25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
C CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ İmtiyaz Sahibi: Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Yazıişleri Müdürleri: Murat Ataş Ayşe Yıldırım Başlangıç Aykut Küçükkaya (Yazıişleri Müdür Yrd.Sorumlu Müdür) Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım Ekonomi: Hasan Eriş Dış Haberler: Özgür Ulusoy Kültür: Celâl Üster Spor: Arif Kızılyalın Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), İbrahim Yıldız (Başkan Yardımcısı), Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Emre Kongar, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Utku Çakırözer Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 4423050 Faks: (0312) 4423010 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: (0232) 4411220, Faks: (0232) 4418745 ? Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Ap. B Blok No: 80/5 Tel: (0242) 2480057 Faks: (0242) 2430509 ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Tunca Çinkaya ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212)251 98 68 Rezervasyon: (0212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 posta@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt İstanbul 7 MAYIS 2013 İmsak: 4.04 Güneş: 5.48 Öğle: 13.08 İkindi: 16.59 Akşam: 20.15 Yatsı: 21.50 Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Yenilenebilir enerji yatırımları özellikle Ege’de kırmızı kartla karşılaşıyor Projeleri rüzgâr çarptı LEYLA TAVŞANOĞLU “Acaba bizim Hava Kuvvetleri yenilenebilir enerjiye karşı mı? Yoksa sırf önemini pek de kavrayamadığı ya da deyim yerindeyse işi gevşek tuttuğu için mi yenilenebilir enerjiye, daha açık söylemek gerekirse rüzgâr enerjisine böyle önemsemez bir tutum içinde?” Bu soruyu soran önde gelen bir enerji uzmanı. Daha da ileri gidiyor ve kendi deyimiyle bu “yassah hemşerim” tavrının pek çok yenilenebilir enerji yatırımcısını bezdirdiğine dikkat çekiyor. Yatırımcılar Enerji Bakanlığı ve Genelkurmay’ın “olur”u olmadan teminat bedellerini ödemiş olsalar bile faaliyete geçmekte engellenebiliyorlar. Bir de üstelik yatırdıkları teminat bedeli devlete “irat” (gelir) kaydediliyor. Son bir yasa değişikliğiyle işin içine MİT de dahil edildi. Mevzuat gereği yenilenebilir enerji alanında yatırım yapmak isteyenler, özellikle Ege Şugar Kakava EDİRNE (Cumhuriyet) Edirne’de her yıl geleneksel olarak düzenlenen “KakavaHıdrellez Şenlikleri”, pazar gecesi Kakava ateşinin yakılmasıyla başladı. Ateşin etrafında oynayan Roman genç kızlar, kendilerini görüntülemek isteyen gazetecilere ve fotoğraf sanatçılarına poz verdi. CHP’li Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi, Selimiye Camisi ve Külliyesi ile Kırkpınar’dan sonra KakavaHıdrellez Şenlikleri’nin de UNESCO’ya girmesi için çalışmalar yaptıklarını belirtti. Şenliklere katılanlara etli pilav ikram edildi. Kutlamalarda, “ŞugarÇay” Roman Güzellik Yarışması düzenlendi ve Bulgaristanlı Roman orkestrası “Karandila Gypsy Brass Orkestrası” konser verdi. Edirne Roman Dernekleri Federasyonu Başkanı Erdem Güyümgüler, “Bugün bütün duaların kabul olduğuna inanıyoruz. Bu sabah Romanlar evlerinde süt ve kurabiye ile kahvaltı yaparlar, tatlı ve huzur içinde yaşamak için” dedi. Kutlamalara yabancı turistler de ilgi gösterdi. Edirne yine şenlikliydi bölgesinde Hava Kuvvetleri’nin kırmızı kartıyla karşılaşıyor. Özellikle Çeşme Havzası’ndaki rüzgâr türbinleri yatırımlarının zora girmesinin nedeni olarak bunların bölgedeki radar sistemlerinde olumsuz etki yapmaları gösteriliyor. Oysa dünyada havacılık sektöründeki Rüzgâr Enerjisi Sistemleri (RES) projeleri için kullandığı “Eurocontrol Guide 130” yönergelerinde de belirtildiği gibi rüzgâr türbinlerinin radar sistemleri üzerindeki etkileri teknik ve teknolojik olarak ortadan kaldırılabiliyor. Uzun dönem bu sorun beklemeye alınmış, 2012’de TÜBİTAK devreye girerek bu boşluğu doldurmaya çalışmıştı. Ancak süreçlerin kısaltılabilmesi için somut adımlar bir türlü atılamadı. Hatta bazı bölgelerde hemen 1 km. yakınındaki komşu projeye izin verilirken bir diğerine yine “yassah hemşerim” mantığıyla izin verilmediği biliniyor. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğum kimi uzmanlara, Hava Kuvvetleri’nin bu tavrının acaba Yunan tehdidinden mi kaynaklandığını soruyorum. Aldığım yanıt hemen hemen aynı: “Yetmiş altı milyonluk Türkiye dokuz milyon nüfuslu Yunanistan’dan korkuyorsa buna sadece yersiz bir fobi diyebiliriz.” Avro kayıp ? Beş yıllık üretim kaybının parasal değeri 520 milyon Avro düzeyinde. Bu kayba ek olarak Çeşme Havzası’ndaki 17 proje içinden orta gerilimden bağlantı kuracak 10 proje henüz bağlantısını yapabilecekleri santralları olmamasına karşın trafo merkezlerinin inşaatı için proje sahiplerinin TEİAŞ’a 22 milyon lira ödeme yaptıkları belirtiliyor. TBMM’ye sunulan yeni Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı 6. maddesi kapsamında yeni projelerde benzer sorunların oluşmasına engel olmak için ön lisans uygulamasının öngörüldüğü belirtiliyor. Ancak özellikle Çeşme Havzası’ndaki halihazırda lisans sahibi olan ve belli ölçüde yatırımlarına devam eden yatırımcıların mağduriyeti sürüyor. Milyonlarca Sakız’da roket savaşı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yunanistan’ın Sakız Adası’nda Paskalya etkinlikleri kapsamında düzenlenen roket savaşı, hafta sonu yapıldı. Etkinliğe Çeşme üzerinden adaya geçen yaklaşık 700 kişi katıldı. Vrondados köyündeki 400 metre aralıklı Aziz Markos ve Panagia Erityani kiliseleri arasındaki roket savaşı akşam saatlerinden itibaren başladı ve gece 01.30’da kadar sürdü. Kökleri Osmanlı egemenliği dönemine dek uzanan roket savaşlarının, iki kilisenin cemaat kazanma çekişmesinden başladığı savlanıyor. Taş atmayla başlayan sürtüşme zamanla yerini tehlikeli top atışlarına bırakmış. Bugün artık anmaya dönüşen etkinlik havai fişeklerle yapılıyor. Paskalya kutlamaları Batık yatırımcı cenneti ? Yine Çeşme Havzası’ndan örnek vermek gerekirse, bölgede bulunan toplam 459 MW kurulu güce sahip 17 proje 2008’den bu yana yatırım için bekliyor. 49 yıllık lisans sürelerinin beş yılı ilk olarak Çeşme bölgesindeki RES’lerin bağlanabileceği trafo merkezlerinin mevcut olmaması, sonraki süreçteyse Hava Kuvvetleri’nin radar değerlendirmelerinin bir türlü sonuçlandırılamaması nedeniyle deyim yerindeyse havaya uçmuş durumda. Lisans anlaşmaları yapılıp beş yıl mücadele etmelerine rağmen yatırımcıların lisansı yatırıma dönüştürememe riski de var. Bu nedenle Türkiye’de lisans almış ama bunu hayata geçiremediği için batmış ciddi sayıda yatırımcı bulunuyor. İlk kez İstanbul dışında Ortodoks dünyasının bugünlerde kutladığı Paskalya, Fener Rum Patrikhanesi tarihinde ilk kez İstanbul dışında kutlandı. Patrik Bartholomeos’un doğum yeri Gökçeada’da yapılan ayin birçok ülkede canlı olarak yayımlandı. Anaerkil, Ataerkil Derken Çocukerkil Olduk! Atölye öğrencilerimden biri, gayet başarılı bir psikolog, adı sanı çok meşhur bir okulda rehber öğretmenlik yapıyor, parası da gayet iyi; “Yeter artık hocam” dedi, “istifa ediyorum.” “Neden, niçin” diye sordum. “Aşağılanmaktan, bıktım usandım” dedi, “çocuk arkadaşının ödev yaptığı defteri yırtıyor, öğrenmen cezalandırıyor, hop anında velisi okulda. ‘Benim çocuğuma nasıl ceza verirsiniz? Siz ve o öğretmen kim oluyorsunuz? Ve benim kim olduğumu biliyor musunuz?’ Ben bu kadar şımarık veliler görmedim. Çocukları prens ya da prenses. Onlar özgür çocuklarmış, canlarının istediğini yaparlarmış. Yeter artık!” Öğrencimin abarttığını düşündüm. Ayrıca özel bir okulda, sonuçta parayı veren düdüğü biraz daha hızlı çalabilir. Ama öyle değilmiş, sıradan okullarda öğretmenlik yapan arkadaşlarım da velilerden şikâyetçiler. Şimdi size bir olay anlatacağım, gene atölye öğrencilerimden birinin liseye giden bir oğlu var. Çocukluğunu bilirim, her zaman duyarlı, müziğe ve şiire meraklı bir çocuktu. Ergenlikte de bu meraklarını hiç yitirmedi. Erkek çocukların kızlara yaptığı eşek şakalarına hep karşı çıktı, yıl sonu balolarında kızları dansa kaldıran tek erkekti. Günün birinde dehşetle annesine geldi; okulda ona gıcık olan bir çocuk, internette onun eşcinsel olduğunu yazmıştı. Fotoğraf da koymuştu, onun kızlarla dostça konuştuğu, dans ettiği fotoğraflar... Ortalık birden karıştı, öğrencim derhal müdüre gidip durumu anlattı ve internette arkadaşının eşcinsel olduğunu yazan çocuğa, üç gün uzaklaştırma verildi, ama işler durulmadı; çocuğun babası müdürü tehdit etti. Cezayı sildirdi. Arkadaşım dehşet unutmadı. Sadece okullarda mı, her yerde şımarık ve ne yaptığını bilmeyen çocuklar ve buna gülerek göz yuman, “benim çocuğum her şeyi yapabilir” diyen anneler, babalar. Adeta çocuklar anne babalarını esir almış gibiler. Geçenlerde büyücek bir ayakkabı ve deri giysiler satan bir mağazadaydım. Bir aile içeri girdi. Anneye ayakkabı bakıyorlar. Ailenin dört beş yaşlarındaki iki çocuğu hemen etrafa dağılıp ayakkabıları yerlerinden çekip giymeye başladılar. Ben bakıyorum anne, baba ne diyecek diye. Kimseden ses yok. Ayakkabı dükkânında çalışanlar dağılan ayakkabıları topluyorlar; canları sıkkın, ama ses çıkaramıyorlar. Biliyorlar ki müşteri her zaman haklıdır. Ben ayakkabı seçmeyi bir yana bırakıp ne olacak diye bekliyorum. Çalışanlardan biri dayanamayıp çocuklardan birinin elindeki ayakkabıyı alıyor. Sen misin alan, bir feryat bir figan... Anne büyük bir hışımla yerinden fırlıyor ve ayakkabıyı alan çalışana “Çocukları üzmeye utanmıyor musun? Alt tarafı bir ayakkabı. Kızdırmayın beni, buradaki bütün ayakkabıları alırım ben. Benim çocuklarıma asla dokunamazsınız!” diye çıkışıyor. Ben gerçekten durumu kavrayamıyorum, bu velilere ne oldu da paçayı bu kadar çocuklara kaptırdılar. Neden artık evlerde, televizyon kumandaları çocukların elinde, neden haklı cezalar veren öğretmenler, müdürler neredeyse ölümle tehdit ediliyorlar? Aklımda daha binlerce örnek var. Anaerkil, ataerkil derken çocukerkil bir topluma doğru gidiyoruz. Bu konu devam edecek, çünkü görgüsüzlük ve bilgisizlik aileyi ele geçirmiş durumda. Şu çok kutsal dediğimiz aileyi. içindeydi. Çocuğu bütün okulda işaretlenmişti. Onunla sürekli alay ediliyordu. Sonuç, müdürün hiçbir ceza veremediği bir çocuk yüzünden öğrencimin oğlu büyük bir bunalıma girdi, intihar etmeye çalıştı, neyse ki başaramadı. Daha sonra aile başka bir yere taşındı ve o başka bir okula gitti. Şimdi bir üniversite öğrencisi ve güzel sanatlar okuyor, ama hiçbir zaman kendisine yapılan adaletsizliği
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle