayırdı. Tazyikli suyun hedefi olmuş bir göstericinin fotoğrafını yayımlayan İngiliz Guardian gazetesi, konuyla ilgili haberini “Türk polisi protestocuları Taksim Meydanı’ndan çıkmaya zorluyor” başlığıyla duyurdu. Diğer bir İngiliz gazetesi Times da geliş meleri yine bir gösterici fotoğrafıyla birlikte “Türkiye başbakanı hükümet karşıtı protestoları ezme sözünü yerine getirdi” cümleleriyle verirken İngiliz iş çevrelerinin gazetesi Financial Times, başbakanın yatırımcılara da çattığına dikkat çekti. Başbakan son savaşını veriyor u Financial Times gazetesinde yer alan bir yorumda da Erdoğan son savaşını vermeye hazırlanan bir komutana benzetildi. Financial Times gazetesinde yer alan David Gardner imzalı analizde de Erdoğan’ın iktidar sarhoşluğu içinde olduğu belirtildi. “Erdoğan kendi partisini izlemeli, Taksim’i değil” başlıklı analizde Erdoğan’ın oylarını artırarak üç seçim kazandığı belirtilerek “Erdoğan bu ulusal öfkeyi kendisini hedef alan bir komplo olarak değerlendiriyor olsa da, duruma göre farklı kozlar kullanmayı da bilen bir siyasetçi” denildi. Gardner, bir yandan Gezi Parkı eylemcileriyle görüşmeye hazırlanan Erdoğan’ın, öte yandan kendi yandaşlarını İstanbul ve Ankara’da düzenlenecek mitinglerle sokağa dökmeye hazırlandığını aktararak “Erdoğan kendisini Atatürk’le bir tutuyor. Atatürk muhteşem bir komutandı. Erdoğan ise artık son savaşını veren bir komutana benziyor. Taraftarlarına, ‘büyük resmi’ görme çağrısı yapıyor ama asıl kendisi hikâyenin anafikrini kaçırmış durumda” dedi. Erdoğan’ın bundan sonraki hedefinin başkanlık olduğunu yazan Gardner, AKP içindeki dengelerin Erdoğan için büyük önem taşıyacağını belirterek “Direnişçilerin oluşturduğu komünün yerleştiği alan dünkü müdahaleyle daraldı. Şimdi izlenmesi gereken iktidar partisi içindeki yerleşim” dedi. Thatcher’e benziyor Haberinde, Başbakan Erdoğan’ın eski Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek için söylediği “Hiçbir hükümet insanlarının arzusu olmadan ayakta kalamaz” sözünü hatırlatan Guardian gazetesi “Erdoğan, kendi direnişçilerini çapulcu, yabancı ajan ya da ayaktakımı olarak adlandırıyor” dedi. Gazete, Erdoğan’ın protestoculara yönelik tavrını, “sözümden asla dönmeyeceğin” diyen eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’e benzetti. Times gazetesi de haberi “Diz çökmemi mi bekliyorsunuz” başlığıyla duyurarak Erdoğan’ın pazar günü yaptığı “Sabrımın sonuna geliyorum” açıklamasının ardından polisin protestoculara biber gazı ve tazyikli su ile müdahale ettiklerini yazdı. Başyazısını Gezi Parkı protestolarına Erdoğan ateşledi ve Erdoğan’a ayıran Independent gazetesi ise “Erdoğan’ın sert ve yanlış bir oyun oynadığını” yazdı. Erdoğan’ın tutumunun “iktidarı beklenmedik şekilde sorgulanmaya başlanan bir liderin ölçüsüz tepkisi” sözleriyle değerlendirildiği başyazıda “kendi ifadesiyle, protestoculara karşı anlayacakları dilden konuşmak Erdoğan’a kendi tabanında prim sağlayabilir ama bu kısa ömürlü olacaktır” denildi. Yazıda sert tepki ve muhalefeti “halk düşmanı” ilan etmenin, “köşeye sıkışmış liderlerin geleneksel savunma mekanizması” olduğuna dikkat çekilerek “sadık bir siyasi tabanı olan Erdoğan İstanbul’da başlayan protestoları ciddiye almadı. Bu, pişmanlık duyacağı bir karar olabilir” denildi. Amerikan Washington Post gazetesi de Taksim müdahalesini ele aldığı yazısında giderek tansiyonu yükselen protestoların ülkenin ekonomisini kötü yönde etkileyeceği üzerinde durdu. Amerikan Wall Street Journal gazetesi Ekonomik sıkıntı ise “Erdoğan 2020 Olimpiyadı için İstanbul’u uygarlıklar arasında bir köprü olarak pazarlamaya çalışıyor ama kendi toplumu içindeki farklılıklar arasında köprü kurmaya o kadar hevesli değil” diye yazdı. İtalyan La Repubblica gazetesi internet sitesinde de gelişme, “Artık yeter, sıfır tolerans” başlığıyla duyuruldu. Bir başka İtalyan gazaetesi La Stampa’nın internet sitesinde de Taksim olayları “Erdoğan: Sıfır tolerans. Taksim’de gece çarpışması” başlığıyla verildi. Haberde “Sultan Recep Tayyip Erdoğan’dan istifa etmesini istemek için ülkenin meydanlarına inen yüz binlerce gencin protesto hareketine demir yumruk” ifadesi kullanıldı. Günlük ekonomi gazetesi Il Sole 24 Ore da Internet sayfasındaki makalesine “İmparatorluk rüyası gören sultan” başlığını attı. Erdoğan’ın Taksim’i güç kullanarak geri aldığı ancak bunun politik bir zafer olmadığı ifade edilen makalede “Yeni bir dönem başladı ve Erdoğan artık yeni Türkiye’nin muhalefetsiz sultanı değil” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle