23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2013 SALI HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 TEDAŞ’taki özelleştirme skandalının boyutları büyüyor. Şirketler üzerlerine para verilerek satılmış Yok böyle alışveriş FIRAT KOZOK Galatasaray’ın Birleştirici İşlevi 1998 Dünya Kupası finallerini, oynandığı ülke Fransa’da televizyondan izlemiştim. Doğrusu, Fransa’nın Brezilya’yı yenerek kupayı aldığı turnuvanın maçlarından çok, şampiyon takım ülkesinin bar, kahve ve sokaklarındaki atmosfer ilginçti. O yılın Fransız Milli Takımı çok farklı anadillerinden, farklı dinlerden ve ırklardan oluşan oyunculardan kuruluydu. Fransa’da ulusal simge haline gelmiş olan takım kaptanı Zinedine Zidane da Berberi idi. Kimi sağcılar olayı kavrayamamış, bırakıldıkları ırkçılık otlağında salınıp dururken bu durumdan yakınıyorlardı. Aslında olayın ilginç yanı, Fransa’nın, Brezilya’ya karşı zaferiyle sonuçlanan final maçından sonra, ünlü Champs Elysee’de ellerinde üç renkli bayraklarla çılgınca sevinç gösterisi yapanların çok büyük çoğunluğunun renkli ve anadili farklı olan, genelde toplumsal yaşamın en alt basamağındaki “Fransızlar” olmalarıydı. Fransa’nın sosyal politikaları ve de ekonomik imkânları, toplumun en altında yer alan bu insanlara Fransız yaşamından yeterince pay alma olanağını veremiyordu. Üstelik her ne kadar bir özgürlük ülkesi olarak da anılsa, “Fransızlar”ın çoğunluğu da onları “gerçek Fransız!” olarak kabul etmiyordu. ??? Oysa, Fransız milli takımının o yoksulların kendileri kadar yoksul kaynak ülkelerinden gelme insanlardan oluşması, onlara da Fransız yaşamının bir yerinde, hem de futbolun taşıdığı önem göz önünde bulundurulursa, önemli bir alanında, “anavatan!” kökenli Fransızlarla eşit şekilde yer alma olanağı sağlıyordu. Fransa, çeşitli etnisiteleri bir takımda eriterek gerçek bir “ulusal takım” oluşturmuştu. O gün, o sırada aramızda olmayan Necdet Uğur’u, rahmetle anmıştım. Sanatsever, okuma tutkunu, gerçek bir aydın olan ve bu özelliklerin hepsinin siyasetçi kişiliğinde bir araya gelmesinin mümkün olduğunu kanıtlayan müstesna insan Necdet Uğur. “Üç büyükler” diye andığımız, ulusal çapta örgütlenmiş Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin değişik etniler ve coğrafyalardan gelip büyük şehirlerde, yine kendilerini gettoları içinde soyutlayıp yaşayan insanlarımız için birleştirici bir ortak alt kimlik oluşturma işlevini dile getirmişti. 1980’li yılların ikinci yarısındaki bu gözlem, gerçekten özellikle de Galatasaray örneğine cuk oturuyordu. Necdet Bey’in gözlemi Fransız etnik mozaiğini ulusal futbol takımı içinde bir araya getiren Fransa’nın durumuna da uymaktaydı. ??? Özellikle, Galatasaray’ın Avrupa’da kazandığı zaferlerin başta Diyarbakır olmak üzere ülkenin güneydoğusunda veya metropoldeki Kürtler arsında nasıl sevinçle kutlandığını ve Galatasaraylılık alt kimliğinin nasıl birleştirici bir işlev kazandığını yaşayarak gördük. Olgu, salt Galatasaray’a özgü değil, Fenerbahçe ve Beşiktaş için de geçerli. Galatasaray’ın 19’uncu şampiyonluğunu ilan ederek beşinci yıldızının eşiğine geldiği önceki gün Diyarbakır’daki kutlamalar, bir kez daha üç büyüklerin birleştirici işlevlerini gündeme getirdi. Barışın gündemde olduğu şu dönemde, etnik ayrılıkların altını fazlaca çizmek yerine, gerçek barış ile ancak ortaklaşa solunabilecek demokrasi ve özgürlük havasını egemen kılacak birleştirici öğeleri her bulduğumuz yerde vurgulamak çok önemlidir. Zaten demokrasinin ve toplumsal yaşamın temeli de farklılıklar içinde bütünlük ve beraberlik değil midir? Ne yazık ki, şu anda politikamıza egemen olanlar, birleştiricilikten çok ayrıştırıcılığın altını çizmeye ve ondan nemalanmaya eğilimlidirler. Oysa, bu tür bir davranışın kimseye hiçbir şey kazandırmadığı ise bugüne kadar yaşadıklarımızla çoktan görülüp anlaşılmış olmalıydı. ANKARA Devredilen dağıtım şirketlerinin bilançolarında bırakılan kamu kaynaklarının döviz değerinin, satış bedellerinin yüzde 17’si ile yüzde 111’i arasında değiştiği ortaya çıktı. Çoruh ve Fırat EDAŞ’a bırakılan kamu kaynağının, satış bedellerine oranının yüzde 105 ve yüzde 111 olduğu saptandı. Yani bu iki şirketi alanlar, verdikleri paranın daha fazlasını aynı gün geri aldılar. Kamuoyuna Cumhuriyet’in duyurduğu TEDAŞ’taki özelleştirme skandalının boyutları büyüyor. CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu’nun şirketlerle ilgili çalışması, şirketlerin resmen “üzerlerine para verilerek” özelleştirildiğini ortaya koydu. Erdoğdu’nun verdiği bilgilere göre, Çoruh EDAŞ’ın 1 Ocak 201031 Ağustos 2010 tarihli devir sonrası bilançosunda, TEDAŞ’a ait mevcut varlıkları, alacakları, kasa ve bankadaki paraları ve yapılmakta olan yatırımlardan oluşan aktiflerinin değeri 346 milyon ‘Herkes kadar iktidara yakınız’ Çoruh ve Fırat EDAŞ’ın özelleştirme ihalelerini Aksa Enerji kazanmıştı. Çoruh Giresun, Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane’nin; Fırat ise Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl’ün elektrik dağıtımını yapıyor. AKP’ye yakınlığıyla bilinen Aksa Enerji, adını 2009’da dünyanın en büyük doğalgaz şirketi Rus Gazprom’la imzaladığı gaz ithalatı protokolleriyle duyurmuştu. AksaGazprom görüşmeleri AKP hükümeti gözetiminde gerçekleşmişti. Şirketin patronu, iktidara yakınlığından ötürü hükümet tarafından Gazprom’a önerildikleri haberleriyle ilgili olarak, “Türkiye’deki 60 kentin 11’inde doğalgaz dağıtıyoruz. Ortaklık için bizi seçmesi çok normal. Herkes kadar iktidara yakınız” demişti. rakamın döviz karşılığı 255 milyon 720 bin 582 dolar oldu. 230 milyon 250 bin dolara satılan Fırat EDAŞ, daha ilk gün 25 milyon dolar kâr ettirdi. Meram EDAŞ’a aktarılan kaynak tutarı 241 milyon 631 bin dolar olurken, 440 milyon dolara satılan şirketi alanlar ilk günden yatırdıkları paranın yüzde 55’ini geri aldılar. Yine 441 milyon 500 bin dolar karşılığında satılan Yeşilırmak EDAŞ’ın yeni sahibi, daha ilk günden 325 milyon 691 bin doları geri aldı. 491 bin 599 TL oldu. Bu aktiflerle ilgili tutarların da bilanço pasifinden çıkarılmasıyla TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün kendisine ait olup da, Çoruh EDAŞ’tan çekmesi gereken kaynak tutarı 257 milyon 97 bin 642 TL iken, TEDAŞ Genel Müdürlüğü üzerine 171 milyon 640 bin 37 TL sermaye koyarak, şirkete aktardığı kaynak tutarını 428 milyon 737 bin 779 TL’ye çıkarttı. Bu tutarın döviz karşılığı 238 milyon 187 bin dolar oldu. Şirketin 227 milyon dolara satıldığı göz önünde bulundurulursa, Çoruh EDAŞ’ı satın alan şirket daha ilk gün yaklaşık 11 milyon dolar kâr etti. Aynı şekilde Fırat EDAŞ’ta da, TEDAŞ Genel Müdürlüğü kendisine ait kaynaklar ve ilave sermaye yoluyla toplam 460 milyon 297 bin 48 TL kaynağı bu şirkette bıraktı. Bu CHP’li Erdoğdu, “Yani bu şirketleri satın alanların verdikleri paradan daha fazlasını aynı gün geri aldığı ya da bir diğer ifadeyle bu iki şirketin üzerine de fazladan para vermek suretiyle satıldığı görülmektedir. İşin gerçeği şudur; TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün elektrik dağıtım şirketlerinin bir bölümü özel sektöre karşılıksız devredilmektedir” dedi. paranın ‘Verdikleri fazlasını aynı gün aldılar’ Balbay’dan vekillere mektup 1 Mayıs’ta ağır yaralanan Dilan Alp, başka hastaneye yatırılacak ‘Ergenekon kurgusu amaca ulaştı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Balbay, CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu aracılığıyla tüm CHP milletvekillerine “Ergenekon davasına ilişkin paylaşmak istediğim genel değerlendirme” başlıklı bir yazı gönderdi. CHP’li vekillere bugün dağıtılacak yazıda Balbay, 22 iddianamenin birleştirilmesiyle oluşan torba davada açıklanan mütalaa ile karar aşamasına gelindiğini anımsattı. Ergenekon davasının olmamış darbe iddiaları, delilsiz suçlamalar, hiçbir şekilde suç unsuru oluşturmayan sosyal faaliyetler, meslek faaliyetlerinin toplamı olduğunu kaydeden Balbay, bütün bunlara Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet gazetesine atılan bomba olayı eklenerek davaya “cebir ve şiddet” unsurunun katıldığını ifade etti. Balbay, Danıştay cinayetinin Ergenekon davası kapsamına alınmasını, bir sanığın hem gizli hem de açık tanık olarak verdiği ifadenin sağladığını belirterek, “Mütalaaya göre Osman Yıldırım adlı sanık, açık tanık olarak ifade vermiş, daha sonra gizli tanık olarak bu ifadeyi ‘doğrulamıştır’. Bu durum hukuk adına utanç vericidir. Mütalaanın 1169. sayfası okunduğunda gerçek görülecektir” dedi. Zorla taburcu Meydanda kimse çukura düşmedi Galatasaraylıların Taksim meydanında önceki gece yaptığı şampiyonluk kutlamasına binlerce kişi katıldı. Gece geç saatlere kadar kutlama yapan taraftarlar her hangi bir olumsuzluk yaşanmadan olaysız şekilde dağıldı. İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşanan olaylarda başına isabet eden gaz bombası kapsülüyle ağır yaralanan Dilan Alp’in babası Ali Ekber Alp, Dilan’ın tedavi gördüğü hastaneden zorla taburcu edilmek istendiğini, bunun üzerine kendilerinin Dilan’ı başka bir hastaneye nakledeceklerini söyledi. Ali Ekber Alp “Bize hastane tarafından ‘Yerimiz yok Dilan’ı taburcu edeceğiz’ denildi. Benim de içim elverdiği için birkaç gün daha hastanede kalsın dedim. Ancak hastane tarafından bize ‘Taburcu olabilir ister eve götürün, ister başka bir hastaneye götürün’ denildi” dedi. ‘Amaçları Taksim’i işçi sınıfına kapatmak’ İstanbul Haber Servisi 1 Mayıs Tertip Komitesi, Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isterken gözaltına alınanlara yönelik açıklamaları nedeniyle suç duyurusunda bulundu. İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yapan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, “Taksim’de, dün akşam (önceki gün) binlerce Galatasaray taraftarı gece karanlığında şampiyonluğu kutlayabilmişlerdir. Herhangi bir olumsuz tablo ortaya çıkmamıştır. Yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki amaç doğrudan Taksim’i işçi sınıfına kapatmaktır” dedi. 1 Mayıs’ta polis şiddeti nedeniyle yaralanan 17 yaşındaki Dilan Alp’in babası Ali Ekber Alp de İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’dan şikâyetçi oldu. Alp, “Vali, yalan yanlış beyanda bulunup şahsımı, ailemi ve gururumu incitti” dedi. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyeleri de Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanı Muammer Güler, Vali Mutlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın hakkında suç duyurusunda bulundular. Balbay, şöyle devam etti: “Mütalaada bana yönelik suçlama şudur: Mustafa Balbay, hükümeti devirmeye teşebbüs etmiştir. Buna delil olarak da şunlar gösterilmektedir: Bilgisayarımdan çıktığı iddia edilen notlar, yaptığım görüşmeler, yazdığım haberler, kitaplar. Ben bu notların orijinal olmadığını, delil değeri taşımadığını, sonradan oluşturulduğunu bilirkişi raporlarıyla kanıtladım. Bir gazeteci herkesle görüşür, gündemdeki her konuyla ilgilenir, yazdığı her haberin, yorumun bilgisinibelgesini bulundurur. Benim meslek aşkım ve başarılarım bu davada suç delili olarak kullanılmaktadır. Özgürlükte yazdığım 5 bini aşkın köşe yazısı, yüzlerce haber, 23 kitap ortadadır. Birinde suç unsuru yoktur. Ancak bu kitaplarda ve haberlerde kullandığım belgeleri bana ‘Ergenekon terör örgütü’nün verdiği iddia edilmektedir.” Balbay, “Gerçek şu ki; Cumhuriyet Ankara Bürosu’nun yani köşe yazarlığını ve Ankara Temsilciliği yaptığım kurumun 10 hatlık santral telefonu benim kişisel telefonummuş gibi işlem görmüş. Her gün ortalama 60 kişinin gazetecilik gibi bir meslek gereği aktif olarak kullandığı bu santralın tüm görüşmelerini benim yaptığım gibi akıl dışı bir iddia ile karşı karşıyayım” değerlendirmesini yaptı. Ergenekon davasının Türkiye’de büyük bir korku ikliminin yaratılması, muhalefetin susturulması, pek çok kurumun gerçek işlevini yerine getiremeyecek şekilde işlevsizleştirilmesi sonucunu doğurduğunu belirten Balbay, davayı kurgulayanlar açısından amaca ulaşıldığını kaydetti. Balbay, “Davanın sonuçlanma aşamasına gelindiğinde İmralı ile karşılaştırılması, bu amaçların yanı sıra sanıkların adeta ‘rehine’ olarak tutulduğu yargısını gündeme getirmiştir” dedi. başarılarım ‘Mesleki suç delili oldu’ Mutlu: Yüz bin taraftar gelmedi İstanbul Haber Servisi İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 1 Mayıs kutlamalarına izin verilmeyen Taksim’de Galatasaray taraftarlarının gerçekleştirdiği şampiyonluk kutlamalarıyla ilgili eleştirilere yanıt verdi. Gazetecierin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Mutlu, “Akşamki gösteri 100 bin G.Saray taraftarının gelip de bütün bir gün boyunca kutlama yaptığı bir yer değildir. Bu iki konuyu birbiriyle karıştırmanın, 1 Mayıs’la yapılmak istenen gösterilerle G.Saray’ın şampiyonluğunu kısa süreli kutlama yönündeki heyecanını birbiriyle aynı sepete koyup, bunun üzerinden değerlendirme yapmak haksızlıktır” diye konuştu. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününde Okmeydanı’nda başına gelen gaz kapsülü sonucu ağır yaralanan Meral Dönmez de taburcu oldu. Avukat Ekan Bolaç Dönmez’in dün öğle saatlerinde evine döndüğünü ve tedavisinin burada süreceğini açıkladı. Bolaç, Meral Dönmez’in önceki gün yoğun bakımda olduğu sırada odasına polislerin girerek ifade almaya çalıştığını belirterek “Avukat olmadan ifade alınmaya çalışılmış, Meral bir şey hatırlamadığını ve ifade vermek istemediğini söylemiş. Bunun üzerine savcı ‘İfade vermiyorsa gözaltı işlemi başlatın’ demiş. Yaşananların ardından bizler hastaneye geldik ve Meral’in ifade verecek durumda olmadığını belirten tutanak tutturduk. Aile de bu konuyla ilgili şikâyetçi olacağını belirtti” dedi. CHP Milletvekili İlhan Cihaner de dün hastaneye gelerek Dilan Alp ile Meral Dönmez’i ziyaret etti. Cihaner, “AKP’nin ileri demokrasi masalı ile halkı aldattığının en büyük kanıtı 1 Mayıs’ta uygulanan şiddettir” dedi. hastanede Dönmez’e gözaltı girişimi AKP’nin Vatandaşa Küfür Ansiklopedisi ANKARA (ANKA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların vatandaşa yönelik “hakaret içerikli” sözlerini tarihleriyle derleyerek “AKP’nin Vatandaşa Hakaret AnsiklopedisiKüfürlarousse” ismiyle el broşürü haline getirdi. Oran, çalışmanın AKP’nin siyaset dilinin ve halk ile kurduğu iletişimin ne olduğunu gösterdiğini ifade ederek “Zeyid Aslan’ın TBMM’de ağza almaktan çekinmediği ağır küfürlerin bir istisna olmadığını, sadece bir adım ileri olduğunu görüyoruz. Küfürlarousse’un aynı AKP gibi 18 yaşından küçüklerden uzak bir yerde tutulmasını öneririm” dedi. İki memur hakaret iddiasıyla yargılanacak Erdoğan fotoğrafına 2 yıl 4 ay hapis istemi ANKARA (AA) Sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “montajlı” fotoğrafını paylaştıkları iddiasıyla iki memur hakkında, hakaret suçundan, 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istendi. Ankara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kıran tarafından hazırlanan iddianamede Başbakanlık İletişim Merkezi’ne gelen isimsiz bir mail’de, “bir kamu kurumunda çalışan yedi memurun, Facebook’tan, Başbakan Erdoğan ve hükümet aleyhinde paylaşımlarda bulunduğunun” ileri sürülmesi üzerine soruşturma başlatıldığı ve yapılan incelemede, F.Ş. ve Z.E.Y. isimli memurların paylaşımlarının “hakaret” suçunu oluşturduğunun tespit edildiği ifade edildi. İddianamede, F.Ş. ve Z.E.Y’nin, “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” suçundan 1 yıl 2’şer aydan, 2 yıl 4’er aya kadar hapsi istendi. Sanıklar ise hakaret etmek gibi bir niyetlerinin olmadğını belirtti. İnternette, içeriğini başkalarının oluşturduğu yazı, fotoğraf ve karikatürleri paylaşmış veya beğenmiş olabileceğini belirten F.Ş, “Bunları hakaret kastıyla yapmadım” dedi. ‘Sanıklar rehine’ ‘Anayasa tıkandı’ Dış Haberler Servisi Resmi davetli olarak gittiği Portekiz’de Cumhurbaşkanı Anibal Cavaco Silva tarafından resmi törenle karşılanan Cumhurbaşkanı Gül, ortak basın açıklamasında anayasa sürecine ilişkin mesajlar verdi. Bir gazetecinin Türkiye’deki yeni anayasa yapım çalışmalarına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine gül “Daha modern bir anayasa yapalım diye bütün siyasi partilerin algıları çerçevesinde bir çalışma başladı. Bu çalışmada gelinen noktada çok geniş bir uzlaşmanın olmasının biraz zor olduğu ortaya çıktı ve bir tıkanıklık söz konusu” dedi. Anayasada değişiklikler yaparak yola devam etme imkânı da olduğunu belirten Gül, “Partilerimiz ne karar verirlerse o olacaktır, ama bugünkü noktada tamamen yeniden yazılacak bir anayasayla ilgili bir tıkanıklık var maalesef” diye konuştu. (Fotoğraf: AA MAHMUT SERDAR ALAKUŞ) Aziz Kocaoğlu’na uluslararası görev İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Ortadoğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı’nın Tahran’da düzenlediği kongrede teşkilatın eşbaşkanlığına seçildi. Teşkilatın 20132016 dönemi yönetim organlarının da belirlendiği kongrede Kocaoğlu’nun yanı sıra, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de “eş başkanlık” görevine getirildi. Başkanlık görevine ise Tahran Belediye Başkanı Dr. Mohammad Bager Qalibaf getirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle