24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MAYIS 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Onlar ipi göğüsledi! Bir hız koşusuydu çünkü onlarınki, maraton değil... O yüzden tarih hata yaptı! Ve onlar emperyalizmi, vahşi kapitalizmi, tam bağımsızlığı 17’li yaşlarda fark ABD Kongresi raporu: AKP hükümeti muhaliflerini cemaat aracılığıyla susturdu ‘Gülen kullanıldı’ BAHADIR SELİM DİLEK Denizler... Tarihin kimi evresinde yaşananlar vardır ki aradan yıllar geçse anlatmak zordur... O yıllar bir dönemeçtir! Yanlışlar vardır, hatalar! Doğrular! Doğrular daha ağır basar... 68’li denilince aklımıza önce kim gelir? Deniz Gezmiş! İlhan Selçuk’un 2004’te yazdığı bir yazıyı buldum... Yazının girişini o yazıdan esinlenerek yazdım... “Gençlik güzeldir... Ya orta yaşlılık? Ya yaşlılık? İhtiyarlık? Argoda körolası hayatın göbek taşına yazılmıştır: Hızlı yaşa genç öl ki, cenazen yakışıklı olsun!” Bir ayrıntı vardı aslında yazıda... Yakışıklı ve güzel arasında anlam farkı “muazzam” sözcüğüyle dile getirilebilecek kadar derindir. Aslında 68 kuşağı sığ sulara dalmayı değil, derin sulara dalmayı yeğlerdi. Romantikti! O nedenle 68’lileri anlamak öyle çok kolay değildi... O romantizmin de bir anlamı ve derinliği vardı... Tarihin kimi evresinde yaşanan olayları yerli yerine oturtabilmek, salt bilimin değil, sanatın da işlevidir. HHH Deniz, Yusuf ve Hüseyin, dün mezarları başlarında anıldılar. Darağacına götürülüşlerinin 41. yıldönümüydü... Tarihin kimi evresini, o dönemeçleri, çıkmaz sokakları düşünürken Can Yücel’in Deniz’e adadığı “Mare Nostrum” şiiri geldi aklıma... Edebiyatın bir sezgisiydi bu... “En uzun koşuysa elbet Türkiye’de devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak En hızlısıydı hepimizin En önce göğüsledi ipi... Acıyorsam sana anam avradım olsun, Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!..” Tarihsel bir uzun koşuydu bu... O ip Deniz’in, Hüseyin’in ve Yusuf’un boğazına takılmadı.... ANKARA ABD Kongresi Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı, “Türkiye: Arka Plan ve ABD ile İlişkiler” başlığını taşıyan raporda Türkiye’deki basın özgürlüğünün “rutin endişe kaynağı” olduğu saptaması yapılırken Ergenekon ve Balyoz davalarına atıfla, AKP’nin Fethullah Gülen cemaatini muhalifleri susturmak için kullandığı değerlendirmesi yer aldı. Ortadoğu uzmanı Jim Zanotti imzasını taşıyan 41 sayfalık raporda, 1980’lerden bu yana, Türkiye’de, özellikle içeride temel değişimler yaşandığına işaret edildi ve Sünni Müslüman değerleri vurgulayan ekonomik bir orta sınıfın geliştiğine işaret edildi. Raporda, bu değişimin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışiş u ABD Kongresi Araştırmalar Merkezi’nin hazırladığı raporda, AKP’nin Fethullah Gülen hareketinden gelen yetkilileri, siyasi ve ideolojik muhalifleri susturmak veya zayıflatmak için kullandığı belirtildi. Raporda ayrıca basın özgürlüğünün rutin endişe kaynağı olduğu, Türkiye’nin siyasal ve anayasal bir evrim geçirdiği saptaması yapıldı. leri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun başını çektiği AKP’nin iktidara gelmesini beslediği dile getirildi. Raporun Türkiye’deki iç politikanın değerlendirildiği bölümünde, yurtiçindeki gelişmelerin, ülkenin sivilasker dengesinin, kamusal yaşamda din üzerindeki tartışmaların, Kürt ve diğer etnik ve dini azınlıkların durumunun, basın ve sivil toplum ile ilgili özgürlükler konusunda artan endişeleri etkilediğine dikkat çekildi. Bu konudaki gelişmelerin Türkiye’nin dış politikasının şekillendirilmesinde ve yürütülmesinde de etkili olduğu dile getirilen raporda, “Çeşitli raporlar Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’nin daha fazla güç elde etmek için yeni bir anayasa üzerinde 2013 yılında, Başkanlık için TBMM’den onay isteyebileceğini göstermektedir” de İç politika kaygısı 111 ÖNEMLİ İSİM Aydınlardan demokrasi bildisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında yazar, sanatçı, gazeteci, akademisyen ve CHP milletvekillerinin bulunduğu 111 aydın, “Barış İçin Özgürlükçü Demokrasi” bildirisi yayımladı. Kürt sorununun askeri değil siyasi yöntemlerle çözülebileceği belirtilen bildiride, “Barışın teminatı çoğulcu, özgürlükçü, eşitlikçi demokrasidir” denildi. Bildiriye imza atan isimlerin, önümüzdeki günlerde metin çerçevesinde etkinlikler yapmayı, orta vadede ise platformlaşmayı sağlamayı amaçladığı bildirildi. Bildiride, özetle şu mesajlar verildi: 4 Sürecin kalıcı barış ve tüm Türkiye için özgürlükçü bir demokrasi sağlayacak şekilde sonlandırılması için yeni anayasa hazırlama süreci de bir fırsattır. 4 Seçim barajının düşürülmesi, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması, Türkçe dışındaki dillerde siyaset yapılabilmesinin önünün açılması gibi birçok değişiklik çok kısa bir sürede gerçekleştirilebilir ve gerçekleştirilmelidir. 4 Sürecin mevcut ilerleyişi bazı kaygılara yol açmaktadır. 1 Mayıs 2013 tarihinde uygulanan orantısız ve gayrimeşru devlet şiddeti de bu kaygıları artırmıştır. Geldiğimiz aşamada hangi kalıcı demokratikleşme adımlarının da atılacağının konuşulması bir zorunluluktur. 4 Kürt sorununun çözümü ile doğrudan bir ilişkisi olmayan başkanlık sistemi tartışmalarının sürece dahil edilmesi demokratik mutabakatın önünde tıkayıcı bir unsurdur. 4 Yurtta barış bölgede barışla beraber düşünülmelidir. Türkiye’nin Ortadoğu politikasının emperyal ve mezhepsel saiklerle belirlenmesine son verilmelidir. Metnin altında imzası bulunan 111 kişiden bazıları şöyle: Ahmet Şık, Akın Birdal, Alaattin Yüksel, Ayşenur Arslan, Binnaz Toprak, Burhan Şenatalar, Büşra Ersanlı, Can Dündar, Ece Temelkuran, Ercan Geçmez, Ercan Karakaş, Ertuğrul Mavioğlu, Eşber Yağmurdereli, Fikri Sağlar, Gülseren Onanç, Harun Tekin, Hüseyin Aygün, İbrahim Kaboğlu, İlhan Cihaner, İrfan Aktan, Mehmet Emin Aktar, Melda Onur, Müjde Ar, Orhan Gazi Ertekin, Osman Kavala, Özge Mumcu, Özgür Mumcu, Pınar Kür, Rıza Türmen, Sena Kaleli, Sezgin Tanrıkulu, Tarık Ziya Ekinci, Veli Ağbaba. ğerlendirmesi yapıldı. “Birçok gözlemci, Erdoğan’ın Türkiye’nin ilk doğrudan başkanlık seçimlerinde başkanlığı zorlayacağını tahmin ediyor” görüşünün dile getirildiği raporda, “Yurtiçi ve uluslararası gözlemcilerin, Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin sivil özgürlüklerin düzeyi konusunda kaygıları yükseldi” denildi. Raporda, basın özgürlüğüne ilişkin ihlallerin Türkiye’de rutin endişe olduğuna dikkat çekilerek buna karşı alınan önlemlerin olağandışı şiddetli ve ideolojik olmasının eleştirildiğine işaret edildi. Bu önlemlerin, insan hakları örgütleri ve uluslararası gözlemcilerin belirsiz ve aşırı geniş olduğu için eleştirdiği Terörle Mücadele Yasası altında Kürt kanaat önderleri, muvazzaf ve emekli subaylar da dahil olmak üzere, sindirme ve çok sayıda gazetecinin tutuklanması olduğuna işaret edildi. Medya ve siyasi örgütlenme özgürlükleri ile ilgili güncel kaygıların Kürt sorunu ile Ergenekon ve Balyoz davalarına ilişkin olduğu vurgulanan raporda, temyiz aşamasının devam ettiği ve bu davaların muhtemelen İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne gideceği değerlendirmesi yapıldı. Raporda, AKP’nin Fethullah Gülen hareketinden gelen yetkilileri, siyasi ve ideolojik muhalifleri susturmak veya zayıflatmak için kullandığı belirtildi. Raporda, bazı gözlemcilerin Erdoğan’ın önerdiği anayasa değişikliklerinin güçler ayrılığını kaldıracak olmasından kaygı duyduğu ifade edildi. Kongre üyelerinin Türkiye ile ilişkilerde silah satımı, Kürt hakları ve Ermeni soykırımı konularına dikkat etmesi istenen raporda, “Kongre üyeleri, Suriye iç savaşıyla ilgili alacakları tutumu Türkiyeİsrail ilişkilerine endekslememeli. ABD’nin gelecekteki çıkarları göz önünde bulundurulmalı” değerlendirmesi de yapıldı. “Türkiye ile ilgili konularda Kongre üyelerinin aldığı pozisyonlar, bu kritik dönemde küresel ve bölgesel istikrar ile bilhassa Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi ve anayasal evrimi için ABD’nin önceliklerini de gösterecektir. Türk liderlerin gelecekteki dış politikayı etkileyebilecek retorikleri, kararları ve dengeleri de bundan etkilenecektir” denilen raporda, “Kongre’nin belirleyeceği pozisyon, Türkiye’nin halen süreç içinde olan sivil liderliğinde, bireysel haklar, azınlık hakları, basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü tanıyan demokratik hükümete bağlılığına etki edecektir” görüşü dile getirildi. Kongre üyelerine öneri Akillere içeride tepki dışarıda protesto Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Grubu, Trabzon kent merkezine 12 kilometre uzaklıktaki bir otelde bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Otelin önünde 300 kadar jandarma geniş güvenlik önlemleri alırken, CHP, MHP, TGB, İP protesto gösterileri yaptı. Protestocular, “Erdoğan’ın akili Trabzon’dan defol”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “TürkKürt kardeştir, akiller kalleştir” sloganları attı. Heyet üyelerinden KTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, terörün 30 yıldır ülke gündemini meşgul ettiğini belirterek, çözüm sürecini hükümetin yürüttüğünü, kendilerinin halkın düşüncelerini öğrenmekle görevli olduklarını söyledi. Gazeteci Oral Çalışlar da Türkiye’nin değiştiğini ve yeni bir döneme girdiğini, ne verilip verilmeyeceğine milletin seçimlerde karar vereceğini söyledi. Dinleyicilerden gazeteci Osman Cudi Yılmaz, “Ben Mustafa Kemal’in askeriyim” diye başladığı konuşmasında, Türk kimliğinin anayasadan çıkarılmasının kabul edilemeyeceğini, ulus olmanın en önemli koşulunun dil birliği olduğunu söyledi. Anadolu Gençlik Derneği üyesi Zerrin Aydın, toplantı boyunca yapılan birçok konuşmada başörtüsü sorununun gündeme getirildiğini, ancak bu olayla başörtüsünün bir ilgisinin bulunmadığını belirtti. CHP Trabzon İl Başkanı Yavuz Karan ve MHP Trabzon İl Başkanı Muammer Demeli yaptıkları açıklamalarla toplantıyı kınadı. (AHMET ŞEFİK) etmişlerdi... 20’li yaşlarında tarihin sayfaları düşürken, hiçbir şeye boyun eğmediler. HHH Onlar ABD emperyalizmine karşıydılar! Yurtseverdiler! Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesinden yanaydılar! Samsun’dan Ankara’ya yürürken ellerinde Türk bayrakları ve Mustafa Kemal’in posterleri vardı! Her zaman büyük bir devrimci dayanışması göstermişlerdi. Farklı ideolojilerde olsalar bile içtenlik içindeydiler! Yakındılar birbirlerine! Umutları, yaşam sevinçleri, romantizmleri ve çocuksu düşleri çağdaş ve uygar bir Türkiye içinde... O yıllar sayısı çok az olan Marksist literatürden olumlu sonuçlar çıkaran kimi arkadaşlar vardı. Eğer silahlı mücadeleye başlamayıp, demokratik siyasal yaşama TİP’le devam etselerdi, bugün Türkiye’de solcular bölük pörçük olmazdı. Tarihsel bir dönemi yaşadık hep birlikte... 68’liler 60’lı yaşların ortalarına çoktan geldi. Dedim ya gençlik güzeldir... Ya orta yaşlılık? Yaşlılık? İhtiyarlık? HHH Yıllar geçiyor... Zamane zamanın zavallı dışavurumunun geçici aydınlanış sürecidir. Neden yazıyorum bunları? Dönek ve “yetmez ama evet” diyen, 11 yıldır AKP’ye destek veren kimi 68’liler için! Susun bari hiç konuşmayın! Deniz’in, Hüseyin’in, Mahir’in, Yusuf’un, Cihan’ın adlarını ağzınıza almayın... Güzellik insanın vicdanındadır, genç yaşta ölmekte değil... Bugün yaşasalardı yine güzel olacaklardı... Güzellik, çirkinlik, yakışıklılık geniş bir kavramdır... Tarihsel zamanın sürekliliği içinde, mutlaka vicdanın güzelliğiyle buluşur... Elbet insani duygular taşıyana! İLK ÖRGÜTLENME DİYARBAKIR’da Bölgedeki STK’ler ‘süreci’ izleyecek MAHMUT ORAL Ezidiler dönmek istiyor PKK ve devlet arasında sıkışıp kaçmak zorunda kaldılar, şimdi de yöre halkına sözleşmeyle verdikleri topraklarını geri almaya çalışıyorlar CİVAN DEĞER BATMAN Çatışmalı ortam nedeniyle 1990’lı yılların başlarında Avrupa’ya göç eden Ezidiler, topraklarını geri istiyor. Yöre halkına sözleşmeyle emanet ettikleri tapulu arazilerinin, dönmek istediklerinde kendilerine verilmediğini anlatan Nedim Erkiş, “Devlet korucu olmamızı istedi, reddettik. Diğer taraftan dağa çıkmamız istendi. Onu da kabul etmeyince köylerimizi boşaltmak zorunda kaldık. 1984 yıllarında Türkiye’de 50 bin civarında Ezidi vatandaşı vardı, bu sayı şimdi 500’den az. Barış sürecini destekliyoruz. Kürtler kendi içindeki Ezidilerle bu barış sürecinde yüzleşmelidir. Topraklarımıza dönüp yatırım yapmak istiyoruz” dedi. Ezidiler, bölgedeki çatışmalı ortam nedeniyle 1990’lı yıllarda Avrupa’ya göç etti. Batman’ın Beşiri ilçesi ne bağlı köylerde yaşayan Ezidiler, tapulu arazilerini senet ve sözleşmeyle döndüklerinde geri almak üzere bölge halkına emanet etti. Barış süreci başlayınca bölgeye dönmek isteyen Ezidilere, yöre halkı toprakları düğümüz zaman evlerimiz ve topraklarımız verilecekti. Türkiye’de barış süreci başlayınca Avrupa’da bulunan ailelerimizle geri dönmeye karar verdik. Önce bize gelebileceğimizi söylediler. Dönüş hazır bırakılıyordu. Halkın bizim üzerimizde ciddi anlamda psikolojik bir savaşı vardı. 1984 yıllarında Türkiye’de 50 bin civarında Ezidi vatandaşı varken bu sayı şimdi 500’den az” diye konuştu. DİYARBAKIR Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri, terör örgütü PKK’nin 8 Mayıs’tan itibaren başlayacağını açıkladığı geri çekilme sürecini izlemek için komisyon kurulduğunu açıkladı. Komisyonda Diyarbakır Barosu, İHD, Mazlum Der, KESK, Diyarbakır Tabip Odası, GÜNSİAD, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) , TUHADFED, MEYADER ve Barış Anneleri İnisiyatifi’ yer alıyor. Sivil toplum örgütleri adına konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Nahit Eren, “30 yıllık çatışma ortamının son bulması ve Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemle çözümü açısından başlatılan bu ta rihi sürecin hiçbir sebeple akamete uğramaması bakımından çekilme sürecinin oldukça hassas bir konu olduğunu belirtmek isteriz. Sürecin selametle ve tek bir insanımızın yaşamına mal olmadan tamamlanması için başta devlet yetkilileri ve kamu görevlileri olmak üzere ilgili herkesi iyi niyet ve sorumluluk içinde hareket etmeye davet ediyoruz” dedi. Komisyonun ilk olarak Diyarbakır’da kurulduğunu, diğer illerde de kurulabileceğini anlatan Eren, “Bizim buradaki temel hassasiyetimiz operasyonların yapılmaması, tarihi sürece zarar verecek provokatif ve aynı zamanda operasyonel müdahaleler olmamasıdır” diye konuştu. u Emanet topraklarını geri alabilmek için hukuk mücadelesi başlatan Ezidilerden Nedim Erkiş, ‘’Artık topraklarımıza, köylerimize dönmek istiyoruz. Kürtler kendi içindeki Ezidilerle bu barış sürecinde yüzleşmelidir” dedi. nı geri vermedi. Ezidiler de topraklarını geri almak için hukuk mücadelesi başlattı. Davanın ikinci duruşması yarın Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılacak. Nedim Erkiş, “Beşiri ilçesine bağlı Kuşçukuru köyümüzü ve bunun içinde tapulu evle arazilerimizi emanet olarak köyün ve bölgenin ileri gelenlerine teslim edip ayrıldık. Dönlığı yaptığımız dönemde, verilen sözlerinden caydılar. Biz işin hukuki boyutlara gitmesini istemezdik” dedi. 1990’larda devletin korucu olmak için, örgütün de dağa çıkmaları için baskı yaptığını anlatan Erkiş, “Köylerimizi boşaltmak zorunda kaldık. Devlet bize hiçbir zaman sahip çıkmadı. Din hanemiz bile boş yüzleşmeli’ ‘Kürtler ‘NE MAKSATLA SÖYLEDİ BİLMİYORUZ’ Hiçbir zaman topraklarından kopmadıklarını, yurtdışında vefat eden Ezidi vatandaşlarını yine kendi köylerine defnettiklerini anlatan Erkiş, “Artık topraklarımıza, köylerimize dönmek istiyoruz. Kürtler kendi içindeki Ezidilerle bu barış sürecinde yüzleşmelidir” dedi. Ezidilerin barış sürecine destek verdiğini ifade eden Erkiş, “Akil insanlar bizleri ziyaret etmelidir. Mardin Milletvekili Ahmet Türk, Diyarbakır’da yapılan Ezidi konferansında bizden özür dileyerek erdemini gösterdi. Bu bizler için önemli bir adım” dedi. Arınç’tan Çiçek’e ‘çekilme’ yalanlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in, PKK’li teröristlerin sınır dışına çıkmasıyla ilgili olarak, “8 Mayıs tarihi sanal bir tarihtir. Onlar şimdiye çoktan çekildi” sözlerini yalanladı. Arınç, “Bu süreci hukuk sınırları içerisinde götürüyoruz. Meclis Başkanımızın hangi maksatla söylediğini bilmediğimiz ‘Aslında çıkmışlardır’ sözü bizim gündemimizde yoktur” ifadelerini kullandı. Bakanlar Kurulu dün toplandı. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Arınç, Kızılcahamam kampının ardından gündeme gelen askerlik süresinin kısalacağı ve bedelli askerlikle ilgili, “Bedelli askerlikle ilgili cevabımız kesindir. Yeni bir bedelli düşünmüyoruz. İleride ihtiyaç duyulduğunda yeniden konuşulur. Askerlik süresinin kısalması ile ilgili olarak da şu anda bir düzenleme yok” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle